• Sonuç bulunamadı

Habermas’›n ‹letiflimsel Eylem Kuram›nda

Belgede HUKUK SOSYOLOJ‹S‹ (sayfa 194-197)

Habermas’›n hukuk hakk›ndaki teorik yaklafl›mlar›n› özetlemek.

Habermas, modernleflme sürecinde, hukuk alan›nda giderek artan rasyonalite ol-gusu üzerinde odaklafl›r ve bu konudaki düflüncelerini özellikle “‹letiflimsel Eylem Kuram›” adl› eserinde temellendirir. ‹letiflimsel eylem kuram›nda, öncelikle top-lumsal yaflam dünyas› ile sistem aras›nda ayr›m yapar.

Toplumsal yaflam dünyas›, bireylerin paylaflt›¤› anlam yüklü toplumsal etkile-flim dünyas›d›r. Bu alan, bireylerin ve gruplar›n kendi kendini düzenleme alan›d›r. Bireyler taraf›ndan önceden farz edilen yorumlar ve anlamlar bütünü bu alanda yer al›r. Ayr›ca geçmifl de¤er yarg›lar› ve kanaatler de bu alan› biçimlendirir. Böy-lece toplumsal etkinlik dedi¤imiz eylemler, insanlar›n karfl›l›kl› olarak paylaflt›kla-r› de¤er yarg›lapaylaflt›kla-r› ve kanaatler sayesinde gerçekleflir. Toplumsal yaflam›n üç temel ögesi kültür, toplum ve kifliliktir. Bu üç öge ile birlikte, bireyin dünya görüflü, top-lumun normlar› ve kurallar› da yeniden üretilmifl olur. Toplumsal yaflam dünyas›n-daki iletiflimsel eylem, elbette her iki taraf›n da anlayabilece¤i bir dilin kullan›m›-na ba¤l›d›r. Bu flekilde sa¤lakullan›m›-nan iletiflimsel eylem, yaflam dünyas›n›n varl›¤›n› sür-dürmesi ve toplumsal bütünleflmenin sa¤lanmas› bak›m›ndan büyük önem tafl›r. Ancak, di¤er yandan bireyin kimli¤inin oluflumu da iletiflimsel eyleme ba¤l› oldu-¤u için anlaflmazl›¤a ve çekiflmeye de neden olup, toplumda farkl›laflma ve çooldu-¤ul- ço¤ul-laflmay› da art›rabilir. S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N ‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T M A K A L E M A K A L E

4

S O R U D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE DÜfiÜNEL‹M SIRA S‹ZDE S O R U DÜfiÜNEL‹M D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N K ‹ T A P T E L E V ‹ Z Y O N ‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T M A K A L E M A K A L E

6

A M A Ç

N

Sistem dünyas› ise modern karmafl›k toplumlar›n anlafl›labilmesi için incelen-mesi gereken ve yaflam dünyas›ndan ayr› kurumlar ve ayg›tlar bütününü ifade eden bir aland›r. Habermas, sistem alan› söz konusu oldu¤unda ekonomik ve po-litik sistemleri esas alarak analizini sürdürür. Dikkat edilecek olursa, sistem alan› yaflam dünyas›ndan farkl› olarak uzlafl›ma ya da iletiflime dayal› eyleme ba¤l› de-¤il, aksine ekonomi söz konusu oldu¤unda para; politika söz konusu oldu¤unda ise iktidar yönelimlidir.

Hukuk tam da bu noktada devreye girerek ifllev kazanmaktad›r. Zira yaflam dünyas›nda iletiflimsel eylemle sa¤lanan süreklilik, sistem alan›nda ekonomik ya da politik sistemin hukuksallaflarak kurumsallaflmas› ile sa¤lanmaktad›r. Bir baflka de-yiflle hukuk, yaflam dünyas›n› normatif düzenlemenin konusu haline getirerek ba-¤›ms›z bir alanda ekonomiyi ve devleti kurumsallaflt›rmaktad›r. Habermas, modern-leflme sürecinde sistem alan› ile toplumsal yaflam alanlar›n›n farkl›laflt›¤›n› ileri sü-rer. Buna göre sanat, bilim, ekonomi, siyaset, hukuk ve etik gibi alanlar, kendi man-t›¤›n› ve rasyonel yaklafl›m›n› gelifltirerek gittikçe birbirinden ba¤›ms›zlaflan sistem-ler haline gelir. Toplumun giderek karmafl›klaflmas› ve farkl›laflmas›, eflgüdümü ger-çeklefltirerek, yönetimi mümkün k›lacak mekanizmalar›n gelifltirilmesini gerektirir. Bunlar ise iliflkilerin ve prosedürlerin gittikçe afl›r›laflan biçimselleflmesine yol açar. fiu da ifade edilmeli ki Habermas’›n kamusal alan-özel alan, kamu hukuku-özel hu-kuk hatta huhu-kuk-ahlak aras›ndaki ayr›m›n›n temelinde bu yaklafl›m yatmaktad›r.

Yukar›da da ifade edildi¤i üzere, ekonomi sisteminin temelinde parasal yarar veya kâr yönelimi yer al›rken, bir politik sistem olarak devlet güç aray›fl›yla karak-terizedir. Ekonomi ve siyaset alan›nda para ve iktidar ya da güç yoluyla koordine edilen eylem, toplumsal yaflam dünyas›nda gerçekleflen iletiflimsel eylemden fark-l› bir nitelik taffark-l›r. Çünkü yaflam dünyas›, amaçsal rasyonaliteyi de¤il pratik akfark-l›, ahlakili¤i, kiflisel otonomiyi ve iletiflimi vurgular. Sistem alan›ndaki eylem ise yal-n›zca amaçsal rasyonaliteyi hedefler. Yaflam dünyas› ile sistem dünyas› çerçevesin-de oluflan flema içinçerçevesin-de hukuk, bir araç olarak ifllev görür. Hukuk, hem ekonomi ve devletle, hem de yaflam dünyas›yla ba¤lant›l›d›r. Hukuk, hem yaflam dünyas› hem de ekonomik ve siyasal sistem alan›nda flöyle ifllev görür: Günlük yaflam içinde kendi hukuki hak ve özgürlüklerini kullanan vatandafllar taraf›ndan gerçeklefltiri-len iletiflimsel eylemlerde; sözleflme, mülkiyet ve flirketler hukuku sayesinde eko-nomik pazarlar›n ve idare hukuku yoluyla hükümet birimlerinin düzenlenmesinde hukuk rol sahibidir. Hukuk, normatif olarak düzenlenen bir eylem bütünü olarak hem bir kurumdur, hem de hukuki önermelerin ve bunlar›n yorumlar›n›n olufltur-du¤u metinler olarak anlafl›lan bir kültürel bilgi türüdür.

Habermas, iletiflimsel eylem kuram›nda, modernleflme sürecinde hukukun ahlaktan ayr›lmas› olgusunu, sistem ve yaflam dünyas› farkl›laflmas› bak›m›ndan ele alarak, ekonomik ve siyasal sistem alanlar›nda para ve güç gibi yön verici araç-lar›n ba¤›ms›z ifllev görmesine ve bunaraç-lar›n normatif bak›mdan kurumsallaflmalar›-na katk›da bulukurumsallaflmalar›-nan bir de¤iflken olarak hukuka önemli bir rol atfeder. Habermas’a göre, para ve gücün hukuken normlaflt›r›lmas› ya da kurumsallaflt›r›lmas›, ekono-mik ve siyasal sistemlerin yaflam dünyas›ndan ayr›lmas›n› ve ba¤›ms›zlaflmas›n› gerçeklefltirmede merkezi bir öneme sahiptir. Siyasal ve ekonomik sistemler, an-cak para ve güç gibi topluma yön verici araçlar›n hukuk sayesinde kurumsallaflt›-r›larak yaflam dünyas›na ba¤lanmalar› halinde ba¤›ms›z olarak iflleyebilir. Bu, eko-nomik sistem alan›nda parasal araçlar›n ve al›flverifl iliflkilerinin mülkiyet ve sözlefl-me hukuklar›nca düzenlensözlefl-mesini gerektirirken; siyasal sistem alan›nda iktidar ve güç iliflkilerinin ve bürokrasideki pozisyonlar›n örgütlenmesinin hukuken

belirlen-Amaçsal Rasyonalite: ‹nsan

davran›fllar›na bilinçli bir amaç atfedilmesi anlam›na gelir.

mesini zorunlu k›lar. Böylece hukuk-ahlak ve özel hukuk-kamu hukuku ayr›flma-s› sayesinde yaflam dünyaayr›flma-s› da rasyonellefltirilmifl olur.

Habermas’a göre, farkl›laflma ve ayr›flma sürecinin bir yüzünde para, hukuk ve idari yönetmelikler gibi “düzenleyiciler” varken, di¤er yüzünde toplumsal etkinlik alanlar› yer al›r. Düzenleyiciler sayesinde sa¤lanan toplumsal etkinliklerin eflgüdü-mü, toplumsal evreni daha öngörülebilir ve güvenlikli bir hale getirir. Böylece bi-reyleri, ötekilerin iyi niyetine ve vicdan›na ba¤›ml› olmaktan kurtararak modern ön-cesi kiflisel iktidar alan›ndan ba¤›ms›zlaflt›r›r. Ancak, toplumsal etkinliklerin kurallar ve düzenleyiciler yoluyla eflgüdümü, iradi iletiflimsel iflbirli¤i olas›l›klar›n› ve f›rsat-lar›n› azaltarak ötekilerle anlaflma ihtiyac›n› zay›flat›r. Bunun sonucunda, gündelik pratiklerden ve kültürden kopufl h›zlan›r, eflitlik ve ahlakilik aras›ndaki ayr›m derin-leflirken kültür, toplum ve kiflilik birbirlerinden ayr›l›r. Bunlar›n y›k›m› pahas›na bi-çimselleflen ve özerkleflen etkinlik alanlar›, toplumsal yaflam dünyas›n› kuflat›r.

Habermas, hukukun, sadece yaflam dünyas› ile sistem dünyas› aras›nda ba¤lan-t› kurma bak›m›ndan de¤il; ayn› zamanda yaflam dünyas›n›n kendi içerisindeki dü-zenlenifli bak›m›ndan da önemli roller oynad›¤›n› düflünür. Habermas, bu tezini, Avrupa’n›n tarihî gelifliminde “hukuksallaflt›rma” sürecinin yerine iliflkin tart›flma-s›nda gelifltirir.

Hukuksallaflt›rman›n, genel olarak, hukukun toplum yaflam›nda giderek artan yükseliflini ifade etmek üzere baflvurulan bir kavram oldu¤u söylenebilir. Hukuk-sallaflt›rma süreci, toplumda pozitif hukukun giderek geniflleyip yayg›nlaflmas›, ya-z›l› hukukun yükselifli, gittikçe daha fazla toplumsal iliflkinin hukuken düzenlenir hale gelmesi ve hukuki düzenlemelerin daha detayl› olmaya bafllamas› gibi olu-flumlar› içerir. Habermas, bu kavram ile esas olarak hukuk yoluyla çerçevelenme-den önce gayri resmî de¤erler, normlar ve mekanizmalar ba¤lam›nda düzenlenen toplumsal yaflam alanlar›n›n, giderek yaz›l› hale gelen pozitif hukuk kurallar›yla düzenlenir hale gelmesini anlatmak ister. Örne¤in, toplumsal tart›flmalar›n, siyasal mücadelelerin ve s›n›f çat›flmalar›n›n toplu sözleflmeler yoluyla “ifl hukuku” ad› ve-rilen ayr› bir hukuk dal› kapsam›nda kurumsallaflt›r›lmas›, yaflam dünyas›n›n bir parças›n›n hukuksallaflt›r›lmas› anlam›na gelir.

Habermas, tarihî süreçte Avrupa ba¤lam›nda, burjuva devletten (mutlakiyet dö-neminden) sosyal devlete do¤ru giden geliflimi bir hukuksallaflma süreci olarak de¤erlendirir. Bu çerçevede dört bilimsel hukuksallaflma sürecinden söz edelebi-lece¤ini belirtir: Birincisi, mutlak monarfli döneminde oluflan “burjuva devleti” afla-mas›n› temsil ederken; ikincisi, 19. yüzy›l Almanya’s›nda monarflik yönetim alt›nda yaflanan “burjuva hukuk devleti” aflamas›na varan süreci ifade eder. Üçüncüsü, Frans›z Devrimi’nin sonucu olarak Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da geliflen “de-mokratik hukuk devleti”ne gidifli; sonuncusu ise, 20. yüzy›lda belirginleflen “sosyal ve demokratik hukuk devleti”ne do¤ru yönelimi anlat›r.

Bu hukuksallaflma süreci içerisinde, hukukun bizatihi kendisi, toplumsal yaflam dünyas›n›n iletiflimsel yap›s›n› zedeler. Söz gelimi, e¤itim alan›nda, bir yandan hukuksal düzenlemeler yoluyla birey, ailenin iktidar yap›s›ndan serbest k›l›nmaya çal›fl›l›rken; di¤er yandan giderek artan hukuksallaflt›rma yüzünden bireyler devlete daha ba¤›ml› olmakta ve bir bütün olarak yaflam dünyas› devletin artan müdahalesi-ne aç›k bir hale gelmektedir. Böylece de¤erler, normlar ve anlaflma mekanizmalar› çerçevesinde gerçekleflen toplumsal bütünleflmeye dayal› yaflam alanlar›, gittikçe ar-tan ölçülerde devlet egemenli¤i alt›na sokulmakta ve bürokratiklefltirilmektedir.

Bu yaklafl›m›yla Habermas, modernite projesinin egemen bak›fl› aç›s›na olduk-ça farkl› bir perspektiften ciddi elefltiriler getirmifl olmaktad›r. Modernite projesine

egemen olan anlay›fl, hukuku, toplumsal hayat›n her alan›na müdahale eden yo-¤un yönetim projelerinin meflrulaflt›r›lmas›na ve gerçeklefltirilmesine yönelik baflat bir araç olarak de¤erlendirir. Baflka bir deyiflle bu anlay›fl, hukuku, bir modern yö-netim tekni¤i ve araçsal bir mekanizma olarak görür. Yasama faaliyetlerinin temel bir yönetim mekanizmas› olarak giderek genifllemesi, sadece hükümetsel alan›n geleneksel sahalar›n› de¤il, ayn› zamanda gittikçe artan ölçülerde özel iliflkileri ve yaflam alanlar›n› da kapsamaya bafllar. Habermas, modern hükümet etmenin temel tekni¤i haline getirilen bu hukuk görüflünü elefltirerek gerek hacim, gerekse kap-sam ve detay bak›m›ndan giderek artan hukuksal müdahalelerin, toplumsal yaflam alanlar›n›n hukuksallaflt›r›lmas›na ve yarg›sallaflmas›na do¤ru yönelen bir geliflme-ye yol açt›¤›n› ileri sürer. Böyle bir oluflum, ister istemez bireylerin veya gruplar›n faaliyetlerini ve çal›flmalar›n› bizzat kendilerinin belirlemesi fleklindeki ba¤›ms›zl›k-lar›n› s›n›rland›rmaktad›r.

Belgede HUKUK SOSYOLOJ‹S‹ (sayfa 194-197)