• Sonuç bulunamadı

3. ELEKTRONİK BELGELERDE TELİF HAKKI

3.1. Eser Olarak Belge

Bilindiği üzere bir fikir ve sanat ürününün telif hakkı ile korunması için öncelikle eser olması gerekmektedir. Belgenin eser olabilme durumunu incelemeden önce eser olarak kabul edilmeyen örneğin mektup, resim ve portrelerin durumunun incelenmesi, özellikle bu şekilde birçok belgenin olduğu düşünüldüğünde önem taşımaktadır. FSEK’de mektup, resim ve portreler eser kabul edilmese de koruma altına alınmıştır. Kanunda bununla ilgili maddeler aşağıdaki şekilde yer almaktadır:

Madde 35- Eser mahiyetinde olmasa bile mektup, hatıra ve buna benzer yazılar yazanların ve bunlar ölmüş ise 19 uncu maddenin birinci fıkrasında yazılı kimselerin muvafakatı olmadan yayınlanamaz; meğer ki yazarın ölümünden itibaren on yıl geçmiş bulunsun.

Mektuplar birinci fıkradaki şartlardan başka muhatabın veya ölmüş ise 19 uncu maddenin birinci fıkrasında yazılı kimselerin muvafakatı olmadan yayınlanamaz; meğer ki muhatabın ölümünden itibaren on yıl geçmiş bulunsun.

Yukarıdaki hükümlere aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanunun 49.

maddesi ve Ceza Kanununun 197 ve 199. maddeleri hükümleri uygulanır. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde Medeni Kanunun 24. madesi hükmü mahfuzdur.

Madde 86- Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilen, tasvir edilen ölmüş ise 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakatı olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe teşhir edilemez diğer suretle umuma arz edilemez.

Birinci fıkradaki muvafakatın alınması;

1. Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri;

2. Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler;

3. Günlük hadiselere mütesllik resimler, radyo ve film haberleri için şart değildir

Birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanunun 49.

maddesi ve Ceza Kanununun 197 ve 199. maddeleri hükümleri uygulanır. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde Medeni Kanunun 24.

maddesi hükmü mahfuzdur.

Yukarıda verilen maddelerde de anlaşılacağı üzere eser olarak kabul edilmese bile mektup, resim ve portreler telif hakkıyla korunmaktadır. Mektup, hatıra, resim vb.

şekilde bir çok belge bulunmaktadır. Buradan, bu gruba giren belgeler eser olarak kabul edilmese bile telif kanunları ile korunacağı sonucu çıkmaktadır. İlerdeki başlıklar altında daha ayrıntılı bir şekilde ele alınacağı gibi, bu belge türlerinin kağıt ortamda veya sonradan elektronik ortama aktarılmış yahut elektronik olarak üretilmiş olmasının telif hakkı açısından durumunu değiştirmeyecektir. FSEK’deki 24. ve 25. madde de dijital iletişimde dahil olmak üzere işaret, ses, görüntü nakline yarayan araçlarla iletim hakkının eser sahibine ait olduğu belirtilmektedir. Bu maddelerden anlaşılacağı üzere, örneğin internet üzerinde bir eser dijitalleştirilerek yayınlanma hakkınında eser sahibine ait olması, eserin elektronik ortama aktarılmış olmasının bu hakta bir değişimin söz konusu olmadığı anlamına gelmektedir. Yani eser sahibinin kağıt bir belgede sahip olduğu yayma hakkı, bu belgenin dijitalleştirilmiş şeklinde de devam etmektedir.

Böylelikle dijitaleştirilen bir belgenin telif hakkında bir değişim olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Eser olarak kabul edilmemesine rağmen koruma kapsamında olan yukarıda verdiğimiz örnekler dışında özgün eser olmayan işlenme/derleme eserlerde de telif hakkı söz konusudur. Veri tabanlarının derleme eser sayılması ve telif hakkı kapsamı içerisinde yer alması tez konusu kapsamında ele alınması gereken önemli diğer

meseledir. Çünkü günümüzde bir çok belge, arşiv malzemesi dijitalleştirilmekte ve veri tabanlarında tutulmaktadır. Böylelikle eser olarak kabul edilmeyen, ya da telif hakkı ile korunmayan ya da telif hakkı koruma süresi biten belgelerin veri tabanına aktarılarak derleme eser kapsamında veri tabanı bütünlüğü içinde korunması söz konusu olmaktadır. Belge eser olarak kabul ediliyorsa, ya da telif hakkı koruma kapsamında ise basılı ya da elektronik ortam da olduğuna, nerde tutulduğuna bakılmaksızın telif hakkıyla zaten korunmaktadır. Bu mesele veri tabanları ve telif hakkı başlığı altında daha ayrıntılı bir şekilde irdelenecektir.

Veri tabanları gibi web sayfaları da derleme eser olarak sayılmaktadır. Hatta web sayfaları veri tabanı olarak değerlendirilmektedir. Buradan telif hakkıyla korunmayan belgelerin web sayfalarında sunulduğunda koruma kapsamında olup olmayacağı sorunu ilerdeki ilgili bölümlerde incelenecektir. Örneğin Osmanlı dönemine ait belgeler için telif hakkı söz konusu olmamaktadır. Ama bu bahsi geçen belgeler dijitalleştirilerek web sayfasında bir veritabanı linkiyle hizmete sunulduğunda telif hakkıyla ilgili durumunda bir değişme olur mu, daha sonra ele alınacak konularda bu tür sorular açıklığa kavuşturulacaktır.

Fikir ve sanat ürünleri eser olarak kabul edildiğinde telif hakkı ile korunduğunu önceki bölümlerde ayrıntılı bir şekilde bahsetmiştik. Bu nedenle belgenin telif hakkı ile korunma durumu incelenirken, belgenin eser olup olmadığı konusuna değinmek gerekmektedir. Bilindiği üzere elektronik belgeler yasal, politik, idari, araştırma vb.

gereksinimler için kullanılmaktadır. Bu amaçları gerçekleştirmek için çok çeşitli belge türleri bulunmaktadır. Bu belge türlerinin hepsinin tek tek eser olup olmadığını incelemek pek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle burada öncelikle, bir örnek teşkil edecek şekilde, bir belge olarak hukuki metinlerin eser olup olmadığına öncelikle değinilecek ve genel olarak elektronik belgelerin eser olma durumuyla ilgili sonuçlar çıkartılacak.

“Avukat dilekçeleri, alışıgelen rutin konular ve çözüm yolları dışında, ayırt edilecek şekilde orijinal çözüm yolları ve hukuki çözüm önerileri getirmekte ise, bilimsel eser olarak korunma yeteneğine sahip oldukları kabul edilir. Aynı şekilde, avukat tarafından hazırlanmış bir sözleşme taslağı da, mahkeme kararı çerçevesinde

uygun ayırt edici özelliklere sahip olması şartıyla, telif hakkı açısından uygun korumadan yararlanabilecektir. Genel işlem şartlarının hazırlanmasında benzer şartların sağlanmış olması halinde, yine telif haklarının korunması söz konusu olabilmektedir.

Telif haklarının başka hangi hallerde korunmaya değer nitelikte olduğunu tek tek sıralama imkanı söz konusu değildir. Yukarıda belirttiğimiz örnekler dışında, mutat işlemleri ortadan kaldırarak bir yenilik getiren her türlü belge ve metinler de, telif hakkı bakımından korunmaya değer nitelikte görülebilmektedir.”137

FSEK çerçevesinde eser türlerinin, numerus clausus kuralına göre belirlenmiş olup, kanunda belirtilen türler ile sınırlı nitelikte olduğu, ancak, her bir türün içine giren eserler bakımından, bu ayrımın geçerli olmadığı görüşler vardır. Gerçekten her ne kadar temel eser türleri tek tek sayılmış olsa bile, bu türlerin içinde yer alan isimler, adeta örnek kabilinden sayılmış niteliktedir. Nitekim, FSEK’in 2-5. maddelerinde yer verilen,

“herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları, her türlü tiplemeler, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri” gibi ifadeler, bunu açıkca ortaya koymaktadır. Bu durumda, özelliği itibariyle, bu türlerden birine dahil olan her tür eseri, FSEK anlamında korunmaya değer bir eser olarak kabul etmek gerekeceği sonucuna varılır.138

Yukarıda yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere FSEK’de yer alan eser türlerine girebilecek bir çok belge bulunmaktadır. Belge hangi eser türüne giriyorsa, söz konusu eser türüne göre telif hakkı bulunmaktadır. Basılı ya da elektronik belge olması telif hakkı durumunu değiştirmemektedir. FSEK’de m.25’in 1. ve 2. bendinde iletişim şekline eser sahibinin karar vereceği anlaşılmaktadır. Bbir belge açık bir şekilde eser olabileceği gibi, “herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları, her türlü tiplemeler, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri” gibi ifadelerden de anlaşılacağı gibi eser olarakda değerlendirilebilecek, yani söz edilen bu türlerden birine dahil olabilecek bir çok belge türünün olabileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla belgenin eser olarak kabul edilme durumunda, belgenin telif hakkı ile korunması gerektiği sonucu çıkmaktadır.

137 Yavuz Kaplan, İnternet Ortamında Fikri Hakların Korunmasna Uygulanacak Hukuk, Ankara:

Seçkin, 2004, s.82.

138 Kaplan, s.82.

Belgenin eser olma durumunu özetlemek gerekirse, belge FSEK’de eser olma şartlarını taşıması gerekmektedir. Özellikle de belgelerin yasal, idari, araştırma vb.

amaçlara yönelik kullanıldığı düşünülürse, bir çok belgenin bilimsel eser türü içerisine dahil edilmesi mümkündür. Örneğin mimarlıkla ilgili belgeler güzel sanat eserleri olarak değerlendirilebileceği gibi, aynı belge bir araştırma için kaynak olabileceğinden aynı zamanda bilimsel eser türüne de girebilir. Bu örnek diğer eser türleri içinde genişletilebilir. Bir belge edebiyat eseri olabileceği gibi, güzel sanat eseri olarak ta değerlendirilebilir. Kanaatimce çoğu belgenin iki eser türüne, özellikle de bilimsel eser sayılması muhtemeldir. FSEK’de eser türleri kesin olarak ayrılmış olsa dahi, bu türler altında yer alan isimler daha çok örnek niteliğindedir ve kimi yerlerde kesin ifadeler kullanılmamıştır. Örneğin güzel sanat eserleri altında bulunan her türlü tipleme ifadesi genel bir cümledir. Bu tiplemelere girebilecek bir çok örnek sayılabilir. Böylelikle bunun gibi ifadelerden faydalanılarak, değişik belgeler bu örnek türleri içerisinde değerlendirilebilir. Bu açıklama özellikle de hangi eser türüne dahil etmekte kararsız olduğumuz durumlarda geçerli olabilir. Yani eser türleri altında yer alan örneklerin iyi anlaşılması gerekmektedir.

Bilgisayar ve iletişim teknolojileri, özellikle de internet, iş ve ev hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olmuştur. Hizmet sektörünün bütün alanlarında yapılan çalışmalarda olduğu gibi, bilgi ve belge alanında gerçekleştirilen çalışmaları da etkilemiştir. Bir çok kurum dijitalleştirme projesine başlamıştır. Web sayfaları, veri tabanları, bilgisayar programları vb. teknolojik araçlar bu projelerin merkezinde yer almaktadır. Artık belgeleri dijital ortamda iyi bir şekilde muhafaza etmek yeterli olmamakta, aynı zamanda bu belgelerin etkin bir şekilde özellikle de internette hizmete sunulması gerekmektedir. Belgelerin daha çok kullanılması, daha kolay çoğaltılması ve dağıtılması, en nihayetinde de birçok kullanıcıya ulaşması telif hakkı sorunlarına neden olmaktadır.