• Sonuç bulunamadı

1. SERMAYE Şİ RKETLERİ VE KOOPERATİFLERİN UZLAŞMA YOLU İ LE YENİDEN

1.7. DİĞER HÜKÜMLER

1.7.1. Taraflara Tanınan Muafiyet ve İstisnalar

Yeniden yapılandırma felsefesinin amacına uygun olarak, kanun koyucu, zaten yaşam mücadelesi veren şirketin bir takım vergi ve harçlardan oluşan mali yükler altına sokulmasını önlemek istediği gibi, bu durumdaki şirketlere yardımcı olma amacı güden alacaklı ve finans kaynağı temin eden üçüncü kişilerin de bu tarz vergisel ve harç istisnalarından yararlanmalarını sağlayacak muafiyetler öngörmüştür(m.309/u). Buna göre ;

Tasdik edilen proje kapsamındaki;

-Yapılacak işlemler ve düzenlenecek kağıtlar (belgeler) 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisi ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan,

-Alacaklılar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muamele vergisinden,

-Borçluya kullandırılan ve kullandırılacak krediler, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan,

-Diğer benzeri, işlemler, kağıtlar ve krediler, vergi, resim, harç ve fon yükümlülüklerinden (4306 sayılı Kanun uyarınca ödenmesi gereken Eğitime Katkı Payı Hariç) istisna edilmiştir.

Hatta bu muafiyetler, alacaklıların tasdik edilen proje kapsamında edindikleri varlıkları elden çıkardıkları hallerde de uygulanacaktır.

-Tasdik edilen proje hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Hükümlerine göre alacaklı için, “değersiz alacak”, borçlu için ise “vazgeçilen alacak” olarak dikkate alınacaktır.

-Nitekim, tasdik edilen proje hükümleri uyarınca uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi halinde dahi, bu istisnalar geri alınamayacaktır.

-Yeniden yapılandırmadan yararlanan borçluyu teşvik edici bir diğer uygulama ise, borçlular tarafından alınmış olan teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, projeler ile belirlenen süreler kadar uzatılmış sayılacaktır.

319

-Yine, yeniden yapılandırma sürecinde noter onaylı olacağı öngörülmüş belgelere ilişkin olarak alınacak noter harcının maktu harç olacağı da açıkça öngörülmüştür.

Ancak, her nedense kanun koyucu konkordato veya iflasın ertelenmesinde benzeri muafiyet ve teşviklere yer vermemiştir. Bu tür benzeri vergi avantajları daha önce sadece İstanbul Yaklaşımı olarak bilinen “Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun” da yer almıştır.320

1.7.2. Cezai Hükümler

Kanunda uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmaya ilişkin olarak da bir takım cezai hükümler öngörülmüştür. Bu maddelerden birisi, m.309/t’nin son fıkrasında; “ara dönem denetçisi ve proje denetçisi hakkında 334/a madde hükümleri uygulanır” hükmüdür.4949 sayılı Kanun ile İİK’ya eklenen 334/a maddesi, konkordato komiserlerinin işledikleri suçlar bakımından TCK anlamında memur sayılarak cezalandırılacağını belirten hüküm iken, m.334/a, 5358 sayılı Kanununun 23. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, yeniden yapılandırmada görev alan ara dönem denetçisi ve proje denetçileri hakkında, görevleri nedeniyle işledikleri suçlar bakımından İcra ve İflas Kanunda bir düzenleme yoktur.

Aslında yeniden yapılandırmanın özelliği gereği ara dönem denetçisinin projenin tasdikinde(dinlenilmesine rağmen) çok fazla bir rolü yoktur. Zira projenin hazırlanması ve müzakeresi safhası borçlu insiyatifinde cereyan etmekte, ara dönem denetçisi de tasdik başvurusundan sonra görevlendirilmektedir. Bu nedenle ara dönem denetçisinin tasdiki sağlamaya yönelik çok fazla bir etkisi yoktur.

Buna karşılık ara dönem denetçisinin ve proje denetçisinin yeminli mali müşavirler olacağı belirtildiği için bunların ceza, sorumlulukları mahkeme tarafından atanmış olmaları halinde 3658 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uyarınca söz konusu olacaktır. 321

Buna karşın, 5092 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile İcra ve İflas Kanunun 334.maddesi değiştirilerek, sadece konkordato için öngörülmüş olan cezai hükme uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmaya başvuran şirketler de dahil edilerek, borçlu hakkında düzenlenmiş cezai bir hükme yer verilmiştir. Buna göre; sermaye şirketleri ile kooperatifler yeniden yapılandırma projesinin tasdik ettirmek için, hileli tutum ve davranışlarıyla mali durumu hakkında alacaklıları, ara dönem denetçisini veya yetkili memuru hataya düşürmek veya yeniden yapılandırma projesine uymamak yoluyla kasten zarara sebebiyet veren borçlu, ilgilinin şikayeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

320

Budak, 5092 sayılı Kanun,s.13.

321

Bu hükümde de görüleceği üzere, uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmada hilenin cereyan edeceği asıl süreç, tasdik başvurusu öncesi borçlunun alacaklıları ile müzakere ettiği süreçtir. Borçlu bu süreçte özellikle bağımsız denetim kuruluşlarına hazırlattıracağı raporlarda, diğer tüm mali belgelerde, mali durumunu olduğundan farklı gösterecek hileli tutum ve davranışlarda bulunabilecek, bu kişileri yanıltabilecektir. Bu nedenle kanun koyucu borçlunun bu süreçteki kötü niyetli tüm tutum ve davranışlarını cezalandırmıştır.Hükümde ayrıca, borçlunun projenin tasdiki sonrasında projeye uymayarak alacaklılarına kasten zarar vermesi de cezai yaptırım altına alınmıştır.

Ancak özellikle ara dönem denetçisinin ve proje denetçisinin mahkemece seçilmediği hallerde 3658 sayılı Kanun uyarınca cezalandırılmaları mümkün olamayacağından kanundaki bu boşluğun ve projenin hazırlanması ve kabulünde önemli bir görev üstlenen oylama görevlisinin cezai sorumluluğuna ilişkin boşluğun doldurulmasına ilişkin bir düzenleme yapılması gerekmektedir.322

Ayrıca, borçlunun yenide yapılandırmaya kötü niyetle başvurduğunu gösterecek unsurlardan birisi olan, yeniden yapılandırma projesinin tasdikini sağlamak amacıyla, bazılarına özel bir menfaat temini de suç sayılması gerekirken yeniden yapılandırmada buna yönelik bir düzenleme yapılmamıştır. Zira, bu husus yeniden yapılandırma projesinin tasdikini dahi etkileyebilecektir. Bu nedenle iflas ve konkordatoda özel menfaat sağlanmasını cezalandıran m.333’e yeniden yapılandırmanın da eklenmesi uygun olacaktır.323