• Sonuç bulunamadı

GEÇ HİTİT BEYLİKLERİ DÖNEMİ

Asur Kralı Tukulti-ninurta'nın bir ayaklan-ma sonucu öldürülmesiyle, Asur'da iç çatışayaklan-malar başlamıştır. Hitit Devletinin yıkılması, Asur'daki kargaşa ortamı, Mısır firavunlarının taht kurma kaygısıyla dış siyasete önem vermemeleri, Güney Anadolu'da bir takım küçük kent devletlerinin (Prensiklerin) kurulmasına olanak verdi. Kuzeyde Fırat Irmağı'nın kollarından Tohma Suyu, güneyde Oront (Asi) ırmağı boyları, doğuda Fırat kıyıları ve batıda Konya ovası arasındaki topraklardan kuru-lan ve Geç Hitit Prenslikleri adı verilen bu prenslik-lerden, Gaziantep il sınırları içinde kalanlar Sam'al (Zincirli), Sakçagözü, Karkamış'tır.

Geç Hitit Prenslikleri'nin halkı Hitit, Luvi, Pala, Hurri-Mitanni, Arami gibi çeşitli kavimler-den oluşuyordu. Önce Luvi dilinde adlar taşıyan Sam'al kralları, daha sonraları Arami dilinde adlar almışlardır. Bu durum yörede birçok kavimin bu-lunduğu ve bunlardan birinin zaman zaman ege-men olduğunun bir göstergesi olarak tanımlanabi-lir. Aramiler Arabistan çöllerinde yaşayan göçebe topluluklardı. Bunlar MÖ 1000'lerde kuzeye doğ-ru yayılmaya başladılar ve Güneydoğu Anadolu'ya geldiler. Aramiler, Fenikece ve İbranice'ye yakın bir dil konuşuyorlardı. Yukarı Fırat bölgesindeki Hurri-Mitanniler'le yerlerinden sürülmüş olan Hi-titler, yeni gelen Aramiler'le birleştiler ve sözü edi-len prenslikleri kurdular. Ancak, bu değişik halklar arasındaki kaynaşma tam anlamıyla gerçekleşeme-di. Aramiler her ne kadar geldikleri topraklardaki kültürü kabul ettilerse de, o kültürün etkisi ve bas-kısı altında yok olmadılar. Hititler'den ve Mitanni-ler'den bağımsız olarak kendi yapılarını korudular.

Kullandıkları hiyeroglif yazısından dolayı, bu prensliklere Hiyeroglif Hititleri de denmiştir. An-cak prenslikler arasında, mimaride, yontuculuk-ta ve dilde olduğu gibi, hiyeroglifte de farklılıklar gözlenmiştir. Aynı farklılığa tapınma biçimlerin-de biçimlerin-de rastlanmaktadır. Bazı kentler çöl tanrılarına taparken, Karkamış ve Malatya'daki prensliklere bağlı kentler, Hititler'den kalma tanrı ve tanrıçala-ra tapmaktaydılar. Bütün bu farklılıklar, Geç Hitit Prenslikleri arasındaki siyasal birlik yokluğunun ve güçsüzlüğünün de nedeni olmuştur. Bu dönemi, Asur uyruğu olan halkların ayaklanma girişimleri ve bunların bastırılmasını amaçlayan korkunç baskı dönemi izlemiştir.

MÖ XII. yy. sonlarından, MÖ IX. yy. başlarına uzanan sürede, Geç Hitit Prenslikleri'nin tarihine

ilişkin elde çok az bilgi vardır. Bu sınırlı bilgi yer yer bu prensliklerden söz eden Asur Krallarının yıllık-larından sağlanabilmektedir. Asur Kralı I. Tiglatpi-lasar'ın (MÖ 1114-1076) tahta çıkışının dördüncü yılında, "Suhu'dan Karkamış Kenti'ne kadar, bir gün içinde öç almak" için bu kentler üstüne yürüdüğü bilinmektedir. Bu dönemdeki Karkamış kralının adı İni-teşup'tu. Bu yıllıklardan Karkamış Kenti halkının Hititli olduğu, yöneticilerinin de Hitit Kralı sülalerinden geldiği, ancak, Asur kralına haraç verdikleri anlaşılmaktadır. Asur Kralı II. Adad-nira-ri (MÖ 911-891) döneminde Karkamış'ın bir kez daha Asur egemenliğini kabul ettiği, "Kırık Obe-lisk" diye anılan yazıtından öğrenilmektedir. Bu da kentin, I. Tiglatplasar'dan sonra ayaklandığını göstermektedir.

Geç Hitit Prenslikleri ile ilgili bilgilere, Asur Kralı II. Asurnasirpal'ın (MÖ 883-859) yıllıkların-dan elde edilmiştir. Bu yıllıklarınyıllıkların-dan, Asurlular'ın

"Hatti ülkesi" dedikleri Karkamış'ın haraca bağ-landığı öğrenilmektedir. Karkamış Kralı Sangara, Asurlular'a 20 talent gümüş

ödemek-tedir. III. Salmanassar (MÖ 858-824) döneminde, Geç Hi-tit Prenslikleri'nden Tabal ile Malat-ya, Asurlu-lar'a karşı

Tanrıça Kubaba Kabartması

bir birlik oluşturmuş ve diğer kentlere de birlikle-rine katılmak için çağrıda bulunmuştur. Bu çağrıya uymayan Asur Devleti'nin Hattina'daki sadık ben-desi Kral Lubarna öldürülmüş, Sam'al (Zincirli) Kenti de Danunalar tarafından ele geçirilmiştir.

III. Salmanassar'ın monolit yazıtında, bu kent-lerin III. Salmannassar tarafından yeniden haraca bağlandığı belirtilmektedir. III. Salmanassar'ın ölü-münden sonra, III. Tiglatpilasar'a (MÖ 744-727) değin geçen sürede, Asur'da bir duraklama dönemi yaşanmıştır. Asur'daki bu durgunluk, Asur vasalı durumundaki prensliklerin ve hatta Asur Valileri-nin bağımsızlıklarına özgürlüklerine kavuşmalarını sağlamıştır. Geç Hitit Prenslikleri için barış ve öz-gürlük dönemi olan bu sürede, Sam'al Krallığı'nın başında Panamuva, Karkamış'ın başında da, Suhi sülaleleri bulunmaktaydı. Bu dönemde mimari ve güzel sanatlarda ilerlemeler kaydedilmiştir. Karka-mış'taki hiyeroglif yazıtlı kabartmalar, Sam'aldaki Tanrı Hadad heykeli, bu barış ve bolluk döneminin ürünleridir.

MÖ 744-727'de Urartu kralı II. Sarduri, Kum-muh Ülkesi (Gaziantep/Kahramanmaraş/Adıya-man) sınırında yer alan Halfeti yakınlarında Asurlu-lar'a yenilmiştir. Urartu Devleti, Doğu Anadolu'da kurulmuş, merkezi Tuşpa (Van) şehri olan bir kral-lıktır. Batı Akdeniz ticaretinde Asurlular'la rekabet etmek ve Geç Hitit krallıkları ile ilişki kurmak ama-cıyla buralara kadar gelmişlerdir. (Ergeç, 2012)

Asur Devleti'nin duraklama dönemi Geç Hitit Prenslikleri'nin bağımsızlıklarını kazanmalarının yanı sıra, Urartu Krallığı'nın da gelişmesine ve ya-yılmasına yol açmıştır. Nitekim prenslikler, Asur egemenliğinden kurtulduktan kısa bir süre sonra, birer birer Urartu Devleti'nin boyunduruğu altına girmeye başladı. Bu durum Asur Kralı III. Tiglatpi-lasar dönemine değin sürmüştür. TiglatpiTiglatpi-lasar, MÖ 743'te Anadolu'ya yaptığı bir seferde tüm kentlere yeniden Asur egemenliğini kabul ettirdi. Urartu'nun kralını da kaçmak zorunda bıraktı. Tiglatplasar tara-fından Sam'al Krallığı'nın başına geçirilen II. Pana-muva ve ondan sonraki krallar Asur'a bağlı kaldılar.

Boğa Adam ve Aslan Adam Kabartması

MÖ 724-725'de Asur İmparatorluğu'nda bu tarihlerde bir duraklama dönemi yaşanmaya başla-mış, Karkamış'ın da içinde bulunduğu Geç Hitit Prenslikleri için daha özgür bir ortam oluşmuştur.

Bu yüzden Karkamış'ın ticarî ve ekonomik gücü artmış, mimarî ve güzel sanatlarda önemli geliş-meler kaydedilmiş, anatanrıça Kubaba dini tüm Anadolu'ya yayılmıştır. (Ergeç, 2012) Asur Kralı II. Sargon MÖ 721-705 döneminde tam bir Asur Vilayeti durumuna geldi ve yerli yöneticilerin yerine Asurlu valilerce yönetilmeye başlandı. V. Salmannas-sar'ın tahta çıkmasından sonra ise Anadolu ve Ku-zey Suriye'de ayaklanmalar baş gösterdi. Karkamış Kralı Pisiri, haberler göndererek Muşki (Frig) Kralı Mita'yı, Asurlular'a karşı kışkırttı. Bu haberleşme-nin Asurlulurca duyulması üzerine, Karkamış halkı kentten sürülerek Asur'a getirildi. Karkamış'a da Asurlular yerleştirildi. MÖ IX. yüzyılın başlarında, çok ağır vergi ödemesine karşılık Karkamış, zengin ve görkemli bir bir kentti. Ancak MÖ VIII. yüzyıl-da Asur Kralı II. Sargon (MÖ 721-705) Karkamış Kenti'ni bir Asur eyaleti yaptığında, vergi olarak an-cak 50 savaş arabası, 200 baş binek hayvanı ile 300 piyade alabilmişti. MÖ 1000'lerin zengin, görkemli kenti, Asurlular'ın yüzyıllarca süren sömürüsü sonu-cunda, günden güne yoksullaşmış ve güçsüzleşmiş-tir. Asur Kralı Sanherib (Senneherib) (MÖ 704-681) döneminde bazı Geç Hitit kentleri bağımsızlıkları-na kavuşmuştur. Asur egemenlik alanı içinde kalan kentlerin halkı Asur'a sürülüp, yerlerine de Asurlular yerleştirilince, Geç Hitit Prenslikleri birer birer yok olmuştur.

Sam'al (Zincirli)

MÖ 1400'lü yıllarda Sam'al Kenti, Luviler'le Hititler'in yaşadığı önemsiz bir kentti. MÖ X.

yüzyılda, Karkamış Konfederasyonu'nun zayıfla-dığı bir dönemde, Bit-Buruta Arami oymağı ken-ti ele geçirmeyi

başar-mıştır. Bundan sonra, Sam'al (Zincirli), bir Arami kenti olarak ya-şamını sürdürmüştür.

Zincirli'de yapılan kazı çalışmalarında, kenti çevreleyen surlar, kent kapıları, saray tapınak, çok sayıda yontu, ka-bartmalar, Aramca ve Hitit hiyeroglifli yazıt-lar bulunmuştur. Bu yazıtlardan en önemlisi Sam'al Kralı

Kilamu-va'ya ait olandır. Yazıt, hem kral sülalesini tanıttığı, hem de kent halkından ve bu halkı oluşturan sınıf-lardan söz ettiği için önemlidir.

Kral Kilamuva, III. Salmanasar'ın yıllıklarında

"Bit Gabbar'lı Hayani"olarak anılmaktadır. Kila-muva' dan sonra başa geçen kralın Asur Kralı III.

Asurdan'ın (MÖ 772-755) çağdaşı Pananuva oldu-ğu sanılmaktadır. Bu kralın Tanrı Hadad'a adadığı, üstü Arapça yazılı bir heykel, Zincirli kazılarında gün ışığına çıkarılmıştır. Sam'al kralları arasın-da en çok eser bırakan Bar-Rekub'dur. MÖ VIII.

yüzyılda yaşadığı saptanan kralın kendi heykelleri yanında, babası II. Panamuva adına yaptırdığı bir heykel de vardır. Geç Hitit Prenslikleri Dönemi'ni yansıtan belgelerin yalnızca siyasal belgeler olması nedeniyle, dönemin ekonomik ve toplumsal yaşan-tısı yeterince aydınlatılamamıştır. Bu bilgiler, ancak yazıtlardan ve dolaylı olarak elde edilebilmektedir.

Sam'al Kralı Kilamuva yazıtında kent halkının Ba'erirler'den ve Muşkablar'dan oluştuğunu be-lirtmekte, Muşkaplar'ın yerli halk, Ba'erirler'in ise Aramiler olduğundan söz etmektedir. Kilamuva, yazıtında, Muşkablar'ı şöyle anlatmaktadır: "Bir baş hayvanı olmayanı sürü sahibi, altın ve gümüş sahibi yaptım. Gençliğinden beri sırtı elbise görmemiş olana değerli ipekliler giydirdim…"Aynı yazıttan, Danu-nalar kralının bir koyun karşılığında cariye, bir el-bise karşılığında da köle aldığı anlaşılmaktadır. Bu yazıtın da sözünü ettiği gibi o dönemde kent halkı en az iki sınıftan, özgür insanlardan ve kölelerden oluşuyordu. Haklar ve özgürlükler de sınıflara göre farklıydı.

MÖ 612'de Asurlular, Mezopotamya, Suriye, Mısır ve Anadolu'nun önemli bir kısmı ile İran'ın batısına hâkim olmuşlardı. İran'da yaşayan Medler ile İskitler birleşerek Asur Devletini ortadan kaldır-mışlardır. Böylece, Gaziantep Bölgesi'nde Asur ha-kimiyeti de son bulmuş-tur. (Ergeç, 2012)

MÖ 590'da günü-müzdeki Adıyaman, Kahramanmaraş, Ga-ziantep illerinin oluş-turduğu I. binyıldaki Kummuh, (sonraki Kommagene) ülkesi tü-müyle, Asurlular'dan boşalan yerleri devralan İranlı Med Haneda-nı'nın hâkimiyetine

gir-miştir. (Ergeç, 2012) Bilinen son Sam'al kralı Bar-rakib