• Sonuç bulunamadı

Gürgenç'in Sâmânîlere Bağlı Valilik Olması

Sâmânîler hanedanı (H. 203-395/M. 819-1005) ismini Belh şehrinin hâkimi iken düşmanların baskısından kaçarak Esed b. Abdullah el-Kasri'ye sığınan ve onun yardımları sayesinde Belh'i yeniden ele geçiren Sâmânhudât'tan almaktadır. Sâmânîleri İran menşeli Behrâm Çubin'e veya İranlıların efsanevi hükümdarı Keyümers'e kadar götüren bir soy kütüğünün yanında, onların Türk asıllı olduklarını ileri süren ikinci bir görüş de vardır. Belh'in Sâmân köyünden olan Sâmânhudât'ın

isminden bu sülalenin ismine Sâmânîler (Sâmânoğulları) denilmektedir.361

Sâmânhudât H. 106-109/M. 724-727 yılları arasında Horasan valiliğini yapan Esed b.

359

İbn Havkal, Sûretü'l-Arz, s. 387. 360

Câhız, Ebû Osman Amr b. Bahr b. Mahbûb el-Kenânî, Fezâilü'l-Etrâk (Türklerin Faziletleri), (çev: Ramazan Şeşen), İkinci Baskı, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2017, s. 52.

361

Ayrıntılı bilgi için bkz: Nerşahî, Ebî Bekr Muhammed b. Ca'fer, Târîh-i Buhara, (thk: Emin Abdülmecid Bedevî-Nasrullah Mubeşşer el-Tarazî), Üçüncü Baskı, Dâru'l-Meârif, Kahire, 1993, ss. 90-91; İbn Havkal, Sûretü'l-Arz, ss. 388, 390; Gerdîzî, Zeynü'l-Ahbâr, ss. 319-322; İbnü’l-Esîr, el-

Kâmil fi't-Târîh, c. VI, s. 253; Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî, c. I, ss. 201-202; Aydın, Usta, Türklerin İslâmlaşma Serüveni: Sâmânîler, İkinci Baskı, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2013, s. 70. V.F.,

Büchner, "Sâmânîler", İA, c. X, ss. 140-143, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1966, s. 140; Aydın, Usta, "Sâmânîler", DİA, İstanbul, 2009, c. XXXVI, s. 64;

Abdullah'ın teşvikiyle Müslümanlığı kabul etmiş ve oğluna onun adını vermiştir.362

Râfî b. Leys'in Abbâsîlere karşı Mâverâünnehir'de başlattığı isyanın bastırılmasında Esed b. Sâmânhudât'ın hizmetleri ve katkıları olduğu için Abbâsî halifesi Me'mûn'un emriyle H. 203/M. 819 yılında oğulları Nuh'u Semerkant'a, Ahmed'i Fergana'ya363, Yahya'yı Şaş ve Usruşene'ye, İlyas'ı Herat'a vali tayin etmiş ve bu tayinlerle Sâmânîlerin temeli atılmıştır.364

Sâmânî ailesinin reisi durumundaki Semerkant valisi Nuh, Abbâsî Devleti ve Tâhirîler'le iyi geçinerek Sâmânîlerin Mâverâünnehir'deki hâkimiyetini sağlamlaştırmıştır. Onun ölümünden sonra (H. 226-27/M. 841-42) aile reisliğine kardeşi Ahmed, Ahmed'in ölümünden sonra (H. 250/M. 864) yerine oğlu Nasr geçmiştir. Nasr'a Halife Mu'temid Alellah H. 260-61/M. 874-75 tarihinde Mâverâüünehir'in idaresini vermiştir. Devletin kuruluş tarihi bazı araştırmacılara göre bu tarih olarak belirtilir.365

Böylece İslâm hâkimeyetinde olan ve halifenin de fermanı ile Harezm'in ve Gürgenç'in de içinde bulunduğu Mâverâünnehir bölgesi Sâmânî hâkimiyetinde kalmıştır.366

İsmâil b. Ahmed döneminde (H. 279-294/M. 892-907) Sâmânîler Doğuda en geniş sınırlarına ulaşmışlardır. Bu dönemde Saffârîler'den Amr b. Leys, Mâverâünnehir'in hâkimiyeti için Sâmânîlerle mücadeleye girişmiştir. Amr, İsmâil b. Ahmed'e kızarak, kanatları güvence altına almak maksadıyla H. 278/M. 891 yılında Sâmânîlere bağlı Afrigoğulları hanedanından Harezmşah Irak b. Mansûr'un idaresindeki Harezm üzerine Muhammed b. Amr el-Harezmî ve Ali b. Şervin idaresindeki bir orduyu göndermiştir. Amuderya'yı geçen Saffârî ordusu, İsmâil b. Ahmed'in Harezmşah'a yardıma gelmesiyle geri çekilmek zorunda kalmıştır. Daha

362

Nerşahî, Târîh-i Buhara, s. 91; Gerdîzî, Zeynü'l-Ahbâr, s. 322. 363

Nerşahi'de Ahmed b. Esed'in Merv valiliğine tayin edildiği belirtilir. Nerşahî, Târîh-i Buhara, s. 112.

364

Nerşahî, Târîh-i Buhara, ss. 111-112; Gerdîzî, Zeynü'l-Ahbâr, s. 322.; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-

Târîh, c. VI, s. 253; Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî, c. I, s. 203.

365

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VI, s. 253.

Nerşahî, Târîh-i Buhara, ss. 112-113'de Halife el-Vasık olduğu da yazmaktadır. Geniş bilgi için Bkz: Usta, a.g.e., s. 79.

366

Nizamü'l-mülk, Siyâsetnâme, (çev: Mehmet Taha Ayar), Beşinci Baskı, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2009, s. 226.

sonra Amr yeni bir ordu gönderdiyse de yirmi bin kişilik bir ordu ile Amuderya'yı geçen İsmâil, Saffârî birliklerini ağır bir mağlubiyete uğratmıştır (H. 286/M. 899). Sâmânîlere karşı tekrar harekete geçen Amr b. Leys kuvvetlerini, Sâmânî ordusuna diğer şehirlerle birlikte Harezm'den de gelip katılan Pars el-Beykendi ve Karategin gibi komutanların başında olduğu kuvvetlerden mürekkep güçlü bir Sâmânî ordusuyla H. 287/M. 900 senesinde kısa bir çarpışmadan sonra mağlup edilmiş, Amr b. Leys de esir edilmiş ve Bağdat'a Halife'ye gönderilmiştir.367

Görüldüğü üzere Mâverâünnehir'in siyasi tarihi için belirleyici faktör olan Saffârî-Sâmânî mücadelesinde Harezm (dolayısıyla Gürgenç), ve Harezm halkı Sâmânîlere bağlılıklarını bir kez daha ortaya koyarak, asker yardımıyla savaşın seyrini ve sonucunu değiştirmişlerdir. Buna mukabil Sâmânî hükümdarı da bu eyaleti korumak için Harezmşah'a yardıma gelmiş ve şehri düşmana bırakmamıştır.

Gürgenç'in ve Harezm'in Sâmânîlere bağlı valilik dönemiyle ilgili bir başka hadiseye Sâmânî hükümdarı I. Nuh b. Nasr döneminde (H. 331-343/M. 943-954) rastlıyoruz. Sâmânî tahtındaki değişiklik devlete bağlı eyaletlerde bir takım isyanların çıkmasına sebep olmuştur. Bu dönemde isyan edenlerden biri de Harezm'in yerli hanedanı Afrigoğullarına mensup Abdullah b. Eşkâm isyanıdır.368

I. Nuh, H. 332/M. 943-44 isyan eden Abdullah b. Eşkâm üzerine İbrâhim Baris el- Saklabî kumandasında bir orduyu Harezm'e göndermiş, fakat ordu kumandanının yolda vefat etmesi Abdullah b. Eşkâm'a hazırlanmak hususunda zaman kazandırmıştır. İsyancı vali hazırlıkların yanı sıra Türk hükümdarına başvurarak yardım etmesi koşuluyla onun himayesine gireceğini bildirmiştir. Fakat I. Nuh da Türk hükümdarına mektup yazarak Abdullah b. Eşkâm'ı yakalayıp teslim ettiği takdirde Buhara'da tutulmakta olan oğlunun serbest bırakılacağı sözünü vermiştir. Türk hükümdarı bu teklifi kabul edince Abdullah b. Eşkâm'ın önünde isyandan vazgeçmekten başka çare kalmamıştır. Nuh da asi valisi tarafından yapılan özrü

367

Nerşahî, Târîh-i Buhara, ss. 122-129; Gerdîzî, Zeynü'l-Ahbâr, s. 323; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-

Târîh, c. VI, ss. 401-402;

Sâmânî-Saffârî mücadelesi için ayrıca bkz: Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî, c. I, s. 205-206; Usta, a.g.e., ss. 88-95.

368

kabul ederek kendisine ihsanlarda bulunmuştur. Böylece I. Nuh'un siyasi manevrasıyla Harezm'deki bu isyan fazla büyümeden bastırılmıştır.369

Harezm'in Sâmânîlere bağlı valilik döneminde Gürgenç valisi ve Harezmşah Sâmânîlere yardımcı da olmuşlardır. II. Nuh b. Mansûr döneminde (H. 365-387/M. 976-997) ittifak kuran isyancı Sâmânî valilerinden Ebû Ali Simcûrî ve Faik el-Hassa Karahanlı hükümdarı Hârûn Buğra Han ile Sâmânî topraklarının paylaşımı konusunda gizli bir anlaşma yaparak onu Mâverâünnehir üzerine yürümeye teşvik etmiştir. Hârûn Buğra Han harekete geçip Buhara'yı ele geçirmiştir (H. 382/M. 992). Fakat Buğra Han'ın rahatsızlanıp şehirden çekilmesiyle II. Nuh Selçukluların da yardımıyla tekrar Buhara'ya hâkim olmuştur.370

İşte bu işgal sırasında Sâmânîlerin Gürgenç valisi Ebû Ali (Ebu'l-Abbas diye de geçer) Me'mûn b. Muhammed ve Harezm (Kât) valisi Harezmşah Ebû Abdullah Muhammed II. Nuh'a gerek mal gerekse para hususunda yardım etmişlerdir. Hatta II. Nuh durumunu düzelttikten sonra onları bu yardımlarından dolayı ödüllendirmek isteyerek Nesâ'yı Me'mûn'a, Ebiverd'i ise Harezmşah Ebû Abdullah'a ikta etmiştir. Ancak bu iki şehrin de Ebû Ali Simcûrî'ye ait olması sebebiyle Sâmânî hükümdarının bu manevrasıyla Ebû Ali Simcûrî'nin karşısına yeni rakipler çıkarmak istediği âşikârdır. Nitekim bu planında kısmen başarılı da olmuştur. Fakat Ebû Ali Simcûrî Nesâ'yı Gürgenç emîri Me'mûn'a teslim etmesine rağmen, Ebiverd'i kardeşinin iktası olduğu ve divandan bunun karşılığında bir yer verilmediği takdirde Harezmşah Ebû Abdullah'a veremeyeceğini bildirmiştir. Böylece Ebû Ali Simcûrî de Gürgenç'teki Me'mûn ve Harezmşah arasındaki eskiden beri mevcut olan anlaşmazlığı371

şiddetlendirerek kendi

369

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VII, s. 184.

Burada bahsi geçen Türk hükümdarı Karahanlı hükümdarı veya Oğuz Yabgusu olabilir. Geniş bilgi için bkz: Usta, a.g.e., ss. 88-95.

370

Geniş bilgi için bkz: Utbî, Tarîh-i Yemînî, c. I, s. 176; Gerdîzî, Zeynü'l-Ahbâr, ss. 368-369; Beyhakî, Ebu'l-Fazl Muhammed b. Hüseyin, Târîh-i Beyhakî, (thk: Ali Ekber Feyyaz), İkinci Baskı, Danişgah-i Firdevsi, Meşhed, 1383 h.ş./2004, s. 209; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, c. VII, ss. 462- 463; Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî, c. I, ss. 212-213; Hamdullah el-Müstevfî, Tarîh-i Güzîde, ss. 384-386; Mîrhând, Ravzatü's-Safâ, ss. 103-104.

371

Gürgenç halkı ile Harezm halkı arasında eski bir düşmanlığın olduğu belirtilir. (Bkz: Gerdîzî,

karşısındaki tehlikeyi ortadan kaldırmak istemiş ama bu davranışı - ileride de bahsedileceği gibi - Harezmşah Ebû Abdullah'ın düşmanlığına sebep olmuştur.372

Sâmânîler döneminde (H. 203-395/M. 819-1005) ticaret merkezi olan ve ticaret kervanlarının güzergâhında yerleşen Gürgenç'in hızlı bir şekilde gelişme gösterdiği bilinmektedir.373

İbn Fadlân'ın seyahatı sırasında Sâmânî hükümdarı Nasr b. Ahmed'in (H. 301-331/M. 914-943) huzuruna girmesi; Harezm'deki valisine elçilik vazifesini yerine getirilmesi için mani olunmamasını ondan istenmesi374

, Gürgenç'in de içinde bulunduğu Harezm o dönemde de bölgesinin Sâmânîlerin elinde olduğunun göstergesidir. Ayrıca İbn Fadlân yolculuğu sırasında Gürgenç'te de bulunmuş ve kıymetli bilgileri eserinde kaydetmiştir.375

Gürgenç'in coğrafi konumu ve ipek yolundaki konumuyla ilgili kısımda da değindiğimiz gibi bu dönemde İslâm coğrafyacıları şehrin ekonomik açıdan geliştiğini ve Harezm'in en önemli şehri hâline geldiğini belirtmişlerdir.376

VI. Me'mûnîler Hanedanlığı Döneminde Gürgenç

H. 385-407/M. 995-1017 yılları arasında Gürgenç'te hüküm süren bu hanedan, ismini Sâmânîler döneminde Gürgenç valisi olan Ebu'l-Abbas Me'mûn b. Muhammed'den almaktadır. Me'mûnîlerin Baranlı Türk boyundan gelmiş olmalarının muhtemel olduğu düşünülmektedir.377

372

Utbî, Tarîh-i Yemînî, c. I, ss. 183-184; Mîrhând, Ravzatü's-Safâ, ss. 107-108; Barthold, Türkistan, ss. 280-281; Erdoğan, Merçil, "Simcûrîler IV - Ebû Ali b. Ebu'l-Hasan Simcûrî", Belleten, sy. 195, Ankara, 1985, ss. 555-556.

Harezmşah Ebû Abdullah ve Ebû Ali Simcûrî arasındaki gelişmelere Me'mûnîler hanedanlığından bahsederken değinilecektir.

373

Taneri, "Gürgenç", s. 321. 374

İbn Havkal, Sûretü'l-Arz, s. 388; İbn Fadlân, Risâle, s. 77. 375

Bu bilgileri tezin ilerleyen kısımlarında bahsedilecektir. 376

İstahrî, el-Mesâlik ve'l-Memâlik, s. 299; İbn Havkal, Sûretü'l-Arz, s. 395; İdrîsî, Nüzhetü'l-Müştâk, c. II, s. 697; Himyerî, Ravzü'l-Mi'târ, s. 162.

377

A. Zeki Velidi, Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş I, İsmâil Akgün Matbaası, İstanbul, 1946, ss. 58, 59, 181; Togan, "Hârizm", s. 243.

Muhammed Nazım, Me'mûnîler sülalesinin Kadı Ahmed Gaffari'nin Tarîh -i Guzîde ve Tarîh-i Cihânarâ'sında Cüzcanân hükümdarları Farigûnîlerle karıştırılmış olduğunu da belirt ir. Bkz: Muhammed, Nazım, "Me'mûnîler", İA, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1979, c. VIII, s. 701.