• Sonuç bulunamadı

Bilgehan Pamuk Öğretim Üyesi

1. Hüseyin Özdeğer, "XVI. Yüzyıl Tahrir Defterlerine Göre Antep'in Sosyal ve Ekonomik Durumu", Türk Dünyası Araştırmaları, sayı.16, İstanbul 1982, s.5-6.

2. Mehmet Altay Köymen, Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara 1993, s.259-262; Ali Sevim- Yaşar Yücel, Türkiye Tarihi I, Ankara 1990, s.43.

3. J. G. C. Anderson, "The Road-System of Eastern Asia Minor with the Evidence of Byzantine Campaigns", Journal of Hellenic Studies 17 (1897), s.37-38.

4. Coşkun Alptekin, "Türkiye Selçukluları", Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, Cilt. VIII, İstanbul 1992, s.213-216; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1988, s.70.

5. Mükrimin Halil Yinanç, Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri I, İstanbul 1944, s.133.

6. Sevim - Yücel, Türkiye Tarihi I, s.6.

7. Coşkun Alptekin, "Suriye Selçukluları", Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, Cilt. VII, İstanbul 1992, s.425-426.

8. Işın Demirkent, Urfa Haçlı Kontluğu (1098'den 1118'e kadar), İstanbul 1974, s.77.

9. P. M. Holt, Haçlılar Çağı - 11. Yüzyıldan 1517'ye Yakındoğu, (Çev.

Özden Arıkan), İstanbul 1999, s.24-46; Speros Vryonis, The Decline of Medieval Hellenism in Asia Minor and Process of Islamization from the Eleventh through the Fifteenth Century, Berkeley 1971, s.156,196.

10. Sevim - Yücel, Türkiye Tarihi I, s.96.

11. Claude Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, (Çev. Erol Üyepazarcı), İstanbul 2002, s.31-32; R. C. Smail, Crusading Warfare, 1097-1193, Cambridge 1995, s.160-161.

12. Erdoğan Merçil, "Musul Atabeyliği", Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, Cilt. VII, İstanbul 1992, s.553-554.

13. Holt, Haçlılar Çağı, s.44-46.

geçirmişti. Nureddin Mahmud Zengî ise Halep'e çe-kilmişti14. Kılıçaslan ile Nureddin Mahmud arasın-daki mücadele ilerleyen süreçte de sürmüştü. 1160'lı yıllarda Kılıçaslan'ın Danişmendli Yağı-Siyan ve İm-parator Manuel ile uğraşmakta olduğu sırada Nured-din Mahmud, Ayntâb ve havalisine taarruz etmişti15. Nureddin Mahmud, 1172'de Ayntâb ve havalisini işgal ettiyse de bir yıl sonra ele geçirdiği yerleri Sultan Kılıçaslan'a bırakmıştı16.

XII. yüzyılın sonlarına doğru Ayntâb ve havali-si, Eyyübî Devleti'nin idaresi altına geçmişti17. 1183 yılında Selâhaddin Eyyübî zamanında imar faaliyet-lerinin yoğun şekilde devam ettiği Ayntâb'ı geri al-mak için Selçukluların birtakım girişimleri olmuştu.

Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus, Eyyübî Dev-leti'nin himayesi altındaki Halep Atabeyliği toprak-larını almak istemişti. Harekete geçen Selçuklu bir-liklerine Eyyubîlerin Samsât emiri Melikü'l-Efdal'de katılmıştı. Sultan İzzedin Keykavus, 1218'de Ayntâb ve havalisini ele geçirmişti. Ancak Melikü'l-Efdal'ın ihaneti üzerine Selçuklu kuvvetleri geri çekilince Ay-ntâb, yine Halep Atabeyliği'nin idaresi altında kal-mıştı18. Eyyübîler zamanında özellikle Melik Salih Ahmed Ayntâb valiliği döneminde Ayntâb çiçek ve meyve bahçeleri ile kuşattığı gibi adeta Küçük Şam'a dönüşmüştü19.

1253 yılında Anadolu'yu ele geçirmekle görev-lendirilen Hülagü, Anadolu'da büyük bir askerî ha-rekâtı başlatmıştı20. Kısa sürede Anadolu'yu kasıp kavuran Moğol istilası, Ayntâb ve havalisinde de kendini göstermişti. 1258'de Baycu Noyan'ın baş-lattığı askerî harekât bir yıl sonra Hülagü'nün Suriye seferiyle tamamlanmıştı. Böylelikle Ayntâb, İlhanlı-ların kontrolüne geçmişti21. Memlûklar, gelişmeler-den ziyadesiyle rahatsız olmuşlar ve hemen karşı ha-rekâta girişmişlerdi. 1260'da Memlûk Sultanı Kutuz, Ayn Calut'ta İlhanlıları mağlup etmişti22. Böylelikle

Ayntâb, yeniden Memlûkluların denetimine geçmiş-ti. Ancak İlhanlı - Memlûklu mücadelesi sürmüştü.

1271 ve 1272 yıllarında İlhanlı hükümdarı Abaka Han, Ayntâb ve havalisine doğru taarruzlarda bu-lunmuştu. Bunun üzerine Memlûklular, İlhanlıları bölgeden uzaklaştırmak gayesiyle harekete geçmiş-lerdi. Memlûklu Sultanı I. Baybars 1277'de Elbistan ovasında Muineddin Süleyman Pervane idaresindeki Selçuklu - İlhanlı ordusunu mağlup etmişti. Böyle-likle bir anlamda İlhanlı nüfuzunu kırmışsa da iki devlet arasındaki mücadele sürmüştü23. Memlûklu-lar, Ayntâb'ın dâhil olduğu havalide Türkmenlerden oluşan bir tampon bölge oluşturmuşlardı24. Ayntâb, Memlûkluların Halep Naibü's-saltanatına bağlan-mıştı25.

XIV. yüzyılda Ayntâb, "Halep'in kuzeyinde iki veya üç merhalelik mesafede ve dördüncü iklimde hatta devrin bazı topografyacılarına göre; 62 derece ve 30 da-kika boylamında ve 36 derece 30 dada-kika enleminde yer alan" önemli bir merkezdi26. Şehrin müstahkem ka-lesi, bol suyu ve güzel bahçelerinin yanı sıra ticaretin yapıldığı hoş çarşılarıyla Ayntâb, güzel ve bakımlı bir şehir görünümündeydi27. 1337 yılında Zeynüddin Karaca Bey'in gayretleriyle Maraş ve Elbistan hava-lisinde kurulan Dulkadır Beyliği, hâkimiyet sahası genişletince Memlûk Sultanlığı'yla mücadele giriş-mişti28. Ayntâb ve çevresinde ekseriyetle Türkmenler meskûn olduğundan nüfuz mücadelesi kendini his-settirmişti. Hâkimiyet mücadelesinde Ayntâb, bazen Dulkadırlıların bazen de Memlûkluların idaresine geçmişti29.

1343 senesinde Şam bölgesinin büyük bir bölü-münü etkileyen deprem, Ayntâb ve havalisinde de ciddi anlamda etkili olmuştu30. Aynı yıl içerisinde Zeynüddin Karaca Bey, Memlûkluların Halep Valisi Yılboğa'yı mağlup ederek Ayntâb'a hâkim olmuştu.

Ancak 1353'de Zeynüddin Karaca'nın Memlûklular

14. Sevim - Yücel, Türkiye Tarihi I, s.96-97.

15. Kazım Yaşar Kopraman, "Nureddin'in Faaliyeti", Ankara Üniversitesi Tarih Araştırmaları Dergisi. Cilt. IV, sayı.6-7, Ankara 1966, s.515.

16. Alptekin, "Türkiye Selçukluları", s.251.

17. Ramazan Şeşen, "Eyyübiler", DİA. XII, İstanbul 1995, s.21.

18. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.316-318; Cahen, Osman-lılardan Önce Anadolu, s.71.

19. Leslie Peirce, Ahlak Oyunları – 1540-1541 Osmanlı'da Ayntab Mah-kemesi ve Toplumsal Cinsiyet, (Çev. Ülkün Tansel), İstanbul 2005, s.57.

20. Abdulkadir Yuvalı, "İlhanlılar", DİA. XXII, İstanbul 2000, s.102.

21. Abdulkadir Yuvalı, İlhanlılar Tarihi I - Kuruluş Devri, Kayseri, 1997, s.80-85.

22. Süleyman Özbek, "Moğol İstilasının Durak Noktası Ayn-i Câlût Savaşı ve Sonuçları", Askeri Tarih Bülteni, sayı. 31, Ankara 1991, s.15;

Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, s.264-265; Yuvalı, İlhanlılar Tarihi I - Kuruluş Devri, s.90-91.

23. Kazım Yaşar Kopraman, "Memluklular", Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, Cilt. VI, İstanbul 1992, s.459-460; Sevim - Yücel, Türkiye Tarihi I, s.135.

24. Faruk Sümer, Anadolu'da Moğollar, Ankara 1970, s.77.

25. Ersin Gülsoy, "Osmanlı Anadolusu'nda Memlûk Devleti'ne Ait İzler", XIV. TTKong. Cilt. I, Ankara 9-13 Eylül 2002, (Ayrı Basım), s.337.

26. Altan Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, Ankara 2009, s.67.

27. Ebu'l-Fida, Takvimü'l-Büldan, s.269.

28. Refet Yinanç, "Dulkadiroğulları", DİA. IX, İstanbul 1994, s.553;

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karako-yunlu Devletleri, Ankara 1988, s.169-170.

29. Altınöz, "Dulkadir Eyâletinin Kuruluşunda Antep Şehri", s.105.

30. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.79.

tarafından ele geçirilip öldürülmesi üzerine Ayntâb yeniden Memlûkluların kontrolü altına geçmişti31. Memlûklular ile Dulkadırlılar Ayntâb için birçok defa karşı karşıya gelmişti. Bundan dolayı şehir, pek çok defa el değiştirmişti. Nitekim 1361'de Ayntâb'ta Dulkadır hâkimiyeti yeniden tesis edilmişti32.

1379 yılında Dulkadırlılar, Ayntâb ve havalisine şiddetli akınlarda bulunmuşlardı. Dulkadırlı tehli-kesinin ciddi anlamda rahatsız edici boyutlara art-ması üzerine Memlûk Devleti, genel bir seferberlik ilanında bulunmuştu. Nihayetinde Maraş önlerinde karşılaşılan kuvvetlerden Memlûklular ağır bir mağ-lubiyet almışlardı. Böylelikle Memlûk idaresi altında olan Ayntâb, Dulkadırlı hâkimiyeti altına geçmişti33. Dulkadırlıların Ayntâb ve havalisinde egemenlik kurmaları üzerine 1381'de Atabek Berkuk, bölge-ye büyük bir ordu sevk etmişti. Dulkadıroğlu Ha-lil Bey'in küçük kardeşi Sevli Bey'in mağlup olması üzerine Ayntâb, yeniden Memlûkluların kontrolüne geçmişti34.

Dulkadırlı Karaca ve Halil Beyler zamanların-dan itibaren devam eden hâkimiyet mücadelesi, onların ölümüyle birlikte Sevli Bey zamanında da sürmüştü. İki taraf arasındaki mücadelelerde Ay-ntâb, öncelikli hedeflerden olmuştu35. Sevli Bey, Memlûkların asi Malatya Naibi Mintaş ile yakın ilişkiler kurmuş, güç ve nüfuz kazandıktan sonra ise Ayntâb'ı ele geçirmeye çalışmıştı. Nihayetinde şehri kısa süreliğine kuşatmış ise de tam anlamıyla alamamıştı. Mısır ordusu karşısında tutunamayan Mintâş kaçarak yanına gelince, şehrin kuşatmasını kardeşi Osman'a bırakarak Maraş'a dönmüştü. Bir ay kadar süren kuşatma sırasında Ayntâb'a olduk-ça zarar veren Osman Bey, kaleyi ele geçiremeyin-ce çekilmişti36. Bununla beraber Sevli Bey, bir süre sonra on bin kişilik bir kuvvetle Ayntâb'ı ele geçir-mek üzere harekete geçmişti. 1390 yılının eylül ayı

sonlarında Sevli Bey, Ayntâb'ı işgal ederek ahalinin sığındığı kaleyi kuşatmıştı37. Bu sırada Memlûkla-rın Ayntâb naibi Nasıreddîn Muhammed bin Şehrî ile Mintaş kuvvetleri arasında şiddetli çarpışmalar yaşanmıştı38. Mintaş, Ayntâblıları kandırarak şehri yağmalamıştı39. Halep Valisi Kara Demirtaş'ın or-dusuyla gelmesiyle Sevli Bey ve Mintaş muhasarayı kaldırarak çekilmişlerdi40.

Kuşatma sırasında kalede bulunan Bedreddin Aynî, "….kuşatmacılar işkence yapıp, kadınları ka-çırarak halka zulüm ediyorlardı. Mancınıklar kalede gedik açarken mahsurlar kale muhafızı Muhammed bin Şehrî kumandasında büyük cesaret ve fedakârlıkla kaleyi muhafaza ediyorlardı. Kalada içecek su kalma-masına rağmen hiç kimse sızlanmıyordu" diyerek ol-dukça önemli bilgiler vermektedir41. Ayntâb ahalisi, kuşatma esnasında çok büyük sıkıntılar yaşamıştı.

Ahali evlerini boşaltarak şehir dışına çıktığı gibi mal ve eşyaları da yağmalanmıştı42. Kuşatmanın uzaması üzerine Sultan Berkuk'un gazabından çekinen Sevli Bey, geri çekilmişti.

Dulkadırlılar ile Memlûklu mücadelesi devam ederken Timur, Güneydoğu Anadolu'ya gelerek Mardin'i kuşatmış ve Diyarbakır'ı zapt etmişti.

Dulkadırlı Beyi Mehmed, Anadolu'yu istila eden Timur'a karşı olumsuz bir tutum içerisine girmişti.

Timur, Dulkadırlıları mağlup ederek 1400 yılında Ayntâb şehrini zapt ve kaleyi muhasara altına almış-tı43. Ayntâb'ı ele geçiren Timur, ahalinin bir kısmını bağışladığı ise de çoğunu kılıçtan geçirdiği gibi şehir-deki pek çok binayı da tahrip etmişti44.

1401 senesinde Timur, kendisine direnç gösteren Türkmenleri mağlup ettikten sonra Ayntâb şehrini ikinci defa harabe haline getirmişti45. Timur'un çe-kilmesini müteakip Ayntâb'ta yeniden Memlûklü idaresi kurulmuştu. Ancak Ayntâb için

Dulkadıro-31. Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, Ankara 1989, s.18.

32. Altınöz, "Dulkadır Eyâletinin Kuruluşunda Antep Şehri", s.106.

33. Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, s.22-23.

34. Mükrimin Halil Yinanç, "Dulkadirlılar", İslam Ansiklopedisi III, s.657.

35. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.79.

36. Şehabeddin Tekindağ, Berkuk Devrinde Memlûk Sultanlığı (XVI.

Yüzyıl Mısır Tarihine Dair Araştırmalar), İstanbul 1961, s.85-87.

37. İsmail Altınöz, Dulkadir Eyâletinin Kuruluşu ve Gelişmesi, Kahraman-maraş 2009, s.31-32.

38. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.79-80.

39. Mustafa Güzelhan, Ayıntap Tarihinden Notlar, Gaziantep 1959, s.30.

40. Tekindağ, Berkuk Devrinde Memlûk Sultanlığı, s.94.

41. Ebu Muhammed Bedreddîn Mahmûd bin Ahmed el-Aynî, İk-dûl-Cum'an Fî Tarih-i Ehli'z-Zaman I, Süleymaniye Kütüphanesi Gülnuş Valide Sultan nr.61. vr.67b-68a.

42. Bedreddîn el-Aynî, İkdûl-Cum'an Fî Tarih-i Ehli'z-Zaman I, vr.67b-68a.

43. Yaşar Yücel, Timur'un Ortadoğu-Anadolu Seferleri ve Sonuçları (1393-1402), Ankara 1989, s.94.

44. Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, (Çev. Necati Lugal), Ankara 1949, s.267.

45. Ahmet Yiğit, "Ayıntab'dan Gaziantep'e: Bir Osmanlı Şehrinin Profili", Gaziantep Dört Yanı Dağlar Bağlar, İstanbul 2007, s.89.

ğulları ile Memlûklular arasında çatışma son bulma-mıştı. Zaman zaman Dulkadırlılar, Ayntâb'a hâkim oldularsa da Memlûklular kontrolü ellerinden bı-rakmamışlardı46. 1402'de Dulkadır şehzadelerinden Alaeddin Ali, Memlûklulara karşı sadakatli hizmetle-ri karşılığında Ayntâb valiliğine tayin edilmişti47. Ay-ntâb ve havalisinde ise oldukça hareketli günler ya-şanmıştı. 1406'da Alaeddin Ali'nin yerine tayin olan Akmul, muharebe sahasında hayatını kaybetmişti.

Halep kalesinde tutuklu bulunan Alaeddin Ali, firar etmiş ve Ayntâb'a hâkim olmuştu. Gelişmeler karşı-sında Memlûk ordusu hareket geçerek 1408'de Ay-ntâb'ı yeniden ele geçirmişti48. Bu devrede Ayntâb, Dulkadırlılar ile Memlûkler arasında çatışma alanı olarak kalmıştı. 1410'da Halep naibi, Dulkadırlı taraftarı olduğunu düşündüğü ve problem kaynağı olarak tasavvur ettiği, Ayntâb şehrinin ileri gelenleri-ni tutuklatarak Halep'e götürmüştü49.

1411 yılında Ayntâb'ta hayli ilginç gelişmeler ya-şandı. Memlûkluların Halep naibi Emir Şeyh, kendi yönetimini kurmak için Dulkadırlıların yardımını istedi. Emir Şeyh, Dulkadırlıların desteğine karşılık olarak ise Ayntâb'ı önerdi. Dulkadıroğlu Nasıreddin Mehmed Bey, önceleri bu teklife şiddetle karşı çık-tı. Ancak Emir Şeyh'in ısrarlarına dayanamayarak Ayntâb'ı ele geçirdi50. Böylece üç yıl aradan sonra Ayntâb, yeniden Dulkadırlıların idaresine geçti.

Ancak bu esnada Dulkadırlıların, Osmanlılar ile ya-kınlaşması Memlûklu tahtını ele geçiren Emir Şeyh'i rahatsız etti. 1414'de Şam ve havalisinde meydana gelen karışıklıkları sona erdiren Emir Şeyh, Ayntâb'ı da kendi idaresi altına aldı51.

1418 yılında Karakoyunlu hükümdarı Kara Yu-suf ile Akkoyunlu beyi Kara Yülük arasındaki mü-cadelenin sonucunda Ayntâb, Karakoyunluların taarruzuna maruz kaldı52. İşin aslına bakıldığında

46. Yinanç, Dulkadir Beyliği, s.36-37.

47. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.82; Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, s.35.

48. Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, s.38.

49. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.83.

50. Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, s.38.

51. Refet Yinanç, "Dulkadiroğulları", s.554.

52. Mehmet Alpargu, "XV. Yüzyılda Antep'in Tarihine Umumî Bir Bakış", Cumhuriyetin 75. Yılına Armağan Gaziantep, Gaziantep 1999, s.86.

Akkoyunlu Beyi Karayülük Osman, Karakoyunlu topraklarına girerek Mardin'i kuşattığı gibi etrafı da yağmaladı. Karakoyunlu topraklarının yağmalanma-sı üzerine Kara Yusuf, hemen Osman Bey'in üzerine yürüdü. Karakoyunlulara direnemeyen Osman Bey, Halep'e sığınmak zorunda kaldı53. Bu arada Osman Bey'i takip eden Kara Yusuf'un oğlu Pir Budak ma-iyetiyle birlikte Ayntâb üzerine yürüdüler. Ayntâb'ta Naib Emîr Berdbek ve ahalinin bir kısmı şehri terk ettiler54. Kara Yusuf'un Ayntâb'a gelişi, Kahire'de telaşa ve endişeye yol açtı55. Zira Ayntâb, Memluk-luların kuzeydeki en önemli sınır şehirlerindendi.

Burada meydana gelebilecek farklı bir gelişme ya da yapılanma kendileri için ciddi anlamda bir tehlike demekti. Bu vesile ile Memluk idaresi en üst seviyede güvenlik tedbirleri uygulamak durumunda kaldı.

Karayülük'ün hakkında bilgi sağlamak üzere Ha-lep'e kadar yaklaşan Karakoyunlu kuvvetleri, Halep

Naibi Yeşbek tarafından mağlup edildi. Kara Yusuf, Yeşbek'e mektup göndererek Karayülük'ü cezalan-dırmak için geldiğini belirterek özür diledi. Bir süre sonra da Memlûklu topraklarından ayrıldı. Fakat gi-derken Ayntâb'taki çarşıları ve pazarları yaktığı gibi şehri de yağma ettirdi56. Şehir ahalisinden 100 000 dirhem ve 40 adet at aldı57. Kara Yusuf'un Ayntâb'a yaptığı tahribatın nedeni, Kara Yülük'ün Halep'e sı-ğınmasına izin verilmesindendi58.

1425 yılında Memluklu Sultanı Barsbay, Ay-ntâb'taki problemin kaynağı olarak görülen Dul-kadırlı Alibak üzerine kuvvet sevk etmişti. Ani bir baskınla yakalanan Alibak ve maiyetindekiler tu-tuklanarak Halep'e gönderilmişlerdi. Ayntâb'taki meskûn ahali ise bu durumu büyük bir memnuni-yetle karşılamıştı. 1434'de Halep Naibi Korkmas, Dulkadıroğlu Hamza'nın kontrolden çıkması üze-rine Ayntâb'a gelerek sükûneti sağlamıştı. 1435 ve

53. Mustafa Çetin Varlık, "Kara-Koyunlular", Doğuştan Günümüze İslam Tarihi, Cilt. VIII, İstanbul 1992, s.458.

54. Faruk Sümer, Kara Koyunlular I, Ankara 1984, s.100.

55. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.84.

56. Sümer, Kara Koyunlular I, s.100.

57. Kâzım Yaşar Kopraman, Mısır Memlükleri Tarihi - Sultan Malik al-Mu'ayyad Şeyh al-Mahmûdî Devri (1412-1421), Ankara 1989, s.197.

58. Sümer, Kara Koyunlular I, s.101.

1436 seneleri Dulkadırlılar ile Memlûklular arasında çatışmanın en yoğun olduğu dönem olup çatışma-nın en fazla hissedildiği mekân ise Ayntâb'dı59.

XV. yüzyılda Dulkadırlı - Memlûklu mücadele-sinde genelde üstün taraf Memlûklulardı. Ancak re-kabete Osmanlı Devleti'nin dâhil olmasıyla birlikte dengeler tamamıyla değişmeye başlamıştı60. Osmanlı Sultanı II. Murad zamanında başlayan Osmanlı - Dulkadır ilişkileri, Şehzâde Mehmed'in Dulkadıroğ-lu Süleyman Bey'in kızı Sitti Hatun'la evlenmesiy-le gelişti61. Osmanlıların desteği ile Dulkadırlılar, Memlûklulara karşı avantajlı bir konuma geldiler.

1465 yılında Fatih Sultan Mehmed, Şehsuvar Bey'i Dulkadır beyliğine tayin etti62. 1467'de Dulkadırlı Beyi Şehsuvar Bey, önce Şam Naibi Berdi Bey ku-mandasındaki orduyu Turna dağ eteklerinde mağlup etti. Daha sonra Emir Canıbek Kulaksız idaresindeki Memlûk ordusunu da Ayntâb yakınlarında bozgu-na uğrattı. Böylelikle Şehsuvar Bey, 30 Mayıs 1468 tarihinde Ayntâb'tan Halep'e kadar olan mahallin kontrolünü sağladı63. Memlûk Sultanı Kayıtbay ile anlaşmak isteyen Şehsuvar Bey, 1469'da elçisini Kahire'ye gönderdi. Memlûklular olası bir anlaşma için Ayntâb'ın teslimini şart koştular. Bu teklif, Dul-kadırlılar tarafından kabul edilmediğinden anlaşma mümkün olmadı64. 1471'de Emir Yeşbek kuman-dasındaki Memlûk kuvvetleri, Ayntâb yakınlarında Şehsuvar Bey'i mağlup ettiler65. Ayntâb, on günlük kuşatmanın akabinde Memlûklular tarafından yeni-den ele geçirildi. Kuşatma sırasında kale burçların-dan "Burcu'l-mâ" yıkıldı. Ayntâb, yeniden Memlûk Sultanlığı'na bağlandı66.

XV. yüzyılın sonlarına doğru Akkoyunlular, Ayntâb ve havalisine hâkim olmaya çalıştılar. Ak-koyunlu hükümdarı Uzun Hasan, 1471 yılında Ve-nediklilerle bağlantı kurarak Akdeniz ulaşabilmesi için Ayntâb tarafına yöneldi. Ayntâb'ın stratejik po-zisyonu Akkoyunlular ile Memlûkluları karşı karşıya getirdi. Netice itibariyle Memlûklar hâkimiyet

mü-cadelesinde üstün çıkan taraf olarak bölge üzerindeki egemenliklerini devam ettirdiler67.

XV. yüzyılda Ayntâb; taştan oyulma güzel kalesi, oldukça bol sayıda suları, bağları ve bostanları bü-yük bir belde olarak tasvir edilmekteydi. Mükellef çarşılarının yanı sıra dokuz cami, yüz yirmi mescid, yirmi hamam ve on beş medrese mevcuttu. Ma'mûr bir görünüme sahip Ayntâb'ta, dışarıdan gelen çok sayıda ilim adamı olduğundan "Küçük Buhara" de-nilmişti68. Ayntâb önemli bir ticaret veya kültür merkezi olmasının yanı sıra stratejik ehemmiyeti de vardı. Bilâde'l-Ermen ve Bilâde'r-Rûm'dan gelebi-lecek fevkalade durumlara karşı stratejik bir gözlem merkeziydi69. Bu özelliğinden dolayı Ayntâb, kıyasıya hâkimiyet mücadelesine sahne olmuş ve pek çok defa işgale maruz kalmıştı.

Dulkadırlılar, Ayntâb ve havalisine hâkim olmak gayesiyle Memlûklularla çatışmaya girmekten kaçın-madılar. 1479 yılında Fatih Sultan Mehmed'in des-teğiyle beyliği ele geçiren Alaüddevle, kısa zamanda Ayntâb'ı Dulkadıroğulları'nın yönetimine geçirdi70. Evliya Çelebi, "Bi-emrillâh Tâhir Baybars dâr-ı bakî-ye rıhlet edince hilâfet Âl-i Zülkadriybakî-ye'bakî-ye nasîb olup Sultân Alâ'üddevle Mar'aş ve Ayntâb ve Haleb sultânı oldu. Amma devletleri za'îf olmak ile ol - asırda İspanya küffârı fürce bulup Kudüs'ü ve Şam'ı ve Haleb'i ve Ay-ntâb'ı istîlâ etdi. Seksen bin küffâr-ı şeyâtîn ve tevabi'-i melâ'în ü la'în ile Ayntâb'a karîb Tumtum ovası nâm mahalde kara hayme vü hargâhlârı ile mezbûr çerâgâh-da bî-pâk ü bî-pervâ meks edüp Ayntâbçerâgâh-dan bey' ü şirâ ederlerdi. Beri Mar'aş canibinde Sultân Alâ'üddevle cümle a'yân ü vüzerâ ve vükelâsı ile meşveret edüp, "Ayâ bu kâfir-i bed-kârı nice dünyâ sahîfesinden vücûdların hakk edelim" buyurduklarında meğer bir âkil u dânâ kâr-âzmûde ihtiyar veziri var idi. Hîle ve fitnede mahir ve re'y ü tedbîrde kahir idi. Ser-âgâz edüp der:

Şerefrâz-ı cihan olmak nedenlü hûn-feşânlıkdır Sipahiler içinde hile dahi pehlivânlıkdır

59. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.85.

60. Şehabeddin Tekindağ, "Memlûk Sultanlığı Tarihine Toplu Bir Bakış", İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, sayı. 25, İstan-bul 1971, s.30.

61. Yinanç, "Dulkadiroğulları", s.555.

62. Selahattin Tansel, Fatih Sultan Mehmet'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti, İstanbul 1999, s.333.

63. Şehabeddin Tekindağ, "Fatih Devri'nde Osmanlı Memlûk Münaseb-etleri", İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, sayı.30, İstanbul 1976, s.78-79..

64. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.87.

65. Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, s.172.

66. Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, s.71.

67. Hasan-ı Rumlu, Ahsenü't-Tevârîh, (Çev. Mürsel Öztürk), Ankara 2006, s.507; Ebu Bekr-i Tihrani, Kitâb-ı Diyarbekriyye, (Çev. Mürsel Öztürk), Ankara 2001, s.345; John E. Woods, The Aqquyunlu Clan, Confederation, Empire (A Study in 15th/9th Century Turko – Iranian Politics), Chicago 1976, s.128.

68. Güzelhan, Ayıntap Tarihinden Notlar, s.28.

69. Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s.73-75.

70. Besim Atalay, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, (Haz. İlyas Gökhan – Mehmet Karataş), Kahramanmaraş 2008, s.88; Tansel, Fatih Sultan Mehmet'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti, s.340.

deyü bu ebyâtı terennüm etdükde Sultân Alâ'üd-devle, "Bu fende cümle re'y ü tedbîr senin olsun, hemân iş göre deyü ferman etdi. "Vezîr-i hem nazîr ser-ber-zemîn baş koyup tedbîr ü tedârüke şürû' etdi.

Meğer Sultân Âlâ'üddevle'nin yedi şehbâz ve tüvânâ ve fetâ şehzâdegânları var idi kim yedisi yedi iklîme sipehsâlâr-ı degânları mu'azzam olup ekâlîm-i seb'ayı seb'a-i seyyârevâr devrân edüp sâlimîn ü gânimîn mer-kezlerinde kutb-ı ricâl-misâl sâbit olmağa istihkâkları var idi. kim yedisi yedi iklîme sipehsâlâr-ı mu'azzam

Meğer Sultân Âlâ'üddevle'nin yedi şehbâz ve tüvânâ ve fetâ şehzâdegânları var idi kim yedisi yedi iklîme sipehsâlâr-ı degânları mu'azzam olup ekâlîm-i seb'ayı seb'a-i seyyârevâr devrân edüp sâlimîn ü gânimîn mer-kezlerinde kutb-ı ricâl-misâl sâbit olmağa istihkâkları var idi. kim yedisi yedi iklîme sipehsâlâr-ı mu'azzam