• Sonuç bulunamadı

GENEL OLARAK ISLAH KAVRAMI, DAVA KONUSUNUN ISLAH

Belgede Medeni yargıda kısmi dava (sayfa 138-156)

MAHKEMESĠ‟NĠN ISLAHLA DAVA KONUSUNUN

ARTIRILAMAYACAĞINA DAĠR HUMK 87/SON HÜKMÜNÜ ĠPTAL EDEN KARARI

1- Islah Kavramı

Islah, tarafların usule iliĢkin yaptıkları iĢlemlerden, gösterecekleri bir noktaya kadar olanlarını, masraflarını vermek Ģartıyla bir defaya mahsus olmak üzere ortadan kaldırmaya iliĢkin beyanlarından ibarettir399. Usul kanunumuz iddia ve savunmanın geniĢletilmesi yasağının bir istisnası olarak davanın her iki tarafına da ıslahtan yararlanma imkânı tanımıĢtır (HUMK. m. 83 vd.)400

. Bu taraflardan biri olan davacı, ıslah yolu ile davasını tamamen ıslah ederek talep sonucunu değiĢtirebileceği gibi; kısmen ıslah yoluna baĢvurmak suretiyle davasını geniĢletebilir401. Davacı kısmen ıslah yolu ile dava konusunu artırabilir, dava sebebinin değiĢtirebilir, savunmayı geniĢletebilir ve yeni delil gösterebilir402

.

399

Ansay, S. ġ., Islah, AÜHFD., C. 7, S. 1-2, Ankara 1950, s. 123; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 266; Kuru, El Kitabı, s. 647; Umar, HUMK. m. 87, s. 423; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 361; Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, Ġstanbul 2001, B. 6, C.4, s. 3965; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 577; Postacıoğlu, s. 394; Aydın, s. 111; Tutumlu, s. 15; Bilgen, s. 1; „Islah, karĢı tarafın iznine veya yargıcın onamına bağlı olmaksızın, bir tarafın usule iliĢkin olarak yaptığı iĢlemleri, gerekli giderleri vermek koĢuluyla, yasada belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun olarak tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuksal bir çaredir.‟ Ģeklindeki tanım için bkz. Yılmaz, Islah, s. 27; „HUMK. m. 83ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiĢ olan ıslah; taraflardan birinin usule iliĢkin bir iĢlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup, iddia ile savunmanın geniĢletilmesi yasağının da bir istisnasıdır.‟ Ģeklindeki tanım için bkz. Y. HGK., 14.04.2004, E. 2004/4-200, K. 2004/227 (Dinamik Hukuk Yazılımları Ġçtihat Programı)

400 „Islah, taraflardan birinin yapmıĢ olduğu bir usul iĢlemini tamamen veya kısmen düzeltmesine

denir. Dava tamamen ıslah edilebilir, ıslah yolu ile dava değerinin artırılamayacağına iliĢkin HUMK.‟un 87‟nci maddesinin son cümlesi hükmü Anayasa Mahkemesi‟nin kararı ile iptal edildiğinden ıslah ile dava değeri de artırılabilir.‟ Y. 17. HD., 23.01.2007, E. 2007/5872, K. 2007/37 (Gökcan, s. 1505)

401 Tutumlu, Islah, s. 17; Kuru, El Kitabı, s. 647; Yılmaz, Islah, s. 24; Kuru / Arslan / Yılmaz, s.

579; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 363; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 272; Aydın, s. 111; Bilgen, s. 1

402 Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 363; Bilgen, s. 1; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 581-582; Kuru, El

2- Islahla Dava Konusunun Artırılmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Bizim konumuz olan kısmi dava açısından düĢünüldüğünde, ıslah çeĢitleri içerisinde en çok önem teĢkil edeni ise Ģüphesiz dava konusunun ıslah yolu ile artırılmasıdır. Zira baĢta kısmi dava olarak açılan bir davada, davanın seyri aĢamasında asıl alacak miktarının tespiti sonrası, harç tamamlamak suretiyle dava konusunun değiĢtirilip değiĢtirilemeyeceği meselesi büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda kısmi dava açısından, ıslahla dava konusunun artırılması hususunda geniĢ bir açıklama yapılmasının yerinde olduğunu düĢünüyoruz.

Her Ģeyden önce, ıslah kurumunun niteliği gereği her türlü ıslah baĢvurusunda göz önüne alınan HUMK. m. 83/1-1. cümle hükmünün ele alınmasında fayda vardır. Buna göre kısmi davada, dava konusunu artırmak suretiyle ıslah yoluna baĢvurmak isteyen davacının, kısmi dava içerisinde daha önce ıslah kurumundan faydalanmamıĢ olması gerekir403

. Zira HUMK. m. 83/1-1. cümle hükmü, taraflara aynı davada birden fazla kez ıslah yoluna baĢvurma hakkı vermemektedir. Bu çerçevede, kısmi davada bir Ģekilde ıslah yoluna baĢvuran davacı, ikinci kez baĢvurmak suretiyle dava konusunun artırılmasını isteyemeyecektir. Bu durumda davacının, aynı dava içerisinde, değiĢen Ģartları öne sürerek iki kez dava konusunu artırması da mümkün olmadığından, bu dava sonrası davacının ek dava açmak suretiyle bakiye alacağını hüküm altına aldırması mümkündür.

Islahla dava konusunun artırılması talebinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, artırıma konu olan kalan alacak tutarı hakkında zamanaĢımı süresinin dolmamıĢ olmasıdır. Ek dava konusu olan kalan alacak meblağı hakkında da kabul edilen uygulamaya göre, kısmi davada yalnızca dava konusu edilen alacak tutarı hakkında zamanaĢımı kesilecektir, kalan alacak hakkında ise zamanaĢımı iĢlemeye devam edecektir404. Bu durumda ıslah tarihinde, artırıma konu kalan alacak tutarı

403 Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 367; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 579; Alangoya / Yıldırım /

Yıldırım, Usul, s. 266; Aydın, s. 111; Kuru, El Kitabı, s. 660; Tutumlu, Islah, s. 17; Postacıoğlu, s. 395

404 „Islah yeni bir talep olduğundan, davalının ıslaha karĢı zamanaĢımı definde bulunması

hakkında zamanaĢımı dolmamıĢ ise herhangi bir sıkıntı yoktur. Fakat artırıma konu miktar hakkında zamanaĢımı dolmuĢ ise, ıslahla dava konusunun artırılması talebi, davanın karĢı tarafı olan davalının zamanaĢımı defi ile karĢı karĢıya kalabilecektir.

Kısmi davada ıslahla dava konusunun artırılmasında, mahkemeye sunulan ıslah talebinin „tamamen ıslah‟ mı, yoksa „kısmen ıslah‟ mı olduğu hususuna değinmekte de fayda vardır. Davacının davasını tamamen ıslah etmesi ile kısmen ıslah etmesi arasında, ortaya çıkacak hukuki sonuçlar açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır. Tamamen ıslah durumunda, ıslah dilekçesini veren davacının HUMK. m. 88 uyarınca üç gün içerisinde yeni bir dava dilekçesini mahkemeye sunması gerekmektedir405

. Aksi halde davacının dava dilekçesi iptal olunur ve HUMK. m. 87 uyarınca üç ay içerisinde yeni bir dava açılmazsa davacının davasından feragat ettiği sonucu ortaya çıkacaktır406. Kısmen ıslah halinde ise

HUMK. m. 86 hükmü uygulanmayacaktır407, kısmen ıslah talebinin gereği yerine getirilmeyecek olursa, hiç ıslah talebinde bulunulmamıĢ gibi, mevcut dava üzerinden yargılamaya devam edilecektir408

.

Doktrinde, kısmi davada müddeabihin ıslah suretiyle artırılmasının kısmen ıslah niteliğinde olduğu kabul edilmektedir409. Buna gerekçe olarak ise, kısmi davada

müddeabihin artırılmasının, daha önce açılmıĢ bir davanın devamı niteliğinde ve önceki talebe ek bir talep olarak ileri sürülmekte olduğu gösterilmektedir410

. Yargıtay

ile aynı yöndeki görüĢ için bkz. Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 371; Bilgen, s. 219; Tutumlu, Islah, s. 249

405

Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 110; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 273; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 580; Yılmaz, Islah, s. 281 vd.; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 365; Kuru, El Kitabı, s. 652; Tutumlu, Islah, s. 18

406 Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 110; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul,

s. 273; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 580; Yılmaz, Islah, s. 281 vd.; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 365; Kuru, El Kitabı, s. 652

407 „Kısmen ıslahta, tamamen ıslahın aksine ıslah tarihine kadar yapılmıĢ bütün usul iĢlemleri

yapılmamıĢ sayılmaz. Kısmi ıslah, yapıldığı tarihten ileriye yönelik olarak hüküm ifade eder.‟ Y. HGK., 03.07.2002, E. 2002/9-564, K. 2002/572 (Sinerji Mevzuat ve Ġçtihat Programı)

408 Üstündağ, Bir Dava Ne Zaman Kısmi Davadır?, s. 2; Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun

Artırılması, s. 110; Yılmaz, Islah, s. 281 vd.; Kuru / Arslan /Yılmaz, s. 582-583; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 368; Kuru, El Kitabı, s. 656-657; Tutumlu, Islah, s. 17

409

Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 110; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 584; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 364; Çelik, Tazminat, s. 1255; Kuru, El Kitabı, s. 656; Tutumlu, Islah, s. 17; Kuru, C. 4, s. 4014; Yılmaz, Islah, s. 39

konu hakkında verdiği kararlar ise değiĢkenlik göstermektedir. Yüksek mahkeme kimi kararlarında kısmi davada müddeabihin artırılmasının kısmi ıslah niteliğinde olduğunu kabul ederken411; kimi kararlarında ise böyle bir iĢlemin tamamen ıslah

niteliğinde olduğunu kabul etmektedir412

. Yargıtay‟ın, kısmi davada dava değerinin ıslah yapmak suretiyle artırılmasının tam ıslah niteliğinde olduğunu belirten kararları, yukarıda öne sürülen gerekçelerle eleĢtirilmektedir413

.

3- Anayasa Mahkemesi‟nin Islahla Dava Konusunun Artırılamayacağına Dair HUMK. m. 87/son Hükmünü Ġptal Eden Kararı

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuz, Anayasa Mahkemesi‟nin konu hakkındaki 20.07.1999 tarihli iptal kararına kadar, 87‟nci maddenin son cümlesi marifetiyle ıslah yolu ile dava konusunun artırılamayacağını düzenlemekteydi. Ancak Anayasa Mahkemesi, bir ilk derece mahkemesinin bahsi geçen hükmün itiraz yolu ile iptali istemi üzerine esastan yaptığı inceleme neticesinde, 20.07.1999 günlü (RG. 04.11.2000, No: 24220) kararı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‟nun 87‟nci maddesinin son tümcesini, Anayasa‟nın 2, 13, 36, 141 maddelerine aykırı olması nedeniyle iptal etmiĢtir414

.

Anayasa‟nın 152‟nci maddesi uyarınca somut itiraz denetimi kapsamında Anayasa Mahkemesi‟ne baĢvuru yapılmasını gerektiren somut olay ise kısaca Ģöyledir: „Orman idaresinin açtığı orman kadastrosu tespitinin iptali davasına konu

411

„Davacı taraf fazlaya iliĢkin hakkını saklı tutmak suretiyle esas davayı açmıĢ ve ilk hesap bilirkiĢi raporunun verilmesinden sonra da müddeabih yönünden kısmi ıslah talebinde bulunmuĢtur. Davacı tarafın ıslah talebi kısmi ıslah olduğundan…‟ Y. 11. HD., 11.11.2005, E. 2005/12199, K. 2005/10898 (Sinerji Mevzuat ve Ġçtihat Programı); „Bu haliyle kısmi ıslah, ek dava yoluyla elde edilebilecek haklara, mevcut dava içerisinde, daha basit, daha az masrafla ve daha kısa süre içerisinde kavuĢma olanağı tanıyan ve bu yönüyle adeta ek dava açma yoluna alternatif oluĢturan bir yapıdadır. Dolayısıyla, kısmi davanın davacısı, ek dava açmak veya kısmi ıslah yoluna gitmek konusunda seçimlik hakka sahiptir.‟ Y. 3. HD., 04.04.2005, E. 2005/3083, K. 2005/3617 (Dinamik Hukuk Yazılımları Ġçtihat Programı); Aynı yönde diğer kararlar için bkz. Y. HGK., 14.04.2004, E. 2004/4- 200, K. 2004/227 (Dinamik Hukuk Yazılımları Ġçtihat Programı); Y. 11. HD., 16.11.2007, E. 2007/9191, K. 2007/14402 (Legal MĠHDER. 2008/1, s. 198)

412 Y. 9. HD., 27.02.2003, E. 2003/12222, K. 2003/2609 (YKD. 2003/6, s. 895) 413

Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 368

414 Anayasa Mahkemesi‟nin iptal kararı ve kararın gerekçeleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Umar,

HUMK. m. 87, s. 419 vd.; Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 100-103; Tutumlu, Islah, s. 50 vd.

taĢınmaz, 4900 m² olarak davalı adına tespit edilmiĢ ve Orman Ġdaresi davalı adına tespit edilen bu yerin 2100 m²‟sinin orman arazisi olduğu iddiasıyla dava açmıĢtır. Dava sırasında keĢfe gidilmiĢ ve bunun sonucunda hazırlanan bilirkiĢi raporuna göre, dava konusu taĢınmazın (2100 m²‟sinin değil) 2250 m²‟sinin orman arazisi olduğu anlaĢılmıĢtır. Bunun üzerine davacı ıslah dilekçesi vermek suretiyle dava konusunu 2250 m² olarak artırmak istediklerini, ayrıca dava konusunun ıslah suretiyle artırılmasına engel teĢkil eden HUMK. m. 87/son hükmünün, Anayasa‟nın 13,36 ve 141‟inci maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesini ileri sürmüĢtür. Yerel mahkeme ise, davacıyı ikinci bir dava açmaya zorlamanın hem boĢ yere emek, masraf ve zaman harcanmasına sebep olduğu ve hem de mahkemelerin iĢ yükünü artırdığı, Devletin hak arama hürriyetini daraltan bütün sınırlandırmaları adaletin tam olarak gerçekleĢmesi için kaldırmak zorunda olduğu gerekçeleri ile davacının talebi doğrultusunda anılan hükmün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi‟ne baĢvurmuĢtur415. Anayasa Mahkemesi konuyu, Anayasa‟nın 2, 13, 36 ve 141‟inci

maddeleri açısından incelemeye tabi tutmak suretiyle, HUMK. m. 87/son hükmünün, Anayasa‟ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali yönünde karar vermiĢtir.

Anayasa Mahkemesi, iptal kararının gerekçesinde, dava açıldıktan sonra davacının dava konusunu ıslah yoluyla artırmasını önleyen bu kuralın, bir hakkın elde edilmesini zorlaĢtırdığından, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu; itiraz konusu kuralla dava konusunun ıslah suretiyle artırılmasına olanak tanınmamasının, davaların en az giderle ve olabildiğince hızlı biçimde sonuçlandırılmasına engel olacağı (yani usul ekonomisine aykırı olacağı); itiraz konusu kuralın davacıyı ikinci kez dava açmaya zorlaması nedeniyle hak arama özgürlüğünü sınırladığı gibi gerekçelerle bahse konu hükmü iptal etme yoluna gitmiĢtir416

.

Doktrinde, dava açıldıktan sonra belli durumlarda dava konusunun artırılmasına gereksinim duyulabileceği gerçeği karĢısında, davacıyı ikinci bir dava açmaya zorlaması ve doğal olarak yargılama sürecinin uzamasına neden olduğu

415

Yerel mahkemenin konu hakkındaki kararının ayrıntısı için bkz. Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 100-101; Umar, HUMK. m. 87, s. 419-422; Tutumlu, Islah, s. 50 vd.

416 Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 101-103; Umar, HUMK. m. 87, s. 422-

gerekçeleriyle sürekli olarak eleĢtirilen417

HUMK. m. 87/son hükmü, Anayasa Mahkemesi‟nin iptal kararı neticesinde yürürlükten kalkmıĢtır. ġüphesiz mahkemenin, iptal gerekçesinde ileri sürdüğü nedenler bize bu kararın son derece yerinde olduğunu göstermektedir.

Anayasa Mahkemesi‟nin, konumuz ile de bağlantılı olması nedeniyle, bahse konu hükmün davacıyı ikinci kez dava açmaya zorlaması nedeniyle hak arama özgürlüğünü sınırladığı yönündeki gerekçesi üzerinde durmakta fayda vardır. Anayasa Mahkemesi‟nin iptal kararından önce kısmi dava açan bir davacının dava konusunu, davalının muvafakati hariç olmak üzere, herhangi bir Ģekilde artıramaması nedeniyle, uygulamada devamlı olarak kısmi davayı takiben ek dava açma yoluna gidilmekteydi. Ġptal kararı sonrası kısmi davada dava değerinin ıslah suretiyle artırılmasının yolu açıldığından, artık davacının ek dava açmaksızın da kalan alacağını aynı kısmi davada talep etmesi imkânının doğduğunu görüyoruz418

. Ġptal kararı sonrası davacının kısmi dava konusu yapamadığı kalan alacağı için iki usul yöntemini (ek dava veya kısmi davada ıslah yoluyla dava konusunu artırma) alternatif olarak kullanabilmesi mümkündür419. Ancak ikinci bir dava açma

zorunluluğunu ortadan kaldırması nedeniyle usul ekonomisine daha uygun olan ıslah

417 „Yasa karĢı tarafın izni ile dava konusunun artırılabilmesine ve hatta karĢı taraf izin vermese bile,

ıslah yoluyla dava konusunun değiĢtirilebilmesine olanak verdiğine göre, ıslahla dava konusunun artırılmasını yasaklayan kanun koyucunun buradaki amacını kolaylıkla anlayabilmek olanaksızdır. Çünkü eğer kanun koyucunun amacı, dava konusunun artırılması ile davalının kötü bir duruma düĢmesini önlemek ise, bu mantığın dava konusunun değiĢtirilmesi halinde de uygulanması ve onun dahi yasak edilmesi gerekirdi. Bu nedenle, m. 87/son cümle hükmünün, olması gereken hukuk bakımından yasadan çıkartılması yerinde olacaktır.‟ Ģeklindeki eleĢtiri için bkz. Yılmaz, Islah, s. 171- 172

418 „Mevcut yasal durum itibariyle, kısmi davada fazlaya iliĢkin haklarını saklı tutmuĢ olan davacının

dilerse ek dava açmak yerine saklı tuttuğu alacak bölümü için o kısmi dava içerisinde ıslah yoluyla talepte bulunabilmesi mümkündür.‟ Y. 3. HD., 04.04.2005, E. 2005/3083, K. 2005/3617 (Tutumlu, Medeni Usul, s. 43)

419 „…yasalarımızda bir alacak hakkının bir bölümünün dava edilip geriye kalanının ikinci bir dava ile

istenmesini engelleyen bir hüküm yoktur. Davacı dava dilekçesinde fazlaya iliĢkin haklarını saklı tutarak kısmi dava açabilir. Uygulamada, fazlaya iliĢkin hakların saklı tutulması dava açma tekniği bakımından tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne iliĢkin dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Davacının aynı davada müddeabihi artırması ve davasını geniĢletmesi hallerinde kısmi ıslahtan söz edilir. Kısmi ıslah halinde davacı, ıslah yolu ile müddeabihi artırabileceği gibi, kısmi dava açan davacı, ıslah yolu ile alacağının saklı tuttuğu bölümünü aynı davada sonradan talep de edebilir.‟ Y. 14. HD., 10.11.2003, E. 2003/7251, K. 2003/7922 (Yargı Dünyası E-Ġçtihat Programı); aynı yönde kararlar için bkz. Y. 5. HD., 21.04.2004, E. 2004/3611, K. 2004/4879; Y. 1. HD., 09.12.2004, E. 2004/12876, K. 2004/13625 (Sinerji Mevzuat ve Ġçtihat Programı)

suretiyle dava değerinin artırılması yolunun; davacıyı ek dava açmaktan, ikinci bir dava ile her yönden ekstra masraf etmesinden ve alacağına geç kavuĢması riskinden kurtarması yönlerinden, davacının daha lehine olduğu ortadadır420

. Anayasa‟nın 141‟inci maddesinin son fıkrasında düzenleme altına alınan „Davaların en az giderle

ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.‟ ve HUMK. m. 77‟de

düzenleme altına alınan „Hâkim yargılamanın mümkün olan süratle ve düzenli bir

şekilde yürümesini sağlamakla ve gereksiz yargılama masraflarının ortaya çıkmasını engellemekle görevlidir.‟ hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kısmi davada

ıslahla dava konusunun artırılmasının önünü açan Anayasa Mahkemesi kararı, Anayasa ve HUMK.‟da düzenlenen hukuki gerekliliği sağlamak adına atılmıĢ önemli bir adım olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Yalnız kısmi davada ıslah yoluna baĢvurulması durumunda, davacının, ıslah tarihine kadar doğan yargılama masrafları ile karĢı taraf için takdir edilecek zarar ve ziyanı ödemek zorunda olduğu da gözden kaçırılmamalıdır (HUMK. m. 86)421

. Bu durumda davacı, ancak belirtilen masrafları ödemesi halinde dava konusunu artırabilecektir. Aksi takdirde bu ödeme yapılmadıkça ıslahın yapıldığından bahsedilemez422.

Davacının bu ek alacağı için ek dava açması halinde yapacağı yargılama masrafları ile dava konusunun ıslah yolu ile artırılmasında ortaya çıkacak masraflar arasında, ıslah durumunda ödenen (ıslah tarihine kadar yapılan) yargılama masrafları dıĢında çok büyük oranda farklılık bulunmamaktadır. Nitekim ıslah yoluna baĢvuruda, HUMK. m. 88‟de öngörülen süre içerisinde (davanın tamamen ıslahı halinde) yeni dava dilekçesinin üç gün içinde mahkemeye sunulması veya (davanın kısmen ıslahı halinde) ıslah iĢleminin mahkemeye bildirilmesi durumunda, ıslah yoluna baĢvuran taraftan yeniden baĢvurma harcı ile peĢin karar ve ilam harcı

420 Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 103

421 Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 367; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 579; Alangoya / Yıldırım /

Yıldırım, Usul, s. 271; Kuru, El Kitabı, s. 650; Tutumlu, Islah, s. 239; Bilgen, s. 132; Postacıoğlu, s. 397

422 Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 271; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 579; Pekcanıtez /

alınmayacaktır423. Kısmi davadan sonra davacının ek dava açması durumunda ise,

davacı ek dava değeri nispetinde peĢin karar ve ilam harcı ile baĢvurma harcını, yeni bir dava açtığı için mahkeme veznesine yatırmak zorunda kalacaktır. ĠĢte kısmi davada ıslah yoluna baĢvurulmasının, kısmi davadan sonra ek dava açılmasından daha avantajlı ve usul ekonomisine daha uygun olduğu gösteren yanı da budur.

Anayasa Mahkemesi her ne kadar iptal kararı ile davacı aleyhine olan bir durumu ortadan kaldırmıĢsa da, davacının kısmi davada fazlaya iliĢkin hakkını saklı tutmaması durumunda fazlaya iliĢkin hakkından feragat ettiği yönündeki Yargıtay‟ın uygulaması yönünde herhangi bir ifadeye yer vermemiĢtir. Ayrıca iptal kararının gerekçesinde, kısmi davada dava değerinin ıslah suretiyle artırılabilmesi için kısmi dava dilekçesinde fazlaya iliĢkin hakkın saklı tutulması gerektiği yönünde de herhangi bir açıklama getirilmemiĢtir424. Bu durum Yargıtay‟ın bu iki konu

hakkındaki uygulamadaki kararlarını da herhangi bir Ģekilde etkilememiĢtir. Yargıtay kısmi davada fazlaya iliĢkin hakkın saklı tutulmaması halinde artık ek dava açılamayacağı ve yine fazlaya iliĢkin hakkın saklı tutulmaması halinde kısmi davada dava değerinin ıslah suretiyle artırılamayacağı yönünde kararlar vermeye devam etmektedir425. Davacı açısından açık bir hak kaybına neden olan her iki hal hakkında Anayasa Mahkemesi‟nin herhangi bir açıklama getirmemesi bize göre uygun olmamıĢtır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi uygulamadaki bu aksaklık ancak 6100 sayılı yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu‟nun yürürlüğe girmesinin ardından giderilebilecektir.

423 Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 580

424 „Anayasa Mahkemesi‟nin kararı sonucunda, HUMK. m. 87/son cümle hükmü iptal edildiğinden,

dava konusunun ıslah yoluyla artırılabilmesi, davacının kısmi dava açmıĢ bulunmasına bağlıdır. Eğer, kısmi dava açılmamıĢsa, ıslahla dava konusunu artırmaya olanak yoktur.‟ Ģeklindeki görüĢ için bkz. Yılmaz, Islah Yoluyla Dava Konusunun Artırılması, s. 107

425

„Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‟nun 83. maddesi gereğince taraflardan her biri yapmıĢ oldukları usule iliĢkin iĢlemleri tamamen veya kısmen ıslah edebilirler. Hatta ıslah yolu ile müddeabihin artırılması da mümkündür. Davacı dava dilekçesinde talep konusu alacaklardan fazlaya ait haklarını saklı tutmadığı gibi davayı da kısmi dava olarak açmamıĢtır. Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra, ilk davada fazlaya iliĢkin haklar saklı tutulmuĢsa ek dava açılmasına gerek kalmadan, açılan ilk davanın yargılaması sırasında ek davaya konu olabilecek bakiye alacaklar ıslah yolu ile istenebilirler. Bu durumda; davacı dava dilekçesinde fazla haklarını saklı tutmadığından ve davayı da kısmi olarak açmadığından ıslah talebinin reddi gerekir.‟ Y. 17. HD., 24.01.2005, E. 2005/22, K. 2005/149 (Dinamik Hukuk Yazılımları Ġçtihat Programı)

SONUÇ

Usul hukukumuzun, uygulamada sıklıkla rastladığımız en önemli kurumlarından biri olan kısmi dava ve özellikle kısmi davanın uygulamada meydana getirdiği sonuçlar hakkındaki bu incelememizde; talep neticesinin niceliğine göre bir dava çeĢidi olan kısmi davanın usul kanunumuzdaki yeri, kısmi dava açılabilmesi için aranan Ģartlar, kısmi davanın hükümleri ve uygulamada yine oldukça fazla önem teĢkil eden ek dava ile günümüzde kısmi dava-ıslah iliĢkisi konuları hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulunduk.

Hiç Ģüphesiz 12 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen ve fakat 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6100 sayılı yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu, medeni usul hukukunun birçok alanında yeni değiĢiklikleri bünyesinde barındırmaktadır. Biz de bu incelememizde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yanında, 6100 sayılı yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu‟nun inceleme konumuz olan kısmi dava ile bağlantılı yeni hükümleri hakkında da açıklamalarda bulunmaya çalıĢtık.

Kısmi davada özellikle uygulamada ortaya çıkan birtakım sorunların baĢında fazlaya iliĢkin hakkın saklı tutulmaması halinde davacının kalan alacağından vazgeçmiĢ sayılacağına dair Yargıtay uygulaması gelmektedir. Ġncelememizde bu uygulamanın yerinde olmadığı ve bu durumun çözümü noktasında neler yapılabileceği bakımından yeterince açıklamada bulunmaya çalıĢtık. Doktrinde, maddi hukuk açısından davacı aleyhine hak kaybına neden olduğu gerekçesiyle

Belgede Medeni yargıda kısmi dava (sayfa 138-156)