• Sonuç bulunamadı

3.1. Avrupa Birliği-Türkiye iliĢkisi

3.1.3. Gümrük Birliği

Gümrük Birliği uygulaması, tarihte birçok örneği olan bir uygulamadır. En önemli özelliği; üyeler arasında her türlü tarife ve kotaların kaldırılması ve birlik dıĢına karĢı ortak bir tarife oranı uygulanmaya baĢlanması ve ortak ticaret politikalarının benimsenmesi Ģeklinde olanıdır. Bu Ģekilde yapılan gümrük birliği uygulamasının hedefi, mal piyasaları arasında bir bütünleĢme gerçekleĢtirmek, dolayısıyla bunu gerçekleĢtirmek için, mal akımını engelleyen gümrük vergileri ve dıĢ ticaretin kontrol araçlarını kaldırılmıĢ olmak ve diğer ülkelere uygulanan gümrük vergilerini eĢitlemektir. Bu adımların içinde siyasal boyutlu olanlar olduğu gibi hem siyasal hem de ekonomik boyutlu olanları da olmuĢtur. Nitekim II. Dünya savaĢı sonrasında, geliĢmiĢ ülkeler, gerek I. Dünya savaĢı ve 1929 Dünya ekonomik krizinin etkilerini azaltmak, gerek II. Dünya SavaĢı‘nın meydana getirdiği yaraları sarmak ve gerekse dünya ticaretinde çok yönlü denkleĢmeye imkân sağlamak düĢüncesiyle çeĢitli organizasyonlar kurma gayreti içinde olmuĢlardır. Bu organizasyonların baĢında geleni AET (Avrupa

88

Ekonomik Topluluğu)‘dir. AET‘nin de en kuvvetli mekanizması Gümrük Birliği‘dir (Hatipler, 2012: 2).

Gümrük Birliğinde üye ülkeler arasındaki ticaretin tamamen serbest bırakılması; birliğe üye olmayan ülkelere karĢı ortak bir gümrük tarifesinin uygulanması söz konusudur (Dura ve Atik, 2014: 7). Gümrük Birliği‘nin amacı, üye ülkeler arasında gümrük tarifeleri ve kotaların kaldırılarak, bölge içi ticaretin serbestleĢtirilmesi ve dıĢarıya karĢı ortak bir gümrük tarifesinin uygulanmasıdır. Roma AntlaĢması‘nda iç gümrüklerin azar azar indirilerek, 12 yıl sonra sıfıra indirilmesi öngörülmüĢtür. Ġç gümrüklerin kaldırılmasını yine aynı yıl içinde dıĢarıya karĢı ortak bir gümrük tarifesinin uygulamaya konması izledi. Böylece üçüncü ülkelerden topluluğa girecek mallardan ortak gümrük tarifesinde belirlenen oranda bir vergi alınmaya baĢlandı (Turan, 2000: 45). Gümrük Birliği, ülkelerin öncelikle ekonomik yönden etkilemektedir; ithalat konusunda dıĢa bağımlılık azalarak ihracatın artmasına neden olmaktadır.

Gümrük Birliği, uluslar arası boyutu olan bir entegrasyon organizasyonunun en önemli mihenk taĢlarından biridir. Gümrük Birliği‘ne böylesine ayırıcı bir vasıf kazandıran yanı, onun bir ülke ekonomisini, üretimden tüketime kısacası bir bütün olarak etkileme gücüne sahip olmasındandır (Hatipler, 2012: 1). Türkiye‘nin Avrupa Birliği (AB) ile bütünleĢme hedefine yönelik ortaklık iliĢkisinin önemli bir aĢamasını oluĢturan Gümrük Birliği, aynı zamanda AB tarihinde ilk defa tam üye olmayan bir ülke ile gerçekleĢtirilmiĢ ticari bütünleĢme örneği olmuĢtur. 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe konulan Gümrük Birliği, Türkiye‘nin dıĢ ticaretinde serbestleĢme sürecine yeni bir ivme kazandırırken, AB ile ortaklık iliĢkilerinde de Ankara AnlaĢması uyarınca Son Döneme geçilmiĢtir (Doğan ve Soyyiğit Kaya, 2011: 2). Gümrük Birliği ile Türkiye‘nin dıĢ politikası da daha fazla iyileĢme göstermektedir. Özellikle Türkiye, ihracatta yeni ülkelere ürünlerini tanıtarak satıĢlarında büyük artıĢ sağlamaktadır.

Türkiye ekonomisinin tamamını etkileyen önemli bir geliĢme olan Gümrük Birliği ile birlikte, Türkiye ile AB arasında sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eĢ etkili tedbirler kaldırılmıĢ, Türkiye üçüncü ülkelere karĢı Ortak Gümrük Tarifesi uygulamaya baĢlamıĢtır. Ancak, bu durumun istisnası olarak 2000 yılı sonuna kadar süren beĢ yıllık geçiĢ döneminde, otomobiller, ayakkabılar, deriden mamuller ve mobilyalar gibi kısıtlı sayıdaki hassas ürün için üçüncü ülkelere

89

karĢı Ortak Gümrük Tarifesi hadlerinden daha yüksek gümrük vergileri uygulanmıĢtır. 2001 yılıyla birlikte, tüm sanayi ürünleri itibarıyla Ortak Gümrük Tarifesi oranlarına; 1 Ocak 2008‘de ise Gümrük Birliği kapsamındaki ürünler itibarıyla, AB‘nin geliĢmekte olan ve az geliĢmiĢ ülkelere uyguladığı otonom tarife tavizlerini kapsayan GenelleĢtirilmiĢ Tercihler Sistemi‘ne uyum sağlanmıĢtır (Doğan ve Soyyiğit Kaya, 2011: 2).

Gümrük Birliği ile ortak gümrük tarifesi uygulaması da baĢlamıĢtır. Bu Türkiye‘nin dıĢ ticaret hacminin artacağı anlamına gelmektedir. Finans sektörümüzde sanayi ve ticaret sektörüne hizmet veren bir sektör olduğu için ticaretteki canlanma finans sektörümüzde de benzer bir harekete yol açmıĢtır. Gümrük Birliği dıĢ ticaret dengemizde ithalat lehinde bir geliĢmeye neden olabilmektedir. Bu durumda ödemeler dengemizde karĢılaĢılabilecek muhtemel sorunlara karĢı turizm ve turizmin uyardığı sektörlerinde geliĢimine yönelmek gerekmektedir (Törüner, 1995:3). Turizm baĢta olmak üzere bir çok sektörde geliĢimin olması; istihdamı artırarak ülkeye ek gelirin gelmesine neden olmaktadır.

Ortak gümrük tarifesi olanları üye ülkelerin bireysel gümrük oranlarının ağırlıksız ortalaması alınarak hesaplanmıĢtı. Sanayi ürünlerinde bu oran %9 dolaylarındaydı. Ortak gümrük tarifesi oranları 1968‘den beri ya Bakanlar Konseyi‘nin tek taraflı kararlarıyla ya da GATT çerçevesindeki çok yanlı görüĢmeler yoluyla birçok kez indirilmiĢtir. 1975 yılında baĢlatılan bir uygulama ile üye ülkeler tarafından tahsil edilen gümrük vergileri topluluğa devredilir, baĢka bir deyiĢle, Topluluk Bütçesine gelir kaydedilir. Ortak Gümrük tarifesinin uygulanmaya baĢlanması, ekonomik birleĢmenin birinci ve en önemli aĢamasını, yani gümrük birliğinin gerçekleĢmesini ifade eder (Turan, 2000: 45).

Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği‘ne gidilmesi yabancı sermayenin ülkemize daha fazla gelmesine de yol açmıĢtır. Gümrük Birliği‘nin sermaye piyasasına etkisi yabancı Ģirket ortaklıkları ile baĢlamaktadır. Sermaye piyasası hem büyümekte hem de derinliği artmaktadır. ġirketlerin sermaye piyasası araçlarına ağırlıklı olarak yönelerek finansman sağlamada etkili ve yoğun bir Ģekilde halka açılma yoluna gitmeleri de kaçınılmaz olmaktadır. Gümrük Birliği‘ne giriĢin sağladığı ekonomik istikrar Borsa‘ya da yansımaktadır (Törüner, 1995:3). Yabancı sermayenin sağladığı sıcak para

90

Türkiye‘nin ekonomik refahını da sağlamaktadır ve bu da öncelikli olarak borsaya da yansımaktadır.

Gümrük Birliği (GB) sürecinin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerine iktisat literatüründe GB öncesi ve GB sonrası dönem olarak yaklaĢılmaktadır. Ayrıca GB‘nin olası etkilerini hem ex ante hem de ex post olarak inceleyen çalıĢmalar vardır. Avrupa Birliği- Türkiye Gümrük Birliği‘nin ekonomik etkilerine iliĢkin literatür Ģu sınıflama çerçevesinde sunulabilir (Dura ve Atik, 2014: 684):

― GB‘nin genel denge etkileri,

― GB‘nin ticaret hacmi ve kaynak dağılımı üzerindeki etkileri, ― GB‘nin rekabet üzerindeki etkileri

― GB‘nin büyüme etkileri. Bu sınıflamaya ―Gümrük Birliği‘nin doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkileri‖ baĢlığı da eklenebilir.

Gümrük Birliği sonrası dönemde, AB ülkelerinin Türkiye‘nin dıĢ ticaretindeki payında önemli bir değiĢme olmazken, Türkiye‘nin ihracatının kompozisyonunda değiĢme gözlenmiĢtir. Özellikle, beyaz eĢya, otomotiv sanayi gibi katma değeri yüksek ve istihdam sağlayıcı sektörler ağırlık kazanmıĢ ve rekabet gücünde de olumlu geliĢmeler yaĢanmıĢtır (Doğan ve Soyyiğit Kaya, 2011: 2). Gümrük Birliği böylece ülke ekonomisine katkısı oldukça fazladır. DıĢ piyasadan da ithal edilen ürün daha uygun bir Ģekilde ülke pazarına girmektedir.