• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. ALADAĞLAR MİLLİ PARKI’NIN YERİ VE BAŞLICA ÖZELLİKLERİ

3.2. Fiziki Özellikler

Milli parkın yükseltisi güneydoğudan kuzeybatıya doğru kademeli olarak artış göstermektedir. Milli parkın güneydoğusunda yer alan Kapuzbaşı Şelaleleri çevresinde ortalama yükselti değerleri 750 metre civarındadır. Milli parkın güney kesimlerinde ise ortalama 1500 metre civarı bir yükselti söz konusudur. Buradan itibaren milli park arazileri doğu-batı ve güneydoğu-kuzeybatı uzanımlı derin vadiler oluşturarak yükselmekte ve Kızılkaya mevkiinde 3771 metreye ulaşmaktadır. Demirkazık Tepesi ile Karasay Tepesi arasında ortalama yükseltisi 3600 metre olan kuzey-güney uzanımlı yüksek bir dağ kütlesi bulunmaktadır. Milli park arazileri kuzeybatı yönünde

40

Demirkazık Köyü civarlarında 1500 metreye ve milli parkın batı kısımlarında Emli Vadisi civarlarında 1700 metreye kadar alçalmaktadır. Milli parkta yükseltisi 1500 metrenin altındaki alanlar %10.8’lik bir orana sahiptir ve bu alanlar milli parkın güneydoğu ve doğusunda yer alan vadi alanlarıdır.

Şekil 4. Aladağlar Milli Parkı'nın Fiziki Haritası

Milli parktaki dağ kütlesinin Ecemiş koridoruna bakan batı yamaçları, Zamantı Nehri’ne doğru inen doğu yamaçlarına göre daha dik eğimlidir. Ayrıca milli parkta kireçtaşının yaygın olması da boğazların çok dik yamaçlı olması sonucunu doğurmuştur.

41

Şekil 5. Aladağlar Milli Parkı Eğim Haritası

Milli parkta Cımbarboğazı ve Sıyırmaboğazı dereleri arasında kalan kuzey-güney uzanımlı yüksek dağ kütlesinin batı yamaçları ve milli parkın orta kesimlerindeki doğu-batı uzanımlı vadi yamaçları eğimin en yüksek olduğu alanların başında gelmektedir. Milli parkta eğim derecesi yüksek sarp ve dik yamaçlı morfolojik oluşumlara örnek olarak; Hacer Boğazı, Karagöl Deresi, Susuzdere Vadisi, Aksuderesi Vadisi, Cımbar Boğazı, Narpız Boğazı, Yalakderesi Vadisi ve Emliboğazı Vadisi verilebilir.

42

Şekil 6. Aladağlar Milli Parkı Bakı Haritası

Aladağlar Milli Parkı alanında derin vadi ve boğazlar genellikle doğu-batı uzanımlıdır. Bu nedenle dağların yamaçlarındaki bakı koşulları kuzey ve güney yönlerinde yoğunlaşmaktadır. Ancak topografik yapıdaki kıvrılmalara bağlı olarak kuzeybatı-güneydoğu veya kuzeydoğu-güneybatı yönlerde de görülebilmektedir. Milli parkın merkezi kısımlarında Hacer Boğazı’nın batı ve güneybatısında yer alan Yedigöller Mevkii ile kuzeybatı ve kuzeyinde yer alan arazilerde eğim dereceleri azalmaktadır. Bu alanlarda arazi tepe, düzlük ve çukur oluşumlarla şekillenmiştir. Bu nedenle bu alanların bakı durumunun kesin gruplar altında belirlenmesi oldukça zordur.

Milli parkın batı ve kuzeybatısında, Demirkazık Tepesi ile Sıyırmaboğazı arasında kuzey-güney yönlü yüksek tepelik alanda batı ve kısmi olarak kuzeybatı bakılar hâkimdir. Milli park alanının doğusunda Zorkunlu Çayı ile Gökyar Deresi’nin kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda oluşturduğu vadi ve arkasındaki yüksek dağ yamaçlarında hâkim bakı güneydoğu ve kuzeybatıya, bazı alanlarda da doğu ve batıya

43

yönelmektedir. Milli park, batısındaki Ecemiş Çayı Vadisi ve doğusunda Zamantı Irmağı’na ait yan derelerle biçim kazanmıştır. Her iki akarsu da kuzey-güney yönlü akış gösterdiği için milli parkın doğu ve batısındaki vadi yamaçlarında doğu ve batı bakılar hâkimdir. Bununla birlikte Zamantı Irmağı ve Ecemiş Çayı’nın yan kolları genellikle doğu-batı uzanımlı olması nedeniyle yamaç eğimleri kuzey-güney bakılıdır (Orman Bakanlığı, 1999: 42, DKMP, 2016: 1).

Foto 1. Aladağlar Milli Parkı’ndan Bir Görünüm 3.3. Jeolojik Özellikler

Orta Toroslar’ın en yüksek bölümünü oluşturan Aladağ silsilesi üzerinde yer alan Aladağlar Milli Parkı jeolojik açıdan; dolomitik jura-kratese yaşlı kalkerlerden oluşan Ak Aladağlar, devon ve perm arasında oluşmuş çok kalın kalker serisinden meydana gelen Siyah/Kara Aladağlar olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Orta ve Güney bölümlerindeki Ak Aladağlar kısmı dolomitik, Jura-Kratese yaşlı masif, açık renkli ve iyi tabakalanmış kalkerli yapıya sahiptir. Bu yapı 2000 metre kalınlığa sahip

44

olmakla birlikte güneye doğru incelmeler yapmaktadır. Ak Aladağlar ipli ve çivili tırmanışlarda oldukça sağlam bir yapı sunarak tırmanışlar için uygun alanlar arasında yer almaktadır. Kuzeydeki Kara Aladağlar kısmı Permo-Karbon yaşlı, koyu mavi renkli ve kalın kalkerli yapıdan oluşmaktadır. Milli Park’ın genel itibariyle ana kaya yapısı kalkerden oluşmaktadır ve kalkerli kütleler arasında ofiolit kayaçlar da yer almaktadır.

Ana yapının kalkerden oluşması nedeniyle lapya, dolin, uvala ve mağara gibi karstik şekiller görülebilmektedir (Blumenthal, 1941:14; Yiğitbaşıoğlu ve Kocakuşak, 1988:

330; 1993:211).

Şekil 7. Aladağlar Milli Parkı Jeoloji Haritası

Kaynak: Maden Tektik ve Arama Genel Müdürlüğü Adana-M34 Jeolojoji Haritası (2010)’ndan sayısallaştırılarak oluşturulmuştur.

Milli parkta genel itibariyle naplı bir yapı yer almaktadır. Bu Naplar alt Kretase ve üst Devonien dönemleri arasında depolanmış epikontinental okyanus ortamında gelişen platform tipindeki karbonatları içeren altı naptan oluşmaktadır. Bunlar jeolojik konumlarına göre en alttan itibaren; Yahyalı, Siyah Aladağ, Minaretepeler, Çataloturan,

45

Emli ve Beyaz Aladağ olarak adlandırılmaktadır (Tekeli vd., 1984: 143-158; Somuncu, 2005: 34).

3.4. Jeomorfolojik Özellikler

Aladağlar Milli Parkı, Aladağlar’ın en yüksek tepelerini toplayan orta kesiminde yer almaktadır. Milli park fluviyal, glasyal ve karstik süreçlerle şekillenmiştir ve bu nedenle milli park polijenik bir topografyaya sahiptir. Milli parkın topografik yapısı yüksek ve dik eğimli dağ ve tepelerle karakterize olmaktadır. Milli parkın dağlık alanları orta ve batı kesimlerde doğu ve batı uzanımlı, doğu kesimlerde ise kuzey-güney uzanımlı birçok akarsu sistemi tarafından derin bir şekilde yarılmıştır. Zamantı Irmağı, Ecemiş Çayı, Körkün Çayı ve Çakıt Suyu ile bunlara katılan dere şeklindeki yan kollar derin vadiler ve kanyonlar oluşturmuştur (Somuncu, 2005: 37).

Milli parktaki jeolojik katmanların kalker ve dolomit gibi eriyebilen ve gözenekli bir yapıya sahip olan kayaçlardan oluşması nedeniyle karstik süreçlere bağlı olarak dolin, lapya, uvala ve mağara gibi şekiller de bulunmaktadır. O dönemlerden günümüze derin U şekilli vadiler, sirkler ve morenler kalmıştır. Bunların yanı sıra uzun buzul vadileri, buzulyalakları ve morenler buzul morfolojisine ait diğer unsurlardır.

Cımbar Boğazı, Yedigöller Vadisi, Hacer, Sıyırma ve Narpız Boğazı gibi alanlar içerisinde buz yalağı çanakları, buzul taşları, hörgüç kaya ve buzul gölleri gibi şekillerin bir arada görülebildiği alanlardır. Alanda karbonat kayaçların varlığı ve litolojinin de uygun olması nedeniyle karstlaşmaya bağlı olarak glasyal ve karstik şekiller bir arada görülebilmektedir (Somuncu, 2005: 38; DKMP, 2016:1).

Vadiler, milli parkta önemli topografik formlar arasında yer almaktadır. Pliosen döneminde milli parkta faylanma hareketleri ile yeni depresyonlar oluşmuş, eski depresyonların çökelmiştir. Kuvaterner başlarında ise geniş alanlı yükselme hareketleri

46

başlamıştır. Bu dönemde akarsu aşındırması hız kazanmış, akarsular açtıkları vadilere gömülmeye başlamış ve boğazlar şeklinde yarma vadiler oluşmuştur. Milli park alanında görülen yarma vadi örnekleri; kertik vadi, kanyon vadi, tabanlı vadi şeklindedir. Dik yamaçlı derin boğaz şeklindeki dar vadiler ise kanyon vadi tipidir. Bu vadilerin yukarı kesimlerinde masa formunda platolar yer almaktadır. Emler Deresi Vadisi buna en iyi örneklerden biridir. Aladağlar Milli Parkı’nda akarsu aşındırmaları sonucunda özellikle karstik alanlarda kanyon tipi vadiler, diğer kesimlerde de derin

‘’V’’ şekilli vadiler ilginç peyzaj değerleri sunmaktadırlar. Kemikli Kapız Vadisi buna en iyi örneklerden biridir. Bunların yanı sıra Ulupınar Deresi Vadisi ise tabanlı vadi tipine verilebilecek en iyi örneklerin başında gelmektedir (Orman Bakanlığı, 1999: 151-152).

3.5. Buzul Topografyası

Aladağlar Milli Parkı buzul topografyası konusunda da oldukça önemli bir yere sahiptir. Milli parkın yüksek kesimleri Pleistosende buzullaşmaya uğramıştır ve dağlık alanların büyük bir bölümü kalıcı kar sınırının üzerinde yer almaktadır. Demirkazık tepesinin doğusunda, 3000 metrenin üzerinde Yedigöller Çanağı olarak adlandırılan büyük bir sirk bulunmaktadır. Ayrıca dağın kuzey yamaçlarında güncel buzullar da yer almaktadır. Gürgen vd. (2010: 101) yaptıkları çalışmada milli park alanında karakteristik olarak döküntü örtülü güncel buzulları tespit etmişlerdir. Bunlar;

Yedigöller, Kaldı, Direktaş, Kızılyar, Alaca (Lorut) ve Okşar buzullarıdır. Bu bağlamda milli park yerli ve yabancı araştırmacıların da yoğun bilimsel çalışmalar yaptığı bir alandır.

Altın (2003: 15) yaptığı bir çalışmada Aladağlar’ın Würm ve öncesine ait iki büyük ana glasyon gerçekleştiğine dair morfolojik veriler tespit ettiğini ifade etmiştir.

Bunun yanı sıra alanda birkaç kez interglasyal dönemler şeklinde kısa süreli de olsa

47

klimatik değişimler yaşandığına dair izlerin olduğu ve glasyal şekiller üzerinden tektonik deformasyonlar görüldüğünü vurgulamıştır. Yine bu çalışmaya göre milli park üzerindeki paleokarstik şekiller, pleistosen glasyonunda ilk ana glasiyellere çanak alanı olarak yataklık etmiştir. Ve bunun sonucunda 3200 metre yüksekliğe sahip düzlük alanları çevreleyen zirve noktaları arasında sirk alanları gelişmiştir. İkinci ana glasyonda ise bahsi geçen ana sirk alanlarında oluşan dar alanlı, alçak sırt ve yüzeylerle ayrılan ikincil sirkler meydana gelmiştir. Buzul tekne vadilerinin dayandığı bu ikincil çanak alanlar, vadilerin iç içe tekne profiller sergilemesi ve vadi içlerindeki cephe moreni depolarının konumlarından hareketle, alanda iki ana glasiyal ve bunların arasında interglasiyal dönemler yaşandığı görülmektedir.

Milli park arazileri üzerinde görülen şiddetli donma ve çözülmeler ile buzkar ve buzul aşındırması yaşanmaktadır. Buzkar ve buzul topografyasına Cımbar Vadisi, Yedigöller Vadisi, Hacer ve Sıyırma Boğazı’nda rastlanmaktadır. Bunlar eski birer buzul vadisi olup tekne veya oluk vadi özelliği taşımaktadırlar. Bu vadilerde buz yalağı çanakları, buzultaşlar, hörgüç kaya ve buzul gölleri bulunmaktadır. Yedigöller’de 3200-3400 metre yüksekliklerde Kızılkaya Zirvesi ile Karagöl Sırtı arasında yataklanmış buz yatağı çanakları bulunmaktadır. Milli parkta özellikle buzul ve karstik topografyanın etkili olduğu Cımbar, Yedigöller ve Karagöl vadi tabanlarında bulunan göller buzkar, buzul ve karstik aşınma sonucu oluşmuş birer suyutan çanaklardır. Dış etkiler tarafından oluşturulmuş olan bu göllerden Karagöl, Dipsiz Göl, Direk Gölü ve Yıldız Gölü’nde devamlı su bulunmaktadır. Yaz aylarının başında su seviyesi fazlayken yaz sonunda azalmaktadır (DKMP, 2016:1; Orman Bakanlığı, 1999: 153-154).

3.6. İklim ve Meteorolojik Özellikler

Aladağlar Milli Parkı coğrafi konumu ve topografik yapısı nedeniyle iklim açısından farklı özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Güney ve güneybatısındaki

48

dağ sırasının, Akdeniz üzerinden gelen hava kütlesinin iç kesimlere geçişini engellemesi nedeniyle milli park alanının orta ve batı kesimlerinde karasal iklim daha belirgindir.

Buna karşın alanın doğusundaki Zamantı Irmağı ile bu ırmağı besleyen çay ve derelerin kuzey-güney doğrultusunda oluşturduğu geniş ve derin vadiler, söz konusu hava kütlesinin iç kesimlere izin verdiğinden, Milli Parkın bu kesiminde Akdeniz iklim koşullarının etkisi görülmektedir (DKMP, 2016:1).

Akdeniz iklim koşullarının görüldüğü alanlarda gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkları daha düşük ve yağış miktarı daha yüksektir. Bunun yanı sıra Akdeniz maki topluluğuna ait çok sayıda türün daha geniş yayılış göstermesi Akdeniz iklim koşulları etkisinin önemli bir göstergesidir (Orman Bakanlığı, 1999: 43).

Milli park alanında yıllık ortalama sıcaklık, Akdeniz iklim koşullarının etkilediği 1000-1200 metre yükseltiye sahip ve güney bakının hakim olduğu kesimlerde 10-12 °C arasında değişmektedir. Ortalama sıcaklık 2000 metre’ye kadar olan yükseltilerde 6-8

°C, 3000 metre’ye kadar olan yerlerde 4-6 °C 3000 metre’nin üzerindeki yükseltilerde ise 4 °C’nin altındadır (Orman Bakanlığı, 1999: 66).

Yörede en yüksek yağışlar Aralık ve Ocak, en düşük yağış Temmuz ve Ağustos aylarındadır. Kurak dönem, Temmuz, Ağustos ve kısmen de Eylül aylarını kapsamaktadır. Karasal iklim koşullarının etkili olduğu iç ve batı kesimlerde yıllık toplam yağış miktarı 400-600 mm arasında değişmektedir. Akdeniz iklim koşullarının etkili olduğu ve güneydoğu kesimlerde ise yıllık toplam yağış miktarı 600-800 mm arasındadır. Milli parkın tamamı kar yağışı etkisi altındadır. Yüksek dağlık alanlarda kar kalınlığı 200-300 cm’ye ulaşmakta ve yılın 8-9 ayı kar örtüsü ile kaplı olmaktadır. 3000 metre’nin üzerindeki kuzey bakılı yamaçlarda, kış koşullarının şiddetli geçtiği bazı dönemlerde yılın tamamına yakın bir döneminde kar örtüsünün kaldığı görülmektedir (Orman Bakanlığı, 1999: 66).

49

Aladağlar Milli Parkı bu iklim yapısıyla Mayıs ve Haziran aylarında kısmen ziyaret edilebilen; Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında ziyaretçiler tarafından rahatlıkla gezilebilen bir iklim özelliğine sahip bulunmaktadır. Ayrıca karla kaplı alanların uzun bir süre devamlılığının olması ve ulaşılabilir noktalarda kış ayları içinde kar kalınlığının uygunluğu, kış sporlarının geliştirilmesi açısından uygun koşullar sağlamaktadır (Orman Bakanlığı, 1999: 67).

3.7. Bitki Örtüsü Özellikleri

Milli park arazilerinin yaklaşık %50’si 2400 metrenin üzerindedir. Yani orman üst sınırının üzerinde subalpin ve alpin kuşağı temsil eden zengin tür çeşitliliği bulunmakta ve bu alanlar iç ve kuzey kesimlerde yoğunlaşmaktadır. 2400 metre altındaki alanların ½’si ormanla kaplıdır. Yükseltisi 3000 metrenin üzerindeki araziler ise toplam alanın yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır. Milli parktaki endemik bitkilerin önemli kısımları Hacer Boğazı, Emli Boğazı ve Narpız Boğazı Vadisi mevkilerinde yer almakta ve bu alanlar flora açısından oldukça büyük öneme sahiptir (DKMP, 2016: 1-2).

Milli parkın yüksek montan ve alpin kuşaklara sahip olması bitki örtüsü içerisinde orman varlığının sınırlı alanlarda yoğunlaşmasına neden olmuştur. Sonbahar ve kış mevsiminde kar örtüsünün bulunduğu alanlar Karaçam, Göknar, Sedir ve Ardıç gibi ağaçların oluşturduğu yoğun yeşil örtü ile doğal bir peyzaj değer sunmaktadır.

Bunun yanında yaprak döken meşe türleri gibi ağaçların mevsimlere bağlı olarak gösterdikleri renk değişimi de çeşitlilik yaratmaktadır. Alpin kuşakta yer alan Geven gibi dikenli-yastık formundaki bitkilerin oluşturduğu alçak çalı örtüsü görüş açısını genişleterek dağlık alan peyzajının kesintisiz algılanmasını sağlayan farklı bir yapı sergilemektedir. Bu bodur bitki formasyonunun farklı çiçek renkleriyle sahip olduğu görsel çeşitlilik estetik açıdan yüksek değer taşımaktadır (Orman Bakanlığı, 1999: 155).

50

Milli parkta bugün görülen ormanlar geçmişte geniş alanlara yayılmış olan ormanların kalıntılarıdır. Emli Vadisi’nde yağışın az ve yetişme ortamı bakımından kireçli çakıllar nedeni ile süzek ve kurak olmasına rağmen milli parkın batısındaki tek ormanlık alan olarak hala varlığını sürdürmektedir. Bu ormanlık alan Batıdan Kuzeye doğru uzanmaktadır. Milli parkın dere yatakları çevresindeki sulak alanlarda, küçük göllerin çevresinde ve bazı eğimli alanlarda çayırlıklar görülmektedir (Orman Bakanlığı, 1999: 155).

3.8. Hidrografik Özellikler

Aladağlar Milli Parkı’nın yüksek ve dik eğimli dağ ve tepelerle karakterize olan topografik yapısı, milli parkın orta ve batı bölümünde doğu-batı uzanımlı, doğu bölümünde ise kuzey-güney uzanımlı vadiler tarafından yarılmış durumdadır. Bu vadiler dar, derin ve dik yamaçlarla karakterize olmakta ve milli parkın morfolojik yapısındaki su akış hatlarını oluşturmaktadır. Bu hatlar, vadi uzunluğu, yamaç yüksekliği ve kıvrımlarına bağlı olarak yıl boyu sürekli akışa sahip ve bazıları yaz mevsiminde kuruyan birçok akarsu oluşumuna neden olmaktadır (Orman Bakanlığı, 1999: 26).

Milli parkta sürekli ve geçici olmak üzere birçok akarsu bulunmaktadır.

Aladağlar Milli Parkı’nda sürekli akış gösteren akarsular; Ecemiş Çayı, Aksu, Zorkunlu, Gökyar, Topaktaş, Kapuz, Bozarmut, Küçük, Acıman, Yapraklı, Hızar, Tahtalı ve Sinekli dereleridir. Bunlar milli parktaki su kaynakları ile beslenmektedir. Bu dereler ayrıca, kuzey sularını toplayan kuru dere yatakları ile birlikte Körkün Çayı, Eğlence Çayı, Seyhan Nehri ve Zamantı Irmağı havzalarını drene etmektedirler (DKMP, 2016:1). Kurak mevsimlerde bazılarının suyu azalmakta veya tamamen kurumaktadır.

Milli park içerisinde karst kaynaklarının yüzeye çıkışına örnek olarak; Ecemiş Kaynağı ve Kapuzbaşı Şelaleleri verilebilir.

51

Milli park içerisindeki akarsu sistemleri yüzey sularını toplayan kuru dere yatakları ile birlikte dört ayrı havzayı oluşturmakta ve bu havzalar milli park sınırları dışındaki daha büyük akarsuları belirlemektedir. Bunlara örnek olarak; milli parkın güneyindeki Seyhan Nehri ve milli parkın doğusundaki Zamantı Nehri verilebilir.

Bunların yanı sıra milli park içerisinde, çevresinde sürekli olarak bulunan kar suları ile beslenen Yedigöller bulunmaktadır (Orman Bakanlığı, 1999: 26-30).

3.9. Bölgelendirme ve Kullanım Özellikleri

Aladağlar Milli Parkı’nda; hassas ve acil korunması gereken alanların tanımlanması, tanımlanan alanlarda özel plan kararlarının geliştirilmesi, doğa koruma ve geleneksel kaynak kullanımı arasında sürdürülebilir bir denge sağlanması, plan kararlarının her bölge için ayrı ayrı geliştirilmesi, planın uygulanabilirliğinin arttırılması, yönetsel ve idari organizasyonun güçlendirilmesi gibi amaçlarla bölgeleme çalışması yapılmıştır. Bu bölgeler belirlenirken; ekolojik, biyolojik, jeolojik ve jeomorfolojik öneme sahip alanların sınırları, doğal yapının özellikleri (korunmuşluk, endemizm, ekolojik, jeolojik ve jeomorfolojik açıdan önem derecesi), flora ve fauna elemanlarının varlığı, çeşitliliği, yoğunluğu, hassaslığı ve endemizmi, arkeolojik ve kültürel değerler, mülkiyet durumu ve antropojenik baskı düzeyi gibi kriterler dikkate alınmıştır. Bu kriterler ışığında doğal, kültürel ve rekreasyonel kaynak değerleri ve bu değerler ile insan kullanımları arasındaki ilişkiler değerlendirilerek milli park alanı;

‘’Hassas Koruma Bölgesi’’, ‘’Sürdürülebilir Kullanım Bölgesi’’ ve ‘’Kontrollü Kullanım Bölgesi’’ olmak üzere üç bölgeye ayrılmıştır (DKMP, 2016: 9).

52

Şekil 8. Aladağlar Milli Parkı Bölgelendirme ve Kullanım Haritası

Kaynak: Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Verilerinden Yararlanılarak Oluşturulmuştur.

Çizelge 3. Aladağlar Milli Parkı'ndaki Koruma Bölgelerinin Alansal Dağılımı ve Oranları

Koruma Bölgesi Alanı (ha) %

Hassas Koruma Bölgesi 30.230 54.90 Sürdürülebilir Kullanım Bölgesi 24.652 44.77 Kontrollü Kullanım Bölgesi 182 0.33

Toplam 55.064 100

Kaynak: (DKMP, 2016: 9)

Milli parktaki hassas koruma bölgesi; milli parkın kuzey-kuzeydoğusunda geniş yer kaplayan Yaban Keçisi ve Ur Keklik yaşam alanları, jeomorfolojik ve endemizm gibi özellikleriyle Hacer Boğazı ve yakın çevresi, Yedigöller bölgesi, milli parkın batısındaki tek orman topluluğunu oluşturan Emli Boğazı-Sıyırma Boğazı Mevkii, başta Yaban Keçileri olmak üzere fauna elemanları için önemli habitatları içeren yüksek dağlık araziler (Demirkazık Tepesi’nden başlayarak güneyde Karasay Tepesi’ne doğru uzanan ve doğuya kıvrılarak Torosan Dağı yükselti gruplarını içine alan araziler) ve bu topografyanın oluşturduğu boğaz ve vadiler (Cımbar ve Narpız Boğazı, Karagöl Deresi

53

Vadisinin doğu bölümü), I. ve II. derece doğal sit alanı olan Kapuzbaşı Şelaleleri ve I.

derece doğal sit alanı olan Direk Gölü, Acıman Yaylası’ndaki nekropol alanlarından oluşmaktadır (DKMP, 2016: 10).

Sürdürülebilir kullanım bölgesi olarak; Emli boğazı çevresindeki ve Çukurbağ Köyü’ne ait tescilli mera alanları, Sokullupınar Mevkii ile Demirkazık köy yerleşimi arasındaki alan ile Demirkazık Köyü’ne ait tescilli tarım ve mera alanları, kuzeyde milli park sınırını takip ederek Uçuk Tepe’de sonlanan alan Yıldız Gölü’nün doğusunda Topaktaş Tepe’ye kadar olan alan ile Dipsiz Göl’ün kuzeyinde milli park sınırına kadar olan bölgede ve Demirkazık Köyü’nün güney ve güneydoğusunda geleneksel kullanımın devam ettiği alanlar, milli parkın orta ve kuzeyinde yer alan Niğde ve Kayseri illerine ait tescilli mera alanları, milli parkın kuzeydoğusunda Aksu Deresi boyunca yer alan tarım alanları, Kapuzbaşı ve Ulupınar köyleri çevresindeki tarım alanları, Gökyar deresi boyunca devam eden tarım alanları, Ulupınar-Acıman yaylası arasında yol boyunca yer alan tarım alanları ve alanın güneyinde Trak yaylası civarında geleneksel kullanımın devam ettiği alanlardır. Bu bölge içerisinde tarım alanları, mera alanları, yürüyüş yolları, manzara seyir noktaları, yaban hayatı gözlem noktaları yer almaktadır. Milli parkın gerek yabanıl gerekse jeomorfolojik özelliklerinin daha iyi algılanması, ziyaretçiler tarafından yabanıl deneyimin yaşanması için jeolojik-jeomorfolojik oluşumların ve bunların çevrelerindeki görsel peyzaj değerlerinin izlenebilmesine olanak sağlayan 11 adet yürüyüş yolu belirlenmiş olup yürüyüşlerin alan kılavuzları eşliğinde ve yürüyüş programları dâhilinde yapılması öngörülmektedir.

Topaktaş Mevkiinde 1 adet manzara seyir noktası bulunmaktadır. Arpaçukuru

Topaktaş Mevkiinde 1 adet manzara seyir noktası bulunmaktadır. Arpaçukuru