• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Kavramsal Çerçeve

2.1.2. Giysi Tasarımı

2.1.2.1. Giysi Tasarımında Kullanılan Öğeler ve Tasarım Prensipleri

2.1.2.1.2. Giysi Tasarım Prensipleri

Tekrar: Tasarım öğelerinin, süsleme detaylarının bir kıyafette birden fazla kez kullanılmasıdır. Bir özellik, düzenli ya da düzensiz olarak tekrar edilebilir. Bu çoklu etki, bir tasarımı bütünleştirmek için kullanılabilir. Tekrarın, eşit aralıklı düğmeler gibi bazı örnekleri o kadar yaygın bir özelliktir ki, düzensiz bir versiyonunu görene kadar onları fark etmeyiz bile. İnsan vücudu simetriktir, dolayısıyla bazı tekrarlar bir tarafın diğer tarafa ayna tutması gibi kaçınılmazdır.

Birden fazla motif, cisim ya da biçimin aralıklarla birlikte kullanılmasına aralıklı tekrar denir. Tekrarın verdiği sıkıcılık aralıklı tekrarın uygulanmasıyla yerini

değişkenlik ve canlılığa bırakır. Aralıklı Tekrarın gereği kadar kullanılması etkiyi arttırır (Güngör, 1983:79).

Tekrar, bir eteğin pilileri ya da panelleri gibi bir kıyafetin yapısı ya da çizgili veya yinelenen baskılı kumaş gibi, kumaşın bir özelliği ya da uygulanan dekoratif öğeler olabilir. Zaman zaman tek kollu üstler ya da bir tarafı daha uzun olan etekler gibi asimetrik kıyafetler, doğal kurallara bir tepki olarak moda olabilirler. Tekrarı bozmak, ortaya pürüz çıkaran ve göze batan bir etki yaratır (Jones, 2009:108).

Ritim: Müzikte olduğu gibi düzenli özelliklerin tekrarıyla veya baskılı kumaşlarda motifler yoluyla güçlü bir etki yaratılabilir. Ritim, tekrarı mümkün olan öğelerin, değişik güçte ve kombinezonlarda uyum yaratan bir sistemlilikle, bir bütün olarak kullanılmasıdır. Öğeler arasında uyumlu benzerlikler, tekrarlar, bağlantılı yoğunlaşma veya açılmalar, ifadeleri güçlendirmekte, zıtlıklar ve geçişler ile yapılan düzenlemeler tasarıma hareketlik kazandırmaktadır (Kutlu, 2001:19).

Derecelendirme (Koram): Kıyafetin özelliklerinin azalan ya da artan büyüklüklerde ya da adımlarda verildiği daha karmaşık bir tekrar türüdür Örneğin bir gece kıyafetindeki payetler etekte ağır bir şekilde kullanılıp üste doğru gittikçe sayıları azalabilir. Büzgüler basen kısmının merkezinde tam olup, kenarlara doğru azalabilir. Derecelendirme vücut özelliklerine dikkat çekmenin ya da dikkat dağıtmanın bir yolu olabilir (Jones, 2009:108).

Zıtlık: Cisimler arasında ortak ya da yakın nitelikler bulunmadığı zaman aralarında ilgi kurmak güçleşir. Cisimler birbirine yabancı ya da ilgisiz kalır. Bu nedenle cisimler arasında birlik kurulamaz ve uyuşmazlık, kargaşalık hüküm sürer. Düzensizlik doğuran bu hale zıtlık adı verilir. Zıtlıklar beklenmeyen etkiler doğurduğundan izleyeni ürpertir ya da uyarır. Böylece canlılık başlar bu da ilgi toplar. Bu nedenle zıtlık tasarda bir taraftan uyuşmazlık doğururken, diğer taraftan tasara canlılık verici bir görev yapar (Güngör, 1983:88):

Gözün merkezi bir bölgenin bir başkasına göre önemini tekrar değerlendirmesini sağlayan en önemli tasarım prensiplerinden birisidir. “Tamamı aynı” etkisinin sıkıcılığını ortadan kaldırır; örneğin bir elbisenin kontrast içeren bir kemerle birlikte giyilmesi gibi... Renkler dikkati kendilerine, çerçeveledikleri özelliklere ve detaylara çekerler. Kumaş dokusundaki kontrastlar ise materyalin etkisini artırır örneğin

ipek bluzla giyilen tuvit bir ceket... Kontrastlıkların uç olması gerekmez: 'Ufak kontrastlıklar', bir takım elbiseyi düz ayakkabılarla ya da yüksek topluluklarla giyerek oluşturulabilir (Jones, 2009:108).

Uyum: Kontrastlığın tam tersi değildir, fakat farklılıktan ziyade bir benzerlik anlamı taşır; birbiriyle çatışmayan tonlar, birbiriyle iyi harmanlanan kumaşlar gibi. Yumuşak materyaller ve yuvarlanmış formlar keskin kesimli ya da baskılı kıyafetlere göre daha uyumludurlar. Örneğin italyan modası, yumuşak kumaşların uyumlu kullanımı, organik ve saldırgan olmayan terzilikle karıştırılmış renkleriyle bilinir. Uyumlu bir koleksiyonu karıştırmak ve eşleştirmek kolaydır ve bu ürünler genellikle satıcının tavsiyesi olmadan kendi kendini satar (Jones, 2009:108).

Denge: Bir giysinin ilginç özellikleri üzerinde memnuniyet verici değişiklikler yapılması ile oluşturulan ve görünüşe düzenli ve dinlendirici bir kompozisyon veren tasarımdaki faktöre denge denir (Gümüş, 1995:160). Tasarımda iki türlü denge bulunmaktadır. Bunlardan, “formal denge” daha çok klasik giysi tasarımında, “informal denge” ise spor ve özel amaçlı giysi tasarımında kullanılmaktadır. Denge aynı zamanda tasarımda "renklerin" kullanılmasında da önemlidir. Vücudun formuna uygun olarak renklerin denge içerisinde kullanımı bazı vücut kusurlarını da kapatmaktadır (Kutlu, 2001:19).

Bir düzenlemeye giren cisimlerin renkleri, değerleri, dokuları, yönleri, aralıkları ve ölçüleri birbirleriyle kıyaslama konusu olur. Düzenlemedeki fikirler ve cisimlerin önem dereceleri de bu kıyaslamanın konusu içindedir. Böylece tasar öğeleri birbirleri ile ortaya koydukları kıymetler bakımından tartıldıklarında genel bir denge hissedilmeli, herhangi bir biçim ya da bir grup ağır basarak tasarın ağırlık merkezini kendi tarafına kaydırabilmelidir. Bazı cisimler düzenlemelerde daha önemli bir şekilde ve ağırlık merkezini kendi tarafına çekebilecek tarzda düzenlenebilir. Fakat diğer tarafta kalan cisimler de ağırlık merkezini kendi taraflarına çekecek güçte olmalı ve bu mücadelenin sonunda yine ağırlık merkezi alanın ortaya yakın bir yerinde kalabilmelidir (Enhoş, 2007:33).

Bir düzenlemede dengesizlik hissediliyorsa; ya dengesizliğin oluştuğu yeri, rengi, değeri, dokusu, yönü, aralığı, ölçüsü gerektiği kadar değiştirilmeli yahut diğer boşluklara denge sağlayıcı yeni biçimler eklenmelidir. Böylece tasar herhangi bir tarafın ağır basması yüzünden doğan dengesizlikten kurtarılmış olur. Eğer bir düzenlemede

dengesizlik göze batmıyorsa, denge sağlanmışdemektir. İki tür denge vardır. Yapılan tasarımın amacı kullanılacak olan denge türünü belirler (Güngör, 1983:22).

• Simetrik Denge (Bakışık Denge) • Asimetrik Denge (Bakışımsız Denge)

Oran: Sanat, mimari ve tasarım gözüyle oran hakkında o kadar çok şey söylenmiştir ki, bunu etki oluşturmak için modaya bir kural ya da araç olarak uygulamak nerdeyse mecburi görülmektedir. Bununla birlikte aynı prensipler uygulandığında, bir tasarımı küçük farklarla tamamlayabilir ya da bozabilirler. Oran, bütün ayrı parçaları bütünle görsel olarak ilişkilendirme şeklimizdir. Bunun için, mutlaka bir mezurayla ölçmek gerekmediği gibi, gözle ölçülerek de yapılır. Tasarım özelliklerini değiştirerek ya da dikişleri ve detayları taşıyarak vücut şekli hakkında illüzyonlar oluşturulabilir (Jones, 2009:108).

Vurgu: Giysi tasarımında istenmeyen özellikleri önlemek, vücut problemlerini ortadan kaldırmak, kumaşı ve model özelliğini göstermek vurgu ilkesiyle mümkün olmaktadır. Tasarımcı, düşsel olgularını siluet ve tasarımlarında kullanarak tasarımlarını güncel ve çekici hale getirmektedir. Vurgu ilkesi; zıt renklerle, güçlü değerde renklerle, yeni ayrıntılarla, tekrarlama ve sıradan olmayan denge ile oluşturulan tasarımda kendini göstermektedir (Kutlu, 2001:19).