• Sonuç bulunamadı

Yukarıda da değindiğimiz gibi, Harezmlilerin Harezm bölgesine M.Ö.1292 yılında geldikleri ve Harezm'de medeniyetin bu tarihte başlamış olduğuna dair rivayetler vardır.103

Ayrıca Harezm halkının bölgeye göç ettirilmesiyle ilgili kısımda değindiğimiz gibi, balıkçılık ve avcılıkla uğraşan bu eski kültüre Kelteminar Kültürü denilmektedir. Bu kültür M.Ö. 3000 yıllarında Harezmlilerin göç ettirildikleri yer olan Amuderya'nın Aral gölüne dökülen deltası civarında yerleşik hayat şeklinin yaşandığı bir devredir.104

Dolayısıyla Harezmlilerin bu dönemlerde buraya göç ettirildikleri de düşünülebilir. Harezm ve Harezmlilerin tarihi hakkında ilk kayıt Herodot'un (Herodotos) eserinde bulunmaktadır. Herodot, Tarih kitabında "Akes" adında bir ırmaktan ve "Khorasmialar"dan bahseder ki araştırmacılar Akes ırmağının Amuderya, Khorasmialıların ise Harezmliler olduğunu ileri sürmüşlerdir.105

Herodot Asya'da bir ovadan bahseder - ki Amuderya üzerindeki bir ova - Ahamenîlerin Türkistan'ı işgalinden evvel bu yerler Harezmlilerin olup onlar Hyrkanialılar, Parthaialılar (Parfiyalılar), Sarangialılar ve Thamanaeililer'e komşu olarak yaşamış olduklarını, fakat şimdi oraların İranlıların (Ahamenîlerin) Büyük Kralın mülkü olduğunu yazmaktadır. Ayrıca ovanın çevresini saran dağdan Akes (Amuderya)

102

İbn Havkal, Sûretü'l-Arz, s. 387. 103

Bîrûnî, el-Âsâru'l-Bâkıye, s. 35.

Harezmlilerin bu ülkeye Selevk tarihinden 980 yıl evvel geldikleri, Selevk tarihi, Harezm takvimi ile karşılaştırılmalarına dair bilgi için bkz: Togan, "Hârizm", s. 241. Ayrıca Harezm takvimi ve belirtilen tarihler bu takvimle ilgili bkz: Ye. Ye., Nerazik-P.G., Bulgakov, "Khwarizm", History of Civilization

of Central Asia, (ed. B.A. Litvinsky), Unesco Publishing, France, 1994, vol. III, ss. 227-230.

104

Zerrin, Günal, İslâm Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, Birinci Baskı, Nobel Yayınları, Ankara, 2004, s. 8.

105

N.N., Negmatov, "States in North-Western Central Asia", History of Civilization of Central Asia, (ed. Janos Harmatta), Unesco Publishing, France, 1994, vol. II, ss. 455-456; Togan, "Hârizm", s. 241.

adında bir ırmağın aktığını, bu ırmağın beş kola ayrıldığını ve beş kanalın yukarıda saydığımız kavimlerin yerlerini suladığını, İran hâkimiyetinde ise kralın beş boğazın beşine de birer kapaklı alavere havuzu yaptırıp suyun önünü tıkadığını ve halkın şikayeti üzerine her boğazın suyunu gerekli ovaya bazen açıp sulattığını, suyu açıp kaparken de o kavimlerden haraç aldığını yazmaktadır. İşte bu ovada hâkim olan Harezmlilerin İran (Ahamenî) istilasından evvel diğer dört komşu kavim üzerinde hâkim vaziyette olduğunu ve nehirlerden kanallar açarak, sulama usulü ile ziraat yaptıklarını da göstermektedir.106

Harezmlilerin Ahamenîlere tabi olduğu zamanda özellikle Dareios (I. Dariy) Yönetimi zamanında (M.Ö.521-M.Ö.486) Parthlar, Safadlar ve Aryalılar ile birlikte Ahamenîlerin on altıncı hükümetine bağlı olmuşlar vergi ödemişlerdir.107 Ahamenî hâkimiyetinde bulunan Harezmli askerlerin başlık giydikleri, yaylar ve kısa mızraklar taşıdıkları, Kral Kserkes zamanında (M.Ö. 485-465) Parthlar ile Harezmlilerin şefi (komutanı) Pharnakes oğlu Artabazos olduğu bilinmektedir.108

Bu bilgilerden Harezmlilerin Ahamenîlere tabi oldukları anlaşılmaktadır. Nitekim bir diğer eskiçağ coğrafyacısı Strabon da "Horasmi" diye isimlendirdiği Harezmlileri Perslere tabi halklar arasında zikretmektedir.109 Kral Kserkes de kendine bağlı olan memleketleri sayarken Harezm'i de saymış ve krallarının kendisi olduğunu belirtmiştir.110

Harezm'in Ahamenî hâkimiyeti altına girmesi M.Ö. 530'lu yıllara tekabül etmektedir. İlk hareketlerinde başarısız olan Ahamenîler daha sonra bölgeyi hâkimiyet altına almışlardır. Ahamenî hâkimiyetindeki Harezm'in durumu hakkında bilgi bulunmamaktadır.111

Fakat Harezmliler son Ahamenîler devrinde

106

Herodotos, Tarih, (çev: Müntekim Ökmen), Onuncu Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2014, s. 269; Togan, "Hârizm", s. 241.

107

Herodotos, a.g.e., s. 260. 108

Herodotos, a.g.e., s. 541. 109

Strabon (v. 23-24), Geografiya, (Rusçaya çev: Stratanovskogo, G.A.), Nauka, Moskova, 1964, s. 485.

110

Josef, Wiesehöfer, Antik Pers Tarihi, (çev: Mehmet Ali İnci), Birinci Baskı, Telos Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 100.

111

daha İskender gelmeden önce İran hâkimiyetinden kurtulmuşlar112

ve bir daha da İran'ın hükmü altına girmemişlerdir.113

Büyük İskender'in fetihleri sırasında (M.Ö. 329-328) Pharasmanes adlı Harezm kralı 1500 askeriyle birlikte Belh'e giderek itaatini arzetmiş ve aralarında bir dostluk ve askeri işbirliği antlaşması imzalanmıştır.114

Harezm'in bu tarihten M. III. yüzyıla kadarki durumu hakkında yine bilgi yoktur. Harezm tarihinde Harezm'de hüküm süren hükümdarlar kendilerine Harezm hükümdarı anlamında "Harezmşah" unvanını vermişlerdir ki, bu unvan Arap fütûhâtından evvel de kullanılagelen bir unvandır.115

Harezm'in coğrafi konumu gereği Harezm'i idare eden valiler Harezmşah unvanını alarak kısa sürede bağımsız hanedanlar kurmuşlar; ancak bazılarının hâkimiyetleri yalnız kendi bölgelerine münhasır kalmıştır.

Harezm'in yukarıda belirttiğimiz eski tarihi ile ilgili bölgede yapılan arkeolojik kazılar neticesinde Rus tarihçi arkeolog Tolstov Harezm tarihinin kronolojisini şöyle sıralamaktadır: M.Ö. IV-III. binyıllar Neolitik, M.Ö. II. binyıl Bronz, M.Ö. I. binyıl erken Demir Devridir. Demir devrinde uzun dikdörtgen biçimde aile/sivil konutların inşasına başlanmıştır. Ahamenîlere bağlı olduğu dönemlerde Harezm'de sulama kanalları açılmaya başlanmıştır. Bölgede yapılan kazılarda M.Ö. V-IV. binyıla ait olan yüzden fazla heykelciğin bulunmasıyla bu kültüre "Harezm helenizmi" ismi verilmiştir. Harezm'de M. II. yüzyılda Kuşan kültür devresi başlamış ve bu devrede birleşik aileler için yapılmış köy yapılarından, ayrı ayrı yaşadıkları köy yapılarına geçilmiştir.116

Bu dönemlerde bölgede kurulan şehir ve kale tarzı yerleşim birimleri genellikle yapılan kazı bölgesine verilen isimlerle

112

Wiesehöfer, a.g.e., s. 163. 113

Sergey Pavloviç, Tolstov, Drevniy Horezm, MGU, Moskova, 1948, s. 17. 114

Togan, "Hârizm", s. 241; Özaydın, "Hârizm", s. 217. 115

İslâmiyetten önce de var olan bu unvan 1800'lü yıllardaki sikkelerde de son Harezmşah sülalesinin kurucusu olan İl-Tüzer Han'ın kendisini "Harezmşahların varisi" ("Varis-i Harezmşahan") olarak göstermiştir. V. V., Barthold, "Hârizmşâh", İA, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1987, c. V/I, ss. 263- 264.

116

Geniş bilgi için bkz: Tolstov, Drevniy Horezm, ss. 32-33, 59-76; Togan, Horezm Kültürü

Vesikaları, ss. 26-27.

Bahaeddîn Ögel Tolstov'un yaptığı bu sınıflandırmanın bütün Orta Asya için geçerli olmadığını, Hun devri kültürünün daha yaygın olduğunu belirtir. Bahaeddîn, Ögel, İslâmiyetten Önce Türk Kültür

"Berkut-kale", "Köy-kırılgan kale", "Küyzeligır", "Kaleligır", "Canbas kale", "Deşik kale", "Kırk kız kale", "Toprak kale", "Ayaz kale", "Bazar kale", "Gavur kale", "Duman kale", "Kavat kale" gibi isimlerle zikredilmektedir.117 Daha sonra ise Afrigoğulları hanedanlığı kurulmuştur ki bu hanedan hakkında ilerleyen bölümlerde bahsedilecektir.

Dolayısıyla Harezm bölgesi tarih öncesi dönemlerden itibaren büyük medeniyetlerin kurulduğu bir bölgedir. Bu bölgede her dönemde farklı medeniyetlerin kurulmasına imkân veren en önemli sebep düşmana karşı savunmayı kolaylaştıran coğrafi konumudur. Ayrıca bu bölgeye yerleşen çeşitli göç hareketleri neticesinde bölgenin kültür hayatının yüksek bir seviyeye ulaştığı da bilinmektedir. Nitekim yukarıda saydığımız kale yapıların yanı sıra bölgede Roma, Yunan gibi kadim medeniyetlere mahsus kalıntıların da olduğu bilinmektedir. Harezm bölgesi kervan yolları güzergâhında olduğu için en eski dönemlerden beri yüksek kültürlü medeniyetlerle ticari münasebetler neticesinde bu medeniyet havzalarıyla doğal olarak bir kültürel temas da söz konusu olmuştur.118

Binaenaleyh Mısır, Roma gibi eski medeniyetlerin tarihi kalıntıları misali günümüzde bölgede binalar mevcut olmasa da bu medeniyetlere yakın bir kültürün Harezm kültürü sınırları içinde teşekkül ettiğine inanmak mümkündür.

Tarihçiler tarih boyunca bölgede hüküm süren hanedanlara "Harezm'in şahı" anlamında "Harezmşahlar" diye nitelendirilmektedir. Bölgede hüküm süren bu Harezmşahları tarihçiler Afrigoğulları Harezmşahları (M. 305-995), Me'mûnoğulları

(Me'mûnîler) Harezmşahları (H. 385-407/M. 995-1017), Altuntaşoğulları Harezmşahları (H. 407-432/M. 1017-1041), Anuşteginoğulları Harezmşahları (H.

490-628/M. 1097-1231) şeklinde tasnif etmişlerdir.119 Tezimizin ilerleyen

bölümlerinde bu hanedanlardan teferruatlı bir şekilde bahsedeceğimiz için Harezm'in

117

Bu kazı bölgeleri ve ortaya çıkarılan kale kalıntılarıyla ilgili bkz: Tolstov, Drevniy Horezm, ss. 77- 127. Ayrıca bkz: Hemra, Yusupov, Putevoditel po Arheologo-Arhitekturnım Pamyatnikam Taşauzskoy

Oblasti, Turkmenistan, Aşkabat, 1989, ss. 16-23.

118

V.N., Pilipko, İstoriya Turkmenistana v Antiçnıy Period, Ilım, Aşkabat, 1994, ss. 48-53. 119

İbrâhim, Kafesoğlu, Harezmşahlar Devleti Tarihi (485-618/1092-1221), Dördüncü Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2000, s. 33; Barthold, "Hârizmşâh", ss. 263-265; Togan, "Hârizm", s. 242; Özaydın, "Hârizm", s. 217.

tarihsel gelişimi hakkında bu kadarıyla yetinip, esas konumuz olan Gürgenç şehrine döneceğiz.

BİRİNCİ BÖLÜM

GÜRGENÇ'İN KURULUŞU, COĞRAFİ KONUMU, FİZİKİ YAPISI VE SELÇUKLULAR DÖNEMİNE KADAR TARİHİ

En eski dönemlerden itibaren varlığını sürdüren tarihi şehir Gürgenç'in ticaret yolları güzergâhında bulunması, coğrafi konumu, kendisine bağlı yerleşim birimleri ve şehir unsurlarıyla özellikle Orta Çağ'ın en kudretli şehirlerinden biri olmuştur. Bölgenin İslâmlaşmasıyla her açıdan en yüksek seviyelere ulaşan şehir, farklı siyasî ve politik olaylara da sahne olmuştur.

I. Gürgenç'in Kuruluşuna Dair Kayıtlar Gürgenç120

şehrini kimin, ne zaman, nasıl kurduğuna dair net bir tarihi bilgi olmamakla beraber, şehrin hangi dönemde var olduğuna dair rivayetler, hâtıratlar ve arkeolojik kazılar neticesinde elde edilen bulguları bir araya getirip şehrin kuruluşunu inceleyeceğiz. Kuşkusuz bu anlatılar şehrin ne zaman kurulduğu hakkında net bir bilgi içermese de, şehrin hangi dönemden beri var olduğunu bilmemiz açısından önemlidir.