• Sonuç bulunamadı

Erkekler Arasındaki Eşcinsel İlişki, Livâta

HABÎS KAVRAMININ LÜGAVÎ VE KUR’ÂNÎ TAHLÎLİ

A. KUR’ÂN’DA HABÎS VE TÜREVLERİ

9. Erkekler Arasındaki Eşcinsel İlişki, Livâta

Cinsî ihtiyaçların doğal ve meşrû çerçevede karşılanması, fıtrat ve iffetin muhafaza edilmesi, insanlık şeref ve onurunu zedeleyen her türlü cinsî azgınlık ve sapıklıktan uzak durulması, Kur’ân-ı Kerîm’in temel mesajlarındandır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, Lût kavminin, livâtanın yaygınlık kazandığı ilk toplum olduğu bildirilmekte; onların, bu iğrenç fiili işlemeleri ve peygamberleri Hz. Lût’un bu türlü iğrençliklerden ve çirkinliklerden

279 Beydâvî, a.g.e., I, 487-488; Nesefî, a.g.e., II, 499-500.

280 Havva, a.g.e., III, 25. Ayrıca bkz: Râzî, a.g.e., IX, 176; Abduh-Rızâ, a.g.e., IV, 339-340.

281 Mâverdî, a.g.e., I, 447-448; Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, II, 1279.

282 İbn Kesîr, a.g.e., II, 207; Havva, a.g.e., III, 25.

283 Mâverdî, a.g.e., I, 447-448; İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-Mesir, I, 508.

166 uzaklaştırmaya yönelik uyarı ve öğütlerine kulak vermeyişleri sebebiyle helâk edildiği anlatılmaktadır.284

Lût kavminin helâkına sebep olan iğrenç fiil ve davranışların Kur’ân-ı Kerîm’de

“hubs (habâset)” kökünün bir türeviyle ifade edilmiş olması konu bakımından dikkat çekicidir. Nitekim ilgili âyette mealen şöyle buyurulmaktadır:

“Lût’a da hüküm ve ilim verdik ve onu iğrenç işler (habâis) yapan şehir halkından kurtardık ki gerçekten onlar kötü ve itaat dışına çıkmış fâsık bir güruh idiler. Kendisini de şefkat ve himayemize aldık. O gerçekten erdemli kimselerdendi.”285

Mealde “iğrenç işler” şeklinde ifade edilen “habâis” kelimesinden maksadın ne olduğunu doğru tespit etmek için önce Kur’ân sözlüklerine ardından da tefsir kaynaklarına müracaat etmek elzemdir.

Râğıb el-İsfahânî, Semîn el-Halebî ve Fîrûzâbâdî’ye göre ilgili âyetteki “habâis”

kelimesi, “erkeklerle temas etmek (livâta, lûtîlik, oğlancılık, erkekler arasındaki eşcinsel ilişki)” anlamında kullanılmaktadır.286

Tefsir kaynaklarında da ilgili kelime hakkında birbirine benzer açıklamalar yapılmıştır. Nitekim müfessirlere göre “habâis” ile “livâta, erkekler arasındaki eşcinsel ilişki”,287 “(halk içinde) yüksek sesle yellenmek”,288 “yol kesmek”,289 “gelip geçenlere çakıl taşı atmak”,290 “kuşlarla oynamak”291 gibi anlamlar kastedilmektedir.

İbnü’l-Cevzî’nin bildirdiğine göre Lût kavminin işlediği çirkin fiil ve davranışlara şu âyetlerde işaret edilmektedir:292

284 el-A’râf 7/80-84; Hûd 11/78-83; el-Enbiyâ 21/74-75; eş-Şuarâ 26/161-175; en-Neml 27/54; el-Ankebût 29/28-35.

285 e l-Enbiyâ 21/74-75.

286 Râğıb el-İsfahânî, a.g.e., s. 272; Semîn el-Halebî, a.g.e., I, 558; Fîrûzâbâdî, Basâir, II, 522.

287 Mukâtil b. Süleymân, Tefsîr-i Kebîr, III, 69; Semerkandî, a.g.e., IV, 209; Mâverdî, a.g.e., III, 455;

İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, IV, 241; Kurtubî, a.g.e., XI, 306; Beydâvî, a.g.e., III, 461; Nesefî, a.g.e., VII, 144; Süyûtî-Mahallî, a.g.e., s. 328; Bursevî, a.g.e., V, 502; Bilmen, a.g.e., IV, 2165; Havva, a.g.e., IX, 203; Sâbûnî, a.g.e., II, 246; Zuhaylî, et-Tefsîru’l-Vecîz, III, 28-29.

288 Mâverdî, a.g.e., III, 455; Kurtubî, a.g.e., XI, 306; Nesefî, a.g.e., VII, 144; Havva, a.g.e., IX, 203; Zuhaylî, et-Tefsîru’l-Vecîz, III, 28-29.

289 İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, IV, 241; Sâbûnî, a.g.e., II, 246.

290 Kurtubî, a.g.e., XI, 306; Nesefî, a.g.e., VII, 144; Süyûtî-Mahallî, a.g.e., s. 328; Havva, a.g.e., IX, 203;

Zuhaylî, et-Tefsîru’l-Vecîz, III, 28-29.

291 Süyûtî-Mahallî, a.g.e., s. 328; Zuhaylî, et-Tefsîru’l-Vecîz, III, 28-29.

292 İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, IV, 241.

167

“O elçilerimiz Lût’a gelince o fena halde sıkıldı, onların yüzünden göğsü daraldı ve: “Gerçekten bugün pek çetin bir gün!” dedi. Esasen kötü işler yapagelen halkı, kötü niyetle koşa koşa Lût’a geldiler, Lût: “Ey halkım! dedi, işte kızlarım! Onlar sizin için nikâh akdi ile daha temiz, şâibeden daha uzaktır. Öyle ise Allah’tan korkun, emirlerini, çiğnemekten sakının da, bari misafirlerimin yanında beni mahcup etmeyin! Yok mu içinizde aklı başında bir adam?” Şöyle dediler: Sen de pekiyi bilirsin ki senin kızlarında hakkımız ve onlarla hiçbir alâkamız yoktur, onlarda gözümüz yoktur, ama sen bizim ne istediğimizi pekâlâ biliyorsun!”293

Kaynaklarda belirtildiğine göre Sedûm (Sodom) şehrinde ve başka bazı şehirlerde yaşayan Lût kavminin, şehir dışında, yol üzerinde bostanları ve meyve bahçeleri bulunmaktaydı. Yağmursuzluktan, kuraklık ve kıtlığa uğradıkları zaman, birbirlerine:

“İçinde geçimliğiniz bulunan meyve bahçelerinizi dışarıdan gelecek yolculardan koruyunuz!” dediler ve nasıl koruyacaklarını da şu şekilde bildirdiler: “Yurtlarınız içinde bulduğunuz ve tanımadığınız yabancıların elbisesini soyunuz, çekip ırzına geçiniz! Siz, böyle yapmayı âdet edindiğiniz zaman insanlar, şehirlerinize ayak basamazlar!” Bu karardan sonra artık onlar; yolları kesiyor, yurtlarından geçen erkek yolculara sataşıyor, onlarla alay ediyor ve yakaladıklarının ırzına geçiyorlardı. Yine onlar; bulundukları meclislerde sesli bir şekilde yelleniyor, yollarda açıktan açığa birbirlerinin ırzına geçmekten utanmıyorlardı. Hatta onlardan biri, zorla bir kimsenin ırzına geçer, onu döver, sonra da: “Sana yaptığım bu işe karşılık ücretimi ver!” der, hâkimleri de fâil lehine hüküm verirdi. Lût kavmi, bu hayâsızlıklara hayvanlar gibi ve belki hayvanları da geride bırakacak derecede devam ediyorlardı. Lût kavminin erkekleri, kadınlarla evlenmeyi de bırakmışlardı. Evli olan kimileri ise cinsî sapıklıklarını karılarına da uyguluyorlardı.294

Zikredilen bu son bilgiler de Lût kavminin ne türden iğrenç işler peşinden koştuğunu açıkça göstermekte ve müfessirlerin yukarıda zikredilen açıklamalarını teyit etmektedir. Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki Enbiyâ Sûresi’nin “Lût’a da hüküm ve ilim verdik ve onu iğrenç işler (habâis) yapan şehir halkından kurtardık ki gerçekten onlar kötü ve itaat dışına çıkmış fâsık bir güruh idiler.” mealindeki 74. âyetinde geçen “habâis”

kelimesi ile Lût kavminin yukarıda zikredilen iğrenç fiil ve davranışları bildirilmektedir.

Cinsî sapıklığın bu kelimeyle nitelenmesi, “habîs” kavramının Kur’ân’daki asıl kullanılış

293 Hûd 11/77-79. Benzer anlamdaki âyetler için ayrıca bkz: el-Hicr 15/67-72.

294 Köksal, Mustafa Âsım, Peygamberler Tarihi, I-II, 16. baskı, TDV Yayınları, Ankara, 2012, I, 246-248.

168 gayesinin insan fıtratına, ahlâka ve geleneğe aykırı davranışların vicdanlarda meydana getirdiği tiksintiyi ifade etmek olduğunu ortaya koymaktadır.295

III. KUR’ÂN’DA HABÎS İLE ANLAM YAKINLIĞI OLAN