• Sonuç bulunamadı

Ġmparatorluk Kültü Kapsamında Neokorosluk Sikkeleri

3. ANADOLU„NUN ROMANĠZASYONU IġIĞINDA MĠMARĠ BETĠMLĠ SĠKKELER

3.2. Ġmparatorluk Kültü Kapsamında Neokorosluk Sikkeleri

35 Bithynia-Pontus Eyaleti‟nde de hem Latince hem Grekçe birlikte kullanılmışır149. Ancak, İmparator Hadrianus‟un bir Yunan dostu olarak Panhellenizmi kurduğu bir dönemde, Yunan dilinin yaşamın her alanına hâkimiyeti Roma otoriterleri tarafından bir anda engellenememiştir150. Örneğin Genç Plinius, Yunan kentlerinin kurumsal ve yasal çerçevedeki konularla ilgili olan faaliyetlerini imparatora açıklamak için Latince kullanmasına rağmen teknik terim olarak Yunancadan geçen yabancı sözcükleri sıkça kullanmaktaydı151. Bununla beraber senato kararıyla basılan gümüş Koinon sikkeleri (Kat. No. 70/71) dışında diğer bütün kent sikkelerinin yazı dili Yunanca‟dır. Bölgede kullanılan bu yazı dili belki de romanizasyonun gelişimi için daha aydınlatıcı bir bilgidir. Sonuçta, Roma Dönemi Anadolusu ve Bithynia Bölgesi, Roma İmparatorluğu‟nun kurduğu askeri ve idâri yenilikler ile birlikte güçlü bir Romanizasyon sürecinin yaşandığı bir yaşam alanı olmuştur. Artık bu aşamadan sonra Küçük Asya‟da Roma İmparatorluk kültü kurumsallaşmaya başlamış ve bu kapsamda Neokorosluk ve Koinon Kurumu aracılığıyla imparatorlar adına agonlar düzenlenmeye başlanmıştır. Bu süreçte ele alınan tüm bu kavramların alt başlıklar halinde açıklanması Romanizasyon denilen olgunun sikkelere nasıl yansıdığı hususunda konuya daha geniş çerçeveden bakmamızı sağlayacaktır. Burada temel alınan konu imparatorluk ritüellerinin fiziksel ortamını oluşturan koşullar ve bunların sikkelere nasıl yansıdığıdır.

36 hükümdar kültlerine sahip olmaktı. Esasen Roma imparatorlarının hem hayattayken hem de öldükten sonra tanrısallaştırılmaları ve adlarına kült merkezlerinin kurulması, Helenistik Dönem‟de doğudaki Helen bölgelerinde uzun süredir yaygın olan hükümdarlık kültü geleneğine dayanmaktaydı154. Büyük İskender, daha hayattayken tanrı olarak kutsanmıştı. Ardıllarından Seleukos hükümdarları ise kendilerini tanrısallaştırmamış olsalar da, Apollon soyundan geldiklerini iddia ederek sıradan insanlardan daha yüksek mertebede olduklarını vurgulamışlardı. Bu dönemde krallar

“Tanrıların Tezahürü” (Theoi Epiphaneis) idi155. Bu nedenle kentler ve krallar arasında önemli bir iletişim aracı olan hükümdar kültü, Helenistik Dönem‟de halk ile kral arasındaki ilişkinin de sürekliliğini sağlayan bir olguydu156. Roma Dönemi‟nde ise bu kült, Roma İmparatorluk tebaasının egemen gücü somutlaştırdığı ve çeşitli festivaller düzenleyerek imparatorların gıyabında onurlandırıldığı bir kurum olmuştur157. Bu dönemde Küçük Asya‟daki topluluklar sadakatlerini ifade etmek üzere hükümdar kültünü tesis etmiş ve bastırdığı madeni paraların tasarımlarında bunu belirtmiştir.

Bunun ötesinde imparatorluk tebaası tapınaklar (Kat. No. 53/53) ve heykeller dikmiş, düzenledikleri bayramların ve törenlerin adlarını değiştirerek imparatora olan saygılarını göstermişlerdi158 (Kat. No. 21).

İmpatatorluk kültü, Roma‟nın Doğu eyaletlerinde kent ve eyalet düzeyinde olmak üzere iki aşamada kurumsallaşmıştır. Asia ve Bithynia Eyaletlerindeki kentlerde karşılaşılan Metropolis Prote (Eyaletlerin Birinci Şehri) ve Neokoros (Tapınak Muhafızlığı) gibi unvanlar imparatorluk kültünün bu coğrafyada kurumsallaştığının bir göstergesiydi159. Eyaletlerdeki imparatorluk kültünün uygulanmasında önemli bir etken olan Neokoros ve Metropolis gibi unvanlar kentlere Roma Senatosu veya İmparatorun kendisi tarafından verilen onursal bir statüydü160. Bu kent unvanları imparatorluk kültü kapsamında eyalet çapında kentler arasında hiyerarşik bir düzen olduğunu göstermiştir.

Kentlerin büyüklüğünü belirleyen unvanların belki de en önemlilerinden birisi kentlerin bir eyalet kültü barındırma hakkının ifadesi olan “neokoros ton sebaston” yani

154 Vitale 2019: 288.

155 Vitale 2019: 288.

156 Schuler 2019: 22.

157 Erol-Özdizbay 2011: 260.

158 Marek 2019: 264.

159 Sartre 1995: 261.

160 Vitale 2019: 289.

37 imparator tapınağı bekçisi unvanıydı. Tapınak bekçiliği anlamına gelen Neokoros, esasen tapınak görevlisi anlamındadır161. Neokorosluk kavramı, MÖ 1. yüzyılın sonuna doğru ortaya çıkmış ve Roma imparatorları için tapınak yapan kentlere bir unvan olarak verilmiştir. İmparatorluk kültü ile birlikte ortaya çıkan “Neokoros” kavramı Asia Minor eyaletlerine ilk olarak Augustus Dönemi‟nde yayılmıştır. Asia ve Bithynia‟daki en eski arkeolojik veriler MÖ 29‟da Augustus‟un onuruna bir kült başlattıklarını vurgulamaktadır162. MS 3. yüzyılın Bithynialı Greko-Romen tarihçisi Cassius Dion, Geç Cumhuriyet Dönemi‟nden Augustus‟un yükselişine kadarki dönemini konu alan eserinde Augustus‟un, Antonius ile girdiği mücadelede kendisini destekleyen doğu kentleri için kült kurma taleplerini kabul etmiş ve Roma vatandaşı olmayanların imparator için tapınak inşa etmelerine müsaade ettiğini aktarmıştır163. Bu kapsamda Augustus tarafından Pergamon‟a ve Nikomedeia‟ya birer tapınak inşa etme hakkı verilmiştir164. Bu nedenle Roma egemenliğinin politik ve kült merkezlerini oluşturan Asia ve Bithynia-Pontus Eyaletlerinde birçok tapınağın Roma İmparatorluk kültü ile yakından ilişkili olarak inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir165. Buna ek olarak Augustus, Roma vatandaşlarının Ephesos‟ta (Asia) ve Nikaia‟da (Bithynia) Tanrıça Roma ve “Kahraman Iulius” olarak anılan Caesar‟a tapınmaları konusunda talimat vermiştir166. Bu gelenek diğer imparatorlar tarafından da sürdürülmüş ve Küçük Asya‟da diğer bölgelere de yayılmıştır. Nitekim Bithynia Eyaleti‟nin baş şehri Nikomedeia da Senato‟dan çıkan bir karar ile oyunlar düzenleme ve bir Commodus tapınağı yapma hakkı kazanmıştır167. İmparator Commodus‟a adanan tapınak onun döneminde darbedilen sikkelerin arka yüzlerinde temsil edilmiştir (Kat. No. 91). Bu yapılar esasen İmparatorluğun merkezden uzak eyaletler üzerindeki otoritesini tesis eden politik bir kurum vazifesi görmüştür.

Neokorosluk Roma İmparatorluğu‟nun Helenistik Dönem‟den gelen siyasi ve politik yapısıyla yakından ilişkili olması sebebiyle eyalet yöneticileri açısından uygulanması basit bir kontrol mekanizması olmuştur168. Roma Çağı‟nda Küçük Asya

161 Er 2006: 269.

162 Marek 2009: 40.

163 Vitale 2019: 288.

164 Dio Cass. LI, 20, 7-8; Fuchs 1969: 39.

165 Mommsen 1856: 318; Fuchs 1969: 39.

166 Vitale 2019: 289.

167 Price 2004: 128.

168 Tekdemir 2016a: 105.

38 kentlerine verilen bu onursal unvan, kentler arasında var olan rekabeti daha da artırmış ve önemli anlaşmazlık konularından biri haline gelmiştir. Kısa sürede bu kült tüm Küçük Asya‟ya yayılmış ve kentler imparator adına tapınak inşa etme konusunda rekabete girmiştir. Bu nedenle neokorosluk terimi bir Roma İmparatoru için belirli kentlerde inşa edilen bir kutsal tapınağı da ifade etmektedir169. Bu tip tapınaklar İmparatorluk içinde neokorosluk yapıları olarak bilinmektedir. Bu yapılar eyaletlerde imparatorun mevcudiyetini tebaasının gözünde daimi kılan mimari yapılarıyla ilgili fikir verebilmektedir. İmparator Hadrianus zamanından itibaren ise neokorosluk, eyalet şenliklerinin kutlandığı bir imparator tapınağına sahip olmayı ifade eden kent unvanlarından biri haline gelmiştir170. Bu nedenle Bithynia‟da özellikle başkent Nikomedeia ve Bithynion gibi imparatoroluk kültü kapsamında “Hadriane” unvanı alan kentlerde imparatora adanmış tapınak tasvirleri sikke arka yüzlerindeki yerini almıştır (Kat. No. 76; Kat. No. 137). Kentlerde teşhis edilmelerinin güç olması nedeniyle kesin bir sayı vermek mümkün olmamasına rağmen S. F. R. Price, Küçük Asya eyaletlerinde Roma‟nın bilinen yirmiden fazla imparatorluk kültü (Resim 2) ve seksenden fazla imparator tapınağı bulunduğunu belirtmektedir171. Bu rakamlardan da anlaşıldığı gibi bazı kentler birden fazla neokor unvanı almıştır. Yani tapınak muhafızlığı statüsü bahşedilen bu kentlerde imparatorluk tapınakları birden fazla bulunmaktaydı. Bazı kentler birden fazla neokoros tapınağına sahip olduğu için bunlar basılan sikkelerde ΓIC-NЄΩKOPΩN (Kat. No. 104) ya da TΡIC-NEΩKOPΩN (Kat. No. 116) şeklinde belirtilmekteydi. Bazı serilerde ise bu numaralandırma Grek sayıları ile ifade edilmiştir172. İmparatorluk kültü ideolojisinin bir ifade biçimi olarak neokorosluk sikkeleri bu dönemde dini anlamda imparatorluk mimarisini temsil etmekteydi.

Özellikle Erken İmparatorluk Dönemi‟nde bir kent, imparatorluk tapınağının inşası ile aslında bütün bir eyaletin kült merkezi haline gelmekteydi173. Neokorosluk ayrıca kudretli Roma imparatorunu ve kendi iç dinamikleri olan Küçük Asya kentlerini barışçıl ve kutsal bir ortak paydada buluşturan unsur olmuştur. Bu statünün kentlere verilmesi onların imparatora olan bağlılığını da beraberinde getirmekteydi.

169 Donaldson 1965: 138.

170 Price 2004: 125.

171 Price 2004: 230.

172 Donaldson 1965: 138.

173 Dönmez-Öztürk 2006: 114.

39 Resim 2: Asia Minor‟daki Neokor Kentleri

İmparator adına tapınak yapma yetkisi almak yalnızca ritüel anlamda bir onurlandırma değil, kente ekonomik ve politik getirisi bakımından da oldukça önemli bir gelişme idi. Kentler bu şekilde bazen Roma‟ya vergi vermekten muaf tutulur ve özel bir statüye sahip olurdu174. İmparator tapınaklarına sahip olmak yalnızca kente prestij kazandırmaz aynı zamanda imparatorların kente yardımlarını da sağlardı. Mesela MS 120 depreminde büyük zarar gören Nikaia ve Nikomedeia kenti İmparator Hadrianus‟un yardımları ve finasal desteği ile yeniden onarılmıştır175. Nikomedeia buna karşın kenti ziyaret eden ve finansal destek sağlayan imparatora bağlılığını ifade etmek için

“Hadriane” unvanını almıştır176. Ayrıca kentte daha önce Augustus‟a adanan tapınaklar da onarılmış ve bu yapılar sikke arka yüzlerinde gösterilmiştir (Kat. No. 72/73).

İmparator Caracalla MS 214-215 kışını Nikomedeia‟da geçirdiğinde imparatorluk çapında uğradığı pek çok kent gibi Nikaia kendinde de muhafızlık, konaklama ve eğlence ihtiyaçları burada gidermiş ve kent bu ihtiyaçları kendi bütçesinden

174 Price 2004: 155.

175 Haris-Ryde 1980: 895; Mithcell 1987: 351.

176 Weber 1907: 128.

40 karşılamıştır177. Bu nedenlerle kentte inşa edilen imparator tapınaklarının sebeplerinden biri de ekonomik gereklilikler denilebilir (Kat. No. 94/95).

Bir imparator tapınağına sahip olmak ve bununla bağlantılı oyunları düzenleme hakkına sahip olmanın, kentler açısından itibar kazanma yönünün yanı sıra, ekonomik bir boyutu da olması, şüphesiz, festivallerin düzenlendiği zamanlarda kente olağan üstü bir insan ve para akışı sağlanmaktaydı178. Bu nedenle imparator kültü çerçevesinde yapılan festivallerde kent halkının aklında sürekli imparatorun gözüne girip diğer kentleri de imrendirecek bir yer edinme isteği vardı. Kült böylece, Roma tebaasının yıkıcı faaliyetlere yönelmesini de engellemiştir. Bu nedenle neokorosluk düzensizlikten çok düzeni sağlayan bir güç olarak, içinden çıktığı sosyal ve siyasi hiyerarşiyi güçlendirmiştir179. İmparatorluk şenlikleri oldukça uzun sürmekteydi. Düzenlenen bu festivallerde çevre illerden gelen yarışmacılar, ziyaretçiler ve seyirciler yaptıkları harcamalar ve adadıkları kurbanlar ile neokorosluk kentlerinin zenginliğine ve itibarına oldukça katkı sağlamışlardır180. Yani İmparatorluk kültü esasen site hayatının bir parçası haline gelmiştir. Anadolu kentleri bu sayede merkez Roma ile doğrudan diyalog kurarak barışçıl ve kutsal bir ortak paydada buluşma imkanı bulmuştur. Yani bu kentler neokorosluk unvanı ile bir tapınak inşa etme hakkına sahip olmasının ötesinde Roma imparatorlarının onuruna festivaller ve oyunlar yapma hakkına da sahip olmuştu. Bu tür aktiviteler için inşa edilen imtiyaz yapıları Roma sikkelerinin arka yüzlerinde sıkça resmedilmiştir (Kat. No. 30/34). Sonuç olarak tüm bunlar söz konusu neokorosluk olgusunun, imparatorluk çapında düzenlenen geçici ve basit bir olayı değil, imparator adına ve onun gıyabındaki bir temelde kurumsallaşmış olan kültlerini temsil ettiğini göstermektedir. Bu nedenle, neokorosluk sikkeleri imparatorluk tebaasının, egemen gücü tasavvur edebilmek amacıyla oluşturduğu kalıcı bir kurum olan imparatorluk kültünü incelemek de için iyi bir fırsat sunmaktadır.

177 Cass. Dio, LXXVII, 9, 5-7.

178 Dönmez-Öztürk 2006: 35.

179 Price 2004: 226.

180 Price 2004: 189.

41