• Sonuç bulunamadı

Genel Açıklama

Belgede Medeni yargıda kısmi dava (sayfa 38-41)

B) TÜRK HUKUKU‟NDA KISMĠ DAVA KONUSUNDAKĠ GÜNCEL YASAL

1- Genel Açıklama

Talep neticesinin niceliğine göre bir dava çeĢidi olan kısmi davanın, Türk yargılama hukuku içerisindeki yeri ve kısmi dava hakkındaki yasal düzenlemeleri bu baĢlık altında ele alacağız. Bu bağlamda, hem medeni usul hukukumuzda hem de farklı bir yargı kolu olan idari yargılama hukukunda kısmi dava konusundaki yasal düzenlemeleri ve konu ile ilgili olarak uygulamada sıklıkla rastladığımız yargı kararlarını, özetle genel manada Türk yargılama hukukunda kısmi dava açılmasının mümkün olup olmadığı meselesini ele alacağız.

Her ne kadar farklı yargı kolunu ilgilendirmesi nedeniyle incelememizle bağlantısı olmasa da, idari yargıda kısmi dava açılmasının mümkün olup olmadığı meselesi üzerinde kısaca durmamızın faydalı olacağı düĢüncesindeyiz. Bu baĢlıkta son olarak 12 Ocak 2011 tarihinde yasalaĢan ve fakat yürürlük tarihi 1 Ekim 2011 olarak belirlenen Hukuk Muhakemeleri Kanunu‟nun kısmi dava hakkında getirdiği önemli değiĢiklikler ve kısmi dava ile doğrudan bağlantısı bulunan yeni kurumlar üzerinde duracağız.

80 Kuru, C. 2, s. 1520; Kuru, El Kitabı, s. 324 81

Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Ġyimaya, Tazminat, s. 194; Üstündağ, Medeni Yargılama, s. 137; Birtek, s. 21; Çelik, Tazminat, s. 1251; Kuru, C. 1, s. 196; Nomer, s. 221; Kuru, C. 2, s. 1520; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 131, 303; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 64; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 286; Kuru, El Kitabı, s. 324

2- Medeni Usul Hukukunda Kısmi Dava

Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, Türk Hukuku‟nda kısmi davayı doğrudan düzenleyen yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Nitekim medeni yargılamayı tüm yönleriyle düzenleyen 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda bu konuda bağımsız ve ayrıntılı bir düzenleme yer almamaktadır. Ancak HUMK.‟da yer alan birtakım hükümler Türk Hukuku‟nda kısmi dava açılmasının mümkün olduğunu bizlere göstermektedir82

.

Usul hukukumuza hâkim olan tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak kiĢilerin taleplerini kısmi olarak dile getirmeleri mümkündür83

. Yani kısmi davanın açılabilmesi, medeni yargılamada hâkim olan tasarruf ilkesine dayanmaktadır. Kaldı ki, kısmi davada görevi düzenleyen HUMK. m. 4 hükmü, davacının kısmi dava açabileceğinin en açık kanıtıdır. Usul kanunumuzda, bireylerin kısmi dava açabileceği konusundaki en bariz gösterge Ģüphesiz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‟nun 4‟üncü maddesidir84

. Bu hüküm ile alacağın bir kısmının dava edildiği hallerde görevli mahkemenin nasıl belirleneceği konusunda genel açıklamalara yer verilmiĢtir. Yasa koyucu açıkça kısmi davayı düzenlememiĢ olsa da, bu hüküm ile kısmi davanın açılmasının önünde herhangi bir engel olmadığını örtülü olarak da olsa ifade etmiĢ ve bu yöndeki iradesini yansıtmak amacıyla kısmi davada görevli mahkemenin hangisi olacağı konusunda açıklama yapmayı gerekli görmüĢtür.

82

Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Ġyimaya, Tazminat, s. 194; Üstündağ, Medeni Yargılama, s. 137; Birtek, s. 21; Çelik, Tazminat, s. 1251; Kuru, C. 1, s. 196; Nomer, s. 221; Kuru, C. 2, s. 1520; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 131, 303; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 64; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 286; Kuru, El Kitabı, s. 324;

83

Nomer, s. 221; Üstündağ, Medeni Yargılama, s. 137; Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Birtek, s. 21

84 Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Ġyimaya, Tazminat, s. 194; Üstündağ, Medeni Yargılama, s. 137;

Birtek, s. 21; Çelik, Tazminat, s. 1251; Kuru, C. 1, s. 196; Nomer, s. 221; Kuru, C. 2, s. 1520; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 131, 303; Alangoya / Yıldırım / Yıldırım, Usul, s. 64; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 286; Önen, s. 29; Postacıoğlu, s. 117; Bilge, s. 143; Kuru, El Kitabı, s. 324; „Hukukumuzda alacaklı alacağının tamamı için dava açmak zorunda olmayıp, Ģimdilik kaydıyla alacağın bir kısmını dava edebilir. Diğer bir deyiĢle kısmi dava açabilir(1086 sayılı kanun m. 1,4,8).‟ Y. 13. HD, 28.05.2008, E. 2008/367, K. 2008/7375 (Sinerji Mevzuat ve Ġçtihat Programı)

Kısmi dava açılmasının mümkün olduğunu gösteren bir diğer hüküm ise HUMK. m. 79‟dur85. Adı geçen madde, kanunda açıkça ifade edilmedikçe, hiç kimsenin kendi adına dava açmak veya hakkını ileri sürmek konusunda zorlanamayacağını düzenlemektedir. Kanun metninde düzenleme altına alınan bu hükümden, davacının kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı ve dolaylı olarak tam bir davayı açmak zorunda da olmadığı anlaĢılmaktadır. Yani bu hüküm de dolaylı olarak davacıya kısmi dava kurumuna baĢvurabilmesinin yolunu açmaktadır86

.

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‟nun bu hükümlerinden baĢka, Borçlar Kanunu‟nun 68‟inci maddesinin genel içeriği açısından bakıldığında, bu hüküm ile de kısmi dava açılmasına cevaz verildiği görülmektedir. BK. m. 68‟e göre alacaklıya, borçlu tarafından yapılacak kısmi ödemeyi kabul edip etmeme konusunda yetki tanınmıĢ87

; kısmi ifa durumunda, kalan kısım için borçlunun yükümlülüğünün davam ettiği dile getirilmiĢtir. Buna göre alacaklıya kısmen ifayı kabul etme konusunda serbestlik tanındığına göre, kısmi dava açmak suretiyle alacağın bir kısmının talep edilebilmesinin de mümkün olduğu ifade edilmek istenmiĢtir88

. Bu da Borçlar Kanunu çerçevesinde kısmi dava açılmasının mümkün olduğunu gösteren bir diğer yasal hükümdür.

Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki; gerek yargılama hukuku (HUMK. m. 4 ve 79) gerekse maddi hukuk (BK. m. 68) bireylere kısmi dava açma konusunda, çok net bir biçimde olmasa da, bir serbesti tanımaktadır89. Öte yandan davacının

talebini kısmi olarak ileri sürebileceğini, yani kısmi dava açılabileceğini bilmesi, taleplerdeki açıklık ilkesinin de bir sonucu olarak karĢımıza çıkmaktadır90

. Ayrıca

85 Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 303; Birtek, s. 21; Kuru, C. 2, s. 1520;

Kuru, El Kitabı, s. 324

86

Birtek, s. 21; Kuru, C. 2, s. 1520; Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 303; Kuru, El Kitabı, s. 324

87 Eren, s. 880 vd.; Reisoğlu, s. 234 vd; Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, s. 438-440;

88 Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 303; Pekcanıtez / Atalay / Özekes, s. 286; Tanrıver, Kısmi Dava, s.

852; Kuru, C. 2, s. 1520; Kuru, El Kitabı, s. 324

89 Birtek, s. 21; Tanrıver, Kısmi Dava, s. 852; Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 303; Kuru, C. 2, s. 1520;

Kuru, El Kitabı, s. 324

kısmi dava hakkı, anayasal çerçevede güvence altına alınmıĢ olan hak arama özgürlüğünün (Anayasa m. 36) kullanım biçimlerinden birisi konumunda bulunan dava hakkının, somut planda bir yansımasını oluĢturur91

.

Yargıtay ise kısmi davanın hukuken geçerli bir dava türü olduğu yönünde doktrinde kabul edilen bu yaygın kanaat doğrultusunda kararlar vermektedir92

. Yüksek mahkemenin konu hakkındaki kararlarının temelinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‟nun kısmi davada görev hususunu düzenleyen 4‟üncü maddesi yatmakta ve bu yasal düzenlemenin kısmi davanın açılabilirliği ve geçerli bir dava türü olduğu noktasında önemli bir ölçüt olduğu dile getirilmektedir93

.

Belgede Medeni yargıda kısmi dava (sayfa 38-41)