• Sonuç bulunamadı

Eşitlik ve Nesnellik İlkesi

Belgede Hukuki boyutuyla evrensel hizmet (sayfa 178-182)

A. Kamu Hizmetinin Temel İlkeleri

2. Eşitlik ve Nesnellik İlkesi

1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesine dayanan kamu hizmetleri önünde eşitlik ilkesi, kanun önünde eşitlik ilkesinin bir ifadesi607 olarak görülse de, katıldığımız görüşe göre “kanun önünde eşitlik”ten anlaşılması gereken “devlet önünde eşitlik” olduğundan, kamu hizmetleri karşısında eşitlik ilkesinin kanun önünde eşitlik ilkesini doğurduğunu608 söylemek gerekecektir. Buna göre, bireyler gerek hizmete ulaşmada gerekse de hizmetlerden yararlanmada eşittirler. Siyasal organlar tarafından kurulan kamu hizmetleri, kendilerini kuran siyasi ideolojilerden sıyrılarak objektif olarak sunulmalıdır.609

Eşitlik ilkesinden anlaşılması gereken bütün vatandaşların eşit bir şekilde kamu hizmetinden yararlanması ve kamu hizmetinden yararlananların eşit muameleye tabi tutulması değildir. Mutlak eşitlik olarak ifade edilen bu durumda hizmetten yararlananlar arasında fiilen sosyo ekonomik açıdan ve coğrafi olarak da bölgeler arasında ayrımcılık yapılmış olacaktır. Eşitlik ilkesinin sağlanması için, kanunların ve düzenleyici işlemlerin belirlediği nesnel durum ve niteliklere sahip kişiler arasında eşitlik ilkesinin mutlak olarak uygulanması gerekir610. Nispi eşitlik olarak adlandırılan bu durumda, farklı konumlarda olanların farklı muameleye tabi tutulması ve eşitler arası eşitliğin sağlanması gerekir.

T.C. Anayasası m.10 uyarınca kanun karşısında herkes dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri unsurlar bakımından eşit konumdadır. Düzenlemeleri itibariyle, Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerine benzerlik taşıyan Anayasa m.10’da ifadesi bulan eşitlik, mutlak eşitlik 607 GÖZLER, s.275; ATAY, s. 599. 608 KARAHANOĞULLARI, s.200. 609 ATAY, s.599. 610 GÜNDAY, s.299.

anlayışını değil, nispi eşitliği ifade etmektedir. T.C. Anayasa m.10/son ile getirilen “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmüyle de kamu hizmetleri karşısında eşitlik ilkesi açıkça düzenlenmiştir.

Kamu hizmetinin nesnelliği ilkesi, eşitlik ilkesinin bir uzantısı olarak ortaya çıkmıştır. Bu tarafsızlık, hizmetin yönetimini ellerinde bulunduranlara, hizmetin götürüldüğü kullanıcılarının veya hizmeti sunan idare ajanlarının siyasi görüşleri, felsefi seçimleri veya dini inanışları açısından ayırım veya kayırma yapmamayı zorunlu kılmaktadır. Bu yönüyle nesnellik ilkesi, kamu hizmetinden yararlananların kamu hizmetleri karşısında eşitliğini sağlayıcı işlev görmektedir611. Bu yönüyle de nesnellik ilkesi eşitlik ilkesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Kamu hizmetleri karşısında eşitliği sağlayan nesnellik ilkesi özellikle eğitim alanında, din alanında devletin tarafsızlığının göstergesi olan laiklik ilkesi ile ifade edilmektedir612. Özellikle bu alanda nesnellik ilkesinin, eşitlik ilkesinden hiçbir farkı bulunmamaktadır613.

Bununla birlikte nesnellik ve eşitlik ilkelerinin ayrımı yapan doktrin614 ve 1992 tarihli Fransız Kamu Hizmetleri Şartı, nesnellik ilkesini kamu hizmetlerinin temel ilkeleri arasında ayrı bir ilke olarak saymaktadır. Nitekim Fransız danıştayı da 1994 tarihli Kamu Hizmetleri raporunda nesnellik ilkesinin eşitlik ilkesinden ayrılıp “çoğulculuk ve çeşitlilik”615 yönüne doğru ilerlediği ve bu anlamda felsefi ve dini duyarlılıklara daha fazla açılım getirdiği yönünde fikir bildirmiştir616. Bundan itibaren gerek Fransız idari yargısında nesnellik ilkesine eşitlik ilkesine bir çağrışım yapmaksızın atıf yapılmaya başlanmıştır617. Fransız Anayasa Mahkemesi de, 26 Temmuz 1996 tarihli Telekomünikasyon Yasası hakkında verdiği kararında nesnellik ilkesini kamu hzimeti yükümlülüklerinin sağlanması açısından anayasal değere sahip bir ilke olarak nitelemiştir618.

611 DONIER, s.1221.

612 VALETTE, J.P., Le service public à la française, Ellipses, Paris, 2000, s.98’den aktaran Ibid.; Bu

konuda detaylı bilgi için bkz. KARAHANOĞULLARI, s.204 vd.

613 Bu yönde bkz. CC, No. 86-217 DC, 18 septembre 1986, JORF du 19 septembre 1986, s.11294. 614 LACHAUME/BOITEAU/PAULIAT, s.433 vd.

615 GÖZÜBÜYÜK/TAN, s.690. 616 Aktaran DONIER, s.1222. 617

CE, 30 novembre 1998 Société Pompes funèbres européennes du Gard, No. 159203; CE, 18 octobre 2000, Association promouvoir, No. 213303, Lebon, s.391.

Türk Anayasa Mahkemesi, Anayasada yer aldığı şekliyle eşitlik ilkesinin nispi eşitlik olarak uygulanması gerektiğini birçok kararında vurgulanmıştır. Anayasa Mahkemesi bir kararında kanun önünde eşitlik ilkesinin türm yurttaşların mutlaka her yönden ve her zaman aynı kurallara tabi tutumaları anlamına gelmeyeceğini belirterek “Bir takım yurttaşların başka kurallara bağlı tutulmaları haklı bir nedene

dayanmakta ise, böyle bir durumda kanun önünde eşitlik ilkesine ters düşüldüğünden söz edilemez ... Eşitliği bozan bir kuralın varlığı, ancak o kuralın kamu yararına veya başka haklı nedene dayanmamış olması hallerinde ileri sürülebilecektir”

yorumuyla eşitlik ilkesinden nispi eşitliğin anlaşılması gerektini hüküm altına almıştır619. Anayasa Mahkemesi karalarında “haklı neden” kavramının bir nitelemesini yapmamakla birlikte önüne gelen uyuşmazlıklarda haklı neden bulunup bulunmadığı konusunda karar vermektedir. Haklı neden gerekçesine daha sonraki kararlarıyla “kamu yararı” gerekçesini de ekleyen Anayasa Mahkemesi “eşitliği

bozduğu iddia edilen kural haklı nedene dayanmakta veya kamu yararı amacıyla yürürlüğe konulmuş ise bu kuralın eşitlik ilkesini zedeleyeceğinden söz edilemez”

diyerek nispi eşitlik konusundaki tutumunu korumuştur620.

Aynı yönde Danıştay da, kamu hzimetlerinden alınacak bedeli belirlediği bir kararında “kamu hizmeti niteliğindeki telefon hizmetini yürüten idare, ... toplum

içinde görükleri hizmet itibarıyla bazı meslek grupları ve kişiler için telefon ücretinden indirim yapmaya, bu indirim esaslarını da belirlemeye yetkilidir.”

hükmüyle eşitlik ilkesinden anlaşılanın nispi eşitlik olduğunu vurgulamıştır621. Bununla birlikte Danıştay, hizmetin bir kısmının bazı kullanılardan alınan bedelle ödenmesini ifade eden çapraz sübvansüyonu yasaklar nitelikte bir karar da vermiştir.

Şöyle ki, tarifelerde farklılaştırmanın eşitliği bozmaması için bir grup tüketici açısından yüksek oranlı tarife belirlenmesinin kazanç sağlama amacı taşımaması gerekmektedir. Atık su ücret tarifelerine ilişkin bu kararda resmi daireler ve kamu iktisadi teşebbüsleri için düşük tarife belirlenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varan Danıştay, bu düzenlemenin gelir elde etmeye yönelik bir uygulama

619

AYM, 28.4.1983, E.1981/13, K.1983/3, AMKD, S.20, s.53.

620 AYM, 12.1.1989, E.1988/4, K.1989/3, AMKD, S.25, s.6.

mahiyetinde olduğu yönünde karar vermiş ve düzenlemeyi iptal eden ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır622.

Kullanıcıların durumlarına uygun farklı kategoriler yaratılması yetkisinin yasakoyucuda bulunduğu Fransa’da, Fransız Danıştayı tarife farklılaştırması konusunda, kullanıcıların ödedikleri yüksek tarifelerin hizmetin işlemesinin maliyetini aşmaması gerektiği yönünde karar vermiştir623.

Evrensel hizmet kavramının varlık nedeni zaten temelini eşitlik ilkesinde bulmaktadır. Zira hizmetin coğrafi konumlarından bağımsız olarak herkese ve herkes tarafından ulaşılabilir makul bir bedel karşılığında sunulması evrensel hizmet

kavramının tanımının ayrılmaz unsurlarıdır. Piyasa ekonomisine açık

telekomünikasyon sektöründe, kâr amacı güden işletmecilerin hizmetin kullanıcıları arasında tercih yapmasına engel olmak ve hizmetin ekonomik, coğrafi ve sosyal yönden zayıf kesimlere sunulmasını da sağlamak amacıyla evrensel hizmet kavramı kabul edilmiştir. Buradaki eşitlik ilkesi elbette ki zayıfın korunduğu nispi eşitlik ilkesidir.

Eşitlik ilkesinin evrensel hizmet uygulamasında görünümü ilkin hizmetin herkese sağlanması yükümlülüğüdür. 5369 sayılı Kanun m.3/a uyarınca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkes, bölge ve yaşadığı yer ayırımı gözetilmeksizin evrensel hizmetten yararlanır. Kanun m.3/c uyarınca düşük gelirliler, özürlüler ve sosyal desteğe ihtiyacı olan grupların da evrensel hizmetten

yararlanabilmesi için uygun fiyatlandırma ve teknoloji seçeneklerinin

uygulanabilmesine yönelik tedbirler alınmak zorundadır. Bu hükümlerle nispi eşitlik EHK’da benimsenmiş durumdadır. Aynı şekilde, örneğin Evrensel Hizmetlerin Gelirlerinin Tahsili ve Giderlerinin Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin evrensel hizmet yükümlüsünün sorumluluklarını belirlediği m.9/a hükmüne göre ankesörlü telefonların yayılması ve kurulması konusunda düşük yoğunluklu bölgelere öncelik verilmesi konusunda bir yüküm getirilmiştir. Bu amaçla yapılan düzenlemelerle evrensel hizmet yükümlüsünün bu yükümlülüklerini yerine getirirken sübvanse edilmesi sistemleri öngörülmüştür.

İkinci olarak ise makul fiyat ve tarife belirlenmesi konusunda ortaya çıkmaktadır. Fert başına gayrisafi yurt içi hasıla tutarı da göz önünde bulundurularak

622 D8.D, 17.10.1994,E.1994/661, K.1994/2608, DD, S.90, s.839. 623 GAJA’dan aktaran KARAHANOĞULLARI, s.218.

karşılanabilir ve makul fiyat seviyesinde sunulması gereken evrensel hizmetin ilkeleri açısından bir değerlendirme yapmak gerekirse, Telekomünikasyon Kurumu Tarife Yönetmeliğinin “İlkeler” başlıklı 5. maddesinde benzer durumdaki kullanıcılar arasında haklı olmayan nedenlerle ayrım gözetilmesi yasaklanmıştır. Bu kuralın istisnasını oluşturacak “haklı nedenler” konusunda ise Yönetmelik, EHK m.3/c hükmüne atıf yaparak, düşük gelirliler, özürlüler ve sosyal desteğe ihtiyacı olan gruplara mahsus kapsamı açık ve sınırları belirlenmiş kolaylıklar sağlanmasına izin vermiştir.

Belgede Hukuki boyutuyla evrensel hizmet (sayfa 178-182)