• Sonuç bulunamadı

Harezm'in Fethi ve Gürgenç'in Hükümet Merkezi Olması

Harezm'e yapılan ilk Arap seferlerinin daimî bir fetihden ziyade ahaliyi haraca bağlamak için olduğu anlaşılıyor. Buna göre, tarihi kayıtlarda geçen bilgiler şöyledir: Muâviye vefat ederken Horasan valisi Abdurrahman b. Ziyâd idi. Yezîd b. Muâviye bu göreve Selm b. Ziyâd'ı tayin etti. Horasan valisi olan Selm b. Ziyâd H. 61/M. 680 yılında Harezm'e bir sefer düzenlemiş Harezm halkı dört yüz bin dirhem ödemek şartıyla onunla anlaşmışlar ve kendisine bu vergiyi getirmişlerdir.331

Horasan'ın meşhur valisi ve komutanı Yezîd b. Mühelleb, Haccâc b. Yusuf tarafından teşvik edilmesine rağmen Harezm'e karşı bir sefer açmaya hevesli görünmemiş ve "zahmeti çok, faydası az" diyerek sürekli seferi geciktirmeye çalışmıştır. Fakat Haccâc ısrar edince H. 85/M. 704 tarihinde Yezîd b. el-Mühelleb Harezm üzerine hareket ederek esirler ve bol miktarda ganimet ele geçirmiştir. Kışın şiddetinde aldığı esirlerin elbiselerini askerlerine giydirdiği için esirler soğuktan ölmüşlerdir.332

Ali ve Muâviye arasındaki mücadele ve sonrasında cereyan eden vakaların tesiriyle Türkistan'a yöneltilen Arap fetihleri de duraklamıştır.333

Ya'kûbî'de H. 44/M.

331

Belâzürî, Fütûhu’l-Buldân, s. 581; Taberî, Târîh, s. 1020; Ya'kûbî, Kitâbü'l-Büldân, s. 94; Halife b. Hayyat, Ebû Ömer el-Leysî, Târîh, (thk: Ekrem Ziya el-Umerî), İkinci Baskı, Dâru’t-Tayyiba, Riyad, 1405/1985, s. 235.

332

Belâzürî, Fütûhu’l-Buldân, s. 587; Taberî, Tarîh, s. 1221. 333

Hz. Ali'nin "Horasan da bir şehir vardır, Harezm (Gürgenç) diye adlandırılır. İslâm'ın kılıcı (Allah yolunda savaşanların kılıcı) o yerin halkının üzerine gelir ve halkı rüku ve secde eden olarak bulursunuz" mealindeki sözünü bu şehir hakkında söylediği nakledilmektedir. Bkz: İbn A'sem, Ebû Muhammed Ahmed b. A'sem el-Kûfî, Kitâbü'l-Fütûh, (thk: Ali Şîrî), Birinci Baskı, Dâru'l-Advâ, Beyrut, 1411/1991, c. II, s. 320. Genellikle bölge ve şehirler hakkında Hz. Peygamber'e (sav) veya bazı sahabelere atfedilen sözlerin uydurma olduğundan Hz. Ali'nin bu sözünün de gerçek olduğu şüphelidir.

664 senesinde Abdullah b. Akîl es-Sakafî'nin Harezm'i fethettiği bildiriliyorsa da334, bu sefere dair başka bir bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca daha önce Ahnef b. Kays'ın H. 31/M. 651-52 yılında Harezm'e bir sefer düzenlediği, fakat hiç bir başarı elde edemediği; H. 63/M. 683 ve H. 77/M. 696 yıllarında da Harezm'e bir sefer daha düzenlendiği ifade ediliyorsa da bunların teferruatı ve neticesi bilinmemektedir.335

Bu bakımdan Harezm'i fethetme şerefi Kuteybe b. Müslim'e ait olmuştur. Kuteybe b. Müslim el-Bâhilî'nin H. 86/M. 705 yılında Horasan valiliğine getirilmesini müteakip, Mâverâünnehir'deki Arap fütûhâtı süratle gelişmeye başlamıştır. H. 93/M. 711-12 yılında Harezm'de hâkimiyet süren Harezmşah'ın adı Cangan (ya da Cungan) idi. Kaynakların birçoğunda belirtildiğine göre Cangan'ın kardeşi Hurzad (Hurrezad ya da Horzad)336

abisi Harezmşah'ın hiç bir emrini dinlemez, istediği gibi hareket eder, ahaliye zulmeder, herhangi birisinin karısı veya kızının güzel olduğunu duyunca hemen elinden alır, tebaanın mal ve mülkünü gaspederdi.337 Harezmşah Cangan, Kuteybe'ye çok gizli bir elçi göndererek ülkesine çağırmış ve kardeşi Hurzad'ın zorbalıklarından kurtarması hâlinde ona pek çok mal ve insan gücü (asker) vereceğini bildirmiş, bu arada Harezm'in üç büyük şehrinin sembolik altın anahtarını da takdim etmiştir.338

Harezm'de cereyan eden bu olaylar Kuteybe'nin fütûhât planında bir değişiklik yapılmasına sebep olmuş ve Harezm'de patlak veren iç düzensizlik Arap kumandanının Semerkand'dan önce Harezm üzerine bir sefer başlatmıştır. Kuteybe planlarını kimseye söylemeden Harezmlileri gafil avlamak maksadıyla Semerkand'ın zabtı için sefer hazırladığını ilan etmiş, hâlbuki asıl maksadı Harezm'e yürümek idi.

334

Ya’kûbî, Ahmed b. Ebi Ya'kûb b. Cafer b. Vehb b. Vazih, Tarîh, (thk: Abdülemir Mihna), Birinci Baskı, Şirketü'l-İlmî, Beyrût, 1431/2010, c. II, s. 131.

335

Geniş bilgi için bkz: Akdes Nimet, Kurat, "Kuteybe b. Müslim'in Hvarizm ve Semerkand'ı Zabtı",

AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, c. VI, sy. 5, Ankara, 1948, ss. 392-393.

336

Ya’kûbî'de diğer kaynaklardan farklılıkta Harezm prensi "Saîd b. Nufar" diye geçmektedir. Ya’kûbî, Tarîh, c. II, s. 209.

337

İbn A'sem ise Hurzad'ın gayet mert ve savaşçı birisi olduğunu belirtir. İbn A'sem, Fütûh, c. VII, s. 155.

338

H. 93/M. 711-12 yılında339 harekete geçen Arap ordusu Hezarasp'a geldiğinde Kuteybe Harezmşah Cangan ile yeni temaslarda bulunmuş ve onunla yeni bir anlaşma yapmıştır. Buna göre, Harezmşah Kuteybe'ye 10 bin kişiden ibaret bir yardımcı kuvvet verecek, ayrıca para ve mal da ödeyecekti. Buna mukabil Kuteybe, Cangan'ın bütün muhaliflerini başta kardeşi Hurzad olmak üzere saf dışı bırakacak, onu düşmanlarına karşı koruyup himaye edecekti. Diğer taraftan Arap kuvvetlerinin Harezm'e geldiğini öğrenen Harezmliler telaşa kapılırlar, Harezmşah ve taraftarları Kuteybe'nin kuvvetli ordusunun olduğunu ileri sürerek uzlaşmak isterler. Fakat Hurzad ve taraftarları ise Araplara karşı savaşmak gerektiğini ileri sürmüştür. Buna rağmen Cangan büyüklerini ikna etmiş olmalı ki Kuteybe ile anlaşma yapmıştır. Bu arada Harezmşah Cangan'ın Kuteybe ile anlaştığı ortaya çıkınca Hurzad bu zayıf huylu kardeşi Cangan'ı öldürmek istemiş, fakat ahaliden çekinerek bunu yapamamıştır.340

Kuteybe, Harezmşah Cangan'la yaptığı anlaşmadan sonra yeni askeri karargâhı olan Hezaresp'te kalmıştır. Hurzad ise Harezm'in istikbalini korumak için payitaht ve Harezm'in en iyi korunan şehri olan Kât (Fîl) şehrinde mücadeleye girişmiştir. Harezm'in diğer iki şehri ise Araplara teslim edilmiştir. Kât şehrine kapanmış olan Hurzad'ın üzerine Kuteybe kardeşi Abdurrahman b. Müslim'i göndermiştir. Şehir önlerinde Hurzad'la Araplar arasında kıyasıya harpler olmuş, Hurzad karşı duramayacağını anlayınca teslim olmak için müzakereye girmek istediyse de dileği kabul edilmemiş ve Harezmşah Cangan'a başvurması istenmiş, dolayısıyla savaş uzamıştır. Sonunda Hurzad'ın kuvvetleri yenilmiş, Kât şehri Arapların eline geçmiş, Hurzad ise esir edilmiştir. Hurzad komutan Abdurrahman b. Müslim veya Kuteybe veya Cangan tarafından 4.000 esirle birlikte öldürülmüştür.341

339

Sefer tarihini H. 93/M. 712 yılı diyenler de vardır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Kurat, a.g.m., ss. 397- 398.

340

Taberî, Tarîh, s. 1250; İbn A'sem, Fütûh, c. VII, s. 155; Ayrıca bkz: İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam, c. VI, ss. 308-309.

341

Belâzürî, Fütûhu’l-Buldân, s. 591-592; Taberî, Tarîh, s. 1250; İbn A'sem, Fütûh, c. VII, ss. 155- 156. Ayrıca bkz: Ya'kûbî, Kitâbü'l-Büldân, s. 133.

Hurzad ve esirlerin durumu hakkında kaynaklarda şöyle bilgiler vardır: Belazüri, Abdurrahman'ın 4.000 kişiyle birlikte öldürdüğünü (Belâzürî, Fütûhu’l-Buldân, s. 592.); İbn A'sem, Kuteybe

Burada bahsi geçen Hurzad'ın Taberî Tarîhinde Hamcird adında bir melik olduğu, Kuteybe'nin kardeşi Abdurrahman'ın bu melik üzerine gönderildiği yazılsa da olayların gidişatından bu melikin Hurzad olduğu anlaşılmaktadır.342 Fakat Taberî eserinde Hurzad'la olan savaştan bahsedilmemektedir. Hurzad'ın Kuteybe'ye kolay teslim olmayacağı anlaşıldığı için bahsi geçen Hamcird ile Hurzad'ın aynı kişi olması gerekir. Fakat daha sonraki araştırmalarda Taberî'nin esrinde geçen Hamcird isimli melikin Gürgenç meliki olduğu veya Hamcird isminin Gürgenç olduğu ve savaşanın da Gürgenç meliki (Hamcird'in hâkimi) olduğu ileri sürülmüştür.343

Hamcird isminin

sadece Taberî'nin eserinde geçmesi344, diğer kaynaklarda bundan

bahsedilmemesinden dolayı kanaatimizce Hamcird ile Hurzad aynı kişidir. Gürgenç'in ismi ise bu kaynaklarda zikredilmese de Hurzad'ın (veya Hamcird'in) ikamet ettiği şehir olması kuvvetle muhtemeldir.

Kuteybe daha sonra Kât şehrine gelmiş ve anlaşma şartlarına uyularak Cangan'ı yerinde bırakmış, Harezmlilerden de on bin yardımcı kuvveti alıp Hezaresb'e dönmüştür.345

Fakat Harezm halkı valinin zayıf bir kimse olduğunu Kuteybe'ye bildirmişlerdir.346 Ayrıca Harezmliler isyan ederek kendilerini aldatmış olan hükümdarlarını da öldürmüşlerdir. Bunun üzerine Kuteybe, kardeşi Ubeydullah

tarafından esirlerle Hrezmşah Cangan'ın ısrarı üzerine 1.000 er kişilik esirlerle beraber "yüreğinin rahat etmesi için" kılıçtan geçirttiğini (İbn A'sem, Fütûh, c. VII, s. 156.); Taberî ise Hurzad'ı Abdurrahman'ın öldürdüğünü 4.000 esir getirdiğini, bu esirlerin biner kişilik kitleler hâlinde Kuteybe'nin huzurunda öldürüldüğünü, tafsilatıyla anlatılmaktadır. Hatta esirler biner kişilik kitleler hâlinde dizildikten sonra, Kuteybe'nin yalın kılıçla bekleyen Arap askerlerine esirlerin kafalarının koparılmasını emrettiği, bu kafa kopartma işleminde birçok kılıcın ağzı kütelip kullanılmaz hale geldiği belirtilir (Taberî, Tarîh, s. 1250).

342

Karşılaştırmak için bkz: Taberî, Tarîh, s. 1250; Kurat, a.g.m., ss. 398-399. 343

Bella, İliniçna, Vaynberg, Monetı Drevnogo Horezma, İzdatelstvo Nauka, Moskova, 1977, s. 98; Yusupov, Horezm ve Gürgenç, s. 31.

344

Taberî'nin eserini Sâmânîler döneminde Mansûr b. Nuh adına Farsçaya tercüme eden Ebû Ali Bel'amî, Hurzad ile olan savaştan ve Hurzad'ın öldürülmesinden sonra, Cangan'ın Kuteybe'den Cacirm isimli melikin kendisine karşı ara sıra savaştığını ve rahatsız ettiğini söyleyip yardım etmesini istemesi üzerine Kuteybe Abdurrahman'ı bu melikin üzerine gönderdiğini; Abdurrahman'ın da bu meliki öldürdüğünü ve 4.000 esiri de bu savaşta aldığını belirtir. Bkz: Bel'amî, Ebû Ali Muhammed b. Muhammed, Tarîh-i Bel'amî: Tarîhnameyi Taberî, (thk: Muhammed Rûşen), Tahran, 1385 h.ş./2006, c. IV, s. 841.

345

Halife b. Hayyat, Târîh, s. 305. 346

Bahsi geçen vali Harezm bölgesine atanan İyâs b. Abdullah'tır. Taberî, Tarîh, s. 1254. Ayrıca bu olaylar hakkında bkz: Hamilton Alexander Roskeen, Gibb, Orta Asya'da Arap Fetihleri, (çev: Hasan Kurt), Birinci Baskı, Çağlar Yayınları, Ankara, 2005, ss. 59-60.

b. Müslim'i Harezm'e vali tayin etmiştir.347

Bîrûnî, Harezmlilerin isyan etmeleri üzerine Kuteybe'nin ikinci kez Harezm'e sefere çıktığını, Harezm'de eğitimli insanların, Harezm tarihini bilenlerin öldürüldüğünü, mahalli kültürün eserlerinin tamamen imha edildiğini, bu yüzden İslâm öncesi döneme ait Harezm'de kültür vesikalarının ve bu dili, kültürü bilen insanların kalmadığını belirtir.348

Bîrûnî'nin verdiği bu bilgi Barthold'un da dediği gibi349

o dönemin kaynaklarında bulunmadığı için doğru olma ihtimali düşüktür. Hatta yukarıda da değindiğimiz gibi Kuteybe kendisi Harezm'e gitmemiş, gitmiş olsa dahi kendisini bu kadar öfkelendiren bu toplumun başındaki hanedan üyelerini öldürmesi gerekirken, bölgenin yönetimini yine yerli hanedana bırakmıştır. Ayrıca Gürgenç şehri de İslâm hâkimiyeti altında ilerleyen zaman içerisinde Harezm'in merkezi Kât'i geride bırakmış, ilim, ticaret, medeniyet merkezi olmuştur. Zira fetihlerden sonra şehirlerin imar edildiği, iskân hareketleri gerçekleştirildiği, İslâm fetihlerinin yıkıcı değil, yapıcı olduğu bilinmektedir.350

Burada zikri geçen Cangan'ın Afrigoğullarından İskecmük olup olmadığı bilinmese de, - daha önce de değindiğimiz gibi - Bîrûnî'nin verdiği bilgiye göre, Araplar memleketi yalnız şahlık ünvanıyla İskecmük'e bırakmışlardır.351

Dolayısıyla Cangan ile İskecmük'ün aynı kişi olduğu varsayılabilir.

Belâzürî, Ebû Ubeyde Ma'mer b. Müsennâ'dan naklen Kuteybe'nin Harezm ve Semerkand'ı silah zoruyla fethettiğini, daha önce Saîd b. Süleyman'ın buranın halkı ile anlaştığını, ancak Kuteybe'nin, onların anlaşmayı bozmamalarına rağmen anlaşmadaki vergileri az bulduğu için onlardan sonra buraları bir daha fethettiğini

347 Belâzürî, Fütûhu’l-Buldân, s. 592. 348 Bîrûnî, el-Âsâru'l-Bâkıye, s. 36. 349 Barthold, Türkistan, s. 1.

Fakat müsteşrikler Bîrûnî'nin verdiği bu bilgiden yola çıkarak, Müslümanların İslâmiyetten önceki Harezm kültürünü, bu kültür hakkında yazılan eserleri imha ettiklerini ileri sürmektedirler. Bkz: Gibb,

a.g.e., s. 60.

350

Fetihlerden sonra şehirlerde yapılan imar ve diğer faaliyetlerle ilgili bkz: Ahmet Turan, Yüksel, "Fütûhu'l-Buldân'a Göre Fetihlerden Sonraki Faaliyetler", Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, sy. 9, Konya, 2000, ss. 45-80.

351

yazmaktadır.352

Daha sonra cereyan eden olaylar ve Kuteybe ile anlaşan Cangan'ın öldürülmesi bu iddiaların tamamen asılsız olmadığını göstermektedir. Kuteybe'nin Harezm işlerini idareye askeri vali İyâs b. Abdullah'ı harac işlerine de Ubeydullah b. Ebi Ubeydullah'ı memur ettiğine bakılırsa353, Harezm'in kısa bir zaman içinde

tamamiyle Arap hâkimiyeti altına alındığı kanaatine varabiliriz.354

Arap fütûhatına dair kayıtlarda zikri geçen "Harezm'in üç şehirden oluştuğu" cümlesinden anlaşıldığı üzere Harezm'de o dönemde üç büyük şehir var idi. Kaynaklarda bunlardan sadece "Fîl şehrinin ismi "Medinetü'l-Fîl" (yani Kât şehri) diye geçmektedir; diğerlerinin ismi ise zikredilmemektedir. Fakat diğer iki şehirden birinin Gürgenç olması kuvvetle muhtemeldir.355

Arapların Harezm'in kuzey kısmını ne halde buldukları hakkında İslâm fetihlerine ait (H. 93/M. 712) kaynaklarda malumat yoktur. Fakat Arap idarecileri ve emirlerinin Gürgenç'e yakın bir yerde veya Gürgenç'te ikamet ettikleri ve bölgeyi yönettikleri düşünülmektedir. Nitekim H. IV/M. X. asırda Harezm iki müstakil emirliğe ayrılmıştır; biri memleketin eski merkezi olan Kât ile beraber Afrigoğulları Harezmşah'ın ülkesi, diğeri ise Gürgenç emîrinin ülkesi idi.356

Gürgenç'te bulunan emirler şehri hükümet merkezi hâline getirip, daha sonraki seferler için buradan hareket etmişlerdir. Fetihten sonra Harezm'e Arap kolonilerinin yerleştirilmiş olduğu, askeri gücünün zayıf olduğu için kolonize edildiği ileri sürülmektedir.357

Ticaret yolu güzergâhında bulunan Gürgenç İslâm hâkimiyeti döneminde gelişip, genişlemeye başlamıştır. Gürgenç'te bulunan emir veya emirler hakkında bilgi bulunmasa da ilerleyen zaman içerisinde de Afrigoğulları hanedanından ayrı emirlik olarak yönetildiği ve İslâm devletine bağlı olduğunu görmekteyiz.358

Abbâsîler döneminde 352 Belâzürî, Fütûhu’l-Buldân, s. 593. 353 Taberî, Tarîh, s. 1253. 354

Harezm'in fethiyle ilgili ayrıca bkz: Zekeriya, Kitapçı, Türkistan'ın Müslüman Araplar Tarafından

Fethi, Yedinci Baskı, Yedi Kubbe Yayınları, Konya, 2014, ss. 230-237.

355

Diğer iki şehrin birinin Hezaresb, diğerinin de Gürgenç olduğunu ileri sürenler de vardır. Bkz: Tolstov, Po Sledam Drevnehorezmiskoy Svilizassii, s. 235.

356

Yakubovskiy, Razvalinı Urgença, s. 6; Halımov, a.g.e., s. 7; Barthold, Soçineniye, III, s. 403; Yusupov, Horezm ve Gürgenç, s. 32; Bertold, Spuler, "Gurgandj", s. 1142; Taneri, "Gürgenç", s. 321. 357

Gibb, a.g.e., s. 60, 74. 358

ise, Gürgenç'in de içinde bulunduğu Harezm bölgesi Abbâsî Devleti ile Müslüman olmayan Türkler arasında sınır olarak kabul edilmiştir. Zira bütün Mâverâünnehir hudutları Daru'l-Harbe yakın olduğu; halkının Müslümanlar için gayr-ı müslim Türkler karşısında cephe (sedd) olduğunu; onların İslâm dünyasına girmelerine ve haremlerine saldırmalarına mani olduğu belirtilir.359

Gürgenç şehri ise bu sınır bölgenin Hükümet merkezi konumunda olmakla birlikte İslâm topraklarını korumak adına devam eden cihad ananesi halkta bir nevi vatanperverlik duygusu yaratmıştır. Ayrıca genel olarak Mâverâünnehir ve Harezm bölgelerindeki halkın İslâmiyeti benimsediği, Emevî-Abbâsî mücadelesi sırasında bile İslâm devletine sadık kaldıkları bilinmektedir.360

Gürgenç şehrinin fethinden Sâmânîler dönemine kadar geçen süre içerisindeki durumuna dair malumatımız yoksa da bu dönemde şehrin İslâmlaşma süresinin gerçekleştiği, bir İslâm şehri olma yönünde önemli adımların atıldığı söylenebilir.