• Sonuç bulunamadı

Güven ve Sorumluluk İlkesi

Belgede Hukuki boyutuyla evrensel hizmet (sayfa 193-196)

B. Kamu Hizmetinin Yeni İlkeleri

4. Güven ve Sorumluluk İlkesi

Yalınlık ve ulaşılabilirlik ilkelerinin doğal sonuçlarından biri olarak ortaya çıkan güvenlik ve sorumluluk ilkesi, kullanıcılara sunulan hizmetlerde arz güvenliğinin, tüketici haklarının korunması ve hizmetin yürütülmesinden dolayı bir zarar doğması halinde sorumluluk ilkesi çerçevesinde bunun tazmin edilmesidir. Bu konuda Topluluk hukukunda da birçok düzenleme mevcuttur. Tüketicilerin korunması amacıyla üye devletlere yasal ya da idari düzenleme yapma zorunluluğu getiren Kusurlu Üretimden Dolayı Sorumluluk Direktifi674 kabul edilmiştir. Bu

672

DONIER, s.1227.

673 KARAHANOĞULLARI, s.251.

direktife dayalı olarak Fransa’da kamu hizmetlerinin kusurlu yürütülmesinden dolayı sorumluluğa ilişkin 19 Mayıs 1998 tarihli Yasa675 kabul edilmiştir.

Fransız Kamu Hizmetleri Şartında güven ve sorumluluk ilkesi şu şekilde yer almıştır676:

- Kullanıcılar idareyle ve kamu hizmetleriyle ilişkilerinde hukuki güvenceye sahiptirler. Devlet kamu hizmetlerinin işleyiş koşullarını ve biçimlerini açıkça belirlemeli ve bu hukuki düzenlemeler istikrarlı olmalıdır. Değişiklikler ve yeni düzenlemeler kullanıcıların uyum sağlamalarına olanak verecek biçimde yürürlüğe konmalıdır.

- Varolan kuralların geliştirilmesi sağlanarak, yeni kuralların kullanıcılara ve idareye etkileri ve maliyetine dair bilgiler hazırlanmalıdır.

- Kamu hizmetlerini yürütenler kusurlarını gidermeyi ve doğan zararları en kısa süre tazmin etmelidir.

Sorumluluk ilkesi, her ne kadar bir ilke olarak yeni sayılmaya başlamışsa da temelini 1789 Vatandaş ve İnsan Hakları Deklarasyonu m.15’ten almaktadır. 3 Şubat 1873 tarihinde Fransız Uyuşmazlık Mahkemesinin verdiği Blanco kararıyla kamu hizmetini yürüten kamu görevlilerinin vatandaşlara verdiği zararlardan dolayı idarenin sorumlu olacağı kabul edilmiştir677. Ayrıca, bu ilkesinin kamu hizmetlerinin temel ilkeleri arasına girebilmesi için genel bir uygulama alanı bulması gerektiği, ancak AB Direktifi ve sonrasında yapılan ulusal düzenlemelerde güven ve sorumluluk ilkelerinin açıkça bir ürün kullanımını sağlayan kamu hizmetlerine yönelik olması nedeniyle sınırlı bir uygulama alanı bulunduğu vurgulanmıştır678. Bir diğer eleştiri de, idarenin geleneksel sorumluluğunun ilke olarak ifade edildiği

şeklinde yapılmıştır. Buna göre idare zaten, kamu hizmetlerini yürütürken kusurlu ya da kusursuz olarak vatandaşlara verdiği maddi ve manevi zararlardan dolayı

sorumludur. Bu sorumluluk da kamu hizmetinin temel ilkelerinden

kaynaklanmaktadır679. Bunun sonucu olarak, kamu hizmetini yürüten ya da yürütülmesinden sorumlu olan idare, hatalarını kabul etmeyi, en kısa sürede

675 Loi du 98-389 du 19 mai 1998 relative relative à la responsabilité du fait des produits défectueux

JORF du 21 mai 1998, No.117, , s.7744.

676 Aktaran KARAHANOĞULLARI, s.253. 677

GÖZLER, C.II, s.940.

678 DONIER, s.1227. 679 MARAIS, s.115-116.

gidermeyi ve hatalarından hizmetin işleyişine ilişkin sonuçlar çıkarmayı bilmelidir. Bu nedenle güven ve sorumluluk öncelikle yeni bir ilke değildir.

T.C. Anayasası m.125/son uyarınca idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Hukuk devletinin bir gereği olan bu durumda, idare kamu hizmetlerine ilişkin aldığı kararlar ve yürütülmesinden kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadır. Bu noktada, idarenin aldığı kararlarda ve eylemlerinde kusurlu olup olmaması önemli değildir. Zarar idarenin eylem ve işlemlerinden doğduğu, yani zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağı korunduğu sürece idare sorumlu olacaktır. Bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki kusurlar nedeniyle kullanıcılar zarar görürlerse, idare hizmet kusuru nedeniyle sorumlu olacaktır. Danıştay’ın da bir kararında belirttiği gibi “idare

kendisine tevdi edilmiş bulunan kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini temin amacıyla gerekli teşkilatı kurmak ve bu teşkilatın icap ettirdiği şahsi, ayni ve mali imkan ve vasıtaları her an hizmete hazır bulundurmakla sorumludur”680.

Fransa’da iktisadi kamu hizmetleri konusunda idarenin sorumluluk türü özel hukuk sorumluluğu kabul edilirken Türkiye’de hizmetin işleyişinden kaynaklanan her türlü zarardan kaynaklanan sorumluluk kamu hukuku sorumluluğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Fransız Uyuşmazlık Mahkemesinin “Bac d’Eloka” kararında681, özel işletmelerle aynı koşullarda işletilen sınaî ve ticari kamu hizmetlerinin yürütülmesinden kaynaklanan zararların tazmini için görevli yargı yerinin adli yargı olduğu yönünde karar vermiştir. Buna karşın Türk hukukunda KİT’lerin kullanıcılara ve üçüncü kişilere verdiği zararlardan kaynaklanan sorumlulukları konusunda Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi, sorumluluğun kamu hukukundan kaynaklanan bir sorumluluk olduğu gerekçesiyle idari yargıyı görevli olarak görmektedirler. Uyuşmazlık Mahkemesine göre, KİT’lerin özel hukuk

kurallarına bağlılıkları “ancak, günlük işlerinde ve fertlerle olan

münasebetlerindedir. Bunların dışında kalan gerek kendileriyle ilgili mevzuatın tatbikatına, gerekse hizmetin gerektirdiği faaliyetlerin gayelerine uygun olarak

680

D12.D, 13.4.1970, E.1969/3435, K.1970/754, DD, S.1, s.375.

681 CE, 22 janvier 1921, Société commerciale de l’ouest africain (Bac d’Eloka)’dan aktaran GÖZLER,

tanzim ve ifasına taalluk eden kararlar ise, idari karar niteliğinde olup” idare

hukuku kurallarına tabidir682.

Telekomünikasyon sektörünün tamamen serbestleştirilip Türk Telekom A.Ş’nin özelleştirilmesiyle, bu hizmet alanında faaliyet gösteren bir KİT bulunmamaktadır. Ancak yürütülen hizmetler birer kamu hizmetidir. Bu anlamda evrensel hizmet, ya bir idari işlemle (ruhsat, genel izin) ya da idari sözleşmeler (imtiyaz sözleşmesi, görev sözleşmesi) ile yetkilendirilen özel işletmeciler tarafından sağlanmaktadır. Yani, evrensel hizmet yükümlüsü ile idare arasındaki ilişki kamu hukuku ilişkisidir. Yürütülen hizmet de kamu hizmeti olduğundan, evrensel hizmetin kurulması ve yürütülmesinden kaynaklanan zararların tazmini de kamu hukuku kurallarına göre ve tahkim kaydı bulunmaması halinde idari yargıda olmalıdır. Hizmetin özel kişiler eliyle yürütülmesi, hizmetin asli sorumlusu olan idareyi,

gözetim ve denetim yükümlülüğü bulunduğundan sorumluluktan

kurtarmayacaktır683.

Belgede Hukuki boyutuyla evrensel hizmet (sayfa 193-196)