• Sonuç bulunamadı

Hadise Davaları

Belgede Ceza muhakemesinde katılan (sayfa 140-143)

1. KATILAN OLMANIN ŞARTLARI

1.3. Bir Kamu Davasının Varlığı

1.3.2. Tali Ceza Davaları

1.3.2.4. Hadise Davaları

Tali ceza davalarından hadise davaları kanunlarımızda dağınık bir biçimde ele alınmaktadır. Bu tür davaların çok çeşidi bulunmaktadır. Bu davalara muhakeme giderleri davası, cezanın ertelenmesi ve erteleme kararının geri alınması, suçluların geri verilmesi ve müsadere davaları örnek olarak verilebilir. Elbette hadise davaları bunlarla sınırlı değildir422.

Öğretide hadise davalarının suç dolayısıyla ortaya çıkan ikinci derecede öneme sahip, somut uyuşmazlık nedeni olan bir durum için açıldığı, suçun ve suçlunun tespiti ve yaptırımın belirlenmesi ile doğrudan doğruya ilgili olmadığı, bu nedenle böyle bir davaya katılmanın, katılma kurumunun nitelik ve amacına uymadığı belirtilmiştir423.

Katılan, Cumhuriyet savcısının açtığı hadise davalarında ceza muhakemesindeki rolü ile bağdaşabilenleri bizzat açabilir. Bu nitelikte olmak üzere katılan, mutlak ret nedenlerinden veya tarafsızlığını şüpheye düşüren nedenlerden dolayı hâkimin veya zabıt kâtibinin veya bilirkişinin ve bilirkişiye kıyaslanarak tercümanın reddini isteyebilir. Katılan, geniş anlamda yetkisizlik iddiasında bulunup madde, yer, şahıs ve görev itibari ile yetkisizlik davası açabilir. Katılan bir muhakeme işlemi yapmak için kanunun koyduğu süreyi elinde olmayan zorlayıcı nedenlerle geçirmiş ise sebebin kalkmasından itibaren bir hafta içerisinde eski hale getirme davası açarak süresinde yapamadığı işlemi yapabilir424.

421

Soyaslan, s.584.

422

Kunter-Yenisey-Nuhoğlu, s.168, öğretide eşya ve kazanç müsaderesinin güvenlik tedbirlerinin konusu olduğu belirtilmiştir. Hafızoğullları Zeki, “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Cezalar ve Güvenlik Tedbirleri”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl:65, S:1, Kış 2007, s.92.

423

Onursal, s.69.

424

1.3.2.4.1. Müsadere Davaları

Müsadere, suçta kullanılan, konusu suç olan veya suçtan elde edilen şeyin veya değerin veya taşınması, bulundurulması suç olan şeylerin mülkiyetinin devlete geçirilmesidir. Ceza hukukunda müsadere genel veya özel olabilir425.

Müsadere kararı verme konusunda hukukumuzda iki mahkeme yetkili kılınmıştır. Bunlardan ilki suç konusu olayın muhakemesini yapan mahkemedir. Diğeri ise üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya hakkında karar veren sulh ceza hâkimidir.

Bir ceza davası açıldıktan sonra mahkûmiyete hükmeden mahkeme cumhuriyet savcısı veya katılan veya vekilinin istemi üzerine veya resen, suç eşyasının veya değerinin veya suçtan elde edilen kazancın müsaderesine karar verecektir. Ancak bazı hallerde ön ödeme, zamanaşımı veya af nedeniyle kamu davası açılmayabilir. Suçtan elde edilen eşya, suç işlemek için hazırlanan eşya veya kazancın müsaderesine karar verilmesi gerekir. Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili müsadere kararı için mahkemeye başvurabilir. Mahkemenin yapacağı müsadere incelemesi bir muhakeme faaliyetidir.

Mahkeme, hükümde müsadere kararı vermeyi unutmuş olabilir ya da savcılık makamı müsadere talebini asıl dava ile birlikte yapmamış olabilir. Bu hallerde cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili mahkemeden bu konuda bir karar verilmesi talebinde bulunulabilir. Bu talep hukuken bir dava açmadır426.

Kanunda gösterilen hallerde mahkeme müsadere konusunda duruşmalı427 olarak karar verecektir (CMK m.257/1). Kanundaki duruşmaya ilişkin hükümler bu muhakemede de uygulanacaktır. Müsadere veya iade olunacak eşya veya diğer malvarlığı üzerinde hakkı olan kişiler de duruşmaya davet edilir. Bu kişiler ceza

425

Genel müsadere, kişinin malvarlığının tümü üzerindeki mülkiyet hakkının devlete geçmesidir. Özel müsadere ise suçtan kullanılan, kullanılmak üzere hazırlanan veya suçtan meydana gelen, suçla doğrudan doğruya ilgili olan bir eşya veya değerin mülkiyetinin devlete geçmesi demektir.

426

Soyaslan, s.485; Artuk-Gökcen-Yenidünya, s.1025.

427

Suç konusu olmayıp, sadece münhasıran müsadereye tabi bulunan eşyanın müsaderesine sulh ceza hakimi tarafından karar verilir. Bu hallerde duruşma yapılmamaktadır (CMK m.259). Suçun işlenmesinde kullanılan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda (TCK m.54/1) bu usule göre müsadere edilmelidir. Bu hallerde katılmanın varlığından bahsedilemeyeceği şüphesizdir.

muhakemesinde sanığın sahip olduğu hakları kullanacatır. Öğretide bu kişinin kendisini temsil ettirmesi halinde temsilcinin sıfatının vekil veya müdafii olacağı hususu tartışmalıdır. Soyaslan’a göre bu kişinin temsili bir müdafii ile yapılacaktır428. Centel-Zafer’e göre bu kişiler ceza muhakemesinde sanığın yanında, sanıktan başka taraf olarak süjedir ve bunların sanıktan ayrı statüleri vardır. Bu nedenle müdafii ile değil, vekil ile temsil edilmeleri gerekir429.

Kanaatimizce CMK’nın 2., 237. ve 257/2. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. CMK’nın 2. maddesinde yapılan tanıma göre malen sorumlu yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddi veya mali sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir. CMK’nın 237. maddesinde malen sorumlu olanların kamu davasına katılabilecekleri belirtilmiştir. CMK’nın 257/2. maddesinde de müsadere veya iade olunacak eşya veya diğer malvarlığı değerleri üzerinde hakları olan kimselerden bahsedilmektedir. CMK’nın 2. ve 257/2. maddeleri birlikte düşünüldüğünde bu kişinin malen sorumlu olması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Ancak kanun koyucu özellikle bu kişinin sanığın haklarından yararlanması gerektiğini belirtmektedir. Kanunun açık düzenlemesi karşısında bu kişinin müsadere davasında vekil ile değil müdafii ile temsil edilmesi gerektiği sonucu çıkarılabilir. Fakat CMK’nın 2. maddesinin (c) bendinde müdafinin sanık veya şüpheliyi temsil edeceği ifade edilmektedir. Bu nedenle kanaatimizce temsilin vekil sıfatı ile olması gerekir. Böyle bir düzenleme kanunun diğer düzenlemeleri ile bütünlük ve uyumluluk gösterecektir.

Müsadere davasının asıl ceza davası ile birlikte açıldığı hallerde mağdur ve suçtan zarar görenler ile malen sorumlu olanların müsadere talebi konusunda görüş bildirme, asıl ceza davasında katılan sıfatı ile yer alma hakları bulunmaktadır. Tek başına açılan ve duruşmalı olarak yapılan müsadere davalarında malen sorumlu olanların duruşmaya davet edilmeleri gerekir. Malen sorumlu olanların müsadere davasına katılma talebinde bulunmalarını engelleyecek herhangi bir düzenleme kanunda mevcut değildir.

428

Soyaslan, s.485.

429

Müsadereye, malın iadesine ilişkin kararlara karşı Cumhuriyet savcısı, katılan, eşya veya mal varlığı değeri üzerinde hak iddia eden kişiler istinaf kanun yoluna başvurabilir (CMK m.258).

Belgede Ceza muhakemesinde katılan (sayfa 140-143)