• Sonuç bulunamadı

Filipi’den Selanik yoluna

Belgede AZİZ PAVLOS SAINT PAUL (sayfa 95-101)

"Rab İsa’ya iman et, sen de ev halkın da kurtulursunuz"

(Elç.İşl.16:30).

F

ilipi şehrinde vaftiz olmak için ırmağın kıyısına inen veya "Ev Kilisesi’ne" dönen Lidya’nın evine güçlü imanla toplanan Hristiyanlar’ın sayısı artıyordu.

Cesur kadınlar başkalarınının da Hristiyan dinine i-man etmesi için çok iyi çalıştılar.

Bu başarıları, dinin düşmanlarını rahatsız etti ve şeytan Havari’nin işine engel olmaya başladı. İblis kendi oyuncağına çevirdiği zavallı bir hizmetçinin ağ-zı vasıtasıyla havarisel çalışmaları, "Bu insanlar Bü-yük Tanrı’nın kulları" (Elç.İşl.16:17) diye bağırıyordu.

Havari Pavlos, insanlara şeytani büyü, büyücülük ve Hristiyanlık arasında bir bağlantı bulunduğu izlemi-ni yaratmak için zavallı kızı alet eden iblisin oyununu fark etmişti. Havari Aziz Pavlos imanın gücü ve hik-metinin iblisin hakimiyetinden üstün olduğunu kanıt-lamak için atik davrandı. İblisin esiri olan genç kızı

96

SOTİRİOS TRAMPAS PİSİDİYA METROPOLİTİ

kötü ruhun etkisinden özgür kılmak için hemen işe koyuldu, "İsa Mesih’in adıyla, bu kızın içinden çıkma-nı buyuruyorum" (Elç.İşl.16:18). Ayçıkma-nı anda kötü ruh dışarı çıktı ve genç kız Mesih’in gücünün hoş bir şe-kilde tüm benliğini sardığını hissetti. Kendisini ka-ranlık bir gücün pençesinden kurtardıklarını ve tekrar sükünete kavuştuğunu hissediyordu. Fakat o andan itibaren geleceği görme yeteğini de kaybetmişti. Bu-nunla, geleceği görme becerisinin her dönemde, günü-müzde bile her ne şekilde olursa olsun iblisin katkısıy-la geliştiği ortaya çıkmış oldu. Hristiyankatkısıy-lar’ın geleceği öğrenmeleri için kahinlere veya bazı hastalıklarından tedavi olmaları ve problemlerini çözmeleri için büyü-cülere başvurmaları hiç de akıl karı değil. Pavlus’un bu tutumu çağlar boyunca, Hristiyanlığın güçlü ve is-tikrarlı bir emsalini oluşturmuştur. Toplumun, Mesih ile ve şeytani dünya arasındaki ayırımı net bir şekilde belirlenmiştir. Kilise bunu aldığı belli kararlarla ifade etmiştir. Mesela, Kilise’nin ikiye bölünmesinden önce-ki Ekümenik Konseylerinde, kâhinlere ve büyücüle-re başvuran birine kutsal komünyon yasak edilmiştir,

"Hem Rab’bin, hem cinlerin kâsesinden içemezsiniz;

hem Rab’bin, hem cinlerin sofrasına ortak olamazsı-nız." (I.Kor.10:21).

Tabii ki Havari Aziz Pavlos’un aldığı bu karar, ba-zı sonuçlar doğurmuştur. Kötülük her zaman tetik-te bekliyordu. Hizmetçinin kehanetleri sayesinde para kazanan sahipleri artık ekomik ve sosyal açıdan ken-dilerine bir yarar gelmediğini gördükleri zaman, Pav-los ve Silas’ı, "Kentimizi altüst ettiler, biz Romalılar

AZİZ PAVLOS - DÜNYA ULUSLARINA GÖNDERİLEN ELÇİ

için benimsenmesi ve uygulanması yasak birtakım tö-reler yayıyorlar." (Elç.İşl.16:20) diye suçluyorlardı. Bu her zaman uyguladıkları taktikti. Bu suçlamalar asıl-sız olmasına rağmen halkı ayaklandırmaya yetmişti.

Ardından Havarileri şehrin yöneticilerine götürdüler.

Onlar kalabalığı tatmin etmek için Havariler’in kırbaç-lanmalarını ve hapse atılmalarını emrettiler. Her de-tayıyla "Elçilerin İşlerinde" (16:25-39) bize açıklandığı gibi, gerçeğin kanıtlanması için mucize orada gerçek-leşti. Gece yarısı şiddetli bir deprem oldu ve mahkûm-ların zincirleri çözüldü. Meydana gelen olaylardan hayrete düşen ve Rab’bin Ruhu tarafından yönlendi-rilen Başgardiyan Pavlos’tan kendisiyle beraber tüm ailesini vaftiz etmesini istedi. Aynı zamanda, yönetici-lere Havari Aziz Pavlos’un Roma vatandaşı olduğu a-çıklandı ve onun kırbaçlanması kanun dışıydı, çünkü Roma vatandaşlarının kırbaçlanmaları yasak edilmişti.

Bu yüzden kendileri onları görmek için hapse gittiler ve onlardan hapisten çıkmalarını ve şehri terketmele-rini rica ettiler.

Havariler hapishaneden çıktıktan sonra tüm kardeş-lerimizin toplandığı yere, Lidya’nın evine gittiler. Ha-vari Aziz Pavlos, orada Kilise’nin yürütülmesi ve idare

edilmesi için gerekli talimatları verdi.

Havari Pavlos’un yol arkadaşı, İncil yazarı Luka ge-rekli makamlar tarafından suçlu bulunmadığından Ki-lise’nin temellerini atmaya devam etmesi için Filipi’de kaldı. Havari Aziz Pavlos, 3. misyon gezisinden geri döndüğü zaman tekrar onunla buluşacaktı.

98

SOTİRİOS TRAMPAS PİSİDİYA METROPOLİTİ

Makedonya’nın merkezinde

M.S 50 yılının ilkbaharında, Pavlos, Silas ve Timo-teus Filipi’den Selanik’e doğru ilerlemeye karar vermiş-lerdi. Makedonya’nın tüm çevresinde İncil’i kısa za-manda duyurmak maksadıyla, yol boyunca Kiliseler kuracaklardı.

Biz de onların takip ettikleri yoldan gidelim. Biz günümüzde, Filipi Selanik arasındaki yolu arabayla 1,5 saatte katediyoruz. Fakat Havariler’in hedeflerine yaya ulaşmaları için altı gün gerekiyordu. Havari Aziz Pavlos ve Silas kendilerini kırbaçlayan ellerden açılan ağır ya-ralar ve derin kesikler yüzünden yürüyüşleri boyunca ne kadar da acı çekmişlerdi. Roma’yı İmparatorluğun doğu yakasıyla birleştiren Egnatia yolunu geçerek altı günde "Thermaikos" körfezinin doğu kıyısına çıktılar.

Oradan şehre geçebileceklerdi. Makedonya’nın merkezi olan Selanik kısa zamanda Kuzey Yunanistan’ın hava-risel çalışmalarının merkez üssü haline gelmişti. Pavlos, şehirde ikamet eden Yason diye çağırılan Hellenleşmiş bir Yahudi’nin tavsiye mektuplarını elinde tutuyordu.

Anlaşıldığı gibi, Yason küçük bir dokuma atölyesini iş-letiyordu. Oraya vardıkları zaman, Havari Pavlos’u ve iki arkadaşını candan karşıladılar ve onlara barınak, gıda ve iş verdiler. Kendilerini misafir eden kişiye yük olmak istemiyorlardı çünkü Selanik’te uzun süre kal-mayı tasarlıyorlardı, "Kardeşler, bizim zahmet ve sı-kıntılarımızı aklınıza getirin çünkü biz size yük olma-mak için gece gündüz çalışıyoruz" (I.Sel.2:9). Hangimiz günlerce süren bir yolculuktan sonra, sırtı yara ve bere

AZİZ PAVLOS - DÜNYA ULUSLARINA GÖNDERİLEN ELÇİ

dolu olduğu halde, havarisel ve dinsel çalışmalarının dışında ekmeğini kazanmak için çadırların yapımında kullanılan sert yün kumaşı dokuyabilecekti?

Pavlus, bu şehirde birçok Yahudiyle karşılaştı. Bü-yük Sinagog Makedonya Yahudiler’inin dini merkeziy-di. İlk üç Cumartesi günü, Pavlos Eski Ahit’in temel-leri üstüne, peygamberler tarafından sözü edilen Rab İsa’nın beklenen Mesih olduğunu söyleyerek Sinagog’a gidip ders veriyordu. Bazı Yahudiler, Pavlos’un sözle-riyle ikna oldu fakat imana gelenlerin çoğunu "genelde"

etnik gruplar teşkil ediyordu. Her zaman olduğu gibi yeni dine iman edenlerin büyük bir bölümünü kadın-lar, özellikle burada da yüksek sosyete sınıfından ge-lenler oluşturuyordu.

Böyle şahane olayların oluştuğu sırada, her zaman olduğu gibi karşı tepkilerin de tanığı olmamız çok şa-şırtıcı değildir. Selanik şehrinde de aynısı oldu. Fana-tik Yahudiler kargaşa çıkardılar ve Havarileri Yason’un evinde tutuklamaya kalkıştılar. Onları bulamadıkları için, Yason’u, ülkenin kanunlarına karşı çıkan insanla-rı evine misafir etmekle suçlayarak onu ve bir kaç ki-şiyi kent yetkililerinin önüne kadar sürüklediler. Dini yöneticiler tarafından Sezar’a itaat etmemekle suçlanan Rab İsa’nın durumunda olduğu gibi, Yahudiler’in yine aynı taktiğine şahit oluyoruz. Yetkililer, Yason’dan Ha-variler’in pek yakında şehri terkedeceklerinin teyidini

aldıktan sonra onu kefaletle serbest bıraktılar.

Pavlos şehri terketmeden önce Kilise’nin doğru bir şekilde organize edilebilmesini sağlayacak gerekli tali-matları vermek için Yason’un evine Kilise’nin İleri

ge-100

SOTİRİOS TRAMPAS PİSİDİYA METROPOLİTİ

lenlerini davet etti. Havari Aziz Pavlos bu alanda ya-rattığı eserin kalıcı nitelikte ve istikrarlı olması için ö-zen gösteriyordu. Hiç bir zaman şahsi gösterilere gerek duymadı. Havari Aziz Pavlos’a, kurdukları Kilise’yi ge-ride bırakarak oradan ayrıldı fakat Kilisenin yeşeren şahane meyvelerini görmeden her zaman böyle ayrıl-mak zorunda kalayrıl-mak ona büyük acı veriyordu. Tekrar geri dönmeyi umut ediyordu fakat bu sekiz sene sonra gerçekleşti. Geri döndüğü zaman yine aynı durumla karşılaştı.

Kesintisiz ve sonu gelmeyen bu zulümler, Kilise’nin sarsılmaz bağlarla bir birlik oluşturmasına ve Havari-ler’in daha büyük bir hırsla hizmet etmelerine yol açtı.

Selanik Kilisesi dünyanın sonuna kadar bu göreve de-vam etme çağrısına yanıt olarak, Aristarhus ile Sekun-dus adında iki yakın yardımcısını Pavlos’un hizmetine sundu (Elç.İşl.20:4). Bu Pavlos’un büyük tatmin duy-masına yol açmıştı.

14

Belgede AZİZ PAVLOS SAINT PAUL (sayfa 95-101)