• Sonuç bulunamadı

Finansal Araçların Finansal Sistemdeki Rolü ve Türleri

Kurumsal birimler arasında yapılan tüm finansal sözleşmeler finansal araç olarak tanımlanmaktadır. Finansal piyasalarda çok çeşitli finansal araçlar

bulunmaktadır. Bu araçların büyük piyasa katılımcıları tarafından kullanılması, sunulan risk ve getiri özelliklerine, ayrıca perakende veya toptan satış pazarlarındaki mevcudiyetine bağlı olmaktadır. Finansal araçlar genellikle yatırımcının ihracı üzerinde sahip olduğu taleplerin türüne göre sınıflandırılmaktadır. Piyasa katılımcıları genellikle para ve sermaye piyasası arasında ayrım yapmaktadır. Bu piyasaların temel ayrışma noktaları vadelerinin birbirinden farklı olmasıdır. Sermaye piyasası bir yıl veya daha uzun vadeler, para piyasası bir yıldan kısa vadeler için fon akışının sağlandığı piyasaları içermektedir (Cooke ve Laroche, 1998: 1).

1.5.1. Para Piyasası Araçları

Para piyasaları ekonomik birimlerin göreceli olarak kısa süreli, hızlı bir şekilde ve düşük maliyetlerle büyük miktarlarla para aktarmaya olanak tanıması için etkili bir piyasa olarak görülmektedir. Genellikle para piyasasına duyulan ihtiyaç ekonomik birimlerin harcama ve gelir zamanlamaları uymadığı zaman ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu bakiyeler hızlı ve nakit olarak nispeten düşük bir maliyetle dönüştürülebilen ve vadelerinin kısa olması nedeniyle fiyat riskinin düşük olduğu para piyasası tarafından desteklenmektedir. Ekonomik birimler, para piyasasına girişi sürdürerek ve gerektiğinde oradaki fonları arttırarak kısa vadeli nakit taleplerini karşılayabilmektedirler. Para piyasaları ülkelerin para otoritelerini ve para politikalarını etkileme konusunda oldukça önemli bir paya sahiptir. Çünkü para piyasaları fon toplama, nakit yönetimi, risk yönetimi, fiyatlar konusunda bilgi sağlama gibi pek çok işleve sahiptir (Cooke ve Laroche, 1998: 1; Darskuviene, 2010: 33). Para piyasası araçları borçluların kısa vadeli gereksinimlerini karşılamakta ve borç verenlere likidite sağlamaktadır. Para piyasası araçları genellikle aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır;

Hazine Bonosu: En güvenli para piyasası araçlarından biri olan hazine bonosu, Merkez Bankası vasıtasıyla ihraç edilen devlete ait kısa vadeli borçlanma araçlarındandır. Hazine bonoları genellikle üç aylık, altı aylık ya da bir yıllık periyotlarla piyasaya sunulmaktadır. Hazine bonoları hükümet için bütçe açıklarını kapatmanın, Merkez bankası için ise bankacılık sektörünün likiditesini kontrol altına almanın bir yolu olarak görülmektedir. Dahası hazine bonoları hükümet için maliye politikası, merkez bankaları için ise para politikalarını temsil etmektedir. Hazine

bonolarında kısa vadeden dolayı faiz oynaklığının azalması riskin de düşük olduğu anlamına geldiğinden getirileri çok cazip değildir (Hrvolova, 2002: 28).

Finansman Bonosu: Piyasada kabul görmüş itibarlı firmalarla aracı kurumların kısa vadeli fon temin etmek amacıyla çıkarmış oldukları ve fon arz edenlere de (tasarruf sahipleri) kısa vadeli yatırım imkânı sunan senetler olarak tanımlanmaktadır. Finansman bonoları son yıllarda çokça kabul görmüş ve talep edilmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak da işlem hacmi oldukça genişlemiştir. Bunun nedeni, finansman bonolarının faiz oranlarının hazine bonolarına göre daha yüksek olmasıdır. Bu finansal araçların vadeleri 60-720 gün aralığında ihraççı tarafından belirlenmektedir. Finansman bonoları genellikle ikincil piyasalarda alınıp satılmaktadır (Erdem, 2008: 70).

Varlığa Dayalı Menkul Kıymet: Finansal kuruluşların veya ticari bankaların kendi ticari işlemlerinden doğmuş alacakları karşılığında ihraç edebilecekleri kıymetli evraklar olarak tanımlanmaktadır. Konut kredileri, ihtiyaç kredileri, dış ticaret işlemlerinden ve doğan alacaklar gibi borç sözleşmeleri söz konusu işlemle ilgili alacak türlerinin örneklerindendir. Finansal kurumlar bu kıymetli evrakları satarak alacaklarını daha önceden paraya çevirebilme avantajından yararlanabilirler (Öztürk, 2014: 15).

Repo/Ters Repo: Bankaların ve finansal kuruluşların fon gereksinimlerini karşılamak amacıyla bireylerin ellerinde bulunan menkul kıymeti belirlenen bir fiyattan belirlenen bir tarihte geri almak üzere taahhüt ederek satmaları işlemidir. Repo yoluyla banka menkul kıymeti nakit karşılığında vererek belirlenen tarihte faiziyle satın almayı kabul etmektedir. Repo ve ters repo karşılıklı olarak yapılan işlemlerden oluşmaktadır. Taraflardan biri menkul kıymeti ya da kıymetli evrakı geri almak (repo) için diğeri ise geri satmak (ters repo) için anlaşmaya kara vermektedir (Cecchetti ve Schoenholtz, 2006: 303).

Mevduat Sertifikaları: Bankalar tarafından mevduat sahiplerine satılan belli bir miktar yıllık faiz ödenen ve vade sonunda satın alma bedelini geri veren bir borç senedi olarak adlandırılmaktadır. Diğer bir ifade ile mevduat sertifikası, vadesi ve faiz oranı belirlenmiş paranın bankada olduğunun teminatını veren hamiline yazılı

finansal bir evraktır. Günümüzde pek çok banka tarafından çıkarılmakta ve bankaların toplayacakları fon miktarı açısından vefon sahipleri için likitidesi yüksek çok cazip bir menkul kıymet olarak görülmektedir (Mishkin, 2000: 26).

1.5.2. Sermaye Piyasası Araçları

Finansal piyasaların kilit sektörlerinden birisi olan sermaye piyasası uzun vadeli finansal araçlarının alınıp satıldığı piyasalar olarak tanımlanmaktadır. Yani sermaye piyasası, kısa vadeli fonların uzun vadeli fonlara dönüşmesi sonucu fon arz ve talep edenlerin karşılaştıkları piyasa olarak ifade edilmektedir. Kurumlar tarafından çıkarılan sermaye piyasası araçlarının amacı firmalara fon sağlamaktır. Sermaye piyasaları ekonomide tasarruf ve yatırım süreci için büyük önem taşımaktadır. 1970'li yıllardan itibaren faaliyet gösteren sermaye piyasaları, birikimlerin işletmelere ve sektörlere aktarılmasını sağlamak ve işletmelerde iyi bir yönetim sistemi oluşturmak gibi amaçlara sahiptir. Bireysel olarak yatırım yapılmasına olanak sağlamayan fonlar sermaye piyasaları aracılığı ile faydalı şekilde yatırımlara yönlendirilebilmektedir. Sermaye piyasası araçlarının fiyatları para piyasasına göre daha oynak ve riskli olarak görülmektedir. Uzun vadeli olmaları nedeniyle para piyasası kadar likit bir piyasa değildir. Ekonomide daha sık kullanılan Sermaye piyasası araçları hisse senedi, tahvil, konut ve banka kredileri, Eurobond olarak sınıflandırılmaktadır (Darskuviene, 2010: 73; Günal, 2010: 28; Demirlioğlu 2016: 21; Rodoplu, 1996: 65).

Hisse Senedi: Şirketlerin yatırım amaçlı para toplamak için çıkardıkları ve belirli ortalık payına katılmayı sağlayan kıymetli evraklar olarak ifade edilmektedir. Tahvile benzer şekilde gelir akışı üretmektedir. Ancak hisse senedi tahvile göre daha riskli bir kıymetli evrak olarak bilinmektedir. Çünkü hisse senedi dönem sonunda şirketlerin karlarından alınan bir paydır ve sabit bir faiz getirisi bulunmamaktadır. Tahvillerin ise dönem sonu getirisi önceden belirlenmektedir. Fon sahipleri riskin daha yüksek olmasına rağmen getirisinin daha fazla olmasından dolayı hisse senetlerini daha çok tercih etmektedir. Hisse senedinde hissedarların bir mülkiyet hakkı söz konusu olduğu için şirketler üzerinde kontrol gücü de bulunmaktadır. Buna karşın tahvil sahiplerinin şirketler üzerinde hiç bir kontrol yetkisi yoktur ve sadece gelecekteki ödemelerin bir vaadi olarak düzenlenmektedir (Ball, 2009: 5).

Tahvil: Hükümetlerin veya şirketlerin fon sağlamak amacıyla ödemeyi vaat ettiği uzun vadeli borçlanma senedi olarak tanımlanmaktadır. Banka kredileri gibi tahviller, borçlu tarafından cari işlemleri finanse etmek için ve borç verenler tarafından değeri saklama amacıyla kullanılmaktadır. Tahviller sahiplerine ortaklık hakkı sağlamamakta sadece alacak hakkı sağlamaktadır. Birçok banka kredisinin aksine, çoğu tahvil finansal piyasalarda alınıp ve satılabilmektedir (Cecchetti ve Schoenholtz, 2006: 58).

Konut ve Ticari Banka Kredileri: Ticari bankacılığın ağırlıkta olduğu pek çok ekonomide ekonomik birimlerin finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla kullandıkları borçlanma türü banka kredileri olarak tanımlanmaktadır. Banka kredileri, nakit ödeme yapmadan fon talep eden kişiye belli bir ödeme süresinin tanınması olarak da ifade edilmektedir. Belirlenmiş bir vade oranı ve faiz oranı bulunan banka kredilerinin borçlanma türüne göre vadesi uzun ya da kısa olabilmektedir. Konut kredisi ise bir taşınmazın ipotek karşılığı alınması sonucunda uzun vadeli olarak verilen kredilerdir (Aydın, 2012: 38-195).

Eurobond: Devlet ya da şirketlerin, kendi ülkeleri dışında kaynak sağlamak amacıyla, uluslararası piyasalarda yabancı para birimleri üzerinden satışa sundukları, genellikle uzun vadeli borçlanma aracı olarak tanımlanmaktadır. Başta Amerikan Doları olmak üzere, Euro, Japon Yeni, İsviçre Frangı gibi döviz cinsleri üzerinden ihraç edilebilmektedirler. Örneğin, Kanada'da bir şirket tarafından çıkarılan tahvil Japon Yen’inden Almanya'da satılabilmektedir. Vadesi genelde 5-30 yıl arasında olan Eurobond günümüzde hızlı gelişme gösteren finansal araçların arasında yer almaktadır (Mishkin ve Serletis, 2002: 28).