• Sonuç bulunamadı

Farklı Yaklaşımlardan Değerlendirilmesi

Belgede DEĞİŞEN DÜNYADA BİYOETİK (sayfa 106-110)

KAMU HASTANELERİ AÇISINDAN SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI

Uzm. Dr. Hasan ÇAĞIL (∗)

Teşekkür ediyorum. Ben açıkçası toplantıya herhangi bir sunum getirmedim. Çok daha genel şeyler anlatacağım. Bundan dolayı özür diliyorum. Kamu hastaneleri ku-rumu bu senenin başında kararnameye uygun olarakoluşturuldu. Nisan -Mayıs ay-larında bakanlık mevzuatı oluşturdu, biz de görevimizi yerine getirdik. O günden bu-güne de, Kasım’ın başına kadar kamu hastane birlikleri kurulması için uğraşıyoruz. Bununla alakalı tabi birçok mevzuat çalışmaları yapıldı. Kararnamenin vermiş oldu-ğu yapıdaki temel değişiklikleri oluşturacak, uygulandıktan sonra da bunun takibini sağlayacak. Herşeyi hazırladık. Bir yandan da bugüne kadar yeni birlik yapısı içinde çalışacak olan yönetici arkadaşların değerlendirilmesi çalışmaları devam etti. Sanı-yorum tarif edilen süre içerisinde, yani Kasım başına kadar birliklerimizi kurmuş ola-cağız. Kamu hastane birlikleri ile ne hedefliyoruz? Nereye varmak istiyoruz? Neden böyle bir değişikliğe geçildi? Bunlardan biraz bahsedeyim. Bu, üst politik bir karar ama sonuçta bu bize nasıl yansıyor, buradan ne anlıyoruz, ne yapmak istiyoruz, neye göre bunun alt yapısını oluşturuyoruz, yeni başlayacak olan yöneticilerimizden beklentilerimiz ne, onları nasıl takip ediyoruz onları burada anlatayım.

Bize göre kamu hastane birlikleri, sağlık sisteminde esasında kamudaki yönetim tar-zında alışılmışın dışında farklı bir modele geçiştir. Kamu hastane birliklerinde biz ka-muya ait olan belirli büyüklükte kendine ait bütçesi olan, yine ağırlıklı olarak kamu personeli olan kişilerin çalıştığı, bütçesini kamunun verdiği ve yine belirlenmiş kurallar çerçevesinde sigortalara hizmet veren; fakat her halukarda bütçesini, gelirini, giderini, yine kamunun takip ettiği yapıların bugüne kadar olduğundan çok daha farklı bir şekil-de, o an için bile olsa kamu personeli olmayan sözleşmeli yöneticilere yönettirilmesidir. Esas hedefimiz budur. Burada ciddi bir yapı, büyük bir yapı, çok dinamik bir yapı bu yöneticilerle yenidenbir çok şeyi kazanacağımızı düşünüyoruz. Nedir bunlar? Zaman içerisinde profesyonel yönetime geçebileceğimizi düşünüyoruz. Bu işin ehli olan kişi-lerin talip olacağını düşünüyoruz ki, özellikle sağlık kuruluşlarının, sağlık tesiskişi-lerinin yönetimi gerçekten aynı bütçedeki çok daha spesifik farklı alanlardaki yapıların, tesis-lerin veya işletmetesis-lerin yönetiminden çok çok daha zor. Çünkü çok geniş alanda oynu-yorsunuz. Çok dinamik, çok hareketli, cumartesi - pazar kapatamıyorsunuz, hafta sonu yapıp, tatile alıp, işletmeyi durdurup, üretim bandını durdurup, bakıma alamıyorsunuz. Öyle bir şansınız yok. Sürekli çalışmak ve hareketli bir şekilde bu yapı çalışırken de yenilemek, düzeltmek, eksikliklerinizi tamamlamak mecburiyetindesiniz.

Peki biz bugüne kadar bu yapıları kimlerle yönettik? Hala kimlerle yönetiyoruz? Baş-ta ben olmak üzere, başBaş-ta bakan olmak üzere ki bakan siyasi ama altındaki bürok-ratlar olmak üzere, biz hala bence çok iyi ortopedi eğitimi almış veya çocuk hekimliği eğitimi almış kişiler tarafından yönetiliyoruz. Hekimlik bunun dışında olmalı mı? Bu da tartışılır ama dünyada belki yavaş yavaş hekimler tarafından dönüş olduğunu biliyorum. Şunu da biliyorum ki bu tür bir yapının yönetilmesi sadece benim almış olduğum hekimlik ve uzmanlık bilgisi ile olmuyor. Ekstra çok daha farklı belki hekim-liğin üstünde, belki uzmanlığa gerek olmayacak pratisyen hekimhekim-liğin üzerine bizim çok ciddi bir şekilde sağlık tesisi yönetimine dair buraya bakışına, finansından diğer kısımlarına kadar çok farklı bir anlayış geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Biz, bu

şartlarda bunları mesela çok sevilen bir genel cerrah arkadaşlarımıza veriyoruz. Çünkü şimdiye kadar herkesin annesinin, babasının, yakınının hastalığını yakalamış, teşhi-sini güzel koymuş, ameliyatını çok başarılı yapmış. Biz bu kişiyi ertesi gün başhekim yapıyoruz. Bu bizim genel adetimiz. Bu ülkede hep böyle geldi gitti. Artık bu mantığın değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Profesyonel yönetime geçiş için zaman içerisin-de inanıyorum ki, iyi bir adım olacaktır çünkü bu sağlık tesislerinin yöneticileri ve il sekreterlerini çok rahat bir şekilde kamu dışından da olabileceğini biliyoruz. Belirli bir tecrübeye sahip, belirli bir eğitime sahip kişiler arasından bu yönetime bu kişiler alınabi-liyor. Bu bugüne kadar olandan çok daha farklı bir durum ve büyük bir şans. Bir diğeri, gerçekten bu yapıyla yönetilmeyi sağlayabileceğimizi umuyorum. Elbette İstanbul bunu pek hissetmiyor ama buradaki arkadaşlarımızın çoğu Anadolu’da da çalıştılar. Orada karşılaşılan bir çok problemler var, gerçi bugün minimuma düşmüş olsa bile, olabilecek en iyi şekilde olsak bile, çok büyük bir coğrafyada çalışıyoruz. Çok geniş alanda hizmet veriyoruz. Çok sayıda hizmet veriyoruz. Dolayısıyla bunların hepsinin merkezden plan-lanması çok zor; çünkü çalıştıklarınız insan. Götürüp bir yere koyduğunuzda burada 300 gün kalacaksın dediğinizde o 300 gün orada dikili kalmıyor. Öyle bir şey olmuyor. Sürekli çok hareketli ve sizin planladığınızın, beklediğinizin ve yaptığınızın çok dışında, taşrada çok farklı şeyler gelişiyor. Öyle ki, herhangi bir branşta uzman hekimi bir yere gönderiyorsunuz ama 3 gün sonra bakıyorsunuz ki oradaki aynı branşta daha önce si-zin gönderdiğiniz uzman hekim sayısı 4 olmuş. Şaşırıyorsun, bu nasıl oluyor diyorsun. Biraz abartarak söylüyorum ama orası boş diye gönderdiniz; çünkü oradaki arkadaş askere gitmişti. Asker dönüşü buraya geldi, oradaki arkadaş gelirken hanımı da bu ara-da ara-dahiliye ihtisasını bitirdi, eş durumunara-dan onu ara-da oraya verdiniz. Böyle çok garip bir yapı ama gerçekten bunun merkezden yönetilmesi çok hantal bir denge. Diğer taraftan dediğim gibi sadece 800’e yakın kamu hastanesi var. Bunlar büyüklü küçüklü. Bunun 400’e yakını hastane, yani büyüklüğü açısından verdiği hizmet açısından. Diğer 400’ü kademeli olarak azalacak şekilde 20-30 yataklı binalara kadar da gidiyor.

Şimdi böyle bir alanda, biz çok dağınık bir alanda hizmet veriyoruz, iddialarımız var. İnsanların hizmet alanında sağlık hizmeti ulaşımında gecikmemesinden bahsediyo-ruz. Eğer bir ihtiyacı varsa o ihtiyacını en erken zamanda, kendi sağlığına zarar vermeden sunabilmekten bahsediyoruz. Bu sebeple de açıkçası sağlık hizmetine yönelik yatırımlarda esneğiz, rahatız, parayı rahat bir şekilde harcayabiliyoruz. Ama herhangi bir 15000’lik nüfuslu küçük bir ilçenize bir kulak-burun-boğaz uzmanı gön-deriyorsunuz, kulak-burun-boğaz uzmanı arkadaşımız mecburi hizmet gitmiş. Çok da başarılı ve iyi bir fakülteden, iyi bir eğitim aldı. Sinüs endoskopik cerrahi yapabi-liyor. Başhekimin de ufku açık. Bu arkadaş oraya gittiğinde endoskopik cerrahi seti alalım, ben burada sinüs endoskopi yapayım diyor. Güzel bir fikir. 15000’lik olan ilçe hastanemizde hakikaten 1 ay sonra, gazetelere de haber olacak şekilde sinüs cer-rahisi yapıyorlar. Çok güzel ama bu arkadaşım oradaki mecburi hizmetini tamamla-dıktan sonra oradan ayrılıyor. Ben bir daha kulak burun boğaz uzmanı gönderiyorum ama o arkadaş o metodu tercih etmiyor ve benim o cihazım orada 4 sene boyunca asılı kalıyor. Bu çok basit paraya bağlı bir kaynaktı ama bunun benzerleri o kadar çok ki. Bu bakanlığın hatası. Benim hatam. O kadar çok kıymetli olan kaynağımızı bazen planlama hatamızdan, göremememizden, hesaplayamadığımız şeylerden dolayı bu duruma getirebiliyoruz. Gerçekten bunları çok verimsiz kullanıyoruz. Çok derken hepsini verimsiz kullanıyoruz manasında demiyorum ama bu kadar kaynağımız kıtsa ve hatamız % 10-15 olduğu zaman çoktur. Bunu daha verimli kullanabilmek için yine kamu hastane birliklerinin avantajlı olacağını düşünüyorum.

Çok kısa bir şekilde de,bu kadar ildeki hastanelerin bütününün üst yönetici olan il sekreterinden, hastanelerdeki müdür yardımcılarına ve başhemşire yardımcılarına kadar yönetim kademesindeki herkesin sözleşmeli olduğu bir sistemi ne ile takip edeceğiz? Nasıl takip edeceğiz? Bu insanlar sözleşmeli oldular, güzel. Ceplerine pa-rayı koydular, o da güzel. Gerçi çok fazla almıyorlar ama bir özerklikleri var. Para ala-biliyorlar, bir karar verebiliyorlar. Onlara bugünkünden daha fazla bir yetki veriyoruz, güzel. Bunu ne ile takip edeceğiz? Elbette bununla ilgili çok ciddi parametrelerimiz var, çalışmalarımız var ki bu takip kriterlerimiz, bu zamana kadar tespit ettiğimiz ve-riler kullanılarak ama bugünden sonra bunların üzerine ilave olan bir çok kriter daha var. Sağlık Bakanlığı, ülke genelinde sağlık politikalarını belirleyendir. Bunun bölgeler bazında sağlık hizmetlerinin kendi politikalarına göre nasıl uygulanacağını, hangi hizmetin, hangi nüfus büyüklüğünde, hangi bölgede, ne şekilde, ne sayıda verilece-ğine karar verendir. Sonuçta bakanlığın ülkemizde verilecek olan sağlık hizmetlerine yönelik bir planı var. Şurada şu kadar yoğun bakım yatağı, şurada şu kadar onkolo-jisi, şu tedavisi, butedavisi gibi bir planı var. Birincisi bu. İkincisi, bakanlığın sağlık hizmetlerinin yönetilmesine yönelik politikaları var. Evde bakım gibi. Ama bir başka yönü, sosyal yönü; hastanın mahremiyeti politikalarından birisi. İlişkiler; hastaya gü-ler yüzlü olmaktan tutun, birçok şeye kadar açıkladığı şeygü-ler var.

Biz, bakanlığın planladığı politikalara uymak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla bunları hepsi çok net bir şekilde yöneticilerle yapmış olduğumuz sözleşmelerde tarif edile-biliyor. Bunların rakamlarla veya verilerle ölçülebilenleri mevcut, sistem bu durumda çok net bir şekilde elimizde. Sağlık net, tek düzen sağlık sistemi bütün hastanelerin ekonomik olarak her kuruşa kadar bir çok bilgi yönetim desteği ile bir çok veriyi top-lamaktayız. Bunların arasından hizmetin sayısal kısmından, ödeme kısmına kadar birçok parametreyi gösterdiği alan, karnedir. İl sekreterinden hastane müdür yardım-cısına kadar bu parametreler içerisinden kendilerini ilgilendiren kısımlarla alakalı da o kişilere ait karneler oluşturuyor. İlk 6 ay veya ikinci 6 ay biz bu karneleri, yöneticileri takip ederek ait karneleri oluşturacağız. Peki bu rakamlarda ne olacak? Bunun sonu ne olacak? Bunun sonu şu; eğer siz karnenizde eklenen rakamlara ulaşamadıysanı-zekonomik olarak zarar göreceksiniz, paranız azalacak. Eğer belirli konularda, belirli puan düşümünde tekrarı olursa, o zaman sistem dışına çıkacaksınız, sözleşmeniz fesh edilecek. Bakanlığın politikaları, karnelerin içerisindeki göstergesi 1/3’tür; sağlık hizmetlerine ulaşım açısından vatandaşımızın, bizim açımızdan ise kritik göstergeler vardır ki, bunların takibinde ise kesinlikle 6 ay değil ilk günden itibaren takibi başlı-yor. Mesela il dışına sevk oranı; ilin bütününden sorumlu olan bir il sekreteri için ilin büyüklüğüne göre, orada oluşturduğumuz planladığımız yapılara göre bizim bekle-diğimiz belli bir sevk oranı var. Bu sevk oranının üzerine çıktığı durumda bunu izah ediyor olması lazım. Bu karnelerdeki alınan notlar üzerinden de takipleri yapılacak. Dediğim gibi eğer kritik noktalara basıyorlarsa ilk uyarı, ikincisinde ilişkileri kesilecek; diğerlerinde ise, ekonomik olarak kayıp görecek, uyarılacak. Tabi ki şu da olmayacak il sekreterini aldınız ama orada düşmüyor. Onu alma sebebiniz altta hangi parametre ya da hangi dalda ise o da gidecek. Bir sekreteri aldınız altındaki 60 kişiyi almadı-nız. Öyle bir şey yok. Hangi daldan geliyor, o gidiyor. Hangi hastane acil veya yoğun bakım ile ilgili sizin il sekreterinizi almaya yönelik bir hataya sebep oldu, dikkat edil-medi ve düzeltiledil-medi o silsiledeki yöneticiler birlikte gidiyor. Ben geri kalanı müsaade ederseniz soru cevaba bırakayım. Konuşacak çok şey var ama kimsenin de hakkını yemek istemiyorum.

GENEL SAĞLIK SİGORTASI VE ÖZEL SAĞLIK SUNUCULARI

Belgede DEĞİŞEN DÜNYADA BİYOETİK (sayfa 106-110)