• Sonuç bulunamadı

1. TELİF HAKLARI

1.5. Eser Sahibinin Hakları ile Bağlantılı Haklar

Teknolojinin ilerlemesi ve kayıt olayının ortaya çıkması ile eser ve işlenme eser sahibinin dışında başka kimselerin de fikri hukuk kapsamında korunması zorunlu olmuştur. Bu kişilerin başında; icracı sanatçı, fonogram yapımcısı ve eserlerin yayınlanmasını sağlayan yayın organları gelir. Bu kimseler eser sahibi gibi yeni bir eser ortaya koymamakta, yalnızca var olan bir esere bağlı olarak bir esere bağlı olarak bir fikri emek sarf etmektedirler. Ancak işlenmelerde dahil olmak üzere, fikri bir ürünün eser niteliği tanınabilmesi için, yaratıcılık yeteneği sonucu, ortaya var olandan başka bir eserin çıkması zorunludur. Oysa bağlantılı hak sahibinin faaliyetinde bu unsur noksandır. Buna rağmen bu kimselerin, fikri hukuk alanındaki katkıları yadsınamaz.

Zira bu kimseler eserlerin kitlelere ulaşmasına çeşitli şekillerde aracılık ederler. İşte bağlantılı hak sahiplerinin korunmaya değer fikri emekleri de budur. Bu sebeple giderek ulusal fikir sanat eserleri mevzuatlarında ve uluslararası düzenlemelerde koruma altına alınmıştır.103

FSEK’te 4110 sayılı kanunla yapılan değişikle, “İcracı Sanatçılar, fonogram Yapımcıları ve Yayın Kuruluşlarının Korunmasına Dair Sözleşme”ye uygun olarak komşu haklar düzenlenmiştir. 4630 sayılı kanunla yapılan değişikliklerle uluslararası sisteme uyum açısından mevcut olan eksikler giderilmeye çalışılmışsa da başarılı olduğunu söylemek güçtür. Bağlantılı haklarla ilgili çeşitli uluslararası sözleşmeler vardır. Bunlardan birincisi 29 Ekim 1971 tarihli “Fonogram Yapımcılarının Yetkisiz Kopyalanmadan Korunmasına İlişkin Konvansiyon, ikincisi ise 20 Aralık 1996’ta Cenevre’de diplomatik konferansta kabul edilmiş bulunan ”WIPO İcracılar ve Fonogramlar Sözleşmesidir” dir.104

Bu hakların hukuki nitelik ve özelliklerini şöyle sıralamak mümkündür:

103 Arkan, s.31.

104 Tekinalp, s.256.

 Bağlantılı haklar fikri hukuk içerisinde yer almaktadır. Tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelerde bağlantılı haklar fikri hukuk sınırları içerisinde yer alır.

 Eserin halk kitlelerine ulaşmasına ve yayılmasına doğrudan aracılık eden kimselere tanınır.

 Eser sahibi hakları gibi bağlantılı haklarda mutlak haklardandır ve münhasıran eser sahibine aittir.

 Bir yönleri ile malvarlığı hakları, bir yönleri ile şahsiyet hakları arasında yer alır.

 Bağlantılı hak sahipleri, kendi haklarını kullanırken eser sahiplerinin mali ve manevi haklarına zarar vermemelidirler.

 Hukuki düzenlemelerde sınırlı sayıda sayılmıştır.

 Sahiplerinin koruma gerekçeleri birbirinden oldukça faklıdır.

 Bağlantılı haklara ilişkin hükümler, özel hüküm niteliğindedir.

 Eser sahibi haklarına bağlıdır.

 Ulusal ve uluslararası düzenlemelerde yeknesak(homojen) değildir.105

FSEK’in 1/B maddesinde ise, bağlantılı haklar ve komşu haklar şu şekilde tanımlanmıştır.

Bağlantılı haklar: Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla komşu hak sahipleri ile filmlerin ilk tesbitini gerçekleştiren film yapımcılarının sahip oldukları haklar,

Komşu haklar: Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçıların, bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları ile radyo televizyon kuruluşlarının sahip oldukları haklar.

105 Tekinalp, s.31-36.

2. BÖLÜM

ELEKTRONİK BELGELER

2.1. Belge Kavramı

Birçok meslek mensubunun (kütüphaneciler, arşivciler müzeciler, diplomatik bilimiyle uğraşanlar, hukukçular, vd.) ilgi alanına giren bu terim, değişik disiplinlerin mensupları tarafından değişik şekillerde tanımlanabilmektedir. Örneğin, çoğu kimse kitap, dergi, arşiv malzemesi gibi nesneleri “belge” olarak nitelendirmekte çok fazla zorluk çekmezken, kil tablet, heykel, bir bitki, insan ya da hayvana ait kataloglanmış bir müze malzemesi (kemik vs.) gibi nesneler birer belge olarak nitelendirmekte zorluk çekmektedirler. Oysa bilimsel ve teknolojik bakış açısıyla ele alındığında bir müze nesnesi bu nesnenin yazılı tanımından daha değerlidir ve bibliyografik açıdan da

“belge” olarak değerlendirilmelidir106

Belge terimi geleneksel olarak bir ortam (medium) bu ortamda kayıtlı yazı veya işaretlerden (inscription) oluşmaktadır. Çeşitli disiplinlerde belge, biçim, işaret ve ortam açısından ele alınarak ayrı ayrı incelenmektedir. Biçim olarak ele alındığında belge bir bilgilendirme ya da iletişim nesnesidir. Bu yönüyle belgeler daha çok hattatları, müzik ve sinema yapımcılarını, otomatik örüntü (pattern) tanıma sistemleriyle uğraşanları ve bu belgelerin ve bu belgelerin kataloglama, sınıflama ve yönetiminde sorumlu olan kütüphanecileri ve arşivcileri ilgilendirmektedir. Dilbilimcileri, bilgisayarcıları ve yapay zeka uzmanlarını içeren gruptakiler için belgelerin üzerindeki işaretlerin anlamı daha fazla önem taşımaktadır. Bilginin üzerinde bulunduğu ortam, yani belge, bilginin güvenilir ya da yasal olup olmadığı vb. konularda da bilgi verir. Bu açıdan bakıldığında bir belge, salt üzerindeki işaretler ve bu işaretlerin ne anlama geldiğine bakılarak değerlendirilmez. Bunun yanı sıra, bir belge toplumsal süreçte o belgenin nasıl yaratıldığını da temsil eder. Bu yönüyle arşivciler, tarihçiler, hukukçular, diplomatik bilimiyle uğraşanlar, yayıncılar gibi birçok meslek mensubu belgelerle ilgilenmektedir.107

106 Yaşar Tonta, “Bilgi Yönetiminin Kavramsal Tanımı ve Uygulama Alanları”, Kütüphaneciliğin Destanı Uluslararası Sempozyumu Bildirileri, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü, 21-24 Ekim 2004, s.57 .

107 Tonta, s.57.

Yukarıda yapılan açıklamalar destekleyecek şekilde Buckland108, belgenin bilgi verme ve delil olma özelliklerini vurgulayarak, belgenin bilginin nesneler üzerine aktarılarak somut hale getirilmiş bir bilgi türü olduğunu söylemektedir. Bucland de belge kavramını geniş tutarak, çeşitli ortamlara aktarılmış bilgi türlerini belge türleri olarak değerlendirmiştir. Bu bilgi türleri, veriler, dokümanlar ve nesnelerdir. Aynı kaynakta belge nedir sorusuna cevap olarak, bilgi bilimi alanında bilgi kaynaklarını ya da belgeleri veriler ve dokümanlarla sınırlandıran açıklanmanın dışına çıkarak, diğer nesneler de potansiyel bir bilgi taşıyıcıdır yanıtını vermiştir. Buna göre basılı bir kitabın belge olduğu gibi, bir harita, bir küre, lokomotif ve gemi maketleri de gerçeğini bilgilendirici bir şekilde temsil ettiği için belgedir. Ayni şekilde, bir lokomotif ya da geminin kendisi, modelinden yahut onlar hakkında bilgi veren bir kitaptan bile daha bilgi verici olabileceğinden belgedir. Buckland belgeyi bilgi taşıyan somut nesneler olarak düşünerek, birçok varlığı belge kategorisine sokarak, geleneksel belge tanımı fikirlerinden uzaklaşmaktadır.

Buraya kadar yapılan genel açıklamalardan sonra, bilgi bilimi açısından belge kavramını değerlendirecek olursak, bilgi bilimciler belge kavramı yerine bilgi kaynağı ya da doküman kelimesini kullanabilmektedir. Bu alanda belge kavramı geleneksel olarak, kitap, dergi vb. gibi metin ağırlıklı bilgi kaynakları için kullanılmaktadır. 19 yüzyılın sonlarında bilimsel ve teknik yayınların sayısının hızla artmasıyla, kayıtlı bilgiyi yönetmek için yeni tekniklere ihtiyaç duyuldu. Böylelikle bilgi bilimciler bilgi kaynakları yönetimini geliştirme çabaları sonucunda dokümantasyon hareketini başlattı.

Bu dokümantalist yaklaşım, kağıt, papirüs, mikroform gibi belirli bir fiziksel ortamdaki metin ağırlıklı kaynaklarla belgeyi sınırlamak yerine, belge kavramını herhangi bir fiziksel bilgi kaynağı olarak genişletmiştir. Yine de bilgi bilimciler, insanlar, olaylar, müze malzemeleri vb. gibi nesneler bilgi kaynağı olmasına rağmen belge kavramı dışında tutmaktadır. Ama resim, metin, veri gibi bir ortama aktarılmış materyalleri belge olarak kabul etmektedirler.109 Özetlemek gerekirse, bilgi bilimciler, bilgi taşıyan kil tablet, yontu papirüs, harita, yazma, kitap, dergi, resim, film, CD-ROM, DVD, ağ

108 Michael Buckland, “ Information as thing”, Journal of the Amerikan Society of Information Science, Vol.42, No.5, 1991, s.351-360.

109 Michael Buckland, “What is a document”, Journal of the Amerikan Society of Information Science, Vol.48, No.9, 1997, s.804.

aracılığıyla erişilebilen Web sayfası, vb. gibi nesneleri “belge” olarak tanımlamaktadır.

Yapılan bu açıklamalar doğrultusunda bilgi bilimdeki belge kavramının, belgenin genel anlamıyla benzerlik taşıdığı anlaşılmaktadır.

Arşivciler ve belge uzmanları ise belge kavramı daha farklı ele almaktadırlar. Belge biliminde belgenin iki ayırt edici özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birincisi belgenin bireysel ve kurumsal faaliyetleri yansıtmasıdır. Belge sadece bir veri kümesi değildir aynı zamanda bir olayın ürünü ya da sonucudur. İkincisi ise, kurumsal ve kişisel aktivitelerin delilini sağlayacak yapısal yeterlilik, içerik ve metni kapsamasıdır110.

ISO 15489’da belgeyi şu şekilde tanımlamaktadır: Belge, işlemlerin veya yasal zorunlulukların yerine getirilmesinde bir kişi veya organizasyon tarafından enformasyon ve delil olarak üretilen, kabul edilen(alınan) ve korunan enformasyondur111.

Belge Yöneticileri ve İdarecileri Derneği (ARMA International) ise, belgeyi organizasyonların faaliyetleri sonucu ürettiği, özelliklerine, ortamına ya da fiziksel yapısına bakılmaksızın kayıtlı bilgi olarak tanımlamaktadır112.

2.2. Elektronik Belgenin Tanımı

Elektronik belge bir bilgisayar tarafından işlenebilen, değişiklik yapılabilen, iletilebilen, belgedir. Yani elektronik belgeler, optik ya da manyetik ortama kaydedilebilir (manyetik teyp, CD-ROM, disket, hard disk vb.), bilgisayar yazılımı ve donanımı kullanılarak erişilebilir, kolaylıkla değişiklik yapılabilir ve bilginin “1” ve

“0” (binary code) şeklinde elektronik ortama kaydedilebilir olabilmesi elektronik belgenin tanımının esasları oluşturmaktadır.113 Elektronik belgelerin basılı belgelere göre avantaj olarak değerlendirilebilen özellikleri ise:

 Kolayca düzenlenebilir: Belgenin içeriği kelime işlemci vb. programlar

110 Richard Cox, “The Record : Is it Evolving”, The Records and Retrieval Report 10, No.3, 1994, s.1-16.

111 Fahrettin Özdemirci, “İlk Uluslar arası Belge Yönetim Standardı: Ülkemiz Açısından Bir Değerlendirme”, Türk Kütüphaneciliği, Cilt.17, Sayı.3, 2003, s.228.

112 David Roberts, “Electronic Recordskeeping : Defining Electronic Records, Documents, Data”, Archives and Manuscripts, Vol.22, No.1, 1994, s.14-26.

113 Michael Roper, Laura Millar (yay.haz.)..Managing Public Records Sector: A Training Programme:

Managing Electronic Records, (t.y.) http://www.irmt.org/ducume-1/educat/mpsr/electronic.doc (26 Ocak 2010).

kullanılarak istenildiği gibi düzenlenebilir ve gözden geçirilebilir. İçeriğine ilişkin dinamik tablolar gibi niteliklerden yararlanılabilir ve isteğe göre hazırlanabilir

 Dahili ve harici hat bağlantısı yapılabilir. Çoklu ortam formatları (metin, görüntü, ses,) belgeler arasında birbiriyle bağlanabilir ve belgeler arsasında tekrar bağlantı sağlanabilir.

 Kolayca nakledilebilir. Depolama formatları (disk, kaset, Baskı) ve görüntüler değiştirilebilir ve karşılıklı alınıp verilebilir, bir girdi karşı tarafa iletilerek çıktı haline getirilebilir. Depolama işlemi için bir ambar değil, sadece boş bir disk gereklidir.

 Kolayca erişim sağlanır. Mantıki doküman yapıları, içeriğin yorumlanmasını ve erişimi kolaylaştırır. Manyetik ve optik ortamlara aktarılarak depolanabilir.

Sonradan üzerinde değişiklik yapılabilir.

 Anında sevk edilebilir. Bilgi saniyeler içinde ya da daha az sürede herhangi bir yere iletilebilir. Dağıtım için ağlar gereklidir.

 Sonsuza kadar üretilebilir. Dağıtım işlemi aslında bir kopya işlemidir. Çoğaltma işlemi sınırsızdır. Çok miktarda kopyalarının kalitesi düşmeyecek şekilde çoğaltılabilir.114

Yukarıda verilen bilgilerden sonra elektronik belgeyi daha geniş bir şekilde tanımlamak gerekirse, “elektronik belge; klavye, tarayıcı, kamera, video, müzik seti, elektronik posta, teleks, faks vb. araçlar arcılığıyla bilgisayar ortamına aktarılan her çeşitli metin, ses, görüntü ve grafik bilgilerinden oluşan belgedir.115” Arşivcilik terimleri sözlüğünde ise elektronik belgeler, “genellikle kodlanmış manyetik disk, manyetik bant, delikli kart gibi ortamlar üzerinde kayıtlı, içerikleri yalnızca makineler aracılığıyla okunabilen ve veri arşivlerinden farklı olarak provenans ilkesine uygun biçimde düzenlenmiş evraklar/arşivler”116 şeklinde tanımlanmıştır.

114 Linda Schamber, “ What is a document? Rethinking the Concept in Uneasy Times”, Journal of the Amerikan Society of Information Science, Vol.47, No.9, 1996, s.669.

115 Hüseyin Odabaş, “Elektronik Belgeler ve Arşivler”, Bilginin Serüveni Dünü, Bugünü ve Yarını: Türk Kütüphaneciler Derneği’nin Kuruluşunun 50. Yılı Uluslararası Sempozyum Bildirileri, Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği, 17-21 Kasım 1999, s.356-365.

116 Bekir Ataman (hzl.), Arşivcilik Terimleri Sözlüğü, “Elektronik Belge”, İstanbul : Librairie de Pera, 1995, s.34

Kültür ve turizm Bakanlığı Yönetmeliğinde elektronik yayın, “Geleneksel yöntemlerle hazırlanmış veya basılmış kitap ve derginin her türlü elektronik ortamda sadece okunabilmesi amacıyla sunulmuş” şekli olarak tanımlamaktadır.

Elektronik belgelerin önceden söz ettiğimiz avantajları yanında, teknik ve yasal açıdan birçok sakıncaları bulunmaktadır. Bunları şu şekilde açıklayabiliriz117:

Öncelikle elektronik belgelerin oluşturulması bilgisayar donanım ve yazılımın varlığını gerektirmektedir. Bu belgelerin bir yerden başka bir yere transferi için de yan birimler denilen yazıcı modem, faks vb. sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, iletişim ve bilgisayar teknolojisinin birlikte kullanıldığı bu sistemde kurum içi ve kurum dışı ağ yapılarının varlığı da elektronik belgelerin oluşumuna katkıda bulunmaktadır.

Elektronik belge üretmek ve bu belgeleri başka bir yere transfer etmek için gerekli bilgisayar donanımı ve yazılımı ile iletişim araç-gereçlerinin ekonomik olarak çok yüksek ve çok kısa sürede demode olması sorun oluşturmaktadır. Ayrıca sistem bakımı, onarımı, donanım yenileme, yeni yazılım satın alma ve iletişim giderleri, bilgisayar sisteminin verimli olup olmamasını tartışma konusu yapmaktadır.

Elektronik belgelerin mevzuat çerçevesinde yasal bir yerinin olmaması en köklü sorunlardan birini oluşturmaktadır. Elektronik belge üretimi ve iletişiminin bir başka sorunu ise güvenlik konusudur. Elektronik bilgi, ağlar üzerinden devingen bir şekilde bir yerden başka bir yere kolayca yönlendirilebilmektedir. Ancak, verilerin istenmeyen bir şekilde silinebilmekte ya da değiştirilebilmektedir. Elektronik bilgiler, başka bir yer ve zamanda, başka bir sistem üzerinde kullanılabileceği düşünülerek ve evrensel unsurlar da dikkate alınarak üretilmektedir. Belgeler, özel bir yazılım ve donanıma bağlı kalmaksızın makinece okunabilen kataloglama kurallarına (MARC-AMC) göre üretilmelidirler .

2.3. Elektronik Belgenin Türleri

2.3.1. Elektronik Dokümanlar:

117 Odabaş, s.356-365.

Geleneksel dokümanlarla en çok benzerlik gösteren elektronik belgelerdir.

Kelime işlemcilerle üretilmiş dokümanlar, elektronik mesajlar, bilgisayar yardımıyla oluşturulmuş tasarımlar, taranmış görüntüler bu kategorinin içine girmektedir118. Arşiv ve belge yönetimi literatüründe doküman, form ya da ortama bakılmaksızın kayıtlı bilgi olarak tanımlanır. Doküman, kurumsal faaliyetler sonucunda üretilen ve daha sonra delil olarak kullanılan “belge”den ayırt edilmiştir. Elektronik dokümanlar metin, rakam, şekil, görüntü, ses vb. den oluşan bilginin çoklu ortam formlarıdır. Doküman kendisini oluşturan başlık, görüntü, hücre, tablo, paragraf gibi daha küçük veri kümeleriyle mantıksal bir yapısal ilişkiye sahiptir. Bu, dokümanı diğer veri dosya türlerinden ayırt eden özelliktir. Ses ya da hareketli görüntüler birleştirilerek çoklu ortam ya da birleşik doküman oluşturulabilir. Bu, birden fazla veri dosyası olarak depolanabileceği anlamına geliyor. Bunun için de birden fazla uygulama programının kullanılması gerekmektedir.119

2.3.2. Veri Tabanları:

Bunlar bir veritabanı dosyasını oluşturan mantıksal kayıt gruplarıdır. Veri tabanı ayrıca önceden ilişkilendirilmiş dosyalar koleksiyonu olarak da tanımlanabilir. Bir dosya bir mastır dosyasını, bir indeks dosyasını ya da dosyalarını, katalog, rapor, format ve görüntü dosyalarını içerebilir120. Bir meteroloji istasyonu; veritabanında bölgelere ve şehirlere ait coğrafi veriler, günlük hava durumu, hava akımlarının yönü, kar yoğunluğu gibi bilgileri saklayacaktır. Örnekleri çoğaltabiliriz. Bir ticari firma; veri tabanında personel özlük bilgileri, depodaki malzemeye ait hareketler, müşterilerin telefon numaraları, gelen siparişler, gönderilen teslimatlar, ürün fiyatları gibi bilgileri saklamak isteyecektir. Bu örnekler doğrultusunda bir veritabanına verilerin düzenli bir yapı çerçevesinde saklandığı yazılım olarak nitelendirebiliriz.121

Veri tabanlarından bahsederken, konunun daha iyi anlaşılması açısından belge, kayıt ve veri kavramlarından bahsetmek yerinde olacaktır.

118 Hamza Kandur, "Management of Electronic Records: Educating Archivists and Records Managers", Arşiv Araştırmaları Dergisi, Sayı.1, 1999, s.35.

119 Robert, s.16

120 Kandur, s.35

121 Kerem Köseoğlu, Veritabanı Mantığı, 3.Basım, İstanbul: Pusula, 2007, s.1.

Belge, kayıt ve veri ile karıştırılmamalıdır. İngilizce de “record” kelimesinin iki anlamı vardır. Bunları şu şekilde açıklayabiliriz.

Record(kayıt) : Bir veritabanındaki tam bir bilgi setidir. Kayıtlar, her biri bilgi parçası içeren alanlardan oluşmaktadır.

Record (Belge) : Ortam ya da forma bakılmaksızın, bir kurum ( özel ya da kamu) ya da bir birey tarafından iş faaliyetlerini ya da yasal zorunlulukları gerçekleştirirken üretilen, kabul edilen, tutulan ve kullanılan bir dokümandır. Belge delil olma özelliğini de taşımaktadır.

Elektronik belge ile veri aynı şey değildir. Veri belli bir forma dönüştürülmemiş bilgidir. Veri kolayca değiştirilebilir, güncelleştirilebilir, düzenlenebilir, kopyalanabilir ve yeniden kullanılabilir. Veri konteks (ilişki) ve yapıdan yoksundur. Bu yüzden veri tek başına anlamsızdır. Diğer yandan belgelerin içeriğinde olduğu gibi konteks ve yapılarından anlam çıkartılabilir. Belgeler verilerden meydana gelebileceği gibi verilerde belgelerden ortaya çıkabilir. Onlar birbirlerini tanımlayan unsurlardır. Veri ve belgenin özelliklerini aşağıdaki tabloda olduğu gibi gösterebiliriz122:

VERİ BELGE

Bir ortamda sürekli kayıtlı ama ortamın (kayıtlı olduğu aracın) kendisi belge değildir.

İlişki, yapı ve içeriğe sahiptir.

2.3.3. Yapay Zeka

Bu sistemler mantık gerektiren karmaşık problemleri çözmek için tasarlanılır.

Yapay zeka sistemlerinin en yaygın uygulamaları doğal dil, robot ve uzman sistemlerdir.123

2.3.4. Hiperortam ve Hipermetin

122 Michael Roper, Laura Millar (yay.haz.), Managing Public Records Sector: A Training Programme:

Managing Electronic Records, http://www.irmt.org/ducume-1/educat/mpsr/electronic.doc (15 Şubat 2010).

123 Kandur, s.36.

Hiperortam, bir hipermetin ortamında kullanılan ses, grafik, görüntü, metin ve veriden oluşan dokümanlardır. Bir hipermetin sistemi, sistemi çalıştıran kavramlar, deyimler, anahtar sözcükler yardımıyla farklı formattaki verileri birbirine bağlayabilir.124

2.3.5. Uzaktan Algılama Sistemleri

Coğrafi bilgi sistemleri ve radar sistemleri gibi uzaktan algılama yöntemiyle üretilmiş verilerin oluşturduğu dokümanlardır. Bunlara çevre, mahsullerin büyümesi ve atmosfer hakkındaki bilgiler örnek olarak verilebilir. Veri bütünleşik değildir ve bu yüzden yüksek araştırma değerine sahiptir.125

2.3.6. Coğrafi Bilgi Sistemleri

Coğrafi verilerle ilgili olan bilimsel ve teknik alandır. Kara ve coğrafi bilgi sistemlerini, otomasyonlu harita sistemlerini ve dijital görüntüleme sistemlerini içerir.126 2.4. Elektronik Belge Format Türleri

Elektronik belgeler çeşitli formatlarda üretilebilir. En basit ve en yaygın olanı veri tabanlarındaki veri setleridir ( Bunlar bazen veri dosyaları olarak da adlandırılır).

Bunun dışında en yaygın olanları metine dayalı belgeler ya da Excel de oluşturulmuş karışık olmayan tablolardır. Daha ileri yazılım uygulamalarıyla daha karmaşık belgeler üretilebilir. Genel olarak elektronik format türleri şunlardır. :

Veri Setleri: Bunlar bir birim olarak ele alınan ve düzenlenen ilişkilendirilmiş elektronik belge gruplarıdır. Veri setleri bir veritabanının konteksinde(ilişkisinde) üretilir, yönetilir ve kullanılır. Örneğin, bir veri seti bir bölgenin yıllık nüfus bilgisini içerebilir.

 Metne Dayalı Dokümanlar: Bunlar başlıca temel kelime işlemci programlarıyla üretilen belgelerdir. Bunlar yalnızca sözcük ya da birkaç grafikten oluşabilir. Ayrıca

124 Kandur, s.36

125 Kandur, s.36

126 Kandur, s.36

bu metne dayalı belgelere diğer yazılım programlarında oluşturulmuş ögeler eklenebilir. Örneğin Excel de oluşturulan bir tablo bir Word belgesine eklenebilir.

 Çok Boyutlu Dokümanlar: Bazı elektronik belge formları yazıcıda ya da bilgisayar ekranında birkaç şekilde temsil edilebilir. Bir tablo sayı ve formül grubu şeklinde ya da hesapların sonucu olarak temsil edilebilir. Belge her iki şekilde tutulmaya gerek olmasa da her iki temsilde belgenin bir parçasıdır. Aynı şekilde belge slayt şeklinde de gösterilip kullanılabilir.

 Çoklu Ortam Dokümanları: Bu tür dokümanlar birçok farklı ögeden oluşabilir.

Bunlar grafik, hareketli görüntü, ses ve metin vb. Dokümanlarıdır.127 2.5. Elektronik Belgelerin Teknolojik Özellikler

Elektronik belgeler üretilme yöntemlerine göre elektronik olarak doğan belgeler ve sonradan tarayıcılar aracılığıyla elektronik ortama aktarılan belgeler olmak üzere ikiye ayrılır. Belgelerin elektronik ortama aktarılması yer tasarrufu, maliyette azalma, bilgi transferinde kolaylık sağlama gibi avantajlar sunmaktadır. Ayrıca yüksek erişim talebinin mevcut olduğu durumlarda bilginin yaygınlaştırılmasına yardımcı olmaktadır.128

Tarayıcılar aracılığıyla bilgisayara aktarılan görüntü, temelde bir fotoğraftan ibarettir. Bilgisayarın bu görüntü üzerindeki yazıları anlaması ve işlenebilir hale getirebilmesi için OCR denilen bir işlemden geçirmesi gerekir. Bu işlem, taranan görüntü üzerindeki bağımsız her bir parçanın, yazılımın arşivinde kayıtlı şekillerle

Tarayıcılar aracılığıyla bilgisayara aktarılan görüntü, temelde bir fotoğraftan ibarettir. Bilgisayarın bu görüntü üzerindeki yazıları anlaması ve işlenebilir hale getirebilmesi için OCR denilen bir işlemden geçirmesi gerekir. Bu işlem, taranan görüntü üzerindeki bağımsız her bir parçanın, yazılımın arşivinde kayıtlı şekillerle