• Sonuç bulunamadı

Hâcib Harezmşah Altuntaş'ın vefatından sonra Sultan Mes'ûd, oğlu Hârûn'a Harezmşah vekilliğini, kendi oğlu şehzade Saîd'e ise "Harezmşah" unvanını vermiştir. Sultan Mes'ûd bunu yapmakla Altuntaşoğullarının bölgedeki ağırlığını ve yetkisini kısıtlamak istemekteydi. Saîd b. Mes'ûd sözde Harezmşah, Hârûn ise idari olarak tüm yetkilere sahip bulunuyordu. Saîd, Harezm'le hiç bir bağlantısı olmadan Gazne'de oturuyordu. Sultan Mes'ûd Harezmşahlık unvanı ile Harezm bölgesinin yönetiminin merkeze bağlılığını koruyamayacağını da anlamış olmalı ki, Hârûn'un kardeşi Sitti'yi de Gazne'de kendi sarayında rehin olarak tutuyordu.425

H. 8 Cemazeyilevvel 423/M. 22 Nisan 1032 tarihinde Hârûn'a "Halîfetü'd-dâr-ı

İstanbul, 1969, s. 57; Merçil, Gazneliler Devleti Tarihi, ss. 58-59; Necef, a.g.e., ss. 309-314; Erdoğan, a.g.m., s. 164-170; Özaydın, "Altuntaş el-Hâcib", ss. 547-548.

İbnü’l-Esîr, savaş neticesinde Ali Tekin'in Harezmşah'a haber gönderip merhamet dilediğini, Harezmşah Altuntaş da kuşatmayı kaldırıp, Harezm'e döndüğünü yazmaktadır. İbnü’l-Esîr, el-Kâmil

fi't-Târîh, c. VIII, s. 255.

423

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 334-336; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 255. 424

Barthold, Soçineniya, I, ss. 358-359. 425

İbnü'l-Esîr, Altuntaş'ın Hârûn, Reşid ve İsmâil adında üç çocuğun olduğunu (İbnü’l-Esîr, el-Kâmil

fi't-Târîh, c. VIII, s. 255), Beyhakî ise, Hârûn ve Sitti; ayrıca "Handan" lakablı oğullarının olduğunu

Harezmşah" (naib/vekil) lakabı verilmiş, Ahmed Abdüssamed Hârûn'un kethüdalık görevinde bırakılmış ve Hârûn'un Harezmşah vekilliği görevi resmen başlamıştır.426

Hârûn'un Harezm'e gelişi ile babası zamanındaki mevcut düzen aynen devam etmiştir. İdari yapılanmayı elinde tutan baskın bir kişiliğe sahip Ahmed

Abdüssamed427

, Hârûn'un kethüdası sıfatıyla yardımcı oluyor ve Harezm'i yönetiyorlardı. Fakat Sultan Mes'ûd'un veziri Ahmed el-Meymendî Herat'ta ölünce (H. 423/M. 1032) sultan Hârûn'un, aynı zamanda daha önce Harezmşah Altuntaş'ın da kethüdası olan Ahmed Abdüssamed'i kendine vezir tercih etmiş, Harezm kethüdalığına da Abdulcabbar'ı görevlendirmiştir.428

Bundan sonra Harezm'de huzursuzluklar baş göstermiş; başından beri Hârûn'un haksızlığa uğradığı düşüncesi iyice ortaya çıkmıştır. Kethüdalıkla görevlendirilen Abdulcabbar ile anlaşılmaması; Hârûn'un Gazne'deki kardeşi Sitti'nin bir kaza sonucu damdan düşerek ölmesi ve bu olayı saraydakilerin Hârûn'a kaza değil suikast olduğunu bildirmeleri; haklı olduğu halde Hârûn'a Harezmşahlığın doğrudan verilmemesi; ayrıca bir rivayete göre Hârûn'a Horasan emîri olacağı müjdesinin verilmesi Hârûn'un Sultan Mes'ûd'a karşı isyan bayrağını açmasına sebep olmuştur. H. 23 Ramazan 423/M. 8 Ağustos 1034 tarihinde Hârûn kendisini resmen Harezmşah ilan ederek, hutbelerden Sultan Mes'ûd ve oğlu Saîd'in isimlerini çıkarmış, basılan sikkelerin üzerine sadece kendi adının yazılmasını emretmiştir.429

Hârûn, Gazne karşısında yalnız kalmamak için Karahanlı Ali Tekin ve Selçuklu Türkmenlerine elçi göndermiştir. Andlaşmaya göre, Hârûn Merv'e, Ali Tekin ise Tirmiz'e yürüyecek ve iki ordu Belh'te buluşacaktı. Hârûn, Selçuklu Tuğrul, Çağrı ve Yınal'a ise Ribât-ı Meşe ve Şerahan'da yerler vererek Harezm sınırına yerleştirmiştir. Hârûn'un isyan edeceğini düşünmeyen Sultan Mes'ûd, bu

426

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 337-338; Hândmîr, Giyaseddîn b. Himamüddîn, Düsturü'l-Vüzera, (thk: Saîd Nefisi), İkinci Baskı, Tahran, 1355 h.ş./1976, s. 144.

427

el-Kâmil fi't-Târîh'de "Ebû Nasr b. Muhammed b. Abdüssamed" diye geçmektedir. İbnü’l-Esîr, el-

Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 255.

428

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 652; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 255. 429

anlaşmayı duyunca Harezm'e sefer yapmayı düşündüyse de Ali Tekin'i ve Horasana inen Selçukluları karşısında bulunca vaz geçmiştir.430

Selçuklular her yıl bir âdet hâline getirdikleri şekliyle Nur Buhara'dan Enderğan'a (Enderhan) gelip bir müddet burada kalmaktaydılar. Selçuklular Horasan'da yeni bir siyasi şekillenme olarak algılanmaktadır. Hârûn'un emrinde öncü birlik olarak kullanılacak olan Selçuklular, Hârûn ve Ali Tekin'den önce davranarak Kuvaziyan'ı ele geçirdiler. Tirmiz emîri Beg Tekin Gazneli birlikleriyle Kuvaziyan'a gelseler de Selçuklular ordunun arkasından dolaşarak Ceyhun'u geçip, Gaznelilere ânî saldırıda bulunmuşlar ve orduyu zor duruma düşürmüşlerdir. Sultan Mes'ûd'un gönderdiği takviye kuvvetle Gazneli ordusu zor durumdan kurtulmuştur (H. 425/M. 1034). Fakat Selçuklular ile Cend emîri Şah Melik arasında eskiden beri düşmanlık mevcuttu. Selçuklular Harezm sınırlarında iken Şah Melik baskın düzenlemiş, çatışmada 7-8 bin civarı Selçuklu ölmüş, çoğunluğunu kadın ve çocuktan oluşan bir o kadar esir de Cend hâkiminin eline geçmiştir. Kurtulmayı başaranlar Seyhun'un buz tutmuş suları üzerinden geçip Namek ribâtına sığınmışlardır (H. Zilhicce 425/M. Kasım 1034). Hârûn, Selçuklulara geri gelmelerini ve verdiği sözün arkasında olduğunu bildirmiş, Şah Melik'e de haber göndererek Selçuklulara karşı bir daha saldırıda bulunmaması ikazını yapmıştır. Şah Melik'in olumsuz cevap vermesi üzerine Hârûn, otuz bin kişilik bir orduyla Cend kıyısına gelmiş; Şah Melik ise bu büyük ordu karşısında elçiler göndererek barış yapmak zorunda kalmıştır. Böylece Hârûn Selçukluların hoşnutsuzluklarını gidermiş, Şah Melik tehlikesinin de önüne geçmiştir.431

430

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 653-654.

Selçukluların Harezm'de Gavhare, şimdiki Düldül-atlağan mevkiine yerleşmişlerdir. Bkz: Togan,

Umumî Türk Tarihine Giriş, ss. 180-181.

431

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 654-656; Barthold, Soçineniya, I, ss. 359-360; Köymen, Tuğrul Bey

ve Zamanı, ss. 5-6; Turan, a.g.e., s. 57; İbrâhim, Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, Birinci Baskı, Milli

Eğitim Basımevi, İstanbul, 1972, s. 19; Ali, Sevim - Erdoğan, Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1995, ss. 22; Necef, a.g.e., ss. 316, 318.

Ayrıca Harezmşah Hârûn ve Selçuklu ittifakı için bkz: Mehmet Altay, Köymen, Büyük Selçuklu

İmparatorluğu Tarihi: Kuruluş Devri, Üçüncü Baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2000, c. I, ss. 147-

Hârûn, Kücat, Cuğrak ve Hıfçak (Kıpçak) askerlerinden oluşan büyük bir ordu hazırlamış; üç bin askere malik olan ve öncü kuvvet olarak kullanacağı Selçukluların eksik olan askeri teçhizatını güçlendirmiş ve onları Harezm sınırı olan Dergan'da bekleyerek, kendisinin hareketinden sonra Harezm ordusuna katılmaları ve süvari birlikleriyle ordunun önünde Merv'e doğru hareket etmelerini söylemiştir.432

Diğer taraftan Sultan Mes'ûd, Hârûn'un isyanına önlemek için birtakım anlaşmalar yapmaya çalıştıysa da bunlar işe yaramamıştır. H. 426/M. 1034 yılında Hârûn'un diğer müttefiki Ali Tekin ölmüş ve yerine oğlu Yusuf İlig-han geçmiştir. Sultan Mes'ûd Yusuf'a lakablar vererek kendi safına çekmeye çalıştıysa da bu fayda sağlayamamış, Ali Tekinoğulları Hârûn ile yapılan andlaşmaya sadık kalmışlardır.433

Hazırlıkları tamamlayan Hârûn, Horasan'ın zaptı için ordugâhını şehir dışında kurmuştu. Bu haberi casuslar vasıtasıyla öğrenen Sultan Mes'ûd ne yapacakları konusunda sarayda istişare ederken, daha önce Harezm'de görev yapan vezir Ahmed Abdüssamed, bu bölgede Hârûn'un hizmetinde olan bir kısım adamlarını yüklü miktarda altın vererek satın aldığını, bu kölelerin her türlü hizmeti yapacaklarını ve bunlar vasıtasıyla Hârûn'a suikast planını önermiştir. Sultan Mes'ûd, harekata başlayan Hârûn'a karşı başka çare olmadığı için teklifi kabul etmiştir. Ordunun hareketinden sonra otağını kurduğu bir yerde suikast girişimi için satın alınan gulamlar Hârûn'a saldırarak ağır bir şekilde yaralayıp kaçmışlardır. Şeker Hadım434 Hârûn'u bir file yerleştirip şehre (büyük ihtimalle Gürgenç'e) dönülmesini emretmiş; olay kısa sürede duyulmuş ve bu seferden vazgeçilmiştir. Hârûn üç gün daha ağır yaralı olarak yaşamış ve H. 5 Cemazeyilahir 426/M. 17-18 Nisan 1035 yılında vefat etmiştir.435

432

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, s. 656; Ayrıca bkz: Merçil, Gazneliler Devleti Tarihi, s. 60. 433

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 438-439, 654. 434

İbnü'l-Esîr'de, bu şahsın ismi daha sonra İsmâil döneminde devlet işlerine bakan "hadım Şükür" diye geçmektedir. İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 256.

435

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 656-658.

İbnü'l-Esîr'de Hârûn'un ava çıkarken öldürüldüğü yazmaktadır. İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 656.

Hârûn'un ölümüyle Gürgenç'te karışıklıklar çıkmaya başlamıştır. Daha önce Hârûn'un kethüdası olan Abdulcabbar, saklandığı yerden çıkıp emaret sarayını elde etmek için Şeker Hadım ve Altuntaş ailesi taraftarlarına saldırmış ve şehirde bir müddet kontrolü eline almıştır. Hatta Sultan Mes'ûd'a mektup yazıp şehri ele geçirdiğini de söylemiştir.436

Fakat şehirde karışıklıklar devam etmiş ve Altuntaş efradı emaret sarayını basıp Abdulcabbar'ı öldürmüşlerdir. Nihayet Altuntaş taraftarları Harezm'in dışında olan Hârûn'un "Handan" adındaki kardeşi İsmâil'e haber gönderip idareyi ele almasını istemişlerdir. İsmâil bunu kabul etmiş, ordu ve devletin ileri gelenleri ona biat ettikten sonra törenle emirlik tahtına oturmuştur (H. 9 Cemazeyilahir 426/M. 21 Nisan 1035).437

Artık H. 432/M. 1041 yılına kadar devam edecek olan İsmâil Handan dönemi başlamıştır. Harezm'deki bu olayları haber alan Sultan Mes'ûd, İsmâil'e ve devlet ileri gelenlerine mektup yazıp, kendi tarafına çekmek istese de, bu bir fayda sağlamamıştır. Harezm'den Gazne'ye gelen haberler "buranın kılıçsız düzelmeyeceği, işin çığırından çıktığı" yönündeydi. Harezm'de bu şekilde karışıklık, Gazneli devletinin Rey, Horasan, Hindistan meseleleri bu coğrafyada Selçukluların tarih sahnesine çıkmasına zemin hazırlamaktaydı. Fakat Harezmli askerler ve kumandanlar arasında Sultan Mes'ûd'a gizlice haber gönderip sultana olan sadakatlarını bildirenler de vardı.438

Daha önce değindiğimiz gibi bir diğer güç ise Şah Melik olup, Hârûn'dan korkması sebebiyle Selçuklulara olan düşmanlığından da vazgeçerek geri çekilmiş idi. Gazneli devletinin kendi içerisindeki mevcut meselelerinden Harezm'e müdahale edemeyeceğini bilen Şah Melik, fırsatı kendi lehine kullanmak için Harezmşah İsmâil'e elçi göndermiştir. Gazneli veziri Ahmed Abdüssamed Şah Melik'e yardım edeceğini söylediği için cesur tavırlar takınan Şah Melik, Harezmşah İsmâil'e gönderdiği mektubunda Hârûn öldüğü için daha önce yapılmış anlaşmanın hükmünün kalmadığını, Harezm'i zapt edeceğini, bunu Sultan Mes'ûd'a gösterilen nankörlük için yapacağını da ilave etmekteydi. Harezmşah İsmâil

436

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 256. 437

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 658-659; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 256. 438

ise, sert bir şekilde cevap vererek Harezm'in savaşa her zaman hazır olduğunu belirtmiştir.439

Gazneli vezirine göre, Harezm'in Şah Melik'e verilmesi, hem Harezm meselesinden kurtulmaya, hem Selçuklu-Şah Melik arasındaki eski düşmanlığı başlatıp, Selçuklu akınlarından kurtulmaya vesile olacaktı. Gaznelilerin Horasan'da Selçuklular ile olan mücadelede başarısız olması sebebiyle vezirin bu teklifi kabul görmüş ve Sultan Mes'ûd, Harezm'in fethini Şah Melik'e havale eden name ve menşur göndermiştir. Şah Melik elindeki menşur gereğince Harezmşah İsmâil Handan'a mektup göndererek tekrar itaat etmesini istemiş, Harezmşah'ın olumsuz cevabıyla Şah Melik Harezm üzerine yürümüştür. H. 6 Cemazeyilahir 432 (M. 11 Şubat 1041) tarihinde savaş başlamış ve üç gün sonra Harezm ordusu arasında Gazne ordusunun da gelişi haberinin yayılması büyük paniğe yol açmış; bu durum İsmâil Handan'ın mağlup olmasına sebep olmuştur. Gürgenç'e sığınan Harezmliler on beş gün daha muhasaraya dayanmış; daha sonra Şah Melik ile anlaşarak şehri ona teslim etmişlerdir. Şehirdeki karışıklıklar nedeniyle yirmi gün şehre giremeyen Şah Melik, ancak İsmâil Handan ve Şeker Hadım'ın şehirden çıkmasıyla şehre girebilmiş ve Sultan Mes'ûd'un iki hafta önce ölmüş olmasına rağmen hutbeyi onun adına okutmuştur (H. 12 Şaban 432/M. 17 Nisan 1041). İsmâil Handan, Şeker Hadım ve Altuntaş ailesi ise Selçuklulara sığınmışlar; Selçuklular ilk başta onlara iyi davransalar da daha sonra belki de Şah Melik'ten gelecek muhtemel tehlikelerden dolayı onları tutuklamışlar ve böylece Altuntaş hanedanı sona ermiştir.440

Bu gelişmelerin sonucunda Gürgenç, Selçukluların idaresine girinceye kadar Şah Melik'in yönetiminde kalmıştır.

439

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 659-661. 440

Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, ss. 661-663; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, s. 256; Turan,

a.g.e., ss. 69-70; Sevim-Merçil, a.g.e., s. 28; Merçil, Gazneliler Devleti Tarihi, s. 68.

Ayrıca bkz: İbn Fazlullah el-Ömerî, Mesâliku'l-Ebsâr, c. XXVI, ss. 233-234; Erdoğan, a.g.m., ss. 176- 177; Özaydın, "Altuntaş el-Hâcib", s. 548.

Bazı kaynaklarda ise, Selçuklulara sığınan İsmâil Handan'a Selçukluların sadece iyi davrandığı belirtilip, hapis konusu mevzubahis edilmemektedir (Ahmed b. Mahmûd, a.g.e., c. I, s. 14). Hatta ileride de bahsedileceği gibi, Selçuklu hükümdarları İsmâil Handan ve askerleriyle Harezm seferine çıkmışlardır.

İKİNCİ BÖLÜM

SELÇUKLULARIN KURULUŞUNDAN HANLIKLAR DÖNEMİNE KADAR GÜRGENÇ'İN SİYASİ TARİHİ

Gürgenç en parlak dönemini Orta Çağlarda özellikle Harezmşahlar devletinin başkenti olduğu yıllarda yaşamıştır. Selçuklu sultanları da bu şehre önem vermişler ve birçok imar faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Bu dönemde Moğol istilası, akabinde Timur'un saldırıları gerçekleşmiştir. Timur istilasından sonra ise şehir artık önemini kaybetmeye başlamıştır.

I. Selçuklular Döneminde Gürgenç

Oğuzların Kınık boyuna mensup olan Selçuklu hanedanı (H. 431-707/1040- 1308), adını kumandan Selçuk beyden almakta olup, Selçuk beye bağlı bu boy H. 349/M. 960 yılı civarında İslâmiyet'i kabul ederek Cend'de bir beylik kurmuştur. Yeni yerleşim yerleri arayan Selçuklular, aktif siyaset sahnesine çıktıkları dönemden önce Sâmânîlerle ittifak kurarak Karahanlıları mağlup etmişler ve Buhara ile Semerkant arasındaki Nur kasabasına yerleşmişlerdir. Selçuk Bey'in ölümünün ardından (H. 397/M. 1007) Arslan Yabgu Karahanlı Ali Tekin ile ittifak kurarken Gazneli Mahmûd onu hile ile tutuklatmış ve ölümünden sonra (H. 423/M. 1032) Selçuklu ailesinin başına Musa (İnanç) Yabgu geçmiştir. Ancak idare fiilen Selçuk'un torunu Mîkâil'in oğlu Dâvûd Çağrı Bey ve Muhammed Tuğrul Bey'in elinde kalmıştır.441

441

Ayrıntılı bilgi için bkz: Nîşâbûrî, Zahîruddîn, Selcuknâme, (thk: Mirza İsmâil Efşâr), Asâtîr, Tahran, 1390 h.ş./2011, ss. 10-14; Râvendî, Ebû Bekir Necmeddîn Muhammed b. Ali b. Süleyman,

Râhatu's-Sudûr ve Ayeti's-Sürûr, (tsh: Muhammed İkbal), Birinci Baskı, Emîr-i Kebir, Tahran, 1333

h.ş./1954, ss. 84-94; Hüseynî, Ahbârü'd-Devleti's-Selcûkiyye, ss. 1-3; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VIII, ss. 236-238; Bündârî, Feth b. Ali, Tarîh-i Silsile-i Selcukî-Zübdetü'n-Nüsra ve Nuhbetü'l-Usra, (farsçaya çev: Muhammed Hüseyin Celili), Tahran, 1356/1977, ss. 4-5; Ahmed b. Mahmûd, a.g.e., c. I, ss. 3-8; Köymen, Selçuklu İmparatorluğu, c. I, ss. 16-17, 21, 30-36, 42-96, 115-128; Turan, a.g.e., ss. 30-34, 40-50; İbrâhim, Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, ss. 3-13; Sevim-Merçil, a.g.e., s. 22; V.M., Zaporojes, Seldjuki, Voyennoye İzdatelstvo, Moskova, 2011, ss. 100-106; Erdoğan, Merçil, Büyük

Selçuklu Devleti, Beşinci Baskı, Nobel, Ankara, 2014, ss. 1-9; Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, ss. 52-53; İbrâhim, Kafesoğlu, "Selçuklular", İA, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1966, c. X,

Daha elverişli topraklar arayan Tuğrul ve Çağrı Bey'ler, Debûsiye'de Karahanlı ordusunda yer alırken442, daha sonra kumandanlarla anlaşamayarak,

Harezmşah Hârûn'un ülkesine göç etmişler ve Harezm'de istedikleri kadar oturmalarına izin verilmiştir. Cend hâkimi Şah Melik'in Harezm'de Selçuklulara baskın yapması443, Harezmşah Hârûn'un öldürülmesi ile Selçuklular Harezm'de

kalamayarak Gazneli Devletinin hâkimiyetindeki Horasan'a akınlar yapmaya başlamışlardır. Bu yağma akınları neticesinde Gaznelilerle nihai savaş olan Dandanakan'da Selçuklular kesin zafer kazanmış, bu tarihten sonra Tuğrul Bey Selçuklu imparatorluğunun ilk hükümdarı olmuştur (H. 431/M. 1040).444

Selçukluların tarih sahnesine çıktığı bu dönemde Harezm ve Gürgenç şehri önemli rol oynamış: Selçuk Bey Müslüman olduktan sonra Buhara ve Harezm gibi civar İslâm ülkelerinden din adamları istemiştir.445