• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.1. Bir Müdahale Aracı Olarak Gümrük Tarifeleri

2.1.4. Gümrük Tarifelerinin Fonksiyonları

Gümrük tarifelerinin temelde üç önemli fonksiyonu bulunmaktadır.

Bunlar devletin gelirlerini artırmak, yerli sanayileri dış rekabetten korumak ve ödemler dengesi açıklarının azaltılmasında katkı sağlamak olarak ifade edilebilir.

2.1.4.1. Tarifelerin Gelir Yaratma ve Koruma Fonksiyonu

Bir önceki bölümde de değinildiği üzere birçok ülke ekonomideki çe-şitli sektörleri ekonomik ve siyasi nedenlerle koruma altına alabilmektedir.

Uygulanan koruma oranı ile birlikte, kullanılan koruma aracı ise ülkeden ülkeye değişmektedir. Ancak ülkelerin kullandığı en eski koruma enstrü-manı olan gümrük tarifelerini diğer koruma enstrümanlarından ayıran temel özelliği, belirli bir sektöre sağlamış olduğu korumanın yanında, başta az gelişmiş ülkeler olmak üzere ülkeler için “gelir yaratma” fonksiyonudur.

Esasen gümrük tarifelerinin sahip olduğu bu özellik, aslında ülkeler için korumacılığı teşvik eden bir mekanizma işlevi de görmektedir (Shalizi ve

Squire 1988, s. 9). Bu bağlamda gümrük vergilerinin kullanılan en eski ko-ruma aracı olması da bu nedene dayanmaktadır.

Konu gelir yaratma fonksiyonu kapsamda değerlendirildiğinde, küçük ülkeler için, gümrük tarifeleri zorunlu olarak yerli üretim kalıplarını değiş-tirmekte ve bu durumun sonucu ise toplumsal refah kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bununla birlikte yine de birçok gelişmekte olan ülke için gümrük tarifeleri, hükümet gelirinin temel kaynağını oluşturmaktadır.

Bu ve diğer nedenlerden dolayı, ekonomistler serbest ticaretin faydalarını ne kadar iyi göstermeye çalışırlarsa çalışsınlar, gelişmekte olan ülkelerin gümrük tarifelerini kaldırmaları çok da imkân dahilinde değildir (Cham-bers, 1994, s. 246).

Öte yandan ekonomik olarak küçük ülkelerin gümrük vergilerine olan bu bağımlılığı, gümrük vergilerinin önemini vurgulamak için yeterli değildir.

Konu gümrük vergilerinin gelir yaratma fonksiyonunun yanında koruma sağlama fonksiyonu bağlamında değerlendirildiğinde daha da karmaşık bir hal almaktadır. Çünkü gümrük vergilerinin ülkelerin söz konusu vergiyi uy-gulamaktaki amacı dışında etki yaratma gücü bulunmaktadır.

Uzun uygulama tarihi boyunca gümrük tarifeleri genel olarak gelir yarat-ma fonksiyonu bakımından kullanılmışsa da, 19. yüzyıl sonrasında uygula-maların niteliği değişmiş ve gümrük tarifeleri koruma sağlama fonksiyonu içinde de kullanılmaya bağlanmıştır (Seyidoğlu, 2015, s. 163).

Bir ülkenin devlete gelir sağlamak amacıyla uygulamaya koyduğu güm-rük vergisi, sahip olduğu bu ikili nitelik sayesinde esasen o malın ithalatında da ciddi bir koruma gücü sağlamaktadır. Oysa burada söz konusu ülkenin asıl amacı o malın ithalatında korumacılığa gitmek değil aksine gelirlerini arttırmaktır. Bununla birlikte benzer şekilde bir sektörü korumaya yönelik olarak uygulamaya koyulan bir gümrük tarifesi de devlet bütçesine gelir getirici etki yaratabilmektedir. Alman Ekonomist Haberler (1937), Ulus-lararası Ticaret Teorisi başlıklı çalışmasıyla konuyu ele almış ve gümrük tarifelerinin gelir yaratma fonksiyonu ile koruyuculuk fonksiyonu arasında ayrım yapmanın en iyi yolunun yerli ve yabancı üreticiler üzerindeki etkile-rini karşılaştırmak olduğunu ileri sürmüştür7.

7 https://www.britannica.com/topic/tariff

Gümrük tarifelerinin gelir yaratma ve koruma fonksiyonları arasındaki ayrım, büyük ölçüde sanayileşmiş ülkeler ile az gelişmiş tarım ülkeleri ara-sındaki coğrafi uzmanlaşmaya dayanan ve uluslararası ticareti genişleten bir dünyanın gerçeklerine dayanmaktadır. Hem yurtiçi hem de yurtdışında hızla genişleyen ticaret yapısına sahip olan bir ülke için geniş alternatifler olduğunda, gelir elde etmenin en iyi yolu, büyük ölçüde başka ülkelerde üretilen mallar üzerine düşük tarife oranları, belirli bir oranda rekabetçi olan mal grubuna yönelik ise koruyucu nitelikte gümrük tarifesi uygulanmasıyla sınırlandırılmalıdır. Alternatiflerin dar veya mevcut olmadığı durumlarda ise hem gelir hem de koruma fonksiyonunun bir arada olduğu gümrük tari-fesi uygulanması zorunlu hale gelecektir (Fox, 1936, s.118).

Bu bağlamda ülkeler kendi ekonomik yapılarına ilişkin gerçeklikler doğrultusunda, uygulamış oldukları ticaret politikalarıyla, belirli ölçütler dahilinde bütçe amaçları doğrultusunda gümrük vergilerinden faydalana-bilmektedirler. Bu itibarla, bir ülkenin uygulamış olduğu gümrük tarife-lerinden en etkili geliri sağlayabilmesi için bu vergilerin geniş tüketim alanı olan mallara uygulaması ve ticareti kısmayacak düzeyde ve gelirleri maksimum seviyede tutacak şekilde uygulanması gerekmektedir. Bunun yanında gümrük tarifelerinin uygulanmasıyla elde edilecek vergi gelir-lerindeki temel belirleyici, tarifenin uygulandığı malın ithalat talep es-nekliğidir. İthalata konu olan malların talep esnekliğinin yüksek olması durumunda söz konusu mallara uygulanan tarife malların talebini kısıcı etki yaratacak ve devletin elde ettiği vergi miktarının azalmasına neden olacaktır. Bunların yanında, ülke içinde üretimi bulunmayan mallardan alınan gümrük vergileri, esasen gelir yaratma amacı taşımaktadır. Çünkü ülke içinde üretimin bulunmaması, korunacak bir sektörün de bulunma-dığı anlamına gelmektedir. Türkiye’de kahve ve kakaodan alınan vergiler gelir yaratma amacı güden gümrük vergileri olarak nitelendirilebilir (Kar-luk, 2013, s. 387).

Daha önce de değinildiği üzere, korumacılık penceresinden bakıldığında, bir ticaret politikası müdahale aracı olarak gümrük tarifelerinin uygulanma-sındaki temel mantık; ithalata konu olan mala uygulanan tarifenin yüksel-tilerek söz konusu malın dünya fiyatının o malın iç piyasa fiyatının üzerine çıkarılması şeklinde işlemektedir. Böylelikle fiyatı yükselen malın ithalatı

azalacak, bu suretle de söz konusu ithal malının ikamelerini üretmekte olan yerli sanayinin korunması sağlanmış olacaktır.

Bu çerçevede, korumacılık fonksiyonu bakımından uygulanacak olan gümrük tarifeleri için temel belirleyici, ithal malının dünya fiyatı ile o malın yurtiçi fiyatı arasındaki fiyat farkını eşitlenmesi veya yerli malı lehine azal-tılmasına yönelik güdülen amaçtır. Bu noktadan hareketle, sözü edilen fiyat farkına yönelik uygulanan gümrük tarifesi oranıyla o malın ithalatı belirli ölçülerde sınırlandırılacak ya da tamamen sonlandırılmış olacaktır. Şayet it-hal malına uygulanan tarife oranı çok yüksek tutulursa, o malın itit-halatı tüm-den engellenmiş ve o mala tam koruma sağlanmış olacaktır. Bu tür yüksek oranlı gümrük vergileri yasaklayıcı (prohibitive) gümrük vergileri olarak da adlandırılmaktadır. Ancak ithal malına uygulanan tarife düşük düzeyde tutulursa, bu defa malın ithalatı belirli ölçülerde kısılmış ve o mala ilişkin kısmi koruma sağlanmış olacaktır (Seyidoğlu, 2015, s. 163). Bu bakımdan ithal malına sağlanmak istenen koruma oranı, esasen o mala uygulanacak olan gümrük tarifesini de belirlemiş olmaktadır.

2.1.4.2. Tarifelerin Ödemeler Dengesi Açıklarını Azaltma Fonksiyonu Gümrük tarifelerinin gelir yaratma ve koruma fonksiyonu dışında bir üçüncü fonksiyonu da ödemeler dengesine olan etkileridir. Bu kapsamda hükümetlerin sahip olduğu diğer kısıtlamaları yanında bütçe ve ödemeler dengesine yönelik önemli kısıtlılıkları da bulunmaktadır.

Gümrük tarifeleri ithalatı kıstığı oranda ödemeler dengesi açıklarının gi-derilmesine yönelik etkileri nedeniyle, ülkeler gümrük tarifeleri koyma yo-luna gidebilmektedirler (Seyidoğlu, 2015, s. 163). Bu kapsamda uygulanan bir gümrük tarifesi, yaratmış olduğu ithalat kısıcı etki ile birlikte, ithalata bağlı olan döviz çıkışına engel olduğundan ödemeler dengesinde iyileşme de sağlamaktadır.

Bu bağlamda içinde bulunduğu siyasal kaygılara bağlı olarak hükümet-ler zaman zaman ödemehükümet-ler dengesi açıklarının azaltılmasına yönelik poli-tikalar uygulayabilmektedir. Bu siyasal kaygılar nedeniyle, hükümetlerin gümrük tarifelerine yönelmeleri korumacı önlemlerin artmasına da neden olabilmektedir (Gandolfo, 2014, s. 284). Bunun nedeni ise tıpkı gelir

yarat-ma fonksiyonunda olduğu gibi ödemeler dengesi açıklarının giderilmesine yönelik fonksiyonunun, gümrük tarifelerinin kullanılmasında teşvik edici bir rol oynamasıdır.

Diğer taraftan gümrük tarifelerinin ödemeler bilançosuna yönelik açıkla-rın giderilmesinden başka gerek ihraç gerekse ithal ülkelerindeki istihdam düzeyi, reel ulusal gelir ile dış ticaret hadleri üzerinde çeşitli etkiler doğur-makta olup, bu etkiler aşağıda ele alındoğur-maktadır.