• Sonuç bulunamadı

Hediyelerin Takdimi ve İkram Hizmetleri

Seyyahlar, Anadolu’ya ziyaretleri esnasında kendilerine takdim edilen hediyeleri ve ikramları eserlerinde kaleme almışlardır. Eseri bu tür bilgileri içeren seyyahlardan biri İbn Battuta’dır. İbn Battûta, seyahati sırasında Anadolu’da karşılaştığı beylerin, kendisine karşı göstermiş oldukları ilgi ve alakayı seyahatnamesinde dile getirmiştir. Görüştüğü beylerin kendisine az ya da çok birtakım hediye takdim ettiklerini bildiren İbn Battûta, bu durumun bir âdet olduğunu belirtir. Seyyah, Denizli ile ilgili görüşlerini belirtirken bu hususa da değinir. “Bu ülke beylerinin âdetleri arasında yolculara ilgi göstermek, onlarla tatlı dilli konuşmak, ufak-tefek hediyeler vermek vardır.”625 Bu ifadelere benzer bir bilgiyi el- Ömerî’nin eserinde vermiş olduğu “Bu Germiyan İli’nde bir de Şarköy şehri vardır….Bu ilin ahalisi ikramı severler.”626 ifadesinden de öğrenebilmekteyiz.

İbn Battûta, seyahatnamesinin birçok notunda kendilerine hediye takdimi, ikram ve ihsânda bulunulduğunu belirtmekle627 birlikte bazı zamanlarda da doğrudan yol harçlığı olarak para gönderildiğinden628 bahsetmektedir.

İbn Battûta’nın seyahatnamesinde verdiği bilgilerden ilim adamlarının da gelip geçen yolculara ikramda bulundukları ve bu yolculara çeşitli hediyeler takdim ettikleri görülmektedir. Seyahatnamede Fahreddin Bey’in tesis ettiği zaviyeden ve bu zaviyenin vakfiyesinden bahsederken zaviyeye uğrayan yolculara karşı ne gibi hizmetlerde bulunulması gerektiğini bildirmektedir. “Onun fermanına göre Kâbe, Suriye, Mısır, Irak, İran, Horasan ve diğer beldelerden gelen dervişlere, dergâha vardıkları gün birtakım elbise ile yüz dirhem verilmeli; ayrıldıkları zaman otuz dirhem ikram edilmeli,

624 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 425.

625 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 410.

626Ömeri, s. 191; Şihabeddin el-Ömeri, Mesâliku’l Ebsâr, s. 158.

627 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 402, 405, 409.

orada kaldıkları süre boyunca yiyecek olarak ekmek, et, pilav, yağ ve helva sunulmalıdır.”629 Bu bilgiye ek olarak, ayrıca Anadolu kökenli dervişlerin de on dirhem harçlık, üç gün de ağırlanma haklarına sahip olduğunu belirtir. Buradan ayrıldıktan sonra geceyi Kastamûnyalı Ahı Nizâmeddîn'in yaptırdığı tekkede geçirdiklerini belirten seyyah, burada yolcuların yiyecek masraflarının tamamen zaviyeye vakfedilen bir köyden karşılandığı bilgisini verir.630 Bu bilgiden XIV. Yüzyılda insanların yolcuların ihtiyaçlarının karşılanması konusundaki hassasiyetlerine bir örnek teşkil etmesinin yanında Anadolu’da on dirhem harçlık verilmesi ve üç gün de ağırlanma süresinin olması refah seviyesini de göstermektedir.

İbn Battûta, Eğirdir ve Milas’ta kendilerine binek hayvanı ya da at hediye edildiğinden bahseder. “Sultan beni yaya görünce hemen bir at gönderdi, özür diledi! Tören dönüşü medreseye varınca atı geri yolladım ama kabul etmedi. Şöyle dedi: "Onu sana emanet olarak vermedim, hediye verdim!"631 “Mîlâs hükümdarı bize binek hediye etti, ihtiyaçlarımızı eksiksiz gördü.”632

İbn Battûta, bu hediyeler dışında seyahatnamesinde misafirlere ikram hizmetlerinin Türklerin âdetlerinin gereği olduğunu belirtmiştir. “Hükümdar koyun tulumları içinde un, pirinç ve yağ gönderdi bize. Türklerde böyle bir âdet vardır. Orada kaldığımız süre içinde her gün yanımıza azık gelmekte, bunlarla yemeklerimizi hazırlamaktaydık.”633

XV. Yüzyılda Anadolu’yu ziyaret etmiş ve kendilerine yapılan ikram hizmetleri hakkında bilgi vermiş olan seyyah Ruy Gonzâlez de Clavijo, gezi notlarında İnebolu hakkında bilgi verirken kendilerine gönderilen yiyecekleri belirtmektedir. “İsfendiyar’ın adamı, bizim Timur’un nezdine giden elçiler olduğumuzu anlayarak bizi ziyaret etti. Bize bir koyun, birçok tavuk, ekmek ve şarap gönderdi.”634

XV. Yüzyıl seyyahlarından Bertrandon De La Broquière, Bursa’ya bir konaklama mesafesinde bulunan Aksu kasabasına uğradıklarında ise karşılaştıkları ikramlara ilişkin bilgi verir. Bu kasabada konakladıkları günün akşamında ise Türklerin kendilerine 629 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 441. 630 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 442. 631 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 407. 632 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 412. 633 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 421. 634 Clavijo, s. 74.

ızgara et ikram ettiklerini anlatır. “Akşam Türkler bana çok pişirilmeyen, yarı yarıya pişmiş denilebilecek ızgara et yedirdiler; bunlar parça parça kesilerek ve bir şişe geçirilerek ızgarada pişiriliyordu. Onlar bana karşı böyle güzel bir kabul gösterdiler.”635

Seyyahın seyahatnamesinde vermiş olduğu bu bilgi Türklerin misafir ağırlamanın önemine bir örnek teşkil etmektedir.

İbn Battûta, seyahatnamesinde hediye takdiminde kölelerin de olduğu bilgisi mevcuttur. İbn Battûta, seyahatnamesinde Birkî Emirinin İkramları başlığında kendilerine bir köle hediye edildiğini anlatmıştır: “Onun sunduğu meyveleri ve yemekleri yedik. Sonra yüz miskal ağırlığında altın, bin dirhem gümüş, bir takım elbise, at ve Mîhâîl adında bir Rum köle hediye etti bana. Adamlarımıza da elbise ve para ikramında bulundu.”636 Ayrıca İbn Battûta, İzmir’de Umur Bey’in Şeyh İzzeddin’e verdiği hediyeler arasında bir grup cariye ve genç bir kölenin637 bulunduğundan bahseder.

Bütün bu bilgiden, Anadolu’da misafire hediye takdimi ve ikram hizmetleriyle misafir ağırlamaya verilen önem anlaşılmakla beraber hediyelerin çeşitleri ve yolcuların konakladıkları bazı yerlerde yolcuların yolculuk ihtiyaçlarının ücretsiz karşılanması Anadolu’da refah seviyesini ortaya koyması bakımından önemlidir.

Seyahatnamelerde Anadolu’ya gelip geçen yolculara hediye verilmesinin yanında diğer ülkelerdeki devlet hükümdarlarından dönemin Türk devlet hükümdarlarına hediye gönderildiği bilgisi vardır. Bu konuyla ilgili eserinde bilgi vermiş olan seyyah ise Bertrandon De La Broquière’dir. Bertrandon De La Broquière, Konya’da kendisinin tanık olduğu Kıbrıs Kralı’nın Karamanoğlu İbrahim Bey’e elçileriyle gönderdiği hediyeleri anlatırken elçinin hükümdarın huzuruna çıkmadan önce getirilen armağanların hükümdara takdim edildiğini belirtir. Bertrandon De La Broquière, seyahatnamesinde Kıbrıs Kralı’nın Karamanoğlu İbrahim Bey’e elçilerle gönderdiği hediyelerin nelerden oluştuğunu kaydeder. Söz konusu hediyelerin ise altı parça Kıbrıs işi yün pelüş, kaç metre uzunlukta olduğunu bilmediğini belirttiği renkli kumaşlar, yaklaşık kırk kelle şeker, iki tane zemberekli ok yayı, bir düzine kadar ok ve bir tane de haberci şahin olduğu bilgisini verir.

635 Broquière, s. 199.

636 İbn Battûta Seyahatnamesi I, s. 424.

Kıbrıs kralının elçileri tarafından Karamanoğullarının hükümdarı Karamanoğlu İbrahim Bey’in oğlu İshak Bey’e de armağanlar ve mektuplar takdim edildiği bilgisini veren Bertrandon, daha sonra Karamanoğlu İbrahim Bey’in âdetleri gereği elçiye harcaması için elli gümüş akçe ve hükümdarın büyük oğlunun ise otuz akçe para gönderdiğini belirtir.638

Seyahatnamelerde Anadolu’ya gelip geçen yolculara hediye verilmesinin yanında dönemin Türk devlet hükümdarlarının diğer devlet hükümdarlarına hediye gönderildiğinden bahseden Johannes Schıltberger, Sultan Bayezid’in Mısır, Bağdat ve İran hükümdarlarına gönderdiği hediyelere dair bilgi vermektedir. Schıltberger, esir olduktan sonra Sultan Bayezid’in Gelibolu’ya bir haberci göndererek, kendilerinin deniz yoluyla başkenti “Brussa” dediği Bursa’ya götürülmelerini emrettikten sonra Sultan Bayezid Bursa şehrine gelir. Sultan Bayezid şehre gelince Burgonya Dükünü, onun kurtarmış olduğu adamlarıyla birlikte alıp Sarayının yakınındaki bir eve götürdüğünü anlatır. Bayezid Mısır Sultanı’na Macaristan Derebeylerinden Hodor ile altmış askeri, şeref hediyesi(ihsan) olarak gönderdiğinde hediye olarak kendisinin de gönderilmek üzere olduğunu belirterek üç yarası yüzünden yolda ölebileceğinden hediye olarak gönderilmediğini anlatır. Bunlar arasında ben de bulunacaktım. Böylece kendi ifadesiyle Türk Kralının nezdinde kaldığını anlatır.Ayrıca Sultan Bayezid’in Bağdat ve İran krallarına da armağan olarak tutsaklar gönderdiği bilgisini verir.639