• Sonuç bulunamadı

3.1. Avrupa Birliği-Türkiye iliĢkisi

3.1.2. Temel Belgeler

3.1.2.2. Ġlerleme Raporları

4 Kasım 1998 tarihinde AB Komisyonu, aralarında Türkiye‘nin de olduğu 12 aday ülke için birinci ilerleme raporunu yayınlamıĢtır. Türkiye hakkındaki ilerleme raporunda, Türkiye ile AB arasındaki iliĢkinin hukuki temelinin Ankara AntlaĢmasının 28. maddesi olduğu ve raporun Kopenhag Zirvesi ölçütleri dikkate alınarak hazırlandığı belirtilerek, bu çerçevede saptanan aksaklıklar ve beklentiler sıralanmıĢtır. AB Komisyonunun bu ilk Ġlerleme Raporu Kopenhag kriterlerini temel alan bir değerlendirme yapmaktadır. Buna göre, ―Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan

haklarını, azınlıklara saygıyı ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrarını sağlamak‖ Ģeklindeki siyasi kritere göre Türkiye henüz yolun

baĢındadır (Özer, 2007: 69-70). Ġlk ilerleme raporunda anlaĢılıyor ki tam üyelik süresi oldukça uzun sürecek ve siyasi kriterlere ek olarak daha bir çok çeĢitli kriter ortaya çıkarılmaktadır.

AB ile Türkiye arasında 1998 yılından baĢlayıp 2014 yılına kadar süren ve her yıl bir kez oluĢturulan ilerleme raporu yer almaktadır. Biz bu çalıĢmamızda genel olarak ilerleme raporunu incelemenin yanı sıra 2001 yılı, 2011 yılı ve 2014 yılı ilerleme raporlarını incelemekteyiz.

AB Komisyonunun, Türkiye için hazırlayarak 13 Kasım‘da ilgililere sunduğu ―2001 Ġlerleme Raporu ve Strateji Belgesi‖ birtakım olumsuzluklarına rağmen Türkiye‘ye umut vermiĢtir. AB Komisyon‘u Ġlerleme Raporu‘nda, Ulusal Program‘ı değerlendirmiĢtir. Ancak bununla yetinmemiĢ, ―yeni istekler‖ de ileri sürmüĢtür. AB Komisyon‘u Ġlerleme Raporu‘nda tarama süreci, müktesebata uyum ve strateji belgesini Ģu Ģekilde belirtmiĢtir (Dura ve Atik, 2014: 556-558):

i. 2001 yılı Ġlerleme Raporu‘nda resmi anlamda bir tarama sürecine geçilmesi yönünde bir önerinin yer almasına Türkiye büyük önem veriyordu. Ancak Komisyon böyle bir ifadeye yer vermemiĢ, taramanın baĢlatılması yerine farklı bir yöntem önerisinde bulunmuĢtur. Bunlar:

― Mevcut yapı (alt-komiteler) içerisinde belirli sektörel konulara odaklanılacaktır.

79

― Bu alanlarda AB müktesebatının uyarlanması sağlanacaktır. ― ÇalıĢmalarda daha ayrıntılı bir diyalog içine girilecektir. ― Taslak Türk mevzuatı AB uzmanlarınca gözden geçirilecektir.

AB‘nin Türkiye için tarama sürecini baĢlatmayıĢının gerekçesi Ģudur: Birçok AB Üyesi, tarama sürecinin baĢlatılmasını üyelik müzakereleri ile eĢdeğer görmektedir. Oysa Türkiye müzakerelere baĢlamak için gerekli siyasi kriterleri (koĢulları) yerine getirmemiĢtir. Dolayısıyla tarama sürecine de baĢlanamaz.

ii. Ġlerleme Raporunda Türkiye için önerilen ve diğer adayların tabi tutulduğu uygulamalardan farklı olan bu süreç; siyasi açıdan ülkemizin beklentilerinin uzağında kalmakla birlikte, teknik anlamda müktesebata uyum açısından Ulusal Program memnunlukla karĢılanmıĢtır. Bu tutum önemli bir geliĢme olarak yorumlandı. Ancak ilk kez hazırlanan Ulusal Program ile Katılım Ortaklığı Belgesi‘nin tam olarak örtüĢmediği de Rapor‘da kaydediliyordu.

iii. Strateji Belgesi; Komisyon‘un, geniĢleme süreci çerçevesinde izlenecek

yönteme iliĢkin önerilerini içerir. Belgede tüm adaylar kısaca değerlendirilir. 2001 Strateji Belgesi‘nde de Türkiye‘ye tarama sürecinin açılması önerilmemiĢtir. Bu husus belgenin en olumsuz yönüdür.

AB ile Türkiye arasındaki güçlendirilmiĢ siyasi diyalog devam etmiĢtir. Temmuz 2011‘de siyasi direktörler seviyesinde bir siyasi diyalog toplantısı yapılmıĢtır. Bu toplantıda, Türkiye‘nin Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde karĢılaĢtığı baĢlıca zorluklara odaklanılmıĢ, Katılım Ortaklığı Belgesi önceliklerini yerine getirme yönünde kaydedilen ilerleme değerlendirilmiĢtir. Orta Doğu, Batı Balkanlar, Afganistan/Pakistan ve Güney Kafkasya gibi AB ve Türkiye‘nin ortak ilgi alanına giren bölgelere iliĢkin dıĢ politika konuları da düzenli olarak görüĢülmüĢtür. Türkiye, bölgesinde daha aktif hale gelmiĢ, önde gelen bir bölgesel aktördür. Rapor döneminde, Türkiye‘den Avrupa kurumlarına bir dizi üst düzey ziyaret gerçekleĢtirilmiĢtir (Avrupa Komisyonu, 2011: 4). Ziyaretler Avrupa kurumlarının iĢleyiĢinin ve içeriğinin daha iyi anlaĢılması yönünde olumlu etki yaratmaktadır.

AB-Türkiye Gümrük Birliği, 2010 yılında toplam 103 milyar avro olarak gerçekleĢen AB-Türkiye ikili ticaretinin geliĢtirilmesine katkıda bulunmaya devam etmiĢtir. Türkiye AB‘nin yedinci en büyük ticari ortağı, AB ise Türkiye‘nin en büyük

80

ticari ortağıdır. Türkiye‘nin toplam ticaretinin neredeyse yarısı AB ile gerçekleĢmekte ve Türkiye‘deki doğrudan yabancı yatırımların yaklaĢık % 80‘i AB‘den gelmektedir. Ancak, Türkiye gümrük birliğini tam olarak uygulamamakta ve gümrük birliği kapsamındaki taahhütlerini ihlal eden mevzuatı muhafaza etmektedir. Bunun sonucu olarak, birçok ticari konu çözümsüz kalmaya devam etmektedir. Türkiye‘nin, ithalat lisansları, AB‘de serbest dolaĢımda olan üçüncü ülke mallarının ithalatı üzerindeki kısıtlamalar, devlet yatırımları, fikri mülkiyet haklarının etkili biçimde uygulanması, yeni ilaçların tescili için gereken koĢullar ve vergi konusunda ayrımcı muamele gibi ticarete yönelik teknik engellerin kaldırılması ile ilgili olarak verdiği bir dizi taahhüt hâlâ yerine getirilmemiĢtir. Türkiye‘nin, uzun süreden beri devam eden canlı büyükbaĢ hayvan, sığır eti ve diğer hayvan ürünleri üzerindeki ithalat yasağı konusunda ilerleme kaydedilmiĢtir. AB, Türkiye‘den, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi‘ne yönelik taĢımacılık alanındaki kısıtlamalar da dâhil, malların serbest dolaĢımı ile ilgili süregelen tüm kısıtlamaları kaldırmasını ve gümrük birliğini tam olarak uygulamasını talep etmiĢtir (Avrupa Komisyonu, 2011: 4).

2012‘de baĢlatılan Pozitif Gündem; siyasi reformlar, AB müktesebatına uyum, dıĢ politika konusunda diyalog, vize, hareketlilik ve göç, ticaret, enerji, terörizmle mücadele ve AB programlarına katılım gibi ortak menfaatleri ilgilendiren bir dizi alanda güçlendirilmiĢ iĢbirliği vasıtasıyla katılım müzakerelerini desteklemeye ve tamamlamaya devam etmiĢtir. Komisyon, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanındaki geliĢmelere iliĢkin ciddi endiĢelerini dile getirmiĢtir. Yeni giriĢimler ve mevzuat hazırlarken ve mevcut kanunlar ile politikalar uygulanırken, Türkiye'yi Komisyon ile daha yakın diyalog içerisinde olması konusunda teĢvik etmiĢtir. Bu durum, 23 No'lu Yargı ve Temel Haklar faslında yenilenmiĢ iĢbirliğini amaçlayan bir dizi uzman değerlendirmesiyle desteklenmiĢtir. Türkiye, AB‘ye katılım konusundaki kararlığını ifade etmeye devam etmiĢtir. O tarihte BaĢbakan olan Ģimdiki CumhurbaĢkanı, 2014 yılını ―Avrupa Birliği Yılı‖ ilan etmiĢtir. BaĢbakan, Ocak ayında Brüksel'e giderek Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu BaĢkanlarıyla görüĢmüĢtür. Türkiye, Eylül ayında katılım sürecini yeniden canlandırmayı amaçlayan ―Avrupa Birliği Stratejisi‖ni kabul etmiĢtir. Söz konusu stratejinin üç ayağı vardır (Avrupa Komisyonu, 2014: 3-4):

81 1. Siyasi reformlar,

2. Katılım sürecinde sosyo-ekonomik dönüĢüm,

3. ĠletiĢim stratejisi. Stratejinin, somut eylemler ve zaman çizelgelerini de içeren eylem planları ile tamamlanması beklenmektedir.

AB ile Türkiye arasındaki güçlendirilmiĢ siyasi diyalog devam etmiĢtir. ġubat ayında bakanlar seviyesinde yapılan siyasi diyalog toplantısının ardından, Mart 2014‘de siyasi direktörler seviyesinde bir toplantı yapılmıĢtır. DıĢ politika meselelerinde daha fazla diyalog ve iĢbirliği geliĢtirilmesine iliĢkin Aralık ayı Zirve sonuçlarındaki çağrıya uygun olarak, diğerleri yanında, Suriye, Kuzey Afrika, Afrika Boynuzu, Orta Doğu ve Körfez, Orta Doğu barıĢ süreci, Afganistan, Pakistan, Rusya, Ukrayna, Güney Kafkasya, Orta Asya ile terörle mücadele, ―yabancı savaĢçılar‖ ve silahsızlanma konularında düzenli görüĢmeler gerçekleĢtirilmiĢtir. Türkiye, komĢusu olduğu geniĢ coğrafyada etkinliğini sürdürmekte olan önemli bir bölgesel aktördür. Konsey, sınırdaki Ģiddetten kaçan Suriyelilere verilen önemli insani destek baĢta olmak üzere, Suriye konusunda Türkiye‘nin üstlendiği rolü kabul etmiĢtir. Rapor döneminde, Türkiye‘den Avrupa kurumlarına bir dizi üst düzey ziyaret gerçekleĢtirilmiĢtir (Avrupa Komisyonu, 2014: 4). Her geçen sene AB ile Türkiye arasındaki siyasi diyalog güçleĢerek yeni boyutlar kazanmıĢtır. Bu boyutlara bir diğer belgeyle ekleme yapılmaktadır bu belge müzakere çerçeve belgesidir.