• Sonuç bulunamadı

3.1. COĞRAFİ KONUMU VE TARİHÇESİ

Afganistan’ın düşük rakımlı şehirlerinden olan Celâlâbâd, Kabil’in 117 km. güneydoğusunda günümüz Pakistan sınırına yakın bir yerde bulunmaktadır. Coğrafi özelliklerinden ve bulunduğu konumdan dolayı iklimi Hindistan ile benzerlik göstermektedir. Celâlâbâd bölgesindeki yerleşim antik çağlara kadar uzanmasına rağmen, günümüzde var olan şehir 1570 yılında Babürlü hükümdarı Celâlüddin Ekber Şah (1556-1605) tarafından kurulmuştur. Bu sebeple Celâlâbâd adını almıştır. Hayber Geçidi’ne yakın olduğu için stratejik bir öneme sahiptir69.

Yerleşim yeri olarak eski bir geçmişi olan Celâlâbâd ve çevresi, Hindistan efsanelerine konu olan Gandara Krallığı’nın (MÖ 1500-535) başkentliğini yapmıştır. Günümüzde bölgede bu uygarlığa ait birçok kalıntı bulunmaktadır70. Jeopolitik

öneminden dolayı Afganistan tarihi başlığı altında bahsedilen birçok devletin hâkimiyeti altına girmiştir. Bunlardan birisi de Avşarlılardır. Nadir Şah (1736-1747) 1738 yılında Celâlâbâd’ı hâkimiyet altına almıştır71. Sonraki süreçte Dürrani ve Afgan

Emirliği kontrolüne girmiştir. XIX. yüzyılda Hindistan’ı koruma politikaları gereği İngilizler şehre hâkim olmak isteseler de başarılı bir sonuç elde edemediler72.

3.2. SINIRLAR VE İDARİ TEŞKİLAT

Celâlâbâd’ın idari sınırları, tarıma elverişli düzlük arazi ve vadilerin yer aldığı alanlardan doğal sınır olan dağlık bölgelere kadar uzanıyordu. 1824 yılında Celâlâbâd’ın idari alanı 181 km. uzunlukta ve 108 km’lik genişliğindeydi73. 1832

yılındaki sınırları itibarıyla Celâlâbâd şehri, doğuda Dakka köyüne kadar 160 km.,

69 Moorcroft, a.g.e., II, s.357; Fletcher, a.g.e., s.7; Mehmet Saray, “Celalabad”, TDVİA, C.VII, TDV Yayınları, İstanbul 1993, s.246.

70 Fletcher, a.g.e., s.31-32.

71 Azmi Özcan, “Nâdir Şah”, TDVİA, C. XXXII, TDV Yayınları, İstanbul 2006, s.277. 72 Saray, a.g.e., s.246.

156

batıda Surk Nehri bölgesine 128 km., kuzeyde pirinciyle ünlü Kunar Bölgesi’ne 80 km., güneyde ise Shanvari Bölgesi’ne kadar 80 km. genişliğe sahipti74. Celâlâbâd’ın

bulunduğu vadi çok geniş bir alanı kaplıyordu. Seyyahlardan edinilen bilgiler karşılaştırıldığında şehrin sınırları için verilen ölçeklerde bir tutarlılık bulunmaktadır. XIX. yüzyılın ilk yarısında idari hakkındaki bilgilerin kısıtlı olduğu Celâlâbâd, 1824 yılında Barakzay idarecilerinden Habibullah Han’ın kuzeni Muhammed Zaman Han75 tarafından idare ediliyordu. Habibullah Han bu bölgeyi kardeşi Ekrem Han’ın

idaresine vermek istemiş ve bu durum da şehirdeki mollaların başlıca şikâyet konusu olmuştu76. 1840’lı yıllarda Celâlâbâd ve çevresi dâhil olmak üzere Afganistan’ın

birçok yerinde kazı çalışmaları yapan Masson, bu şehrin Dost Muhammed Han’ın (1826-1839, 1845-1863) yeğeni Prens (Nawab) Muhammed Zaman Han tarafından idare edildiğini belirtir77. 1832 yılının nisan ayında Celâlâbâd’da bulunan Mohan ise

şehrin yöneticisinin Barakzay beylerinin kuzeni prens Muhammed Zaman Han olduğunu ifade etmiştir. Mohan Lal’e göre Zaman Han yerel meselelerde katı olmasına rağmen dış meselelerde hoşgörülüydü ve halk tarafından yarı deli olarak anılıyordu78.

Zaman Han’ın bu özelliğini doğrulayan başka bilgi bulunmamaktadır.

Seyyahların verdiği bilgilere göre Celâlâbâd’ın en az on yıllık süre zarfında Muhammed Zaman Han tarafından yönetildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Celâlâbâd yöneticisinin değişme ihtimalinin şehirdeki mollaların şikâyet konusu olması belli bir kesimin Muhammed Zaman Han’ın yönetiminden memnun olduğunu göstermektedir. Ancak diğer sosyal sınıfların bu olaya karşı tutumu farklı bir kaynak tarafından doğrulanmamaktadır.

3.3. ŞEHİRLEŞME, YERLEŞİM VE NÜFUS YAPISI

Celâlâbâd, Afganistan’ın önemli şehirlerinden birisi olmasına rağmen XIX. yüzyılın ilk yarısında şehirleşme açısından diğer büyük şehirlerin gerisindeydi. 1824 yılında Celâlâbâd’da hane sayısı yüzü aşmıyordu. Moorcroft’a göre şehir Peşaver ve

74 Lal, a.g.e., s.343.

75 Prens Muhammed Zaman Han, Dost Muhammed Han’ın kardeşi prens Esadullah Han’ın (1778-?) oğludur. Prens Muhammed Zaman Han 1823-1834 yılları arasında Celalabad valiliği, 1841-42 yıllarında saltanat naipliği yapmıştır. Christopher Buyers, “Nawabi”, https://www.royalark.net/Afghanistan/nawabi.htm, 25.03.2018. 76 Moorcroft, a.g.e., II, s.359.

77 Charles Masson, Narrative of Various Journeys In Balochistan, Afghanistan, The Panjab, & Kalat, Vol. II, Richard Bentley, London 1844, s.176.

157

çevre yerleşimlerine göre harabe halindeydi79. 1832 yılında Celâlâbâd’a gelen Mohan,

Kabil ile Peşaver arasında bulunan şehrin zengin olduğunu kaydetmiştir80. Sekiz yıl

arayla Celâlâbâd’da bulunan seyyahların aktardığına göre şehir bu dönemde gelişme göstermiştir. Diğer yandan Mohan’ın kullandığı “zengin ülke” ifadesiyle verimli tarım arazilerini vurgulamaktadır. Çünkü Celâlâbâd çevresi verimli arazilerden oluşmaktadır.

XIX. yüzyılın ilk yarısında şehrin sur içinde kalan kısmında bulunan evler iki katlıydı. Bu evler Hint mimarî tarzına göre pişmemiş tuğla ve kerpiç kullanılarak inşa ediliyordu. Celâlâbâd halkı, Hintçe’nin yanında Peştuca ve Farsça konuşan Hint asıllı insanlardı. Mohan’a göre buradaki yerlilerin dış görünüşleri pek de övülmeye değer değildi81.

İdari olarak Celâlâbâd’a bağlı Ambarhane köyü, şehrin 32 km. güneydoğusunda yer alıyordu. 1833 yılında burada kurulan kara çadırlarda Süleyman Kul Gılzayları olarak anılan aşiret yaşıyordu. Bu topluluk yarı bağımsız olup Surkh Divar vadisindeki yolda yağmacılık yapıyordu82. Bu bölgede yaşayan Gılzaylara

“Süleyman Kul Gılzayları” deniliyordu83. Şehirdeki Hinduların diğer gruplarla yoğun

etkileşim sonucu farklı dilleri kullandıkları anlaşılmaktadır. Mohan, şehirde yaşayan Hinduları beğenmemiştir. Bu da onları Hindistan’daki Hindular karşısında küçük gördüğünü göstermektedir. Ayrıca Celâlâbâd sınırları içerisinde yaşayan Hindular şehir merkezinde ikâmet etmeyi tercih ederken; konar-göçer geleneğini sürdüren Gılzayların ise şehir dışındaki düzlüklerde yaşadığı anlaşılmaktadır.

3.4. ZİRAAT VE TİCARET

Celâlâbâd tarım için elverişli bir alan üzerinde yer almaktadır. Bu sebeple XIX. yüzyılın ilk yarısında nüfusun büyük bir kısmı çiftçilikle uğraşıyordu. 1832 yılında Celâlâbâd çiftçilerinin ekonomik durumu diğer tüm Afganistan yerleşim birimlerine göre daha zengindi. Celâlâbâd’da kışın yetişen tarım ürünleri Hindistan’dakilerle benzerlik gösteriyordu. Yetiştirilen pirinç Kabil, Kandehar, Herat ve civar bölgelere

79 Moorcroft, a.g.e., II, s.358. 80 Lal, a.g.e., s.343.

81 Lal, a.g.e., s.343-344. 82 Lal, a.g.e., s.353. 83 Masson, a.g.e., II, s.212.

158

ihraç ediliyordu. Buğday, arpa, süpürge darısı (jowar), inci darısı (bajri), mısır (makai) çok bol olmakla birlikte şeker kamışı tarımı da yapılıyordu. Fakat şeker kamışı iyi bir şekilde işlenemiyordu. Bunun dışında kereste imalatı son derece yaygındı84.

Celâlâbâd’da şeker kamışının iyi bir şekilde işlenememesi şehirde tarım endüstrisinin tam anlamıyla gelişmediğini göstermektedir. Mohan’ın geldiği ilk Afganistan şehri olan Celâlâbâd’da çiftçilerin ekonomik durumu hakkında yaptığı genelleme başka bir kaynak tarafından doğrulanamamaktadır. Bu genellemenin sebebi ise seyahatinden sonra uzunca bir süre notlarını derleyerek kitap haline getirmeye çalışmasıdır. Diğer yandan çiftçilerin zengin olması, tarımsal üretimin yüksek ve ticaretin aktif olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır.

Celâlâbâd, Orta Asya’ya giden ana yolun üzerinde bulunmasından dolayı ticaret için çok avantajlıydı. Ticari olarak önemli bir konumda yer almasına rağmen 1824 yılında bölgede yalnızca meyve ihracatı yapılıyordu. Bu meyvelerin başında nar geliyordu. Komner’den Peşaver’e çam ağacı ormanlarından kereste ticareti yapılıyordu85. Mohan’ın gözlemlediğine göre 1832 Nisan ayında düz bir hatta

ilerleyen pazar kalabalıktı ve Kabil’den getirilen meyveler burada yüksek fiyatlarda satılıyordu86. Elde edilen bilgilere göre tarım ürünleri bol ve kaliteli olan Celâlâbâd’da,

Kabil’den meyve ithal edildiği görülmektedir. Celâlâbâd’a Kabil’den meyve ithal edilmesi, Kabil’in meyvelerinin son derece kaliteli olduğunu göstermektedir. Diğer bir sebep ise şehrin ticaret güzergâhı üzerinde bulunmasıdır.

3.5. MALİ SİSTEM

Geniş bir idari alana sahip olan Celâlâbâd’ın mali gelirlerine dair bilgiler kısıtlıdır. XIX. yüzyılın ilk yarısında Afgansitan’a gien seyyahlar içerisinde Celâlâbâd’ın mali gelirlerine dair en kapsamlı bilgi Moorcroft tarafından verilmiştir. 1824 yılında Celâlâbâd’ın yıllık geliri altı yüz elli iki bin rupiydi ve şehrin vergi gelirleri şu şekilde kaydedilmiştir:87

84 Lal, a.g.e., s.342-344.

85 Moorcroft, a.g.e., II, s.358.

86 Lal, a.g.e., s.344; Masson, a.g.e., II, s.231-233; Burnes, a.g.e., II, s.131-132. 87 Moorcroft, a.g.e., II, s.357-358.

159

Celâlâbâd Vergi Gelirleri

Güney Bölgeleri Kuzey Bölgeleri

Vergi Bölgesi Rupi Sterlin Vergi Bölgesi Rupi Sterlin

Daka ve Girdi 2,000 208 Lalpur 3,000 312

Hazarnav 10,000 1,041 Goshta ve Khazai 8,000 833

Bishbulak 10,000 1,041 Kama 60,000 6,250

Koth 40,000 4,166 Kunar, 6 büyük vadi 100.000 10,416

Hisarak 50,000 5,208 Shiwaikiktik 30,000 3,125

Chaparyar 30,000 3,125 Arabi ve Zakhet 15,000 1,562

Khogiani 60,000 6,250 Lahman 150.000 15,625

Gandamak 3,000 312 Bala Bağ 15,000 1,562

Isphan 2,000 208 Surk Rod 60.000 6,250

Chakar 2,000 208 TOPLAM 431,000 45,937

Nurkhan Hisarak 8,000 833 GENEL TOPLAM

Celâlâbâd şehir içi 3,000 312 Rupi Sterlin

TOPLAM 221,000 23,020 652.000 68,957

Tabloda verilen bilgiye göre, Celâlâbâd’ın bölgeleri vergi gelirlerine göre iki farklı kısma ayrılmaktadır. Geniş tarım arazileri ve nehir havzalarındaki vadiler beş haneli rakamlara ulaşmaktadır. Bu rakam beş yüz yetmiş bin rupidir. Geri kalan yerlerin toplam geliri ise seksen iki bin rupidir. Ziraat kısmında ifade ettiğimiz gibi Celâlâbâd’ın bir tarım şehri olduğu doğrulanmaktadır. Ancak Celâlâbâd şehir merkezinden toplanan vergiye dair bilgi şüpheli görünmektedir. Bu rakamın düşük olmasına ilişkin iki ihtimal vardır. Bunlardan birincisi seyyahın hatasından kaynaklanmasıdır. İkincisi ise daha kuvvetli bir ihtimal olarak dağınık bir yerleşim sebebiyle, sadece şehrin merkezinde yer alan nüfusun sayısına dair bilgi verilmiş olmasıdır. Harita üzerinde bakıldığında birçok vadinin şehirle iç içe geçmiş olması bu iddiayı kuvvetlendirmektedir.

Celâlâbâd’ın vergi gelirlerine dair kısıtlı bilgileri Masson vermektedir. 1830’lu yıllarda Celâlâbâd gelirlerinin bir kısmı Tacik köyleri ve Lahman vilayetinden

160

toplanıyordu. Buralardan toplanan vergi gelirleri üç yüz bin rupinin üzerinde olmakla birlikte artış gösteriyordu88. 1824 yılına dair tablo ile karşılaştırıldığında Masson’un

verdiği üç yüz bin rupilik rakamda doğruluk payı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak Tacik köylerinin hangi bölgede olduklarına dair bilgi verilmemesi bu bilgilerin bir ayağını boşta bırakmaktadır. Celâlâbâd nüfusunda Taciklere dair bilgi verilmemesi Masson’un farklı bir etnik topluluğu ifade ettiğini gösterebilir.

Mohan’da Celâlâbâd’ın toplam vergi gelirlerine dair bilgi vermektedir. 1832’de Celâlâbâd’ın yıllık geliri dokuz yüz bin (9 lak) rupiydi. Bu miktarın beş yüz bin (5 lak) rupisi himâye altındaki çeşitli beyler tarafından alınırken, dört yüz bin (4 lak) rupilik kısmı bin atlı askeri ve iki yüz piyadesi olan Nawab Muhammed Zaman

Han’ın hazinesine giriyordu89. Celâlâbâd vergi gelirleri 1824 yılında altı yüz elli iki

bin rupi civarındayken 1832 yılına gelindiğinde dokuz yüz bin rupiye çıkmıştır. Celâlâbâd şehrinin vergi gelirlerinin düzenli bir artış içinde olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca vergi paylaşımlarına bakıldığında Celâlâbâd beylerinin güçlü bir konumda olduğu sonucuna varılabilir.