OĞUZ TANSEL’İN MASALLARININ İNCELENMESİ
2.9 BİR KARI BİR KOCA (1962: 41) 2.9.1 Konu
2.9.7.1.2 Geçiş Formeli / Kalıp Sözü:
“Günlerden bir gün...” “Ağzını açıp baksa ki...” “Oduncu gidedursun.” “Baksa ki koca bir küp.” “Öyle alımlıymış ki...”
“Az gitmişler uz gitmişler; dere tepe düz gitmişler.”
2.9.7.1.3- Bitiş Formeli / Kalıp Sözü:
“Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.”
2.9.7.2- Masal Motifleri
Ağaç Dibindeki Çömlek: Oduncu bir ağacın dibini eşmeye başlamış ve ağacın
dibinde bir çömlek bulmuştur. Çömleğin içinde sarı liralar olduğunu görmüş; ancak bu paralara el sürmemiştir.
Küpün İçinden Çıkan Kız: Oduncu bir ağacın dibinde bulduğu küpü çıkarmak
ister; ama gücü yetmez. Bunun üzerine oduncu küpü kırar; küpün içinden de güzel bir kız çıkar.
Olağanüstü Kahraman: Küpün içinden çıkan kızın olağanüstü özellikleri vardır. Sınama Motifi: Oduncunun kızı, padişaha varmak için birtakım şartlar öne sürer. Kırk Gün İzin İsteme: Oduncunun kızı, padişahtan kırk gün süre ister.
Anka Kuşu: Oduncunun bükte bulduğu kızın asıl kimliği Anka Kuşu’dur. Mükâfat: Oduncu dede ülkeye padişah olurken çoban da vezir olur.
2.9.8- Masaldaki Söz Varlığı
2.9.8.1- Tekrarlanan Sözler
Masal kahramanının büke odun kesmeye gitmesi ve eve dönünce başından geçenleri karısına anlatması tekrar gruplarını oluşturmaktadır:
“Bir bükte odun keserken, baltasını vurduğu ağacın tın tın ettiğini duymuş...” , “Bir bükte odun kesiyordum. Bir ağacın dibinde, bir çömlek para buldum. Başkasının diye almadım...”, “Baltasını vururken tın tın ses geliyor kulağına.”, “İlk gömdüğü yerden çıkarıp başka bir büke gömmüş.”, “O ağaç senin, bu ağaç benim derken tın tınları duymaya başlamış.”
Çömlekten çıkan kız ile Arap arasında geçen konuşmalar da tekrar gruplarını oluşturmaktadır: “Kızın parmağında bir yüzük varmış. Bildiğimiz yüzüklere
benzemezmiş...”, “Buyur güzelim.”, “Soframızı kur; tatlısıyla, etlisiyle beş türlü yemek isterim...”, “Üç güne dek senden bir konak isterim.”, “Önce şu vezirleri öldür. Sonra padişahı Kafdağı’nın ardına götürüp atın...”, “Bizi Oduncu Dede’nin konağına götür.”
2.9.8.2- Dua ve Beddualar
Bükte ağaç kesen oduncu, başına gelen olayları evine döndüğü vakit karısına anlatmaya başlamaktadır. Karısı, oduncuya şu cevabı vermektedir: “Hayır ola, anlat
olmasını dilemektir. Çok yoksul ve perişan bir duruma geleme anlamı taşıyan beddua
“Sürüm sürüm sürünsün.”dür.
2.9.8.3- Deyimler
“Başkasının parasına el süremem.” (s.37) el sürmemek: Dokunmamak.
“Bugün başıma bir iş geldi sorma.” (s.37)
başına iş gelmek: Bir kimsenin beklenmedik bir olay ile karşılaşma durumu. “Hayır ola, anlat bakalım.” (s.37)
hayır ola: Bu işin sonu iyi ve güzel olsun.
“Oduncu gözden kaybolunca...” (s.38)
gözden kaybolmak: Bir anda ortalıktan kaybolmak; görünmez hal almak. “Ertesi gün ormanın yolunu tutmuş.” (s.38)
yol tutmak: Bir yere ulaşmak üzere yola çıkmak. “... evin yolunu tutmuş.” (s.38)
yol tutmak: Bir yere ulaşmak üzere yola çıkmak. “... deyip iş bitirmemiş.” (s.39)
iş bitirmek: Bir kimsenin zor durumda olduğunu bilerek ona yardım etmemek. “Evine dönen kadın, oduncuya boynunu bükmüş.” (s.39)
boynunu bükmek: Kimsesiz, üzgün, acınacak ve yardım bekler durumda olmak. “Komşudan da eli boş dönmüş.” (s.39)
“Baş üstüne.” (s.39)
baş üstüne: Emredilen şeyin yapılacağını bildiren saygı sözü. “Gözle kaş arasında...” (s.39)
kaşla göz arasında: Çok kısa bir zaman içinde. “Oduncuyla karısı gözlerine inanamamışlar.” (s.39)
gözlerine inanamamak: Gördüklerinin doğru olduğunu kabul edemeyecek kadar şaşırmak
“... görenlerin gözleri kamaşmış.” (s.39)
gözleri kamaşmak: Keskin ışık karşısında, gözün bir süre göremez duruma gelmesi. “Dille anlatılmaz diye ortalığa yaymışlar.” (s.39)
dille anlatılmaz: Çok güzel ve şaşırtıcı olma hali. “Bu sözler padişahın kulağına gitmiş.” (s.40) kulağına gitmek: Bir sözü başkalarından duymak. “... gönlünü edebilirsem getireyim.” (s.40)
gönlünü etmek: Bir kimsenin gücenikliğini gidermek. Kişinin istemediği bir durumu uygun davranışlarla olumlu yola çevirmek. Krş.”Gönül yapmak. Gönlü olmak (Razı olmak).
“Görenlerin gözleri kalırmış.” (s.40)
gözü (gözleri) kalmak: İsteyip de elde edemediği şeye karşı isteğini sürdürmek. “Orada sürüm sürüm sürünsün.” (s.41)
sürüm sürüm sürünmek: Çok yoksul ve perişan hale düşmek “Bu işe çok akıl yordum.” (s.41)
“O zaman anamın gönlünü yapmaya çalışırız.” (s.41)
gönlünü yapmak: Bir kimsenin gücenikliğini gidermek. Kişinin istemediği bir durumu uygun davranışlarla olumlu yola çevirmek. Krş.”Gönül yapmak. Gönlü olmak (Razı olmak).
“Görenlerin ödü yarılırmış.” (s.42) ödü yarılmak: Çok korkmak.
“... çobanın üzerine yürümüş.” (42)
üzerine yürümek: Karşısındakini korkutup sindirmek için saldırır biçimde davranmak.
“Anasıyla babasından yüz bulamayınca...” (s.42) yüz bulamamak: Yakınlık ve ilgi görememek. “Epeyce yol aldıktan sonra...” (s.42)
yol almak: Bir yere ulaşmak için belli bir yol izlemek, bir süre yol gitmek. “... kız yüklü olmuş.” (s.43)
yüklü olmak: Hamile kalmak.
“... bir oğlan çocuğu dünyaya getirmiş.” (s.43) dünyaya getirmek: Doğum yapmak; doğurmak. “Göz açıp yumana dek...” (s.43)
göz açıp yumana dek: Çok kısa bir sürede.
2.9.8.4- İkilemeler
İki Sözcüğü De Anlamlı Olan İkileme “Evine dönüp gelmiş; yiyecek içecek yok.” “İçi dayalı döşeli olacak.”
Aynı Sözcüklerin Tekrarı İle Kurulmuş İkileme
“Zaman zaman içinde...”
“Ses gelen ağacın dibini eşmiş eşmiş.”
“... halıların üstünden yürümüş salına salına.” “Orada sürüm sürüm sürünsün.”
“Gide gide...”
“... dere tepe düz gitmişler.” “Elini kolunu sağ sağ budarım.”
Yansıma Addan Türemiş İkileme
“... tın tın ettiğini duymuş.”
“Kuşlar gürül gürül ateşin çevresinde toplanmış.” “Sular gürül gürül çağlar, kuşlar cıvıl cıvıl ötermiş.”
2.9.9- Özgün Unsurlar
Masalcı Oğuz TANSEL, birçok masalında olduğu gibi “ Bir Karı, Bir Koca” masalında da temel iletileri cümle şeklinde vermektedir: “ Bu para benim değil.”, “
Başkasının parasına el süremem”, “ Başkasının diye almadım.” Masalın temel
iletileri kahramanın ağzından verilmektedir.
Masalda tespit edilen bazı kelime grupları da özgün değer taşımaktadır. Oduncu başından geçenleri karısına anlatmakta; bunun üzerine karısı: “Üç ola, hiç ola.” söz grubunu kullanmaktadır. Kahramanın ilk iki şansını yitirmiş olduğu; ancak üçüncü şansı elinden kaçırmaması gerektiği ifade edilmektedir.
Masal kahramanı yiyecek bir şeyler istemek üzere komşularına gitmiştir. Komşunun verdiği yanıt: “ Ekmeğimizin ardını, önünü yedik.” olmuştur. “Ekmeğin ardını önünü yemek” söz grubu özgün nitelik taşımaktadır.
Korku uyandırmak anlamına gelen “ödü yarılmak” söz grubu; bir kimsenin adını kullanılarak yemin etmek anlamına gelen “kızının başı için” söz grupları da özgün
2.9.10- Masalın Anlama ve Anlatma Becerilerine Katkısı
Masal metni, birbirine bağlı iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm oduncu, oduncunun karısı, padişah ve çömlekten çıkan kızın etrafında şekillenmektedir. İkinci bölüm, kız ile çoban arasındaki münasebetten oluşmaktadır. 166 temel cümleden oluşan metin, ortalama 15–20 dakikalık bir sürede okunabilmektedir. Cümle sayısı ve okuma süresi bakımından ilköğretim çağı öğrencilerinin seviyesine uygun bir metindir.
Açık, anlaşılır ve sade bir dille kaleme alınmış olan masal, hitap ettiği kitleye (9–15 yaş arası) uygun niteliktedir. Kısa ve basit yapılı cümlelerden kurulmuş olması; anlamı bilinmeyen kelime gruplarına fazlaca yer verilmemiş olması gibi özellikler, masalın dikkat çeken nitelikleridir.
Betimlemelere yer verilmesi; yansıma adların kullanılmış olması (tın tın; cıvıl cıvıl), okuyucunun ilgisini çekebilecek unsurlardır. “Baltasını vurduğu ağacın tın tın
ettiğini duymuş.”, “... her biri ayrı dokunuşta, ayrı boyada olsun. Sırtıma bindallı giysiler, ayağıma altın nalinler göndersin.”, “Çayırlık, çimenlik bir ülkeye
ulaşmışlar. Sular gürül gürül çağlar; kuşlar cıvıl cıvıl ötermiş.” cümleleri
okuyucunun ilgisini uyandıracak nitelikte ifadelerdir.
Masalın en önemli kalıp tipi Arap’tır. Geleneksel masal tarzında, olay örgüsünde etkinlik gösteren bir tiptir. Sihirli bir güce sahiptir ve sahibinin emirleri doğrultusunda etkinlik göstermektedir. Beklenmedik bir anda kahramanın karşısına çıkan ve onun hayatını değiştiren kız tipi de kalıp kişilerdendir. Güzelliği ve becerisi ile herkesi kendine hayran bırakan tip, olağanüstü özelliklere de sahiptir. Masal kahramanının çeşitli özellikleri somut unsurlarla dışa vurulmaktadır. Dolayısıyla somutlaştırma yolunu kavrayan çocuk, okuduğu masalın kahramanlarını özümseyebilir ve çıkarımlar yapabilir.
Masalın kötü tiplerinin öldürülmesi, Kafdağı’na sürülmesi; iyililerin mükâfatlandırılması ve ülkeye hakan yapılması gibi olaylar kalıp olaylar da masal okuyucusunun mukayese gücüne seslenebilecek olaylardır. Farklı masallarda
karşılaştığı benzer hadiseleri karşılaştırabilen okuyucu için masal tadı derinleşmektedir.
Olay örgüsünde yer alan unsurlar, okuyucunun günlük hayatında karşılaşabileceği nitelikte unsurlardır. Beklenmedik bir anda kişinin karşısına fırsatlar çıkabilir; bu fırsatlar kişinin hayatını değiştirebilir. Ancak bu durumun çocuk okuyucu tarafından yanlış anlaşılması, çocuğun hayal dünyasında derin etkiler bırakabilir. Öyle ki çocuk okuyucu, tasavvur ettiklerini gerçek hayatta bulmaya çalışabilir. Gerçek ile hayalin çatışması; hayalinde yer eden öğelerin gerçek hayatta bulunmaması okuyucunun zihninde olumsuz tesirler doğurabilir.
Metin, okuyucunun dikkatini çekebilecek formeller ile desteklenmektedir. Bu formelleri kullanabilen okuyucunun ifade etme ve yorumlama yeteneği de gelişebilmektedir. “Baksa ki...”, “Ne görsün...” şeklindeki anlatım tarzları, merak unsuru canlı tutan ifade şekilleridir. Masal metninin temel amacı, hitap ettiği kitle üzerinde olumlu değişimler yapabilmektir. Olumsuz iletilerin etkilerden kaçınmak üzere, çocuk okuyucuya masalın barındırdığı tüm unsurların açıklaması yapılmalıdır. Bir kimseyi öldürmenin yanlış bir davranış olduğu; ana ve babanın insana en yakın kimseler olduğu, okuyucuya iletiler ile verilmektedir. Bu duruma ters düşen unsurlar masalda mevcut ise bu durumun açıklaması yapılmalıdır.
Eleştirel bakış açısını geliştirmeye yönelik fonksiyonlar şunlardır: Beklenmedik bir anda karşılaşılan olaylara nasıl bir tavrın geliştirmesi gerektiği; ihtiyacı olan kimselere hangi koşullarda yardım edilmesi gerektiği; bir amaç uğruna mücadele etmenin gerekliliğidir. Masaldan çıkarılması mümkün iletiler, üzerinde düşünmeye; olay örgüsü ile günlük yaşam arasında kurmaya yönelik iletilerdir.