• Sonuç bulunamadı

3.2. Avrupa Birliği Türkiye Ġstihdam Politikası

3.2.1. Avrupa Birliği’nin Ġstihdam Stratejisi

Avrupa Birliği‘nin (AB) oluĢum süreci II. Dünya savaĢından sonra baĢlamıĢtır. Bu süreç içinde oldukça fazla yol alınmıĢ ve bugün ekonomik anlamda birliğin bir bölümünde tek para birimine geçilmiĢ, siyasi düzeyde ise Avrupa için bir anayasa oluĢturmaya kadar ilerlenmiĢtir. Bugün diğer uluslar üstü oluĢumlarla karĢılaĢtırıldığında AB, uluslar üstü düzeyde en baĢarılı olmuĢ entegrasyondur (Kesici ve Selamoğlu, 2005: 26). BaĢarılı oluĢu sayesinde geliĢmiĢ veya geliĢmekte olan ülkeler

92

sürekli bu birliğe girebilmek için kendi ekonomilerini, siyasi durumlarını iyileĢtirmeye giriĢmektedir.

Avrupa Birliği‘nde (AB) istihdam stratejisi, 1990 yıllarda iĢsizliğin ön plana çıkması ile JacquesDelors‘un baĢkanlığında bir çalıĢma komitesine hazırlatılan ve 1993 yılında yayımlanan ―Büyüme, Rekabet ve Ġstihdam‖ isimli Beyaz Kitap, istihdam konusunda Birlik düzeyinde uygulanabilecek olan politikalar için bir temel oluĢturmuĢtur. Beyaz Kitap temel alınarak 1994 yılında oluĢturulan Essen Stratejisi, insan kaynaklarının geliĢtirilmesi, üretken istihdamın desteklenmesi, çalıĢma piyasası kurumlarının etkinliğinin artırılması, giriĢimciliğin teĢviki, uzun dönemli iĢsizlerin ve kadın ve gençlerin çalıĢma piyasasına giriĢinin kolaylaĢtırılması gibi önlemler ile daha sonra uygulamaya konulacak olan Avrupa Ġstihdam Stratejisinin temellerini oluĢturmuĢtur (Sanal, 1-2).

Avrupa Birliği‘nin (AB) istihdam politikası, tarihsel süreç içinde geliĢtirilmiĢ ve çeĢitlendirilmiĢtir. Öncelikle iĢgücünün serbest dolaĢımı ve çalıĢanların belirli alanlarda korunması sağlanmıĢtır. Bir Avrupa iĢgücü piyasası oluĢması, rekabet dengesinin gerçekleĢtirilmesi, fırsat eĢitliğinin sağlanması, iĢ sağlığı ve güvenliğinin temini, istihdamın artırılması yönünde etkili politikalar oluĢturulmasına çalıĢılmıĢtır. AB‘nin

kurucu anlaşmalarında istihdam konusuna yer verilmiĢtir. Örneğin, AET

AntlaĢması‘nda Ģu ifade yer alır: ―Halkımızın… istihdam koşullarının sürekli

iyileştirilmesi, temel bir amaçtır.” (Dura ve Atik, 2014: 402-403). Ġstihdam

politikasında önemli yer eden bu amacın diğer üye olan veya üye olma yolunda ilerleyen ülkeler için önemi artmıĢtır. Serbest dolaĢımın geçerli olmasıyla birlikte istihdam politikasında gerici değil ilerleyici politikalar oluĢturduğu gözlenmektedir.

Roma AntlaĢması‘nda topluluk içinde iĢgücünün serbest dolaĢımı öngörülür. Yani üye ülkelerin birinde yaĢayan insanlar önceden izin almaya gerek olmadan, öteki üye ülkelere göç etme ve orada çalıĢabilme hakkına sahiptirler. Ayrıca, antlaĢmaya göre ev sahibi ülkeler iĢe giriĢ, ücretler ve öteki çalıĢma koĢulları bakımından diğer ülkelerinden iĢçilerine karĢı bir ayım yapmazlar. Kısaca yabancı üye ülkelerde çalıĢan iĢçiler o ülkelerdeki yerli iĢçilerle aynı hak ve sorumluluklara sahip olacaklardır. Zamanla birlik içinde iĢgücünün serbest dolaĢımı bir ölçüde sağlanmıĢtır. Ancak, yasal olanaklara karĢın, yabancı iĢçi ve ailelerin ev sahibi ülkelerin çalıĢma ve sosyal hayatına uyumunu engelleyen bir çok kısıtlama bulunmaktadır (Turan, 2000: 46-47).

93

Avrupa‘da 1990‘lı yıllarda ortaya çıkan emek piyasası sorunlarını gidermeyi amaçlayan aktif iĢ piyasası tedbirlerinden oluĢan Avrupa Ġstihdam stratejisinin içeriğini;

girişimciliğin özendirilmesi, iş kurmanın kolaylaştırılması, risk sermayesinin sağlanması, vergi kolaylıklarının sağlanması, istihdam edilebilirliğin artırılması, işsizlik ile mücadele edilmesi, okuldan işe geçişin kolaylaştırılması, pasif önlemlerden aktif önlemlere geçilmesi, uyum kapasitesinin artırılması, iş organizasyonunun modernize edilmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması, çalışma ve aile yaşamının bağdaştırılması ve faal yaşama uyumun kolaylaştırılması oluşturmaktadır (Sanal, 2).

Avrupa Ġstihdam stratejisinin bu sayılan içeriği doğrultusunda ilerlenmesi, istihdam konusunda iĢsizliğin azalması en önemli faydası olmaktadır.

Ulusal politikalarda iĢsizlik sigortası gibi pasif istihdam tedbirlerinden aktif istihdam tedbirlerine geçiĢ ile birlikte, bir ekonomik birlik olarak yola çıkan AB‘nin bu yönde gerekli adımları atması ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır. Böylece 1990‘lı yıllar ile birlikte AB‘nin istihdam ve istihdam merkezli sosyal politikalara yöneliĢi baĢlamıĢtır. Avrupa Ġstihdam Stratejisi, 1997 yılında Lüksemburg‘da yapılan olağanüstü istihdam zirvesinde ortaya konulmuĢtur. Lizbon, Stockholm ve Barselona Zirveleri ile bu strateji geliĢtirilmiĢtir (Kesici ve Selamoğlu, 2005: 26).

20-21 Kasım 1997 tarihleri arasında toplanan Lüksembourg Olağanüstü Ġstihdam Zirvesi'nde, istihdam politikalarının geleceğini Ģekillendirecek dört temel dayanak belirlemiĢtir. Bu ilkeler Avrupa Komisyonu BaĢkanlık sonuçlan raporuna göre Ģöyle dile getirilmektedir (Sönmez, 2006: 190):

1) Ġstihdam edilebilirlik, 2) GiriĢimcilik,

3) GeliĢim ve değiĢim sürecine uyum sağlayabilme,

4) ĠĢgücü piyasasında herkese eĢit fırsatlar sağlamak. Bu ilkelerin her biri Birlik düzeyinde istihdam oranını arttırmaya yönelik ve çalıĢanların sosyal olanaklarını yükselten, bu bağlamda da Birliğin rekabet seviyesini de olumlu yönde arttırıcı önlemlerdir.

2002‘de Avrupa Komisyonu Avrupa Ġstihdam Stratejisinin ilk 5 yıllık değerlendirmesini yayınlamıĢtır. Komisyon değerlendirmesinde 1997‘den beri 10 milyondan fazla yeni is yaratıldığı ve 4 milyondan az iĢsiz ile AB iĢgücü piyasası performansında önemli ilerlemelerin gerçekleĢtiği vurgulanmıĢtır (Yılmaz Eser ve

94

Terzi, 2008: 239-240). Avrupa Birliği geçen 5 yıllık süreçte uygulanan doğru istihdam politikası ile birlikte giriĢimleri artırarak, iĢ imkanları artırılarak iĢsizlik miktarını azaltmıĢtır.

2002 yılı sonunda yapılan etki değerlendirmesi sonuçları çerçevesinde, Avrupa Ġstihdam Stratejisi 2003-2006 dönemi için yeniden yapılandırılmıĢtır. Yeni Avrupa Ġstihdam Stratejisi‘nde daha somut göstergeler içeren on öncelik alanı ve rehber belirlenmiĢtir. Ayrıca tüm öncelikleri içine alacak Ģekilde 3 temel amaç tespit edilmiĢtir. Bunlar: tam istihdamın sağlanması, iĢte kalite ve verimliliğin artırılması ve sosyal bütünleĢmenin güçlendirilmesidir. Bu hedefler dogrultusunda 2003 Bahar Avrupa Konseyinde, Avrupa Ġstihdam Görev Gücü (European Employment Taskforce) kurulmuĢtur. Bu görev gücünün istihdam ve verimliliği artırmak için belirlediği gereklilikler ise söyle sıralanabilir (Yılmaz Eser ve Terzi, 2008: 239-240):

 ÇalıĢanların ve giriĢimcilerin adaptasyonunu artırmak,

 ĠĢgücü piyasasına daha fazla insan çekmek,

 BeĢeri sermayeye daha fazla ve daha etkin yatırım yapmak,

 Daha iyi yönetim aracılığıyla reformların etkin uygulanmasını garantiye almak. Belirlenen bu gerekliliklere yön vermek üzere 2003-2006 dönemi için Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen on tane yol gösterici özel hedef söz konusudur. Bunlar:

 ĠĢsizler ve iĢgücünün dıĢında kalanlar için aktif ve koruyucu önlemler,  ĠĢ yaratma ve giriĢimcilik,

 ÇalıĢma piyasasında hareketlilik ve adaptasyonun artırılması,

 BeĢeri sermaye ve yasam boyu öğrenimin geliĢtirilmesinin teĢvik edilmesi,

 ĠĢ arzının artırılması ve yaslıların is piyasasına katılımının teĢvik edilmesi,

 Cinsiyet eĢitliği,

 Dezavantajlı kiĢilerin iĢgücü piyasasına entegrasyonunun teĢvik edilmesi ve ayrımcılıkla mücadele,

 ĠĢgücüne katılımın teĢvikler vasıtasıyla artırılması,  Düzensiz ve kayıt dıĢı istihdamın kayıt altına alınması,  Bölgesel istihdam farklarının azaltılmasıdır.

95

Avrupa Ġstihdam Stratejisi ile önemli hedefler ortaya konulmuĢtur. Bu hedeflere ulaĢabilmek için gerek birlik düzeyinde ve gerekse üye ülkeler düzeyinde planlı, programlı çabalar sürdürülmektedir. Strateji uygulamaya konulduktan sonra elde edilen sonuçlar hedeflenen sonuçlara ulaĢmanın zor olduğunu göstermektedir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki AB düzeyindeki iĢsizlik ve istihdam oranları incelendiğinde bu strateji uygulamaya konulduktan sonra alınan sonuçların gün geçtikçe daha iyiye gittiği gözlenmektedir (Kesici ve Selamoğlu, 2005: 26). Avrupa Birliği‘nin bu denli geliĢip bir çok ülkenin bu birlikte yer almaya çalıĢmaları uyguladığı bu stratejiler sayesinde olmaktadır. Türkiye‘de ise kimi yıllar ortaya çıkan siyasi veya ekonomik çalkantılar, uyguladığı politikaların da farklılaĢmasına sebep olmaktadır.