• Sonuç bulunamadı

3.2. Kadın ve Beden

3.3.2. Estetik Ameliyat Modası

Estetik ameliyat, bedeni normalleştirme, motifleme, maskeleme, heykelleştirme, yontma, eksiklikleri giderme ya da fazlalıkları düzeltme gibi farklı yazarlar tarafından farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Birinci ve ikinci dünya savaşlarında askerlerin zarar gören bedenleri üzerinde yapılan estetik ameliyatlar artık kadınların vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Daha önceleri saç, makyaj ve giyimle sınırlı olan moda artık alanını genişleterek estetik ameliyat, vücut geliştirme, liposaktion, deri gerdirme ve saç ektirme gibi alanlara doğru genişlemiştir (Cranny-Francis vd., 2003, s.201-202). Yağ ve şişmanlık başka yerlerde ve çağlarda güzel sayılırdı. Ama tüketim toplumunda zorunlu güzellik incelikten ayrılmaz. Göstergeler mantığına göre sadece ince ve narin olunabilir. Hatta güzellik modanın yüceltilmesi olan modellerin ve mankenlerin profilinde sıska ve etsiz olacaktır (Baudrillard, 2004, s.180).

Feminist kuramlar içinde, estetik ameliyat kadınlar üzerindeki baskıcı yapısından dolayı en fazla tartışılan konular arasında yer almaktadır. Güzellik endüstrisi kârını, “seslendiği” insanların bedenlerinin diğer insanların bedenlerden daha az dikkat çekici olduğuna inandırarak sağlamaktadır. “Böyleydi Böyle Oldu” söylemiyle “çağırdığı” insanların kırışıklık, şişmanlık ve sarkan derilerinin yerine daha sıkı deri ve yenilenen beden vaadiyle “yanlış bilinç” aşılayarak moda olan beden yaratmaktadır (Covino, 2004, s.4-6). Bu kusurları kabul edemeyen kadınlar vücutlarından nefret etmeye başlamaktadır. Kendilerini beğenmeyen kadınların imdadına estetik ameliyat endüstrisi yetişmektedir. Estetik ameliyat sadece kadınların güzelleşmesini sağlamamakta aynı zamanda onların bedenleri aracılığıyla kimlik kazanmasını da sağlamaktadır (Davis, 1995, s.74-163).

Kadınların estetik ameliyat olma sebeplerden biri ataerkil ideolojinin kurbanları olmalarıdır. Örneğin, Robin Morgan, feminist bir bakış açısından hareketle, kadınların kendi özgür seçimi gibi gözükse de aslında kadınların, ataerkil baskıdan dolayı estetik ameliyat olduklarını ileri sürmektedir. Estetik ameliyatla yeni bir kimlik kazandıklarını sanarak aslında, geleneksel hegemonik erkeklik ideolojisinin şekillendirdiği kadın bedenine ulaşmaktadırlar. Bu nedenle yazara göre estetik ameliyat kadınlar üzerinde baskı oluşturan sisteme destek vermektedir ve bu özelliği ile de ideolojik bir kamuflajdır (1991, s.25-53). Kadınlar ataerkil ideolojinin kurbanları olduğunu düşünen diğer bir yazar Anne Balsamo göre ise, estetik ameliyat geleneksel olarak cinsiyetleştirilmiş bedenleri yeniden ele almaktadır. Kısaca

belirtmek gerekirse, kültürel olarak inşa edilmiş doğal bedeni yeniden ele alarak, yeniden bir beden ortaya çıkarmaktadır (1996, s.78-79).

Kadınların estetik ameliyat olmalarını düşündüren diğer bir neden kitle iletişim araçlarıdır. Özellikle de kitle iletişim araçları tarafından mükemmellik bombardımanına tutulan kadınların memnuniyetsizliklerine estetik ameliyat yetişmektedir (Negrin, 2008, s.75). Kapitalist ideoloji tarafından şekillendirilen kadın bedeni, medyada meta olarak gösterilmektedir. Bundan hiçbir şekilde kaçış yolu yoktur. Reklamlar, internet, dergiler, moda endüstrisi uluslararası güzellik normlarını göstermektedir. Standartlaştırılmış beden, kadınların sahip olması gereken bir beden olarak yansıtılmaktadır (Yanıklar, 2006, s.124). Güzellik kadın için mutlak, dinsel bir buyruğa dönüşmüştür. Güzel olmak iş düzeyindeki başarı gibi, beden düzeyinde seçilmiş olma göstergesidir. Güzellik sırf sermayenin bir biçimi olduğu için mutlak bir buyruktur (Baudrillard, 2004, s.168-169). Çünkü kitle iletişim araçları uluslararası güzellik normlarının yayılmasında en etkili araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadın bedeni üzerinde neyin güzel neyin çirkin olduğunu söylemektedir. Genç, güzel ve bakımlı kadınları ekranda gören kadınlar, tıpkı olanlar gibi olmak için estetik merkezlerine koşmaktadır. Zuhal Akmeşe’ye göre, günümüzde kitle iletişim araçlarında sunulan ideal kadın imajı zayıf, bronz tene sahip, bakımlı, renkli gözlü, çoğunlukla sarışın, seksi, alımlı ve cezbetme potansiyeline sahip kadın olarak tanımlanabilmektedir. Bu özelliklere sahip kadın ise erkek tarafından birincil tercih olarak sembolize edilmektedir. Bu bağlamda kitle iletişim araçları tarafından kadınlara aşılanan fikir kadının temel amacının bu ideal kadın gibi olması gerektiği üzerinedir (2012).

Estetik ameliyat yaptıran kadınlar bedenlerini disipline etmektedirler. Zihinsel, duygusal ve ruhsal durumumuza seslenen estetik ameliyat endüstrisi; toplumsal kabul, beğeni, erkek bakışlarını çekmek ve yaşlanmayı geciktirmek için mükemmel bedenlere sahip olmanın yollarını göstermektedir (Covino, 2004, s.10-14). Bunun için bedenin disipline edilmesi gerekmektedir. Michel Foucault, “Hapishanenin Doğuşu” adlı kitabında; bedenin disipline edilebilmesi ve üzerinde iktidar kurulabilmesi için öncelikle ruhun zapt edilmesi gerektiğini söylemektedir. “Panoptik” bakış bu açıdan önemlidir. Bu sistemle insan ruhu artık bedeni, disipline etmekte, denetlemekte, şekillendirmekte ve uyum sağlamasına yardımcı olmaktadır. Böylece beden artık metalaşmıştır (1995). Bu açıdan değerlendirildiğinde estetik ameliyat endüstrisi, toplumsal kabul, onay ve mutluluk için çirkin olan bedeni disipline etmek

açısından ruhlara seslenmektedir. Zapt edilen ruhlar uygunsuz, çirkin ve bakımsız bedenin bu durumdan kurtulması için endüstriye boyun eğmesi gerektiğini söylemektedir.

“Metalaşma” kavramını ele alan feministler, estetik ameliyatların kadınları makineleştirdiği ve güçsüzleştirdiği üzerinde yoğunlaşarak, erkeğin bakışı altında kendini yenileme çabalarıyla kadın bedeni metalaşmaktadır demektedirler. Estetik ameliyat endüstrisi; ideal beden kavramını, tinleştirdiği estetik ameliyatla güzelleşen beden ve sıradan bedenin tersi olarak sürdürmektedir. İdeal beden artık gerçek beden değildir. Estetik ameliyat endüstrisi ideal beden olarak ruhlaşmış bedenleri koyduğu reklamlarında, ameliyat olanları parlak genç ve pürüzsüz olarak resmetmektedir (Covino, 2004, s.6-7). Anne Balsamo, Kathryn Morgan ve Orlan gibi yazarlarda bedenin metalaşmasını tüketim kültürü içinde tartışmaktadırlar. Joanne Finkelstein dediği gibi görünümü değiştiren cerrahi ve teknolojik gelişmeler, bedeni bir meta gibi işleyerek daha iyi duruma getirmektedir (aktaran Negrin, 2008, s.91).

Kathy Davis ise estetik ameliyat yaptıran kadınlara başka bir açıdan bakmaktadır. Yazar, “Reshaping The Female Body: The Dilemma of Cosmetic Surgery” adlı kitabında estetik ameliyatı ataerkil ideolojinin baskısı olarak niteleyen diğer feministlerin tersine, estetik ameliyatı bir baskı olarak görmemektedir. Estetik ameliyat yaptırmak isteyen kadınlar körü körüne ataerkil ideolojiye boyun eğdikleri için yaptırmamakta, onlar zararlarını ve faydalarını bilerek yaptırdıklarını iddia etmektedir. Estetik ameliyat yaptırmaya karar veren kadınlar onu ataerkil baskıdan çok motive amaçlı yaptırmaktadırlar (1995). Estetik ameliyat kimlik ve güzellikle ilgili değildir. Kendini algılama konusunda bedenine sıkışan kadının imdadına estetik ameliyat yetişerek, bedeni aracılığıyla kimliğini yeniden bulmasına yardımcı olmaktadır. Estetik ameliyat kadının bedenine şekil vererek hayatına renk katmaktadır (Davis, 1995, s.163). Ancak Davis’in bakış açısı birkaç sebepten dolayı problemlidir. Öncelikle kadının bedeniyle olan ilişkisini ihmal etmekte, ataerkil yapının güzellik ideallerine boyun eğen bedeni robot olarak görmektedir. Her ne kadar Davis’in estetik ameliyat yaptıran kadınlarla mülakatında bütün risklerinin kendilerine anlatıldığını söyleseler de, estetik ameliyat endüstrisi kadınlar üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır. Davis, kadınların eşleri veya erkek arkadaşlarının baskısı sonucu estetik ameliyat yaptırmadıklarını söylemektedir. Kadınlar kendileri istediği için estetik olmaktadır demektedir. Ancak kadınların bedenleriyle ilgili memnuniyetsizliklerini açıklamamaktadır (Negrin, 2008, s.77).

Türkiye’de de estetik ameliyat endüstrisi son derece gelişmiştir. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Yücel, estetik ameliyat olan genç hastaların daha çok burun, meme küçültme-büyültme ve liposuction yaptırdıklarını belirtmiştir (2010). Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Teoman Doğan, “Türkler, estetik yaptırmaktan çekinmiyor, Türkiye´deki estetik ameliyat artışı, dünyadaki artıştan da fazla, yapılan bütün estetik operasyonlar içinde en popülerinin, Türkiye’de daima burun ameliyatı olduğunu, ikinci sırada genellikle liposuction, göğüs ameliyatları gibi ameliyatların geldiğini” söyledi (2014). Türkiye'nin estetik haritasını çıkaran Op. Dr. Serkan Dinar, Türkiye'de, estetik ihtiyaçlarını, beslenme şekilleri, genetik problemler ve yaşam tarzı olduğunu belirtti. Karadeniz bölgesinde burun estetiğinin, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da karın germe, yağ alma ve meme küçültme ameliyatlarının yaygın olduğunu belirtti. Haritaya göre, Ege'de göğüs büyütme ve liposuction, Akdeniz'de güneşin yoğun etkileri nedeni ile cilt lekelerinin tedavisine yönelik hücre spreyi tedavisine yoğun talep görülüyor (2013). Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Naci Karacaoğlan ise, estetik cerrahinin ve teknolojinin her geçen gün ilerlemesiyle de günümüz insanının, güzellik adına kendi kendini tepeden tırnağa değiştirebilecek duruma geldiğini ve ameliyatların artık kolay olduğunu belirtti. Hastaların kendilerine geliş şeklinin yaş gruplarına göre değiştiğini. Örneğin 18-25 yaş arasında en çok burun, 25-45 yaş arası yağ toplanması, meme ve karın sarkmaları, 40-50 yaş arasında yüz şikayetleri olabiliyor dedi (2014).

Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneği'nin (ISAPS) Asya, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Okyanusya kıtalarından 31.894 plastik cerrahın katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, Türkiye, en çok estetik operasyon yapılan ülkeler sıralamasında 13'üncü sırada yer almaktadır. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel araştırmanın Türkiye ile ilgili bölümünde şunları söylemektedir; Türkiye’de yağ aldırma işlemlerinin artmasını, Türk kadınlarının kendilerine daha çok baktıklarının, vücutlarına ve giydiklerine daha özen gösterdiklerinin bir işareti olarak görebiliriz. Gerek kadınlar, gerekse erkekler artık yediklerine daha çok dikkat ediyor, daha iyi giyiniyor, daha çok spor yapıyor. Estetik burun ameliyatları ise ülkemizde en çok yapılan ameliyatlardan biridir (Çetinsaraç, 2013).

Görüldüğü gibi Türkiye’de de estetik ameliyat endüstrisi son derece gelişmiştir. Türkiye’de genellikle beslenme, genetik, ırk ve yaşam tarzı gibi sebeplerden dolayı insanlarda, burun estetiği, yağ aldırma ve göğüs küçültme ameliyatlarının en sık rastlanan

durum olduğu yetkili ağızlardan anlaşılmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse, estetik ameliyat, bedenin düzeltilmesi ve güzelleştirilmesi için kullanılan teknik ve teknolojiyi kapsamaktadır. Kadınlar hem sayısal olarak hem de ideolojik olarak estetik ameliyat endüstrisinin öncelikli alıcılardır (Code, 2000). Kadınların estetik ameliyat için içinde bulunduğu durumu Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Sönmez şu şekilde değerlendirmektedir;

“Estetik ameliyat olanların yüzde 90’ını kadınlar oluşturuyor. Kendini, yüzünü ve bedeninin oluşturduğu güzellik hissini daha yoğun yaşamak isteyen kadınlar estetiği tercih ediyor. Kendini güzel görme, hem hemcinsleri hem de karşı cins tarafından beğenilme arzusu kadınlar için öteden beri daha baskındır. Bu nedenle erkeklerden daha çok kadınlar estetik ameliyat olurlar. Estetik ameliyat olma arzusuyla doktora başvuran kadınları yaş gruplarına göre de üçe ayırmak mümkündür. Bu grup hastaların yaşça genç olanları en sık burun şeklinden veya göğüslerinin küçüklüğünden şikâyetle doktora gidiyor. Daha ileri yaşta olanlar ise genelde doğum sonrası vücutlarında ortaya çıkan deformitelerden rahatsız ve göğüs dikleştirme, karın germe gibi ameliyatlar istiyor. Üçüncü grup olan daha ileri yaşlarda ise kadınlar yüzde meydana gelen yaşlanma belirtilerinin giderilmesini arzu ediyor. Ameliyat sonrası memnun olma oranları da daha yüksek”(2010).

Görüldüğü gibi Türkiye’de kadınların estetik ameliyat olmalarının sebebi güzellik, beğenilme, gençleşme ve yaşlanmayı giderme olarak sıralanmaktadır. Bunun en büyük sebeplerinden başında güzellik sisteminin söylemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınların bedeni şişman, yaşlı vb. gibi tanımlanmaktadır. Estetik ameliyat kadınların ikinci konumlarının ana kaynağıdır. Kadınlar mümkün olmayan mükemmel bedene ulaşmak için sürekli olarak güç sarf etmektedirler (Code, 2000).