• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.10. Hipotezler ve Sonuçları

AraĢtırmanın hipotezleri ve hipotezlerin yapılmıĢ olan analizler sonucunda

“Desteklendi”, “Kısmen Desteklendi” veya “Desteklenmedi” derecelerinden hangi

160

Çizelge 39. Hipotezler ve Sonuçları

H HĠPOTEZLER SONUÇ

H1 Atılganlık düzeyi cinsiyete göre anlamlı bir

farklılık göstermektedir. Desteklenmedi

H2 Atılganlık düzeyi yaĢa göre anlamlı bir farklılık

göstermektedir. Desteklendi

H3 Atılganlık düzeyi medeni duruma göre anlamlı

bir farklılık göstermektedir. Desteklendi

H4 Atılganlık düzeyi gelire göre anlamlı bir farklılık

göstermektedir. Desteklendi

H5 Atılganlık düzeyi eğitim durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Desteklendi

H6 Atılganlık düzeyi turizm eğitimi alma durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Desteklendi

H7 Atılganlık düzeyi turizm eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Desteklendi H8 Atılganlık düzeyi iĢletmedeki çalıĢma süresine

göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H9 Atılganlık düzeyi sektördeki çalıĢma süresine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H10 Atılganlık düzeyi iĢletmedeki statüye göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H11 Atılganlık düzeyi çalıĢılan departmana göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H12 Stresle baĢa çıkma tarzları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Kısmen Desteklendi

H13 Stresle baĢa çıkma tarzları yaĢa göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H14 Stresle baĢa çıkma tarzları medeni duruma göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Kısmen Desteklendi

H15 Stresle baĢa çıkma tarzları gelire göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Kısmen Desteklendi

H16 Stresle baĢa çıkma tarzları eğitim durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Kısmen Desteklendi

H17 Stresle baĢa çıkma tarzları turizm eğitimi alma durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Kısmen Desteklendi

H18 Stresle baĢa çıkma tarzları turizm eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H19 Stresle baĢa çıkma tarzları iĢletmedeki çalıĢma süresine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H20 Stresle baĢa çıkma tarzları sektördeki çalıĢma süresine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H21 Stresle baĢa çıkma tarzları iĢletmedeki statüye göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

161

Çizelge 39 (Devam). Hipotezler ve Sonuçları

H HĠPOTEZLER SONUÇ

H22 Stresle baĢa çıkma tarzları çalıĢılan departmana göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Desteklendi

H23 Atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarının genelinin kullanılmasına olan eğilim üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

Desteklendi

H24 Atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarından kendine güvenli yaklaĢımın kullanılmasına olan eğilim üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

Desteklendi

H25 Atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarından iyimser yaklaĢımın kullanılmasına olan eğilim üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

Desteklendi

H26 Atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarından çaresiz yaklaĢımın kullanılmasına olan eğilim üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

Desteklendi

H27 Atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarından boyun eğici yaklaĢımın kullanılmasına olan eğilim üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

Desteklendi

H28 Atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarından sosyal desteğe baĢvurma tarzının kullanılmasına olan eğilim üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

162

5. SONUÇ VE ÖNERĠLER

Antalya‟daki otel iĢletmelerinde çalıĢanların atılganlık düzeylerinin hangi düzeyde olduğunun tespiti ve stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma seviyelerinin tespiti amacıyla yapılan çalıĢmanın bu bölümünde, yapılan analizlerin ortaya çıkarttığı bulguların sonuçlarına ve sonuçların doğrultusunda geliĢtirilen önerilere yer verilmiĢtir.

5.1. Sonuçlar

Otel iĢletmelerinde çalıĢanların atılganlık düzeyleri ve stresle baĢa çıkma tarzları hakkında alanyazın taraması yapılarak ilgili alanyazın oluĢturulmuĢtur. Antalya ilindeki beĢ yıldızlı otel iĢletmelerinde çalıĢanlara (400) demografik bilgi formu (cinsiyet, yaĢ, medeni durum, gelir, eğitim durumu, turizm eğitimi alma durumu, turizm eğitim düzeyi, iĢletmedeki çalıĢma süresi, sektördeki çalıĢma süresi, iĢletmedeki statü, departman), stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği ve atılganlık envanterinden oluĢan anket formu uygulanmıĢtır. Toplanan veriler neticesinde; atılganlık düzeyi ve stresle baĢa çıkma tarzlarının hangi demografik özelliklere göre anlamlı olup olmadığı tespit edilerek, stresle baĢa çıkma tarzları ile atılganlık düzeyi arasındaki iliĢki incelenmiĢ ve son olarak atılganlık düzeyinin stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılma eğilimi üzerindeki etkisi belirlenmiĢtir. Yapılan analizler sonucunda ulaĢılan bulguların sonuçları aĢağıda sıralanmıĢtır.

Demografik özelliklere göre, araĢtırmaya katılım gösteren otel iĢletmelerindeki çalıĢanların erkek (238) sayısının ve kadın (162) sayısının birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Böylelikle otel iĢletmelerinde, kadınların da aktif bir Ģekilde çalıĢtıkları ve istihdam edildikleri söylenebilir. Katılımcıların çoğunluğunu bekâr (271) bireyler oluĢturmaktadır. AraĢtırmaya katılım gösterenlerin çoğunluğunun:

 18-25 yaĢ aralığında (171) olması; otel iĢletmelerindeki çalıĢan kadrosunun genç ve dinamik bir yapıya sahip olduğu,

 1401-2500 TL arasında (234) gelire sahip olması; otel iĢletmelerindeki çalıĢanların Türkiye asgari ücret standardında veya üstünde bir gelire sahip oldukları,

163

 Lise (140) ve ön lisans (142) eğitim düzeyine sahip olması; otel iĢletmelerindeki çalıĢanların ortaöğretim ve iki yıllık üniversite eğitimi aldıkları,

 Turizm eğitimi alması (245); otel iĢletmelerindeki çalıĢanların turizm eğitimi almıĢ veya almakta oldukları,

 Turizm eğitimi alma düzeyinin ön lisans (102) seviyesinde olması; otel iĢletmelerindeki çalıĢanların turizm sektöründe teorik anlamda kalifiye eleman oldukları,

 ĠĢletmede 1 yıldan az (157) çalıĢmakta olması ve iĢletmedeki statüsünün sezonluk personel (174) olması; Antalya‟daki otel iĢletmelerinde çalıĢanların bulundukları destinasyonun mevsimlik olması sonucunda daimi olarak çalıĢamadıkları,

 Sektörde 1-5 yıl arasında (105) çalıĢmakta olması; otel iĢletmelerinde çalıĢanların turizm sektöründe ilk 5 yıl istikrarlı bir Ģekilde çalıĢtıkları ve turizm sektörünün yıpratıcı bir sektör olmasından dolayı zamanla sektörü terk edip baĢka sektörlere yöneldikleri,

 ÇalıĢtığı departmanın yiyecek ve içecek departmanı (126) olması; otel iĢletmelerinin konaklama hizmetinden sonra verdiği en önemli hizmetin yiyecek ve içecek hizmeti olmasından dolayı, otel iĢletmelerinde çalıĢanların genelini yiyecek ve içecek departmanında çalıĢanların oluĢturduğu tespit edilmiĢtir.

Stresle baĢa çıkma tarzları ve atılganlık envanteri ölçeklerine iliĢkin yapılan güvenilirlik analizi sonucunda; ölçeklerin yüksek derecede güvenilir oldukları tespit edilmiĢtir.

AraĢtırma kapsamında ulaĢılan sonuçlara göre; atılganlık ölçeğinden elde edilen ortalama puan X =30,81 olduğu için, otel iĢletmesinde çalıĢanların atılgan oldukları saptanmıĢtır. Lin ve diğerlerinin (2004) hemĢirelik öğrencilerine yapmıĢ oldukları çalıĢmada, öğrencilerin çekingen olduğu saptanmıĢtır. Güler (2011)‟in yapmıĢ olduğu çalıĢmada da, katılımcıların çekingen olduğu saptanmıĢtır.

AraĢtırmaya katılan otel iĢletmelerindeki çalıĢanların atılganlık düzeylerinin ve stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma eğilimlerinin, demografik özelliklerine (cinsiyet, yaĢ, medeni durum, gelir, eğitim durumu, turizm eğitimi alma durumu,

164

turizm eğitim düzeyi, iĢletmedeki çalıĢma süresi, sektördeki çalıĢma süresi, iĢletmedeki statü, departman) göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği ile ilgili bulunan sonuçlar aĢağıda verilmiĢtir.

ÇalıĢmaya katılım gösteren çalıĢanların atılganlık düzeylerine iliĢkin sonuçlar Ģu Ģekildedir:

Cinsiyet değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Yani çalıĢanların atılganlık düzeyi ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Alanyazında; Kapıkıran (1993)‟ın yapmıĢ olduğu araĢtırma sonucunda da, kız ve erkek öğrencilere ait atılganlık puanları arasında farklılığın olmadığı saptanmıĢtır. Aynı Ģekilde Aksakal (1997), Aydın (1991), Ersan ve Doğan (2007) ve Tegin (1990)‟in yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda da cinsiyet değiĢkeni ile atılganlık düzeyi arasında bir farklılık bulunamamıĢtır. Fakat Deniz (1997), Saruhan (1996), Uğurluoğlu (1996) ve Bozkurt (1989)‟un yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda cinsiyet değiĢkeni ile atılganlık düzeyi arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur.

YaĢ değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. 18-25 yaĢ grubu kiĢilerin atılganlık düzeyinin, diğer tüm yaĢ gruplarının atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha düĢük olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların yaĢının ilerlemesine bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir. Alanyazında; Ayaz (2002), Kaplanoğlu (2006), Timuçin (2005) ve GörüĢ (1999)‟ün yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda yaĢ değiĢkeni ile atılganlık düzeyi arasında bir farklılık bulunamamıĢtır. Fakat Kaya (2001), Uğur (1996) ve Voltan (1980b)‟ın yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda yaĢ değiĢkeni ile atılganlık düzeyi arasında anlamlı bir farklılığın olduğu bulunmuĢtur ve yaĢın ilerlemesine bağlı olarak atılganlık düzeyinin arttığı sonucuna vararak, yapılan çalıĢmanın sonucuyla paralellik göstermiĢlerdir.

Medeni durum değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. ÇalıĢanlardan evli olanların (X =37,3) atılganlık düzeyinin, bekâr olanların (X =27,7) atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların aile kurmasına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir. Alanyazında; Çakır (2010), Ayaz (2002), Kaplanoğlu (2006) ve Timuçin (2005)‟in yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda yaĢ değiĢkeni ile atılganlık

165

düzeyi arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıĢtır. Çakır (2010)‟un hemĢirelere yapmıĢ olduğu çalıĢmada; evli hemĢirelerin atılganlık düzeyinin bekâr olanların atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu sonucu yapılan çalıĢmanın sonucuyla paralellik göstermektedir.

Gelir değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Geliri 2501-3500 TL olanların atılganlık düzeyi geliri 1401-2500 TL olanlardan anlamlı derecede daha yüksek olduğu, geliri 1401-2500 TL olanların atılganlık düzeyinin de geliri 1400 TL ve altı olanlardan anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların gelirinin yüksek olmasına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir. Alanyazında Bayraktar (2007)‟ın güreĢçilere yapmıĢ olduğu çalıĢmada, gelir değiĢkeni ile atılganlık düzeyi arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıĢtır. Bu sonuç, yapılan çalıĢmanın sonucu ile ters düĢerken, güreĢçilerden geliri daha yüksek olanın daha atılgan olduğu sonucu yapılan çalıĢmada bulunan sonuç ile paralellik göstermektedir.

Eğitim durumu değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Ön lisans ve lisans mezunlarının atılganlık düzeyinin, lise mezunlarının atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların eğitim durumunun yüksek olmasına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir. Alanyazında; Çakır (2010)‟ın yapmıĢ olduğu çalıĢmada eğitim durumu değiĢkeni ile atılganlık düzeyi arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Lisans mezunu hemĢirelerin atılganlık düzeylerinin diğer gruplardan daha yüksek olduğunu bulması yapılan çalıĢmada bulunan sonuç ile paralellik göstermektedir.

Turizm eğitimi alma durumu değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. ÇalıĢanlardan turizm eğitimi alanların (X =34,2) atılganlık düzeyinin, turizm eğitimi almayanların (X =25,4) atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların turizm eğitimi almalarına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir.

Turizm eğitim düzeyi değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Lisans düzeyinde turizm eğitimi alanların atılganlık düzeyinin, lise ve ön lisans düzeyinde turizm eğitimi alanların atılganlık düzeyinden anlamlı

166

derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların turizm eğitim düzeyinin yüksek olmasına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir.

ĠĢletmedeki çalıĢma süresi değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. ĠĢletmede 1-5 yıl ve 6-10 yıl süre ile çalıĢanların atılganlık düzeyinin, 1 yıldan az süre ile çalıĢanların atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların iĢletmedeki çalıĢma sürelerinin artmasına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir. Bal (2002)‟ın çalıĢmasında bulmuĢ olduğu, çalıĢma süresinin artmasına bağlı olarak atılganlık düzeyinin arttığı sonucu yapılan çalıĢmada bulunan sonuç ile benzerlik göstermektedir. Bu durumun tersine, Çakır (2010), Ayaz (2002), Yıldız (2006) ve Timuçin (2005)‟in çalıĢmalarında buldukları, çalıĢma süresinin artmasına bağlı olarak atılganlık düzeyinin düĢtüğü sonucu yapılan çalıĢmada bulunan sonuç ile benzerlik göstermemektedir.

Sektördeki çalıĢma süresi değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Sektörde 16 ve üzeri süre ile çalıĢanların atılganlık düzeyinin, 1 yıldan az ve 1-5 yıl süre ile çalıĢanların atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların sektördeki çalıĢma sürelerinin artmasına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir.

ĠĢletmedeki statü değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Daimi personelin atılganlık düzeyinin, sezonluk personel ve stajyerlerin atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların iĢletmedeki statülerinin kalıcılığına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir.

Departman değiĢkeninin, atılganlık düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Ön büro departmanında çalıĢanların atılganlık düzeyinin, diğer departmanlarda çalıĢanların atılganlık düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların misafirle iletiĢime geçme sıklığına bağlı olarak, atılganlık düzeyinin arttığı görülmektedir.

ÇalıĢmaya katılım gösteren çalıĢanların stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma eğilimlerine iliĢkin sonuçlar Ģu Ģekildedir:

167

Cinsiyet değiĢkeninin, stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılması ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. ÇalıĢan kadınların (X =50,3), çalıĢan erkeklere (X =47,5) kıyasla stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma düzeyinin anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢan kadınların, çalıĢan erkeklerden daha fazla stres yaĢadıkları görülmektedir. Ayrıca alt boyutlar için cinsiyet değiĢkeni değerlendirildiğinde; çaresiz yaklaĢım, boyun eğici yaklaĢım ile sosyal desteğe baĢvurma tarzlarını kadınların erkeklerden daha fazla kullandıkları, kendine güvenli yaklaĢım tarzını erkeklerin kadınlardan daha fazla kullandıkları ve iyimser yaklaĢım tarzını ise her iki cinsiyetin de eĢit seviyede kullandıkları saptanmıĢtır. Alanyazında; Çakır (2006), Korkut (2012) ve Bal (2018)‟ın yaptıkları çalıĢmalarda cinsiyet değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Fakat Ġmamoğlu, (2009), Yamaç (2009) ve Kızanlıklı (2008)‟nın yaptıkları çalıĢmalarda ise cinsiyet değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Ġmamoğlu (2009)‟nun yaptığı çalıĢmada kendine güvenli yaklaĢım ve iyimser yaklaĢım tarzlarını erkek müdürlerin kadınlardan daha fazla kullandıkları, çaresiz yaklaĢım ve boyun eğici yaklaĢımı ise kadın müdürlerin erkeklerden daha fazla kullandıkları; Çakır (2006)‟ın yaptığı çalıĢmada sosyal desteğe baĢvurma ve kendine güvenli yaklaĢım tarzlarını kadın polislerin erkeklerden daha fazla kullandıkları, iyimser yaklaĢım tarzını ise erkek polislerin kadınlardan daha fazla kullandıkları saptanmıĢtır.

YaĢ değiĢkeninin, stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılması ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. YaĢa ait her grubun, stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma düzeyi arasında bir fark olmadığı tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların yaĢadıkları stres seviyesi ile yaĢları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Ayrıca alt boyutlar için yaĢ değiĢkeni değerlendirildiğinde; kendine güvenli yaklaĢım, iyimser yaklaĢım ile sosyal desteğe baĢvurma tarzlarını 18-25 yaĢ gurubunun daha az kullandığı ve çaresiz yaklaĢım ile boyun eğici yaklaĢım tarzlarını ise 18-25 yaĢ grubunun daha fazla kullandığı saptanmıĢtır. Alanyazında; Boğa (2016), Yurtsever (2009), Çağlayan ve diğerleri (2010)‟nin yaptıkları çalıĢmalarda yaĢ değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Fakat Aslan (2010), Güneysucu (2010), Petrosky ve Birkimer (1991) ve Ġmamoğlu (2009)‟nun yaptıkları çalıĢmalarda ise yaĢ değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Petrosky ve

168

Birkimer (1991) ve Ġmamoğlu (2009)‟nun yaptıkları çalıĢmalarda düĢük yaĢ grubunun pasif baĢa çıkma tarzlarını daha fazla, aktif baĢa çıkma tarzlarını ise daha az kullandıkları saptanmıĢtır. Bu sonuç, yapılan çalıĢmada bulunan sonuç ile paralellik göstermektedir.

Medeni durum değiĢkeninin, stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılması ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. ÇalıĢanlardan evli olanların (X =48,8) ve bekâr olanların (X =48,6) stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma düzeyi arasında bir fark olmadığı tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların yaĢadıkları stres seviyesi ile medeni durumları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Ayrıca alt boyutlar için medeni durum değiĢkeni değerlendirildiğinde; kendine güvenli yaklaĢım ile iyimser yaklaĢım tarzlarını evli olanların bekârlardan daha fazla kullandıkları, çaresiz yaklaĢım tarzını bekâr olanların evlilerden daha fazla kullandıkları ve boyun eğici yaklaĢım ile sosyal desteğe baĢvurma tarzlarını ise her iki grubun da eĢit seviyede kullandıkları saptanmıĢtır. Alanyazında; Özbey (2011) ve Boğa (2016)‟nın yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda medeni durum değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Fakat Alemdar (2002), Ġmamoğlu (2009) ve Tuğrul (2015)‟un yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda ise medeni durum değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Özbey (2011)‟in yapmıĢ olduğu çalıĢmada, boyun eğici yaklaĢım tarzını evli hemĢirelerin bekârlardan daha fazla kullandıkları saptanmıĢtır. Bu sonuç, yapılan çalıĢmada bulunan sonuç ile ters düĢmektedir. Alemdar (2002)‟ın yapmıĢ olduğu çalıĢmada ise, sosyal desteğe baĢvurma tarzını bekâr bireylerin evlilerden daha fazla kullandıkları saptanmıĢtır.

Gelir değiĢkeninin, stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılması ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Gelire ait her grubun, stresle baĢa çıkma tarzlarını kullanma düzeyi arasında bir fark olmadığı tespit edilmiĢtir. Yani çalıĢanların yaĢadıkları stres seviyesi ile gelirleri arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Ayrıca alt boyutlar için gelir değiĢkeni değerlendirildiğinde; kendine güvenli yaklaĢım ile iyimser yaklaĢım tarzlarını 1400 TL ve altı gelir grubunun daha az kullandığı ve çaresiz yaklaĢım ile boyun eğici yaklaĢım tarzlarını ise 1400 TL ve altı gelir grubunun daha fazla kullandığı saptanmıĢtır. Alanyazında; Brown ve Ralph (1999) ve KeleĢ (2018) yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda gelir değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur.

169

Fakat Güneysucu (2010) ve GölalmıĢ (2005)‟ın yaptıkları çalıĢmalarda ise gelir değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. KeleĢ (2018)‟in yaptığı çalıĢmada; iyimser yaklaĢım, boyun eğici yaklaĢım ve sosyal desteğe baĢvurma tarzlarını 1000 TL ve altı gelire sahip olan öğrencilerin diğer gruplara göre daha çok kullandıklarını saptamıĢtır. Bu sonuç; yapılan çalıĢmada bulunan iyimser yaklaĢım tarzının kullanılması sonucuyla terslik, boyun eğici yaklaĢım tarzının kullanılması sonucuyla ise paralellik göstermektedir.

Eğitim durumu değiĢkeninin, stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılması ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Stresle baĢa çıkma tarzlarını lise mezunlarının daha fazla kullandığı tespit edilmiĢtir. Yani eğitim durumu düĢük olanların, eğitim durumu yüksek olanlardan daha fazla stres yaĢadıkları görülmektedir. Ayrıca alt boyutlar için eğitim durumu değiĢkeni değerlendirildiğinde; kendine güvenli yaklaĢım tarzını lise mezunlarının daha az kullandıkları ve çaresiz yaklaĢım ile boyun eğici yaklaĢım tarzlarını ise lise mezunlarının daha fazla kullandıkları saptanmıĢtır. Alanyazında; Dumanlı (2018), Kaya ve diğerleri (2007), Korkut (2012), Boğa (2016) ve Aslan (2010)‟ın yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda eğitim durumu değiĢkeni ile stresle baĢa çıkma tarzları ölçeği arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. Fakat Ġmamoğlu (2009) ve Güneysucu (2010)‟nun yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda ise eğitim durumu değiĢkeni ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Korkut (2012)‟un yapmıĢ olduğu çalıĢmada çaresiz yaklaĢım tarzını eğitim seviyesi en düĢük grubun kullandığı ve eğitim düzeyinin düĢmesine bağlı olarak çaresiz yaklaĢım tarzının kullanılmasının arttığı saptanmıĢtır. Bu sonuç, yapılan çalıĢmada bulunan sonucu desteklemektedir. Ayrıca; Dumanlı (2018) ve Ġmamoğlu (2009)‟nun yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda da, eğitim düzeyinin düĢmesine bağlı olarak çaresiz yaklaĢım ve boyun eğici yaklaĢım tarzlarının kullanılmasının arttığı sonucu, yapılan çalıĢmanın sonucunu desteklemektedir.

Turizm eğitimi alma durumu değiĢkeninin, stresle baĢa çıkma tarzlarının kullanılması ile arasında anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur. ÇalıĢanlardan turizm eğitimi almayanların (X =50,4), turizm eğitimi alanlara (X =47,5) kıyasla stresle baĢa