• Sonuç bulunamadı

Hedonik değer, satın alma eylemi sonucu edinilen, duygusal ve psikolojik deneyimi ifade ederken; faydacı değer, tüketicinin alışveriş esnasında ve sonrasında göreve odaklı ve rasyonel bir tutum içerisinde olması ve faydacı bir değer aramasını ifade etmektedir. Faydacı değer, alışverişin başarısını, kişinin alışveriş yapmasına sebep olan ihtiyacın tatmin edilmesi ile değerlendirmektedir. Bunun yanında hedonik değer ise; günlük hayatın sıradanlığından kaçmak ve alışveriş macerasının sunduğu zevk ve

heyecanı yaşamaktır. Bu amaçla, faydacı değer ile karşılaştırıldığında hazcı değer, daha kişisel, öznel, zevk ve eğlence dolu bir maceranın sonucunda gerçekleşmektedir (Carpenter vd. 2005:45).

Simona Botti’e (2011) göre tüketici hedefleri, ürünleri ve aktiviteleri birbirine bağlantılı birçok fikrin özetlenmesiyle hedonik ve faydacı olarak sınıflandırılmıştır. Örneğin, hedonik tüketim deneyimleri, eğlence, duyusal ve kendiliğinden gerçekleşmektedir. Faydacı tüketim bunun aksine daha fonksiyonel, duyarlı ve kullanışlıdır. Bunun sonucu olarak, Faydacı tüketim deneyimlerin yararlı ve gerekli oldukları gerekçesiyle savunulması kolaydır. Dolayısıyla, hedonik tüketim etkili bir şekilde faydacı tüketimden ürünlere ve aktivitelere duyguların karışımı açısından belirlendiği için daha zengin içeriğe sahiptir. Hedonik amaç ve ürün tercihi duyusal dürtüdür fakat faydacı dürtüler bilişseldir. Böylece, Hedonik deneyim içsel motive edicidir. Bunun aksine, faydacı tüketim dışsal motive edicidir (Simona Botti, 2011:1067-1068)

Babin, Darden ve Griffin’a (1994) göre faydacı alışveriş deneyimi, alışveriş görev-ilişkili ve mantıklı ve bir iş düşüncesini yansıtan bir kavram olarak öne çıkmaktadır. Hazsal alışveriş deneyimi ise daha keyifli ve eğlencelidir. Alışverişin zevkli bir deneyim olarak görüldüğü düşüncesinden kaynaklanan duygu ve eğlence değerini yansıtmaktadırlar. Hazsal alışveriş bir macera ya da kaçış gibi eğlenceli bir olay olarak ifade edilmektedir (Babin vd., 1994:646).

Bhatnagar ve Ghosh’a (2004:760-761) göre faydacıl satın alma motifleri uygunluk, çeşitlilik, ticaret kalitesi araştırması ve makul fiyat oranını içerir. Diğer taraftan, hedonik satın alma motifleri bireylerin zevkli ve ilginç alışveriş tecrübelerinin duygusal ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Holbrook ve Hirschman (1982), geleneksel bilgi işlem satın alma modelinde, satın alıcının ürünün somut faydalarına odaklanan, kullanımı artırmayı isteyen mantıklı karar veren olmasını ifade eder. Bu modele göre, satınalma tüketicilerin birçok mantıksal basamak serisinden geçtiği problem çözme aktivitesi olarak görülür. Hedonik tüketim, satış ve tüketimde ortaya çıkan duygusal uyarılmayı içerir. Hedonik tüketimde, hem fizyolojik hemde psikolojik farklı duygusal hisler önemli roller oynarlar. Hedonizm, keyfin en yüksek güzellik olduğu, keyif arayışı,

keyif arayışına adanmış bir yaşam tarzı olarak tanımlanmaktadır ve tüketici davranışının önemli bir alanıdır. Faydacı tüketimin aksine, tüketicinin zevk ve alışkanlıklarını maksimize etme esasına dayanır. Bu yönüyle, tüketim davranışında bilinçli bir arayıştan soyut bir tatmin yaşama olgusu öne çıkmaktadır. Hedonik davranış, beklenen ya da deneyimli hazlar ile ilişkilidir. Hedonik tüketiciler, rol oynama, eğlence, bireysel tatmin, yeni trendleri benimseme, fiziksel aktivite, sosyal deneyim, benzer sosyal gruplarla iletişim, statü ve otorite gibi temelinde ekonomik mantık olmayan nedenlerle alışveriş yaparlar. Fayda teorisinde açıklanan Homo- economicus yaklaşımının tersine tüketiciler sadece kendilerine fayda sağlayacak rasyonel bir davranışla değil, ayrıca onları en çok mutlu eden ve hazcı bir tüketim yolunu da seçerler (Sarkar, 2011:58-59).

Bellenger ve Korgaonkara’ya (1980:79-81) göre ise hedonik alışveriş yapanlar, alışverişi bir boş zaman aktivitesi olarak görüp hoşlanan kişiler olarak tanımlanabilir. Hedonik alışveriş yapanlar, faydacıl alışveriş yapanlardan daha fazla bilgi arama işine aktif katılırlar. Faydacı alışveriş yapanlar, alışverişi sevmezler ve alışverişe karşı nötrlerdir ve böylece perakende satış ve mağaza satışına para ve zaman tasarrufu bakış açısıyla yaklaşırlar. Faydacı tüketim kuramında, tüketiciler için alışveriş yapmak zorunluluk ya da ihtiyaç dahilinde yapılan bir faaliyet olmaktadır. Bu yapıdaki bir tüketici için ihtiyaç doğar ve tüketici bütçesine en uygun mal veya hizmeti marka ve firma karşılaştırması yaparak satın alır. Bu durum ekonomik doktrinde fayda teorisi olarak kabul görmektedir. Teoride, tüketimi yapan Homo-Economicus’un, çoğu aza tercih ederek, tam bilgi dahilinde sınırlı bütçesi ile sonsuz ihtiyaçlarından en yüksek faydayı sağladığı kabul edilir (Buhrman, 2002:12-13). Örneğin, Epson marka bir yazıcının mürekkep kartuşu için nesnel özellikler tüketici için çok daha önemli olabilmektedir. Tüketiciler ürünün fiziksel özelliklerinden ve performansından ne elde edebilecekleriyle ilgilenirler. İlgili özellikler bütünü, tüketiciler ürünün kullanımından fonksiyonel olarak ne elde edeceği gibi bir değer oluşturma vazifesi görür. Diğer bir örnek olan, Mark Rothko resminde ise, tüketicinin sübjektif tepkilerinin göreceli ağırlığı, ürünün objektif özelliklerinin ağırlığından daha önemlidir. Bu tür durumlarda tüketici değeri, ürünün çeşidinin bu tür değeri sağlama eğilimi ölçüsünde, “hazsal” olarak tanımlanır. Bazı ürünler ise, eşit ya da benzer ağırlıkta objektif özellikler ve

sübjektif tepkilere sahip olabilir. Bu bağlamda, bazı ürünler aynı ya da benzer nesnel özellikler ya da öznel tepkiler oluşturma özelliğine sahip olabilirler (Çelik, 2009:64).

Addis ve Holbrook’a (2001:55-58) göre alışveriş deneyiminin göreceli olarak daha hazsal ya da faydacı algılanan değeri; genel olarak tüketim deneyimi, nesnel ürün tabanlı ve öznel tüketici ilişkili bileşkelerle bağlantılı olarak daha faydacı, hazcı ya da dengeli olabilir. Bu, bir ürün ya da deneyim hazsal ya da faydacı olarak sınıflandırsa, onun objektif özelliklerinin ya da sübjektif yönlerinin ilgisiz olduğu anlamına gelmez. Problem, önem derecesi ve hangi öğenin daha büyük ağırlıkta olduğu konusuyla ilgilidir. Faydacı ve hazsal tüketim arasındaki farklılıklar, bu iki tür tüketim deneyimini anlamayı gerektiren iki farklı görüşteki tüketici davranışının nedenlerini açıklamaya yardım eder. Karar-verme (decision-making) bakış açısı, temelde faydacı tüketimden bahsederken deneyimsel bakış açısı temelde hazsal tüketimden bahseder. Holbrook ve Hirschman’a (1982) göre her bir yaklaşımın bileşenleri; ürünler, durumlar veya ilgilenen araştırma sahasına hitap etmesi istenilen öğelerle güçlü bir şekilde işbirliği kurabilecek sorunlara odaklanmak üzere seçilir (aktaran, Çelik, 2009:65-66).