• Sonuç bulunamadı

Studies II: Carpets of The Mediterranean Countries (1400-1600), (ed R Pinner and W B Denny), London:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SOSYAL YAP

1. Cesimesinde askerlik görevini yaparken vefat edince veraseti kardeşleri arasında paylaştırılmıştır BOA.,

3.6.3 Toplum Huzurunu Bozan Olaylar

3.6.3.1 Darp ve Cinayet Olayları

Teke Yöresinde ondokuzuncu yüzyılda Yörüklerle ilgili olmak üzere darp ve cinayet yoluyla cereyan eden çeşitli olaylar yanında teşebbüs aşamasında kalmış zorbalıklar da bulunmaktadır. Nitekim Murtana Yörüklerinden Koca Arapoğlu Mehmet’in oğlu Ali, babasının İstanos’a bağlı Osmanhalifeler Köyünden Koca Mehmetoğlu Mustafa tarafından yaralanarak öldürüldüğü iddiasıyla diyet ve kısas davası açmış ancak Mustafa, mahkemede hakkındaki cinayet suçlamasını kabul etmemiştir. Babasının öldürüldüğüne dair şahit bulamayan Ali, olayı ispat edemeyince diyet ve kısas davasından vazgeçmek zorunda kalmış hatta Koca Mehmetoğlu Mustafa’yı affettiği gibi aralarında anlaşma sağlanarak herhangi bir

625 Sürgün cezalarının çeşitli sebepleri olmakla birlikte sürgün yerleri suçluların daha kolay kontrol altına

tutulabilecekleri yerler olarak seçilmiştir. Osman Köksal, “Osmanlı Hukukunda Bir Ceza Olarak Sürgün ve İki Osmanlı Sultanının Sürgünle İlgili Hattı-ı Hümayunları”, Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi

husumet kalmamış ve barışmışlardır.626

Öte yandan Hacıisalı Yörüklerinden Mehmet, muhtemelen Anamas Yöresinde yaylada bulundukları dönemde Eğirdir’e bağlı Karağı Köyünden İmamoğlu Mehmet’i ne sebeple çıktığı belli olmayan bir kavga sırasında yaralayınca İmamoğlu Mehmet, hayatını kaybetmiştir. Mahkemede yapılan duruşmada İmamoğlu Mehmet’in yakınları katile kısas uygulamasından vazgeçip katili affetmişler ancak zanlı Mehmet’in, İmamoğlu Mehmet’in varislerine diyet bedeli olarak 10.000 dirhem gümüşü üç taksitte ödemesine hükmedildiği gibi zanlıya hapis tarihinden itibaren on yıl Tersane-i Amirede kürek cezası verilmiştir.627

Başka bir cinayet olayında ise Manavgat sınırları içerisinde bulunan Hambarilaki mevkiinde meskun Karahacılı Yörüklerinin Solaklı Obasından Mustafa ile Hasan, aralarında çıkan kavgada birbirlerini yaraladıkları gibi bir süre sonra Mustafa hayatını kaybetmiştir. Hasan’ın cezası hukuken kısas olmasına rağmen Mustafa’da, Hasan’ı yaralamaya teşebbüs ettiği için kısas cezasından vazgeçilip Hasan’a tutuklandığı tarihten itibaren bir yıl hapis cezası verilmiştir.628

Teke Yöresinde yaşanan bu cinayet olayları yanında eşkıyalık, zorbalık ve baskınla neticelenen olaylar da bulunmakla birlikte Gebiz Yörüklerinin Aşağıoba sakinlerinden Duralioğlu Hüseyin ve Mehmet’in meskenlerine geceyarısı yapılan baskında Aşağıoba’dan İsmailoğlu Veli ve adamları Murtanalı Kaçar, Bülbüloğlu Ali ile kardeşi Ahmet ve beş arkadaşı öldürmek amacıyla tüfekle ateş etmişler ancak Hüseyin ve Mehmet yara almadan kurtulmuştur. Bu mesken baskını üzerine Duralioğlu Hüseyin ve Mehmet, Veli’den davacı olunca Veli suçlamayı kabul etmemiş ancak şahitlerin ifadesi ile suçu sabit olan Veli’nin cezalandırılmasına karar verilmiştir.629

Yörede yaşanan başka bir zorbalık ve yaralama olayında ise Anbahan Köyünde yük taşıyan Kovanlık Köyünden Hasanoğlu Mehmet’in devesini, Sarıkeçili Yörüklerinden Deli İsmailoğlu İbrahim zorla elinden aldığı gibi arkasına düşüp devesini isteyen Mehmet’i attığı taşla başından yaralamıştır. Yaralanan Mehmet, İbrahim’den hem kendisini darp ettiği hem de elinden 54,5 mecidiyesini aldığı gerekçesiyle davacı olmuştur. Aynı zamanda Belediye Tabibi tarafından muayene edilen Mehmet’in, muayenesi sonucunda hazırlanan raporda başının üç yerinde ve kaşı üzerinde taş yarası olduğu beyan edildiği gibi tedavi gideri olarak da 200 kuruş masraf çıkarılmıştır. Mehmet’i yaralayan İbrahim kendisine gönderilen çağrı pusulasına rağmen mahkemeye gelmeyince gıyaben görülen davada mahkemede tanıklık yapan kişiler, İbrahim’in Mehmet’in elinden

626 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1156, s. 29/96, (7 Şevvâl 1271/23 Haziran 1855). 627

BOA., A.MKT.MVL., 102/94, (8 Rebî’ü’l-âhir 1275/15 Kasım 1858); Belge içerisinde geçen dirhem bir ağırlık ölçü birimi olup Anadolu’da kullanılan dirhemin miktarı 3 ile 3,32 gram arasında değişmektedir. Taşkın,

a.g.t., s. 27-28.

628 BOA., MVL., 666/83, (18 Zilka’de 1280/25 Nisan 1864). 629

devesini aldığını ve Mehmet’i yaralı olarak gördüklerini ancak akçe almak amacıyla taş ile vurduğunu görmediklerini söylemişlerdir. Tanıkların da ifadesi ile suçu sabit olan İbrahim’e üç ay hapis cezası verildiği gibi raporda belirtilen 200 kuruş tedavi masrafını Mehmet’e ödemesine ve aynı zamanda 165 kuruş tutarındaki mahkeme masrafının da Mehmet’ten tahsil edilmesine karar verilmiştir.630

Bunların yanında Yeniosmanlı Yörüklerinin Çıplaklı Obasından İlyas ile Süleyman, yine aynı obadan Zeynep Hatunun Çıplaklı Mahallesinde bulunan çadırını para almak amacıyla basıp Zeynep Hatunu baştan aşağı yaraladıkları ve ölümüne neden oldukları gerekçesiyle cinayetle itham edilmişlerdir. Cinayet suçu ile itham edilen İlyas ile Süleyman ise suçlamayı kabul etmedikleri gibi Zeynep Hatunun oğlu Mehmet, davasına tanık gösteremeyince suçlamada haksız bulunup anlaşmazlıktan men edilmiştir.631

Yaşanan kavgaların bir sebebi de karşılıklı küfürleşmeler olup Milli Yörüklerinden Ala Mahmut ile Dabanoğulları arasında Burmadere’de küfürleşme nedeniyle çıkan kavgada Dabanoğlu Hüseyin, Ala Mahmut’un boğazına sarılarak başını yere vurup hırsından döverken kardeşi ise elinde bulunan bıçakla Ala Mahmut’un kalça, omuz ve başından yaralayıp yanında bulunan malını da gasp etmiştir. Vücudunun çeşitli yerlerinden oldukça ağır yaralanan Ala Mahmut, onbeş gün ayağa kalkamadığı gibi işinden kalınca mahkemeye başvurup işinden kaldığı süre için olayın faili Dabanoğullarından 350 kuruş nafaka yanında günlük 50 kuruş yevmiye talep etmiştir. Mahkeme huzurunda Ala Mahmut’u yaraladıklarını inkar eden Dabanoğlu Hüseyin ve Ahmet’in, görgü tanıklarının ifadeleriyle suçlu oldukları anlaşılınca Ala Mahmut’un istediği meblağı ödemeleri karşılığında serbest bırakılmışlardır.632

Benzer bir küfürlü kavga olayı da Karahacılı Yörükleri arasında da yaşanmıştır. Nitekim Karahacılı Yörüklerinden Nurullahoğlu Güzel, Solaklı Obasından Molla Hasanoğlu İsmail’in, Balkız Köyündeki evinde bulunduğu sırada yine Karahacılı Yörüklerinden Eminbeyoğlu Mehmet ve Sarıkabaoğlu Ahmet’in küfürlü ve silahlı saldırısına maruz kalmış ancak silah ateş almadığı için yara almadan kurtulmuştur. Bu olay üzerine Güzel’in babası Deveci Güzeloğlu Nurullah, mahkemeye başvurup oğlunu öldürmeye teşebbüs eden Mehmet ve Ahmet’ten davacı olunca çıkarılan celbnameye rağmen davalılar mahkemeye gelmedikleri halde dava gıyaben görülmüştür. Güzeloğlu Nurulllah, iddiasında oğlu Güzel’e, Mehmet ve Ahmet’in silah çekerek ana avrat sövdüklerini beyan edince olaya tanıklık etmiş olan kişiler de bu ifadeyi doğrulamışlar hatta Güzel’in ortağı Kadir, Mehmet’in, kendisini dövdüğünü ifade etmiştir. Tanıkların da alınan ifadelerinden sonra küfürlü ve silahlı saldırının sorumlusu Mehmet’in ceza kanununa göre yirmi gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 170 kuruş tutarındaki

630 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1176, s. 47/49, (25 Şevvâl 1303/27 Temmuz 1886). 631 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1179, s. 21/83, (5 Safer 1306/11 Ekim 1888). 632

mahkeme masrafını ödemesine karar verilirken Ahmet ise delil yetersizliğinden berat etmiştir.633

Yörede Yörükler arasında yaşanan darp ve cinayet olayları yanında kaza ile yaşanan birçok olay da bulunmaktaydı. Nitekim Antalya çevresinde meskun Fettahlı Yörüklerinden Molla Ali, hayvan otlatmak için arkadaşları ile beraber çıktığı ormanda İbrahim’in arkasından koşarken elinde bulunan tüfek kaza ile ateş aldığı gibi tüfekten çıkan kurşun İbrahim’e isabet etmiş ve yaralanan İbrahim hayatını kaybetmiştir. Ölmeden önce Molla Ali’nin kendisini kaza ile yaraladığını söyleyen İbrahim, eğer ölürse Molla Ali’den davacı olunmamasını istemiş ancak ölüm vukubulunca Molla Ali’nin ödemesi gereken diyet konusu Meclis-i Vâlâ-yı Ahkam-ı Adilyeye yazıldığı gibi sabıkası olmadığından diyet ödemesine hükmedilirken yapılacak araştırmada sabıkası belirlenir ise küreğe konulmak üzere Dersaadete gönderileceği bildirilmiştir.634

Cinayetle sonuçlanan başka bir kaza olayında ise Antalya’da meskun Töngüşlü Yörüklerinden olup Kalkan’a bağlı Kayadibi Köyü civarındaki Yazır mevkiinde oturan aile, meradan develeri getirmek üzere küçük yaştaki oğulları Abdülkerim’i göndermiştir. Adrasan Köyünün Değirmenderesinden Halil, Girid ve Beyyarı mevkiinde domuzların tarlasına verdiği zararı önlemek için elindeki tüfekle çam ağacı üzerinde pusu kurup beklerken elinden yere düşen tüfek ateş aldığı gibi ağacın altında bulunan Abdülkerim’in alnına isabet eden kurşun orada vefat etmesine neden olmuştur. Halil, Abdülkerim’i kaza ile öldürdüğünü söylemekle birlikte Abdülkerim’in Babası Hacı Hüseyin ile anası Huriye Hatun yaşanan olayın bir kaza olduğunu kabul ettikleri gibi herhangi bir sabıkasının da olmaması göz önünde bulundurulan Halil’in varislere diyet bedeli olarak 10.000 dirhem gümüşü üç yılda üç eşit taksitte ödemesi kararlaştırılmıştır.635

Bunların yanında kendi kendine boğularak ölenler de bulunmakla birlikte Teke Sancağında Çirkinoba Köyünde meskun olan Balıkçı Yörüklerinden Alioğlu Halil, köy değirmeni civarında bulunan gölde avladığı ördeği almak için göle girince gölden çıkamamış ve boğularak ölmüştür.636

Yaşanan başka bir kaza olayında ise Teke Sancağında bulunan Karahacılı Yörüklerinden Süleymanoğlu İbrahim, yine Karahacılılardan olup Kabaklar Köyü civarında bulunan ormanda deve güden Güzeloğlu Hamza’nın yanına gelince kendi tüfeği içerisinde bulunan fişeği çektiği sırada tüfek ateş almış ve tüfekten çıkan kurşun sağ elinin başparmağı ile yanında bulunan iki parmağını yaralamıştır. Bir süre sonra İbrahim, Hamza’nın kendisini

633

BOA., MŞH.ŞSC.d., 1176, s. 50/53, (25 Şevvâl 1303/27 Temmuz 1886).

634 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1166, s. 39/282, (19 Safer 1257/12 Nisan 1841). 635 BOA., A.MKT.MVL., 104/97, (21 Cemâzi-yel-âhir 1275/26 Ocak 1859).

636 BOA., MVL., 608/50, (5 Ramazan 1277/17 Mart 1861); BOA., MKT.UM., 462/29, (7 Ramazan 1277/19

yaraladığı iddiasıyla mahkemeye başvurmuş ancak mahkemede olayın kendi suçu olduğunu itirafla Hamza hakkındaki davasından vazgeçmiştir.637

Bunların yanında yevmiye ile çalıştığı sırada tedbirsiz davranan Eskiyörüklerden Velioğlu Ali, Gebizli Alibazoğlu Mustafa’nın arazisinde bulunan ağaçları yevmiye 16 kuruş ücret karşılığnda keserken kestiği ağacın dalı üzerine düşünce Velioğlu Ali, başından yaralanarak bir hafta sonra hayatını kaybetmiştir. Alin’nin ölümü üzerine babası, oğlunun ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle Gebizli Alibazoğlu Mustafa’dan davacı olup tazminat talep etmiş ancak mahkeme Ali’nin ücret mukabilinde çalışması nedeniyle Mustafa’nın herhangi bir suçunun olmadığına ve tazminat verilemeyeceğine hükmetmiştir.638

Bu olaylar yanında tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucunda yaşanan bir olayda ise Antalya Kızılsaray Mahallesi ahalisinden Molla Süleyman ile Yeniosmanlı Yörüklerinin Kurşunlu Obasından Şallıoğlu Mehmet ve Hacıisalı Yörüklerinden Pancarcı Hüseyin, İncircik mevkiinde diktikleri nişana tüfekle ateş ederlerken Şallıoğlu Mehmet’in attığı kurşun yanlışlıkla Süleyman’a isabet etmiş ve Süleyman hayatını kaybetmiştir. Molla Süleyman’ın yakınları ile cinayet suçundan yargılanan Şallıoğlu Mehmet arasında görülen davada Şallıoğlu Mehmet’in diyet bedeli olarak 10.000 dirhem gümüşü üç yıl içerisinde üç taksitte Molla Süleyman’ın varislerine ödemesine hükmedilmiştir. Ayrıca ceza kanununda dikkatsizlikten kaynaklanan cinayet olayına altı aydan iki yıla kadar hapis cezası yeterlidir maddesine binaen Şallıoğlu Mehmet’in bir yıldan fazla zamandır hapiste bulunmasından dolayı tahliyesine, Hüseyin’in ise kefaletten kurtarılmasına karar verilmiştir.639

Diğer taraftan kaza ile yaşanan ve ölümle neticelenen başka bir olayda ise Antalya civarında meskun Hacıisalı Yörüklerinden Korkakoğlu Ali, Kocayatak Köyüne düğüne giderken yolu üzerinde bulunan Abdurrahmanlar Köyüne uğrayıp Kınacı Veli’nin evine misafir olmuştur. Kınacı Veli’nin evinden ayrılan Korkakoğlu Ali’nin arkasından giden Veli’nin uşağının elindeki tüfek kaza ile ateş alınca kurşun Ali’nin başının arkasından girip sol gözünün altından çıktığı gibi ağır yaralanan Ali iki saat içerisinde ölmüştür. Bu olaydan dolayı Korkakoğlu Ali’nin kardeşleri davacı olunca Kınacı Veli, hayatını kaybeden Ali’nin kardeşlerine diyet ödemeyi kabul etmiş ve taraflar arasında anlaşma sağlanmıştır.640

Yaşanan darp ve cinayet olaylarının nedenlerinden birisi de arazi sahiplerinin arazileri çevresinde hayvan otlatanlara karşı arazilerini koruma düşüncesiyle çıkardıkları kavgalar etrafında düğümlenmektedir. Nitekim Milli Nahiyesinin Kavacık Mahallesinden Yörükoğlu Mustafa, Milli Nahiyesinde bulunan Dutalanı mevkiinde yine Milli Nahiyesi Gelesin

637 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1159, s. 21/69, (27 Receb 1279/18 Ocak 1863). 638 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1159, s. 39/150, (19 Ramazan 1279/10 Mart 1863). 639 BOA., MVL., 651/110, (12 Cemâzi-yel-evvel 1280/25 Ekim 1863). 640

Mahallesinden Hacı Kahyaoğlu Mehmet’in tarlaları yakınında deve otlattığı için kavga etmişler ve Mehmet elinde bulunan büyük bıçakla Yörükoğlu Mustafa’yı sağ kaşı üstünden yaraladığı gibi aynı bıçakla sol kolunu bileğinden kesip düşürmüştür. Bu olayda elini bileğinden kaybeden Yörükoğlu Mustafa mahkemeye başvurup Hacı Kahyaoğlu Mehmet hakkında kısas uygulanmasını talep edince olaya tanık olan kişilerin ifadesi alındıktan sonra suçu sabit olan Hacı Kahyaoğlu Mehmet’in de kolunun Yörükoğlu Mustafa huzurunda bileğinden kesilmesine karar verilerek hazırlanan mazbata merkeze gönderilmiştir.641

Tarlada deve otlatma nedeniyle Gebiz Yörüklerinin Dorumlar Mahallesinde çıkan kavgada ise tarlasında deve otlattığı gerekçesiyle tarla sahibi Ali’nin bıçaklı saldırısına maruz kalan Kethüdaoğlu Ahmet, başından yaralanıp ölmüştür. Kethüdaoğlu Ahmet ölünce yakınları katil zanlısı hakkında cinayet davası açtıkları gibi zanlı Ali yakalanarak tutuklanmıştır.642

Bunların yanında arazi ve yol sürme meselesinden dolayı çıkan kavgada ise Beşkonak’ta meskun Karahacılı Yörüklerinden Celil ile eşleri yolu sürdükleri gerekçesiyle yine Karahacılı Yörüklerinden, Vezirağa ve oğulları ile adamları tarafından dövülüp yaralanmıştı. Bu olaydan sonra mahkemeye başvuran Celil, davacı olduğu gibi Belediye Tabibinden aldığı darp raporunu da mahkemeye ibraz etmişti. Belediye Tabibinin verdiği darp raporuna göre Emine, başından ve sağ başparmağından bıçakla yaralanmakla birlikte 150 kuruş tedavi masrafı çıkarılıp yirmi günde iyileşeceği belirtilirken Surure’nin ise sırtında ve omuzunda tespit edilen bıçak yarasının da birkaç gün içinde kendiliğinden geçeceği yazılmıştı. Mahkemeye Celil, Emine ve Surure gelmedikleri halde gıyaben görülen davada Vezirağa ifadesinde yolu süren Celil’i yolu kapatmaması için uyarmasına rağmen Celil, yolu sürüp kapatınca müdüre söyleyip men ettirdiğini ancak kavga etmediğini söylemiştir. Vezirağa ile birlikte suçlanan diğer şahıslar da yaralama olayını kabul etmedikleri gibi olay günü her biri ayrı ayrı yerlerde olduklarını söylemişler hatta şahitler de ses duymalarına rağmen bir şey görmediklerini beyan etmişlerdir. Yapılan sorgulamada alınan ifadeler yanında Vezirağa ile birlikte on arkadaşının Celil’i dövüp Emine ile Surure’yi yaraladıkları doktor raporuyla belirlenmiştir. Ceza kanununa göre bu yaralama olayından dolayı Vezirağa’dan iki diğer şahıslardan ise birer olmak üzere toplam oniki adet Osmanlı Lirasının tazminat olarak alınıp Celil ve ailesine verilmesi yanında 150 kuruşluk tedavi masrafının da Emine’ye ödenmesine hükmedilmiş hatta toplam 450 kuruş tutarındaki mahkeme masrafının da suçlulardan tahsil edilmesine karar verilmiştir.643

641 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1159, s. 130/479, (5 Receb 1280/16 Aralık 1863). 642 BOA., MŞH.ŞSC.d., 1160, s. 97/550, (20 Receb 1281/19 Aralık 1864). 643

Arazi kavgaları yanında dikkat çeken bir başka husus da otlak kavgaları olup Hacıisalı Yörüklerinden Karanlıkoğlu Ali ile Karakoyunlu Yörüklerinden İsaoğlu Hasan, Anamas Yöresinde bulunan Kızıldağda, yaylada oldukları dönemde, koyun otlatırken muhtemelen otlak yüzünden aralarında anlaşmazlık çıkıp kavga etmişlerdir. Karanlıkoğlu Ali’nin bıçaklı saldırısı ile başlayan kavga ve arbedede İsaoğlu Hasan, sol kolundan yaralandığı gibi elinde bulunan koca bıçak ile kendisini korumaya çalışırken yaptığı hamlede Ali’nin ensesinden ve başı üzerinden sol kulağına varıncaya kadar yaralayınca Ali, kan kaybından hayatını kaybetmiştir. Olayın mahkemeye intikal etmesi üzerine Hasan, nefsi müdafaya düştüğünü belirtip suçunu itiraf edince Ali’nin, Hasan’ı öldürmek amacıyla saldırdığı ve yaraladığı ortaya çıkmakla birlikte Ali’nin yakınları kısas cezasından vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Konya Valisine, Ali ile Hasan’ın arasında bu olaydan önce bir husumet olup olmadığının araştırılması ve sonucun merkeze bildirilmesi emredilirken644

merkeze ulaştırılan araştırma mazbatasında bundan önce herhangi bir sabıkası bulunmayan Hasan’ın Ali’nin yaptığı saldırı neticesinde sol kolunun ciddi derecede yaralandığı ve boynunda asılı olduğu hatta Ali ile arasında herhangi bir husumet olmadığı belirtilmekle birlikte olayın nefsi müdafadan kaynaklandığı bildirilmiştir. Görülen dava sonucunda İsaoğlu Hasan, nefsi müdafadan dolayı kaza ile cinayete neden olduğu gerekçesiyle hiçbir ceza verilmeden serbest bırakılmıştır.645

Öte yandan Yeniosmanlı Yörüklerinin Çıplaklı Obasından Aydınlıoğlu Süleyman, Bahçe ve Bağıllı köyleri civarında bulunan Karapınar ve Taşkapısı mevkiinde kaybettiği öküzü ararken burada keçi otlatan Abdülkadir ile kavga etmiştir. Çıkan kavgada Abdülkadir elinde bulunan kurşun ve saçma dolu çifte tüfekle Süleyman’ın üzerine ateş açınca kurşun, Süleyman’ın ensesinden girip burnundan çıkarken saçmalar sağ ve sol omuzları ile ayaklarına isabet ettiği gibi yaralanan Süleyman hayatını kaybetmiştir. Süleyman’ın ölümü üzerine eşi Fatma Hatun, mahkemeye başvurup Abdülkadir’in cezalandırılmasını talep etmesine rağmen olaya tanık gösterebileceği kimse olmadığı için Abdülkadir’e karşı açtığı cinayet davasından men edilmiştir.646

Teke Yöresinde mahkemeye intikal eden olaylar içerisinde hayvan darbetme ile ilgili olanlar da bulunmakla birlikte Murtana’dan Çobanoğlu Kara Mehmet, mahkemeye başvurup yine Murtana’dan Çil Ali Beyin Kara Ahmet’ten öküzünü darp ettiği gerekçesiyle şikayetçi olmuştur. Kara Ahmet ise ifadesinde öküzü darp etmediğini ancak bir yıl önce aralarında bu hususta 25 kuruş vermek üzere anlaştıklarını ifade edince mahkeme 25 kuruşun Çobanoğlu

644 BOA., MVL., 224/60, (29 Rebî’ü’l-evvel 1274/17 Kasım 1857). 645 BOA., MVL., 568/72, (8 Şa’bân 1274/24 Mart 1858).

646

Kara Mehmet’e verilmesine karar vermiştir.647

Hayvan darbetme ile ilgili başka bir olayda ise Sarıkeçili Yörüklerinden Abdullahoğlu İt Ömer, Ekşili Köyünden Himmet’in bir devesi ile dört öküzünü öldürmüştür. Himmet, mahkemeye başvurup öldürülen devesi ile öküzlerinin bedelini talep ettiği gibi gösterdiği şahitlerin ifadesi ile iddiasını da ispat edince mahkeme İt Ömer’in, Himmet’e 900 kuruş ödemesine karar verip tarafları uzlaştırmıştır.648

Yörede yaşanan kavgaların sebeplerinden birisi de kereste ve odun kesimi ile ilgili olup Hacıisalı Yörüklerinden Molla Hüseyin ile Töngüşlü Yörükleri eski müdürü Hacı Mehmet, Serik’te bulunan çiftlik civarında odun kesimi nedeniyle kavga edince Molla Hüseyin, Hacı Mehmet’in sağ elinin parmaklarını nacak ile yaralamıştır. Bu olaydan sonra Molla Hüseyin’in babası Beşe Hacı Mehmet, mahkemeye başvurup zira Hacı Mehmet’in kendilerinden bu yaralama olayı karşılığında 2.500 kuruş talep edip aldığını iddia ettiği gibi Hacı Mehmet’ten bu paranın alınarak kendisine geri verilmesini istemiştir. Mahkemede Beşe Hacı Mehmet’in oğlu Molla Hüseyin’in bir sene önce odun kesimi husumetinden dolayı kendisini yaraladığını ve bu nedenle hâlâ sağ elinin orta parmağının iş görmediğini söyleyen Töngüşlü Hacı Mehmet, iddia edilen 2.500 kuruşu almadığını ve bunun düzmece bir talepten ibaret olduğunu ifade etmiştir. Bu ifadeden sonra mahkeme Beşe Hacı Mehmet’ten davasına tanık göstermesini istemiş ancak istenen tanığı gösteremeyen Beşe Hacı Mehmet, Töngüşlü Hacı Mehmet’e açtığı davadan men edilmiştir.649 Bu odun kesimi yanında yörede kereste kesimi ile ilgili yaşanan bir olayda ise Beşkonak Nahiyesinin Has Köyünden Hüseyinoğlu Veli, köy yakınındaki Tatlar mevkiinde kereste keserken çıkan kavgada Karahacılı Yörüklerinden Yalamık Mehmet ve Eşi Döndü, Veli’yi döverlerken oğulları Ramazan’ın attığı taş, Veli’nin başının sol tarafına isabet edince ağır yaralanan Veli dokuz gün sonra hayatını kaybetmiştir. Veli’nin hayatını kaybetmesi üzerine babası mahkemeye başvurup davacı olduğu gibi zanlılardan Yalamık Mehmet bu süreç içerisinde eceliyle ölmüştür. Döndü Hatun ile oğlu Ramazan mahkemede yargılanırken Ramazan, hakkındaki suçlamayı reddettiği gibi Karayer mevkiinde babası ve validesi ile ağaç keserlerken Veli ve arkadaşlarının gelip siz bu dağdan niçin ağaç kesiyorsunuz diye kendisini sürükleyip ağaca bağladıklarını ve darb edip silah çektiklerini hatta Veli’nin arkadaşlarının, validesine tecavüz ettiklerini ileri sürüp kesmiş