• Sonuç bulunamadı

B. Yükseköğretimde Etkinliğin Ölçülmesi: Fayda- Maliyet Analizi ve Etkinlik Teknikleri

2. Etkinlik teknikleri

Kamu yatırım projelerinin gelecekteki faydaları ve maliyetlerinin parasal olarak ifade edilmesi durumunda, her proje için fayda ve maliyetlerin karşılaştırılması yapılmakta ve bunun için de matematik modellerin ve uygun karar alma kurallarının uygulanması gerekmektedir. Ancak, toplam faydaların ve maliyetlerin basit karşılaştırılması ise zaman öğesinin de fayda-maliyet analizine katılmasıyla mümkün olmaktadır. Fiziki

projenin yaşama süresi veya eğitim gören birey için geri kalan süre gibi zaman süresi

Örneğin, on senelik bir sürede faiz oranının (i) %5 olduğu bir kamu projesinin net bugünkü değeri aşağıdaki tabloda görülmektedir. Bu çalışmada, ilk iki yıl inşaat çalışmalarından dolayı üçüncü yıla kadar fayda oluşmadığı varsayılmaktadır. İkinci sütun, on senelik bir sürede bir kamu projesinin net faydalarını; üçüncü sütün, kamu projesinin maliyetlerini yani ilk iki yıl kuruluş ve sonraki yıllarda gerçekleşen işletme maliyetlerini göstermektedir. Dördüncü sütün da net faydaları yani, faydalar ile maliyetlerin farkını göstermektedir. Bu çalışmanın sonuçları Tablo 2.7’de görülmektedir.

Tablodan açıkça anlaşılacağı üzere, faydalar önce artmakta, sonra belirli bir düzeyde kalmakta ve sonunda düşmektedir. Projenin net faydası, ilk iki yılki kuruluş aşamasında negatif, üçüncü yıl faydalar işletme masraflarına eşit olduğundan sıfır ve son yedi yılda pozitiftir. Projenin maliyetleri ise ilk iki yıl yüksek, sonraki yıllarda ise azalmıştır.

Görüldüğü gibi, net fayda, on yıllık bir süre için toplanırsa 7 milyon TL’dir.

Fakat burada sadece faydanın maliyetlerden fazla olması nedeniyle bu proje tercih edilmez. Böyle bir tercih için gelecekteki paranın tutarını iskonto ederek bugünkü değere indirgemek gerekmektedir. Bu yönüyle iskonto, kaynakların seçenek kullanımını yansıtmaktadır. Örneğin, 100 TL’nin bir yıl sonraki değeri 100 (1+i) olacaktır. i ondalık cinsinden faiz oranını belirler. Bankanın faiz oranı %5 ise, sene sonunda 105 TL olacaktır. %5 faiz oranı ile bugünkü değeri yaklaşık olarak 95.24 TL’dir. Toplam net faydanın bugünkü değeri olan 2,3 milyon TL, iskonto edilmemiş toplam net faydanın değerinden yani 7 milyon TL’den oldukça az olmasına karşın yine de pozitiftir.

Uzak gelecekteki parasal miktar iskonto edilince, hem faydalar hem de maliyetler küçük hale gelmektedir. Mesela, 1 TL’nin %3, %5 ve %10 iskonto oranları üzerinden çerçevesinde bugünkü değerleri hesaplanabilir. Bu hesaplamayla ilgili veriler Tablo 2.8’de görülmektedir.

Tablo 2.8

Gelecek Yıllarda 1 TL’nin Bugünkü Değeri

İskonto oranı Gelecek yıllar

%3 %5 %10

10 .744 .614 .386

20 .554 .377 .149

50 .228 .087 .008

Kaynak: Ataç, E. (1978), “Fayda- Maliyet Analizi”, Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi Dergisi, Ocak, 14(1), Tablo 2

Görüldüğü gibi, hem iskonto oranı arttıkça hem de yıllar arttıkça paranın bugünkü değeri azalmaktadır. Ancak, önemli fayda ve maliyetleri kaçırmamak için zaman süresi az olarak da belirlenmemelidir. Onuncu seneden sonra faydalar hızlı bir

oranla büyürse on yıllık bu zaman ayarlaması uygun olmayacaktır. Yani, projelerin zaman seçimi oldukça önemlidir.

Bununla birlikte, kamu yatırımları bütçe sınırlamaları kapsamında yürütülmektedir. Her hangi bir yılda net faydaların bugünkü değeri pozitif olan projelerin hepsi finanse edilmeyebilir. Bütçe sınırlamaları olduğunda projeler uygun ölçülerle sıralandırılmalıdır. Bu nedenlerle, devlet yatırım kararı alırken, matematiksel olarak ifade edilen bazı kriterleri göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu çerçevede, son zamanlarda kamu harcamalarında yaygın olarak üç karar alma teknikleri kullanılmaktadır. Bunlar (1) net halihazır değer tekniği, (2) içsel getiri oranı tekniği ve (3) fayda- maliyet oranıdır.

Net halihazır (bugünkü) değer tekniği (NHD), paranın zaman değerini dikkate alır ve net faydaların zaman içindeki akışını şimdiki değer terimlerine çevirir. Bu yöntem, yatırımların iktisadi ömürleri içinde yarattıkları fayda ve maliyetlerin bugünkü değerleriyle ilgilenmektedir. Diğer bir deyişle, projenin fayda ve maliyetleri önceden saptanan belirli bir iskonto oranı üzerinden bugünkü değerlere indirgenir. Bugünkü değerlerden yatırım maliyetleri düşürülür ve projeler net halihazır değerler ışığında değerlendirilir. Bu tekniğe göre projeler, net faydanın halihazır değeri net maliyetin bugünkü değerini aşıyorsa seçilmelidir. Dolayısıyla bu yöntem, fayda-maliyet analizinin en güvenli yaklaşımıdır ve kişisel ve sosyal net halihazır değer olmak üzere iki şekilde hesaplanmaktadır. Yıllık faydalar (bt), yıllık maliyetler (ct), (n) yıl ve iskonto oranından (1+i) oluşan net bugünkü değer formülü ise şu şekilde ifade edilir.

=

Bu teknikte gerekli olan, faydaların iskonto edileceği uygun iskonto haddinin seçimidir. Yatırımın uzun dönem borçlar ile finanse edilmesi halinde, ödenen gerçek faiz haddi iskonto haddi olarak kabul edilmelidir. Projenin uygulanmasında hiçbir borçlanma kullanılmamışsa, o zaman Merkez Bankası’nın uzun dönem borçlar için tahvillere uyguladığı faiz haddi bu tahvillerin rizikosu yok denecek kadar az olduğu için iskonto oranı olarak kabul edilebilir. Uygun bir iskonto haddinin seçilmemesi ise sosyal

olarak etkin olmayan projelerin uygulanması sonucunu ortaya çıkabilir. Bir başka sonuç ta, kaynakların kamu ve özel kesim arasında dağılımı etkinsizlikler yaratacak biçimde bozularak israfa yol açabilir.

Paranın zaman değerini dikkate alan bir diğer teknik içsel getiri oranıdır. Bu teknik, projeden doğacak fayda akımlarının bugünkü değerini, maliyetlerin bugünkü değerine eşit kılan iskonto (r) oranının saptanması temeline dayanmaktadır. Diğer bir oranı en yüksek olan proje seçilmektedir.

Kısaca, net bugünkü değer ve içsel getiri oranı paranın zaman değerini dikkate aldığından, farklı zamanlarda beliren fayda ve maliyetlerin bugünkü değerlerine indirgenmesini sağlamaktadır. NHD tekniğinde fayda ve maliyetler belirli bir iskonto oranı üzerinden halihazır değerlere indirgenmektedir ve rakamlarla ifade edilmektedir.

İçsel getiri oranı ise, sonuçları yüzde cinsinden ifade etmektedir. Genellikle karar organları, net bugünkü değerin mutlak rakamlarla ifade edilen çözümlerini pek anlamlı bulmazlar, yüzde cinsinden düşünürler. Çünkü yüzde cinsinden ifade edilen rakamlar kolayca düşünülmesine ve duyarlılık analizinin yapılmasına imkân sağlar (İşgüden 1980:115).

Fayda-maliyet analizinde kullanılan bir diğer teknik ise fayda-maliyet oranıdır.

Buna göre, fayda-maliyet oranı, faydanın şimdiki değerinin yatırımın şimdiki maliyet değerine oranıdır. Bu teknik, en yüksek fayda-maliyet oranı olan projelerin seçimine imkan vermekte ve birden küçük olan projelerin reddedilmesi kuralını içermektedir.

Formül, analizin yayıldığı yıllar (n), toplam faydalar (bt), toplam maliyetler (ct), analizin yapıldığı yıl (t), sosyal iskonto (i) oranından oluşmaktadır ve aşağıda görüldüğü gibi ifade edilmektedir (Ataç 1978:260): zaman bu eğitimsel çaba iyi bir yatırım olarak değerlendirilebilecektir. Karar vermedeki kurallardan biri olan fayda-maliyet oranı, hem kişisel hem de sosyal olmak üzere hesaplanmaktadır.

fayda-maliyet analizi yükseköğretimde de uygulanmıştır. Yapılan çalışmalarda, yükseköğretimin yarattığı ömür boyu net kazancın parasal değeri ile ilgili veriler elde edilmiştir. Analizde yer alan fayda, bireyin elde ettiği kazançlardan oluşmaktadır.

Bireyin elde ettiği kazançlar, bireyin lise mezunu olarak elde edeceği ömür boyu net kazanç ve yükseköğretim mezunu olarak elde edeceği ömür boyu net kazançların farkından oluşmaktadır. Yükseköğretim mezunu bireyin maliyeti ise bireyin doğrudan maliyeti ve bireyin üniversiteyi çalışmaya tercih etmesinden dolayı vazgeçtiği gelirler ve öğrenimi süresince katlandığı harcamalardan oluşmaktadır. Zaman dilimi ise, bireyin çalışmaya başladığı yaş ile emekli olduğu yaşa kadar olan süreyi kapsamaktadır. Buna göre, yükseköğretim mezunu bireyin, yükseköğretim mezununun yükseköğretimden dolayı elde ettiği ömür boyu net kazancı aşağıdaki formül kullanılarak

Fayda-maliyet analizinde yer alan unsurların hesaplanmasında kullanılan bir başka metot gölge fiyatlardır (shadow price). Gölge fiyatlar, mal ve hizmetlerin değeri piyasa fiyatları ile tam ve açık olarak ifade edilemediği hallerde ve özel amaçların maksimize edilmesi gerektiğinde kullanılan fiyatlara denilmektedir (Bulutoğlu 1988:346). Diğer bir deyişle, gölge fiyatlar piyasa fiyatları olmayıp piyasanın tam rekabet şartlarında ulaşacağı fiyatlardır. Gölge fiyatları kullanma ihtiyacı, piyasada gözlenen fiyatların gerçek sosyal maliyetleri yansıtmamasından doğar. Çıktıların ölçülememesi nedeniyle fiyatı oluşmayan kamu yatırımlarının yararı tahmin edilmek suretiyle saptanabilmektedir. Bununla birlikte, bazı kamu yatırım ürünleri ölçülebilir nitelikte olmasına rağmen piyasada fiyatı oluşmaz. Bu ürünler bir bedelle satılamaz.

Böyle durumlarda, faydanın ölçülebilmesi için gölge fiyatlardan yararlanılır.

Mallar piyasada alış verişe tabi olduğunda, fiyatlar değişik malların ikame oranlarını gösterir. Bir şey diğeri ile sabit oranda değiştirilebiliyorsa, fiyatlar, gölge fiyatlardır. Mesela, boş zaman, piyasada alış veriş işlemlerine tabi değildir. Fakat, bir işçi 15 TL ile bir saat fazla çalışmayı kabul etmezse bu kişinin bir saat boş zamana verdiği değer en az 15 TL’dir ve bu, kişinin boş zamanının gölge fiyatıdır. Ulaşım projelerinin tasarruf edilen zamanın değerlendirilmesinde gölge fiyatlara başvurulur.

Yeni karayolları, yakıt tasarrufu gibi doğrudan doğruya para ile ölçülebilen faydalar sağlayabilirler. Fakat ana çıktı, azaltılan yolculuk zamanı olacaktır. Bu tür faydalar için uygun gölge fiyatlar bulmak kolay değildir (Ataç 1978:251–252).

Kısacası, fayda-maliyet analizi yöntemleri ya da etkinlik teknikleri de denilen net hâlihazır değer, içsel getiri oranı ve fayda-maliyet oranı, temel olarak maliyetler, faydalar ve uygun bir iskonto oranının seçimi esasına dayanmaktadır. Bu teknikler, maliyet ve faydaya ilişkin verilere bağlı olması nedeniyle eğitimde de kullanılmaktadır.

Eğitim hizmetlerinin fayda ve maliyetlerinin bireyler ve toplumun tümü açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeyle, eğitim kademelerinin hem özel hem de sosyal faydasını ölçmek mümkün hale gelir. Ölçümlerden elde edilen özel ve sosyal getiri değerleri, eğitimin hangi kademesine daha çok kaynak tahsis edileceğini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Nitekim, yapılan araştırmalarda, genel olarak ilk ve orta öğretim kademelerinde sosyal, yükseköğretim kademesinde özel getirilerin ağır bastığına dair sonuçlar elde edilmiştir. Bu sonuçlar, kıt kaynakların varlığında yükseköğretim harcamalarının çoğunluğunun kamusal kaynaklardan karşılanması ve

alternatif yatırım alanları yerine özellikle yükseköğretime kaynak tahsis edilmesi tahsis etkinliği sorunu yarattığını göstermektedir. Bununla birlikte, ilk ve ortaöğretimde kamusal finansmanın, yükseköğretimde özel finansmanın olması gerektiğini göstermektedir.

Dolayısıyla, yükseköğretim düzeyindeki eğitim yatırımların özel faydalarının önemli ölçüde yüksek olması, finansmana katılımın sağlanan faydaya paralel olması gerektiğini ima etmektedir.

Böyle bir sonuç, adaletle ilgili sorunlar da yaratmaktadır. Kaynaklara göre, eğitim olanaklarından yararlanmada sosyoekonomik profili etkili olmakta ve yükseköğretimde çoğunluğu yüksek gelir grubuna ait bireyler eğitim görmektedir. Bu, yerleşik finansman sisteminin ne adalet ne de etkinlik amaçlarına hizmet ettiğini göstermektedir.