• Sonuç bulunamadı

Ufuk Aluçlu 1 , Selçuk Tunik 2 , Abdullah Acar 1 , Murat AkkuĢ 2 , Aslan Güzel 3 , UlaĢ Akbalık

Poster Sunumları Poster Presentations

YavaĢoğlu 3 , Özen Akarca 1 , Gülperi Öktem

M. Ufuk Aluçlu 1 , Selçuk Tunik 2 , Abdullah Acar 1 , Murat AkkuĢ 2 , Aslan Güzel 3 , UlaĢ Akbalık

1Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Diyarbakır

2Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji AD, Diyarbakır 3Adana Numune Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi, Beyin Cerrahi Kliniği, Adana 4Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD, Diyarbakır

Ġntravenöz immunoglobulin (IVIg) binlerce sağlıklı vericiden elde edilen plazmaların havuzlanması sonucu üretilen, tedavi edici özelliği olan sağlıklı insan poliklonal lgG bir preparattır. IVIg immun yetmezliklerde, hematolojik, nörolojik, romatolojik, dermatolojik hastalıklar gibi birçok otoimmun ve enflamatuar hastalıklarda çok yaygın olarak kullanılmaktadır. IVIg tedavisinin akut serebrovasküler olaylarda etkisi tartıĢmalıdır. Son dönemlerde yapılan bazı deneysel çalıĢmalarda IVIg kullanımının akut serebrovasküler olaylarda oluĢan hem beyin ödemini ve hem de infarkt alanını azalttığı, bazı çalıĢmalarda ise sadece infarkt alanını azalttığı ileri sürülmektedir. ÇalıĢmamızda ratlarda deneysel olarak oluĢturulan serebral iskemi modeli üzerine IVIg kullanımının etkisi araĢtırıldı.

Bu çalıĢmada, her biri 300-350 gr ağırlığında olan 30 adet erkek Sprague-Dawley rat kullanıldı. Ratlar randomize olarak 2 eĢit gruba bölündü; kontrol(n:15) ve IVIg(n:15) grubu. Serebral iskemi, intraluminal filamen metodu kullanılarak elde edildi. Ġntraluminal filaman, middle cerebral arter oklüzyonundan(MCAo) 2 saat sonra geri çekilip, reperfüzyon sağlanarak tedavi aĢamasına geçildi. Kontrol grubuna sadece serum fizyolojik solüsyonu (0.5 ml/kg) verilirken, IVIg grubuna intravenöz IVIg (400 mg/kg) verild. Deneyin sonunda, MACo oluĢturulduktan 72 saat sonra ratlar sakrifiye edildi. Total beyin çıkarılıp, formalinde tespit

edilip, parafine gömüldü. 4-6µm kesitler Krezil viyole ve Gomori‘nin modifiye boyaları ile boyandı. Nörolojik skorlar, daha önce belirtildiği gibi, 24,48 ve 72.saatlerde değerlendirildi. En kötü skor 12, en iyi skor 0 olarak tanımlandı.

IVIg verilen grupların 24,48 ve 72.saatlerde yapılan nörolojik muayenelerinde iyileĢmenin olduğunu saptadık. Histopatolojik değerlendirmelerde, IVIg uygulanan grupta 1.evre bulguları izlenirken, kontrol grubunda ise 2. ve 3.evreleri destekleyen bulgular izlendi.

IVIg uygulamasının serebral iskemi ve nörolojik skorların iyileĢmesinde etkili olduğu sonucuna varıldı.

Anahtar Kelimeler: IVIg,MCAo,Serebral ischemia,rat

The Effects of Intravenous Immunoglobulin Therapy on Experimentally-induced Cerebral Ischemia M. Ufuk Aluçlu1, Selçuk Tunik2, Abdullah Acar1, Murat AkkuĢ2, Aslan Güzel3, UlaĢ Akbalık4

1University of Dicle, Faculty of Medicine, Department of Neurology, Diyarbakir

2University of Dicle, Faculty of Medicine, Department of Histology and Embryology, Diyarbakir 3Adnana Numune Education and Research Hospital, Clinics of Neurosurgery, Adana

4University of Dicle, Faculty of Medicine, Department of Pathology, Diyarbakir

Intravenous immunoglobulin (IVIg) is a therapeutic preparation of normal human polyclonal IgG obtained from plasma pooled from a large number of healthy blood donors. IVIg is widely used for treatment of a number of autoimmune and systemic inflammatory diseases such as hematologic, neurologic, rheumatologic and dermatologic disorders. The effects of IVIg in acute cerebrovascular disease controversely. Recently, it has been showed that usage of IVIg decrease in both cerebral eudema and infarct size in some experimental study, whereas in some study only decrease in infarct size. The aim of this study was to investigate the effect of IVIg on the rat cerebral ischemia model.

Thirty adult male Sprague-Dawley rats, weighing 300-350 gr were used in this study. The rats were randomly divided into 2 equal groups; control (C) (n:15), and IVIg group(n:15). Cerebral ischemia was constituted by using the intraluminal filament method. The intraluminal filament was withdrawn after 2 hours of MCAo, and reperfusion started again and passed to therapeutic stages for all the groups. Saline (0.5 ml/kg) to the control group, and IVIg (400 mg/kg) were administered to the IVIg group intravenously. At the end of the study the rats were sacrificed 72 hours after middle cerebral arter oclusion(MCAo). Whole brains were immediately removed, fixed in formalin and embedded into paraffin. Four-six µm sections stained with Cresyl violet and modified Gomori. The neurological scores were determined at the 24th 48th and 72nd hours after reperfusion by scoring as previously described. The worst score was determined as 12 and the best score as 0.

We determined improvement in neurologic score at 24th, 48th and 72nd hours IVIg given rats. Pathological changes was at Stage I in IVIg group, while Stage-II-III in control group.

It was concluded that IVIg improved the neurologic scores and cerebral ischemia.

Keywords: Cerebral ischemia, IVIg, MCAo, rat P042

Deneysel omurilik travmasında propolis ve metilprednizolonun etkisinin karĢılaĢtırılması Hasan Emre Aydın1, Metin Ant Atasoy1, Dilek Burukoğlu2

1EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, NöroĢirürji AbD EskiĢehir

2EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji AbD EskiĢehir

Omurilik travmalarında primer yaralanma travma anında oluĢan zedelenmedir. Sekonder yaralanma ise endojen hücre ölümü yollarının aktivasyonu ile sonuçlanan, primer yaralanma ile baĢlatılmıĢ apoptotik kaskadın sonucudur. Yapılan çalıĢmalar travma sonrası oluĢan bu hasarlanma mekanizmasını önlemeye yöneliktir. Propolis, bal arılarından elde edilen antioksidan, antiinflamatuvar, antibakteriyel, nöroprotektif ve tümörosidal etkileri gösterilmiĢ doğal bir maddedir. Bu çalıĢmada deneysel omurilik travması sonrasında propolisin etkilerini inceledik.

Deneysel omurilik yaralanma modeli toplam 28 sıçan üzerinde uygulandı. 28 sıçan her grupta 7 sıçan olacak Ģekilde 4 gruba ayrıldı. Sıçanlar anestezik madde uygulanmasının ardından ameliyat masasına prone pozisyonunda yatırıldı. T9-T11 seviyesinde lokal saha temizliğini takiben cilt altı insizyonu yapıldı. Fasia açılarak, paravertebral adeleler subperiostal sıyrıldı ve T9-T11 seviyesinde laminektomi yapıldı. Daha sonra klip yöntemi ile spinal kord travması oluĢturuldu. 1.gruba total laminektomi yapıldı ancak herhangi bir madde verilmedi. 2. gruba total laminektomi yapıldı ve spinal korda anevrizma klibi konuldu ancak madde verilmedi. 3.gruba total laminektomi yapılarak spinal korda anevrizma klibi konuldu ve metilprednizolon yükleme dozu olarak 30mg/kg daha sonra idame 6saat arayla 5,4mg/kg intraperitoneal yolla verildi. 4. gruba total laminektomi yapılarak spinal korda anevrizma klibi konuldu ve 200 mg/kg propolis 30. dakika ve 4. saatte intraperitoneal yolla verildi. Tüm sıçanlar iĢlemden 48 saat sonra sakrifiye edildi ve histopatolojik değerlendirme amacıyla omurilik örnekleri alındı.

ÇalıĢmamızda ortaya konulan histopatolojik bulgulara bakıldığında; travma grubunda yoğun hasar gözlendi. Travma+metilprednizolon ve travma+propolis grubunda ise travma sonrasında omuriliğin normale yakın histolojik yapıya sahip olduğu görüldü.

Bu çalıĢmada, omurilik travması ile oluĢturulan sekonder yaralanmada, propolisin nöroprotektif etkisi olduğunu gözlemledik.

Anahtar Kelimeler: Deneysel omurilik travması, metilprednizolon, propolis, sıçan

Comparison of methylprednisolone and propolis effects on experimental spinal cord trauma Hasan Emre Aydın1, Metin Ant Atasoy1, Dilek Burukoğlu2

1Department of Neurosurgical EskiĢehir Osmangazi University, EskiĢehir

2Department of Histology and Embryology, EskiĢehir Osmangazi University, EskiĢehir

The primary injury at spinal cord trauma is injury of at the time of trauma. Secondary injury, initiated by the primary injury, resulting in activation of the apoptotic endogenous cell death pathways. Studies after trauma are about to prevent the failure mechanism. Propolis, derived from honeybees, is a antioxidant, anti- inflammatory, antibacterial, neuroprotective and anti-tumoral natural material. At this study we investigated the effects of propolis after experimental spinal cord trauma.

The experimental spinal cord injury model was applied on 28 rats. 28 rats divided into 4 groups, and each group comprised of 7 experimental subjects. After administration of anesthetic agent, rats admitted to the operating table in the prone position. At T9-T11 level, local area cleaning and subcutaneous incision was made. Fascia opened, the paravertebral muscles were scraped subperiosteal and at T9-T11 the laminectomy applied. Then spinal cord injury was created by clip method. Only total laminectomy was performed to Group 1. Total laminectomy and aneurysm clip fitted spinal cord at Group 2. Total laminectomy, fitting of spinal cord clip was performed then 30mg/kg methylprednisolone applied as a first dose, 6 hours apart 5.4 mg / kg methylprednisolone applied intraperitoneally. Total laminectomy, fitting of spinal cord clip was performed then 200 mg/kg propolis were applied intraperitoneally at 30 minute and 4 hours. All rats were sacrificed after 48 hours and spinal cord samples were taken for histopathological evaluation.

In our study, histopathological findings, presented extensive damage in trauma group. In trauma+methylprednisolone and trauma+propolis group, after trauma, the was in normal aspects. In this study, we observed the neuroprotective effects of propolis on secondary injury created by spinal cord trauma.

Keywords: Experimental spinal cord trauma, methylprednisolone, propolis, rat P043

Sıçan beyninde immünoreaktif nöronal nitrik oksit sentetaz dağılımının incelenmesi Hakkı Dalçık1, Yusufhan Yazır1, Sema Kurnaz1, Cannur Dalçık2, Melda Yardımoğlu1

1Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Kocaeli 2Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Kocaeli

Nitrik oksit (NO), üç farklı nitrik oksit sentetaz (NOS) izoformları olan ve arjininden sentezlenen gaz halinde bir nörotransmitterdir: nöronal NOS (nNOS), endoteliyal NOS (eNOS) ve uyarılabilir NOS (iNOS) olmak üzere. NO sistemi, muhtemel spesifik nörotransmitter sistemi üzerindeki etkisi aracılığıyla periferik ve merkezi düzeylerde, birçok davranıĢın kontrolünde rol oynar. Sıçanlarda, nNOS pozitif hücrelerin dağılımı, farklı yöntemlerle değiĢik beyin bölgelerinde gösterilmiĢtir. Bu çalıĢmada, kullandığımız monoklonal antikorla nNOS‘un fonksiyonlarının değerlendirilmesi için sıçan beyninde dağılımı incelendi.

ÇalıĢmada, 200-250 g ağırlığında on eriĢkin erkek Wistar sıçanı kullanıldı. Kısaca, tüm hayvanlara, ketamin ile derin anestezi uygulandı ve heparinizasyonu takiben, %4 paraformaldehit içeren fosfat tamponlu tuz (PBS) ile transkardiyal olarak perfüze edildi. Beyinler çıkarıldı ve 3 saat boyunca aynı solüsyonda postfiksasyon uygulandı. 3μm kalınlığında beyin kesitleri alındı ve anti-nNOS monoklonal antikor kullanılarak bu kesitlere immünohistokimyasal prosedür uygulandı.

ÇeĢitli beyin bölgelerinde nNOS immunoreaktif nöronlar ve lifler gözlendi. Genel olarak, nNOS immünreaktivitesi hücrenin hem sitoplazma hem de uzantılarında mevcuttu. Ġmmünopozitif yapılardaki boyanma yoğunluğu birbirinden farklıydı. Ġmmünoreaktif nöronların dağılımı, beyin bölgeleri boyunca değiĢiklik gösterdi. Ġmmünoreaktif nöronlar, hipotalamik (MPA, PVN, SON, Arc, VMH, BST), limbik (Hippokampus, MeA) ve kortikal bölgelerde gözlendi.

Sıçan beynindeki nNOS immünoreaktivitesinin hücresel dağılımının gösterilmesi bazı anatomik alanlardaki NO‘in iĢlevi üzerine önemli bilgiler sunabileceği düĢünülmektedir. Ayrıca sunulan bu çalıĢmanın sonuçları sıçan beyninde nNOS araĢtırmaları için temel bir haritalama bilgisi oluĢturacaktır.

The distribution of immunoreactive neuronal nitric oxide in the rat brain

Hakkı Dalçık1, Yusufhan Yazır1, Sema Kurnaz1, Cannur Dalçık2, Melda Yardımoğlu1

1Department of Histology and Embriyology, School of Medicine, Kocaeli University, Kocaeli, Turkey 2Department of Anatomy, School of Medicine, Kocaeli University, Kocaeli, Turkey

Nitric oxide (NO) is a unique gasous neurotransmitter, synthesized from arginine by a family of three distinct nitric oxide synthase (NOS) isoforms. Neuronal NOS (nNOS), inducible (iNOS) and endothelial (eNOS). The NO system is implicated in the control of many behaviors, at peripheral and central levels, probably through its action on specific neurotransmitter system. In the rat, using different methods the distribution of nNOS positive cells has been detailed in various brain areas. In order to understand the functional aspects of nNOS by using a monoclonal antibody, its distribution was evaluated in the rat brains.

Ten adult male Wistar rats weighing 200–250g were in the study. In brief-all animals were deeply anesthetized with ketamine and transcardially perfused with heparinized saline followed by PBS containing 4% PFA. The brains were removed and postfixed in the same solution for the next 3 h. 3μm thick brain sections were cut and immunohistochemical procedure was performed to the brain sections using anti-nNOS monoclonal antibody.

nNOS immunoreactive neurons and fibers were found throughout the brain areas. In general, nNOS immunoreactivity was present in the cytoplasm and in the processes. The distribution of the intensity of the immunostaining of the neurons differed between each other. The distribution of the immunoreactive neurons varied throughout the brains areas. The immunoreactive neurons were located at hypothalamic (MPA, PVN, SON, Arc, VMH, BST), limbic (Hipcampus, MeA), and cortical regions.

It is regarded that the presence of the cellular distribution of immunoreactive nNOS in the rat brain gives important information on the functional aspects of the specific anatomical areas. In addition, the results of the present study would provide a mapping information on the brain nNOS.

Keywords: Brain, immunohistochemistry, neuronal nitric oxide synthase P044

Farklı GeliĢim Dönemlerindeki Ġnsan Meninkslerinde Nestin Ekspresyonu

Arzu Yay1, Saim Özdamar1, Özlem Canöz2, Münevver Baran2, M. Fatih Sönmez1, Esra Balcıoğlu1,

Derya AkkuĢ1

1Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Kayseri 2Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Kayseri

Nestin, geliĢen ve yenilenen dokuların progenitör hücrelerinde eksprese olan bir tip VI ara filament proteinidir. Ġntrauterin geliĢim döneminde, farklılaĢma devam ederken nestin ekspresyonu baskılanır ve nestin dokuya özgü diğer ara filamentlerle yer değiĢtirir. Bu çalıĢmada farklı geliĢim aĢamalarında ve yeni doğan beyin dokusunu örten meninkslerde nestin ekspresyonunun belirlenmesi amaçlandı.

ÇalıĢmada Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı‘ndan alınan geliĢimin 9, 14, 18, 19, 22, 33 ve 34. haftasında olan insan fetusu ve bir yeni doğan beyin dokusu kullanılmıĢtır. Belirlenen fetusların bulunduğu parafin bloklardan 5µm‘lık kesitler alınarak bu kesitlere H+E ve nestin immunohistokimyasal boyama protokolleri uygulandı.

ÇalıĢmada, incelemeye aldığımız en erken dönem olan geliĢimin 9. haftasındaki insan meninkslerinde yoğun nestin ekspresyonu belirlendi. GeliĢimin ilerleyen dönemlerinde bu ekspresyon yoğunluğu dereceli olarak azaldı, hatta yeni doğan meninks hücrelerinde nestin ekspresyonu hemen hemen hiç gözlenmedi.

Mevcut çalıĢmada, fetal dönemde geliĢen ve olgunlaĢan meninkslerde nestin pozitif hücreler dereceli olarak azaldı. Bu durum muhtemelen farklılaĢma süreci devam ederken nestin ekspresyonunun azalmaya baĢlaması ve dokuya özgü diğer ara filamentler ile yer değiĢtirmesine bağlıdır.

Anahtar Kelimeler: Ġmmunohistokimya, Meninksler, Nestin

Expressıon Of Nestın In Human Menınges Of Dıfferent Developmental Stages

Arzu Yay1, Saim Özdamar1, Özlem Canöz2, Münevver Baran2, M. Fatih Sönmez1, Esra Balcıoğlu1,

Derya AkkuĢ1

1Department of Histology and Embryology, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri. 2Department of Pathology, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri.

Nestin is a type VI intermediate filament protein expressed in progenitor cells of developing and innovating tissues. While differentiation continues in the intrauterine period, nestin expression suppresses and nestin replaces with other the tissue-specific intermediate filaments. The aim of this study was to determine of nestin expression in the different developmental stages and meninges covering the new-born brain tissue.

This study was used human fetus in the different development stages between 9, 14, 18, 19, 22, 33 and 34 weeks and a newborn brain tissue obtained Erciyes University‘s Faculty of Medicine, Department of Pathology.

Sections taken the 5 μm thick from paraffin blocks containing Fetuses were stained with H+E and was performed nestin ımmunohistochemical staining protocols.

In this study, in the human meninges was determined intense nestin expression in the period as early as the ninth week of development. Intensity of this expression gradually decreased in later stages of development, even nestin expression wasn‘t observed almost in newborn meninges cells.

In the present study, nestin positive cells gradually decreased in the developing and maturing meninges in fetal period. This is probably depends on initiation decrease of nestin expression and replacement with tissue- specific other intermediate filaments while continue process of the differentiation.

Keywords: Immunohistochemistry, Meninges, Nestin P045

Diyabetli Sıçanların Böbrek Dokusundaki Hasar ve eNOS Ġmmünreaktivitesi Üzerine Karnozinin Etkileri

Arzu Yay1, Esra Balcıoğlu1, Derya AkkuĢ1, Hande YapıĢlar2, Saim Özdamar1, M. Fatih Sönmez1

1Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Kayseri 2Ġstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı, Ġstanbul

Diyabetes mellitus (DM), tubuler atrofi ve interstisyel fibröz ile iliĢkili kronik glomerulopatiye neden olmaktadır. Diyabetteki komplikasyonların üzerinde en çok durulan nedenlerinden biri oksidatif strestir. Karnozin antioksidan özelliğe sahip bir dipeptittir. Bu çalıĢmada diyabet oluĢturulan sıçanlarda meydana gelen böbrek hasarı ve eNOS immünreaktivitesi üzerine karnozinin etkisinin araĢtırılması amaçlanmıĢtır.

Bu çalıĢmada 32 adet 200-250 gr ağırlığında Wistar Albino erkek sıçan kullanıldı. Grup I; Kontrol, Grup II; Karnozin, Grup III; Diyabet, Grup IV; Diyabet + Karnozin. Diyabet oluĢturmak için sıçanlara 200mg/kg streptozotosin (STZ) uygulandı. STZ enjeksiyonundan 3 gün sonra sıçanların kan glukoz düzeyleri glukometre ile ölçülerek 250 mg/dl‗nin üzerinde olan hayvanlar diyabetli olarak kabul edildi. Karnozin 50 mg/kg/gün olacak Ģekilde 7 gün boyunca uygulandı. Sıçanlar, enjeksiyonların baĢlamasından 3 hafta sonra anestezi altında dekapite edilerek böbrek dokuları çıkarıldı. Dokular rutin histolojik doku takibi aĢamalarından geçirilerek parafin bloklar hazırlandı. Bu bloklardan alınan 5mm kalınlığındaki kesitler PAS boyanarak incelendi. eNOS ekspresyonu için avidin-biotin-peroksidaz yöntemi ile immunohistokimyasal boyama yapıldı.

IĢık mikroskobik incelemede kontrol ve karnozin grubuna ait böbrek dokuları normal olarak gözlendi. Diyabet grubu böbrek dokularında bowman kapsülü pariyetal yaprağında kalınlaĢma, bowman aralığında daralma, bazı glomerüllerde hücre artıĢı tespit edildi. Distal tübül epitelinde hidropik dejenerasyon ve yoğun glikojen damlacıkları gözlendi. Diyabet + karnozin grubu böbrek dokularında distal tübül epitelinde yer alan glikojen damlacıklarında ise belirgin azalma gözlendi. eNOS ekspresyonu kontrol ve karnozin grubuna ait glomerullerde (+) boyanma gözlenirken distal tubüllerde (-/+) boyanma gözlendi. Diyabet grubuna ait korteks glomerüllerinde (+) ve distal tübüllerde (++) boyanma, diyabet-karnozin grubu böbrek dokuları korteks glomerüllerinde (++) boyanma, distal tübüllerinde (+++) boyanma tespit edildi.

Sonuç olarak, diyabet böbrek dokusunda hasara yol açmakta ve bu hasar karnozin ile kısmen düzelmektedir.

Anahtar Kelimeler: Diyabet, eNOS, Karnozin

Effect Of Carnosıne On eNOS Immunoreactıvıty and Damage In Dıabetıc Rat Kıdney

Arzu Yay1, Esra Balcıoğlu1, Derya AkkuĢ1, Hande YapıĢlar2, Saim Özdamar1, M. Fatih Sönmez1

1Department of Histology and Embryology, Faculty of Medicine, Erciyes University, Kayseri. 2Department of Physiology, Faculty of Medicine, Istanbul Bilim University, Ġstanbul.

Diabetes mellitus(DM) leads to chronic glomerulopathy associated with tubular atrophy and interstitial fibrosis. Oxidative stress is one of the most important reasons in complications of DM. Carnosine is a dipeptide which has antioxidant properties. In this study, to assess the effects of carnosine on eNOS immunoreactivity and kidney damage in rats with DM.

In this study, 32 Wistar albino rats were used. Grup I; Control, Grup II; Carnosine, Grup III; Diabetes, Grup IV; Diabetes+Carnosine. Diabetes in rats was administered to induce of 200 mg/kg of streptozotocin(STZ). Three days after injection of STZ, blood glucose levels in rats were measured with glucose meter up 250 mg/dl in the diabetic animals was considered. Carnosine 50 mg/kg/day administered for 7 days. The rats were decapitated under anesthesia 3 weeks after the start of injections, and kidney tissues were removed. Tissues prepared in paraffin blocks through routine histologic stages, and were stained with PAS. Expression of eNOS were stained with avidin-biotin-peroxidase method.

The kidney tissue of the Grup I and Grup II was observed normally on light microscopic examination. Renal tissue of Grup III was detected as thickening of the parietal sheet of Bowman's capsule, narrowing of bowman space, and increase in cell number of some glomeruli. Hydropic degeneration and dense glycogen droplets observed on epithelium of distal tubule. The glycogen droplets were decreased in epithelium of the distal tubule in Grup IV. Expression of eNOS in the Grup I and Grup II was observed (+) staining in the glomeruli and (-/+) staining in the distal tubuli. Grup III has (+) staining in the glomeruli and (++) staining in the distal

tubulus. Grup IV observed (++) staining on the glomeruli and (+++) staining on the distal tubulus. As a result, diabetes leads to damage in kidney tissue, the damage is improved partially by carnosine.

Keywords: Carnosine, Diabetes, eNOS P046

DevekuĢu (Struthio camelus camelus) Böbreğinde Orexin-A Ġmmunoreaktivitesinin Belirlenmesi Mine Yaman, Berrin Gençer Tarakçı, Ali Bayrakdar

Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji AD, Elazığ

Bu çalıĢmada, devekuĢu böbreğinde orexin-A immunoreaktivitesi incelenmiĢ ve belirlenmiĢtir. Bu, kanatlı böbreğinde orexin-A lokalizasyonunun ilk raporudur.

ÇalıĢmada, beĢ adet erkek devekuĢu kullanıldı. 45-60 kg canlı ağırlığındaki kuĢların doku örnekleri anestezi