• Sonuç bulunamadı

Aladağlar Milli Parkında gerçekleşen turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin yerel istihdama etkisi konusunda en derin ve ayrıntılı görüşme Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi öğretim üyesi ile yapılmıştır. Bu görüşme şu şekildedir:

Turizmin efsane olduğu dönemlerde burada aileler erkek çocuk varsa atlara yükler yüklenir çocuk atları peşine takar Yedigöller’e grup çıkartır kamp kurar şu bu, mesela şuan Üçerlerin çocukları var. Bu işi yapan ailelerin erkek çocukları yetiştiriliyor bu şekilde.

Çocuklar turistleri alır Emli Vadisi’ne götürür kurar çadırları. Bunun yanında aşçılık yapan köylüler var eli bu işe yatkın insanlar var. Bazen eşlerini götürürler. Öğünleri çıkarırlar çeşit çeşit. Yemek tezgâhı kurulur orda ciddi şekilde. Bu işi yapan ailelerin önce kendi fertleri sonra yoğunluk dönemlerinde de köylülerden destek alıyorlar. Katırcılık yaparlar, traktörü vardır o şekilde veya arazi aracı vardır o şekilde talep edilirler ve komisyon alırlar. Yoğun dönemlerde aralarında paslaşmak zorunda kalıyorlardı bunlar. Ama şimdi turizm ölü sezonda, kendi başlarına yeter durumdalar. Alan rehberleri oluyor köyün tecrübeli isimleri var. 5-6 kişi alan kılavuzu belgesi aldılar. Alan kılavuzları grubu kontrol edemediler. Bu iş reelde tutmadı. Adam dağdan daha iyi anlıyor bütün rotaları tırmanmış adam ve takmıyor kılavuzu. Kâğıt üzerinde var bu. Alabalık tesisleri var. Dağdan çıkan kaynak suları bu iş için çok uygun. Alabalık üretimi yapılıyor ve bunlar aynı zamanda lokantacılık hizmeti veriyor turistlere (ÖÜ).

98

4.4. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Kadın İstihdamına Etkisi

Kalkınma konusunda kadının iş kolları içerisindeki payı önemli bir yere sahiptir.

Kadınların istihdam içerisindeki payının artması ile kalkınma arasında doğru orantı bulunmaktadır. Bu nedenle istihdama ilişkin görüşmelerin bir kısmını kadın istihdamı oluşturmaktadır. Yapılan görüşmelerde ve gözlemlerde turizme bağlı olarak kadınlara yönelik istihdamın çok düşük seviyelerde olduğu anlaşılmaktadır. Katılımcılar ayrıca turist sayısının fazla olduğu dönemlerde kadınların turizme bağlı istihdam içerisindeki payının fazla olduğunu da belirtmişlerdir. Katılımcıların turizmin kadın istihdamına etkisine ilişkin görüşleri şu şekildedir:

Kadınlara yönelik turizmde imkân yok burada (YH9).

Mümkün değil. Eskiden kadınlar satıyordu bir şeyler artık yok (YY6).

Kadınlara yönelik hiçbir şey yok. Bu köye (Pınarbaşı) kimse kız bile vermiyor (Yİ4).

Kadına iş yok. Bir ara el örmesi halı vardı. Şimdi o da yok 5-6 yıldır (YH15).

Kadınların bu bölgede turizmden faydalanması mümkün değil (YH13).

Kadınlara yönelik herhangi bir şey yok. Emli vadisinde var. Kozalak toplayıp yeniden filizliyorlar büyük ormanda bu şekilde kadınlar çalışıyor (YH2).

Turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin kadın istihdamına etkisine ilişkin yapılan görüşmelerde bu şekilde genellikle olumsuz görüşler dile getirilmiştir. Kadınlar yabancı turistlerin yoğun olarak geldiği dönemlerde çadırların kurulduğu kamp noktalarında aşçı olarak veya ev pansiyonculuğu yapan ailelerde yine aşçı veya temizlikçi olarak istihdam edilmesinin ötesine çok fazla geçilememiştir. Buna karışın Kapuzbaşı Şelaleleri’nin hemen önünde kurulan bir alanda hediyelik eşya satışlarında az miktarda kadın istihdamı söz konusudur. Katılımcılar bu konulardaki görüşlerini aşağıdaki cümlelerle ifade etmişlerdir:

Kadınlar aşçı olarak çalışıyorlar bazen (YH7).

Turizmle uğraşan ailelerin kadınları biraz faydalandı (YH11).

99

Kadınlar genelde bu ev pansiyonculuğunda aşçılık yemek yaparlar, kamp yerlerinde vs aşçılık yaparlar (YH6).

Kadınlar el işi, organik ürünler gibi şeyler yapıp satıyorlardı turistlere. Onlar da çalışıyordu ama şuanda yapamıyorlar (Yİ3).

Evinde yemek veren var. El örgüleri satan var (Yİ2).

Biz dönem dönem lokal aileleri ziyaret ettiriyoruz. Onları görmek isteyen turistler oluyor. Elma toplattırıyoruz, evlerinde konaklıyorlar. Kışın da bazen köy evlerinde çay, kek ikramı oluyor kadınlar böyle çalışabiliyor. Eskiden hediyelik eşya falan oluyordu artık yok (Yİ7).

Milli parka gelen turistlerin paket turlarla gelip gitmesi yerel halkın yeterli miktarda gelir elde etmesinin önünde bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Turistlerin doğrudan kamp alanlarına götürülerek firmaların kendi programlarını yerel halktan ve o yörenin kültürel unsurlarından uzak bir şekilde gerçekleştirmeleri bu tür olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Firmalarla yapılan görüşmelerde söz konusu paket turların 1-2 haftayı kapsadığını, tur süresince ülkemizin Kapadokya Yöresi gibi önemli turistik destinasyonlarının da ziyaret edildiğini dolayısıyla turistlerin köylerin içerisine çekilmesinin zaman kaybı olacağı ifade edilmiştir. Bu noktada turizmle ilgili paydaşların bir araya gelerek iyi bir planlama yapması ve bu olumsuz durumun giderilmesi gerekmektedir. Yöredeki potansiyel değerlendirilerek yerel halkın turizm ve rekreasyon faaliyetlerinden daha fazla yararlanması sağlanabilir. Katılımcılar bu konuyu şu cümlelerle değerlendirmişlerdir:

Firmalarla gelen turist direk kampa iniyor. Kampta gezip dolaşıp geri gidiyorlar. Bu yüzden de kadınların istihdam edileceği bir durum olmuyor (YY5).

Turistler köye gelmiyor. Gelseler aslında kadınlara da iş düşer. Kadınlar hediyelik eşya gibi ürünler satabilirler (Yİ1).

Kadına iş yok. Bir şeyler yapıp satacak desek kime satacak kimse yok. Eskiden yazma, el işi yapıyorlardı. Köye dağcılar gelince elma, börek, çörek satılıyor (YH4).

Kadınlar halı kilim dokuyorlar. Her evde büyükbaş hayvan var şuan. Şuan köyün geçim

kaynağı pek fazla kalmadı. Keçi koyun çok fazlaydı. Artık çok yok (MSB).

Kadına iş yok hiç. Güzergâh aslında buraya yakın turistlerin yürüdüğü güzergâh.

Oraya çardak yapalım dedik orda bir şeyler satarız doğal ürünlerimizi yoğurdumuzu reçelimizi satardık ama yaptırmadılar milli park müsaade etmedi. 2015’te ben kendi arsama bir çardak yaptım tutanak tuttular (YY8).

100

Kadınlar turizmden iş imkânı almıyor. Kayseri’de biri biblo bebek yapmış satıyor.

Bizim burada da bunun yapılması gerekiyor. Gelen turiste yöresel ürün satabilirler (YY3).

Görüşmeler sırasında dikkat çeken bir başka husus ise bazı katılımcıların özellikle Nevşehir’deki turizm faaliyetlerine atıfta bulunmalarıydı. Katılımcıların turizm ve rekreasyon faaliyetlerinden beklenti içerisinde oldukları, sık sık Nevşehir gibi olsak/olabiliriz/olmalıyız gibi ifadelerde bulunmaları Nevşehir yöresindeki turizm faaliyetlerini ve turizm pazarını yakından takip ettiklerini bu konuda bilinçli olduklarını göstermektedir. Bu bilinç iyi bir motivasyon kaynağına dönüştürülerek gelişme sağlanabilir. Ancak bu iyi bir planlama ve uygulama ile mümkündür. Bu konudaki görüşlere örnek olarak aşağıdaki ifadeler verilebilir:

İş olsa erkekler çalışacak zaten. Kadınlar çiftçilik yapıyor tarlada çalışıyorlar. Nevşehir gibi olsak keşke (YH14).

Kadınlara turizm işi buralarda olmaz ya. Nevşehir gibi yerlerde olur anca. Biz de orası gibi olmalıyız. Ancak bu şekilde kalkınırız. Millet işinden gücünden eli değmez ki burada turizme. Herkes kışın Niğde’ye gider. 100 küsur nüfus kalır 25 hane civarı (YH12).

Yerel yöneticilerle yapılan görüşmelerin birinde özellikle hediyelik eşya satımı için uygun alanların olmaması da vurgulanmıştır. Daha önce de ifade edildiği gibi hediyelik eşya satışı için oluşturulmuş bir alana sadece Kapuzbaşı Şelaleleri önünde rastlanmıştır. Ancak bu alanın niteliğinin de iyi durumda olduğu söylenemez. Milli parkın uygun noktalarına hediyelik eşya ve yöresel ürün satışı için gerekli donanımlara sahip alanlar oluşturulabilir. Bu konuda yerel yöneticilerin istekli olduğu görülmüştür.

Buna örnek olarak aşağıdaki görüşme verilebilir:

Kadınlar hamur işi yapıyor. Pazar açıyorlar ama yeterli değil, büfe tarzı yerler olsa 20-30 tane olsa insanlar kiralar gelir elde ederler hem de insanlar orda daha profesyonel bir hizmet verirler. Bazıları yer bulamadığı için satış yapamıyor. Yağmurda çamurda dışarıda kalıyorsun ayazda. Hâlbuki büfe tarzı bir şeyler olsa daha iyi olur. Turizm imkânı çok ama paraya dönüştüremiyoruz. Hem özel hem kamusal yatırımlar gerekiyor (YY4).

Kısaca söyleyecek olursak kadınların turizme bağlı olarak genellikle; aşçılık, pansiyonlarda temizlik işleri, yöresel gıda ürünleri yapıp satma gibi işlerde çalıştıkları

101

görülmektedir. Ancak hem paket turların getirdiği olumsuz durumlar hem de yabancı turist sayısındaki azalmalara bağlı olarak kadın istihdamı oldukça düşük seviyelerdedir.

4.5. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Altyapıya Etkisi

Aladağlar Milli Parkı sınırlarında ve etki alanında yer alan köylerde altyapının gelişmiş olduğu görülmektedir. Köylerde yol, kanalizasyon ve su sıkıntısı olmadığı görülmüştür. Yapılan görüşmelerde turizmin temel altyapı unsurlarının geliştirilmesinde etkili olduğu ifade edilmiştir. Buna karşın az miktarda da olsa turizmin altyapıya etki etmediğini ifade eden katılımcılar da bulunmaktadır. Altyapı da özellikle yol, kanalizasyon sistemi gibi unsurların öne çıktığı görülmektedir.

Katılımcılar, turizmin altyapıya etkisi konusunu şu cümlelerle dile getirmişlerdir:

Turizme bağlı olarak evet alt yapı gelişti. Eskiden tuvaletler evlerin dışındaydı şimdi kanalizasyon sistemlerini geliştirdiler, yollara bakılıyor, temizliğine önem veriyorlar turizm bölgesi olduğu için. Bu konuda turizmin etkisine bağlı olarak devlet bakıyor (YY5).

Altyapıda dağ yolları açıldı. Köy hizmetleri kar çalışması yapıyor (YH9).

Turizmden sonra su, yol, kanalizasyon sistemi gelişti. Tuvaletler dışarıdan içeri alındı (YH1).

Demirkazık için oldu. Kanalizasyon, köy duvarlarının yapılması, yolların iyileştirilmesi gibi katkıları oldu evet (YH5).

Alt yapı sıkıntısı yok. Her yer pırıl pırıl (Yİ2).

4.6. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Çoğaltan Etkisi

Turizmin çoğaltan etkisi daha önceki bölümlerde açıklanmıştır. Ancak burada da kısaca bahsetmek gerekirse; turizm sektörü çarpan etkisi de denilen özelliği ile kendisiyle bağlantılı olan diğer sektörleri harekete geçirmektedir. Örneğin; turizmle bağlantılı olarak inşa edilen bir turistik tesis inşaat sektörünü harekete geçirmektedir.

Yapılan görüşmelerde turizmin bu özelliğinin çalışma alanında da gerçekleştiği

102

görülmektedir. Katılımcıların neredeyse tamamı bu konuda olumlu görüş bildirmişlerdir. Bazı işletme sahipleri turist sayısında artış yaşanması durumunda diğer sektörlerin de canlanacağını ifade etmişlerdir. Katılımcılar turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin en çok inşaat sektörüne etki ettiğini vurgulamışlardır.

Katılımcıların turizmin çoğaltan etkisi konusundaki düşünceleri şu şekildedir:

Pansiyonculuk yapanların evet oldu. Bazen turizme bağlı kat çıkanlar oluyor bu şekilde ufak bir katkı oldu ama çok az bu. Zaten geleneksel olduğu için çadırlar kuruluyor (ÖÜ).

Gelen turisti evde yatırıyordum. Bir odaya 5 kişi yatırıyordum. Tek tuvalet tek banyo oluyordu. Talep üzerine şuanda 20 yataklı bir yer yaptırdım. Para kazanınca bu şekilde yapılıyor ve inşaat sektörü harekete geçiyor (Yİ3).

Pansiyon otel açmak isteyenler oluyor aslında açılsa inşaat sektörünü de sanayiyi de harekete geçirir. Onlar da cesaret edip açamıyorlar (YH5).

Turizm inşaat sektörüne katkı sağladı. Pansiyon yaptıranlar oluyor tesis açanlar oluyor (YH10).

Diğer sektörlere katkısı illaki ufak tefek oluyor. Firmaların betona, çiviye, boruya ihtiyacı oluyor. Çok az ama az da olsa herkese faydası oluyor (Yİ7).

Turizm olmuş olsaydı diğer sektörleri harekete geçirirdi. Pansiyonlar çoğalırdı.

Hediyelik ürünler imal edilirdi (Yİ1).

Mesela otel projemiz vardı iptal ettik. 30-35 yatak kapasiteli bir projeydi ama çalışacak adam yok. Ben hanımla akşam gezmek istiyorum bu köyde ne yapayım sürekli duramam diyor insanlar. Turizmi geçtim memlekette tarım da bitti herkes iş-kurdan medet umuyor. Köyün bakkalı bile hazır süt satıyor siz düşünün artık (Yİ4).

4.7. Çalışma Alanındaki Kalifiye İş Gücü Durumu

Çalışma alanında turizm ve rekreasyon faaliyetleri için kalifiye iş gücü durumu tartışmalı ve göreceli bir konudur. Köylerde turizm konusunda deneyimli birçok insan bulunmaktadır. Özellikle dağcılık konusunda çok tecrübeli köylüler ve acenteler gelen turistleri ağırlamakta ve ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu konuda Çukurbağ ve sonrasında Demirkazık köyü öne çıkmaktadır. Kayseri tarafında ise Ulupınar köyünde sayısı çok fazla olmamakla birlikte alan kılavuzu ve rehberlik yapabilecek kalifiye iş gücü vardır. Yerel halk içerisinde alana hâkim ve tecrübelidir ancak yabancı dil konusundaki eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Özellikle turizm acenteleri yerel

103

halktan alan kılavuzluğu yapan kişilerin yabancı dil konusunda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini ve sertifika programlarında yabancı dil konusuna önem verilmesi gerektiğini vurgulamışlardır.

Katılımcıların kalifiye iş gücü konusundaki düşünceleri şu şekildedir:

Kalifiye iş gücü var. Dil problemi yok bizde. Birçok dil bilenler var turisti karşılarlar ağırlarlar (YY2).

Eğitim anlamında yok ama tecrübe anlamında var. Yerel firmaların başındaki kişilerin tamamı yabancı dil biliyorlar. Bazıları birden fazla dil biliyor. Turizmle uğraşan ailelerin lise ve üzeri düzeyde çocukları varsa onlar yardımcı oluyor dil konusunda (ÖÜ).

Hepimiz ilgileniriz. Lokanta kadar hizmet verebiliriz. Yeter ki turist gelsin. Ben bu odada köy pansiyonculuğu yaptım. Ücret almıyordum. Buraları tanısınlar gelsinler diye sırf.

Buraya gelen iyi bir ikram alınca yine gelir, gidince iyi anlatır. Rehberlik de yaptık eskiden.

Katırlarla da gezdirirdik. Şimdi yok kimse işte. Dil yoktu kitapçıklarla anlaşırdık. Verirdik kalemi yazıyorlardı anlaşıyorduk. Köy hizmet vermeye birebir hazırdı (YY8).

Turist olsa o da olur aslında. İş olsa gelirler. Yaparlar. Öğrenirler (Yİ1).

Tabi ki. Aşırı bir şeye gerek yok. Ben 20 turist kaldırırım burada üstesinden gelirim ama gelmiyor o turist. Bireysel turist para bırakıyor. Diğerlerinden kazanmıyoruz (Yİ5).

Turist yok ki kalifiye iş gücü olsun (YY5).

Turistler gelse her şey kendiliğinden oluşur. Kalifiye eleman da çıkar bilinçte oluşur (Yİ4).

Kalifiye iş gücü acentelere bağlı olarak var. Acente turistin başına her şekilde elamanı veriyor (Yİ9).

25 yıldır bu işte çalışıyorum, Turist gelsin her şeyini yaparım. Bu şekilde tecrübeli 5-6 kişi vardı şimdi 1-2 kişi kaldı kimse yok (Yİ3).

Eğitim yok. Tecrübe var ama bu yüzden sıkıntı olmuyor (Yİ2).

Özetle söylemek gerekirse çalışma alanındaki köylerde gerek dağcılık konusunda gerek turizm faaliyetleri konusunda tecrübeli insanlar bulunmaktadır.

Alanda uzun süredir devam eden ve özellikle geçmiş yıllarda yoğun bir şekilde yapılan turizm ve rekreasyon faaliyetlerine aşina olan bir kesim bulunmaktadır. Bu, böyle bir alan için önemli bir avantajdır. Ancak yabancı dil konusu turistleri iyi bir şekilde ağırlamak noktasında önemli bir husustur. Yukarıda sıralanan görüşlerde yerel halkın turistleri ağırlama konusunda istekli oldukları görülmektedir. Turizm bilinci yeterli miktarda vardır. Milli parkta özellikle yabancı turist sayısının tekrar artması ile birlikte

104

bu bilincin daha da artacağı ve yabancı dil konusunda gelişmelerin yaşanacağı öngörülmektedir.

4.8. Çalışma Alanındaki Konaklama Tesislerinin Yeterliliği

Milli parkın özellikle Niğde İline bağlı köylerde tesisleşmenin turizm konusunda olumsuz etki yaptığı görüşü hâkimdir. Alana gelen turistlerin doğal alanlarda kamp kurmak amacıyla geldiğini, tesislerden uzak durduklarını belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra tesis sayısının yetersiz olduğunu, turist sayısının az olması nedeniyle bunun şuan için problem olmadığını ifade eden katılımcılara da rastlanmıştır. Bu konuya örnek olarak şu ifadeler verilebilir:

Bu alanlarda zaten turistik tesis yapılmasını öngörmüyoruz. Biz tamamen köy pansiyonculuğu özellikle ekoturizm mantalitesiyle olsun istiyoruz. Buraya gelen yabancı turistler otelde kalmak istemiyorlar. Tırmanış yapacak, kamp yapacak, kuş gözlemi yapacak, endemik çiçeklere bakacak. Bunu istiyorlar doğal ortamda kalmak kamp kurmak istiyorlar. Bu kafada olan turist köy hayatına dâhil olup köylü ile birlikte yaşamak istiyor. Köylü o gün ne yapacaksa, elma toplayacaksa gidip elma topluyor. İnek mi var süt mü sağılacak o da sağıyor.

Yerli gruplar da buna merak salmaya başladı. Bunu bu şekilde yayarsak bütün köylü istifade edecek (ÖÜ).

Kalanlar pansiyonda kalmıyor çadırda kalıyor zaten (YH16).

Aladağların turisti tesise gelmiyor. Direk dağa çıkıp kamp kuruyor çadırında yatmaya geliyor. Adam tam dağın en güzel yerinde fotoğraf çekilecek oraya bina dikiyor silueti bozuyor (Yİ9).

Foto 11. Araştırma Alanındaki Bazı Konaklama Tesisleri

105

Turist az olduğu için yetiyor tesisler zaten fazla bile geliyor (YY5).

Tesisleşmede eksiklik var. Master plan hazırlamak hedefimiz (YY1).

Şuanda tesis var ama bomboş duruyor. 5 tane Çukurbağ'da var. Demirkazık'ta 1 pansiyon var ve bakanlığın 2 tesisi var. Çamardı’da öğretmen evi var 25 yataklı. Bungalov evler var (Yİ3).

Milli parkın Kayseri ili bölümünde Ulupınar Köyü yakınlarında inşa edilen 14 tane bungalov tipi konaklama alanı oluşturulmuştur. Milli park çalışanlarından edinilen bilgilere göre buradaki konaklama yönetimi ihale kapsamında gerçekleştirilecektir.

Oluşturulan bu alanda tuvalet duş gibi temel ihtiyaçlar açısından gerekli alt yapının oluşturulduğu görülmüştür. Ulupınar Köyü’nde herhangi bir konaklama tesisi bulunmamaktadır. Ancak başta köy muhtarı olmak üzere daha önce ev pansiyonculuğu yapmış olan, turist geldiği takdirde yine ev pansiyonculuğu yapacak olan insanlar bulunmaktadır. Köyün yakınlarına inşa edilen bungalovlar da turistlerin konaklama ihtiyacını karşılama konusunda önemlidir.

Çizelge 20. Çalışma Alanındaki Konaklama Tesisi Sayıları

KÖY PANSİYON

*Demirkazık Köyü’nde yer alan üç pansiyonun yalnızca bir tanesi özel işletmedir. Diğer ikisi Gençlik ve Spor Bakanlığı’na aittir. Bu nedenle sadece özel işletme verileri gösterilmiştir.

**Büyükçakır Köyü sınırlarında olan Güney Şelale olarak adlandırılan bölümde bir arada kurulmuş restaurant&pansiyon şeklindeki işletmelerdir.

Milli parkın uzun devreli gelişme revizyon planında; yörenin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımı, yöre halkının gelir elde edebilmesi amacıyla pansiyonculuğun destekleneceği ifadesine yer verilmiştir. Ayrıca pansiyonculuk

106

yapmak isteyen kişilere konuk ağırlama ve turizm hizmetlerine ilişkin eğitim desteği verileceği belirtilmektedir.

4.9. Çalışma Alanında Yaşayan Halkın Turizm Bilinci

Milli park sınırlarında yaşayan halk, turistlerin yoğun olduğu eski dönemler olarak tabir ettikleri zamanlarda turizm bilincinin çok yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Özellikle son yıllarda yaşanan turist sayısındaki azalmaya bağlı olarak bu kültürün kaybolmaya başladığı görüşme bulgularından anlaşılmaktadır. Katılımcılar turizm bilinci konusundaki görüşlerini şu cümlelerle ifade etmişlerdir:

Turizm bilinci, çok güzel bir iletişim var. Çok saygıdeğer köyümüz yabancı konusunda (YY8).

Evet turizm bilinci olanlar var. Aslında turist olsa her şey olur. Her ev pansiyona döner, niye olmasın yeter ki turist olsun (Yİ1).

Turizm bilinci yavaş yavaş oluşmaya başladı. Turist tüketime gelmiş. O parayı almamız gerekiyor çünkü o parayı harcamak için gelmiş buraya. Ona hizmeti sunup parayı almak gerekiyor. O paralar buradaki insanı zenginleştirir. O, bir de çarpan etkisiyle çoğalır. Domine eder (YY4).

Bizimkiler bu işten faydalandığı için, parayı gördüğü için turiste karşı ters tepki yok.

Anlayış iyi, bilinçliler. Nemalanıyorlar çünkü (YY3).

Turiste hoşgörü sempati var (YY6).

Turizmin efsane olduğu dönemde halkta çok iyi bir turizm bilinci vardı. Turistler rahat rahat köyde dolaşırdı. Ama bu çöküş döneminde, yeni yetişen nesilde bu kültür edinilemiyor.

Turist gelmediği için bu kültür aktarılamıyor yeni nesile (ÖÜ).

Bazı turizm acenteleri ise yerel halkın yeterli seviyede turizm bilincine sahip olmadığını ifade etmişlerdir. Buna karşın yerel halk ise turist sayısının artması ve turizmin canlanması durumunda bu bilincin tekrar oluşacağını belirtmektedirler.

Turizmde çalışanlar bilinçli ama diğerleri bilinçli değil, turist geliyor gidiyor diyor sana (Yİ3).

4.10. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Geleceğine İlişkin Görüşler

Yerel halk turizmi desteklemektedir. Turizmin geçmişteki durumunu iyi bilenler tekrar o şartları yakalamak adına ümitli olduklarını ifade etmişlerdir. Bunlara karşın,

107

yanlış politikalar nedeniyle turizmin geleceğinden ümitsiz olduğunu belirten katılımcılar da vardır. Yerel yöneticiler ise turizmin geleceğinin yapılacak olan festival vb. turizm aktivitelerine bağlı olduğunu söylemişlerdir. Katılımcıların Aladağlar Milli Parkı’ndaki turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin geleceğine ilişkin düşünceleri şu şekildedir:

Turist gelse turizmin geleceği canlı olur. Acente olsa köylü faydalanır. Şehirden bıktı

Turist gelse turizmin geleceği canlı olur. Acente olsa köylü faydalanır. Şehirden bıktı