• Sonuç bulunamadı

VALİLERİN GÖREVLERİ, İDAREDE VALİLERE YARDIM EDEN MEMURLAR VE VALİLERİN GÜNLÜK

A. VALİLERİN GÖREVLERİ

5. Malî Görevler

Birçok yetkiye sahip olan valiler aynı zamanda malî politikalardan da sorumluydular. Vergilerin toplanma usulü, zamanı, miktarı ve tahsil edilen paralardan gerçekleştirilecek olan yatırımlar valiler tarafından düzenleni-yordu. Onlar vergi sistemini gözden geçirir, elde edilen gelire göre asker ve memurların maaşlarını verirlerdi. Kamuya ait bina, kale, yol, kanal ve köp-rülerin yapım ve tamiri için bütçe ayırır, arta kalanı da Şam’a gönderirler-di.779 Kısacası valiler, atandıkları şehirlerin gelir-giderlerinden sorumluydu-lar.

Emevîler ekonomik başarıyı elde edebilmek için vilâyetlerin maliyesini tek kişinin hükümranlığına bırakmak istemediler. Ellerinden geldiği kadar merkezden mali yönetim uzmanları (âmiller) atadılar. Muâviye döneminde başlatılan bu uygulamanın temelinde siyasetle ekonomiyi ayırarak devlet çarklarını daha rahat döndürmek ve valilerin malî güç elde ederek devlete isyan etmelerinin önüne geçmek düşünceleri yatmaktaydı.780 Mesela Muâvi-ye, Kûfe valiliğine Muğîre b. Şu’be’yi haraç âmilliğine ise Abdullah b.

Derrâc’ı, Horasân valiliğine Sa’îd b. Osman’ı haracına ise İshâk b. Talha’yı tayin etmişti.781 Ekonomiyle siyasetin ayrılması arzu edilen bir durumdu;

ancak halifenin merkezden âmil tayin edemediği veya bu işi valilere

779 Durî, “Emîr”, DİA, XI, 122; Atçeken, Hişam b. Abdülmelik, s. 206.

780 P.K. Hitti, II, 354; Akyüz, Amme Hukuku, s. 327.

781Ebû Abdullah b. Muhammed Cahşiyârî, Kitâbül-Vüzerâ ve’l-Küttâb, thk., Mustafa Sakka, Mektebetü’lArabiyye 1938/1357,s. 15-20.

— Hakan Temir —

mak durumunda olduğu zamanlar valiler, bu görevi ya bizzat kendileri yü-rütürler ya da âmiller tayin ederlerdi. Genellikle sınırsız yetkilere sahip olan eyâlet valileri bu yetkiyi kendileri sahiplenirler ve güvenilir gördükleri kişi-leri haraç tahsildarlığıyla görevlendirirlerdi. 782

Emevîler döneminde en büyük gelir kaynaklarından bir tanesi savaşlar-dan elde edilen ganimetlerdi. Savaş neticesinde ganimetlerin taksimi ve sarf yerlerini Kurân-ı Kerîm belirlemiştir.783 Buna göre ganimet beşe ayrılarak, dördü savaşa katılanlara, “humus” adı verilen beşte biri ise sarf yerleri için ayrılmaktaydı.784 Valilerin yapmaları gereken, öncelikle savaşlarda galibiyet elde etmek sonra da ganimetlerin taksimini yaparak devletin payını güvence altına almaktı.

Cizye ve Harâç İslâm’ın ilk yıllarından itibaren devlet adına toplanan vergilerdendi.785 Cizyenin miktarı ve şekli belirlenmiş değildi. Fethedilen yerlerin halkı ile yapılan görüşme ve anlaşma sonunda o bölgenin mali ve sosyal şartlarına göre belirlenirdi. Bu anlaşmaları daha çok bölge valileri yaparlardı. Hz. Peygamber ve Hulefâ-yi Râşidîn döneminde, cizye miktarı insanların ekonomik ve sosyal durumlarına göre takdir edilmişti. Nitekim Hz. Peygamber Yemen’e gönderdiği Muaz b. Cebel’e, “yetişkin erkeklerden sadece bir dinar cizye almasını” emrederken, Hz. Ömer’in cizye yükümlülerini zenginlik ölçülerine göre üç tabakaya ayırmıştı. 786 Emevîlere gelince halife ve valilerin devletin gelirlerini artırmak ve sosyal dengeyi sağlamak adına cizye hususunda tasarrufta bulundukları görülür. Mesela Muâviye, Hz.

782 İbn Kuteybe, Uyûn, I, 15; Ya’kûbî, II, 235; Akyüz, Âmme Hukuku, s. 293.

783 Haşr, 7; Enfâl, 41.

784 Sarıçam-Erşahin, s. 111; Ali Rıza Ayar - Hüseyin Güneş, “Hz. Peygamber’in Savaş Öncesin-de, Zafer Sonrası Elde Edilecek Ganimetlere Dikkat Çekmesi”, OMÜİFD, Samsun 2003, Sayı:

16, s. 215-234.

785 Maverdî, s. 181; Güner, Cizye, s. 63.

786 Güner, Cizye, s. 73.

— Emevîlerde Valilik —

~ 182 ~

Ömer’in üç tabakaya ayırdığı zımmîler orta tabakada birleştirerek, daha ön-ce belirlenen miktarları da artırdı.787

Cizye miktarının bölge halkı ile yapılan anlaşmaya göre belirlenmesi, parayı önemseyen valilere sağlanan büyük bir avantajdı. Merkeze hoş gö-rünmek isteyen valiler, ellerinden geldiği kadar cizye vergisini yüksek tut-maya çalıştılar. Öyle ki cizyenin düşürülmemesi için gayrımüslimlerin İslâm dinine girmelerini görmezden geldiler ve onların şehirlere göçerek toprakla-rı sahipsiz bırakmalatoprakla-rına müsaade etmediler. Müslüman olan toprak sahip-lerinden cizye vergisi kaldırıldığından o dönemde müslüman olduklarını söyleyen gayrımüslîmlerin şehadetleri görmezden gelinerek onlardan cizye alındı. Valilerin bu tutumu Ömer b. Abdülaziz dönemine kadar devam etti.

Horasân valisi Cerrâh b. Abdullah Hakemî’nin müslüman oldukları halde cizye almaya devam ettiği zımmîlerin durumunu halife Ömer b. Abdüla-ziz’e bildirilmesi üzerine Ömer, Cerrâh’a şöyle bir mektup yazdı: “Bak, senin kıblene dönüp namaz kılanlardan cizyeyi kaldır.” Cerrâh bunu uygulayınca in-sanlar İslâm’a girmekte yarış ettiler. Cerrâh inin-sanların cizyeden kurtulmak için islâm’a koştuğunu; ancak gerçekten müslüman olmadıklarını, üstelik müslümanım diyen birçok kimsenin sünnet dahi olmadığını Ömer’e bildir-di. Ömer, cevaben: “Allah, Muhammed’i (s.a.v.) davetçi olarak gönderdi, sünnet edici olarak değil.” şeklinde mektup yazarak cizyenin kaldırılması konusun-daki kararlılığını bildirdi.788 Ömer’in vefatıyla tekrar eskiye dönüldü.

Henüz sanayileşmenin olmadığı dönemlerde devletleri güçlü kılan fi-nansal kaynaklardan bir tanesi de tarımdı. Tarımın ehemmiyetinin farkında olan Emevî halifeleri tarımsal projelere destek verdikleri gibi bu iş için büt-çelerinden önemli miktarda para ayırmaktaydılar. Yine onlar yeni projeler üreterek, hayata geçirilmesini sağlamaktaydılar. Hz. Ömer tarafından

787 Akyüz, Amme Hukuku, s. 347. Cizye hem ayni hem de nakdi ödenebilen vergiydi. Emevîler cizyeyi bir ayara getirdikten sonra orta tabakadan alınan vergiyi 24 dirhem (2 dinar) ve 9 dihremlik bal ile zeytini şeklinde belirledi.

788 İbnü’l-Esîr, Kamil, IV, 302-303; İbn Kesîr, IX, 305; Hakkı Dursun Yıldız, “Cerrâh b. Abdullah”, DİA, TDV Yayınları, İstanbul 1993, VII, 414.

— Hakan Temir —

gah şehri olarak kurulan Basra ıslah edilmeyi bekleyen, ıslah edildiğinde de muazzam çiftliklere ev sahipliği yapacak yerdi.789 Hal böyle olunca dünya malına meyilleri olan ve merkezi idareye şirin görünmek için yeni projelere imza atmaya hevesli olan Ziyâd b. Ebîhi, Haccâc b. Yusûf ve Hâlid b. Abdul-lah el-Kasrî gibi Irak’ın ünlü valileri devletin finanse ettiği büyük projelerle bataklıkları kurutarak ziraata elverişli topraklar ortaya çıkardılar.790

Ziyâd b. Ebîhi toprak sahibi olmak isteyenlere bazı yükümlülükler ge-tirdi. Toprağı ihya etmeden önce devletten izin alma ve ihya izini verilenlere iki yıl içinde toprağı tarıma açma şartı getirdi. Ziyâd, Basra’daki ölü toprak-ların ihya edilmek üzere verilenlerin kayıt ve takibini yapmak için “Divan-ı Katâ’i” dairesini tahsis etti. Ziyâd’ın ıslah faaliyetleri sonunda geniş arazile-rin kullanıma açıldığı muhakkaktır. Islah faaliyetlearazile-rinden büyük arazilearazile-rin elde edildiğini şu rivayetten anlamak mümkündür. Ziyâd, bir at yarışı bah-sinde, eğer kazanırsa Nâfî’ b. Hâris es-Sekâfî’ye yaya olarak hiç durup din-lenmeden yürüyebileceği yere kadar olan toprakları verebileceğini vaat et-mişti. Rivayete göre Nâfî’ yarışı kazanınca vali de sözünü tuttu ve ona refa-kat etmesi için iki görevliyle onu gönderdi. Nafi’, ayakkabısının tasması ko-puncaya kadar yürümüş, yürüyemeyecek hale gelince de oturmak zorunda kalmıştı. Hatta, daha fazla toprak elde etmek için de ayakkabısını ileriye doğru attığı söylenir. 791

Genellikle büyük projeler devlet tarafından yapılırdı ve onun etrafında ortaya çıkan araziler de devlet çiftliği olurdu. Ayrıca ihya edilerek ekilmeye başlayan arazilerden devlet vergi geliri elde ederdi. Ebû Yusûf, devletin bu tür îmâr faaliyetlerinden kaçınmaması gerektiğini dile getirerek: “Memleketi daha fazla îmâr, daha fazla vergi demektir” demiştir. Merkezden gönderilecek

789 Sarıçam, Hz. Ömer, s. 140-146.

790 Çelik, Haccac b. Yusuf, s. 32; Mustafa Demirci,“Emevîler Devrinde Aşağı Irak’ta (Sevâd) Büyük Çiftliklerin Doğuşu ve Gelişimi”, İSTEM, Yıl:5, Sayı:9, Konya 2007, s. 72. Çiftlikler, bataklık kurutularak elde edildiğinden, suyun çekilmesi için her çiftliğinortasından toprağı kurutmak için istihale kanalı açmak gerekiyordu. Bundandolayı toprak sahipleri ya da devlet tarafından istihale kanalları açılıyordu. Bunabağlı olarak bölgede binlerce kanal açılmıştı.

791 Demirci, Çifliklerin Doğuşu ve Gelişimi, s. 72.

— Emevîlerde Valilik —

~ 184 ~

olan devlet ödeneğinin olmadığı durumlarda vilâyetlerden elde edilen gelir-lerle projeler desteklenirdi. Mesela Basra valisi Abdullah b. Ömer b. Abdü-laziz, halife Yezîd b. Velîd’e Basra yakınlarında açılması gereken bir kanal için müracaat etti, halife de açılacak kanalın Basra vergilerinden karşılanma-sını emretti. Devletin hazine imkanlarının yeterli olmadığı durumlarda ise buna güç yetirebilecek olan özel müteşebbislere izin verilirdi.792

Valiler arazilerden alınan verginin artması için arazi ölçümleri yaptıra-rak vergi kaybının önüne geçmeye çalıştılar. Söz gelimi Ziyâd daha önce yapılan ölçümlere ek olarak Ahvâz bölgesinde ölçümler yaptırdı.793

Ülkenin doğu kısmında olduğu gibi batı kısmında yani Mısır’ın geniş ve zengin ovalarında tarım bütün canlılığı korudu. 794 Burası İslâm’dan önce de tarım merkezi olmasından dolayı valilerin işi daha kolaydı. Dolayısıyla vali-ler vergivali-lerini rahatlıkla aldılar ve tarımın gelişmesi için gerekli gördükvali-leri projeleri uygulamaya koydular.