• Sonuç bulunamadı

Afrigoğulları Hanedanlığı Dönemi

B. Fiziki Yapısı

IV. Afrigoğulları Hanedanlığı Dönemi

Gürgenç'in tarihi ile ilgili yukarıda belirttiğimiz kuruluşuna dair kayıtlardan başka fethi ve Sâmânîler dönemine kadar olan süre ile ilgili bazı tahmin ve kısa bilgilerden başka bir malumata sahip değiliz. Buna rağmen bölgede ilk kurulan Harezmşah unvanlı hanedan olan Afrigoğulları dönemi ve İslâmiyetin gelmesiyle ilgili bilgiler mevcuttur. Bu, şehrin daha eski dönemlerde mevcut olmadığı anlamına gelmemektedir. Nitekim şehirde yapılan kazılar sırasında M.Ö. V-II. yüzyıllara ait porselen kap kacak kalıntısına rastlanılması şehrin o dönemlerde mevcut olduğunu göstermektedir. M.Ö. II. yüzyıllarda ise yukarıda da belirttiğimiz gibi Gürgenç'in Sogdiana veya Mâverâünnehir'de bölge hükümdarlıklarına bağlı beş vilayetten biri olduğu318

, dolayısıyla da siyasi öneme sahip bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Harezm bölgesinin tarihinde de değindiğimiz gibi gerek Ahamenîler, gerekse İskender zamanında ve Afrigoğulları hanedanlığında zikredilmese de Harezm'in merkez şehri olan Gürgenç'in önemli şehirlerden biri olduğunu söylemek mümkündür.

Gürgenç'in siyasi tarihi hakkında kaynaklarda sadece H. 385/M. 995 yılında şehrin Me'mûnîler dönemindeki durumundan söz edilmektedir. Bundan önceki tarihi hakkındaki bilgiler ise sadece ekonomik ve ticaretle ilgili olup, siyasi ve kültür tarihi ile alakalı değildir. Buna rağmen kısa da olsa konunun anlaşılması için Me'mûnîler dönemine kadar bölgenin siyasi tarihine dair bilgi vermenin uygun olacağı

315

Yezdî, Zafernâme, c. I, s. 427. 316

Şâmî, Zafernâme, s. 80; Yezdî, Zafernâme, c. I, s. 480. 317

Yezdî, Zafernâme, c. I, s. 601. 318

kanaatindeyiz. Ayrıca üstü kapalı anlatımlar ve bazı ipuçları bu dönemlerde de Gürgenç'in durumuna temas etmektedir. Bu kısımları ayrıca belirteceğiz.

Afrigoğulları hanedanlığı M. 305-995 yılları arasında Harezm'de hüküm süren ve Harezmşah unvanını kullanan ilk hanedandır. Fîl veya Fîr olarak isimlendirilen Amuderya'nın doğusunda, sağ Harezm'deki Kât şehrini hanedanın kurucusu Afrig kendine idari merkez olarak seçmiştir. Afrig'in Ahamenîlerle aynı soydan geldiğini iddia edenler olsa da bunu ispat edecek delil bulunmadığı için bu fikrin yanlış olduğu düşünülmektedir. Bîrunî Afrigoğulları hanedanlığının babadan oğula geçen 22 hükümdarının ismini saymaktadır. Bu hükümdarların ismi şöyledir:

1. Afrig, 2. Bugra/Bagra, 3. Sahhasak, 4. İskecmük, 5. Ezkacvar, 6. Sahr, 7. Şavuş/Savuş, 8. Hamgri, 9. Buzkar, 10. Arsamuh, 11. II. Sahr, 12. Sabri, 13. II. Eskecvar, 14. II. İskecmük, 15. Şavuşfer, 16. Torkesbasa, 17. Abdullah, 18. Mansûr, 19. Irak, 20. Muhammed, 21. Ahmed, 22.Ebû Abdullah Muhammed.319 319 Bîrûnî, el-Âsâru'l-Bâkıye, ss. 35-36.

Afrigoğulları hanedanlığının bu hükümdarlarından başka ileride Sâmânîler döneminde de değineceğimiz gibi Abdullah b. Eşkâm adında birinden de söz edilmektedir. Bkz: İbnü’l-Esîr, el-

Bu hükümdarlardan Şavuş ismindeki hükümdarın "Çavuş" isimli Kanklı Mâverâünnehir hükümdarlarına benzediğini ileri sürerek Harezm hükümdarlarının da Akhunlar'dan geldiğini savunanlar olmuştur.320

Fakat Afrig'den başlayarak on altıncı hükümdar Torkesbasa'ya kadar bu hükümdarların isminin genellikle İran asıllı isimler olduğu, sonraki isimlerin ise Arap isimleri olduğu görülmektedir. Perslerin ve Türklerin yaşadıkları topraklarda hüküm süren Afrigoğulları hanedanlığının isimlerinde bu benzerlikler normal karşılanmaktadır. Daha sonra İslâm hâkimiyetine giren bu toprakların, dolayısıyla bu topraklarda hüküm süren bu hanedanın hükümdarlarının isimleri de doğal olarak Arap isimlerine dönmüştür. Dolayısıyla bu hanedanın İran-Türk asıllı bir hanedanlık olarak tasnif ve tavsif edilmesinin uygun olduğu kanaatindeyiz.

Afrigoğulları hanedanlığının ilk yüzyılları ve bu dönemde Gürgenç'in durumu hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Araplar Harezm bölgesini fethedince (H. 98/M.717), yalnız şahlık ünvanıyla Afrigoğulları hanedanlığından İskecmük'ü yerinde bırakmışlardır. Bu hükümdarlardan İslâmiyet devrinde (Sâmânîler döneminde) hüküm süren (H. 287/M. 900'lü yıllar) Muhammed b. Irak'tır.321

İslâm fetihlerinden önce muhtemelen Zerdüşt olan bu hanedanın daha sonra İslâmiyeti kabul ettiği görülmektedir. Bu dönemde Gürgenç'in de Afrigoğullarına tabi olduğu düşünülebilir.

Afrigoğulları hanedanlığına mensup hükümdarlara ait olan sikkeler bölgede yapılan kazılarda elde edilmiştir. Rus araştırmacı Tolstov, bu sikkelerden birinin hanedanın yukarıda zikrettiğimiz on beşinci hükümdarı Şavuşfer dönemine ait olduğunu ileri sürmüştür. Şavuşfer'in H. 133/ M. 751 yılında Çin'e elçi gönderdiği de belirtilmektedir. Şavuşfer'in oğlu Torkesbasa'nın ise "Turkestanata" olduğu ve Bizans kaynakların da görülen bu ismin Hazar ve Harezm ülkelerini idare eden Türk

320

Geniş bilgi için bkz: Togan, Horezm Kültürü Vesikaları, ss. 13-14. 321

hükümdarı olduğu ileri sürülmüştür.322

Tolstov Afrigoğulları hanedanlığı dönemine "Kuşan-Afrig" ve "Afrig" kültürü ismini vermiş ve bölgede yaptığı araştırmalar neticesinde bu kültürlere ait şato tipi evlerin harabelerini keşfetmiştir. Bu şatolar kuvvetli surla çevrili olup, bazı yerlerde binaların iki katlı olması, Afrigoğulları döneminde iktisadi ve medeni hayatının geliştiğini göstermektedir.323

Özellikle hanedanın kurucusu Afrig'a atfedilen kale ve kule kalıntısının, dönemin en büyük şato tarzı yapısı olduğu; ancak zengin ve güçlü bir medeniyetin böyle mükemmel tarzda yapılar yapabileceği ileri sürülmektedir.324

Afrigoğulları hanedanı döneminde halkın yüksek kesiminin şato tarzı evlerde yaşamalarına karşın, sıradan halkın ticaret, ziraat, hayvancılık gibi işlerle meşgul oldukları ve genel olarak yaşam tarzının yüksek olduğu görülmektedir. Nitekim bölgede yapılan kazılarda elde edilen bulgularda bu dönemde şehir hayatının yanı sıra köy ve kasabalarda da insanların yüksek hayat şartlarında yaşadıklarına dair bulgular elde edilmiştir.325

Dolayısıyla Gürgenç'in de bu dönemde böyle gelişmiş binaları olan bir şehir kültürüne sahip olduğu düşünülebilir.

H. 308/M. 920-921 yılı dolaylarında İslâmiyet'i yeni kabul etmiş olan İtil (Volga) Bulgarları hükümdarı İlteber Almuş, Abbâsî Halifesi Muktedir-Billah'a elçi göndererek halifeden hükümdarlığının meşruiyetinin tanınmasını, Bulgarlara İslâmiyet'i öğretecek fakihler ve muallimler gönderilmesini, Hazarlara karşı müdafaada kullanılacak bir kalenin inşaatında harcanmak için para yardımında bulunmasını istemiştir. Bunun üzerine halife Bulgar hükümdarına istediği şeyleri götürecek cevabî bir elçi heyeti göndermiştir. İşte bu elçi heyetinin içinde halife ve

322

Veselovskiy, a.g.e., s. 9; Tolstov, Drevniy Horezm, s. 188; Sergey Pavloviç, Tolstov, "Monetı Şahov Drevnogo Horezma i Drevnehorezmiyskiy Alfavit", Vestnik Drevnoy İstorii, No. 4(5), Gosudarstvennoye Sossialno-Ekonomiçeskoye İzdatelstvo, Moskova, 1938, ss. 134-135.

Ayrıca hükümdara tabi olan şehirlerarasında "Grgan" isimli şehrin Gürgenç olabi leceği de ileri sürülmektedir. Togan, Horezm Kültürü Vesikaları, ss. 13-14.

323

Tolstov, Drevniy Horezm, ss. 33, 128-150.

Arapça "kale" veya "hısn" diye isimlendirilen bu şatolardan sadece Gürgenç'e bağlı Mizdahkân'da abartılı olmakla birlikte on iki bin tane olduğu belirtilmektedir. Bkz: Makdîsî, Ahsenü't-Tekâsîm, s. 255.

324

Tolstov, Drevniy Horezm, ss.124-127, 152-153. 325

Afrigoğulları hanedanlığı dönemine ait yapılan kazılar ve bu medeniyetin kalıntılarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Ye. Ye., Nerazik, Selskiye Poseleniya Afrigidskogo Horezma, Nauka, Moskova, 1966.

veziri adına gönderilen mektubu okumakla, hediyeleri vermekle, fakihlere ve muallimlere başkanlık etmekle görevli Ahmed b. Fadlân (İbn Fadlân) adında bir divan kâtibi de bulunmaktaydı. İbn Fadlân Bağdat'a döndükten sonra sefaretin cereyanını, ülkelerin idarelerini, dinlerini, yaşayış tarzlarını ve âdetlerini anlatan son derece mühim bir eser olan Er-Rihle (Seyahatnâme) isimli eserini kaleme almıştır.326

İbn Fadlân ve beraberindeki heyet yolculukları sırasında Harezm bölgesinden de geçmişler ve müellif bu bölgeyle ilgili çeşitli bilgileri de eserinde kaydetmiştir. İbn Fadlân Harezm'e vardıklarında oranın valisi (emîri) Harezmşah Muhammed b. Irak'ın huzuruna çıktıklarından bahseder.327

Muhammed b. Irak Sâmânîlere bağlı merkez Kât şehrinde oturan vali olup Afrigoğulları hanedanının yirminci hükümdarıdır.328 İbn Fadlân yapılacak kalenin inşasında harcanmak, fakihlere ve öğretmenlere verilmek için hükümdara götürülecek paranın Abbâsî halifesinin veziri İbn el- Furât'ın çiftliklerinden olan Gürgenç'e bağlı Artahuşmîsen kasabasından tahsis edildiğini belirtir.329

Bu bilgiden yerli hanedan Afrigoğullarının Harezmşah sıfatı ile hükümdar olmalarına rağmen topraklarının Abbasîlere ve Abbasîlere bağlı Sâmânîlerin tabiiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Fakat buna rağmen genel idarenin yine Afrigoğullarında olduğunu görüyoruz. İlerde de bahsedeceğimiz gibi daha sonra Gürgenç şehrinde oturan Me'mûnî ailesinin kurucusu Ebu'l-Abbas I. Me'mûn Afrigoğulları hanedanlığının hükümdarı Harezmşah Ebû Abdullah Muhammed'i öldürüp, Afrigoğulları hanedanlığına son vermiştir.330

Afrigoğulları hanedanının İslâmiyet dönemi ve Sâmânîler hâkimiyetindeki durumu hakkında tezin ilerleyen bölümlerinden yer yer değinilecektir.

326

İbn Fadlân ve eseri için bkz: İbn Fazlan Seyahatname, (haz: Ramazan Şeşen), Bedir Yayınevi, İstanbul, 1995, ss. 11-16.

327

İbn Fadlân, Risâle, s. 80. 328

Mamedov-Muradov, Srednevekoviye Pismenniye İstoçniki, s. 9. 329

İbn Fadlân, Risâle, s. 80. 330

Utbî, Muhammed b. Abdülcebbâr, Tarîh-i Yemînî: el-Fethu'l-Vahbî alâ Tarîhi Ebî Nasr el-Utbî, (nşr: Şeyh Ahmed el-Menînî), Kahire, 1286/1869, c. I, ss. 225-227; Gerdîzî, Zeynü'l-Ahbâr, s. 374; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VII, s. 471; Hamdullah el-Müstevfî, Ebî Bekr Ahmed b. Nasr el- Müstevfi el-Kazvînî, Tarîh-i Güzîde, (thk., nşr: Abdulhüseyin Nevayî), Birinci Baskı, Emîr-i Kebir, Tahran, 1339 h.ş, /1960, s. 386; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VII, s. 471; Mîrhând, Muhammed b. Burhaniddîn Hâvendşâh, Ravzatü's-Safâ fî Sîreti'-Enbiyâ ve'l-Mülûk ve'l-Hulefâ (Devletü't-

Tâhiriyye, Saffariyye, Samaniyye, Âli Büveyh ve Âli İsmâiliyye), (arapçaya çev: Ahmed Abdülkadir