• Sonuç bulunamadı

Studies II: Carpets of The Mediterranean Countries (1400-1600), (ed R Pinner and W B Denny), London:

İKİNCİ BÖLÜM İDARİ YAP

2.5 Hukukî Nizamları

Yaylak ve kışlak arasında hareketli bir yapıya sahip olduklarından devamlı bir yurt tutmayan Yörükler için var olan mevcut durum yerleşik ahali ile aralarında birtakım hukuki farklar doğmasına yol açmıştır. Ödenen vergiler ekonomik faaliyetlere göre farklı olmakla birlikte diledikleri yerde gezebileceklerine dair kanunlar olmadığı gibi geçici olarak konaklayacakları yerlerde de istedikleri kadar kalamayacakları hükme bağlanan Yörükler, iktisadi faaliyetleri ve yaşadıkları yerlerin adlarıyla birbirlerinden ayrılmıştır.406

Hukuki ve malî olarak yaşadıkları topraklar üzerinde timar, zeamet ve has reayası olarak değerlendirilen Yörükler, gerek has şeklinde gerekse bir sancağın vergi dairesi içerisinde mukataaya verilmek suretiyle idare edildiği zaman başlarında hükümet tarafından tayin edilmiş bir voyvoda bulunurdu. Kendilerine bağlı konargöçerlerin bir derbend’de görevlendirilmesi halinde Derbend Ağası olan voyvodalar, idarede acizlik gösterdikleri zaman azledilirlerdi. Bu voyvodalara umumiyetle Türkmen Voyvodası ve Türkmen Ağası denmekle birlikte bunların vazifesi başlarında bulundukları konargöçer teşekküllerin inzibatını temin etmek yanında hayvan başına verilecek vergi miktarını önceden belirlemek için sayım yapmak ve vergileri düzenli bir şekilde toplamaktı.407

Osmanlı idari yapısı içerisinde bulunan Yörükler, taşrada idari bakımdan yerleşikler gibi bir eyalet içindeki sancağa bağlı olup bu bağlılıktaki temel ölçü yaylak ve kışlak alanlarının o sancak içerisinde yer almasıydı. Yaylak ve kışlak alanları bazen farklı sancaklar içerisinde de bulunurdu ancak bu durumda genellikle idari bakımdan bağlı oldukları yer, daha uzun süre kaldıkları ve kontrol edilebilir bir hayat tarzı yaşadıkları kışlak yerlerinin bulunduğu sancak

405

Nitekim aynı durumu Dahiliye Vekaletinin 1928 yılı köy adları verilerinde de görmek mümkündür. Bu verilere göre ondokuzuncu yüzyılda konargöçer halde bulunan Yörük oymak ve obalarından olup Serik Kazasına bağlı Aşağıtaife, Eskiyörük, Ötgünlü, Adıgüzel, Recepli, Telliler, Çoşlu, Hacıceliller, Köleler, Töngüşlü, Çakal, Hacıisalı, Hacıhamzalı, Sarıhabalı, Himmetli ve Fettahlı yanında Gebiz Nahiyesine bağlı Dorumlar, Kızıllı, Kındıra, Kozan, Kırbaş, Macar, Aşağıoba ve Akçapınar köy olarak kaydedilmesine rağmen 1970 yılında köy sayısı azaldığı gibi bunlardan Aşağıtaife, Ötkünlü, Adıgüzel, Recepli, Telliler, Çoşlu, Hacıceliller, Köleler, Çakal, Hacıisalı, Hacıhamzalı, Himmetli ve Fettahlı adlarında köylerin bulunmaması konargöçer haldeki muhtarlık kavramını çok güzel izah etmektedir. Nitekim 1950 yılında konargöçer halde bulunan bu oymak ve obaların muhtarlık mühürleri ellerinden alınarak yerleşmeye zorlandıkları gibi bunların çoğu diğer köylere yerleşmişlerdir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Muhammet Güçlü, “XX. Yüzyılın Başlarında Serik”, Türk Kültürü, sayı: 391, (Kasım 1995), s. 688-689.

406 Halaçoğlu, İskân Siyaseti, s. 20; Yörükler iktisadi faaliyetlerine göre yüncü, darıcı, ellici gibi adları yanında

Ankara, Afyon, Kütahya, Söğüt, Bolu ve Teke Yörükleri gibi yaşadıkları yerlerin adlarıyla da birbirlerinden ayrılırlardı. Orhonlu, a.g.e., s. 18.

407 Orhonlu, a.g.e., s. 19-20; Halaçoğlu, İskân Siyaseti, s. 20-21; Yörüklerin hukuki ve mali bakımdan

değerlendirilmeleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Şahin, Konargöçerler, s. 187; İlhan Şahin, “ Osmanlı İmparatorluğunda Konar-Göçer Aşiretlerin Hukuki Nizamları”, Türk Kültürü, sayı: 227, Ankara, 1982, s. 291.

olurdu. Bu bakımdan idari yazışmaları genellikle bağlı oldukları eyaletin veya sancağın başındaki beylerbeyi ve sancak beyi ile yapılırdı. Aynı zamanda yaylak ve kışlak alanları farklı olan konargöçerlerle ilgili yazışmaların icabı halinde ilgili beylerbeyi ve sancak beylerine gönderildiği de olurdu. Konargöçerler genellikle idari bakımdan bağlı oldukları sancağın hangi kazası içinde yaşıyorlarsa hukuki bakımdan da o kazaya bağlıydılar. Bu bakımdan hukuki meselelerine o kazada görevli kadılar bakarken yaylak ve kışlak yerleri farklı olan kazalarda bulunan konargöçerlerin yazışmaları, yaylak ve kışlaklarının bağlı olduğu kazaların kadılarıyla yapılırdı.408

Bu çerçevede yaylak ve kışlak alanları farklı olan Teke Yörüklerinden Köprüçayı ile Aksu Çayı arasında yaşayanların çoğunluğu Hamid Sancağı içerisindeki Anamas Yaylalarına bir kısmı da Beyşehir Sancağı içerisinde bulunan yaylalara hatta Akşehir hududuna kadar göçerlerken Döşemealtındakilerin çoğu ise Burdur hududu içindeki yaylalarla Afyon Sultandağı’na kadar olan yaylalara çıkarlar ancak yazışmaları genellikle vergi ve askeri yükümlülüklerinin kayıtlı olduğu Teke Sancağı ile yapılırdı. Bu yazışmalar yanında hukuki olarak Teke Yörüklerinin davaları genellikle bağlı oldukları Antalya merkez kazada görülürken yaylak alanında bulundukları sırada yaşanan çeşitli sorunlarda o yerin mahkemesine başvurulur ve yazışmalarda ora ile yapılır ancak bağlı olduğu sancak çoğu kez belirtilirdi.409 Öte yandan ondokuzuncu yüzyılda idari ve mali olarak Teke Sancağına bağlı olan Teke Yörüklerinden belirli bir mukataa içerisinde idare edilenler olduğu gibi

408 Yörüklerin idari olarak bağlı oldukları yönetim birimi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Şahin,

Konargöçerler, s. 186; Mesela Yörüklerle ilgili yaşanan hukuki karmaşa üzerine bir kaza içerisinde meskun ve

mutavattın bulunan Haremeyn ve Yörükan aşiretleriyle bazı aşiretler ahalisinin tereke yazımı ve mahkemeleri için meskun oldukları kaza ve köyler nüvvabı arasında anlaşmazlıklar yaşanması üzerine bunların tereke yazımı ve mahkemelerinin meskun oldukları kazalar nüvvabı tarafından eski nizama uygun olarak yapılması istenmişti.

BOA., A.MKT.NZD., 362/28, (2 Safer 1278/9 Ağustos 1861); Öte yandan idari ve mali açıdan da birtakım

düzenlemeler getirilmekte hatta Aydın Eyaleti içerisinde bulunan aşiretlerin yeniden bir muhassıllık itibarıyla idare edilmesi istenmektedir. BOA., A.MKT.UM., 58/22, (2 Receb 1267/3 Mayıs 1851).

409 Şer’iyye Sicillerinde Teke Yörükleri ile ilgili çok sayıda tereke paylaşımı, yitik zaptı, nikah akdi ve boşanma

davası olup bunlar genellikle Antalya merkez kazada görülmüştü. BOA., MŞH.ŞSC.d., 1154, s. 12/41, (5 Safer 1267/10 Aralık 1850); BOA., MŞH.ŞSC.d., 1160, s. 99/559, (27 Receb 1281/26 Aralık 1864); BOA.,

MŞH.ŞSC.d., 1169, s. 80/179, (29 Cemâzi-yel-evvel 1308/10 Ocak 1891); BOA., MŞH.ŞSC.d., 1175, s.

158/221, (10 Ramazan 1303/12 Haziran 1886); Öte yandan Döşemealtındaki Karakoyunlu ve Karavelili Yörüklerinden, Burdur hududu içerisindeki yaylalara çıkarak buradaki köylülerin yaylalarına müdahalede bulunanlar olunca bu müdahalenin engellenmesi hususu hem Teke Sancağına hem de Hamid Sancağına yazılmıştı. BOA., A.MKT.DV., 26/17, (24 Cemâzi-yel-evvel 1265/17 Nisan 1849); Aynı zamanda Teke Sancağından Anamas Yaylalarından olan Kızıldağ’a yaylamak üzere çıkan Hacıisalı ve Karakoyunlu Yörüklerinden bazı kişiler arasında geçen cinayet davası Hamid Sancağında görülmüştü. BOA., MVL., 568/72, (10 Şa’bân 1274/26 Mart 1858); Mesela vergi ve askeri yükümlülük açısından Kütahya, Konya ve o havalide bulunan Yörüklerin, Hazine-i Celile kayıtları da göz önünde bulundurularak hangi kaza içerisinde bulunuyorlar ise isimleri yanında vergi, hane ve mahallelerinin yazılarak pusulalarının hazırlanıp gönderilmesi istenmişti.

Yörüklerden alınan vergiler de iltizama verildiğinden vergiler mültezimler tarafından toplanır veya ilgili sancağın mal sandığına teslim edilirdi.410

2.6 Görevleri

Devlet için önemli görevleri yerine getiren Anadolu ve Rumeli Yörükleri, madenlerin korunması ve nakliyesinden, işlenmesine kadar gerekli olan odun ve kömürü taşımakla kalmamışlar hatta şap ve güherçile madenlerinin çıkarılmasında çalışıp bunun karşılığında avarız-ı divaniyyeden muaf tutulmuşlardı. Bunların yanında derbend ve geçitleri muhafaza etmekle görevlendirilen Yörükler, aynı zamanda ordunun gıda ve mühimmatını da taşımışlar hatta iç isyanların bastırılmasında ve emniyetin sağlanmasında da kullanıldıkları gibi seferlere de iştirak etmişlerdi.411

Öte yandan Rumeli Yörükleri bu görevler yanında gruplara ayrılarak idari ve askeri alanlarda kullanılmak üzere teşkilatlandırıldıkları gibi gemi yapımından

410 Mesela Murtana Yörükleri ondokuzuncu yüzyılda idari ve mali olarak Teke Muhassıllığına bağlıydılar.

BOA., ML.VRD.d., 1695, s. 2, (1264/1848); Ondokuzuncu yüzyılda Yörüklerden toplanan vergiler de iltizama

verilmekte ve mültezim tarafından toplanmaktadır. Nitekim Teke Sancağı Aşair Adet-i Ağnam bedeli Teke hanedanından İsmail Bey zimmetinde kaldığı için iltizam alan Avrupa tüccarından Sivaslı Tekfur alacağını talep etmişti. BOA., HR.MKT., 309/44, (19 Rebî’ü’l-evvel 1276/16 Ekim 1859); Sarıkeçili ve Horzum Aşiretleri mal-ı mîrisi mültezimi Mehmet Efendi ile Antalya Sancağı varidat-ı öşriyye ve rüsumiyesi mültezimi Elhac İbrahim Efendi tutuklandığı için vergi tahsil edilememişti. BOA., MVL., 99/17, (7 Rebî’ü’l-evvel 1267/10 Ocak 1851); Mültezim Osman Nuri Efendinin geçen yetmişdokuz senesine mahsuben maktuen üzerinde olan Teke Sancağı gelirlerinden Tülüler Saçıkaralu Aşireti ahalisi zimmetinde talebi olmakla birlikte bahsedilen meblağ, Teke Sancağı Mal Sandığına, Gebiz Müdürü Veli Ağa ile aşiretin iki nefer ihtiyarları tarafından ödendiği gibi bunlara Veli Ağa kefil olmuştu. BOA., MVL., 713/31, (3 Cemâzi-yel-âhir 1282/24 Ekim 1865); İltizam sistemi içerisinde mültezim yanında Sandık Emini de bulunmakta hatta Aydın, Konya, Teke, Hamid ve Karahisar taraflarında bulunan Sarıkeçili ve Horzum aşiretleri mültezimi Burdurlu Mehmet Ağa iken bahsedilen aşiretlerin Sandık Emini, Haftanizade Mehmed Ağaydı. BOA., MVL., 83/25, (12 Safer 1266/28 Aralık 1849); Manavgat Kazasında meskun Saçıkaralu Aşireti ahalisi bütün vergilerini Teke Sancağı Mal Sandığına verdiklerini ifade etmişlerdi. BOA., İ.MVL., 467/21136, (14 Zilhicce 1278/12 Haziran 1862); Döşeme Derbendinde bulunan Karakoyunlu Cemaati, mukataa dahilindeydi. BOA., C.ML., 514/20969, (15 Cemâzi-yel-evvel 1181/9 Ekim 1767); BOA., C.ML., 305/12450, (17 Zilhicce 1229/30 Kasım 1814); Teke Sancağı Mukataası, Darbhane-i Amire tarafından idare edilmekteydi. BOA., C.ML., 503/20417, (11 Şa’bân 1237/3 Mayıs 1822); Teke Sancağı Yörükleri, 1836 yılında Anadolu Yörükleri Mukataası içerisinde bulunmaktaydı. BOA., C.ML., 160/6738, (29 Muharrem 1252/16 Mayıs 1836); Teke Sancağında bulunan Horzum Yörükleri de 1814 yılında mukataa ile idare edilmekteydi. BOA., C.ML., 586/24119, (13 Muharrem 1229/5 Ocak 1814); Teke Sancağında vaki Cemaat-i Horzum ve tevabi’-i mukataası ikiyüzkırkdokuz senesine mahsuben Teke Sancağı Muhassılı sabık mîrîmiran-ı kirâmdan Osman Hayri Paşaya ihale olunarak akdemce zabtına emri şerif tasdir kılınmış idi. BOA., C.ML., 201/8318, (25 Ramazan 1249/5 Şubat 1834); Diğer mukataa gelirlerinde olduğu gibi Horzum Cemaati Mukataası da iltizama verilmişti. BOA., C.ML., 586/24123, (27 Muharrem 1229/19 Ocak 1814).

411 Bu görevler yanında özellikle İkinci Viyana bozgunundan sonra devam eden seferler içerisinde yer alan

Anadolu ve Rumeli Yörükleri, 1691 yılında Salankamen Meydan Muharebesinde Anadolu Beylerbeyi Kemankeş Ahmed Paşanın emrinde sağ kolda bulundular. C. Orhonlu, a.g.e., s. 27-28; Mesela Sivas’ta bulunan topçu alayının mühimmatının Harput’a ve buradan da Diyarbakır’a taşınması için Bozok Mütesellimi Süleyman Ağaya gönderilen yazıda Yörüklerde ne kadar deve bulunduğu sorulduğu gibi taşıma için gerekli develerin tertip edilmesi istenmişti. BOA., HAT., 377/20476-A, (3 Muharrem 1251/1 Mayıs 1835); Anadolu Ordu-yı Hümayunu maiyetinde bulunan mühimmat ve malları taşımak üzere Kengırı Sancağındaki bazı aşiretlerden taşıma ücretleri ödenmek üzere deve talep edilmişti. BOA., C.AS., 188/8135, (27 Zilhicce 1247/28 Mayıs 1832); Moskov keferesinin İslam memleketlerine musallat olması ve saldırması hasebiyle gaza yapılmak üzere bizzat hareket etmek gerektiğinden gönderilecek ordunun hizmetinde kullanılmak üzere Teke Sancağı kazalarından talep edilen yüz yularlı deve tertip ve temin edilerek tam tekmil Ali Beşe sar-ban nasb olunub ona teslim edilmişti. BOA., C.AS., 445/18545, (Evasıt-ı Receb 1225/21 Ağustos 1810).

malzeme teminine, yolların güvenliğinden bakımına, suyolları yapımından köprü bakım ve inşasına, zahire toplanması ve korunmasından kale yapımı ve tamirine kadar çeşitli işlerde kullanılmışlardı. Anadolu Yörüklerinden ise iktisadi faaliyetlerine göre yüncü, darıcı, yaycı ve ellici gibi adlarla yükümlülüklerini yerine getirenler yanında bazı oymaklar da ordunun ihtiyacı olan zahire, gıda ve mühimmatın taşınmasından güherçile nakline kadar çeşitli görevler üslenmişlerdi.412

Teke Yöresinde bu yükümlülükler çerçevesinde onsekizinci yüzyılda Döşeme Derbendinin muhafazasına Karahisar-ı Teke Kazasında sakin Karakoyunlu Yörüklerinden derbendci olarak görevlendirilenler olup, “Vechi meşruh üzere Kütahya Eyaletinde Teke

Sancağında Karahisarı Teke Kazasında bilade mestur Karakoyunluya tabi yirmiüç nefer Koyunlu Cemaati Yörükânı ve yedi nefer Karkınlu Yörükanı Cemâ’ati re’âyaları kaza-i mezburda vaki Döşeme Derbendi derbentçileri olup sadır olan ferman-ı ‘âlişânım mucebince cemaat-i mezburların derunlarından tahrire salih Yörükânı tahrir eyledikde zikrolunan derbentciyanın evlâdlarından yerlerinde olan suret-i defter-i hakani mucebince otuz neferi derbentci kaydolunmuştur.”413

Derbend görevi yanında Teke Sancağından 1832 yılında muhtemelen ordu için buğday, arpa, pirinç ve sadeyağ toplanmakla birlikte Teke Yörüklerinden Yeniosmanlı Yörüklerinin Kurşunlu Obası, Murtana Yörükleri ve obalarından Macunlu ve Solak İsmail Obası ile Gebiz Yörüklerinin Macar Obası ahalisi hisselerine düşen arpa ve sadeyağı kendi yük hayvanlarına yükleyip Akşehir ambarlarına götürüp Mütesellim Cafer Ağaya teslim etmişlerdi.414

Aynı

412 Çetintürk, a.g.m., s. 111-112; Halaçoğlu, İskân Siyaseti, s. 20-21; İnbaşı, a.g.e., s. 31-32; İstanbul

Baruthanesi için Kayseri Sancağında hazırlanan 90.000 kıyye güherçilenin nakli için Bozok Sancağında mütemekkin Karakoyunlu Aşiretinden 500 deve çıkarılması istenmiş ancak bunlar 174 deve çıkardıkları gibi bahsedilen güherçileden 174 katarı tahsil olunarak Baruthane-i Amireye gönderilmişti. BOA., C.AS., 458/19112, (29 Zilka’de 1242/24 Haziran 1827); Mesela Hamid ve Karahisar-ı Sahib sancaklarında bulunan Saçıkaralu ve Horzum Yörüklerinden varlıklı olanlar harp hizmeti karşılığında tedarik edecekleri 25.000 kile arpayı Antalya Limanına götüreceklerdi. BOA., A.MKT.MHM., 75/29, (3 Muharrem 1272/15 Eylül 1855).

413

BOA., MAD.d., 6890, s. 111-112, (27 Muharrem 1148/19 Haziran 1735); Döşeme Derbendinde Karakoyunlu Yörükleri ile birlikte görevlendirilenler Karkınlu Yörükleri olmasına rağmen Orhonlu tarafından Karıkcılu olarak okunmuş ve yazılmıştır. Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Derbent Teşkilâtı, Eren Yay., İstanbul, 1990, s. 104-105; Osmanlı Devletinde üzerinde hem ticaret hem de seyahat edilen yolların emniyetini sağlamak amacıyla önemli geçit noktalarında derbend teşkilatı kurulduğu gibi buralarda güvenliği sağlamak üzere Yörükler de görevlendirilmiş hatta bunlar ikame ettikleri derbend hizmeti karşılığında tekâlif-i örfiyye ve avarız-ı divaniyye gibi birtakım vergilerden muaf tutulmuşlardır. Yusuf Halaçoğlu, “Derbend”, Türkiye

Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 9, Diyanet Vakfı Yay., İstanbul, 1994, s. 162; M. Hanefi Bostan,

“Osmanlı Devleti’nde Yol ve Haberleşme Sistemi”, Türk Dünyası Araştırmaları, sayı: 82, (Şubat 1993), s. 63- 64; Adnan Eskikurt-Nuriye Garipağaoğlu, “İç-Doğu Anadolu Bölgeleri Geçişinde Derbent Yerleşmelerine Bir Örnek: Alacahan Derbendi”, Türk Dünyası Araştırmaları, sayı: 173, (Nisan 2008), s. 191.

414 Yeniosmanlı Yörüklerinin Kurşunlu Obasından İbrahim Sarban 1.408 kile arpa, Murtana Yörüklerinin

Macunlu Obası ahalisi 3.806 kile arpa ile 559 kıyye sadeyağ, Murtana ahalisi 3.937 kile arpa ile 693,5 kıyye sadeyağ, Yine Murtana Yörüklerinden Solak İsmail yediyle 2.487 kile arpa ile 330,5 kıyye sadeyağ, Macunlu İsmail yediyle 2.221 kile arpa ile 216 kıyye sadeyağ, Gebiz Yörüklerinin Macar Obası ahalisinin 874 kile arpa ile 142 kıyye sadeyağ teslim ettiklerini görmek mümkündür. BOA., C.ML., 477/19432, (5 Receb 1248/28 Kasım 1832).

zamanda ordu için at yetiştirilmesi ve eğitimi de Yörüklerin yükümlülükleri arasında olup özellikle Süvari Asakir-i Mensure Erkanı için Teke Sancağında yetiştirilmesi gereken 104 adet beygirden 10 adeti Murtana Yörüklerinin hissesine düştüğü gibi Murtana Yörükleri her sene onar beygiri ahırlanmış olarak hazırlayıp vermekle yükümlü tutulmuşlar hatta bu işin yörede takibi için Antalya Âyânı Mehmet Ağa ile Murtana Cemaati Boy Beyi Emin Bey görevlendirilmişti.415

Yörüklerin yükümlülükleri arasında gıda ve mühimmat gibi taşıma hizmetleri de yer aldığından Anadolu Ordu-yı Hümayunu için Antalya iskelesine gelen arpa ve pirinç Teke Yörüklerinin yük hayvanları ile Ordu-yı Hümayuna ve Kütahya’ya nakledilmişti.416

Konya Müşiri Ali Paşa tarafından devlet adına yapılacak eşya naklinde kullanılmak üzere yük taşımaya hazır yularlı ve havutlu deve istenirken nöbetleşe olarak eşya nakliyatında kullanılmak üzere muhtemelen çoğunluğu yöredeki Yörüklerden temin edilecek olan Teke ve Hamid Sancağı ile Terkemiş Hassı kazlarından 500 yularlı deve çıkarılarak gönderilmesi emredilmişti.417

Besledikleri binek hayvanları ve özellikle develerle taşıma görevini ifa eden

Teke Yörükleri, yeni görevler de üstlenmişler hatta Teke Sancağından ve yöredeki Yörüklerden ordunun ihtiyacı olan malzemenin taşınması için yük hayvanı ve görevli istenince, “Ba irade-i seniyye Anadolu Ordu-yı Hümâyununda istihdam olunmak ve

levâzımat-ı harbiye ve mukteziyat-ı sâire ve erzak ve zehâir-i mütenevvie nakl eylemek üzere liva-i sâireden tertib buyrulduğu misillü Teke Sancağı kazalarıyla aşair-i meskunesinden dahi ber muceb-i ta’limat-ı seniyye matlûb-ı ‘âlî buyrulan mekare hayvanatıyla mekareciyâne neferatı sünûh ve sûdur buyurulan evâmirnâme-i ‘aliyye iktizaları vechle akdemce karar ve ittifak era-yı meclis ile talimat-ı mezkûre nâtık olduğu üzere liva-i mezkûrde mevcud kâffe-i ahali ve Yörükândan beher kırkbeş haneden bir mekare ile her yüzotuzbeş haneden bir nefer

415 Bu belgede yetiştirilmesi istenen 113 baş beygirden bahsedilmesine rağmen, BOA., C.ML., 753/30696, (25

Şa’bân 1248/17 Ocak 1833); Antalya Şer’iyye Sicilinde, Teke Sancağı kazaları ile Murtana Yörüklerine yapılan taksimatta toplam beygirin 104 baş olduğu görülmektedir. BOA., MŞH.ŞSC.d., 1152, s. 33/145, (7 Receb 1250/9 Kasım 1834).

416 “Bais-i defter-i oldurki akdem Anadolu Ordu-yı Hümayun tertibatı için Antalya İskelesine huruc eden erzak-ı

mütenevvi’den Teke Sancağı Aşairi hayvanları ile Ordu-yı Hümayuna ve Kütahyaya nakil olunan pirinc ve arpa mahâllerine hin-i teslimlerinde ihtiyaca salih senedleri olanların her birinin üç vakit üzere bahaları kiracılar yedinden tahsil ve Hazine-i Hümayuna irsâli sudûr buyrulan emr-i şerifle malûm olduğu vechle bahaları verilecek olan arpa ve şa’irin bahası hâlâ Teke Sancağı Mutasarrıfı Devletlü Elhac Osman Paşa hazretlerinin rey-i ‘âlileri ve cümle vücuh-ı belde ve sâir ma’rifetleriyle ve ma’rifet-i şer’le liva-i mezbûr kazalarına tevzi’ olunan arpa ve pirinc bahası seksenbin kuruş ve kuruş başına birer paradan tevzi’ ve taksim olunan defteridirki bervechi ati zikrolunur.” Ayrıca arpa ve pirinç bahası kaza ve köylerle birlikte Teke Yörüklerine de tevzi

olunduğu gibi bunların hisselerine düşen meblağ ise Cemaat-i Murtana 5.000 kuruş, Cemaat-i Gebiz 4.000 kuruş, Cemaat-i Yeniosmanlı 3.000 kuruş, Cemaat-i Karakoyunlu 2.000 kuruş, Cemaat-i Töngüşlü 1.000 kuruş, Cemaat-i Hacıisalu 500 kuruş, Cemaat-i Basıroğlu 2.500 kuruş, Cemaat-i Karhacılu 1.000 kuruş, Cemaat-i Kömürcüler 500 kuruş, Cemaat-i Fettahlı 250 kuruş ve Cemaat-i Emirler 150 kuruş olarak belirlenmişti. BOA.,

MŞH.ŞSC.d., 1153, s. 80/222, (9 Zilka’de 1252/15 Şubat 1837).

417

mekareci i’tibariyle tertib olunan üçyüzkırkyedi res mekare ile yüzotuziki nefer mekareciyâne kaffeten levâzımatıyla Ordu-yı Hümâyun tarafına sevk olunmuştur.”418

Teke Yörüklerinin yerine getirdikleri derbend güvenliği, ordu için at yetiştirilmesi ve nakliye hizmetleri yanında ondokuzuncu yüzyılda Yörüklerin yükümlülükleri arasında sayılabilecek yeni bir uygulama daha gündeme gelmişti. Bu yeni uygulamada Konya Vilayetine bağlı olan yerler içerisinde bulunan ormanlarda yangın çıkması durumunda orman memurlarına yardımcı olmaları istenen Yörüklerin, başlarında bulunan idarecilerinin teminatname ile kefalet altına alınmaları Konya Vilayeti Orman Müfettişliği tarafından talep edilmişti419

ancak uzun vadede bundan herhangi bir sonuç çıkmamıştı.

418 BOA., MVL., 292/24, (28 Zilka’de 1271/12 Ağustos 1855). 419

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM