• Sonuç bulunamadı

OĞUZ TANSEL’İN MASALLARININ İNCELENMESİ

2.10 HOTLU KIZ (1962: 52)

2.10.1- Konu

2.10.2- Asıl İleti

İnsanlar kararlarının, tutum ve davranışlarının sonuçlarını düşünmeli ve buna göre hareket etmelidir. Kıskançlık insanın başına felaketler getirebilir.

2.10.3- Metnin İçerik Çözümlemesi

“Hotlu Kız” masalı, Oğuz Tansel tarafından 1945–1946 yılları arasında Amasya’nın

Ziyere Köyü’nde Emine Uyaroğlu’ndan dinlenmiştir (Folklor Edebiyat, C.9, S. 33,

s. 162–166).

Olay örgüsü, iki elti ile bunların çocukları etrafında şekillenir. Geleneksel masal tarzının özelliklerinden olan birtakım fonksiyonlar, incelenen masalda da yer almaktadır. Büyük ile küçük arasındaki çatışma, eltiler arasındaki ilişki ile kendini göstermektedir. Büyük elti, küçük eltiyi kıskanır ve bu kıskançlık olay örgüsünün temel düğümlerini oluşturur.

Küçük eltinin hamile kalması ve çocuğunu bir hamamda dünyaya getirmesinin ardından büyük elti de hamile kalır. İki kahramanın da doğum yaptıkları mekân ortaktır. Doğumdan sonra gelişen olaylar farklılık gösterir. Bu farklılık iyi ile kötünün; hoşgörü ile anlayışsızlığın; güzellik ile çirkinliğin çatışmasını ortaya çıkarır.

Küçük eltinin insancıl ve olumlu tavrı; karşısındakine duyduğu saygı ve korku, bebeğine verilen armağanlar ile sonuçlanır. Büyük eltinin kıskanç tavrı ise olağanüstü güçler (Hamam erenleri) tarafından cezalandırılır. Büyük eltinin bir anne olarak bebeğini önde tutması doğal karşılanması gereken bir durumdur. Büyük eltinin cezalandırılmasını gerektiren tavır onun bebeğini önde tutması değil; kıskançlık yapmasıdır.

Hamam erenleri olarak nitelendirilen ve olağanüstü bir şekilde, bir anda ortaya çıkan üç kadın, küçük eltinin bebeğine üç ayrı duada bulunurlar. Aynı varlıklar büyük eltinin bebeğine ise beddua ederler. Birbiriyle karşıtlık gösteren cümleler şunlardır:

“Çimdiğin sular altın olsun. / Bu bebeğin yattığı yer diken olsun.” “Bastığı yerlerde çayır çimen bitsin. / Bastığı yerler çamur olsun.”

“Güldükçe dudaklarından güller açılıp saçılsın. / Alnının ortasında bir hot bitsin.”

Dua ile beddua niteliği taşıyan dilekler olay örgüsü boyunca aksiyona yön veriri. Küçük eltinin kızının çimdiği sular altın olur; kızın bastığı yerlerde çayır çimen biter; kız güldükçe dudaklarından güller açılıp saçılır. Büyük eltinin kızının yattığı yer diken olup kendine batar; kızın bastığı yerler çamur olur; anlının ortasında bir et beni biter. Bu durumdan çıkarılacak sonuç şudur: Annesinin davranışının cezasını bir bebeğe yüklemek; bebeğini önde tuttuğu için bir anneyi ve savunmasız bir bebeği cezalandırmak yanlış bir davranıştır. Annenin kıskançlığının sonuçlarını bebeğe ödetmek doğru bir yaklaşım değildir. Büyük eltinin bebeği, hayatı boyunca kendisine verilen kusurlar ile yaşamak zorunda bırakılmıştır. Kızların on beş yaşına gelmeleri ve hayatlarına yön vermeleri ile anneleri arasındaki çatışma iki kız çocuğuna yüklenir. Bu noktada kahramanlara yüklenen fonksiyonlar yön değiştirmektedir. Bir Beyoğlu’nun, küçük eltinin kızını beğenmesi ile olay örgüsü yeni bir yön kazanır. Kısa bir süre sonra küçük elti vefat eder. Hotlu Kız ile annesinin, küçük eltinin kızına oyun etmeleri ile aksiyon devam eder. Kısa bir süreliğine Hotlu Kız’a farklı bir yol; küçük eltinin kızına da farklı bir yol çizilir.

Hotlu Kız ile bu kızın annesinin kurdukları tuzak sonucu iki gözünü de kaybeden kahramanın yardımına iki güvercin koşar. Güvercinler, çaresiz durumda olan kıza yardım edebilmek için bulundukları yere tereklerini bırakırlar. Güvercinlerden birinin bıraktığı terek kızın sağ gözünü; diğerinin bıraktığı terek ise kızın sol gözünü açacaktır. Kuşların dilinden anlayan kız, güvercinlerin konuştuklarını duyar ve çınarın çevresinde kuşların bıraktığı terekleri aramaya başlar. Bu sırada oradan geçen yaşlı bir kadın, çaresiz kıza yardım eder ve kızın gözleri açılır. Ancak suya batırıldıktan sonra kızın gözüne sürülmesi gereken tereklerin yönleri karıştırılır. Sağ göze sol terek; sol göze de sağ terek sürülünce kız şaşı olur. Bu olay verildikten sonra geçiş formeli kullanılarak Hotlu Kız’ın yaşadıklarına dönülür: “Biz gelelim Hotlu Kız’a...”

Beyoğlu, kendisine oynanan oyunu çok geçmeden sezinler ve olan biteni annesine anlatır. Asıl gelini (küçük eltinin kızını) bulmak için yola çıkan Beyoğlu, kızı olan evlere birer at bırakır. Yolu küçük eltinin kızı ile yaşlı kadının yaşadığı yere düşer ve Beyoğlu bir at da onlara bırakır.

Kızın gezdiği yerde biten çayır çimenle beslenen at çok geçmeden büyür ve yerinde duramaz bir hal alır. At, kendisini yetiştiren kızdan başkasını da yanına sokmaz. At, masalın önemli bir yardımcı unsurudur. Geleneksel masal tarzında yiğitliğin ve gücün sembolüdür. Bunun yanı sıra at, sahibi zor durumda kalınca onu kurtaran, sahibi için yas tutan, birtakım zorlu engelleri aşabilen bir hayvandır. İncelenen masalda kahramanların yollarını kesiştiren unsur at olmuştur. Beyoğlu, bu at sayesinde, aradığı kişiyi bulmaya yönelik ipuçları yakalamıştır; kız ise bu at sayesinde Beyoğlu’nu tanımıştır.

Sonuca doğru ilerlerken çözülmesi gereken bir düğüm noktası bulunmaktadır: Atı yetiştiren kız, Beyoğlu’nun aradığı kıza çok benzemektedir; ancak bu kızın gözleri kusurludur. Olay örgüsünün merak öğelerinden biri bu noktada ortaya çıkmaktadır. Kılık değiştirme motifi ile masalın düğüm noktaları sırasıyla çözüme ulaşır; ancak kızın gözündeki şaşılık düzelmemiştir. Masal kahramanı, Keloğlan kılığına girerek Beyoğlu’nun konağına ulaşır. Konakta bulunanlara başından geçenleri anlattıktan sonra eski haline döner. Bütün gerçeklerin açığa çıkarılmasının ardından Hot Kız ile annesi cezalandırılır ve masal sona erer.

2.10.4- Yer ve Zaman

“Zaman zaman içinde...” formeli ile başlayan masal, aynı evde yaşayan eltilerden küçüğünün hamile kalması ve günü ayı dolunca hamama gitmesi ile gelişmektedir. Küçük elti, çocuğunu hamamda dünyaya getirir ve eve döner. Bir gün sonra bebeği yıkamak için hazırlık yapılır. Çocuğu bir leğene tutarlar ve çocuğun başından dökülen suların altın olduğunu; güldükçe ağzından güller döküldüğünü görürler. Bunu kıskanan büyük elti de hamile kalır. Dokuz aylık bir zaman dilimi atlanır ve

büyük elti de çocuğunu dünyaya getirir. Ancak büyük eltinin bebeği bir türlü uyumaz. Bebeğin kundağı açan kahramanlar, çocuğun alnında yumurta büyüklüğünde bir ur bittiğini görürler.

“Aylar yılları kovalar.” zaman formeli ile zamanda atlama yapılır. Çocuklar on dört on beş yaşında birer genç kız olurlar. Beyoğlu ile küçük eltinin kızının düğün hazırlıklarına başlanır. Bu sırada küçük elti ölür. Kadının ölümünün ardından iki ay geçer ve küçük eltinin kızı ile Beyoğlu’nun düğünleri yapılır.

Gelini alıp evine dönen Beyoğlu, Hotlu Kız’ın kendi karısı olmadığını anlar. Başına gelenleri annesine anlatan Beyoğlu, gerçek gelini aramak üzere yola çıkar. Beyoğlu’nun yola çıkması ile olay örgüsünün çözüme ulaşması arasında orta uzunlukta bir zaman dilimi yaşanır.

Masalın zaman ifade eden söz grupları şunlardır: “Günler aylar geçer.”, “Bir ata biner, düşer yola Beyoğlu.”, “Evine varır. Derdinden yemez içmez olur. Sararıp solar.”, “Doktorların biri gelip biri gider.”, “İhtiyar kadının kızı çarşıya çıkar.”, “Onunla esenleşip Beyoğlu’nun kentine doğru yola çıkar.”

Olay örgüsü, uzun vaka zamanında tamamlanmaktadır.

Masalın en önemli mekânı hamamdır. Masalın motivasyon unsurunu ortaya çıkartan ve olay örgüsünün gelişmeye başladığı mekân olması bakımından dikkat çekicidir. Masal kahramanlarından Beyoğlu ile küçük eltinin kızının karşılaştığı yer pınar başıdır. Beyoğlu bu mekâna atını sulamak üzere gelmiş ve küçük eltinin kızını görmüştür. Beyoğlu ile düğünlerinin yapılmasından sonra yola çıkan gelinin yanında Hotlu Kız ile Hotlu Kız’ın annesi de bulunmaktadır. Hotlu Kız ile annesinin tuzağına düşerek gözlerini kaybeden kız, bir çınar dibinde ağlamaya başlar. Bu çınar dibi ile yaşlı ninenin, kızı götürdüğü çoban çeşmesi masalın önemli mekânlarıdır.

gelen Beyoğlu, bu kızın pınar başında gördüğü kız olmadığını anlar. Beyoğlu’nun konağı ile konaktaki gelin odası, masalın çözüme ulaşmasında etkili olan mekânlardır.

Küçük eltinin kızı ile ninenin yaşadığı evin nitelikleri sınırlı olarak verilmiştir. Bu evin en önemli özelliği bir bahçeye sahip olmasıdır. Kahramanlar bu bahçede Beyoğlu’nun verdiği atı yetiştirirler. Kızın bastığı yerlerde biten çayır çimenle beslenen at kısa sürede gelişir. Atın yetiştiği bahçe, kahramanların yollarını kesiştiren mekân olması bakımından da dikkat çekicidir.

2.10.5- Kahramanlar ve Fonksiyonları

2.10.5.1- Olağanüstü Varlıklar

Masalın olağanüstü varlıkları hamam erenleridir. Birden bire ortaya çıkan bu kadınların nereden ve nasıl geldikleri bilinmemektedir. Hamam erenleri üç kişidir ve üçü de kadındır. Olağanüstü bir şekilde ortaya çıkmalarının yanı sıra cinsiyetleri de bellidir. Hamam erenlerin sayısı, geleneksel masal motiflerinde önemli yere sahip olan üç sayısı ile ifade edilir.

Motivasyon unsuru, hamam erenlerinin anne adaylarına sordukları soru ile sağlanır. Kadınların verdiği cevaplar neticesinde olay örgüsü şekillenir. Küçük eltinin bebeği için her biri ayrı bir duada bulunur; büyük eltinin bebeği içinse her biri ayrı bir bedduada bulunurlar. Hamam erenlerinin dua ve bedduaları neticesinde aksiyon şekillenir.

2.10.5.2- Yetişkinler

Aynı evde yaşayan iki elti, eltilerin kızları; Beyoğlu, ihtiyar kadın masalın işlevsellik gösteren yetişkin tipleridir. Beyoğlu’nun annesi; ülke halkı; çocukları görmeye gelen insanlar işlevsel etki göstermeyen tiplerdir.

İki erkek kardeşin eşlerinin birinin diğerine göre akrabalık derecesi “elti” kelimesi ile ifade edilmektedir. Eltilerin fiziksel nitelikleri verilmemiştir. Büyük elti kıskanç, oyun kuran ve düzenci bir tiptir. Küçük elti ile büyük elti arasında ruhsal farklılık olay örgüsünün başından itibaren hissettirilmektedir.

Fiziksel nitelikleri en belirgin olan tipler Hotlu Kız ile küçük eltinin kızıdır. Aralarında yaklaşık bir yaş vardır ve bu iki kız birbirlerinin amca çocuklarıdır. Ancak kızların babaları olay örgüsünde yer almamaktadır.

Küçük eltinin kızının belirgin özellikleri: Yıkandığı suların altın olması; güldükçe dudaklarından güller dökülmesi; bastığı yerlerde çayır çimen bitmesidir. Bu özellikler hamam erenleri tarafından kıza verilmiştir. Olay akışının ilerleyen bölümünde kız şaşı olur. Bu kızın bir diğer özelliği de kuşdili biliyor olmasıdır. Bu sayede kendisine yardıma gelen güvercinlerin söylediklerini anlayabilmiştir.

Büyük eltinin kızının belirgin özellikleri: Alnının ortasında yumurta büyüklüğünde bir ur olması; yattığı yerde diken bitmesi ve bastığı yerlerin çamur olmasıdır. Bu özellik de hamam erenleri tarafından verilmiştir. Annesi ile birlikte küçük eltinin kızına tuzak kurmaları, Hotlu Kız’ın da düzenci ve kıskanç bir kişiliğe sahip olduğunu göstermektedir. Çocukların doğumu ile başlayan olay örgüsü, onların yetişkin birer birey olmaları ile gelişmektedir.

Beyoğlu, masalın tek erkek kahramanıdır. İnceleme alanında bulunan birçok masalda olduğu “Hotlu Kız” masalında da bu erkek kahramanın dikkat çeken özelliği bir beyin oğlu oluşudur. Beyoğlu tipinin geleneksel özellikleri: İyi bir ailenin çocuğu olması, istediği kız ile evlenebilmesi; hastalandığı vakit ülkenin tüm doktorlarına ulaşabilmesi ve bir konakta yaşamasıdır. Bunların yanı sıra masal kahramanı amacına ulaşabilmek için çeşitli zorlukları göze alabilen bir tiptir.

Masalın en yaşlı tipi ninedir. Nine, bir çınar dibinde ağlar vaziyette bulduğu kahramana yardım eli uzatan ve onu evine alan bir tiptir. Yardımsever ve iyi niyetli

2.10.5.3- Kahramana Yardımcı Unsurlar

Aksiyonun şekillenmesine katkıda bulunan diğer unsurlar bu başlık altında incelenmektedir. Bu unsurların başında masalın kötü tipleri tarafından hazırlanan bir bohça tuzlu hamursuz gelmektedir. Hotlu Kız ile annesi tarafından hazırlanan bu hamur, yol boyunca küçük eltinin kızına yedirilmiştir. Tuzlu olması nedeniyle çok susayan kız, diğer kahramanların oyununa gelmiştir.

Gözlerini kaybeden kahramanın yardımına koşan güvercinler ile bu güvercinlerin bıraktığı terekler, masalın diğer yardımcı unsurlarıdır. Kuşların kendi aralarında yaptığı konuşma, masal kahramanı tarafından anlaşılmış; ancak tereklerin yönü değiştirilince kız şehlâ bakışlı olmuştur.

Masalın önemli motiflerinden biri Beyoğlu tarafından kahramana verilen attır. At, geleneksel masalların ortak motiflerinden biridir. Gerçek karısını arayan Beyoğlu, kızı olan her eve bir at bırakmıştır. Küçük eltinin kızı ile yaşlı kadına verilen at kısa zamanda gelişmiştir. Günler sonra, dağıttığı atları toplamaya çıkan Beyoğlu, eli boş bir halde ninenin evine varmıştır. Kızın bastığı yerlerde biten çayır ile beslenen at, Beyoğlu’nu çok şaşırtmıştır. At, kahramanların ortak bir noktada buluşmasını sağlayan unsur olması bakımından dikkate değer niteliktedir.

İncelenen masalın diğer yardımcı unsuru, masal kahramanın kılık değiştirme sırasında kullandığı kuzu işkembesidir. Kuzu işkembesini temizledikten sonra başına geçiren kız, Keloğlan kılığına bürünmüştür. Beyoğlu’nun konağına Keloğlan kılığında varan kız, olan biteni anlattıktan sonra başındaki işkembeyi çıkartmıştır. Gerçeklerin açığa kavuşması ile masal sona ermiştir.

2.10.6- İletiler

2.10.6.1- Çocuk Eğitimi Açısından Olumlu İletiler

1- İnsan karar vermeden önce iyi düşünmeli ve ona göre karar vermelidir. 2- Kıskançlık, kötü bir huydur.

4- Düşünmeden atılan her adımın cezası çekilir.

5- İnsanların aciz yönlerini kullanarak onları zor duruma düşürmek; tehdit ve şantaj yolu ile insanları köşeye sıkıştırmak yanlış bir davranıştır.

6- Yardıma ihtiyacı olan bir kimsenin yardımına koşmak gerekir.

7- İçinden çıkılması zor durumlarda insan, türlü engelleri göze almalı ve çıkar yol bulmak için uğraşmalıdır.

8- Kötü ve kıskanç insanlar, bu davranışlarının yanlış olduğunu er ya da geç anlar.

2.10.6.2- Çocuk Eğitimi Açısından Olumsuz İletiler

1- Akrabalar arasındaki kıskançlık; akrabaların birbirlerine tuzak kurmaları gibi durumlar çocuk okuyucu üzerinde olumsuz etki bırakabilecek durumlardır. 2- Çocuklara hitap eden bir masal metninde karşısındakine şantaj yapan;

akrabasına tuzak kuran tiplerin verilmesi doğru değildir.

3- Çaresiz bir kimseyi yalvartmak, onun gözlerini oymak gibi ifade şekilleri masalın hitap ettiği kitleye uygun olmayan ifade biçimleridir.

4- Masalda, annesinin davranışından ötürü ömrü boyunca üzerinden silinmeyecek izler taşımak zorunda bırakılan bebek kahraman, çocuk okuyucunun olumsuz düşüncelere kapılmasına; ana ve babasına taraflı bir gözle bakmasına neden olabilir.

5- Anne ve babasının davranışından ötürü kendisinin de cezalandırılacağını düşünen çocuk okuyucu, içinden çıkılması zor sorunlarla karşı karşıya bırakılabilir.

6- Bir annenin, çocuğunu sevmesinden daha doğal bir durum yoktur. Ancak masal kahramanı; “Sizi neyleyeyim, çocuğumu çok seviyorum.” yanıtını verdiği için zor durumda bırakılmıştır. Bu durum, çocuk okuyucunun anlam veremeyeceği bir durumdur.

7- Hot (et beni) çocuğun dünyasını incitici çirkin bir unsurdur. Bu açıdan masal, çocuğun ruh dünyasına uygun değildir.

2.10.7- Masalın Biçim Çözümlemesi ve Özgünlüğü

2.10.7.1- Masal Formelleri/Kalıp Sözü 2.10.7.1.1- Giriş Formeli / Kalıp Sözü:

“Evvel zaman içinde, vaktin birinde...”

2.10.7.1.2- Geçiş Formeli / Kalıp Sözü:

“Baksa ki...”

“Bir de ne görsün!”

“Sevinç içinde bebeğini büyütmekte olsun...” “Aylar haftalar geçer.”

“Aylar yılları kovalar.” “Az giderler uz giderler...” “Gelin arabası gidedursun...” “İn misin, cin misin?” “Ne inim, ne cinim.” “Biz gelelim Hotlu Kız’a.”

“Bunlar bu düğümü çözedursun...” “Yeğin at mı istersiniz, keskin kılıç mı?” “Keskin kılıç düşman boynuna...”

2.10.7.1.3- Bitiş Formeli / Kalıp Sözü:

“Onların dilekleri oldu. Gökten üç elma düştü. Biri söyleyene, biri dinleyene, biri de Ülkün’e.*”

2.10.7.2- Masal Motifleri

Hain Akraba: Eltisini kıskanan ve bu kıskançlık ile eltisinin kızına tuzak kuran

kadın.

Yardımcı Hayvan Motifi: At ile güvercinler, kahramanlara yardım eden

hayvanlardır.

* Ülkün TANSEL, masalcı Oğuz TANSEL’in kızıdır. Oğuz TANSEL, ‘Yedi Devler’ masal kitabının