• Sonuç bulunamadı

Geleneksel Ekonomi – Đnternet Ekonomisi Karşılaştırması

1. ÇALIŞMANIN METODOLOJĐSĐ

1.3. ĐNTERNET EKONOMĐSĐ

1.3.5. Geleneksel Ekonomi – Đnternet Ekonomisi Karşılaştırması

ortaya çıkmaktadır. Bunlar, enformasyonun bilgi haline geldiği, enformasyonun yönetimi, işlenmesi ve dağıtımı ile ilgili endüstrilerdir. Bilgisayar yazılımları, telekomünikasyon, yarı iletkenler, internet gibi ileri teknoloji endüstrileri ve bunların ürün ve hizmetlerin yanı sıra, sibernetik, robotik, biyoteknoloji ve genetik gibi endüstriler internet ekonomisi ile birlikte ortaya çıkmıştır.

Geleneksel ekonominin Newton’cu bir çizgiden başladığı düşünülürse, statik denge ve tam bilgi gibi varsayımlar, ekonomiyi rekabet ortamının gerçekçiliğinden giderek uzaklaştırmaktadır. Đnternet ekonomisi anlayışı, geleneksel ekonomiyi temel alan teorilerin yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir (Başaran, 2005: 237).

Đnternet ekonomisinin temelinde, bilgi teknolojilerindeki radikal değişimler sonucu öğrenme süreçlerinin, daha farklı alan ve boyutlara taşınması yer almaktadır. Đnternet ekonomisinin altyapısının elle tutulabilir ve gözle görülebilir mallardan çok, enformasyon temelli ve daha fazla hizmete benzeyen mallara doğru kayması söz konusudur. Bunun doğal sonucu ise, enformasyonun uygulama alanının sürekli olarak gelişmesidir. Enformasyonun üretim süreçlerindeki yerinin gittikçe artması sonucu, sanayi mallarının göreceli olarak değer kaybına uğradıkları görülmektedir. Ekonomik değer, malların fiziki yapılarından değil, insanların o mallara verdiği değerlerden kaynaklanmaktadır. Enformasyonun aldığı ve alabileceği şekiller düşünüldüğünde, fiziki özelliklerin ötesinde, bireylerin bu mallara ve hizmetlere ilişkin bilgileri veya onlardan yararlanabilme biçimleri, ekonomik değeri daha ağırlıklı olarak şekillendirmektedir.

Ekonomik faaliyetlerde malın fiyatı talep tarafından belirlenmektedir. Talep ise, bireylerin o mal ya da hizmet hakkında sahip oldukları bilginin bir fonksiyonudur. Enformasyon üzerine kurulu internet ekonomisinde, talebi etkilemenin bir yolu da, enformasyonu değiştirmekten geçmektedir. Bu nedenle, enformasyonu daha etkin kullanmaya yönelik faaliyetler internet ekonomisinin cazip alanlarının başında gelmektedir (Söylemez, 2001: 21).

Çizelge 2. Geleneksel Ekonomi – Đnternet Ekonomisinin Karşılaştırılması

DEĞĐŞĐM UNSURU ESKĐ EKONOMĐ ĐNTERNET

EKONOMĐSĐ Ekonomi Genelindeki Özellikler

Piyasa Durağan Dinamik

Rekabet Alanı Ulusal Küresel

Organizasyon Biçimi Hiyerarşik, Bürokratik Network Temelli Endüstri

Üretimin Organizasyonu Kitle Üretimi Esnek Üretim Büyümeyi Yönlendiren

Temel Unsurlar

Sermaye / Emek Yenilikler / Enformasyon

Teknolojiyi Yönlendiren Temel Unsurlar

Makineleşme Dijitalleşme

Rekabet Avantajının Kaynağı

Ölçek Ekonomileri Đle Düşen Maliyetler Yenilikler, Kalite, Piyasanın Önceliği ve Maliyet Araştırma ve Yeniliklerin Önemi Az-Orta Yüksek

Diğer Firmalarla Đlişkiler Bireysel Đşbirliği ve Antlaşmalar Đşgücü

Politik Hedefler Tam Đstihdam Yüksek Reel Ücret ve Gelirler

Uzmanlıklar Belirli Đşlerde Uzmanlık

Geniş Uzmanlık Alanı ve Farklı Alanlarda

Uygulama Gerekli Eğitim Bir Uzmanlık Alanı veya

Derece

Yaşam Boyu Öğrenme

Çalışan-Yönetim Đlişkileri Muhalif Đşbirlikçi

Đstihdamın Doğası Durağan Risk ve Fırsatlar Piyasası Hükümet

Đş Dünyası - Hükümet Đlişkileri

Baskı Gerektiren Fırsatların Artması Đçin Cesaret Veren Hükümet Düzenlemeleri Kumanda ve Kontrol Piyasa Araçları ve

Esneklik Kaynak: SÖYLEMEZ, Alev. Yeni Ekonomi. Boyut Kitapları, Đstanbul, 2001, 23 s.

Đnternet ekonomisi, insana yapılan yatırımın getirisini, fiziki sermaye yatırımlarından daha yüksek olduğu döneme girildiğini göstermektedir. Bireylerin piyasada sahip oldukları enformasyonun değerinin önemi giderek artmaktadır. Girişimcilik artık firma kurup, üretim yapmak yerine, göreceli olarak sahip olunan pratik ve coğrafik bilginin etkin bir biçimde nasıl kullanılacağı üzerine yoğunlaşmaktadır. Böyle bir ortamda, ekonomik yaşamı biçimlendiren kurallar ve kurumlar, bilgiye dayanan girişimciliği destekleyecek yönde değişime uğramaktadır (Pohjoha, 2002: 143).

Kas gücü yerine beyin gücüne dayalı bir ekonomide, bilgi işlerine doğru bir geçiş söz konusudur. Đnternet ekonomisinde bir organizasyonun temel özellikleri, organizasyonun entelektüel birikimi ve bilgi işçisine verdiği önem ile ölçülmektedir. Bu nedenle işletmeler entelektüel kapasitelerini ölçmek için yeni yöntemler geliştirmektedirler. Đnternet ekonomisinin bu yöndeki en büyük katkısı, piyasanın küresel bir dünya içerisinde gittikçe daha geniş alanları kapsar hale gelmesidir. Zaman ve mekânın bilgi piyasaları kadar kısıtlayamayacağından, network bağlantıları sonucunda yapılacak yüksek sabit maliyetli enformasyon yatırımları çok daha düşük maliyetlerle piyasaya sunulabilecektir. Bunun doğal sonucu olarak, bilgiye yapılan yatırımın sürekliliğini kendiliğinden sağlamaya yönelik bir yapının oluşturulması gerekmektedir.

Enformasyon üzerine kurulu internet ekonomisinde, enformasyonun farklılığı rekabet açısından da daha önemli hale gelmektedir. Rekabeti artık neo-klasik çerçevedeki anlamı ile anlamamız mümkün değildir. Bireylerin bilgilerinin farklılığı düşüncesinden hareketle, rekabetin de ürün farklılaştırması temelinde anlaşılması gerekecektir (Bayraç, 2003: 45).

Đnternet ekonomisinde belli bir mekâna yerleşik olmadan, ticarethaneler, mağazalar, büyük işyerleri açmaksızın, sadece internet üzerinden mal ve hizmet pazarlayan, ticaret ve hizmet şirketlerinin ve bunlardan yararlanacak büyük bir talep kitlesinin bulunması, dijitalleşmenin önemini vurgulamaktadır. Đnternetin üretici açısından en önemli avantajı, ürünlerin piyasa sınırı olmaksızın dünya çapında

sunulabilmesi ve maliyeti minimuma indirmesine olanak tanımasıdır. Tüketicilere sağladığı en önemli avantaj ise, aradığı ürünü kendi istediği zamanda, pek çok alternatifi birlikte görerek, kısa sürede başka bir aracıya gerek kalmadan bulma ve satın alabilmesidir. Böylece sanal piyasa olarak da adlandırılan internet, üretici ve tüketici açısından zaman ve maliyet tasarrufu sağlamaktadır. Sanayi Devriminden bugüne kadar geçen sürede, teknolojide önderlik rolü ve piyasadaki pazarlık gücü üretici işletmelere bağlı iken, internet ekonomisinde piyasadaki güç dengesi, tüketici lehine hizmet veren işletme ve dağıtıcılara doğru kaymıştır. Müşteriyi tanımak ve elde tutmak, internet ekonomisi için başarının anahtarı olarak kabul edilmektedir.

Đktisatçıların günümüze kadar biçimlendirdikleri ve yorumladıkları geleneksel ekonominin temeli; ekonomik büyüme-istihdam-ücretin gelişimi ve bunlar arasındaki ilişkiye dayanmaktadır. Bu ilişki ekonomi geliştikçe ve işsizlik doğal oranının altına düştükçe, ücretlerin artmaya başlaması ve bu sürecinde yüksek enflasyonla sonuçlanması biçiminde ortaya çıkmaktadır (Aktan, 2004a: 151).

Đnternet ekonomisinde bu ilişki daha farklıdır. Geleneksel ekonominin temel üretim faktörleri olan emek ve sermayenin yerine, yeni ekonomide enformasyon ve yaratıcılık ikame edilmektedir. Đnternet ekonomisinde yalnız bilgisi ve yaratıcı güçü olan bireyler, iş sahibi olarak daha fazla ücret elde edecek ve buna bağlı olarak doğal işsizlik oranı yüksek olacaktır. Đnternet ekonomisinde enflasyon, ücret-istihdam ilişkisi yerine, toplam talep artışının, mal ve üretim artışından daha fazla olması ile oluşacak fiyat artışları biçiminde gerçekleşecektir. Đnternet ekonomisinde emek yoğun teknoloji ile gerçekleştirilen üretimin giderek gelişmekte olan ülkelere kaydırılması sonucu, gelişmiş ülkelerde know-how ve yaratıcılık temeline dayalı üretimi içeren enformasyon yoğun faaliyetlere doğru bir yönelme söz konusudur.

Geleneksel ekonominin azalan verim ile çalışan ölçek ekonomisi, internet ekonomisinde sürekli artma eğilimindedir. Buna göre, küresel piyasa ortamında işletme sayısı çoğaldıkça yeni ve ucuz teknoloji piyasaya girmeyi kolaylaştırmakta, bu şekilde gelişen piyasada ise, rekabet artmaktadır. Bunun sonucu girişimci piyasada kalabilmek için, verimliliği sürekli artırmak ve maliyetleri düşürmek

zorunda kalmaktadır. Geleneksel ekonomi olarak adlandırılan sanayi ekonomisinde geçerli olan “üretim arttıkça birim başına maliyet düşer” düşüncesi ile çok sayıda firma ve tam rekabet ortamı, internet ekonomisinde yerini “inovasyon (yaratıcılık) ve

yeni teknolojiler ile maliyetlerin düşürülmesine” ve geçici monopoller ile

oligopollere bırakmaktadır. Đnternet ekonomisinde merger, jonit venture, acquistion (birleşme, ortak girişim ve devralma) gibi yöntemlerle işletmeler birleşmekte ve bundan kazandıkları sinerji ile, diğer işletmelerle ortaklaşa rekabete girişmektedirler (Söylemez, 2001: 24).

Geleneksel ekonomide ülkeler sanayileşmiş, sanayileşmekte olan ve tarım ülkeleri olarak üç grupta ele alınırken; internet ekonomisinde, ülke ekonomilerinin yerini kent ve bölge ekonomileri almaktadır. Şehir kendi aralarında kurdukları network ağlarıyla, bulundukları ülkelerden çok iletişim içinde bulundukları diğer kentlerin piyasaları ile ilişkili hale gelmiştir. Endüstriyel ekonomide ülkelerin gelişmek, zenginleşmek için yaptığı yarışı, yerini kentlerin ekonomik gelişme için kendilerine küresel ağlarda bir yer bulma mücadelesine bırakmıştır. New York, Londra ve Tokyo gibi kentler, internet ekonomisinin yapı taşları olan finans, reklâmcılık, uluslararası hukuk, teknolojik gelişme ve danışmanlık gibi çoğunlukla sanal ortamlarda gerçekleştirilen sektörlerde, tartışmasız bir hâkimiyet sergilemeye başlamışlardır. Gelişmekte olan diğer kentler de, merkezini bu kentlerin oluşturduğu ağla aralarındaki mesafeyi azaltmaya çalışmaktadırlar (Andersen, 2001: 18).

Jeoekonomi ve internet ekonomisi, küreselleşme ile birlikte yeni bir aşamaya giren dünya rekabet sistemi hakkında önemli ipuçları sağlamaktadır. Yüksek katma değerli teknolojik ürünlerin zenginliğin kaynağı olduğu bir kez daha teyit edilirken, ülkelerin ticaret ve büyüme potansiyellerinin bir kendine haslık çerçevesinde analiz edilmesi zorunluluğu, bir kez daha genel geçerli teorik yapıyı savunan geleneksel paradigmayı bir meydan okuma ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bir sonraki bölümde incelenecek olan rekabet gücü ve stratejilerine ilişkin argümanların birçoğu her ülkenin yerel koşullarının, küresel fırsatlarla uyumunu rekabet gücünün temel faktörü olarak ele almakta, bu yaklaşım politika analizinde evrensel yerine yerelliği ön plana çıkarmaktadır.