• Sonuç bulunamadı

1.1. Mekân

1.1.6. Mekânsal Ayrışmanın Kentsel Görüntüsü: Güvenlikli Siteler

1.1.6.1. Güvenlikli Sitelerin Özellikleri

Güvenlikli sitelerin her toplumun yerel dinamikleriyle harmanlanarak farklılıklar gösterdiğini belirtsek de belli başlı ortak özellikler hemen hemen hepsinde görülmektedir. Güvenlikli sitelerin genel olarak özellikleri şu şekilde sıralanabilir.

1.1.6.1.1. Mekânsal Ayrışma ve Kamuya Kapanma

Güvenlikli siteler, apartmanlardan farklı olup, hem mekânsal uzaklığa hem de hayat tarzları arasındaki mesafeye dayanmaktadır. Uzaklık ve mesafe hem görünür hem

de görünmez sınırlarla netleştirilmektedir (Alver, 2010a: 83). “Dışarıdakiler”e karşı kuvvetli bir mesaj iletme potansiyeli olan fiziksel bariyerler kent merkezine karşı sembolik bir ayrıştırma aracı olmasının yanı sıra, sitelerin içindeki ‘zenginlikleri’ dışarıya, özellikle de en yakın komşulara yani siteyi çevreleyen gecekondulara karşı korumanın da bir yöntemidir (Danış, 2001: 155; Perouse ve Danış, 2005: 106).

Sadece site sakinlerine özelleştirilmiş, insanların giriş çıkışlarının kontrol edilerek erişimin sağlandığı alan (Akgün, 2012: 209) olarak güvenlikli sitelerin kurucu unsurları da diyebileceğimiz duvar, kapı, güvenlik elemanları, kamera sistemi, ister istemez bu mekânları diğer mekânlardan ayrı bir yere oturtmaktadır. Pek çok güvenlikli site, steril hayatı beslediği için ötekileştirme ve dışlaştırma çabasına girmektedir (Alver, 2010a: 12).

Güvenlikli konut sitelerinin kent merkezine 20-30 km uzaklıkta olması otomobil bağımlılığı sorununu ortaya çıkardığı için bu mesafe güvenlikli sitelerde çok önemsenen fiziksel izolasyonu mümkün kılan ilk unsur olarak görülebilir.

Tüm kapalı konut siteleri için, “kapalı olma” durumu iki boyut taşımaktadır. İlki fiziksel güvenliğin sağlanması, konutun ve özel mekânın suça karşı korunması gibi faydacıl bir amaca dayanmaktadır. İkincisi ise içeride yaşayan topluluğun kendisini dışarıdan izole ederek ait olduğu fiziksel çevreyi tanımlama ve prestijini yansıtma arzusuyla ilişkilidir (Akyol Altun, 2012: 59).

Bu yeni kapalı yerleşim biçiminin geleneksel orta sınıf alt kentlerinden farkı, derinleşen güvenlik ihtiyacı sonucu oluşan “kamuya kapalılık”tır (Kurtuluş, 2005b: 162; Özgencil Yıldırım, 2010: 59; Alver, 2013: 63). Bu yasaklı mekânlar, herkesin rahatça erişemediği ve yerleşemediği, sahiplerini ayıklayan ‘asabi mekân’lardır (Bauman, 2014: 29). En önemli özellik olarak karşımıza çıkan mekânsal ayrışma ve kamuya kapanmayı meşrulaştıran bir sebep olarak gösterilen güven arayışı, güvensiz bir toplumda başka bir deyişle risk toplumunda kişisel bir güven arayışı olarak da görülebilir (Bayhan, 2012: 442).

1.1.6.1.2. Ayrıcalık ve Seçkinlik Sembolü Olması

Güvenlikli sitelerin üst ve üst-orta sınıflar için ayrıcalık ve seçkinlik sembolü olarak görülmesi, yapı tiplerinden mimari üsluba kadar tasarımını biçimlendirmektedir (Gönlügür, 2008: 83). Ayrıcalıkların mekâna tercümesi olarak da görebileceğimiz bu sitelerin “seçkin ve ayrıcalıklı” yeni yaşam tarzları, yeni dönemin zenginlerinin statü

artırma aracı haline gelmektedir. Gelir yoluyla satın alınan yeni yaşam tarzı onları toplumsal olarak ayrıcalıklı bir statüye yükseltmektedir. Kullanıcıları için adeta bir kartvizit haline gelen ve sembolik sermayenin taşıyıcısı olan bu konutların sunduğu ayrıcalık, en açık biçimiyle mekânda billurlaşmaktadır (Aksoylar, 2014: 99).

Bu yeni konut türleri, lüks yaşam talebi, güvenlik saplantısı ve yalıtılmış üst ve üst orta sınıfın seçkin mekân arayışı duygularına hitap etmekte, güvenli, sağlıklı evler ve aynı kafada komşular sunma vaadinde bulunmaktadır (Kuppinger, 2012: 11).

Ayrıcalıklı olma ve seçkinliğin devamı için site bünyesinde sunulan hizmetlerden tutun da kulüplerin yüksek aidat ücretlerinden referans gerektiren üyelik sistemlerine varana kadar birçok dışlayıcı mekanizmalar sayesinde, duvarlar ardındaki seçkin cemaat yaşantısının kamusal hayata kapalı sınırları güvence altına alınmaya çalışılmaktadır (Gönlügür, 2008: 78-79). Güvenlikli siteler, başka hayat tarzlarından kendini ayıran bakış açısıyla dışlayıcı düşünme biçiminin mekânsal ifadesi olarak görülebilir (Alver, 2013: 64). Sunulan yaşam tarzı, daha çok çoğulculuktan uzak, dışlayıcı bir kent kimliği üzerine kuruludur (Bartu, 2001: 148; Bayhan, 2012: 442).

Ayrıcalıklı ve farklı olduğunu göstererek toplumun geri kalanıyla aralarına sınır çizmeye çalışan köklü zenginler ve yüksek statü edinmek isteyen yeni zenginler de güvenlikli siteleri tercih edebilmektedir (Akyol Altun, 2010: 226). Bu nedenle yaşam tarzlarını göstermenin somut yolu olan konutlar, zenginler için statü göstergelerinden biri olmaktadır.

1.1.6.1.3. Sakinlerinin Ekonomik Sermaye Bakımından Homojen, Kültürel Sermaye Bakımından Heterojen Bir Yapı Arz Etmesi

Güvenlikli sitelerin toplumda ekonomik sermaye bakımından orta ve üst sınıfların mekân tercihlerinde öne çıkan bir model olduğu söylenebilir (Akyol Altun, 2010: 237). Hedef kitlenin daha çok yüksek gelir grubunda olması, bu sitelerdeki evlerin satış fiyatının yüksek olması ve daha çok ev sahiplerinin oturmasıyla doğru orantılıdır (Perouse ve Danış, 2005: 113).

Güvenlikli sitelerin aynılaştırılmış yaşam tarzlarıyla “homojenliğin hâkimiyet alanları” olarak (Sipahi, 2012: 114; Alver, 2013: 63), sadece gelir düzeyiyle değil, yaş grubu, medeni durum, eğitim ve meslek açısından da benzer sakinleri barındırmasıyla (Gönlügür, 2008: 79), cemaat hayatı sunduğu söylenebilir (Alver, 2010a: 102; Tanülkü, 2012: 130). Güvenlikli siteleri cemaat ekseninde düşünmenin imkânı, daha çok sitelerin

imajında saklıdır. Bu imajla, yoğun bir şekilde aidiyet, kimlik, mahalle, birliktelik ve komşuluk vurgusu yapılmaktadır (Alver, 2010a: 105; Bali, 2011: 114; Akyol Altun, 2012: 53).

Ancak güvenlikli sitelerin homojen bir yapı olarak değerlendirilmesi ancak maddi sermaye kriteri doğrultusunda olabilir. Kültürel, sembolik, sosyal sermaye açısından ise güvenlikli siteler homojen bir yapı göstermemektedir (Alver, 2010a: 187). Bu sitelerde oturanlar kentin geri kalanıyla kendilerini kültürel olarak ayrıştırmak istemekte, sitelerdeki sergi salonu, amfi tiyatro gibi kültürel donatıların zenginliği kadar düzenlenen kültür ve sanat etkinlikleriyle de bu ayrışma isteği pekiştirilmektedir (Perouse ve Danış, 2005: 109).

Bazı sitelerde maddi sermayesi yeterli ancak kültürel sermayesi yetersiz olduğunu düşündükleri kişilere sitenin kapıları kapatılmaktadır. Bazı durumlarda site sakinleri komşu adaylarını beğenmedikleri takdirde satışı veto etme hakkına da sahiptirler (Bali, 2011: 118). Bu açıdan bakacak olursak mekânsal olarak kentten ayrışan güvenlikli siteler kendi içinde de ayrışmaktadır. Gruplar arasındaki ilişkilerde belirleyici faktör ise eğitim seviyesi, yaşam tarzı, rafine zevk ve beğeniler gibi sosyo- kültürel araçlardır.

1.1.6.1.4. Müşteri Memnuniyetinin En İnce Ayrıntısına Kadar Düşünülmüş Olması

Güvenlik, lüks, zenginlik temellerinde yükselen güvenlikli siteler, villa, konak, ve apartmanları barındıran orta, orta-üst ve üst sınıflara hitap eden lüks konutlarıyla zenginliğin ve lüksün olağandışı baskınlığını ve abartısını temsil etmektedir (Alver, 2010a: 83-84).

Bir tüketim nesnesi olarak pazarlanan bu mekânlarda var olan hayat da tüketimle anlam bulmaktadır. Aynı şekilde satış kampanyalarında da müşteri memnuniyeti gözetilerek her türlü belirsizlikten arındırılmış en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, yaşam alanı imgesi sunulmaktadır. Bu müşteri memnuniyetinin uzun vadeli olmasını sağlamak için her site sakini yönetim planının altına imza atmakta, evlerinin dış cephelerinde kullanılan boyanın rengine kadar her şey kurallarla belirlenmektedir.

Bu nedenle Jean Baudrillard bu mekânları, bir ‘hiper mekân’a benzetmektedir. Ona göre burası hiçbir şeyin rastlantısal olmadığı, programlanmış bir mikro-evren haline gelmiş uzay kapsülünü andırmaktadır (Baudrillard, 2014: 14).

1.1.6.1.5. Kent Karşıtı Söylemi Barındırması

Güvenlikli sitelerde kurulmaya çalışılan yeni yaşam tarzının bir özelliği de site yaşamının şehrin katlanılmaz bir hal alan keşmekeşi ile mutlak bir karşıtlık içinde sunuluyor olmasıdır (Perouse ve Danış, 2005: 111). Sitelerin pazarlama kampanyalarında en çok göze çarpan bir konu olan şehrin karmaşasına ve kaos ortamına zıt bir şekilde ferah ve düzenli bir hayat vaat edilmektedir. Böylelikle kent yaşamına başlı başına bir alternatif sunma iddiasıyla (Gönlügür, 2008: 76), kır hayatının güzellikleri ile kentlerin sağladığı en son olanakların bir araya getirildiği yeni yaşam biçimlerinin sunulduğunu (Ayata, 2003: 38) söyleyebiliriz.

1.1.6.1.6. Çocuklara Özel Olarak Önem Verilmesi

Kültürel ayrışma konusunda dikkat çekici bir diğer husus, güvenlikli sitelerde çocuklara verilen önemdir. Çocukların güvenliği, mutlulukları ve eğitimleri konusundaki vurgu, güvenlikli site reklamlarında sık sık karşılaşılan noktalardan biridir. Geliştirici firmalar çoğu zaman reklamlarında doğrudan çocukları ön plana alarak, onların ancak kendi sitelerinde en iyi koşullarda büyüdüklerini iddia etmektedir. Çocuk merkezli yaşamın bir getirisi olarak site sakinlerinin özellikle anaokulu ve ilköğretim yaşlarındaki çocuklarını çok uzağa göndermek istememeleri ve kendi sitelerinin yakınlarında arayışa geçmeleri, özel eğitim kurumlarının giderek şehir dışındaki özel sitelerin civarına taşınmasına yol açmıştır (Perouse ve Danış, 2005: 111). Böylelikle buralar aynı zamanda eğitim mekânı olmuştur.