• Sonuç bulunamadı

ALADAĞLAR MİLLİ PARKI NDAKİ TURİZM VE REKREASYON FAALİYETLERİNİN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ALADAĞLAR MİLLİ PARKI NDAKİ TURİZM VE REKREASYON FAALİYETLERİNİN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ"

Copied!
135
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

ALADAĞLAR MİLLİ PARKI’NDAKİ TURİZM VE REKREASYON FAALİYETLERİNİN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ

Yüksek Lisans Tezi

Erhan GÖKSU

Ankara-2020

(2)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

ALADAĞLAR MİLLİ PARKI’NDAKİ TURİZM VE REKREASYON FAALİYETLERİNİN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ

Yüksek Lisans Tezi

Erhan GÖKSU

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Mehmet SOMUNCU

Ankara-2020

(3)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

Erhan GÖKSU

ALADAĞLAR MİLLİ PARKI’NDAKİ TURİZM VE REKREASYON FAALİYETLERİNİN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mehmet SOMUNCU

Tez Jürisi Üyeleri

Adı Soyadı Prof. Dr. Mehmet SOMUNCU Doç. Dr. Mutlu YILMAZ

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe OKUYUCU

Tez sınav tarihi: 18.06.2020

(4)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

Bu belge ile bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(……/……/……)

Erhan GÖKSU

(5)

I

ÖNSÖZ

Turizm sektörü günümüzün en dinamik sektörleri arasında yer almaktadır.

Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için kalkınmada önemli bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Birçok ülke dış ticaret açığının önemli bir bölümünü turizm sektörü ile kapatmaktadır. Bu denli öneme sahip olan turizm sektörü kırsal kalkınmaya ve kırsal alanlarda yaşan yerel halka da önemli ekonomik katkılar sağlamaktadır.

Son yıllardaki değişen turist motivasyonlarına bağlı olarak doğal alanlar, dağlık alanlar ve milli parklar popüler destinasyonlar haline gelmiştir. Bu kapsamda ülkemizde bulunan Aladağlar Milli Parkı hem bir dağlık alan olması hem de bünyesinde barındırdığı doğal unsurlar nedeniyle en çok tercih edilen alanlar arasında yer almaktadır. ‘’Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Kırsal Kalkınmaya Etkisi’’ adlı bu yüksek lisans tez çalışmasında, turizm sektörünün yerel halka ve kırsal kalkınmaya olan ekonomik katkısının ne şekilde gerçekleştiğinin irdelenmesi amaçlanmıştır.

Bu çalışmayı gerçekleştirmeme vesile olan ve tez danışmanlığımı üstlenen, kendisine ne zaman danışsam kıymetli zamanını ayırıp sabırla ve büyük bir titizlikle bana yardımcı olan Sayın Prof. Dr. Mehmet SOMUNCU’ya çok teşekkür ediyorum.

Çalışmalarım sırasında görüş ve önerilerine başvurduğum Arş. Gör. Serdar CEYLAN’a ve Öğr. Gör. Sadi UYMAZ’a, değerleri görüşleriyle çalışmama katkıda bulunan Pınarbaşı, Demirkazık, Çukurbağ, Ulupınar, Kapuzbaşı ve Büyükçakır köylerinde yaşayan köy halkına çok teşekkür ederim. Saha çalışmalarımda sabırla ve titizlikle bana yardımcı olan arkadaşım Yavuz AKDEMİR’e ve katkılarından ötürü arkadaşım Mustafa TUNÇ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Erhan GÖKSU Ankara-2020

(6)

II

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... I İÇİNDEKİLER ... II ŞEKİLLER LİSTESİ ... IV FOTOĞRAFLAR LİSTESİ ... IV ÇİZELGELER LİSTESİ ... IV

BÖLÜM 1. GİRİŞ ... 1

1.1. Araştırmanın Konusu ve Kapsamı ... 9

1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 11

1.3. Araştırma Problemi ... 13

1.3.1. Temel Araştırma Problemi ... 14

1.3.2. Alt Araştırma Problemleri ... 14

1.4. Araştırmanın Kısıtları ... 14

1.5. Yöntem ... 15

1.5.1. Veri Toplama ... 16

1.5.2. Veri Analizi ... 21

BÖLÜM 2: KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 23

2.1. Turizm ... 23

2.2. Boş Zaman ve Rekreasyon ... 25

2.3. Milli Park ... 26

2.4. Kalkınma ... 33

2.5. Kırsal Kalkınma ... 34

BÖLÜM 3. ALADAĞLAR MİLLİ PARKI’NIN YERİ VE BAŞLICA ÖZELLİKLERİ... 38

3.1. Aladağlar Milli Parkı’nın Yeri ve Sınırları ... 38

3.2. Fiziki Özellikler ... 39

3.3. Jeolojik Özellikler ... 43

3.4. Jeomorfolojik Özellikler ... 45

3.5. Buzul Topografyası ... 46

3.6. İklim ve Meteorolojik Özellikler ... 47

3.7. Bitki Örtüsü Özellikleri ... 49

3.8. Hidrografik Özellikler ... 50

3.9. Bölgelendirme ve Kullanım Özellikleri ... 51

3.10. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm Bakımından Kaynak Değerler ... 58

3.10.1. Demirkazık Tepesi ... 63

(7)

III

3.10.2. Yedigöller ... 65

3.10.3. Emli Vadisi ... 66

3.10.4. Kapuzbaşı Şelaleleri ... 67

3.10.5. Hacer Ormanı ... 69

3.10.6. Zamantı Vadisi ... 70

BÖLÜM 4. BULGULAR ... 73

4.1. Çalışma Alanında Tarım ve Turizmin Sektörlerinin Genel Durumu ... 75

4.1.1. Çalışma Alanında Tarım Sektörünün Genel Durumu ... 75

4.1.2. Çalışma Alanında Turizm Sektörünün Genel Durumu ... 81

4.2. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Yerel Ekonomiye Etkisi………..88

4.3. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Yerel İstihdama Etkisi………..94

4.4. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Kadın İstihdamına Etkisi………..98

4.5. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Altyapıya Etkisi ... 101

4.6. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Çoğaltan Etkisi .... 101

4.7. Çalışma Alanındaki Kalifiye İş Gücü Durumu ... 102

4.8. Çalışma Alanındaki Konaklama Tesislerinin Yeterliliği ... 104

4.9. Çalışma Alanında Yaşayan Halkın Turizm Bilinci... 106

4.10. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Geleceğine İlişkin Görüşler……….…..106

4.11. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Temel Sorunlarına İlişkin Görüşler ... 108

BÖLÜM 5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 110

Kaynakça... 115

EK-1: Yerel halkla gerçekleştirilen görüşme formu ... 122

EK-2: Yerel yöneticilerle gerçekleştirilen görüşme formu ... 123

EK-3: Yerel işletmecilerle gerçekleştirilen görüşme formu ... 124

ÖZET ... 125

ABSTRACT ... 126

(8)

IV

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. 2016-2019 Yılları Arasındaki Uluslararası Turist Sayıları ... 2

Şekil 2. Çalışmanın Alanı Kapsamı Haritası ... 9

Şekil 3. Aladağlar Milli Parkı Lokasyon Haritası ... 38

Şekil 4. Aladağlar Milli Parkı'nın Fiziki Haritası ... 40

Şekil 5. Aladağlar Milli Parkı Eğim Haritası ... 41

Şekil 6. Aladağlar Milli Parkı Bakı Haritası ... 42

Şekil 7. Aladağlar Milli Parkı Jeoloji Haritası ... 44

Şekil 8. Aladağlar Milli Parkı Bölgelendirme ve Kullanım Haritası ... 52

Şekil 9. Aladağlar Milli Parkı Arazi Kullanımı Haritası ... 78

Şekil 10. Görüşmelere İlişkin Kelime Bulutu ... 90

Şekil 11. Fayda Kelimesine Ait Kelime Ağacı ... 93

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ Foto 1. Aladağlar Milli Parkı’ndan Bir Görünüm ... 43

Foto 2. Ulupınar Köyü Yakınlarındaki Milli Park Ofisi ve Çevresi ... 55

Foto 3. Aladağlar Milli Parkı Tanıtım Birimi (Çukurbağ Köyü) ... 55

Foto 4. Emli Boğazı Kamp Durak Noktası ... 56

Foto 5. Ulupınar Köyü Yakınlarındaki Helikopter Pisti ... 56

Foto 6. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Bazı Endemik Bitki Türlerinin Görselleri ... 59

Foto 7. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Dağ Keçileri ... 62

Foto 8. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Ur Keklik ... 63

Foto 9. Aladağlar Milli Parkı’ndaki bazı zirveler ... 65

Foto 10. Emli Vadisi’nden Görüntüler ... 67

Foto 11. Kapuzbaşı Şelaleleri’nden Görüntüler ... 68

Foto 12. Hacer Vadisi Yakınlarında Bulunan Seyir Terasından Ulupınar Köyü’ne Bakış ... 70

Foto 13. Ecemiş Alabalık Tesisi/Pınarbaşı Köyü ... 97

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge 1. Çalışma Alanındaki Köylerin Nüfus Miktarları ... 20

Çizelge 5. Türkiye’deki Milli Parklar ... 29

Çizelge 6. Aladağlar Milli Parkı'ndaki Koruma Bölgelerinin Alansal Dağılımı ve Oranları ... 52

Çizelge 7. Aladağlar Milli Parkı’ndaki Kamp Durak Noktaları... 57

Çizelge 8. Aladağlar Milli Parkı’nda Yayılış Gösteren Bazı Endemik Bitkiler ... 59

Çizelge 2. Görüşme Yapılan Yerel Halka İlişkin Bilgiler ... 73

Çizelge 3. Görüşme Yapılan İşletme Sahiplerine İlişkin Bilgiler ... 74

Çizelge 4. Görüşme Yapılan Yerel Yöneticilere İlişkin Bilgiler ... 75

(9)

V

Çizelge 9. Köylerdeki Hayvan Sayıları ... 75

Çizelge 10. Köylerdeki Toplam Tarım Alanları, Tarım Ürünleri ve Ekiliş Alanları ... 79

Çizelge 11. Köylerin Tarım Geliri (2018) ... 80

Çizelge 12. Köylerde Bulunan Pansiyon, Ev Pansiyonu Sayıları ve Gelirleri (2018) ... 82

Çizelge 13. 2002-2019 Yılları Arasında Türkiye’ye Gelen Ziyaretçi Sayıları ... 84

Çizelge 14. Ülkemize Ziyaretçi Gönderen İlk 5 Ülke (2019) ... 85

Çizelge 15. 2003-2019 Yılları Arası Türkiye’deki Turizm Gelirleri ... 85

Çizelge 16. 2010-2018 Yılları Arasında Aladağlar Milli Parkı Niğde Bölümü’nün Turist Sayıları (Kesilen Biletler)... 86

Çizelge 17. Aladağlar Milli Parkı Niğde Bölümü’nün 2019 Yılının İlk Yarısına Ait Turist Sayıları ... 87

Çizelge 18. Demirkazık Dağ Evi 2003-2009 ve 2015-2019 Yılları Arasındaki Konaklama Sayıları ... 87

Çizelge 19 Aladağlar Milli Parkı Kayseri Bölümü Ziyaretçi Sayıları (2015-2018)... 88

Çizelge 20. Çalışma Alanındaki Konaklama Tesisi Sayıları ... 105

(10)

1 BÖLÜM 1. GİRİŞ

Turizm sektörü günümüzün en dinamik ekonomik sektörleri arasında yer almaktadır (Somuncu ve Karadeniz, 2004: 174). Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için kalkınmada önemli bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Birçok ülke dış ticaret açığının önemli bir bölümünü turizmden elde ettiği gelir ile kapatmaktadır.

‘’Turizm sektörü bir ülkeye döviz girdisi sağlamasının yanı sıra, o ülkenin işsizlik sorununa da çözüm üreten önemli bir sektördür. Turizm, ödemeler dengesi açısından görünmeyen ihracat olarak nitelendirilmektedir’’ (Şen ve Şit, 2015: 31). Turizm sektörü bu şekilde ülkelerin ihtiyaç duyduğu dövizi sağlamak ve istihdam yaratmak konusunda önemli bir rol oynamasının yanında bölgesel eşitsizlikleri de dengeleme noktasında büyük bir öneme sahiptir (Kızıldemir ve Sarıışık, 2017: 39).

Turizm sektörü çarpan etkisiyle, kendisiyle bağlantılı olan sektörleri harekete geçirme özelliğine de sahiptir. Buna örnek olarak, turizmle ilgili inşa edilen tesislerin inşaat sektörünü etkilemesi, bir restoranda sunulan ürünlerin tarım, gıda ve nakliye gibi diğer sektörleri harekete geçirmesi verilebilir (Göksu ve Somuncu, 2018: 272; Özkan, 2007: 57). Özgüç (2015: 163) ise çarpan etkisini şu şekilde ifade etmiştir; ‘’Özellikle de turizmin ‘çoğaltıcı etki’ denilen, turizm harcamalarının ekonominin diğer sektörlerini de canlandıracağı, istihdamı artıracağı varsayımına dayanan etkisi çeşitli çalışmalarda bir tür odak noktası olarak alınmıştır.’’Turizm sektöründe oluşan direkt gelir etkisi, endirekt gelir etkisi ve uyarılmış etkiler ana üretim sektörlerinde talep yaratır (Sağır vd., 2017: 792). Turizm sektöründen kaynaklanan bu talepler diğer sektörleri harekete geçirmesiyle genel üretimde artışlar meydana gelmektedir. Buna turizmin çoğaltan etkisi denir. Turizm aynı zamanda yeni iş imkânları yaratarak istihdamı artırmakta, altyapı ve diğer kamusal yatırımları artırmakta ve ulaşım altyapısını da geliştirmektedir (Eryılmaz vd., 2006).

(11)

2

Ulaşım hizmetleri ve teknolojide yaşanan gelişmeler, boş zaman artışı, seyahat özgürlüğü ve turizm bilincinin oluşması gibi nedenlerle insanların turizme olan talepleri artmaktadır. Geçmişten günümüze turizme katılan insan sayısı sürekli olarak artmıştır.

1950 yılında 25 Milyon olan uluslararası turist sayısı 2019 yılına gelindiğinde 1.5 milyara ulaşmış ve bu sayının 2030 yılına gelindiğinde 1.8 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Yapılan hesaplamalara göre her 10 kişiden 1’i turizmle ilgili işlerde çalışmakta, dünya ihracatının %7’sini turizm sektörü oluşturmaktadır ve turizmin hizmet sektörü içerisindeki payı %30’dur. Turizmden elde edilen gelirlerin GSYH içerisindeki payı %10’dur. 2018 yılında uluslararası turizm gelirleri 1.7 trilyon dolara ulaşmıştır (unwto.org).

Şekil 1. 2016-2019 Yılları Arasındaki Uluslararası Turist Sayıları

Kaynak: unwto.org

2018 yılında dünyada iç turizme katılanların sayısı 10 milyara ulaşmıştır (unwto.org). İç turizm, 2017 yılında toplam seyahat ve turizm harcamalarının %73'ünü oluşturarak turizm sektöründe itici bir güç niteliğindedir. Hükümetler iç turizmi;

istihdam ve ekonomik büyüme yaratmak, altyapıyı yükseltmek, yoksulluğu ortadan kaldırmada bir araç olarak kullanmaktadır. İç turizm hareketleriyle turizm faaliyetleri tüm mevsimlere yayılırken, yabancı turistler tarafından göz ardı edilen kırsal alanlar da

(12)

3

yerli turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Bu nedenlerle ülke yöneticileri iç turizmi teşvik ederek gerekli destekleri vermelidirler. Çin Halk Cumhuriyeti büyüyen orta sınıf ve hükümetin desteği sayesinde iç turizmi teşvik etme konusunda önemli bir başarı yakalayarak iç turizm harcamalarında büyüme kaydetmiştir. Çin, 2008 yılı iç turizm pazarında 4.sırada yer alırken 2017 yılına gelindiğinde 1. sıraya yükselmiştir. Onu sırasıyla; ABD, Almanya, Hindistan, Japonya ve İngiltere takip etmektedir. Türkiye ise 19. sırada yer almaktadır. Çin bu büyümeyi kaydederken diğer gelişmekte olan ülkelerde de iç turizm pazarı gelişerek iç turizm gelirlerinde artış yaşanmıştır. Bunda harcanabilir gelirlerdeki artışa bağlı olarak insanların ülkelerini keşfetme isteği etkili olmuştur. 2017 yılında iç turizm harcamaları 3.971 milyar dolar ile toplam küresel turizm harcamalarının % 73'ünü oluşturmuştur (wttc.org).

Yaşam koşullarının değişmesine bağlı olarak klasik anlamdaki turizm faaliyetleri yerini doğa temelli turizm, tarih ve kültür turizmi gibi diğer turizm türlerine bırakmaktadır (Somuncu ve Ceylan, 2015: 714). Nüfus artışı, iklimde yaşanan değişimler, kentin getirdiği negatif etkilerden kaçma isteği vb. nedenler ile doğa temelli turizm türlerine olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Bu bağlamda kırsal alanlar ve dağlık alanlar giderek popüler destinasyonlar haline gelmektedir. ‘’Dağlar dünyadaki başlıca turizm kaynaklarından biridir ve turizm, dağlık alanlarda hızla gelişen bir olgudur’’ (Somuncu, 2004: 7; Somuncu ve Karadeniz, 2004: 176). Bugün dünyanın en yoğun dağ yolu ağı, dünyanın en önemli turizm alanlarından olan Alplerde yer almakta ve her yıl 120 Milyon turist Alpleri ziyaret etmektedir. Burada yer alan köylerdeki nüfus sezonun yoğun dönemlerinde iki katına çıkmakta ve buradaki bireylerin %70’i doğrudan ya da dolaylı bir şekilde turizm sektöründen gelir elde etmektedir (Şerefoğlu, 2009: 80).

(13)

4

Ülkemizde de deniz, kum, güneş eksenli kıyı turizminin yanı sıra dağ turizmi, kırsal turizm, ekoturizm ve diğer turizm türleri yaygınlaşmakta, turizm çeşitlenmektedir (Somuncu, 1994: 256; 2006: 164). Dağlık alanlar ve kırsal alanlar turizme kaynak olarak sunabileceği birçok doğal güzelliğe sahiptir. Endemik bitki ve hayvan türleri, su kaynakları ve biyolojik çeşitlilik açısından ve temiz hava konusunda da oldukça zengindir. Bunun yanında manzara güzellikleri, yerel kültürel öğelerle iç içe olma gibi nedenler kırsal alanları çekici kılmaktadır.

Avrupa Komisyonu tarafından 1980 yılında turizm trendleri üzerinde gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre; Hollanda’da tatile çıkanların %39’u kırsal alanları tercih etmektedirler. Yine bu çalışmaya göre; İngiltere’de yaşayan insanların ¾’ü yılda en az bir kez kırsal alanları ziyaret etmektedirler (Ongun, 2015: 120). Bunların yanı sıra her beş Avusturyalıdan biri tatilini kırsal bölgelerde geçirmektedir (Cavaco’dan aktaran Soykan, 2000: 29).

Kırsal alanlar ve dağlık alanlarda gerçekleşen çeşitli turizm faaliyetleri, kıyı turizminin alternatifi veya tamamlayıcısı olarak görülebilir. Türkiye’de ortalama 4 ile 8 ay arasında bir sezona sahip olan kıyı turizmi, kıyının hemen gerisinde kalan iç kısımlarda, dağlık veya kırsal alanlardaki turizm kaynakları kullanılarak tamamlanabilir (Soykan, 2003: 3; Gümüş, 2015: 2). Böylece hem turizmin çeşitlenerek tüm yıla yayılması sağlanabilir hem de kırsal alanlarda yaşayan insanlar için alternatif gelir kaynakları oluşturulabilir. Çükü dünyadaki dağlık ve kırsal alanların birçoğu sosyo- ekonomik anlamda dezavantajlı alanlar olduğu görülmektedir. Somuncu (2008: 442) söz konusu dezavantajların ‘’genelde tek bir ekonomik faaliyetin (tarım ya da hayvancılık) yürütülmesi, rekabetin zayıflığı, tüketim ya da pazar alanlarından uzak olma’’ gibi nedenlerden kaynaklandığını ifade etmiştir. Turizm sektörü bu noktada pek çok dezavantajın giderilmesinde önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bu nedenle

(14)

5

birçok olumlu etkilerinden dolayı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde turizm sektörünün gün geçtikçe daha önemli hale gelmektedir (Köroğlu ve Köroğlu, 2006:

247).

Dağlık alanlar önemli destinasyonlardır ve dünyada turizm gelirlerinin önemli bir bölümü dağ turizminden elde edilmektedir (Soykan vd., 2008: 7). Dağlık alanların çok büyük bölümünü içeren kırsal alanlarda gerçekleşen çeşitli turizm ve rekreasyon faaliyetleri hem turistler üzerinde hem de turizmin gerçekleştiği alanda yaşayan insanlar üzerinde olumlu ekonomik etkilere sahiptir. Dağlık ve kırsal alanlarda gerçekleşen turizm faaliyetleri bölgeye önemli katkılar sağlamakta ve bölge insanının yaşam standartlarını arttırıcı etkiler yapmaktadır. ‘’Yüksek dağlık alanlarda yaşayan ve ekonomik kaynakları yetersiz toplumlar açısından turizm bir şans olarak değerlendirilebilir. Gerçekten de kıt kaynaklara sahip olan geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerde, turizmin sağladığı ekonomik yarar belirgin bir şekilde görülmektedir’’

(Somuncu, 2004: 19). Özellikle de endüstriyel olanakları dar olan bölgeler için mevcut turizm potansiyelleri etkin ve planlı bir şekilde değerlendirildiği takdirde turistik yönden kalkınmaları sağlanabilir (Doğan ve Yıldız, 2007: 156). İyi yönetilebilen turizm faaliyetleri ile dağlık alanlarda yerel kültür değerlerinin korunmasının yanı sıra ekonomik anlamda dezavantajlı olan yerel halka sosyo-ekonomik katkılar sağlayabilir (Duran, 2012: 48). Yapılan bir araştırma; İngiltere’de dört kırsal bölgeyi ziyaret eden ziyaretçilerin yaptığı harcamaların %44’ünün yerel ekonomide kaldığını göstermektedir (Tchetchik vd., 2006: 89).

İnsan ve doğa arasındaki ilişki iki yönlüdür. İnsan doğadan etkilendiği gibi yapmış olduğu faaliyetler sonucunda doğayı etkilemektedir. Çünkü insan çevresiyle sürekli etkileşim halindedir. İnsanoğlunun bu etkileşimleri, tarihsel süreç içerisinde doğal kaynaklar üzerinde bir baskı oluşturmuştur. Özellikle 19. yüzyıldan itibariyle

(15)

6

teknolojideki gelişmeler, sanayileşme, nüfus artışı ve kentleşme ile birlikte bu baskılar daha da artmıştır. İnsan çevre arasındaki etkileşim doğal kaynakların ve doğal güzelliklerin geri dönüşü olmayan tahribatlara sebebiyet vermesi noktasında hem doğal güzelliklerin hem de doğal kaynakların korunması için girişimlerde bulunulmuş ve milli parklar oluşturulmaya başlanmıştır. Bu anlamdaki ilk çalışmalar 19. yüzyıl’da ABD’de başlamıştır (Çelik, 2015: 401; Yücel ve Babuş, 2005: 3). Bu noktadan hareketle hem dünyanın hem de ABD’nin ilk milli parkı 1 Mart 1872 tarihinde ilan edilen, Wyoming Eyaletinin kuzey batısında bulunan Yellowstone Milli Parkı’dır.

Buradan sonra ABD’de ikinci ve üçüncü milli parklar 18 yıl sonra ilan edilmiştir. Milli parkçılığın temelleri ABD’de atıldıktan sonra bu fikir dünyadaki birçok ülkeye yayılmıştır. ABD’den sonra Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda ülkelerinde milli parklar kurulmuştur. Avustralya’daki ilk milli park 1879 yılında ilan edilen Royal Milli Parkı’dır. Kanada’nın ilk milli parkı 1885 yılında ilan edilen Banff Milli Parkı’dır.

Yeni Zelanda’da ilan edilen ilk milli park ise 1897 yılında milli park olarak kurulan Tongariro Milli Parkı’dır. Avrupa’da milli parkların kurulması ABD’deki Yellowstone Milli Parkı’nın ilanından 37 yıl sonradır. Bu anlamda Avrupa’daki ilk milli park 1909 yılında İsveç’te kurulan Sarek Milli Parkı’dır. İsveç’te 1909 yılında 9 tane milli park kurulmuştur. İsveç’ten sonra ise İsviçre’de ilk milli park 1914 yılında ilan edilmiştir.

Daha sonra tüm Avrupa ülkelerine yayılmış ve İtalya, Romanya, Yunanistan, İspanya, İzlanda ve İrlanda gibi Avrupa ülkelerinde milli parklar kurulmuştur (Yücel ve Babuş, 2005: 7; Kılıç ve Kervankıran, 2019: 2).

Ülkemizde ‘’milli park’’ kavramı ilk kez 1948’lı yıllarda kullanılmıştır. Prof. Dr.

Selahattin İnal, 1948 yılında yayınladığı ‘’Doğa Koruma Karşısında Biz ve Ormancılığımız’’ adlı eserinde ülkemizdeki ilk ‘’milli park’’ kavramını kullanan kişi olmuştur. Bu anlamdaki ilk yasal düzenlemeler ise 31 Ağustos 1956 tarih ve 6831 sayılı

(16)

7

Orman Kanununun 4. ve 25. maddeleri ile kayıtlara geçmiştir. Ülkemizde kurulan ilk milli park 5 Şubat 1958 tarihinde ilan edilen Yozgat Çamlığı Milli Parkı’dır. Ülkemizde 1958 yılından sonra milli parkların turizm ve rekreasyon açısından önemi vurgulanmış, 1969 ve 1970’li yılların başında Türk ve Amerikalı uzmanlarla birlikte ‘’Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planları (UDGP)’’ hazırlanmıştır (Yücel ve Babuş, 2005: 21;

Kılıç ve Kervankıran, 2019: 22; tarımorman.gov.tr).

Milli parklar turizm ve rekreasyon aktiviteleri konusunda oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Kentsel alandaki kalabalıktan, kentin trafiği ve stresinden kaçma arzusu gibi nedenler ile milli parklardaki ziyaretçi sayıları her geçen gün daha da artmaktadır.

Milli parklardaki bu yoğun ziyaretçi trafiği milli park çevresinde yaşayan insanlar için ekonomik anlamda avantajlara sahiptir.

Dünyada birçok ülke turizm gelirlerinin büyük bir kısmını milli parklar ve korunan alanlar üzerinden elde etmektedir. Örneğin; Kenya turizm gelirlerinin önemli bir bölümünü milli parklar ve korunan alanlardan elde etmektedir. Kenya’nın Sabah şehrindeki Kota Kanibalu parkının turizmden elde ettiği gelir tüm Sabah parklarının bütçesini karşılamaktadır (Lindberg ve Huber’den akt. Demir, 2001: 42).

Milli parklar ve ekonomik etkileri konusu ele alındığında bunun en iyi örnekleri elbette ABD’de bulunmaktadır. ABD’de bulunan milli parklar ve diğer korunan alanlar 2018 yılında yaklaşık 318 milyon kişi tarafında ziyaret edilmiştir. Ve 2015 yılından itibaren söz konusu korunan alanlarda ki ziyaretçi sayıları 300 milyonun üzerindedir.

Bu ziyaretler esnasında milli parkların bulunduğu alanlardaki yerel topluma özellikle ekonomik anlamda olumlu katkılar sunulmaktadır. 2018 yılında ABD’nin dört bir yanındaki milli parklardaki ziyaretçi harcamalarının, parkların bulunduğu alanlardaki yerel ekonomiye olan toplam ekonomik katkısı 20.2 milyar dolardır. Bu gelirler 329 bin iş kolunu destekleyerek 13.6 milyar dolar gibi bir rakamla iş gücüne gelir sağlamıştır.

(17)

8

Ulusal ekonomiye toplam katkısı ise 40.1 milyar dolar (turizmin çoğaltan/çarpan etkisi ile birlikte) olarak gerçekleşmiştir. ABD’de en çok ziyaret edilen milli parkların ziyaretçi sayıları ve bu ziyaretler esnasında yerel topluma olan ekonomik katkılara örnek olarak; Grand Canyon Milli Parkı 2018 yılında 6.4 milyon kişi tarafında ziyaret edilmiş ve yerel ekonomiye katkı 947 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Great Smoky Mountains Milli Parkı 2018 yılında 11.4 milyon kişi tarafından ziyaret edilirken yerel ekonomiye 953 milyon dolar katkı sağlamıştır. Rocky Mountain Milli Parkı 2018 yılında 4.6 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş ve yerel ekonomiye 306 milyon dolar katkı sağlanmıştır. Dünyanın ve ABD’nin ilk milli parkı olan Yellow Stone Milli Parkı ise 2018 yılında 4.1 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş ve bu ziyaretler esnasında yerel ekonomiye 513 milyon dolar ekonomik katkı sağlanmıştır (Thomas vd., 2019: 2- 55).

Avusturalya’daki milli parklar her yıl ülke ekonomisine 23 milyar dolar katkı sağlamaktadır. Sadece Büyük Set Resifi’ni ziyaret eden turistlerin yaptığı harcamalar yılda 6 milyar doların üzerinde bir ekonomik etki yaratmaktadır (npansw.org).

Avustralya’daki milli parklar 2016 yılında 51 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş ve 2018 yılına gelindiğinde bu sayı 60 milyona ulaşmıştır. Ülkede 2018 yılında en çok ziyaret edilen; Blue Mountains Milli Parkı 8.43 milyon, Royal Milli Parkı 6 milyon, Ku-ring-gai Chase Milli Parkı 3.9 milyon ve ülkenin güneydoğusunda yer alan Kosciuszko milli parkı 3.27 milyon turist tarafından ziyaret edilmiştir (roymorgan.com).

Milli parklar sahip oldukları çekicilikler ile birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bu ziyaretler esnasında ziyaretçilerin yapmış oldukları harcamalar yerel halka ekonomik anlamda katkılar sağlamaktadır. Bu çalışma için seçilen Aladağlar Milli Parkı Niğde, Kayseri ve Adana illerinin sınırları içerisinde yer alan, içerisinde birçok bitki ve hayvan türleri ile ülkemizin yüksek zirveleri arasında yer alan dağları da

(18)

9

içerisinde barındıran önemli bir turizm destinasyonudur. Çalışmada Aladağlar Milli Parkı’nda gerçekleşen turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya etkisi irdelenecektir.

1.1. Araştırmanın Konusu ve Kapsamı

Dünyada rekreasyonel alanlar giderek popüler hale gelmekte ve dağlık alanlarda bu popüler alanlar arasında yer almaktadır. Bu araştırmanın konusu Aladağlar Milli Parkı’ndaki turizm faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya ekonomik etkisidir. Araştırmanın alan kapsamı milli park sınırlarıdır. Aladağlar Milli Parkı 12 köye ait araziyi kapsamaktadır (Somuncu, 2005: 240). Bu 12 köyden 3’ünün yerleşme alanı milli park sınırları içerisinde kalırken, diğer köylerin yerleşme alanları milli park sınırlarının dışındadır. Yerleşmesi milli park sınırları içerisinde kalan; Niğde’nin Çamardı İlçesine bağlı Demirkazık Köyü, Kayseri’nin Yahyalı İlçesine bağlı Kapuzbaşı Köyü ile Ulupınar Köyü çalışmanın ana hedefi olan köylerdir.

Şekil 2. Çalışmanın Alanı Kapsamı Haritası

(19)

10

Bunların yanı sıra yerleşmesi milli park sınırları içerisinde olmayıp milli parkın önemli etki alanları arasındaki; Niğde’nin Çamardı İlçesine bağlı, Çukurbağ Köyü ve Pınarbaşı Köyü ile Kayseri’nin Yahyalı İlçesine bağlı Büyükçakır Köyü de çalışmaya dâhil edilmiştir. Büyükçakır Köyü sınırları içerisinde olan ve Güney Şelale olarak adlandırılan bölgede birçok pansiyon ve restoran bulunmaktadır. Burası, milli parkın önemli kaynak değerlerinden olan Kapuzbaşı Şelalelerine çok yakındır. Kapuzbaşı Şelaleleri ve çevresinde turistlerin özellikle yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayacak restoran vb. işletmeler bulunmamaktadır. Bu nedenle ziyaretçiler Güney Şelale olarak adlandırılan alandaki restoranlardan ve pansiyonlardan yararlanmaktadırlar. Bu nedenle Büyükçakır Köyü her ne kadar köy yerleşmesi milli park sınırları içerisinde kalmasa da Güney Şelale bölgesini, arazileri içerisinde barındırdığı için çalışmaya dâhil edilmiştir.

Pınarbaşı Köyü’nün yerleşmesi de milli park sınırları dışında ve köy arazilerinin bir kısmı milli park sınırlarındadır. Ecemiş Çayı’nın kaynak noktası üzerinde kurulmuş olan Alabalık tesisinde hem balık üretimi yapılmakta hem de burada restoran hizmeti verilmektedir. Milli parka gelen ziyaretçiler, Pınarbaşı ve Demirkazık Köyleri arasına kalan ve Pınarbaşı köy yerleşmesine oldukça yakın olan bu Alabalık tesisinde yeme- içme ihtiyaçlarını karşılamakta, Alabalık üretim merkezini ve Ecemiş Çayı’nın kaynak noktasını ziyaret etmektedirler. Bu nedenlerle Pınarbaşı Köyü de araştırmaya dâhil edilmiştir. Çukurbağ köyü ise milli parktaki turizm ve rekreasyon faaliyetleri konusunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Çukurbağ Köyü’nün de yerleşme alanı milli park sınırları dışında yer almakta ve köy arazilerinin belirli bir bölümü milli park sınırları içerisinde yer almaktadır. Milli parkın Niğde bölümüne gelen turistler Demirkazık ve Çukurbağ köylerinden milli parka giriş yapmaktadırlar. Milli parkın önemli zirvelerine tırmanmada önemli bir kamp ve durak noktası olan Emli Vadisi’ne Çukurbağ Köyü’nde geçerek ulaşılmaktadır. Çukurbağ Köyü’nde tecrübeli rehberler ve alan kılavuzları da vardır. Milli parka gelen turistlerin konaklama ihtiyaçlarını karşılamak için pansiyon ve

(20)

11

ev pansiyonculuğu yapan haneler de bulunmaktadır. Bu nedenlerle Çukurbağ Köyü de araştırmaya dâhil edilmiştir. Bu bağlamda toplamda 6 köyde çalışılmıştır (Şekil 2).

Araştırma; zaman kısıtlılığı, araştırma alanının uzaklığı ve mali imkânlar dâhilinde sadece bu alanlarda gerçekleştirilmiştir.

1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi

Daha önce de değinildiği gibi turizm sektörü günümüzde dünyanın en dinamik ekonomik sektörleri arasında yer almaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler için ekonomik kalkınmada başat rol üstlenmektedir. Çünkü turizm sektörü söz konusu ülkeler için yeni iş olanakları yaratmakta ve ülkeye döviz girdisi sağlamaktadır.

Bunların yanı sıra çarpan etkisi denilen özelliğiyle de kendisiyle bağlantılı diğer sektörleri de harekete geçirerek ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlamaktadır. Bu olumlu ekonomik etkiler ülke genelinde olduğu gibi lokal yerlerde, daha mikro ölçekli alanlarda da kendini göstermektedir. Özellikle temel geçim kaynağı tarıma ve hayvancılığa dayalı olan kırsal alanlarda eğer turizm potansiyeli varsa ve bu potansiyel belirli bir plan ve uygulama ile gerçekleştirilse kırsal kalkınma için önemli bir fırsat yaratılabilir. Bu tür alanlarda turizm sektörü hem temel geçim kaynağı olmakta hem de ek gelir getirerek tarım ve hayvancılığın tamamlayıcısı olabilmektedir.

Küreselleşme ile birlikte zaman ve mekân ilişkileri değişmiş, uzak mesafelere çok kısa sürelerde ulaşılmaya başlanmıştır (Morgül, 2006: 9). Bir zamanlar sadece Avrupa ülkeleri arasında, sadece zengin kesimin katıldığı bir faaliyet olan turizm bugün Akdeniz havzasındaki ülkelere kaymış ve toplumun her kesiminden, her kademesinden insanın katıldığı bir faaliyet olmuştur (Öztürk ve Yazıcıoğlu, 2002: 183-195). Ülkeler sahip oldukları doğal ve kültürel zenginliklerle turizme kaynak oluşturmakta ve dünya genelinde turist sayısı sürekli artış eğilimi göstermektedir. Dünya Turizm Örgötü’ne göre 2030 yılına gelindiğinde uluslararası turist sayısının 1.8 milyara ulaşacağı tahmin

(21)

12

edilmektedir. Bu artış eğiliminin devam edeceği, uluslararası kuruluşların yapmış olduğu çalışmalarda da görülmektedir. Bu nedenle kalkınma konusunda turizm sektörü önemli bir yere sahip olmaya devam edecektir.

Teknolojide yaşanan gelişmeler ve insanların sosyo-ekonomik statülerindeki değişmeler, beraberinde insanların seyahat motivasyonlarının değişmesini de getirmiştir. Klasik anlamdaki deniz turizmi ile başlayan kitle turizmi yerini gürültü ve kirlilikten uzak, doğal yapısı bozulmamış kırsal alanlara doğru yönelmiştir (Ahipaşaoğlu ve Çeltek, 2006:31-32; Aydın ve Selvi, 2012: 145-155). Turizmin çeşitlenmesi ile yeni arayışlar sonucu dağlık alanlar, popüler destinasyonlar arasına girmiştir. Bu alanlarda gerçekleşen turizm aktiviteleri iyi planlama yapıldığı takdirde yerel halka ve kırsal kalkınmaya olumlu katkılar sağlayacaktır (Somuncu ve İnci, 2004:

307).

Niğde, Kayseri ve Adana illerinin sınırlarında yer alan milli parkın sınırlarında ve çevresinde bulunan köylerde yaşayan insanlar geçimlerini temel anlamda tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadırlar. Milli parkın Kayseri bölümündeki köylerde topografik yapı nedeniyle tarımsal faaliyetler çok fazla yapılamamaktadır. Daha çok hayvancılık faaliyetleri yapılmaktadır. Bu alanlarda küçükbaş hayvancılık yaygındır. Milli parkın Niğde bölümündeki köylerde tarımsal faaliyetler Kayseri iline göre nispeten daha fazla olmakla birlikte yine topografik yapı nedeniyle çok fazla değildir. Bu konu çalışma alanında tarım sektörünün genel durumu başlığı altında daha detaylı işlenmiştir.

Çalışma alanı olarak seçilen Aladağlar Milli Parkı 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunun gereğince korunan alanlar arasında yer almaktadır. Buranın korunan bir alan olması, milli park sınırlarında yaşayan insanlara birtakım kısıtlamalar getirmektedir.

Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan milli park sınırları içerisinde yaşayan halk kanunlardan ötürü rahatça hareket edememektedir. Bunun yanı sıra, milli pakta

(22)

13

gerçekleşen turizm ve rekreasyon aktiviteleri yerel halka hem ek gelir getirmekte hem de ekonomik ve sosyal kalkınmada yeni olanaklar sunmaktadır. Bu nedenlerle Aladağlar Milli Parkı’nda yapılacak olan bu çalışma, hem bu alan için önem taşımakta, hem de diğer benzer alanlar için örnek olması bakımından önem taşımaktadır.

Bu araştırmanın amacı, Aladağlar Milli Parkı’nda gerçekleşen turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya etkisinin ne şekilde olduğunu saptamaktır.

Alanda gerçekleşen turizm faaliyetlerinin yerel halka ekonomik etkilerini ortaya koyarak kırsal kalkınmanın gerçekleşmesi adına önerilerde bulunulacaktır.

Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan bir yörede turizm potansiyeli ve turizme kaynak olabilecek birçok çekici unsurun bulunması o yöre için önemli bir fırsattır. Çalışma alanında da söz konusu olan bu durumun kırsal kalkınma için önemli bir fırsat olduğunu vurgulamak amaçlanmaktadır. Milli parkın yarattığı ekonomik gelirin milli parkın sınırlarında ve etki alanına yaşayan insanlara eşit bir şekilde dağılıp dağılmadığı, bu konuda bir kutuplaşmanın olup olmadığını irdelemek ve kırsal kalkınmada turizm sektörünün önemine vurgu yapmak hedeflenmektedir.

1.3. Araştırma Problemi

Aladağlar Milli Parkı korunan bir alandır ve üç köyün (Demirkazık Köyü, Kapuzbaşı Köyü, Ulupınar Köyü) yerleşmesi milli park sınırları içerisinde yer almaktadır. Dolayısıyla milli park sınırları içerisindeki hassas alanlarda yerel halkın başta hayvancılık olmak üzere ekonomik faaliyet göstermesi yasaktır. Burada yaşayan nüfus bu durumdan ekonomik olarak olumsuz yönde etkilenmektedir.

Aladağlar Milli Parkı doğal ve kültürel kaynakları ile ülkemizin önemli turistik destinasyonları arasında yer almakta, yerli ve yabancı birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Nitekim son yıllarda kırsal ve dağlık alanlarda gerçekleşen turizm

(23)

14

faaliyetlerine olan talep artış eğilimindedir ve gelecekte de artarak devam edeceği ön görülmektedir. Bu noktada araştırmanın temel soruları şu şekildedir:

1.3.1. Temel Araştırma Problemi

Aladağlar Milli Parkı’nda gerçekleştirilen turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya ekonomik katkısı var mıdır? Varsa bu katkının özellikleri ve boyutları nelerdir?

1.3.2. Alt Araştırma Problemleri

• Yerel halk milli parkta gerçekleşen turizm ve rekreasyon faaliyetlerinden ekonomik anlamda bir yarar sağlamakta mıdır?

• Turizm burada yaşayan insanlar için ana gelir kaynağı mıdır yoksa ek gelir kaynağı mıdır?

• Turizm faaliyetlerinin ekonomik katkısı milli park sınırında yer alan köylere eşit bir şekilde dağılmakta mıdır?

1.4. Araştırmanın Kısıtları

Yukarıda ifade edildiği gibi Aladağlar Milli Parkı üç ilin sınırlarını kapsamaktadır. Dolayısıyla milli parka ait bazı verilerin elde edilmesinde bir takım güçlükler yaşanmıştır. Bunların başında ise milli parkın ziyaretçi sayıları gelmektedir.

Milli parkın Adana ili bölümüne maddi imkânlar ve zaman problemi gibi nedenlerle gidilememiştir. Bu nedenle milli parktaki ziyaretçi sayılarının Adana iline ait verileri elde edilememiştir. Bu eksikliğin giderilebilmesi amacıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden gerekli veriler talep edilmiş ancak oradan da bir sonuç alınamamıştır. Bu durumun oluşmasında milli parkın dağlık bir alanda ve çok geniş bir alana yayılmış olması etkili olmuştur. Çünkü milli parka kontrolsüz birçok alandan giriş yapılmaktadır. Bu nedenle milli parkın istatistiksel olarak veri yetersizliklerinin olduğu da çalışma süreci içerisinde saptanan durumlardan biridir.

(24)

15 1.5. Yöntem

Bu çalışmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmış ve bunun yanında nicel ikincil verilerden de yararlanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formları yardımıyla üç alt kümeyle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Basit rastlantısal örneklemle toplamda 48 kişi ile yüz yüze görüşülmüştür. Çalışma alanına farklı tarihlerde üç kez gidilmiştir. İlk gidiş beş günü kapsamaktadır. 06.04.2019-11.04.2019 tarihlerinde çalışma alanında derinlemesine görüşmeler, incelemeler ve gözlemler yapılmıştır. Sonraki gidişler 16.10.2019 ve 18.01.2020 tarihlerinde günübirlik şeklinde gerçekleşmiştir. Derinlemesine görüşmeler üç ayrı alt kümede gerçekleştirilmiştir.

Bunlar; Aladağlar Milli Parkı sınırları ve etki alanı içerisinde yaşayan yerel halk (YH), yerel yöneticiler (YY) ve turizmle bağlantılı yerel işletmeler (Yİ)’dir.

Araştırma alanında yerinde gözlemler de yapılmıştır. Gözlem tekniğinin kullanılmasında ise; çalışma alanının sosyo-ekonomik özelliklerinin saptanması, arazi kullanım özelliklerinin belirlenmesi ve çalışmanın asıl amacı olan turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya etkisinin olup olmadığının, var ise bunun ne düzeyde olduğunun saptanması gibi konularda yardımcı olması amaçlanmıştır. Doküman analizi de çalışmaya önemli katkılar sağlamıştır. Alan yazında çalışma konusuyla ilgili kaynaklar, milli parkın uzun devreli gelişme revizyon planı ve milli parkın envanter raporu, topografya ve jeoloji gibi çeşitli haritalar incelenmiştir.

Çalışmada ayrıca nicel ikincil verilerden de yararlanılmıştır. Milli parkın ziyaretçi sayıları ve temel istatistikleri konularında çeşitli kurum ve kuruluşların verilerinden yararlanılmıştır. Ek olarak uluslararası anlamda ve bazı ülkelerin öz turizm istatistiklerinden oluşan ikincil veri kaynakları da kullanılmıştır.

(25)

16 1.5.1. Veri Toplama

1.5.1.1. Nitel Yöntemler

Nitel araştırma; ‘’gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma’’ şeklinde tanımlanabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2008’den aktaran Karataş, 2015: 63). Bir başka tanımda ise nitel araştırma; ‘’gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel bilgi toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma’’

şeklinde ifade edilmektedir (Yıldırım, 1999: 10). Nitel araştırma yöntemlerinde görüşme tekniği sıklıkla kullanılmaktadır. Bogdan ve Biklen (1992’den aktaran Yıldırım, 1999: 10) görüşme tekniğinin insanların tecrübelerinin, bakış açılarını, duygularını ve algılarını ortaya çıkarmakta kullanılan çok güçlü bir yöntem olduğunu ifade etmişlerdir. ‘’Görüşme, araştırılan konu hakkında bireyin yaşanmışlıkları, farklı deneyimleri, tutumları, düşünceleri, niyetleri, yorumları, zihinsel algıları ve tepkileri gibi gözlenemeyen bilgilere ulaşılmasına olanak sağlar (Bengtsson, 2016 ve Seidman, 2006’dan aktaran Baltacı, 2019: 374).

Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla yüz yüze derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiş ve gözlem tekniğinden yararlanılmıştır. Aladağlar milli parkında gerçekleşen turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya etkisi konusunda yerel halkın, yerel yöneticilerin ve turizmle bağlantılı yerel işletmelerin bilgi, görüş ve tutumları hakkında veri toplamak amacıyla yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılarak derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bunun nedeni yerel halktan istenilen bilgilerin görüşme tekniği ile daha sağlıklı ve daha geniş bir şekilde elde edileceğidir. Bu bağlamda basit rastlantısal

(26)

17

örneklemle toplamda 48 kişi ile yüz yüze görüşülmüştür. Her bir görüşme 30-60 dakika arasında gerçekleşmiştir. Yapılan görüşmeler esnasında katılımcıların izin vermesi durumunda ses kayıtları alınmış, diğer durumlarda ise görüşmeler not alınarak kaydedilmiştir.

Yarı yapılandırılmış görüşme tekniği yapılandırılmış görüşme tekniğine göre daha esnek bir yapıya sahiptir. Yani araştırmacı hazırlamış olduğu görüşme formundaki sorularla görüşmeyi gerçekleştirirken farklı alt sorularla görüşmeyi daha derin hale getirebilir, bulguları zenginleştirebilir ve katılımcının daya detaylı bilgiler vermesini sağlayabilir. Katılımcı herhangi bir sorunun cevabını vermeye başladığında görüşmenin derinleşmesi durumlarında diğer soruların da cevabını verebilir. Bu tür durumlarda araştırmacı o soruları eleyerek görüşmeye devam edebilmektedir. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniği, oluşturulan görüşme formu aracılığıyla hem standart bir yapıya sahip olurken diğer yandan da esnek bir yapı sergilemektedir (Türnüklü, 2000: 547).

Nicel araştırma yöntemlerindeki geçerlilik ve güvenirlik kriterlerinin yerine nitel araştırma yöntemlerinde inanılırlık, sonuçların doğruluğu ve araştırmacının yetkinliği kriterleri ön plana çıkmaktadır (Kreftin, 1991’den aktaran Başkale, 2016: 23).

İnanılırlığı artırmak için de uzun süreli etkileşim yani çalışma alanında yeterli zamanı ayırarak araştırmacı ön yargıları ortadan kaldırılarak verilerin toplanması gerekmektedir (Başkale, 2016: 23). Çalışma alanında araştırma için yeterli miktarda zaman ayrılması bilgilerin talep edildiği kaynaklar tarafından eksiksiz ve samimi bir ortamda alınmasına şüphesiz yardımcı olacaktır. Bütün bunlar da araştırmanın inanılırlığını artıracaktır. Bu çalışmaya konu olan köylerde derinlemesine görüşmeler yapılırken her bir görüşme için gerekli zamanın ayrılmasına, samimi ve güvenilir bir ortam oluşturulmasına önem gösterilmiştir. Katılımcıların görüşmelerde istekli oluşu görülmüştür.

(27)

18

Derinlemesine görüşmeler milli parkın sınırları içerisinde kalan yerleşmelerin bağlı olduğu ilçe kaymakamları, belediye başkanı ve köy muhtarları ile turizmle bağlantılı işletme sahipleri veya çalışanlarıyla da gerçekleştirilmesinin nedeni; milli parkta gerçekleşen turizm ve rekreasyon aktivitelerinin kırsal kalkınmaya etkisini bütünleşik bir yaklaşımla tüm paydaşlar açısından değerlendirerek onların bilgilerinden, görüş ve düşüncelerinden de yararlanmak istenmesidir.

Görüşme Formlarının Tasarlanması: Görüşmelerde verilerin toplanacağı kaynaklar belirlenirken bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmiştir. Aladağlar Milli Parkı’nda gerçekleşen turizm ve rekreasyon aktivitelerinin kırsal kalkınmaya etkisini bütünleşik bir yaklaşımla tüm paydaşlar açısından değerlendirerek onların bilgilerinden, görüş ve düşüncelerinden de yararlanmak istenmiştir. Bu bağlamda yüz yüze yapılan derinlemesine görüşmeler milli parkın sınırları içerisinde kalan yerleşmelerin bağlı olduğu ilçe kaymakamları, belediye başkanı ve köy muhtarları yani yerel yöneticiler, turizmle bağlantılı yerel işletme sahipleri veya çalışanları yani yerel işletmeler ve yerel halk ile toplamda üç alt küme ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir.

Görüşme formları her bir küme için ayrı ayrı oluşturulmuştur. Yerel halkla gerçekleştirilen ve toplamda yedi sorudan oluşan görüme formu Ek:1’de, yerel yöneticilerle gerçekleştirilen ve toplamda on sorudan oluşan görüşme formu Ek:2’de, yerel işletmecilerle gerçekleştirilen ve toplamda on sorudan oluşan görüşme formu ise Ek:3’te yer almaktadır. Her üç görüşme formunun başında katılımcıların demografik ve ekonomik özelliklerini öğrenmek için bir tablo yer almaktadır. Formların geri kalan kısmı ise her bir alt küme için ortak ve farklı soruları içermektedir.

Çalışmada görüşme tekniğinin yanında gözlem tekniğinden de yararlanılmıştır.

Çalışma alanının sosyo-ekonomik özelliklerinin saptanması, arazi kullanım özelliklerinin belirlenmesi ve çalışmanın asıl amacı olan turizm ve rekreasyon

(28)

19

faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya etkisinin olup olmadığının, var ise bunun ne düzeyde olduğunun saptanması gibi amaçlarla gözlem tekniğinden de yararlanılmıştır.

Gözlem tekniği, herhangi bir ortamda veya düzenlenmiş mekânlarda katılımcıların tutum ve davranışlarını gözlemlemek veya araştırılan konunun biçimsel boyutunu tanımak amacıyla kullanılan bir tekniktir. Eğer araştırmacı herhangi bir ortamda veya kendi düzenlediği mekânda oluşan bir davranışa ilişkin ayrıntılı, kapsamlı ve zamana yayılmış bir bakış açısı elde etmek istiyorsa gözlem tekniğini kullanabilir (Bengtsson, 2016; Crabtree ve Miller, 1999; Fossey vd., 2002 aktaran Baltacı, 2019:

376).

Nitel araştırma yöntemlerinde doküman analizi de görüşme ve gözlem teknikleri gibi sıklıkla kullanılmaktadır. Doküman analizi; ‘’Araştırmada incelenen olgu veya olaylarla ilintili bilgiler içeren yazılı belgelerin ayrıntılı olarak taranması ve bu bilgilerden yeni bir bütünlük oluşturulması, doküman/metin analizi olarak adlandırılır’’

(Creswell, 2002’den aktaran Baltacı, 2019: 376). Çalışmada doküman analizi de yapılarak görüşme ve gözlem teknikleri desteklenmiş, çalışmaya önemli katkılar sağlanmıştır. Alan yazında çalışma konusuyla ilgili kaynaklar, milli parkın uzun devreli gelişme revizyon planı, milli park envanter raporu ve milli parkın topografya ve jeoloji gibi çeşitli haritaları incelenmiştir. İncelenen haritalar ArcMap 10.1 programında sayısallaştırılarak çeşitli haritalar üretilmiştir.

Araştırma Evreni ve Örneklemi: Araştırmanın evreni; yerleşmesi milli park sınırları içinde kalan üç köy ve milli parkın etki alanındaki köyler arasından seçilen üç köyde yaşayan nüfustur. Çalışma alanındaki köylerde yaşayan toplam nüfus 3.868 kişidir (Çizelge1).

(29)

20

Çizelge 1. Çalışma Alanındaki Köylerin Nüfus Miktarları

Köy Nüfus

(2019) Demirkazık Köyü (Niğde) 365 Çukurbağ Köyü (Niğde) 667 Pınarbaşı Köyü (Niğde) 86 Kapuzbaşı Köyü (Kayseri) 619 Ulupınar Köyü (Kayseri) 679 Büyükçakır Köyü (Kayseri) 1452

Kaynak: TÜİK

Nitel araştırmalarda örneklemin sayısından veya büyüklüğünden ziyade örneklem için seçilen kişilerin daha derin ve ayrıntılı bilgileri verebilme potansiyellerine, araştırmacının yanıtını aradığı soruların ne derecede cevaplayabilir olduklarına dikkat edilmelidir (Lincoln ve Guba, 1985’ten aktaran Türnüklü, 2000:

548). Rubin ve Rubin (1995’ten aktaran Türnüklü, 2000: 548)’e göre; örneklem büyüklüğü elde edilen bulguların belirli bir doygunluğa ulaşıldığı durumlarda tamamlanmış olduğunu ifade etmişlerdir.

Kuzel (1992’den aktaran Türnüklü, 2000: 549) örneklem seçiminde temel alınması gereken kriterleri şu şekilde ifade etmiştir:

➢ Örneklem seçimi oldukça esnektir. Örneklem seçimi çalışma süreci içerisinde gelişir. Sürece bağlı olarak değişiklikler yapılabilir.

➢ Örneklem birimleri bir seri halinde seçilir. Kiminle çalışılacağı kiminle çalışıldığına bağlı olarak gelişir.

➢ Örneklem, halihazırda çalışılan konu ya da teorinin geliştirilmesine bağlı olarak sürekli yenilenir.

➢ Örneklem, geliştirilen teoriyi ya da konuyu güçlendirmek ve desteklemek için olumsuz kişi ve durumların seçimini de kapsar.

(30)

21

Bu bilgiler ışığında örneklem büyüklüğü görüşmelerin seyrine göre belirlenmiş, verilen cevapların birbirini tekrar etmeye başladığı durumlarda ve veri doygunluğuna ulaşıldığında araştırmacı tarafından sonlandırılması uygun bulunmuştur. Örneklem seçiminde basit rastlantısal örneklem kullanılmıştır.

Araştırmanın örneklem kapsamı, Aladağlar Milli Parkı sınırları içerisindeki ve önemli etki alanları içerisindeki köylerde yaşayan yerel halk, çalışma alanındaki köylerde ve milli parkın bağlı olduğu ilçelerdeki yerel yöneticiler ve turizmle bağlantılı işletme sahipleridir. Araştırmanın konu kapsamı; milli park içerisindeki turizm faaliyetlerinin kırsal kalkınmaya etkisidir. Ancak burada ekonomik boyut ele alınacaktır.

1.5.1.2. Nicel İkincil Veriler

Çalışmada nicel ikincil verilerden de yararlanılmıştır. Niğde Çamardı Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kayseri Yahyalı Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden bazı veriler temin edilmiştir. Bu veriler; toplam tarım alanı, yetiştirilen ürünler ve toplam üretim miktarlarını kapsamaktadır. Bunun yanı sıra Orman ve Su İşleri Bakanlığı Niğde Şube Müdürlüğü’nden, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden ve Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden ve Demirkazık Dağ Evinden Aladağlar Milli Parkı ziyaretçi sayıları temin edilmiştir. Bunların yanı sıra uluslararası anlamda ve bazı ülkelerin öz turizm istatistiklerinden oluşan ikincil veri kaynakları da kullanılmıştır.

1.5.2. Veri Analizi

Aladağlar Milli Parkı’nın sınırları içersinde yer alan köylerde yarı yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla yüz yüze derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiş, görüşmeler esnasında notlar alınmış katılımcıların izin vermesi durumunda da ses kayıtları alınmıştır. Tutulan notlar ve ses kayıtları Microsoft Word

(31)

22

programında çözümlenmiştir. Her bir katılımcı için YH1, YY1 ve Yİ1 şeklinde isimlendirmeler yapılmıştır. Daha önce Microsoft Word programında yapılan çözümlemelere bağlı olarak katılımcıların görüşleri betimsel analiz yoluyla çalışmaya aktarılmıştır.

Betimsel analiz, görüşme ve gözlem tekniği ile elde edilen verilerin sistematik bir şekilde ve yorumlanarak çalışmaya aktarılmasıdır. Görüşmelerden elde edilen bulgular çeşitli başlıklar veya temalar altında kategorize edilir. Kategorize edilen bulgular araştırmacının bilgi ve birikimleri ile özetlenerek yorumlanır (Baltacı, 2019:

379).

(32)

23 BÖLÜM 2: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Turizm ve rekreasyon kavramları birbirleriyle iç içe iki kavramdır. Turizm faaliyetlerinin bir kısmı rekreasyon faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu nedenle bu iki kavram hakkında ve çalışmada konusu geçen diğer kavramlar hakkında bazı bilgiler vermek faydalı olacaktır.

2.1. Turizm

Turizm konusunda birçok tanım bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:

Turizm; turistleri ve diğer ziyaretçileri ağırlama sürecinde turistlerin, ticari tedarikçilerin, ev sahibi devletlerin ve ev sahibi toplulukların etkileşiminden kaynaklanan fenomenlerin ve ilişkilerin bütünüdür (Goeldner ve Ritchie, 2009: 4).

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ise turizmi; İnsanların çeşitli amaçlarla daimi olarak bulundukları çevrenin dışındaki yerlere veya ülkelere yaptıkları seyahatleri içeren sosyal, kültürel ve ekonomik bir olgu olarak tanımlamıştır (unwto.org). Uluslararası Turizm Uzmanları Birliği olan AIEST ( Association of Scientific Experts in Tourism )’e göre turizm; insanların devamlı olarak ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışında yaptıkları seyahatleri ve buradaki turizm işletmelerinin ürettikleri mal ve hizmetleri talep ederek geçici konaklamalarından doğan olay ve ilişkiler bütünüdür (Vanhove, 2005: 2;

aıest.org).

Tanımlardan da anlaşılacağı üzere turizmin gerçekleşmesi seyahatin devamlı oturulan, çalışılan ve günlük ihtiyaçların karşılandığı yerlerin dışına yapılmasını gerekli kılmaktadır. Gelir elde etmek amacıyla yapılmayan bu seyahatlerin daimi değil geçici olması gerekmektedir. Turizmi gerçekleştiren bir diğer husus ise konaklama sırasında turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetlerin satın alınması veya bunlardan faydalanılmasının gerekli olmasıdır.

(33)

24

Turizm, bir zamanlar talep açısından toplumun sadece belirli bir kesimine hitap eden bir sektörken, zamanla kişilerin gelir seviyesinin artması, çalışma koşullarının iyileşmesi, teknolojik ilerlemeler ve kişilerin eğitim seviyelerinin yükselmesine bağlı olarak, günümüzde turizm farklı sosyo-ekonomik özelliklere sahip olan insanlara da hitap etmektedir. Turizm talebindeki bu değişim turizm sektörü içerisinde, dağcılık, yayla turizmi, kültür turizmi, av turizmi, su sporları, kırsal turizm gibi alternatif turizm çeşitlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde ve büyük şehirlerde yaşayan insanların modern hayatın yorgunluğunu kırsal alanlarda atma, doğayla iç içe olma gibi ihtiyaçları kırsal turizme olan talebin artmasına sebep olmaktadır (Çeken vd., 2007: 2).

Türkiye’de uzun yıllardır turizm faaliyetleri klasik anlamda kitle turizmi şeklinde deniz kıyılarında gerçekleştirilmektedir (Somuncu, 1997: 273). Fakat daha önce de belirtildiği gibi insanların yaşam koşullarındaki değişmeler onların boş vakitlerinde gerçekleştirdikleri faaliyetleri ve dolayısıyla turizm motivasyonlarını da değiştirmiştir. Bu değişimler sonucunda özellikle son yıllarda artan bir şekilde kıyı turizminin yanında özellikle dağ turizmi ve ekoturizm gibi diğer doğa temelli turizm türleri de talep edilmektedir.

Temel geçim kaynakları genellikle tarıma ve hayvancılığa dayanan kırsal alanlarda turizm sektörü ek gelir kaynağı ve bazı durumlarda da ana gelir kaynağı olabilmektedir. Söz konusu alanlardaki turizm potansiyeli planlayıcılar tarafından titizlikle ele alındığı takdirde kırsal alanlarda yaşayan insanlar için yeni fırsatlar yaratacaktır. Çünkü kırsal alanlarda gerçekleşen turizm faaliyetleri kırsal alanlardaki ürünlere ve hizmetlere olan talebi artırmaktadır. Bu sayede bir yandan kırsal alanlardaki üreticilerin geliri artarken diğer yandan da turizmle ilgili işlerde çalışan insanların gelirlerinde artış yaşanmaktadır. Turizm sektörü sadece kendi içersinde bir üretim

(34)

25

artışına neden olmakla kalmayıp kendisiyle bağlantılı olan diğer sektörleri de harekete geçirmektedir. Bu yönüyle de turizm sektörü ekonomik anlamda itici güç olarak görülmektedir.

Kırsal alanlarda gerçekleştirilen turizm faaliyetleri temel geçim kaynağı temelde tarım ve hayvancılığa dayanan yöre halkına ek olarak turizmden gelir sağlamakta ve yaşam standartlarına yükselmeye neden olmaktadır (Torun, 2013: 32-33). Ülkemizde 1960’lı yıllardan sonra bölgesel eşitsizlikleri gidermek adına kırsal kalkınma politikaları uygulanmış ve turizm sektörü kırsal kalkınmanın temel bileşeni olarak kabul edilmiştir (Ün vd., 2012: 345).

2.2. Boş Zaman ve Rekreasyon

Rekreasyon kavramının daha iyi bir şekilde anlaşılabilmesi için boş zaman kavramının da dikkate alınması gerekmektedir. Boş zaman; bireyin kendi adına özgürce kullanmak hakkına sahip olduğu, iş ve yaşamla ilgili zorunlu sorumluluk ve görevler (çalışma, yeme ve uyuma gibi fizyolojik ihtiyaçlar) yerine getirildikten sonra arta kalan zamandır (Toker vd., 2003: 221). Ragheb ve Tate (1993) ise boş zamanı; bireylerin kendi istekleri ile seçtikleri ve belirli kalıplara bağlı olmadan gerçekleştirdikleri serbest zaman etkinlikleri veya rekreatif etkinlikler olarak ifade edilmişlerdir.

Rekreasyon, yenilenme, yeniden yaratılma veya yeniden yapılanma anlamına gelen Latince ‘’Recreatio’’ sözcüğünden gelmektedir. Rekreasyon; bireylerin ya da toplumsal kümelerin boş zamanlarında gönüllü olarak yaptıkları dinlendirici ve eğlendirici faaliyetler olarak değerlendirilmektedir (Karaküçük, 2008:74-78). Bir başka tanımda ise rekreasyon; yaşamsal fonksiyonları canlı tutarak bireyleri dinlendiren, eğlendiren, neşe veren ve çeşitli uğraşlardan haz almalarını sağlayan eylemleri yapmak veya bu etkinliklere katılarak fiziksel ve ruhsal canlanma sağlamak olarak tanımlanmaktadır (Bayer, 1964: 49; Şahbaz ve Altınay, 2015: 126). Rrekreasyon;

insanların yeme içme gibi varoluş ve çalışma, işe gidiş geliş, çocuklar için okul gibi

(35)

26

geçim unsurları için gerekli olanın dışındaki tüm zamanlar olarak tanımlamıştır (Clawson’dan aktaran Özgüç, 2015: 3). Literatürde yer alan tanımlamalara dayanarak rekreasyon; kişilerin zorunlu zamanları ve eylemleri dışında zihinsel ve fiziksel olarak yenilenmek üzere aktif ya da pasif olarak katıldıkları etkinlikler olarak tanımlanabilmektedir (Öztürk, 2018: 36).

‘’Kırsal alanlardaki doğal ve kültürel varlıkların zenginliği ve çeşitliliği turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin geliştirilmesi açısından önemli bir potansiyel arz etmektedir’’ (Özdemir, 2012: 19). Kırsal alanlar düşük maliyetli ve insanlara doğa ile iç içe olma imkânı veren rekreasyonel faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum düşük gelirli olan kesimlerin de turizm faaliyetlerine katılmasını sağlamakta ve iç turizmi canlandırmaktadır. Bu şekilde kırsal alanlarda turizm ve rekreasyon faaliyetleri gelişmekte ve orada yaşayan insanlara ekonomik anlamda avantajlar sağlamaktadır.

Kırsal alanlara yönelik turizm ve dolayısıyla rekreasyonel faaliyetlere olan talepteki artışlar kırsal alanlara altyapı anlamında da önemli katkılar sağlamaktadır. Bunun yanı sıra oraya özgü olan yerel kültürel öğelerin korunmasını ve bunların gelen turistlerle paylaşılarak bir bakıma yörenin kültürel kaynaklarının da korunmasını sağlamaktadır.

Yani turizme kaynak olan yerel kültürel öğeler özgünlüğünü koruyarak, bozulmadan ve yozlaştırılmadan turizme kaynaklık ettiği takdirde sürdürülebilir bir yapıyı da beraberinde getirecektir. Burada koruma kullanım dengesinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Bu da iyi bir planlama ve uygulamayla mümkün hale gelecektir.

2.3. Milli Park

Milli park kavramının ortaya çıkışı nüfus artışı ve kentleşme süreçleri ile birlikte doğal kaynaklar üzerindeki baskıların artmasına paralel olarak ortaya çıkmıştır. Doğal kaynakların sınırsızmış gibi aşırı ve plansız kullanımı, kaçak ve bilinçsiz avlanma sonucunda ortaya çıkan çevresel bozulmalar ve ekosistemin bozulması, canlı türlerinin yok olmaya başlaması milli park kavramının ortaya çıkışının temellerini oluşturmuştur.

(36)

27

Bu kavram kısa sürede benimsenmiş, korunmaya muhtaç doğal alanlar için fiziksel sınırların çizilmesinde ve kontrollü bir şekilde eylem planlarının uygulanması için olanak sağlamıştır (Cırık, 2007: 45; Kervankıran ve Eryılmaz, 2014: 82).

Milli park kavramı 1800’lü yıllarda ABD’de ortaya çıkmıştır. Bu kavramın ortaya çıkışının ardından dünyadaki ilk milli park yine burada kurulmuş ve bu kavram 1900’lü yıllarda Avrupa’ya yayılmıştır. Milli park kavramı Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından tanımlanmıştır (Cırık, 2007: 45).

‘’1948 yılında kurulan ve Sekretaryası İsviçre’nin Cenevre yakınlarındaki Gland kasabasında yerleşik IUCN, çevre ve doğanın korunması ve sürdürülebilir çevre yönetiminin sağlanmasına yönelik uluslararası çabaları organize etmekte, doğanın korunmasına yönelik politikaların geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır’’ (mfa.gov.tr).

1.300’ün üzerinde hükümet kuruluşu ve sivil toplum örgütünü aynı çatı altında barındıran bir çevre örgütü olan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği milli parkları; ‘'Bir veya birden fazla ekosistemin ekolojik bütünlüğünü bugün ve gelecek nesiller için korumak, doğal çevrenin işgalini ve sömürülmesini engellemek, ve çevreyle uyumlu biçimde bilim, eğitim, rekreasyon ve ziyaretçi aktivitelerinin gelişimini tesis etmek amaçları için ayrılmış (kara/deniz) doğa parçaları” şeklinde tanımlamaktadır. IUCN, dünyadaki koruma alanlarının altı kategoriye ayırmıştır. Milli parklar ise ikinci kategoride yer almaktadır (ıucn.org).

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü milli park kavramını; ‘’Bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan doğal ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları’’ olarak tanımlamaktadır (tarımorman.gov.tr).

(37)

28

Dünyanın ilk ve en eski milli parkı 1 Mart 1872 tarihinde ilan edilen ABD’deki Yellowstone Milli Parkı’dır. Türkiye’de ise ilk milli park 1958 yılında ilan edilen Yozgat Çamlığı Milli Parkı’dır. Türkiye’de toplam 44 adet milli park bulunmaktadır.

(Çizelge 5).

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülkemizde korunan alanlar anlamında milli parkların yanı sıra 247 tabiat parkı, 116 tabiat anıtı, 30 tabiatı koruma alanları ve 82 adet yaban hayatı geliştirme sahaları mevcuttur. Tabiat parkları; bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçalarını, Tabiat Anıtı; tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değere sahip ve milli park esasları dâhilinde korunan tabiat parçalarını, Tabiatı Koruma Alanı; bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlak korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçalarını, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ise; av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde özel avlanma plânı çerçevesinde avlanmanın yapılabildiği sahaları,ifade etmektedir (tarımorman.gov.tr; mevzuat.gov.tr).

Korunan alanlar konusunda oldukça eşsiz güzelliklere sahip olan ülkemizde milli parklar bu bağlamda önemli turistik destinasyonlardır.

‘’Milli parklar, pek çok ülkede turizm ve rekreasyon alanları olarak önemli bir işleve sahiptirler’’ (Somuncu, 2003:65). Ülkemizdeki bütün milli parklar da bünyesinde çok çeşitli doğal ve kültürel unsurlar barındırmaktadır. Bu unsurlar turizme kaynak olmakta ve korunan alanlar olan milli parkları turizm ve rekreasyon konusunda çekici hale getirmektedir. Ülkemizdeki milli parklarda genel olarak; dağcılık, kaya

Referanslar

Benzer Belgeler

Turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin Türkiye'deki 32 milli park üzerine olumsuz çevresel etkilerinin belirlenerek milli parklarda sürdürülebilir gelişmenin

(2001), "Turizm ve Rekreasyon Faaliyetlerinin Milli Parklarda Sürdürülebilirliği: Türkiye'deki Milli Parklara Yönelik Bir Uygulama", Yayınlanmamış Doktora Tezi,

 Milli park ve benzeri koruma alanlarının kurulmasındaki asıl amaç' koruma olmasına rağmen, gerek milli parkçılıkta öncü durumunda bulunan ABD ve Kanada

Bunlar; zaman olarak boş zaman, aktivite olarak boş zaman, rekreasyon olarak boş zaman ve yaşam biçimi olarak boş zamandır.. Tüketimcilik ve Metalaşma Kıskacında

 Rekreasyon eylemi, planlı veya plansız, beceri sahibi kişilerle veya beceri sahibi olmayan kişilerle ya organize ya da organize olmamış mekânlarda yapılabilir... The

 Bu ögelerinde yer aldığı ortak noktalar itibari ile turizmin genel olarak tanımı; daimî olarak ikamet edilen yerler dışında ziyaretçi ve tüketici olarak tatil,

 Turizm, sadece boş zamanla ilgili değil aynı zamanda çalışma zamanı ile de ilgilidir. Fakat rekreasyon, tamamen boş zaman süresince

İl/ilçe ticaret ve sanayi odaları İl/ilçe esnaf ve sanatkâr odaları İl/ilçe halk eğitim merkezleri Gençlik ve spor il/ilçe müdürlükleri Kültür ve turizm