• Sonuç bulunamadı

HAYVANCILIK, TİCARET, ŞEHİRDEKİ KÖLELER VE MALİ SİSTEM

6. HULM (TAŞ KURGAN)

6.5. HAYVANCILIK, TİCARET, ŞEHİRDEKİ KÖLELER VE MALİ SİSTEM

bilgiler vermektedir. XIX. yüzyılın ilk yarısında şehirde kavunlar için ayrı bir pazar bulunuyordu ve bu meyve çevre bölgelere yüksek miktarlarda ihraç ediliyordu177.

Ayrıca bölgenin en sık tüketilen içeceği olan çay burada yüksek miktarlarda yetiştiriliyordu. Yetiştirilen çayın büyük bir kısmı Buhara’ya ihraç ediliyordu178.

Kılıç Ali Bey zamanında Hulm’da fazla olan at sayısı Murad Bey zamanında azalmıştır. Uzun kuyruklu türlerden olan koyunlar, burada iki-dört rupi arasında satılıyordu. Bu koyunların uzun yağ kuyrukları, koyunun kemik ağırlığı ile birlikte ağırlığının üçte biri kadardı179. Kılıç Ali Bey’den sonra at sayısının neden azaldığına

dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Türklerde atın önemi düşünülünce Kılıç Ali Bey’den sonraki dönemde yerleşik hayata geçiş hızlanmış olabilir.

1832 yılında şehrin çarşısı dükkânlardan ziyade üzeri hasır ve keresteyle kapatılmış yağmura dayanıksız ve düzensiz yapılardan oluşuyordu180. Bu çarşı belli

günlerde çok kalabalıktı. Mohan’a göre çarşıdaki insanlar sadece mavi giysileriyle değil, konuştukları dilleriyle de tamamen yabancıydı181. Şehirde pazarlar, at, eşek,

katır, deve, inek, koyun ve keçilerin getirildiği pazartesi ve perşembe günleri kuruluyordu182. Pazarların kurulduğu günlerde şehir çok daha kalabalık bir hale

geliyordu. Hulm’daki diğer tüccarlara nazaran manifaturacıların sayısı çok daha fazlaydı. Bu tüccarlar çoğunlukla Müslüman ve Hindulardan oluşuyordu183.

Çarşıdaki boya ve ilaç dükkânları genelde bir nevi banker olan Hindular tarafından işletiliyordu. Kuruyemiş satıcıları genel olarak Kabil’li satıcılardı. Özbekler buradaki ticaretin ufak bir kısmına hakimlerdi. Yarkent ticareti tamamen divan beyi Atma Ram’ın tekelindeydi. Kunduz’dan satın aldığı koyun ve kürkleri Yarkent’de çay

177 Moorcroft, a.g.e., II, s.451. 178 Lal, a.g.e., s.107.

179 Moorcroft, a.g.e., II, s.450. 180 Lal, a.g.e., s.98.

181 Lal, a.g.e., s.104

182 Moorcroft, a.g.e., II, s.450. 183 Lal, a.g.e., s.98.

179

karşılığında takas ediyor ve bunu Türkistan’a yüzde altı yüz kâr ile dağıtıyordu184. Bir

Hindu olan Atma Ram’ın anavatanından çok uzaklarda bu şekilde bir ticari avantaj elde etmiş olması Özbek yönetimiyle iyi ilişkileri ve onlara duyulan güvenle açıklanabilir. Özbekler tarafından güven duyulan Hindular, Afgan Türkistanı’nda birçok farklı görev ve niteliklerle karşımıza çıkmaktadır.

Ticari malların çeşitli olduğu Hulm’da, Hindistan’dan pamuklu kumaş, küfeler içinde pamuk, tabaklanmış deri, ham deri, yakıt, üzüm, kuru üzüm, şam fıstığı, nar, kuru erik, kaya tuzu, demir topuklu kahverengi deri çizmeler ve boya olarak nar kabuğu, yöreye özgü kızılkök ve çivit getiriliyordu. Çitral’dan kaliteli yün battaniye ve Bedehşan’dan ham yün getirilip burada satışa çıkarılıyordu. Yine Hindistan’dan getirilen desenli basma ve yorgan burada satılıyordu. Dokunmuş koşum takımına çok fazla talep vardı185. Hulm, Kabil yoluyla Hindistan, Bedehşan ve Orta Asya

ticaretindeki konumuyla çok önemli bir noktadaydı. Bu sebeple Hindi Kuş dağlarının kuzey girişi olan şehri âdeta Afgan Türkistanı’nın kapısı durumuna getirdiği görülmektedir.

Şehirde yüksek miktarda ipek üretilerek Kabil rotası üzerinden Multan’a ihraç ediliyordu. Ceyhun havzasından elde edilen kumun içinden altın çıkarılıyordu. Yaz sezonu Buhara ve Kabil kervanlarının art arda Hulm’a gelmesiyle şehir kalabalıklaşıyordu. Buhara güzergâhından Rus malları getirilirken, Kabil güzergâhından ise keçi derisi ve Hint malları yoğun olarak ithal ediliyordu. Yarkent’den Hulm’a getirilen yüksek miktarda damgalı gümüş buradan sikke haline getirecekleri Kabil ve Buhara darphanelerine gönderiliyordu. Bu gümüş külçeler yarım Hindistan cevizi şeklinde olmakla birlikte ağırlıklarına göre yüz elli rupi gibi bir değere sahipti. İçerikleri çok saf gümüş ihtiva ederdi ve bunlara Çin sınırında çıkarıldıkları yerin ismi olan “Yambu”186 deniliyordu187. Hulm şehrinin başlıca

üretimleri çay, ipek ve altın olduğu görülmektedir. Şehrin üretimi ve ticari hacmi karşılaştırdığında üretimin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Ancak Hulm’un bulunduğu konum transit ticaret açısından önemliydi.

184 Moorcroft, a.g.e., II, s.451.

185 Moorcroft, a.g.e., II, s.450-451.

186 Bu gümüş külçeleri Yarkenk ve civarındaki madenlerden çıkarılıyordu. B. D. Hopkins, The Making of Modern

Afghanistan, Palgrave MacMillan, Hampshire 2008, s.125.

180

Moorcroft, Hulm’da alıkonulduğu süre içerisinde öğrendiği bazı ticari emtia fiyatlarını şu şekilde vermektedir:

Hulm’daki Bazı Ticari Emtia Fiyatları

1824 yılında Paisa, Mahmud Şahi Rupi’nin 50’de 1’i etmekteydi188. Tabloya

göre Hulm’da et fiyatları düşükken, koyun ve inekten üretilen tereyağının fiyatları yüksek olduğu görülmektedir. Şehirde hayvan sürülerinin geniş olduğu ancak hayvansal gıda yapımında çalışan kişi sayısının yetersiz olduğu sonucuna varılabilir. Hulm’un bir ticaret ve tarım şehri olduğu kabul edilirse, halkın daha meşakkatli bir meşguliyet yerine daha kolay ürünlerin ticaretine yöneldiği anlaşılmaktadır. Tarım ürünlerinin fiyatlarının düşük olması şehirde tarımın yaygın olarak yapıldığını göstermektedir. Ayrıca gazyağı ithal edildiği için fiyatının birçok ürüne göre yüksek olması anlaşılabilir bir durumdur.

Mohan’ın aktardığına göre, alamanlar (çapul veya yağma) tarafından köleleştirilen iki kadın Hulm’da köle pazarında satılmıştır. Bunların biri genç, diğeri orta yaşlardaydı. Genç olan köle kırmızı giysi ve siyah türban giyiyordu. Mohan, köle olarak kaçırılmalarına rağmen bu bayanların hallerinden oldukça memnun olduklarını

188 Moorcroft, a.g.e., II, s.451-452.

Ürün Ağırlık ve Adet Fiyat (Paisa ve Rupi)

Koyun eti 1,3 kg (2,5 paund) 4-5 Paisa

Sığır eti 1,3 kg. 3 Paisa

Koyun kuyruk yağı 1,3 kg. 8 Paisa

Koyun tereyağı 1,3 kg. 24 Paisa

İnek tereyağı 1,3 kg. 20 Paisa

Buğday unu 7 kg. 4 Paisa

Ekmek 4-5 adet 4 Paisa

Gazyağı 1,3 kg. 16 Paisa

Pirinç 1,3 kg. 4 Paisa

181

ve mutlu göründüklerini ifade etmiştir. Bu bölgede köleler efendilerini istemedikleri zaman ya da onlardan hoşlanmadıkları zaman farklı bir sahip seçebiliyorlardı189.

Mohan, burada sekiz-dokuz yaşlarındaki köle çocukların olduğunu belirtmiştir. Bu çocuklardan biri Buhara’ya götürülmek üzere ona pek de iyi muameleye etmeyen Müslüman biri tarafından satın alınırken; daha güzel bir çehreye sahip olan diğer çocuk ona oğlu gibi davranan bir Hindu tarafından satın alınmıştır190.

Hulm’da köle pazarının olduğu anlaşılmaktadır. Ancak buradaki köle pazarı çok daha büyük olan Buhara ve Hive köle pazarlarına köle temin etmek için ufak bir durak olmalıdır. Muhtemeldir ki köleler onları satmak isteyen kişiler tarafından müşteriye hoş görünmeleri için zoraki bir şekilde hallerinden memnun olarak gösteriliyordu. Ayrıca Mohan’ın burada yaptığı karşılaştırma önyargılıdır. Çünkü Mohan, bir Hindu olarak kendi halkını yüceltmeye çalışarak önyargılı olduğu Sünni Müslümanları kötü göstermeye çalışmıştır. Bu durum ise çalışmamızın birçok yerinde örneklerle ifade edilmiştir.

Burslem’de Hulm’daki köle pazarından bahsetmektedir. Bu pazarda çoğunlukla Hazara köleler satılıyordu. Hazara kadınları çirkin olmasına rağmen birileri onları satın aldığı zaman mutlu oluyorlardı191. Bu dönemde Hazaralar Şii

oldukları için Afgan Türkistanı’ndaki birçok kişi tarafından kâfir kabul ediliyorlardı. Bu yüzden onları köleleştirmek caiz sayılıyordu. Ayrıca, bu konuya ilave olarak Aybek valisi Muhammed Bey tarafından Kunduz ve Hulm’a Hazara köle tedariği yapıldığı, Aybek başlığı altında ele alınmaktadır.

1824 yılında Hulm’a gelen Moorcroft’un aktardığına göre şehir merkezine varmadan önce Ghazni Gak bölgesinde Hindu gümrük memuru tarafından arama yapılmıştır. Bu aramayı yapan memur kafilenin gelişini üst kademedeki memurlara bildirmiş ve kamp kurulacak yer için rehberlik görevini üstlenmiştir192. Wolff’un

Hulm’a geldiği 1832 yılında da gümrük işleri dairesinin sorumlusunun Hindu olduğu

189 Lal, a.g.e., s.104.

190 Lal, a.g.e., s.106. 191 Burslem, a.g.e., s.141. 192 Moorcroft, a.g.e., II, s.413.

182

anlaşılmaktadır193. 1845 yılında Hinduların bu sorumluluğu devam ediyordu. Ferrier’e

göre Hulm’da Mir Vali Muhammed Emin Han’ın hizmetinde birçok Hindu vardı194.

Hindular, bulundukları görevlerde istikrarlı bir şekilde kalmayı sürdürmüşledir. Mir Murad Bey ve Hindu Atma Ram’ın dostluğu Hinduların bölgede itibar görmesi ve çeşitli görevler almasının en büyük sebebidir. Hinduların Yahudiler gibi para işlerinden anlaması bir diğer nedendir. Ayrıca bulundukları görevi kötüye kullanmadan, nizami bir şekilde işlerini yaptıklarından dolayı uzun yıllar görevlerini sürdürmüşlerdir.