• Sonuç bulunamadı

Hexastylos Tapınaklar

Belgede ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ’NDE (sayfa 134-138)

4. NIKAIA / ĠZNĠK

4.4. Kült Heykeli Barındırmayan Tapınak Betimleri

4.4.2. Hexastylos Tapınaklar

123 değilse hangi amaçla inşa edildiğinin sorgulanması gerekmektedir. Bu durum bölgede gelecek yıllarda gerçekleştirilecek sistemli arkeolojik araştırmalar sonucunda netlik kazanabilecektir.

124

Resim 31: Iulia Domna Adına Darbedilen Sikkelerdeki Hexastylos Tapınak Tasvirleri

Cephesi altı sütunlu yapı tasvirlerinin sikkelerde en yoğun yaşandığı dönem İmparator Caracalla‟dır. Bu dönemde hexastylos tapınaklar, Fortuna tapınaklarını temsil eden Caracalla serilerindeki gibi hem cepheden hem perspektiften resmedilmişlerdir.

Cepheden tasvir edilen hemen hemen tüm Caracalla serileri iki krepisli bir stylobat üzerinde korint düzenindeki sütunlarıyla yükselen benzer tasarımdaki yapı tasvirlerini teşkil ederler (Kat. No. 55-58). Bunlar arasındaki tek fark ΝΙΚΑΙΔΩΝ lejandına ait harflerin sikke yuvarlağındaki dağılımlarıdır. Bu yönüyle Caracalla dönemine ait Fortuna tapınak tasvirini canlandıran önceki seriler ile (Kat. No. 40) mimari form açısından oldukça benzer nitelikler taşımaktadırlar. Tapınağı sol perspektiften gösteren Caracalla serisine göre tapınağın yan cephesinde sekiz sütun sayılmaktadır (Kat. No.

59). Tepe akroteri belirgin ve alınlığın ortasında clipeus bulunmaktadır. Burada ön cephesinde Fortuna kült heykelinin bulunduğu tasviri sağ perspektiften resmeden Caracalla543 serisi ile yakın bir benzerlik bulunduğu karşılaştırılarak farkedilebilir (Kat.

No. 41). Bu tip ortak yönler, benzer form ve tasarım özellikleri nedeniyle farklı serilerde yer alan hexastylos tapınakların aslında aynı Fortuna tapınağını temsil eden diğer örnekleri olduğu düşünülebilir.

Önceki bölümde de bahsedildiği gibi Fortuna‟ya ait tapınak tasvirleri İmparator Macrinus (MS 217-218) adına darbedilen sikkelerde de görülmektedir (Kat. No. 43).

Macrinus‟a ait bu seriler arasında kült heykeli bulunmayan hexastylos tapınak betimleri de mevcuttur (Kat. No. 60). Betimlenen her iki yapı tasviri de cepheden ve ion

543 Kat. No. 59‟daki sikkenin ön yüzünde yer alan Caracalla portresi bazı kaynaklarda benzer portre özellikleri ve lejandlardan dolayı İmparator Elagabalus da olarak kabul edilmektedir. Her iki imparatorun da sikke lejandlarında Antoninus adını kullandığı bilinmektedir. Bu nedenle bu imparatorlara ait sikkeler zaman zaman karıştırılmaktadır (Harl 1981: 163-184; Howgego 1981:

147-149).

125 düzeninde tasarlanmıştır. Tapınak betimindeki alınlık figürleri farklı olsa da bunların aynı tanrıçaya adanan iki yapının ortak tasvirleri olduğu ileri sürülebilir. İmparator Macrinus Dönemi‟nden sonra tasvir edilen hexastylos tapınakların nitelikleri bir Elagabalus serisine göre olasılıkla farklıdır. Çünkü bahsi geçen bronzun arka yüzünde cephesi altı sütunlu bir tapınağın ortasında kült heykeli yer almaktadır (Resim 32).

Ancak burada betimlenen kült heykelinin diğer hexastylos tapınaklardan farklı olarak bir erkeğe ait olduğu görüşü mevcuttur544. Heykelin bir erkek figürüne daha çok benzediği belirgin olsa da tasvirdeki heykelin kullandığı atribüleri tam olarak belirgin değildir. Bu nedenle tanrıça Fortuna için yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre Nikaia‟da tanrıça Fortuna dışında farklı bir imparator veya tanrı için yapılan bir hexastylos tapınak daha olmalıdır.

Resim 32: Elagabalus Sikkesi

Elagabalus adına basılan bir başka sikkede ise tapınak tasviri kült figürü olmadan resmedilmiş olsa da tasarım özellikleri açısından bahsi geçen sikke tasvirine oldukça benzediği görülmektedir (Kat. No. 61). Burada tapınak yapısı üç krepisli bir podyum üzerinde ion sütunlarıyla yükselmektedir. Ayrıca çift hatla belirtilen üçgen alınlığın ortasında bir yıldız bulunmaktadır. Bunun yanı sıra NIK-AIE-ΩN lejandı tapınağın sikke yuvarlağındaki çevresine aynı şekilde yerleştirilmiştir. Ön yüzdeki İmparator portresine ait özellikler ise bir önceki seri ile bire bir aynı özellikler taşımaktadır. Bunların dışında alınlıktaki yıldız motifi, krepis sayısı ve hatta lejandın sikke dairesine dağılımına varana kadar bir önceki seri ile benzer şekilde tasarlandığı görülmektedir. Tüm bu benzer karşılaştırma özelliklerine göre her iki tapınak tasvrinin Elagabalus döneminde ortaya çıkan aynı yapıyı temsil ettiği söylenebilir. Bu dönemden

544 Şahin 2009: 16.

126 sonra tasvir edilen hexastylos tapınak betimleri özellikle Severuslar hanedanlığında yoğunluk göstermektedir. Bu tasvirlerde de herhangi bir tanrı veya tanrıça betimi görülmez. Esasen Iulia Maesa (Kat. No. 62) ve İmparator Alexander Severus (Kat. No.

63-64) adına darbedilen sikkelerdeki tapınak tasvirlerinde tasarım açısından öncekilerden fazla bir değişiklik yoktur. Ancak betimlenen bütün tapınakların öncekilerden farklı olarak korint düzeninde gösterildiği dikkat çekmektedir. Alexander Severus adına darbedilen bir başka seride (Kat. No. 65) ve bir Maximinus sikkesinde (Kat. No. 66) ise aynı tapınaklar bu defa sağ ve sol perspektiften resmedilmiştir. Her iki sikke tasvirinde de tapınağın uzun tarafında en az yedi sütun bulunmaktadır. Üçgen bir formata sahip alınlık figürleri belirgin olarak verilmiş ve olasılıkla bunlar da korint düzeninde tasarlanmıştır.

Cephesi altı sütunlu tapınak betimleri Maximinus ile devam etmekle beraber aynı imparatora ait farklı bir bronz seride bu sefer ilginç bir tapınak betimi karşımıza çıkmaktadır. Tasvirde tapınak ön cephesinde beş sütun bulunmaktadır (Kat. No. 67).

Cella içinde herhangi bir kült heykeli görünmez. Antik Yunan‟da çok nadir görülen ön cephesi beş sütunlu bu tapınak tipleri “Penta Stylos” olarak da bilinir. Ancak gerçekte tapınağın bu şekilde olduğu pek düşünülemez. Burada beşinci sütunun sikke ustası tarafından acelecilik veya bir ihmalkârlık sonucu kült heykeli yerine ilave edildiği düşünülebilir. Bu nedenle bu tapınak tasviri tetrastylos ve hexastylos gibi herhangi bir kategorizasyona dâhil edilememektedir. Nikaia sikkelerindeki hexastylos tapınak tasvirlerinin sonuncusunu İmparator Maximinus‟a (Kat. No. 68) ve III. Gordianus (Kat.

No. 69) adına darbedilen seriler teşkil etmektedirler. III. Gordianus‟a ait son örnekteki sikke ile ilgili Requeil Général‟de yer alan ön yüz açıklamasında545 “kontrmark içinde;

giyimli Demeter başı sağa” diye belirtilmiştir. Ancak levhalar listesinde bu açıklamanın yapıldığı ön yüz resmi bulunmadığından bu seri hakkında sağlıklı bir açıklama yapmak olanaksızdır.

Cephesi altı sütunlu tapınak tasvirleri hakkında yapılan tüm bu değerlendirmelere göre kentte en az iki farklı hexastylos tapınak olmalıdır. Bunlardan ilki tanrıça Fortuna adına inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Elagabalus serisindeki kimliği teşhis edilemeyen erkek figürü kentteki ikinci bir hexastylos tapınağa dikkat çekmektedir. Ancak Nikaia sikkelerinde birçok hexastylos tapınak tasviri yer aldığı için

545 RG 1910: 488 No. 707.

127 epigrafik ve nümismatik belgeler olmadan bu yapı tasvirinin hangi tanrı veya tanrıçaya adanmış tapınak olduğu konusunda kesin tahminler yürütmek doğru olmayacaktır.

Bununla beraber her iki farklı tapınağı temsil eden sikkeler, darbedildikleri imparatorlar döneminde bazen kült heykelleri olmadan resmedilmişlerdir. Bunlar benzer tasarım ve form özellikleri nedeniyle esasen aynı tapınakların tekrarları oldukları da düşünülebilir.

Sonuç olarak sikke tasvirlerine göre, Nikaia kentinde İmparator Claudius ile başlayan yapı faaliyetleri MS 3. yüzyılın sonuna kadar devam etmiş ve bunlar sikkelerin arka yüzlerinde tasvir edilmiştir. Yapılan değerlendirmelere göre Nikaia kentinde tapınım gören Dionysos, Demeter, Fortuna ve Asklepios gibi tanrı ve tanrıçalar imparatorluk süresi boyunca önemini korumuş ve bunlar sikke tasvirlerinde anıtsal yapılar içerisinde resmedilmiştir. Septimius Severus ve Commodus adına basılan agonistik sikke tiplerinden Nikaia kentinde özellikle MS 2. yüzyılda imparatorlar adına Severeia ve Kommodeia546 bayramlarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sikke betimlerine göre şehri çevreleyen surlar, tapınaklar ve gymnasion olarak tanımlanabilen anıtsal yapılar ile Nikaia kentinin imar edildiği anlaşılmaktadır (Grafik 1). Bölgede sürdürülen arkeolojik kazılar ve araştırmalar ilerledikçe sikke tasvirlerinde resmedilen mimari yapıların nitelikleri ve lokasyonları aydınlatılmaya devam edecektir.

Belgede ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ’NDE (sayfa 134-138)