• Sonuç bulunamadı

Girit Sorunu ve Büyük Devletlerin Tutumu

1. Osmanlı Devleti’nin Balkan Devletleri ile İlişkileri

1.1. Osmanlı-Yunan İlişkileri

1.1.1. Girit Sorunu ve Büyük Devletlerin Tutumu

Girit Adası, coğrafî konumu nedeniyle öteden beri istilacı devletlerin uğrak yeri olmuştur. Nitekim ülkelerin odak noktası olan ada, Yunanistan’ın da bağımsızlığını elde ettiği süreçte, ardı arkası kesilmeyen ayaklanmalara sahne olmuştur. Yunanistan hayalini kurduğu Megali İdea’yı gerçekleştirmek için olanca gücüyle çalışmıştır. Öyle ki, her hareketi Büyük Devletlerce izlenen Yunanistan, haddini aşmış, Büyük Devletleri de kâle almayarak, Girit’i ele geçirebilmek için attığı adımlarını hızlandırmıştır.

Hamiyet gazetesinde, Girit meselesine genişçe yer ayrılmıştır. Nedeni ise gazetenin yayınlanmaya başladığı yıllarda, Girit ayaklanmalarına bir çözüm bulunamamış olması ve

163 Hamiyet, 14 Şubat 1312 (26 Şubat 1897) , nr. 17, s. 4.

meselenin gittikçe büyümeye başlamış olmasındandır165. Nitekim Girit üzerindeki sesler 1912 yılında kesilecektir.

Girit meselesi ile ilgili haberlerde Yunan askerî kumandanı Vassos’un Hanya’ya yakın bir bölge olan Kalamata adlı bir bölgede bulundukları, bununla birlikte Yunanistan’ın sürekli olarak adaya asker sevkinde bulunduğu hususunda bilgilere yer verilmiştir166. Bunun üzerine de Avrupa devletlerinin Hanya konsolosu, Yunanistan’ın askerlerini bölgeden çekmesini istemiş oldukları ve böylece Yunan askerinin derhal ortadan kaybolduğu belirtilmiştir167. Ayrıca İngiltere, Fransa, İtalyan torpiverleri Yunanistan’ın askerî kumandanı Vassos’un karga derneğine mühimmat ve erzak gönderen gemiyi bölgeden uzaklaştırmışlardır168. Bunun üzerine Vassos “Müslümanları kendinden ve devlet matbuasından memnun etmek amacıyla karga derneğine mühimmat göndermekte” olduğunu açıklamıştır. Aynı zamanda İslâmların Girit’te kalmasına çalıştıklarını belirtmiş ve İslâmlara karşı yapılan faaliyetlerin sorumlularının ölümle cezalandırılacağını söylemiştir. Bunun üzerine Hamiyet, şu şekilde yorumda bulunmuştur:

“Bu da garip!! Girit, Yunanîlerin değil İslâmlarındır. Şu hâlde İslâmlar niçin gitsin istesinler?!!! Öyle ise Ada’da fedâî nâmıyla bulunan iki yüz nefer Yunan zâbitini bir bir sıraya asmalı ve kumandanları ve Vassos Cenâblarını da en başına geçirmelidir ki vadini ifâ etmiş olsun!!!” 169.

Telgraf haberlerinde, Büyük Devletler’in, Yunanistan’ın sebep olduğu eşkıyalıkları engellemek için Girit Adası’nın Kandiye şehrini Fransızların, Sine şehrini İngilizlerin, Resmo şehrini de Rusya amirallerinin işgal ettiği hususunda bilgi yer almıştır170.

İngiltere, bu devletler ile Yunanistan’a karşı birlikte hareket ettiklerini belirtmiştir. Şöyle ki Lord Balkor, Londra avam kamarasında, Yunan Hükümeti’nin haksız olarak Girit’e

165 Girit’te meydana gelen isyanların önü alınmaz bir hâl almıştır. Bu isyanlara İngiltere ve Rusya gibi Avrupa

devletleri müdahale etmeye başlamıştır. Bu durumu iç işlerine müdahale olarak değerlendiren Bâb-ı Âli sadrazam Mehmet Emin Ali Paşa’yı Ada’ya göndermiştir. Ada’da durum değerlendirmesi yapan Ali Paşa Ada’ya özerklik verilmesi taraftarı olmuş ve bu konuda bir proje hazırlamıştır. Böylece “Girit Vilayet Nizamnamesi” hazırlanmış ve bununla Ada’da Hıristiyanlara geniş haklar tanınmıştır. Ancak bu nizamname isyanları durduramamış, Ada üzerinde sükûnet sağlanamamıştır. Bunun üzerine Bâb-ı Âli bu defa Gazi Ahmet Muhtar Paşa’yı Ada’ya göndermiştir. Böylece Halepa’da Rumların temsilcileri ile 25 Ekim 1878 tarihinde “Halepa Sözleşmesi” imzalanmıştır. Nevar ki bu sözleşme de Ada’da sükûneti sağlayamamıştır. Bkz. Ayşe Nükhet Adıyeke, Girit Bunalımı, s. 23–28.

166 Hamiyet, 14 Şubat 1312 (26 Şubat 1897), nr. 17, s. 4.

167 Hamiyet, 14 Şubat 1312 (26 Şubat 1897), nr. 17, s. 4.

168 Hamiyet, 16 Şubat 1312 (28 Şubat 1897), nr 18, s. 4.

169 Hamiyet, 16 Şubat 1312 (28 Şubat 1897), nr. 18, s. 4.

asker çıkarttığını söylemiş ve bunun için devletlerin her konuda müttefik bulunduklarını açıklamıştır171.

Osmanlı Devleti, Yunanistan’ın Girit sularından uzaklaştırılması ve adadaki eşkıyalık hareketlerinin durdurulması hakkında Almanya İmparatoru Wilhelm’e nota vermiş ve bu nota Wilhelm tarafından onaylanmıştır. Böylece Almanya Devleti, Osmanlı Devleti ile müttefik olmuştur172. Yine Yunanistan’ın sürekli Girit sularında savaş gemisi bulundurduğu haberleri Avrupa basınında çokça yer almıştır.

Hamiyet gazetesi, kimi zaman Büyük Devletler’in Osmanlı lehine aldıkları kararı takdir etmiş, kimi zaman da bu devletlere karşı sitemini dile getirmiştir. Alman gazetesi, Büyük Devletler’in, Yunanistan’ı Girit’ten atmaya karar vermiş olduklarını söylemiştir. Buna karşın Hamiyet, Girit’ten kovmak istedikleri Yunanistan’ın bir aydan beri gözleri önünde yapmış oldukları vahşetler nedeniyle yüzlerce insanın Girit’i terk etmesine neden olduklarını belirtmiş ve Büyük Devletler’in aldıkları bu kararı, “Girit’te Müslüman kesimden hiç kimse kalmadıktan sonra mı uygulayacak?” şeklinde bir soru yöneltmiştir173. Hamiyet, Yunanistan’ın Girit’te Müslümanların yurtlarını terk etmesine neden olduğunu, Büyük Devletler’in de bu olayları şu ana kadar sessizce izlemiş olduklarını ve almış oldukları kararın uygulaması için de yine geç olabileceğini işaret etmiştir.

Bir başka haberinde Hamiyet, Osmanlı Devleti’nin son defa olarak Büyük Devletlere, Girit’te bulunan Yunan gemilerinin ve askerlerinin geri çekilmezlerse bu kez Osmanlı Devleti tarafından İstanbul’da bulunan Yunanistan elçisinin geri gönderileceğini, Osmanlı askerinin de Yunanistan üzerine yürüyeceğini ifade eden bir nota göndermiş olduğunu belirtmiştir174.

Hamiyet gazetesi, Yunanlı eşkıyaların Hanya’yı ateşe verdiklerini ve ateşin rüzgârın da etkisi ile bütün Müslüman halkının evlerini yakıp, halkın evsiz yurtsuz kaldığı haberini vermiştir. Yine aynı haberle ilgili olarak, Girit muhabirinden alınan mektupta: “Yangın esnasında Hanya Hükümet Konağı’nın da yandığı, aynı zamanda on iki Müslüman çocuğunun da ciğerleri parçalayacak derecede Anneciğim! Anneciğim! çığlıkları ile ateşler içinde can verdikleri” hususunda bilgi yer almıştır175. Bir başka telgraf haberinde ise: Rusya Hükümeti, Almanya Hükümeti’nin Yunan askerlerinin ve gemilerinin Girit’ten çekilmeleri hakkındaki teklifi kabul edip, Yunanistan’ın geri çekilmesini, aksi halde Rusya gemilerinin müttefikleri

171 Hamiyet, 16 Şubat 1312 (28 Şubat 1897), nr 18, s. 4.

172 Hamiyet, 19 Şubat 1312 (3 Mart 1897), nr. 19, s. 3.

173 Hamiyet, 19 Şubat 1312 (3 Mart 1897), nr. 19, s. 3.

174 Hamiyet, 19 Şubat 1312 (3 Mart 1897), nr. 19, s. 3.

olan Fransa ve aralarında ittifak kurdukları İngiltere, Almanya, Avusturya zırhlıları ile birlikte Yunan sahillerini abluka altına alacakları hususunda bilgiye yer verilmiştir176. Fermedenilat gazetesinde de, “Girit meselesinde Rusya, Almanya, İngiltere ve İtalya Devletleri takip ettikleri politikadan ayrılmayacaklarını ve aynı şekilde Fransa’nın da Büyük Devletler’den ayrılmayacağını belirtmiştir177.

Hamiyet’in haberlerinde, Yunanistan’ın, Büyük Devletler’in vermiş olduğu ültimatomlara uymayacağını ve Girit’ten gemilerini çekmeye niyeti olmadığını, ayrıca Büyük Devletler’in belirtmiş olduğu muhtariyete de önem vermeyeceğinin anlaşılmakta olduğunu ifade etmiştir178. Öte yandan Hamiyet’in, Yunanistan’ın davranışlarının bir bakıma Büyük Devletler’in çıkarına olup, sadece Osmanlı Devleti’nin gözünde Yunanistan’ı tehdit eder bir vaziyette görünmekte olduğu da dikkatinden kaçmamıştır. Hamiyet, Büyük Devletler’in, sadece Yunanistan’ın Pireya limanına birkaç gülle atacaklarını, bir iki ev yıkacaklarını bununla ancak kuru bir gözdağı vermeye çalışacaklarının şüphesiz olduğunu ifade etmiştir179. Aynı zamanda aralarındaki ittifakın geçici olabileceğini “pamuk ipliğiyle bağlı olan ittifâk”larının bir gün koparılmayacağını kim garanti edebilir, şeklinde sözleriyle devletlerin menfaat ilişkilerinin farkında olduğunu belirtmiştir180. Bu devletlerin tutumuna karşılık, Yunan Kralı Deli Yani de, “biz elimizden geleni yaptık, dayandık fakat görüyorsunuz ya” şeklinde sözler sarf ederek Yunanistan’ın tutumunu göstermiştir181.

Büyük Devletler tarafından Girit ahalisine yazılan 23 Şubat 1897 tarihli “Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya Devletleri adına Girit Adası kıyılarına demir atmış oldukları Avrupa deniz kuvvetleri amiral ve kumandanlarının Girit’te asayişin sağlanmasından başka amaçlarının olmadığını, bu maksatla Hanya, Suda, Resmo, Kandiye ve Estiye şehirlerini şimdilik yönetimleri altına almış olduklarını” açıklayan bir beyannâmeye Hamiyet sayfalarında yer vermiştir182.

Girit’ten ismi belirtilmeyen bir kişi tarafından gönderilen bir mektuba yer verilmiştir. Buna göre Hamiyet gazetesi “Girit Faciaları ve Hıristiyanların İnsaniyeti” başlığı ile bu mektupta Osmanlı Devleti’nin ada ahalisi olan Hıristiyan vatandaşlara vermiş olduğu imtiyazın su-i istimal edildiğinden ve Hanya civarında, Galata, Çumlukçu, Akrator, Aziziye

176 Hamiyet, 19 Şubat 1312 (3 Mart 1897), nr. 19, s. 4.

177 Hamiyet, 19 Şubat 1312 (3 Mart 1897), nr. 19, s. 4.

178 Hamiyet, 26 Şubat 1312 (10 Mart 1897), nr. 20, s. 1.

179 Hamiyet, 26 Şubat 1312 (10 Mart 1897), nr. 20, s. 1.

180 Hamiyet, 26 Şubat 1312 (10 Mart 1897), nr. 20, s. 1.

181 Hamiyet, 26 Şubat 1312 (10 Mart 1897), nr. 20, s. 1.

ve Haliba’da Hıristiyan eşkıyalar tarafından sebep olunan olaylardan ve Hıristiyanların İslâmlar üzerine yağdırdıkları kurşunlardan bahsedilmiştir. Olaylar esnasında çıkan yangının yarattığı endişeden ve Hıristiyanlar tarafından pek çok masum İslâm’ın nasıl zulme uğradıkları anlatılmıştır183.

Girit meselesine basının ilgisi çok büyük olup, bu konuda çokça haber yer almıştır. Hamiyet, “Girit meselesi adeta Bukalemun’a döndü. Bir gün hatta bir saat evvelki renk ve suret biraz sonra bütün bütün değişiyor” şeklinde bir ifade kullanmıştır. Aynı zaman da bütün gazeteler, Büyük Devletler’in müttefik olduklarından söz etmiştir184.

Reuter şirketinin telgrafnâmesinde, Yunan Hükümeti’nin, Büyük Devletler’in vermiş olduğu ültimatomu uygulamaya ve Girit’ten askerî gemilerini çekmeye karar verdiği haberi yer almıştır. Buna karşın, Atina’dan çekilen bir başka telgrafnâmede ise Yunan Kralı Deli Yani, Avrupa gazeteleri muhabirlerinden birisine, Yunan Hükümeti’nin Girit’ten asker ve gemilerini asla çekmeyeceğini bildirdiği haberi yer almıştır185.

Hamiyet, 16 Şubat 1312 tarihinde yine Girit muhabirinden gelen, Yunan askeri ile Girit yerli eşkıyasının İslâmlar üzerinde nasıl zulümler yaptığını, nasıl İslâm kanlarını döktüğünü anlatan bir mektuba sayfalarında yer vermiştir. Bu mektupta anlatılanların ise hiçbir abartısının olmadığını da vurgulamayı ihmal etmemiştir186 .

Petersburg’tan Tan gazetesinde yer alan haberlere göre, Büyük Devletler’in, Yunan limanlarını abluka altına aldığı haberleri yer almıştır187. Yunanistan’ın Girit’ten asker ve gemilerinin çekip çekmeme konusu basının takip ettiği gelişmelerden olup, Hamiyet’in, bu konuyla ilgili diğer gazete ve telgraflarda yer alan haberlerden de bilgi aktarmış olduğunu görmekteyiz. Yine Hamiyet, son gelişmeleri, gazetelerde yer alan haberlerden okuduğuna göre, Yunanistan’ın devletlerce kendisine verilmiş notayı kabul ettiğini fakat Ada’da bulunan İslâm halkı ıslahatın uygulamaya konulmasına karşı çıkması üzerine, Yunanistan gemi ve askerinden bir miktar göndermeye mecbur olduğunu söylemiştir. Yunan Hükümeti’nin bu davranışını onaylayan Hamiyet, nedenini ise, “Zira Yunan Hükümeti Girit’ten gemileriyle askerlerini çeker çekmez yeni bir ihtilâlin zuhûruna sebebiyet verecektir” şeklinde açıklamıştır188.

183 Hamiyet, 26 Şubat 1312 (10 Mart 1897), nr. 20, s. 2.

184 Hamiyet, 26 Şubat 1312 (10 Mart 1897), nr. 20, s. 3.

185 Hamiyet, 28 Şubat 1312 (12 Mart 1897), nr. 21, s. 2.

186 Hamiyet, 28 Şubat 1312 (12 Mart 1897), nr. 21, s. 2–3.

187 Hamiyet, 28 Şubat 1312 (12 Mart 1897), nr. 21, s. 3.

Hamiyet, Girit Meselesi ile ilgili bir başka haberinde de, Girit Meselesi’nin Büyük Devletler’in kontrolü altına girmiş olduğunu belirtmiştir. Büyük Devletler, Osmanlı Devleti’ne ısrarlarla Girit’ten askerlerini çekme teklifini kabul ettirmiş ancak geçen zamanlar, bu teklifin nasıl ham bir teklif olduğunu, pek çok kanlı olayların yaşandıktan sonra anlaşılmış olduğunu göstermiştir. Osmanlı Devleti’nin bu tutumuna karşın, Yunanistan ise devletlerin gözleri önünde asker ve gemilerini Girit’e sokmuş, üstelik pek çok mazlumun kanını akıttığı sahnelere sebep teşkil etmiştir189.

Girit’in Büyük Devletlerce abluka altına alınmasının ardından Yunan askeri ve Girit Hıristiyan eşkıyası tarafından Kandano’da kuşatma altına alınan İslâm ahalisinin kurtarılmasına yönelik çalışmalar yapıldığı telgraf haberlerinde yer almıştır190.

Hamiyet, “Girit Meselesi ve Düvel-i Muazzama’nın Abluka Kararı” başlığı ile verdiği haberde, Girit Adası ile Yunanistan limanlarının abluka altına alınması kararının kesinleştiğini belirtmiştir. Girit Adası’nın abluka altına alınması ile orada bulunan Hıristiyan eşkıyaya hiçbir şekilde erzak sevk edilemeyeceği açısından, Yunan limanlarının abluka altına alınması ile de Yunanlıların, tehdit görmedikçe hayallerinin peşinden gitmekten vazgeçmeyecekleri açısından abluka kararlarının önemine değinmiştir191.

“Fransa’nın Kararı” başlığı ile verilen haberde, Fransa Haricîye Nazırı Hanonu’nun 15 Mart tarihli beyanâtında: “Düvel-i muazzama, Girit Adası’na muhtariyet192 verilmesine karar vermiştir. Girit’te bulunan Osmanlı askerleri Düvel-i muazzamanın beraberce uygun görmüş oldukları mevkide toplu olarak bulunacak ve asayişin sağlanması amacıyla düvel-i muazzamanın şu anda Girit’te bulunan askerî güçlerini beşer altışar yüz daha ilave edecektir. Yunan Kumandanı Vassos askerini Girit’ten çekmeyecek olursa derhal tedbirler alma yoluna gideceklerdir. Düvel-i muazzama Girit’te asayişin sağlanması için kesin karar vermişlerdir. Lüzum görüldüğü takdirde Yunanistan limanlarından uygun olanlarının abluka altına

189Hamiyet, 6 Mart 1313 (18 Mart 1897), nr 22, s. 1.; Girit’te iki Devlet arasında yaşanan olayların süratle

büyümesi ve Avrupa barışını tehdit eder duruma gelmesi üzerine Atina’da bulunan Büyük Devletler sefirleri Yunanistan’ın tavırlarına karşı ilk ortak hareketi Yunan Hükümeti’ne ve aynı zamanda Osmanlı Devleti’ne 2 Martta vermiş oldukları nota ile göstermişlerdir. Notada Girit’in Yunanistan’a ilhak edilmeyeceği ancak muhtariyetinin söz konusu olabileceğinden söz edilmiş ve 6 gün içinde Yunanistan’ın asker ve gemilerini Girit’te uzaklaştırması aksi halde şiddet içeren tedbirlere başvurulacağı belirtilmiştir. Bkz. Metin Hülagü,

Türk-Yunan İlişkileri, s. 43.

190 Hamiyet, 6 Mart 1313 (18 Mart 1897), nr. 22, s. 3.

191 Hamiyet, 7 Mart 1313 (19 Mart 1897), nr. 23, s. 1.

192 Muhtariyet, Osmanlıca bir kelime olup, özerklik anlamındadır. Toplum bilim ve siyaset dilinde özerk yönetim

i ifade eder. Bu tür yönetim kendi yasasını kendi yapan ve başkalarının buyruğu altında veya uydusu olmayan bağımsız bir yönetimdir. Bkz. Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Ansiklopedisi Kavramlar ve Akımlar, C. 5, Remzi Kitabevi, İstanbul 1978, s. 94.

alınmasına karar verilmiştir. İşte düvel-i muazzama için Girit meselesi hakkında karar vermiş oldukları hareket ve tedbirler bundan ibarettir” sözleri yer almıştır193.

Hamiyet gazetesi, “Girit Ablukası” başlığı ile meseleyi adeta insan vücuduna benzeterek küçük bir sivilcenin büyüyerek kangrene dönüştüğünü, doktor rolüyle de Büyük Devletler’in neticeyi ameliyatla sonuçlandırmış olduğunu ifade etmiştir. Ancak beraberce alınan bu kararın ise, birçok tereddütlerle verilmiş olması nedeniyle, verilen kararın samimiyetinden şüphe edilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtmiştir194. Aynı zamanda abluka konusunda gelen telgraflarda da Büyük Devletler’in, Yunanistan’ın gemilerini ısrarla adadan çıkartmasını istemeleri ile Girit’te asayişin sağlanmasına önem vermiş oldukları anlaşılmaktadır. Fakat yine de Hamiyet’in, Büyük Devletler’in tutumu hususunda şikâyet etmekte olduğu da hissedilmektedir.

Bir başka haberde, Girit sularında dolaşmakta olan Yunan zırhlılarından birisi Osmanlı harp gemileri aleyhine harekette bulunmuş, buna karşın, Osmanlı gemisi de boş durmayıp Yunan gemisine karşılık verdiği bilgisi yer almıştır195. Yine bununla ilgili bir haberde Osmanlı Devleti’nin Yunanistan’dan, ortaya çıkan zararın giderilmesi için talepte bulunduğu kaydedilmiştir196.

“Düvel-i Muazzamanın İttifakı ve Girit Adası’nın Bugünkü Hâli” başlığı ile vermiş olduğu haberde, Girit’in büyük devletlerce adada asayişin sağlanması için abluka altına alınmış olmasına rağmen Girit’te, hâlâ Hıristiyan eşkıyaların İslâm kanları dökmekte olduğu belirtilmiştir. Aynı zaman da bu haberle Büyük Devletler’in, Girit’i sadece abluka altına almaktan ziyade, hâlâ kan dökmekte olan Yunanistan’ın sıkıştırılması gerektiği üzerinde de durulmuştur197.

Hamiyet gazetesinde yer alan haberlerden, Büyük Devletler’in, Yunanistan’a karşı ortak harekette bulundukları anlaşılmaktadır. Öte yandan devletlerin, bu şekilde Girit meselesine olan ilgilerinin en büyük sebebi, meselenin dünya barışını tehdit eder duruma gelmiş olmasıdır.

Hamiyet gazetesi, Girit’te yaşanan Müslüman halk üzerindeki baskının, zulmün, artık durdurulması gerektiği çağrısını yapmıştır. Ayrıca binlerce Müslüman’ın evsiz kaldığı ve hayatta kalanların da evlerini yurtlarını terk etmekte olduğunu, bu vahşetin artık sona

193 Hamiyet, 7 Mart 1313 (19 Mart 1897), nr 23, s. 4.

194 Hamiyet, 10 Mart 1313 (22 Mart 1897), nr. 24, s. 1.

195 Hamiyet, 10 Mart 1313 (22 Mart 1897), nr. 24, s. 2.

196 Hamiyet, 10 Mart 1313 (22 Mart 1897), nr. 24, s. 4.

erdirilmesi için sesini dünya kamuoyuna duyurmaya çalıştığını görmekteyiz. Ancak Girit meselesi uzun müddet daha halledilemeyen bir konu olarak kalmıştır.