• Sonuç bulunamadı

Sözlü Sunumlar Oral Presentations

Gurbanova 2 Filiz Onat 2 , Tangül ġan

1Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Ġstanbul

2Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı, Ġstanbul

Jeneralize absans nöbetleri, EEG‘ye bilateral senkronize diken-dalga deĢarjlarıyla yansıyan, bilincin paroksismal ani kaybı ve geri gelmesi olarak tanımlanır. Tipik absans epilepsisi ile parsiyel temporal lob epilepsisinin (TLE) aynı hastada birlikte görülmesi çok nadirdir ve nedeni anlaĢılamamıĢtır. Genetik absans epilepsili sıçanlar (GAERS), insan absans epilepsisinin iyi tanımlanmıĢ bir modelidir. ÇalıĢmamızda GAERS sıçanlarda, TLE modeli olan kainik asit (KA) injeksiyonu ile Wistar kontrollere kıyasla oluĢan olası farklılık mekanizmalarının hipokampustaki morfolojik yansımalarını ince-yapısal düzeyde araĢtırmayı amaçladık. ÇalıĢmada eriĢkin Wistar albino kontrol ve GAERS suĢu sıçanlar kullanıldı. Stereotaksi uygulandıktan 1 hafta sonra intra-amigdaloid olarak KA çözeltisi verildi. Sıçanlar ilk motor nöbetlerinden itibaren 1 saat izlendi ve EEG kayıtları alındı. Bir saat sonra nöbetler diazepamla ile sonlandırıldı. Perfüzyon uygulanan beyinlerden vibratom ile kesitler alındı. Hipokampusun CA3 ve dentat girus (DG) bölgeleri ayrıldı. Dokular elektron mikroskopik inceleme için takibe alındı. Ġnce kesitlere anti-VGAT, anti-VGLUT1 ve anti-EAAC1 primer antikorları ve 10 nm altın bağlı sekonder antikor uygulandı. Kesitler geçirimli elektron mikroskobunda görüntülenerek fotoğraflandı.

KA injeksiyonu ile her iki grupta da status epileptikus oluĢtuğu gözlendi. Kontrol Wistar ve GAERS hipokampusu CA3 ve DG bölgeleri mossy terminallerinin (MT) VGLUT1, VGAT ve EAAC1 pozitif oldukları görüldü. Bu bölgelerde her iki grupta nöropilde vakuol, myelin kılıfında bozulma, hasarlı nöron gövdeleri, perivasküler ödem ile MT‘de dejenerasyon, veziküllerde azalma, mitokondri hasarı ve vakuol oluĢumu gözlendi.

DG granül hücrelerinden çıkan mossy liflerinin eksitatör olmalarına rağmen GABA ve GAD67 pozitif olduklarına dair kanıtlar mevcuttur. Yakın zamanda Wistar sıçanlarda MT‘de VGAT varlığı immün-altın yöntemiyle elektron mikroskopik düzeyde gösterilmiĢtir. ÇalıĢmamız GAERS hipokampusunda MT‘de VGAT‘ın ilk kez gösterilmesi açısından önem taĢımakta ve daha önceki bu araĢtırmanın bulgularını desteklemektedir. ÇalıĢmamızın sonuçları, MT‘nin, içerdikleri GABA‘yı nörotransmitter olarak kullandıklarını düĢündürmektedir. ÇalıĢmamızın

bulguları GAERS‘te konvülzanlara olan seçici duyarlılığın altta yatan mekanizmalarına ve absans epilepsinin patogenezine ıĢık tutması açısından önem taĢımaktadır.

Anahtar Kelimeler: GAERS, hipokampus, kainik asit, VGLUT1, VGAT, EAAC1, immün-altın yöntemi

Ultrastructural investigation of vesicular glutamate 1 and vesicular GABA transporters and excitatory amino acid transporter 1 in the hippocampus of kainic acid injected genetic absence epileptic rat model using immuno-gold method

Serap ġirvancı1, Özlem Tuğçe Çilingir Kaya1, Dilek Akakın1, Sercan Doğukan Yıldız1, Ayten

Gurbanova2, Filiz Onat2, Tangül ġan1

1Marmara University, Medical Faculty, Department of Histology and Embryology, Ġstanbul

2Marmara University, Medical Faculty, Department of Pharmacology and Clinical Pharmacology, Ġstanbul

Generalized absence seizures are defined as a paroxysmal loss and recovery of consciousness, reflected on EEG as bilateral synchronized spike and wave discharges. Typical absence epilepsy and partial temporal lob epilepsy (TLE) coexistence is rare. Genetic absence epileptic rats from Strasbourg (GAERS), is a well established model of human absence epilepsy. We investigated morphological reflections of possible diverse mechanisms induced by kainic acid (KA) injection in GAERS hippocampus.

Adult GAERS and Wistar rats were used. One week after the stereotaxy, intra-amigdaloid KA was given. Rats were monitored after the first motor seizure for 1 hour and EEG recordings were obtained. One hour later, seizures were terminated with diazepam. After perfusion, the brain sections were obtained by a vibratome and CA3 and dentate gyrus (DG) regions of the hippocampus were dissected. Tissues were processed for electron microscopic investigation. Thin sections were incubated with anti-VGAT, anti-VGLUT1 and anti-EAAC1 antibodies.

After KA injection, both groups had status epilepticus. Mossy terminals (MT) of CA3 and DG regions of both groups were positive for VGLUT1, VGAT and EAAC1. In both groups, vacuolization in the neuropil, degeneration in the myelin sheath, damaged neuron somata, perivascular edema, and degeneration in the MTs were observed.

Although the mossy fibers are excitatory, recently, the existence of VGAT in MTs in rat was demonstrated by using immuno-gold method at the ultrastructural level. The present study is important in that it shows the existence of VGAT in MTs of GAERS hippocampus for the first time and supports the findings of the previous study above. The results of our study suggest that the MTs use their GABA as a neurotransmitter. The findings of the present study shed light on the mechanisms underlying the selective vulnerability of GAERS to convulsants and the pathogenesis of absence epilepsy.

Keywords: GAERS, hippocampus, kainic acid, VGLUT1, VGAT, EAAC1, immunogold method S34

Sıçanlarda intrauterin Oxcarbazepin uygulamasının postnatal dönemde Substantia Nigra'daki nöron sayısı üzerine etkilerinin araĢtırılması

Züleyha EriĢgin1, Bülent Ayas1, Jens Nyengaard2

1Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji Ana Bilim Dalı, Samsun 2Aarhus Üniversitesi Stereoloji AraĢtırma Laboratuarı, Aarhus

Bu çalıĢmada, ikinci nesil antiepileptiklerden Oxcarbazepin‘in (OXC) gebelikteki kullanımına bağlı olarak substantia nigradaki (SN) toplam nöron sayısına etkilerini yetiĢkin sıçanda araĢtırmayı amaçlandı. 14 adet hamile Wistar albino sıçandan elde edilen, 45 günlük diĢi 25 adet yavru sıçan kullanıldı. Hamile sıçanlardan 5 grup oluĢturuldu. Ġlk iki gruba gebeliğin 1 – 5., diğer iki gruba ise gebeliğin 6 – 15. günlerinde, sırasıyla OXC (100 mg/kg/gün) ve Serum Fizyolojik (SF; %0,9 NaCl, 1,5 ml/gün) gavaj yoluyla verildi. SF verilenler kontrol grubu, hiçbir uygulamanın yapılmadığı grup ise pür kontrol (PK) grubu olarak belirlendi. SN pars kompaktadan sistematik rastgele örnekleme ile 5 μm kalınlığında alınan iki seri kesit çiftlerinden bir seri Nissl ve diğeri immünohistokimyasal boyama ile boyandı. Nöron sayımı fiziksel disektör metoduna göre gerçekleĢtirildi. Ġmmunohistokimyasal çalıĢma için SN‘deki dopaminerjik nöronları iĢaretleyen tirozin hidroksilaz antikoru kullanıldı.

SF ve PK grupları karĢılaĢtırıldığında, her iki uygulama dönemlerinde toplam nöron sayısının anlamlı Ģekilde SF grubunda az olduğu görüldü (P<0,05). OXC ile SF grupları karĢılaĢtırıldığında, sadece gebeliğin 1-5. gün uygulamalarında dopaminerjik nöron sayısında anlamlı bir azalma bulundu (P<0,05). Nissl boyalılarda yapılan karĢılaĢtırmalarda ise anlamlı bir fark çıkmadı (P>0,05).

Nissl boyama sonuçlarına göre OXC verilen gruplarda uygulama zamanları bakımından anlamlı bir farklılık görüldü (P<0,05). Bu farklılık, OXC uygulananlarda nöron azalması Ģeklindedir.

Sonuçlar, yeni nesil antiepileptiklerden OXC‘nin gebeliğin farklı dönemlerindeki uygulamalarında yavru sıçan SN‘sindeki nöronlar üzerine nörotoksik etkisinin olabileceğini gösterdi.

Investigation of the effects of in utero exposure to Oxcarbazepine on the neuron number of the Substantia Nigra in adult rats

Züleyha EriĢgin1, Bülent Ayas1, Jens Nyengaard2

1Ondokuzmayıs University, School of Medicine, Department of Histology-Embryology, Samsun, Turkey 2Aarhus Universtiy, Stereology Research Laboratory, Aarhus, Denmark

The aim of this study is to investigate the potential effects of in utero usage of Oxcarbazepine (OXC), a new generation antiepileptic drug, on the total number of neurons of the substantia nigra (SN) in adult rats.

Fourteen adult Wistar albino pregnant rats were divided into five groups. Two groups received OXC (100 mg/kg/day and Saline (%0,9 NaCl, 1,5 ml/day) during the 1-5th and the other two groups during the 6-15th gestational days by gavage. While the Saline groups were evaluated as controls, one group had no treatments and was used as pure control (PC). Number analyses were made on 45 days-old female offspring (n=25). Two series of systematic random section pairs of the SN were taken at 5 µm, according to the physical dissector method. Nissl stained section-pairs were used to determine the total number of neurons. The dopaminergic neurons in the SN were visualized by tyrosine hydroxylase antibody.

As saline and PC groups were compared it was shown that the total number of neurons was diminished in the saline groups (P<0,05) for each treatment period. As for the OXC treatment groups, decline in the dopaminergic neurons were observed only in the 1-5th gestational period compared to saline (P<0,05). No differences were found in the comparisons made on the Nissl stained sections. On the other hand, a decrease in the 6-15th gestational period was observed when the OXC treatment groups were compared themselves on the Nissl stained sections (P<0,05).

As a result, the OXC, one of the new generation antiepileptic drugs, seems to have a neurotoxic impact in different gestational periods.

Keywords: antiepileptic drug, pregnancy, epilepsy, substantia nigra, stereology S35

Ratlarda Siklofosfamid Nedenli Ürotoksisite Üzerine Karvakrolün Koruyucu Etkisi

Adnan Ayhancı1, Varol ġahintürk2, Dilek Burukoğlu2, Ruhi Uyar3, K. Hüsnü Can BaĢer4, Yılmaz

Altuner5, Sema Uslu6, Ġlknur Kulcanay ġahin7, Ahmet Musmul8, Mustafa Cengiz9, Rıfat Ertekin10,

Songül Çetik1, Mürvet Demirkaya1, Yasemin Tekin1, Sibel GüneĢ1

1EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, EskiĢehir, Türkiye 2EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji ABD, EskiĢehir, Türkiye 3EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji ABD, EskiĢehir, Türkiye

4Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakognezi ABD, EskiĢehir, Türkiye 5Karabük Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Bölümü, Karabük, Türkiye 6EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya ABD, EskiĢehir, Türkiye 7Ahi Evran Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, HemĢirelik Bölümü, NevĢehir, Türkiye 8EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ABD, EskiĢehir, Türkiye 9Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, EskiĢehir, Türkiye

10EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoterapi ABD, EskiĢehir, Türkiye

Siklofosfamid (CP) yaygın olarak kullanılan bir antineoplastik ilaç olup zararlı metabolitleri normal hücrelerde bozukluklara neden olmaktadır. Bu ilaç üriner sistemde hemorajik sistit gibi yan etkilere yol açmaktadır. Üroepitelde hasar oluĢmasının nedenlerinden birisi reaktif oksijen türlerinin inflamasyon sırasında aĢırı üretilmesidir. Oregano yağından elde edilen karvakrolün (Car) sağlığa yararlı etkilerinin olduğu daha önceden gösterilmiĢtir. Car‘ün in vitro ve in vivo olarak antioksidan, antimikrobiyal, antimutajenik, antigenotoksik, analjezik, antiinflamatuar, anjiyojenik ve antikarsinojenik etkilerinin bulunduğu bilinmektedir. Bu nedenle, bu çalıĢmada CP ürotoksisitesi üzerinde Car‘ün olası koruyucu etkileri araĢtırıldı. ÇalıĢmada13 grupta (n=7) toplam 91 sıçan kullanıldı. Kontrol, zeytinyağı, 50-100-150 mg CP, 5-10 mg Car, CP+Car kombinasyonu grupları oluĢturuldu. Sıçanların mesaneleri alınarak uygun iĢlemlerden sonra H+E ile ve TNF-α için boyanarak ıĢık mikroskobunda incelendi. CP‘nin artan dozlarda mesanede daha belirgin hasarlara yol açtığı, Car kombinasyonu gruplarında ise CP hasarlarının kısmen önlenebildiği, kullanılan iki Car dozunun mesane histolojisi üzerinde belirgin bir fark oluĢturmadığı saptandı. Biyokimyasal olarak ölçülen malonildialdehit düzeylerindeki değiĢiklikler histolojik gözlemlerimizle uyumlu olarak saptandı. Sonuç olarak CP‘nin mesane histolojisinde yaptığı bozuklukların önceden Car verilmesi ile kısmen önlenebileceği görüldü.

Protective Effects of Carvacrol on Cyclophosphamide-Induced Urinary Bladder Toxicity in Rats Adnan Ayhancı1, Varol ġahintürk2, Dilek Burukoğlu2, Ruhi Uyar3, K. Hüsnü Can BaĢer4, Yılmaz

Altuner5, Sema Uslu6, Ġlknur Kulcanay ġahin7, Ahmet Musmul8, Mustafa Cengiz9, Rıfat Ertekin10,

Songül Çetik1, Mürvet Demirkaya1, Yasemin Tekin1, Sibel GüneĢ1

1Department of Biology, Faculty of Arts and Science, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Turkey

2Department of Histology and Embryology, Faculty of Medicine, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir,

Turkey

3Department of Physiology, Faculty of Medicine, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Turkey 4Department of Pharmacy, Faculty of Pharmacy, Anadolu University, Eskisehir, Turkey

5Department of Mudwifery, Faculty of Karabuk University, School of Health, Eskisehir, Turkey 6Department of Biochemistry, Faculty of Medicine, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Turkey 7Department of Nursing, Ahi Evran University High School of Health, Nevsehir, Turkey

8Department of Biostatistics, Faculty of Medicine, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Turkey 9Department of Biology, Faculty of Science, Anadolu University, Eskisehir, Turkey

10Department of Physiotherapy, Faculty of Medicine, Eskisehir Osmangazi University, Eskisehir, Turkey

Cyclophosphamide (CP) is a widely used antineoplastic drug, which could cause toxicity of the normal cells due to its toxic metabolites. Its urotoxicity may cause dose limiting side effects like hemorrhagic cystitis. Overproduction of reactive oxygen species (ROS) during inflammation is one of the reasons of the urothelial injury. Previous studies have demonstrated that carvacrol (Car), which is derived from the aregano oil, has some health benefits. Car is also known to have antioxidative, antimicrobial, antimutagenic, analgesic, antiinflammatory, angiogenic and anticarcinogenic effects. This being the case, the present study aims to possible protective effects of Car upon urotoxicity of CP. The present study was comprised of 13 groups altogether, with the total number of the rats being 91 (control, olive oil, 50-100-150 mg/kg CP, 5-10 mg/kg Car, CP+5 mg/kg Car and CP+10 mg/kg Car). The bladder of the rats were removed and fixed in 10% formaldehyde and processed for light microscopy. The sections were stained with H+E and TNF-α before they could be analysed under the light microscope. Our study results suggested that CP causes more noticable damage could be patially prevented in the groups given a combination of CP+Car and that no noticable effect of two different doses of Car used could be detected. Changes at the level of biochemically-measured malonildialdehid were determined to be in agreement with our histological observations. In conclusion, our study results suggested that histological damages due to CP in the bladder could be prevented to a certain extent by administering Car.

Poster Sunumları