• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.3. KAMU POLİTİKASI OLUŞUM SÜRECİNDEKİ AKTÖRLERİN GÖRÜNÜMÜ

1.3.2. İnformel Aktörler

1.3.2.5. Etkileşim, Kamuoyu ve Bilgi Çağı: Basın- Yayın Kuruluşları

64

kuruluşlarının kamu politikası aktörü olarak konumlanmasıyla yer yer düzey değiştirmiştir.

65

Sağlık politikaları, bu anlamda televizyon ile yakın ilişkili olarak incelenebilecek alanlardan birisidir. Örneğin, 1977’de Amerika’daki çocuk obezitesinin artması üzerine Federal Ticaret Komisyonu (FCA), çocuklara yönelik42 sağlıksız şekerli ürünlerin reklamlarının yasaklanmasını veya kısıtlanmasını içeren bir kanun teklifi sunmuş (Dawes, 2014: 177) ancak bu teklife, milyonlarca dolar harcayan reklam şirketleri sert bir biçimde karşı çıkmıştır. Bunun sonucunda ise Federal Ticaret Komisyonu birkaç günlüğüne fonlama bulamamaktan kaynaklı olarak Kongre tarafından kapatılmıştır (Beales, 2004: 879). Diğer bir ifadeyle, Wall Street’te belli bir konuma sahip olan şirketler ve şirket ortakları, kamunun zararına dahi olsa kendi çıkarlarını maksimize etmek için bir tür finansal baskı sağlayarak, yasama süreci üstünde önemli bir güç elde etmişlerdir. Bununla birlikte medya kuruluşlarının her türlü haber ve bilgiyi kamuoyu ile paylaşması, beraberinde bazı tartışmaları da gündeme getirmiştir. 2006 yılında Sunshine Press tarafından bir proje olarak kurulan WikiLeaks, bu açıdan en çarpıcı örneği teşkil etmektedir. WikiLeaks çoğu kez hem ulusal güvenliği tehdit edebilecek hem de yabancı ülkelerde çalışan istihbarat görevlilerini ve onlara yardım edenleri savunmasız bırakacak bilgilerin, kamuoyuna sızdırılmasına izin vermiştir (Heywood, 2013: 184). Sonrasında gelişen olaylar ise WikiLeaks ile özdeşleşen internet aktivisti Julian Assange’ın tutuklanmasına sebebiyet vermiştir.

Basın- yayın kuruluşları bu açıdan bakıldığında, seçilmiş olaylara ilişkin- sözlü ya da sözlü olmayan iletişim yollarıyla- insanları bilgilendirmenin ötesine geçerek aynı zamanda bu türden bilgileri ve olayları şekillendirebilmektedir.43 Dolayısıyla, politika

42 1970’lerdeki KidVid (Kid Video kavramının kısaltmasıdır. Bu kavram, çocuklar için yayın yapan televizyon programları ya da videoları anlamına gelmektedir) terminolojisi ile (8 yaş ve altı) ifade edilmektedir.

43 Örneğin, yapısal dönüşüm kapsamında, film endüstrisi de bu türden bir etki çerçevesinde değerlendirilebilir. 1914 gibi erken bir tarihte Hollywood’un Birleşik Krallık piyasasının %60’ına sahip olması bu açıdan önemli bir göstergedir (Fulcher ve Scott, 2006: 372). Bu endüstri, toplumsal düzeyde incelendiğinde ise örneğin dijitalleşme politikalarının etkilerinin, bu şekilde, önceden saptanabildiği söylenebilir. Teknoloji ve hukuku birleştiren 2002 yapımı “Azınlık Raporu” (Minority Report), insan varlığının gerekliliğini sorgulayan 2001 yapımı “Yapay Zekâ” (A.I.), değişen dünyaya yetişemeyen hukuk sistemi ve karar vermede manipülasyon konusunu işleyen 2019 yapımı “Veri Savaşları” (The

66

yapımcıları, medyayı kullanarak çoğu kez politikalara ya da seçimlere ilişkin bir algı üretebilmektedirler. Bu konuda, kitle toplum teorisyenlerinden sayılan Kornhauser, böyle bir algının politik olarak yaratabileceği tehlikelerden bahsetmiş ve 1930’ların faşist liderlerinin- Hitler ve Mussolini- bu yolla insanları etki altına aldıklarını ve kontrol ettiklerini ifade etmiştir (Fulcher ve Scott, 2006: 362). Buna paralel olarak, Birkland (2015) medyanın etkisini bir adım daha ileri götürerek, bu kuruluşları devlet organının dördüncü bir kolu (yasama, yürütme ve yargı erklerinin dışında) olarak tanımlamış ve vatandaş- devlet arasında üstlendikleri işlev dolayısıyla da bu kuruluşları

“gözlemci (watchdog)” olarak nitelendirmiştir (Birkland, 2015: 144).

Benzer bir şekilde Anderson (2003) da 1950’lerde artan basın- yayın kuruluşlarını (gazete, dergi, radyo, televizyon, sosyal medya ve internet)44 kasıtlı ya da diğer türlü, insanların kamu politikaları üzerine ne düşündüğünü/düşünmesi gerektiğini belirlemeye yardımcı olan mekanizmalar olarak tanımlamıştır (Anderson, 2003: 63). Bu konuda, internet arama motorları (Google, Yahoo, Bing ve Yandex gibi) da anahtar kelimeler, bu kelimelerle yapılan benzer aramalar ve çıkan sonuçların öncelik sıralaması gibi araçlarla kamuoyunu yönlendirebilmektedir. Örneğin, 2020 Kasım ayında yapılması planlanan ABD Başkanlık seçimlerine ilişkin arama motorlarında yapılacak bazı kelimeler, ortaya çıkan farklı sonuçlar açısından dikkate değerdir. Bu durumda

Great Hack) ile basın gücü ve kanunların adalet politikalarını etkilemesini irdeleyen 2018 yapımı “Her Zaman Etiketi Oku” (Always Read the Label) filmleri bu açıdan önemli katkılar sağlayabilir. Benzer bir biçimde, 2017 yılında 01- 04 Kasım tarih aralığında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde gerçekleştirilen KAYFOR-15 (Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu) “Dijital Çağda Kamu Yönetimi ve Politikaları” başlıklı sempozyumda, özel bir sinema oturum gerçekleştirilmiştir. Bu oturumda, ilk kez sci-fi ve kamu yönetimi arasında sci-filmler üzerinden geleceğe dönük bir konumlandırma düzeyi elde edilmeye çalışılmıştır. Kamu yönetiminin ve politikalarının bu açıdan nasıl bir dönüşüm geçirmesi gerektiği tartışılmıştır. Bu kapsamda; “Son Umut” (Children of Men), “Mesaj” (Contact), “Aşk” (Her), “Karanlık Şehir” (Dark City), ve “Bıçak Sırtı 2049” (Blade Runner 2049) filmleri gösterilmiş ve bunlar üzerine tartışma yapılmıştır.

44 Özellikle yapay zekâ ile mevcut görüntü ve videoları değiştirmek anlamında kullanılan Deepfake, internet açısından önemli bir aşama olarak gösterilebilir. 13 Haziran 2019’daki CNN Business haberine göre, Amerika Birleşik Devleri Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’nden Adam Schiff, bu konuya dikkat çekmiş ve eğer bu tehlikeye karşı herhangi bir yasal düzenleme getirilmezse seçim kampanyalarında kaos ve krizlerin ortaya çıkacabileceğini iddia etmiştir (O’Sullivian, 2019). Benzeri bir olay eski ABD Başkanı Barack Obama’nın bir konuşmasında yaşanmış ve deepfake yöntemi ile Obama’nın konuşması tıpkı kendisi konuşuyormuş gibi orijinalinden ayırt edilemeyecek bir şekilde değiştirilmiştir. Dolayısıyla, bu şekilde, örneğin seçim kampanyalarında vatandaşların herhangi bir politikaya ya da politikacıya karşı tutum ve davranışları yanlış bir şekilde yönlendirilebilir.

67

Cumhuriyetçi aday “Trump” kelimesi Google arama motoru üzerinden aratıldığında anahtar kelimeler; Twitter, son dakika haberleri ve ailesi, tam zamanlı45 ilişkili kelimeler olarak ortaya çıkmaktadır. Aynı kelime, Yahoo üzerinden sorgulandığında;

Twitter, kampanya ve seçim kazanma oranı, tam zamanlı anahtar kelimeler olarak çıkmaktadır. Bing ve Yandex arama motorları üzerinden bu kelime aratıldığında;

Twitter, Suriye ve beden dili şeklinde tam zamanlı anahtar kelimeleri ile karşılaşılmaktadır. Dolayısıyla, arama motorlarındaki tam zamanlı verilere bakılarak, örneğin ABD seçim dönemlerinde kamuoyunun ilgisinin ne yönde olduğu gözlemlenebilmektedir. Bugün birçok ülke, böyle bir etkinin farkına vararak kendi arama motorlarını oluşturmuştur. Türkiye de 2017 yılında “Yaani” adlı arama motoru ile bu gelişmeye eklemlenmiştir. Bu şekilde, ülkeler kendi kontrol mekanizmaları ile arama motorlarındaki sayfaları ve tam zamanlı anahtar kelimeleri değiştirebilme veya düzenleyebilme fırsatı yakalayabilmişlerdir. Won ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, internet arama motorlarının teknik boyutunun yanı sıra kullanıcıların tercihlerine de değinilmiştir. Bu çalışmada farklı internet motorlarının sağladığı avantajlar üzerine, kullanıcıların yaptıkları yorumlar üzerine durulmuştur (Won ve diğerleri, 2008: 50). Dolayısıyla, çoğu kez seçimlere ilişkin yapılan anket uygulamaları neticesinde elde edilen kamuoyu yoklaması sırasında oluşan farklılıklar, esasen, internet arama motorlarında insanların ankette gösterdikleri dürüstlükten daha fazlasını göstermelerinden kaynaklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, arama motorları karşısında herkes daha özgür olabilmektedir. Ancak bu özgürleşme beraberinde birtakım sorunları da getirebilmektedir. Howe, bu konuda Singapur’u örnek göstererek; yalan haberlerin, sahte hesapların, yanlış bilgilendirmelerin yargısal boyutunu oluşturan ve 2019 yılında yürürlüğe giren “Çevrimiçi Sahtecilik ve Manipülasyondan Koruma Kanunu

45 World Wide Web (www) üzerinden arama motorlarında yapılacak olacak aramalarda kullanılan ve aranılan kelimeye ilişkin anında bilgi erişimi sağlayan (Kesen ve diğerleri, 2008: 142) kelimelerdir.

68

(POFMA)”46 örneğini vermiştir (Howe, 2019: 239). Bununla birlikte, bu özgürleşme ve yaratabileceği yanlış yönlendirmeler, birçok kuruluş tarafından da dikkate alınmış ve bu kuruluşlar, halka doğru bir şekilde ulaşma yollarındaki çeşitliliği çoğaltmış olup, buradaki halkla ilişkiler- reklam kalemindeki maliyetlerini de artırmışlardır.

Basın- yayın kuruluşlarının bu önemli etkisi, TÜSİAD tarafından da dikkatle değerlendirilmiştir. 2005 yılında Ümit Boyner başkanlığında kurulun “Yurtdışı İletişim Komisyonu” ile Alman Lojistik Şirketi DHL Express iş birliği çerçevesinde Türkiye’nin, Avrupa ülkeleri içinde Avrupa Birliği standartlarında olduğunu göstermek amacıyla karikatür çalışmaları başlatılmıştır (Türk, 2009: 125). Piyale Madra tarafından TÜSİAD için özel olarak çizilen bazı karikatürler gösterilmiştir:

46 Singapur Parlamentosu tarafından kabul edilen bu kanun devletin, internet üzerindeki (özellikle sosyal medya) kontrolünü artırmaya yönelik olarak çıkarılmıştır. Kanunun gerekçe metninde amaçlar açıklanmıştır (Republic of Singapore Government Gazette Acts Supplement, no: 26, 2019) :

- Singapur’da gerçeğe ilişkin yanlış beyanların yayılmasını önlemek ve bu tür bir iletişimin etkilerine karşı koymak için önlemler alınmasını sağlamak,

- Singapur’daki yanlış beyanları tekrar tekrar ileten çevrimiçi platformların finansman, tanıtım ve diğer sağladığı destekleri bastırmak,

- Eşgüdümlü sahte hareketlerin ve diğer çevrimiçi hesapların ve robotların yanlış kullanımlarına ilişkin tespit, kontrol ve koruma önlemlerinin alınmasını sağlamak, ve

- Doğrudan siyasi bir amaca yönelik ücretli içerikle ilgili bilgilerin açıklanmasına ilişkin önlem alınmasını sağlamaktır.

69

Bahsi geçen karikatürler, TÜSİAD’ın batı odaklı vizyonuna uygun olarak Türkiye’nin tanıtımını amaçlamaktadır. Karikatürlerdeki diyalog ve monologlar

70

içerikten incelendiğinde, Türkiye’nin hâlihazırda belirgin bir kültürel düzeye sahip olduğu ve bu anlamda yaşam kalitesinin batı standartlarında olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Bir diğer ifadeyle, Türkiye’nin Avrupa Birliği kriterlerine sahip olduğu algısı yaratılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, karikatürlerde kullanılan takım elbiseli karakterler ve kadın karakterler dikkat çekmektedir. Takım elbise, iş dünyasına ve batıya referans verirken; toplumsal cinsiyet açısından kadının varlığı da işlenmiştir.

TÜSİAD, ilk kez Aralık 2000’de yayınladığı “Kadın Erkek Eşitliğine Doğru Yürüyüş: Eğitim, Çalışma Yaşamı ve Siyaset” başlıklı raporunda, iş dünyasında kadının47 önemine dikkat çekmiştir. 24 Mart 2009’da bu gelişmenin paralelinde 5840 sayılı kanun ile TBMM’de “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” kurulmuştur.

Bununla birlikte, 2016 yılında ABD danışmanlık şirketi McKinsey ve TÜSİAD ortaklığında hazırlanan “Kadın Meselesi- Türkiye’nin Gelecekteki Potansiyeli: İş Yaşamında Kadın” raporunda da Türkiye’nin büyümesi için kadınların iş hayatındaki varlığının önemli olduğu yazılmıştır. Söz konusu şirket ile Türkiye ilişkileri, bu tarihten sonra da devam etmiştir. Eylül 2018’de bu şirket ile Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi çalışmaları üzerine bir anlaşma yapılmış fakat daha sonra böyle bir ek hizmete gerek görülmediği kanaatine varılmıştır. Bu ofis, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda “Yeni Ekonomi Programı (YEP)” doğrultusunda maliye politikalarında gerçekleştirilmesi planlanan düzenlemeleri hayata geçirmek için kurulmuştur.

Dolayısıyla böylesi yeni bir yapılanmada aktör olarak, bir uluslararası şirket seçilmiştir.

Buna ek olarak, McKinsey şirketi ile TÜSİAD arasında rapor ortaklığı dışında önemli birtakım bağlantılar da bulunmaktadır. TÜSİAD üyesi birçok holding, bu şirketin

47 Kadının iş dünyasındaki ve toplumsal yaşamdaki yerine ilişkin birtakım yasal düzenlemeler de yapılmıştır. Örneğin, kadınların çalışma hakkı, önceden Medeni Kanun 159. maddesi gereği eşlerin iznine tabi kılınmıştı. 2 Temmuz 1992 tarihli 21272 sayılı resmî gazetede, Anayasa Mahkemesi, ilgili kanun maddesini anayasal eşitliğe aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ederek bu eşitsizliği gidermiştir (T.C. Resmî Gazete, 1992). Daha sonra özellikle 1979’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen

“Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi” (CEDAW) gereği, 2000 yılında CEDAW Komitesine ilgili şikâyetleri kabul etme ve inceleme yetkisi tanınmış ve sonrasında ise 2002’de, Yeni Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe alınması gibi gelişmelerle, kadınlara ilişkin yasal zeminde düzenlemelere gidilmiştir.

71

sağladığı yönetsel danışmanlığı aktif bir şekilde kullanmıştır. Örneğin, McKinsey şirketi önerisiyle ve yeniden yapılanma misyonuyla, Sabancı Holding 27 Mart 2001 yılı Genel Kurul toplantısında, bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği’ne şu an TÜSİAD Başkanı olan Simone Kaslowski’nin babası Aldo L. Kaslowski seçilmiştir. Böylece Sabancı ailesinden giden isimlerin yerine profesyonel isimler transfer edilmiştir. Bütün bu gelişmelerin paralelinde ise 18 Ocak 2018 tarihindeki TÜSİAD 48. Olağan Genel Kurul toplantısında, TÜSİAD açılımındaki “iş adamları” kelimesini “iş insanları” olarak değiştirilmesi kararı alınmıştır. Bu tarihten itibaren de gerek kamuoyu gerekse de devlet yönetimi tarafından “iş insanları” terimi tercih edilmeye başlamıştır.

Söz konusu etkilerden daha önemli olarak, basın- yayın kuruluşları ayrıca siyasi liderlerin davranışlarını ve dolayısıyla hükümet politikalarının değişmesini de etkileyebilme gücüne sahiptirler (Heywood, 2013: 183). Bu konuda CNN Etkisi kavramı tam olarak medya ve politika yapımcıları arasındaki ilişkiyi anlatmaktadır. Televizyon haberlerinin, politika yapımcılarının belirli bir politikayı benimsemelerinde oynadığı direkt rol şeklinde açıklanan kavram, bu şekilde medyanın belirli politikalara ilişkin olarak hükümetlerin karar vermesini hızlandırdığını iddia etmektedir (Robinson, 1999:

303). Örneğin, ABD’de Başkan Bush döneminde gerçekleşen 11 Eylül 2001’deki48 terör saldırısında, haberler o kadar hızlı yayılmıştır ki hükümet ve Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) uygulanacak politikalar üzerinde yeterince tartışmadan, haberlerin yayılmasından daha hızlı hareket etmek durumunda kalmışlardır (Heywood, 2013: 186).

Dahası, bu saldırı sonrasında ABD savunma politikalarında özelleştirme uygulamaları, ivedilikle hayata geçirilmiş ve en somut gelişme ise bir özel askeri şirket olan

48 El Kaide terör örgütünün üstlendiği saldırı (yaygın bilinen adıyla 9/11 terör saldırısı), New York şehrindeki Dünya Ticaret Merkezi’ne bilinen adıyla ‘İkiz Kuleler’e dört adet koordineli uçak saldırısı şeklinde gerçeklemiş ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

72

Blackwater’ın49 bu alanda merkezi konuma getirilmesiyle yaşanmıştır (Scahill, 2007:

51). Bu gelişme daha sonra maliyet faktörünün de etkisiyle birlikte ABD’ye bağlı birçok eyalette, kamu hizmetlerinin özel şirketler tarafından sunulmasına temel hazırlamıştır. Dolayısıyla 21.yy. ile anılan bilgi çağı, basın- yayın kuruluşlarının etkisinin hemen hemen her alanda ön plana çıkmasını sağlamıştır.