• Sonuç bulunamadı

A. FIKIH YÖNÜ

2. FURÛ’A DAİR KONULAR

Kur’an-ı Kerim’in İslam’ın kanunsallığının temeli olarak en önemli, en şer’i ve

en bilimsel etkisi onun fıkhî etkisidir.483 İbadetlere, hukuka, cezâ işlerine, İslam siyasetine aid meselelerin birinci kaynağı Kur’an-ı Kerim’dir.484

Kur’an Yolu müfessirlerinin tefsirlerinin giriş kısmında “Günümüz insanların

problemlerine çözümler bulmak amacıyla bu tefsir kaleme alınmıştır.” 485 demelerine rağmen Kur’an Yolu’na yönelik eleştiri kaleme alanlar tarafından, tefsirin günümüzü ilgilendiren konulara çok sınırlı olarak temas ettiği savunulmuştur. Kur’an’ın yalnız dilsel, bağlamsal, tarihsel ve anlambilimsel analizlerine yer vermek sûretiyle tefsirin oluşturulduğu ifade edilmiştir.

Bu düşünce -genel olarak- kanaatimizce de doğru olmakla birlikte, incelemelerimiz esnasındaki tespitlerimize göre, günümüzü ilgilendirdiğini ve oldukça revaçta olduğunu düşündüğümüz ve daha çok fıkhı ilgilendiren “resmî nikâh,486 faiz,487 enflasyon farkı,488 dinler arası diyalog,489 medyanın duyarlılığı,490 hâkimlerin ve avukatların tutumu,491 estetik ameliyatı,492 organ nakli,493 camilerin

482 Kur’an Yolu, II/519

483 Bahauddin Hürremşahi, Kur’an Bilimi, (trc. Hasan Almas), İhtar Yay. İst. 1998, s.22 484 Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, I/48

485 Onay, “Kur’an Yolu” İsimli Türkçe Meal ve Tefsir Üzerine Söyleşi, s.29-30 486 Kur’an Yolu, I/369

487 Kur’an Yolu, I/429-441 488 Kur’an Yolu, I/433

489 Kur’an Yolu, I/200, 201, 527, 660 490 Kur’an Yolu, II/104

491 Kur’an Yolu, II/138 492 Kur’an Yolu, II/149 493 Kur’an Yolu, II/258

süslenmesi,494 kurban etlerinin dağıtımı,495 başörtüsü,496 müzik dinleme,497 nazar498 gibi güncel konulara değinildiği görülmektedir.

Kur’an Yolu tefsirinde, fıkhî konular ile alakalı âyetler genellikle birden çok

mezheb imamının görüşlerine yer verilerek işlenmiştir.499 Bazen bir mezhebin görüşüyle yetinilirken, bazen de konu ile alakalı hiçbir mezhebe mâl etmeden kendi görüşleri ile konu izah edilmiştir.500 Zaman zaman fıkıh ile ilgili konuların uzun uzadıya anlatıldığıda görülmektedir.501

a) Birden Çok Mezhebin Görüşünü Belirterek Âyetin Fıkhî

İzâhı

Örnek 1:

"

ﱠﻟِإ

ٌﻢﻴِﺣﱠر ٌرﻮُﻔَﻏ َﻪﱠﻠﻟا ﱠنِﺈَﻓ اﻮُﺤَﻠْﺻَأَو َﻚِﻟَذ ِﺪْﻌَﺑ ﻦِﻣ اﻮُﺑﺎَﺗ َﻦﻳِﺬﱠﻟا ﺎ

"

“Bundan sonra tövbe edip hallerini düzeltenler müstesna; Allah çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir.”502

“Kazf suçunu işlemiş olanlar pişman olur, tövbe eder, bu kötü huylarını düzeltirlerse tövbeleri neyi etkiler, onlara ne kazandırır? Bu konuda farklı yorumlar vardır. Mâlik, Ahmed, Şâfî gibi müctehidlere göre tövbe edenlerin sabıka kaydı silinir ve şahitlikleri de kabul edilir. Ebû Hanîfe’ye göre tövbe yalnızca fâsık olma niteliğini ortadan kaldırır, ancak tanıklık ehliyetini yeniden kazandırmaz.”503

Örnek 2:

... "

ءﺎَﻣ ْاوُﺪِﺠَﺗ ْﻢَﻠَﻓ ءﺎَﺴﱢﻨﻟا ُﻢُﺘْﺴَﻣَﻻ ْوَأ ِﻂِﺋﺎَﻐْﻟا َﻦﱢﻣ ﻢُﻜﻨﱠﻣ ٌﺪَﺣَأ ءﺎَﺟ ْوَأ ٍﺮَﻔَﺳ ﻰَﻠَﻋ ْوَأ ﻰَﺿْﺮﱠﻣ ﻢُﺘﻨُآ نِإَو

ﱢﻴَﻃ ًاﺪﻴِﻌَﺻ ْاﻮُﻤﱠﻤَﻴَﺘَﻓ

ُﻪْﻨﱢﻣ ﻢُﻜﻳِﺪْﻳَأَو ْﻢُﻜِهﻮُﺟُﻮِﺑ ْاﻮُﺤَﺴْﻣﺎَﻓ ًﺎﺒ

...

"

494 Kur’an Yolu, II/740 495 Kur’an Yolu, III/728 496 Kur’an Yolu, IV/75 497 Kur’an Yolu, IV/333-334 498 Kur’an Yolu, V/439

499 Kur’an Yolu, I/56, 58, 257, 278, 342, 347, 361, 351, 367, 377, 432, 446, 449, 463; II/42, 57, 70, 198, 204, 219, 224, 269, 334, 335, 345, 356, 463, 655, 679, 754; III/27, 379; V/290, 350

500 Kur’an Yolu, I/278, 304, 361, 362, 369, 447, 497;II/25, 50, 116, 133, 159, 211, 212, 213, 220, 225, 254, 462, 519, 673; III/25, 266, 512, 730; IV/52, 54, 74

501 Kur’an Yolu, I/304-312 502 en-Nur 24/5

“…Şayet hasta veya yolculuk halinde bulunursanız veya içinizden biri ayakyolundan gelirse yahut kadınlarla cinsel ilişkide bulunursanız, bu hallerde su bulamadığınız takdirde temiz bir toprağa yönelin (teyemmüm edin), yüzünüzü ve ellerinizi onunla meshedin…”504

“Mealinde “cinsel ilişki” diye tercüme ettiğimiz kısmın sözlük anlamı “kadına dokunmak”tır. Mezhep imamları bu ifadeyi farklı şekillerde yorumlamış ve farklı sonuçlara varmışlardır. Ebû Hanîfe’ye göre burada kadınlara dokunmak “cinsel ilişki”den kinaye olup maksat onlarla cinsel ilişkide bulunmaktır. Ona göre şehvetle veya şehvetsiz olarak erkeğin teni kadının tenine dokunmakla abdest bozulmaz.

Şâfî’ye göre bu ifade kinaye değil hakikattir. Maksat, erkeğin teninin kadının tenine

dokunmasıdır. İster şehvetle, isterse şehvetsiz olsun erkeğin teni aralarında evlenme engeli oluşturacak düzeyde yakınlık bulunmayan bir kadının tenine dokunduğu takdirde her ikisinin de abdesti bozulur. İmam Mâlik’e göre ise erkek veya kadın karşı cinse şehvetle dokunduğu takdirde abdesti bozulur.”505

b) Hiçbir Mezheb Belirtmeden Âyetin Fıkhî İzâhı

Örnek 1:

"

ﱠﻟِإ ﱠﻦُﻬَﺘَﻨﻳِز َﻦﻳِﺪْﺒُﻳ ﺎَﻟَو ﱠﻦُﻬَﺟوُﺮُﻓ َﻦْﻈَﻔْﺤَﻳَو ﱠﻦِهِرﺎَﺼْﺑَأ ْﻦِﻣ َﻦْﻀُﻀْﻐَﻳ ِتﺎَﻨِﻣْﺆُﻤْﻠﱢﻟ ﻞُﻗَو

ﺎَﻬْﻨِﻣ َﺮَﻬَﻇ ﺎَﻣ ﺎ

ﱠﻦِﻬِﺑﻮُﻴُﺟ ﻰَﻠَﻋ ﱠﻦِهِﺮُﻤُﺨِﺑ َﻦْﺑِﺮْﻀَﻴْﻟَو

"

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Açıkta kalanlardan başka süslerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar…”506

“30. ve 31. âyetlerde geçen buyrukların bağlayıcı olup olmadığı, burada söylenenlerin bir tavsiye mi, yoksa emir mi, dolayısıyla ilâhî talimata göre kapanmanın farz mı, edep mi olduğu konusu son zamanlarda bazı çevrelerce tartışmaya açılmıştır. Yalnızca âyetlerde kullanılan emir kipi değil, açıklanan

504 el Mâide 5/6 505 Kur’an Yolu, II/227 506 en-Nur 24/31

gerekçe, verilen detay ve 31. âyetin “Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin...” uyarısıyla bitirilmesi, asırlar boyu ittifakla benimsenmiş bulunan yorumun; yani emrin bağlayıcı, örtünmenin farz olduğu anlayışının isabetli olduğunu açıkça göstermektedir. Dinî emirlerin uygulanması için yükümlülük şartlarının gerçekleşmesi ve engellerin bulunmaması gerekir. Bu sebeple zorunlu hallerde ruhsatlar devreye girebilir, ancak genel hüküm değişmez, engel ve zaruret ortadan kalkınca uygulama da normale döner.”507

Örnek 2:

"

َﻦَﻄَﺑ ﺎَﻣَو ﺎَﻬْﻨِﻣ َﺮَﻬَﻇ ﺎَﻣ َﺶِﺣاَﻮَﻔْﻟا ْاﻮُﺑَﺮْﻘَﺗ َﻻَو ْﻢُهﺎﱠﻳِإَو ْﻢُﻜُﻗُزْﺮَﻧ ُﻦْﺤﱠﻧ ٍقَﻼْﻣإ ْﻦﱢﻣ ﻢُآَدَﻻْوَأ ْاﻮُﻠُﺘْﻘَﺗ َﻻَو

ِإ ُﻪّﻠﻟا َمﱠﺮَﺣ ﻲِﺘﱠﻟا َﺲْﻔﱠﻨﻟا ْاﻮُﻠُﺘْﻘَﺗ َﻻَو

َنﻮُﻠِﻘْﻌَﺗ ْﻢُﻜﱠﻠَﻌَﻟ ِﻪِﺑ ْﻢُآﺎﱠﺻَو ْﻢُﻜِﻟَذ ﱢﻖَﺤْﻟﺎِﺑ ﱠﻻ

"

“…Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; biz, sizin de onların da rızkını veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. İşte düşünüp anlayasınız diye Allah bunları size emretti. Umulur ki anlarsınız.”508

“Azlin mubah olması, gebe kalmamak için -başka bir yasak çiğnenmedikçe ve zararlı olmamak kaydıyla- daha başka tıbbî önlemlere başvurmanın da caiz olduğunu gösterir. Çünkü Kur’an’da gebe kalmamak değil, çocuk öldürmek yasaklanmıştır. Bununla birlikte evlenmenin asıl amacı, neslin devamı ve gelişmesi için çocuk yapmaktır. Bu sebeple kadının güzelliğinin bozulması, çocuğun bir ayak bağı telakki edilmesi gibi keyfî sebeplerle fıtratın tabii akışına müdahale etmek, özellikle Müslüman nüfusun artmasının gerekli olduğu hal ve şartlarda çocuk yapmaktan kaçınmak doğru değildir.”509

Örnek 3:

"

ْﺮَﺤْﻧاَو َﻚﱢﺑَﺮِﻟ ﱢﻞَﺼَﻓ

"

“Şimdi sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes.”510

507 Kur’an Yolu, I/75 508 el-En’âm 6/151 509 Kur’an Yolu, II/487 510 el-Kevser 108/2

“Bu âyette geçen namazın beş vakit namaz mı, bayram namazı mı olduğu konusunda farklı tespit ve değerlendirmeler vardır. Âyetteki kurbanın da vâcib veya sünnet kurban mı yoksa nafile de dahil mutlak kurban mı olduğu tartışmalıdır. Bize göre âyette vurgulanan husus, belli bir namaz ve kurban olmayıp bütün namaz, kurban ibadetlerinin yalnızca Allah’a, bütün nimetlerin sahibine özgü kılınması, yalnızca rabbe ibadet edilmesidir.”511

c) Farklı Görüşlerden Birini Tercih

Örnek 1:

"

ﻰَﺿْﺮﱠﻣ ﻢُﺘﻨُآ نِإَو

ءﺎَﻣ ْاوُﺪِﺠَﺗ ْﻢَﻠَﻓ ءﺎَﺴﱢﻨﻟا ُﻢُﺘْﺴَﻣَﻻ ْوَأ ِﻂِﺋﺂَﻐْﻟا ﻦﱢﻣ ﻢُﻜﻨﱢﻣ ٌﺪَﺣَأ ءﺎَﺟ ْوَأ ٍﺮَﻔَﺳ ﻰَﻠَﻋ ْوَأ

ًارﻮُﻔَﻏ ًاّﻮُﻔَﻋ َنﺎَآ َﻪّﻠﻟا ﱠنِإ ْﻢُﻜﻳِﺪْﻳَأَو ْﻢُﻜِهﻮُﺟُﻮِﺑ ْاﻮُﺤَﺴْﻣﺎَﻓ ًﺎﺒﱢﻴَﻃ ًاﺪﻴِﻌَﺻ ْاﻮُﻤﱠﻤَﻴَﺘَﻓ

"

“...Eğer hasta olur veya bir yolculuk halinde bulunursanız yahut sizden biriniz ayakyolundan gelirse ya da kadınlara dokunup da -bu durumlarda- su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprağa yönelin (teyemmüm edin); yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.”512

Hz. Ali, İbn Abbas, Mücâhid, Ebû Hanîfe, Şafiî’, Evzâî, Mâlik vd. âlimlerin

“kadına dokunma” ile ne kastedildiği hakkındaki görüşleri sıraladıktan sonra şu ifadelere yer verirler: “Şevkânî bu görüşleri naklettikten sonra bizce de doğru olan şu açıklamada bulunmuştur: Kur’an-ı Kerim’in burada kullandığı kelime her iki mana için de uygundur, birini diğerine tercih mümkün değildir, böyle ihtimalli durumlarda kelimeden bir hükme varılamaz. Burada Hz. Peygamber ve sahabenin uygulamasına bakmak gerekir; buraya bakıldığında ulaşılan sahih sonuç ise yalnızca deri ile dokunmanın abdesti bozmadığı, âyette kastedilen dokunmanın “cinsî temasta bulunmaktan ibaret” olduğudur.”513

511 Kur’an Yolu, V/701 512 en-Nisâ 4/43 513 Kur’an Yolu, II/72

Örnek 2:

"

َذِإ ﻰﱠﺘَﺣ ِبﺎَﻗﱢﺮﻟا َبْﺮَﻀَﻓ اوُﺮَﻔَآ َﻦﻳِﺬﱠﻟا ُﻢُﺘﻴِﻘَﻟ اذِﺈَﻓ

ءاَﺪِﻓ ﺎﱠﻣِإَو ُﺪْﻌَﺑ ًﺎّﻨَﻣ ﺎﱠﻣِﺈَﻓ َقﺎَﺛَﻮْﻟا اوﱡﺪُﺸَﻓ ْﻢُهﻮُﻤُﺘﻨَﺨْﺛَأ ا

ﺎَهَراَزْوَأ ُبْﺮَﺤْﻟا َﻊَﻀَﺗ ﻰﱠﺘَﺣ

" ...

“Kâfirlerle savaşa girdiğinizde hemen öldürücü darbeyi vurunuz, nihayet onları çökertince esirleri sağlam bağlayınız. Sonra ya karşılıksız bırakırsınız yahut bedel alarak; ta ki savaş ağır yüklerini indirsin (sona ersin)…”514

“Âyette esirlere yapılacak başka bir muameleden söz edilmiyor. Bu sebeple büyük hukukçulardan Atâ ve Hasan-ı Basrî, “Esirin öldürülmesi caiz değildir, devlet başkanına böyle bir yetki verilmemiştir.” demişlerdir; biz de bu görüşe katılıyoruz. Müctehidlerin çoğunluğu ise esirlerin öldürülmesinin de caiz olduğu kanaatine, âyetin başını (yani kâfirleri öldürün ifadesini) ve bazı uygulamaları delil gösteriyorlar. Bize göre bu deliller de zayıftır. Âyetin başı savaş hali ile ilgilidir, burada ise savaş bitmiş ve düşman esir alınarak etkisiz hale getirilmiştir, ona ne yapılacağı da açıkça anlatılmıştır. Örnek gösterilen uygulamalarda bazı esirlerin öldürülmeleri özel sebeplere ve suçlara dayanmaktadır.”515