• Sonuç bulunamadı

2.2. Çocuk Gelişimi ve Toplumsallaşma Süreci

2.2.1. Çocuk Gelişimi Süreci

2.2.1.5. Dil Gelişimi

"Dil, insanların birbirlerine bilgi, düşünce ve eğilimlerini aktarabilmelerinin yanı sıra, fikirlerini düzenleyebilmelerine ve duygularını ifade edebilmelerine olanak hazırlar" (Yavuzer, 1995: 46). Dil gelişiminin çocuk açısından en önemli yönü; onu egosundan uzaklaştırması, sosyalleştirmesi, kendisini kontrol etmesini sağlaması, duygu

ve düşüncelerini anlamasını, ifade etmesini, öğretmesini sağlayan ve kendisini güvende hissetmesine yardımcı olan bir davranıştır.

Dil gelişimini açıklayan kuramlar, biyolojik kuram, öğrenme kuramı, bilişsel kuram ve etkileşim kuramıdır.

2.2.1.5.1. Biyolojik Kuram

Biyolojik kuram, dil öğreniminde doğuştan gelen etkilerin önemi üzerinde durulmaktadır. "Beyin gelişiminin önemi vurgulanırken, dilin öğrenilmesinde kritik dönemler bulunduğuna işaret edilir, genel bilişsel gelişim ve olgunlaşmanın dil kazanımındaki en önemli faktör olduğu üzerinde durulur" (Karacan, 2000: 264). Dil gelişimin biyolojik alt yapısı doğumda bebekte mevcuttur. Kalıtsal bir yetenek olan dil davranışında; cinsiyet, ırk ve milliyet farkı olmaksızın çocuktaki belli sesleri üretebilmesini sağlayan mekanizma dil edinimini sağlamaktadır. Böylece çocuk bir yaşında ilk kelimelerini söyleyebilmekte ve iki yaşında ise cümle kurabilmektedir.

2.2.1.5.2. Öğrenme Kuramı

Skinner'ın öğrenme yaklaşımına göre dil de diğer davranışlar gibi taklit, koşullanma, bağıntı kurma ve pekiştiriciler aracılığıyla öğrenilmektedir. Çocuklar, ailelerindeki konuşmaları, objelerin isimlendirmelerini duymakta ve tekrarlamaktadır. Bu tekrarlar gülümseme gibi bir dizi pekiştiricilerle karşılanmakta öğrenilmektedir. Böylece çocuklar çevrelerindeki nesneleri isimlendirmeyi öğrenmektedirler. Çocuğun sözcük kullanımına teşvik edilmesi konuşma sürecini ortaya çıkarmaktadır. "Öğrenme kuramı, çocukların dili nasıl öğrendiğini açıklamakla birlikte dil gelişiminin bütün yönlerini açıklamamaktadır" (İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2011: 159).

2.2.1.5.3. Bilişsel Kuram

"Bilişsel görüşü temsil eden araştırmacılara göre dil gelişimi çocuğun algılama, dikkat, imgeleme, hafıza, akıl yürütme gibi zihinsel gelişimine bağlı olarak gelişir" (Aydın, 2005: 73). Piaget ve Bloom'un araştırmaları ile gelişen yaklaşım dil ve biliş ilişkisi üzerine yoğunlaşmaktadır. Dil, bilginin bir kodlama aracı olarak edinilmektedir. Çocuk dili ve cümlelerinin kelime dizilimi üzerine yapılan çalışmalar yeterli sonuç vermemiştir. Kuram, sosyal etkileşimi dikkate almamıştır.

2.2.1.5.4. Etkileşim Kuramı

olarak açıklanamayacağı yönündedir. "Etkileşim kuramı ise, biyolojik olgunlaşma, çevresel etki ve yaşantıların dil gelişiminde eşit ölçüde önemli olduklarını vurgulamakta, konuyla ilgili pek çok araştırma da bu görüşü desteklemektedir" (İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2011: 160). Toplumsallık ve etkileşim dil duyarlılığını arttırmaktadır. Anne ve babanın tutumları dil gelişimi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Bu kurama göre, kalıtım, ailelerin dil kullanımına katkısı, anne babanın dil kullanımı ve çocuğun sosyal etkileşim düzeyi dil kullanımında ve gelişiminde etkilidir.

2.2.1.5.5. Dil Gelişimi Basamakları

Bebekler, yaşamlarının ilk üç ayında bir dizi sesi çevrelerinden bağımsız olarak üretmektedirler. Bu süre. Bebeğin ilk bilinçli kelimeyi üretmesine kadarki dil öncesi (prelinguistik) dönemdir.

Vokalizasyon dönemi (0-2 Ay): Ses tellerinin ve gırtlak yapısının geliştirilmesine yönelik davranışlar olduğu söylenen sesli harflerden oluşan bir seslendirme dönemidir. Bu davranışlar tüm dünyadaki çocuklarda görülen ve çevredeki pekiştirmeler ya da belirli durumların taklidiyle oluşmayan hareketlerdir.

Cıvıldama Dönemi (4-5 Ay): Bebeklerin çıkardıkları seslerin çevredekilerin seslerine benzemeye başladığı dönemdir. Bebekler çevreden duydukları sesleri taklit etmeye başlamıştır. "Dördüncü ayın tamamlanması ile birlikte ses kalitesi de değişir, artık bebek glotis ve uvuladan kaynaklanan ilk sesler yerine konuşma sesleri çıkmaya başlar" (Karacan, 2000: 265). "On ikinci aydan itibaren altı yaşına kadar geçen süre zarfında Smith'in (1926) çalışmaları kelime dağarcığının 2 yaşında 270 kelime civarındayken, 6 yaşında 2500 kelimeye ulaştığını göstermektedir" (Akt: Aydın, 2005: 77).

Tek Sözcük Dönemi (12-18 Ay): Bu dönemde çocuk bir kelimeyi doğru olarak telafuz edebilmektedir. 30'a kadar kelime öğrenebilmektedirler. "Bir yaşlarındayken bebeklerin çoğu, bir ile üç arasında sözcük kullanarak anlaşılabilir bir biçimde konuşurlar" (İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2011: 161). "Her yaştaki insanda olduğu gibi küçük çocuklarda da anlaşılan kelime sayısı kullanılan kelime sayısından fazladır" (Karacan, 2000: 265). Çocukların öğrendiği kelime sayısı, anne-baba ile etkileşimiyle artmaktadır.

İki Sözcük Dönemi (18-24 Ay): "Çocuğun yaklaşık 270 kelimelik dağarcığı bulunmaktadır. İki sözcük döneminden itibaren sözcüklerin çoğu isimlerden; daha sonra

ise sırasıyla fillerden, sıfatlardan ve zarflardan oluşmuştur" (Aydın, 2005: 79). Zamirler ve ünlem sözcükleri takip eden dönemde kelime haznesine eklenecektir. Telgraf konuşma bu dönemde görülmektedir. "Telgraf konuşma, telgraf iletilerinde olduğu gibi, gereksiz sözcük ve bağlaçlara yer verilmeksizin iki, üç ya da daha farklı sözcüğün anlamlı bir ileti oluşturacak biçimde kullanılmasıyla gerçekleşen konuşmadır" (İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2011: 162).

Üç ve Daha Fazla Sözcüklü Cümleler Dönemi: Çocuklar üç yaş döneminde kelime dağarcıkları yaklaşık 400 kelimeye ulaşmıştır ve cümle yapıları gelişmiştir. "Çocuk anadilinin temel yapılarını öğrenir; özne, yüklem ve nesne gibi cümlenin öğeleri arasındaki ilişkileri anlamaya başlar" (Aydın, 2005: 80).

Üç yaşına gelindiğinde ise çocuğun kullandığı dilin gramer yapısı karmaşıklaşmıştır. Çocuk 900 ila 1000 kelime ile konuşmaya başlamıştır. Çocuk 5 yaşına geldiğinde ise 2000 kelime kullanabilmektedir.

Çocuk okul çağına geldiğinde kullandığı kelime sayısının artması yanında; kelimeleri yerinde kullanma becerisi de gelişmiştir. "Konu ile ilgili araştırmalar, çocukların okula başladıkları ilk günle, altıncı sınıf arasına, kelime dağarcıklarının tam iki kat arttığını ve bu gelişimin beşte dördünün ise ilk iki yılda gerçekleştiğini göstermiştir" (Ataç, 1991: 237).

Dil gelişimi, zeka, çevre faktörleri, aile değerleri, sosyoekonomik çevre ve yerleşim yerleri faktörlerinden etkilenmektedir. "Dil gelişiminde, biyolojik, nörolojik, psikososyal, psikoseksüel ve bilişsel gelişim birarada ve birbirini yakından etkileyerek oluşmaktadır" (Karacan, 2000: 267).

Konuşmada yaşanan problemlerin ise biyolojik ve psikolojik sebepleri olabilmektedir. "Okul değişikliği, bademcik ameliyatı sonrası veya aileden belirli süre ile ayrı kalma durumu gibi sebeplerle bazı çocukların kekelemeye başladıkları görülmektedir" (Aydın, 2005: 83).